Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4PNİSAN2000SALJ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Depremzedeler, hükümeti enkaz altından çıkan insanlan görmezden gelmekle suçluyor
^Kocaeli iılke chşında saydıyor'
HATİCETÜNCER
dımhuriyet gazetesine ellerinde
17 -Ağustos 1999'danöncekitarihler-
de Değirmendere"yi gösteren, cepte
taş«-nmaktan yıpranmış bir kartpostal-
la geldıler.
Viavı denizin kıyısına çekilmiş sı-
ra sıra sandallar, salkımsöğüt gölgesi
ve clenize nazır apartmanlar sulara gö-
müJeli sekiz ay oldu neredeyse. Ya-
şarnlannı kurtarabilenler, bannma, iş,
çoc-uklannın eğitimi kaygısına düştü-
ler. Aylar geçtikçe medyanın günde-
mirmdeki sıralan yavaş yavaş aşağıla-
ra inmeye başladı. Gölcûk'ten bir
grup depremzede Istanbul'dan sorun-
lannı daha iyi duyurabileceklerini dü-
şüniip gazetemize geldıler ve kendi-
• Gölcük ve Değirmendereliler ihmal edildiklerini ve belediyelerinin
güç durumda olduğunu söylüyorlar. Kasım ayında tamamlanması
beklenen kalıcı konutlar için istimlakların henüz hukuki sorunlan
çözülmüş değil. Depremzedeler aylar önce belirlenen konut
kredilerinin artık alım gücünün düştüğünü söylüyorlar. Tûrkiye Emekli
Astsubaylar Derneği Gölcük Şube Başkanı Adnan Çokşen, "însanlann
göç edip bir an önce sorunlannı kapatmasını bekliyorlar" diyor.
lerini dinleyip kamuoyuna aktarma-
mızı istediler. Gruba önderlik eden
Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği
Gölcük Şube Başkanı Adnan Çok-
şen, "Insanlann göç edip bir an önce
sorunlarını kapatmasını bekliyorlar"
diye söze başladı. Depremin ardından
hükümet tarafmdan çıkanlan kanun
hükmünde kararnamelerin Gölcük'te
ne kadar uygulanabildiğini yakından
ızlemiş. Çokşen, gözlemlerini şöyle
anlatıyor:
" 1 Eylül 1999 tarihinde resmi gaze-
tedeyayımlanan 574 sayüı kanun hük-
münde kararnamede, hasar tespitin-
de bulunulmak üzere ilgiü kuruluşla-
nn uzman kadrolarla büiikte hasar
tespitinin yapılabilmesi planlanmtşo.
Aradan 8 ay geçmesine karşın bilim-
sei doğrultuda bir çahşma yapüama-
dı. \lne aynı kararnamede afete ma-
ruz kalanlann geçici ve kahcı iskânı-
nın alım satun kamulaşürma, trampa
işlerinin yapdmasında Bayındırhk Ba-
kanhğı yetkiti kılınmıstı. Fakat geçici
konudanözel kuruluşlar yapblar, yet-
kililer sadece açıhşa kankiılar. Prefab-
'GOLCÜKTN YAŞAR OKUYAJVIYOK'
Geçici konutlar
rant için yapıldı
Ertuğrul Çağütaj: Ha-
berin başhğı şu olsun:
Gölcük, Türk insanımn
kadersizüğinin sembolü
olduğu yer. Keşke Göl-
cük'ün bir Yaşar Oku-
yan'ı olsaydı. Telefon
bağlatmak istiyorum, üç
ay sonrasına gün veriyor-
lar. Evi sağ-
lam olup da
prefabrikeye
hak kazanıp
kiraya veren-
ler var. Şeref-
sizlik ama de-
netlemenin
yolu vardır.
Ben Gediz
depremini de
yaşadım. 5
bin kişi öldü.
Karşılaştınr-
sak şimdi çok
rahatız ama
vatandaş sa-
yesinde. Yani
vatandaş ol-
masaydı he-
pimiz aç peri-
şan olacaktık.
Benim ve
eşimin ayn
evlerimiz
vardı, iki evi-
miz yıkıldı.
Şimdi bir ev
veriyorlar.
Bana niye bir
ev veriyor-
sun? Yirmi
yıl vergilerini
verdim. O za-
man vergilerimi versin
devlet.
Mehmet Dana: Oğlum
Kocaeli Üniversitesi
Yüksek Denizcilik Okulu
Makinecilik Bölümü'nde
okuyor. Deprem dolayı-
sıyla geç öğrenime başla-
dılar. Hoca yok, iyi bir
eğitim yok. Okul dört se-
neye çıkacak söylentisi
var. Çıkacak mı, çıkma-
yacak mı bunun merakın-
dayım.
Huhısi Aktaş: Deprem-
Hulusi Aktaş
Ertuğrul Çağütay
den sonra hasar tespitine
gelen Bayındırlık Bakan-
lığı'nın yetkili mühendis-
lerinin sıfir hasar raporu
verdiği 7 katlı binaya bi-
lirkişi heyet istedik, orta
hasarh dediler. Bu nasıl
çelişki? Gölcük'te, pre-
fabrikeleri gezdim, insan-
lar çaresizlık-
ten içine gir-
miş. Fırtına-
larda kendi
yaptığun o ba-
raka sağlam
kaldı. Devle-
tin yaptığı
prefabrikele-
rin çatılan uç-
tu. Birilerine
ille rant gide-
cek diye va-
tandaşı mağ-
dur etmenin
bir anlamı
yok. Zama-
nında kalıcı
kohuta'' yön-
lendiriûniş ol-
saydı vatan-
daş daha ger-
çekçi olurdu.
Prefabrikenin
birinin mali-
yeti 5000 do-
lar. Bu bir
ranttır. Belirli
bir camianın,
ülkücü cami-
anın belirli
müteahhitle-
rine rant sağ-
lamak içindir.
trfan Batmazoğlu: Ben
emekli tersane işçisiyim.
Depremden sonra 8 ay
içerisinde bize hiçbir
maddi manevi katkıda
bulunmayan, sorunlan-
mızı paylaşmayan, yara-
lanmızı paylaşmayan si-
yasileri, ilk seçimlerde
bizim karşımıza gelecek-
leri andan itibaren büyük
bir sürpriz bekliyor.
Parlamentoda olan hiç-
bir partiye oy vermeyece-
ğiz.
ISTITUTO ITALIANO Dl CULTURA
İTALYAN KÜLTÜR MERKEZİ
Meşrutiyei Caddesı 161 Tepebaşı
Tel: 293 98 48-251 89 69
IT/\LYAI\]CA Dll_ KUR5LARI
08 Nisan - 22 Haziran
HAFTADA 2 GUN
Pazartesı - Çarşamba veya Salı - Perşembe
10.OC-12.00/12.00-14.00/15.00-17.00/ 17.00-19.00/ 19.00-21.00
HAFTADA 1 GÜN
Cumartesı: 11.00-15.00 veya 15.00-19.00
VE AYRICA BİLENLER İÇİN
KÜLTÜR SAMAT KURSLARI
HAFTADA 1 GÜN
Pazartesi - Çarşamba - Perşembe - Cumartesi
12.00-14.00/ 17.00-19.00/ 19.00-21.00
•40.000.000 Tl_-
KAYHAR: 20 Man • 6 Nean Bnhlen arasında 2 ad«t folojtal ve tejrs ücrrt 1le müracaat
MANAVGAT 1. ASIİYE HUKUK
HÂKÎMLİĞİ'NDEN
E. 1999/95
Davacı Emine Manay vekili Av. Şükrii Enhoş taranndan
daalı İsmail Manay aleyhıne açılan boşanma davasının
yzHİan açık yargılamasında venlen ara karan uyannca;
Davalı tsmaıl Manay'a tebligat yapılamadığı ve yapılan
aıştırmada da adresının tespit edilmemesı nedenıyle da-
vaya ılanen tebligat yapılmasına karar venlmiş olup, da-
vu İsmail'in Manavgat 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde
druşmamn bırakıldığı 4.4.2000 günü saat 10.00'da hazu
biunması, duruşmaya gelmediği takdırde kendisini biı
vdlle temsıl ettirmesi, aksi takdırde duruşmalann gıya-
bıda yapılacağı ve karar verileceği ilanen tebliğ olunur.
29.1999
Basın: 48327
Gölcüklü depremzedeler, gazetemizi zi>aret ederek sekizz aydır yaşadıklan sorunlan anlatûlar.
'İş bulmokbüyüksorun'
Alaattin Aksoy, arkadaşlannı
dinleyip konuşmamaktan yana.
K121 ve afabeyinin de
aralannda bulunduğu dokuz ,
yakınınj kaybetmiş. Gözleri
dolu dolu, "Acımdan artık bir
şey diyemem'' sözleri güçlükk
duyuluyor. Deprem sırasında
eşiyle birlikte tatilde olduğu
için kurtulmuşlar.
Şener Honça, korku nedeniyle
hasarh evine girmediğini ve
çadırkentte kaldığını anlatıyor.
Korkunun nedenini şöyle
açıklıyor: "Çok şeyler gördüm,
cesetler gördüm. Bacanağunın
cesedini çıkartüm. Her şeyimiz
birti yanL Her taraf sûnsiyah.''
tplik fabrikasında işçiymiş ama
uzakta olduğu için aynlmak
, zorunda kalmış, şimdi soruyor:
"Bundan sonra ne iş yapanz.
YaşınTtt bavağı oldu, nasıl iş
bulacağa?"
Cemil TurceB, Izmit
Valiliği'nde geçici işçi olarak
çalışıyor. Sözleşmeleri
bittiğinde ne yapacağım
düşündüğünü anlatıp devam
ediyor: "Tabii bundan sonra biz
de hayatımızı kuracağız ama ne
şekikle? Çaresidik içüıdevim."
'Siyosi oynmcûıkyapûxyory
Değirmendere Depremzede
Derneği Başkanı Yusuf Yazıcı:
Depremzedeler 17 Ağustos'tan
daha büyük felaketi yaşıyorlar.
Çünkü kaderlerine terk edilmiş
bir kent. Hayalet kent
görünümünde. lnsanlar
sağlıksız koşullarda çadırlarda
yaşıyor. Kesinlikle deprem
bölgesinde siyasi rant vardır.
Prefabrik konutlann hepsi
ihalelerle siyasetten birilerine
peşkeş çekildi.
Değirmendere'de yaşayan
depremzede insanlann örgütlü
hareket etmesini sağlamak,
gelen yardımların dağılımı ve
Değirmendere'deki yeni
yapılaşmada söz sahibi
olabilmek için bu derneği
kurduk. Altyapı tamamen yok
olmuş durumda. Bir lokantada
yemek yiyorduk, yandaki çay
ocağından getirdikleri
bardaktaki su simsiyahtı.
lnsanlar bu sulan kullanıyorlar.
Deprem bölgesindeki
belediyelerin devletten aldığı
kaynaklar azaltıldı. Niçin
azaltıldı bilmiyoruz. Afet
bölgesi ılan edilmedi ama afetin
her türlü koşulunu yaşadık. Bu,
siyasi bir taraf tutmadır.
Değirmendere'de yaşayan
insanlar bilinçli, ne yapacağım,
nasıl karar vereceğini bilebilen
bir toplumdur. Demokrasi varsa
bunun bir gün hesabı
sorulacaktır.
rike konuüara bannma yardunı vapü-
madığı için ilgi oimadL Prefabrike ko-
nutlar işlevleri birrikten sonra hurda
olarak satüacağmdan devlet zarar et-
mektedir."
Çokşen. kalıcı konutlann kasım
ayına dek yetiştirilmesinin mümkün
olmayacağı konusundaki umutsuzlu-
ğunun nedenlerini de şöyle anlattı:
"Kahcı konutiçin belirlenen arsala-
nn istimlak bedelleri düşük. Bu ne-
denle sahipleri dava açıyor. Uzun bir
süre alacak. Devlet 'nisan ayında bu-
nun altyapısına başlanacak kasım
ayında teslim edilecek' diyor. Kahcı
konut istimlaklan hukuki sorunlan
bmrilememiş henüz. 1 milyon 300 bin
üra ile 10 mihon lira arasında metre-
kare birim fiyaüan istimlak edilecek
yerlerin sahiplerine veril-
mektedir. Bu da 10 mil-
yon lira \erildiği takdırde
üç yüz metrekarelik bir
arsanın bedeii olarak 3
mihar lira para rutmak-
tadir. Bu konuda hukuki
sonınlar çığ gjbi büyü-
yor."
Çokşen, bannma yar-
dımı alan ailelerin pre-
fabrike, çadırkent ve dev-
let tesislerinden yararlan-
ma haklan bulunmama-
sına karşın prefabrike
evini kiraya verenler bile
bulunduğunu belirtip de-
netimsizlikten yakındı.
Yerel yönetimlerin devre
dışı bırakıldıklannı göz-
lemlediğini ifade eden
Çokşen sözlerini şöyle
sürdürdü:
"Hükümet daha doğ-
rusu siyasal yapdanmada
da tarafh bir tavır ortaya
koyuyor. Örnegin Kocaeli
ilini adeta ülke dışında
sa>ma çabasında. Gölcük
ve Değirmendere beledi-
ye başkanlan kapı kapı
dolaşmakta: nereden ne
alabileceklerinin hesabını
yapıyorlar. BeJediyeler iş-
çilerinin, memurlanmn
maaşlaruu ödeyemez ha-
le gehniş durumdalar. Ye-
rel yönetimlerin durumu,
şimdi Ankara'mn tek U-'
gilendiği konu olan cum-
hurbaşkanı seçiminden
çok daha önemU bence."
Adnan Çokşen, "Yar-
dımların halka değil de
devlete gelmiştir gibi bir
tavir abndıguu" düşünü-
yor ve şunlan söylüyor:
"Zaten bu insanlar, dep-
remin içinden çıkmışlar.
kimisinin kolu bacağı kı-
nlmış, kimisinin çoluğu
çocuğu ölmüş. kimisinin
evi barta yıkümış. 'Göl-
cük'ü Değirmendere'yi
geri istiyorum' diyorlar.
Böyle bir sistem içûideöy-
le lasa dönemde geriye dö-
nemez. Devletenkaz amn-
dan çıkan insana,' Siz ne-
den enkaz altından sağ
çıktınız' diyebilecek hal-
de neredevse. tçi boşalül-
mış bankalan kurtaran
hülcümetin enkaz alün-
dan çıkan insanlan 'kur-
tarmamaya' 8 aydır de-
vam etmiş ounasından
daha üzücü bir tavrr dü-
şünemiyorum ben."
SİNCAN 1. İCRA DAİRESİ'NDEN
DosyaNo. 1999*2329 E
Yazılı sözleşme ıle kıralanan gayrimenkulün kıra sfire-
si bittiği ahvalde tahliye emri
1 - Kiralayanın ve varsa vekilinin adı, soyadı ve ikamet-
gâhı: Hüseyin Solmaz veblı Av. Metın Alp-Atatürk Cd.
frem Işhanı 2/5 Sincan. Tel: 270 21 06-271 47 40
2- Kıracının veya kanunı temsılcısının adı, soyadı ve
ikametgâhı: AIi Osman Kayır-lstasyon Mh. Efsane Sk.
1/5 Sincan
3- Tahliyesi istenen gaynmenkulün nev'i ve mevkii:
Sincan lstasyon Mh. Efsane Sk'. 1/5 nolu meskenin tahli-
yesi
4- Sözleşme ve tarihi. 22.11.1999 tanzim, 30.11.1999
tahliye tanhlı tahliye taahhüdü.
Borçluya gönderilen ödeme emri tebliğ edilemeden
Müdürlüğümüze iade gelmış ve emniyetçe yapılan araş-
tırmada da borçlu adresı tesbıt edilemediğinden işbu tah-
liye emnnin borçluya ılanen yapılmasına karar verilmiş-
tır. Üç numaralı bendde yazılı kıra müddeö bıtmış olan
gaynmenkulü ışbu tahliye emrının tebliğ tanhinden itıba-
ren yirmi beş gun içınde tahliye ve teslim etmeniz, kira-
nın yenilendiğine veya uzatıldığına dair bir itiraznıız var-
sa on yedi gün içınde dilekçe ile veya sözlü olarak ıcra da-
iresıne bıldınneniz, müddeti içinde itıraz etmez veya ken-
dihğinızden tahliye etmezsenız ıcraen çıkanlacağınız, ıti-
razınız kaldınlırsa Icra ve Iflas Kanunu'nun 373. madde-
sı gereğince zorla tahliye olunacağınız ihtar olunur
Basın: 16319
ağlık karnemi ve pasomu kaybettim. Hükttmsüzdür.
ERGÜN ÜNSEVER
İLAN
ANKARA 31. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
1999/17 Esas
Kırıkkale ili, Sulâkyurt ilçesi, Yükselen Mah. 3
cilt, 43 kütük sırada kayıtlı Mükremin ve Meli-
ha'dan olma 15.3.1966 D.lu Aynur Varol ile aynı
yer nüfusuna kayıtlı Şah İsmail ve Emiç'ten olma
26.10.1969 doğumlu Mustafa Varol'un boşanmala-
nna29.12.1999tarihve 1999/17esas, 1999/361 sa-
yüı karan ile ilan edılmesine karar verilmiştir.
Ilan olunur. 21.3.2000 Basın: 14756
Antakya eşrafından merhum Radyolog Dr. Talat ve merhume Hamiyet Cıvelekoğlu'nun kızları,
merhum Dr. Eroi Cıvelekoğlu'nun kardeşi,
Arnavutköy Amerıkan Kız Kolejı 1955,
Güzel Sanatlar Akademisi iç Mimari Bölümü 1958 mezunu
Sevgili Annemiz
îilge Civelekoğlu Friedlaender'i
31 Mart 2000 günu kaybettık.
BANU HUMMEL VE MIRA FRIEOLAENDER
Becan, Boğatır, Cangil, Civelek, Civelekoğlu, Fınesınger, Gürçağlar, Hummel, Kellam Aileleri
Cenaze ABD de toprağa venlecektir.
FATİH 4. SULH HUKUK HÂKİMLİĞİ'NDEN
2000/203 Esas, 2000'220 Karar
Mahkememizden verilen 30.3.2000 tarih ve 2000/203 esas, 2000/220 karar no'lu
karar ile Istanbul, Yedikule, Hacıevhaddin Mah. Komodor Zeki Işın Sok. Huzur
Apt. No: 11/1'de ikamet eden Şahin ve Perihan oğlu 27./ 2.1984 doğumlu Savaş
Özer'e aynı yerde ikamet eden Şahin ve Perihan kızı 23.8.1976 doğumlu ablası Ba-
nu Özer vası tayin edilmiştir. Ilan olunur. 30.3.2000 Basın: 16428
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Amerikan Saati
Geçenlerde özel televızyon kanallarından birin-
de, "Amerikan Saati" adında bir filme rastladım.
Çok ilginç bir film idi. 1929 ekonomik buhranının
yıkıcılığını anlatıyordu. Ve aslında, eğer "mesaj" alı-
nabilse, Türk halkı açısından da çıkarılabilecek
çok ders vardı.
Yıllardan beri sürdürülen bir propaganda var.
Bizim gibi "gelişmekte olan" ya da "az gelişmiş"
ülkeler için, kapitalizm ve piyasa ekonomisi, tek
kurtuluş yolu olarak sunuluyor. Öylesine geniş bir
propaganda ağı oluşturuldu ki, birtakım uluslara-
rası "metinlere" de, piyasa ekonomisi şartı konu-
labildi. Ve ABD'de yapılan bir fılmle, kapitalizmin
zaafları göz önüne seriliyor. Zaten Amerikan film
endüstrisi ürünleri arasında bu türden "günah çı-
karmalar" çok görülür. Ama eninde sonunda "iyi-
ler" kazanır...
* • •
Dogrusunu isterseniz, işin bu boyutu beni hiç il-
gilendinmiyor. Hollyvvood istediğini karalasın, iste-
diğini aklasın. Beni ilgilendiren konu, "kapitalizm
mucizesinin" nasıl bir "kâğıttan kaplan" olduğu-
nun göz önüne serilmesi. Ve pek net anlaşılmadı,
ama "New Deal" politikasının bir anlamda, "sos-
yal demokrat" özellikleri...
• • •
Kapitalizmde "buhran", "talepyetersizliğinden"
kaynaklanır. Üretilen her türlü mal ve hizmet, eğer
alıcı buluyorsa, üretilmeye devam eder ve böyle-
ce "istihdam", yani insanlann iş bulması da sağ-
lanır. Çalışan insanlar, kazandıklan paraları har-
carken aynı zamanda üretimi de desteklemiş olur-
lar. Ve bu "saadet zinciri" sürer gider.
Fakat eğer bir iç ya da dış nedenle "talep aza-
lırsa", bu talep azalmasının etkileri, "zinciheme"
bir biçimde tüm piyasalara yayılır. Hammadde fi-
yatlanndaki artan maliyetlerin ortaya çıkardığı fi-
yat artışlan, yüksek faizlerin neden olduğu mali-
yet artışlan, artan maliyetlerin fıyatlara yansıması
sonucu, geliri yetersiz kalan bireylerin pazardan
çekilmesi vb. nedenlerie bir piyasada ortaya çıkan
"buhran", tüm piyasalara yayılır.
ömeğin; (Aniaşılabilir olma çabasını abartıyo-
rum ama), ayakkabı satışlan düşerse, kimi ayak-
kabıcılar işsiz kalır. Işsiz kalan ayakkabıcılar göm-
lek alamazlarsa, gömlek piyasasında işsizlik baş-
lar. Ayakkabıcı ve gömlekçiler piyasadan çekilin-
ce, başka piyasalarda talep azalması olur. Bu ara-
da borçlannı ödeyemeyen küçük üreticiler ve çift-
çiler, bankalan zora sokar. Kısacası; buhran, "or-
man yangını" gibi her tarafı sarar. işsizlik arttıkça,
talep azalır; talep azaldıkça üretim ve işsizlik ar-
tar. Işsizliğin artması, talep azalmasını tahrik
eder...
Bu gibi durumlarda, "piyasa ekonomisinin" ya-
pabileceği hiçbir şey yoktur. Tek çare, "Keynes "in
önerdiği gibi, devletin piyasaya girerek bir "talep
yaratmasıdır." ABD, 1929 buhranını böyle atlata-
bilmiştir. Ve devletin ekonomik yaşama girmesine
şiddetle karşı olan "anlı-şanlı liberaller"; sıkıştık-
Jan zaman, devleti yarcüma çağırmaktan hiç utan-
maılar. (Zaten-devlet onlann devleti değil mi?..)
• • •
Iktisat öğrenimi gören birinci sinıf öğrencilerinin
bildiklerinin, dünyanın en parlak ve birikimli iktisat-
çılan tarafından bilinmemesi elbette mümkün de-
ğil. Fakat her ne işse, tüm bildiklerini unuturlar ve
"gerçek olmayan" varsayımlarla, ekonomik yaşa-
mı düzenlemeye çalışırlar.
Işler yolunda girtiği sürece, sorun yoktur. Ama
"saadet zinciri" bir noktada koparsa, "seyreyle-
yin gümbürtüyü..."
"Amerikan Saati"; yaşanmış olan bir dönemi
gözler önüne seriyordu. Acaba kimler, nasıl bir
ders aldılar?
• • •
Türkiye'nin siyasal gündemi çok yoğun. özel-
likle Cumhurtaaşkanlığı seçiminin değeriendirme-
si üzerinde, daha sonra bâşka şeyler de yazaca-
ğım. Bugün son olarak, bir başka "sıkıntı" üzerin-
de durmak istiyorum. Bu da, "deprem uzmanla-
nmızın" bir türlü sona ermeyen ve insanlann yü-
reğine korku salan tartışmaları ve "itişmeleri..."
Konunun uzmanı olan bilim insanlanmızın gö-
rüşlerine elbette kulak vermekzorundayız. Bu işin
hiç şakası yok. Ancak ellerinde yeterince "veri" ol-
mayan uzmanlann; "varsayımlannt", kesin bulgu-
lar gibi ortaya koymalan, artık kabak tadı verdi.
ODTÜ Rektörü Sayın Sevük, bu işte kimi "rant
beklentilerinin" olabileceğini diie getirirken çok
haklıydı. Fakat işin başka boyutlan da var. Öme-
ğin; (hiç de başarılı ölçümler yapamamış olan)
Kandilli'nin Müdürü Sayın Işıkara'nın, "Benisus-
turamazlar" gibisinden açıklamalannı okuyoruz ve
hiçbir anlam veremiyoruz...
Öyle sanıyorum ki, bazı uzmanlarımız, "müthiş
korkuyoriar." Ve bu korkulannı "bastırmak" için,
başkalarına da "bulaştırmak" istiyoriar. Oysaki
başkalanna bulaştırmakla. hiçbir korku ortadan
kalkmaz. Boşuna uğraşıyortar.
Deprem kuşağındaolduğumuzu biliyoruz. Ama
bireysel olarak yapılabilecek çok şey yok. Bırakın
artık normal yaşamımıza dönelim.
GENEL KURUL İLANI
TÜRK HUKUKÇU KADINLAR DERNEĞİ
YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI NDAN
Demeğimizin Olağan Genel Kurul Toplantısı 19 Ni-
san 2000 Çarşamba günü, saat 12.00'de NÂZIM
HİKMETTVAKFI SıraselvilerCad. No: 48/1 adresinde
aşağıda yazılı gündeme göre yapılacaktır.
Belirtilen gün çoğunluk sağlanmadığı takdirde ikin-
ci toplantı 26 Nisan 2000 Çarşamba günü aynı yer
ve saatte nisapsız olarak yapılacaktır.
Sayın üyelerin toplantıya katılmaları saygı ile rica
olunur.
YÖNETİM KURULU
GÜNDEM:
1. Açılış ve saygı duruşu,
2. Başkanlık Divanının seçimi,
3. Yönetim Kurulu Faaliyet Raporunun okunması,
4. Denetleme Kurulu Raporunun okunması,
5. Yönetim Kurulu ve Denetleme Kurulunun ibrası,
6. Giriş ücreti ve dernek aidatının yeniden belirlenmesi,
7. 2000 - 2002 tahmini bütçenin okunması,
8. Yeni Yönetim Kurulu ve Denetim Kurulu üyelerinin
seçimi ve tüzükteki konu ile ilgili maddelerin
görüşülmesi,
9. Konsey, burs komitesi, teknik kurul üyelerinin seçimi,
10. Dilek ve temenniler.