Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 NİSAN 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur@cumhuriyetcQm.tr 15
Karikatür sanatında yanm yüzyılı geride bırakan Mustafa Eremektar'la yapılan son söyleşi
4
Her şeyi yonınılamaya çahştnn'
PLTtANERGÜL
Onlan karşıdan karşıya ilgiyle ızler-
dim. Yıllar ikisinin de yüzünde derin
çizgiler bırakmıştı. Saçlannı birlikte
agart&klan belliydi. Sevgilerini ortak-
laşa yaşanmış koca bir ömür içinde da-
ha bir pekiştirmişlerdi.
Ikisi de ufak tefek, minyon tipliydi.
Marmaris'in sıcak gecelerinde Mola-
kent'in havuz başına küçük küçük
adımlarla gelirler, baş başa otururlar,
çaylannı fısıldaşarak yudumlarlardı.
Gecenin ilerleyen saatlerinde biraz-
cık esinti çıkacak olsa, hırkalannı
omuzlanna alırlar, üşüyüp üşümedik-
lerini karşıhklı denetlerlerdi.
Sabahlan gazete alırken de rastladı-
grm oldu. Aynı gazeteyi okuyorduk. Za-
ten o tabaksız gazeteyi bizim sitede kaç
kişi okuyordu ki... Onlara asıl yakın-
lığımın nedeni de bu oldu. Içimde ta-
nışma isteği uyandı.
Marmaris'te yaşadığımız depremin
ikinci gecesi, yan yana masalarda yi-
ne havuz başındaydık. tkinci bir sar-
sıntının korkulu bekleyişiyle bütün
komşular bir araya gelmişti. Sanki
gündüz deprem olmazmış gibi, birço-
ğumuz sabahı orada yapacaktık.
Artık bu kez tanışmaya kesin karar-
lıydım. Küçük bir selamlaşma, birkaç
saygı sözcüğü bu tanışmaya yeterli ol-
du. Çabucak kaynaştık. Sevecen insan-
lardı. Doyumsuz söyleşimiz saatler
boyu sürdü.
ıyi ki tanışmıştım. tmrenerek izle-
diğim bu saygın çiftin Türk karikatü-
rünün büyük ustalanndan Mıstık ve
sayın eşi Çapa Tıp Fakültesi Öğretim
Üyesi Dr. LütfiyeEremektarolduğu-
nu sevinerek öğrendim.
Mıstık (Mustafa Eremektar) Ağa-
beyimiz, Marmaris'e yıllardan beri
10-15 günlüğüne gelebildiklerini, ama
bu yıl eşinin emekli oluşuyla uzun sü-
re kalabildiklerini söyledi. Marma-
ris'e yerleşmek için de hazırlık yapı-
yorlarmış. "MtsükgariMarmarisirde-
di.
Kendisinden o gece bir söyleşi için
söz aldım. Belirlediğimiz gün evine gi-
derek sorulanmı yönelttim Mıstık'a:
- Bu MarmarisK olmaknereden çık-
ö?
- MKTIK-Marmaris'in doğasmdan^
elbet. Eşım ve kardeşi zaman zaman
Marmans'e gelırlerdı ve dönüşte an-
lata anlata bitiremezlerdi. Ama ben
işimnedeniylegelemezdim. 1982'nin
yazını yine kaçırmıştım ama kuyrugun-
dan yakaladım. Ekim ayında gazete-
den izin aldım. "Marmaris'te yaz bit-
mez"diyerek çıkıp geldım. Kaldığım
pansiyonun sahibi "Bir kooperatif ku-
ruhıyongdsendekatır dedi. Önce ka-
tılmak istemedim, gerçekleşmez diye
düşündüm. Sonra kabul ederek
20.000.-TL aidatımı ödeyip Molakent
Yapı Kooperatifı'ne girdim. Böylece
Marmarisli olmaya ilk adımı atmış ol-
duk. Evimiz bitince de, genellikle her
yaz 10-15 günlüğüne Marmaris'e ge-
lebildik. Şimdi eşimin emekli oluşuy-
la Marmaris'e yerleşme işine soyun-
duk.
- Siziçocukluğumuzdan beri tanıyo-
ruz. Karikatür sanatmda bir ömür na-
sü geçti? tsterseniz önce başlayıstan
sözedelim.
MISTIK - Büyük bir çabayla her
şeyi tanımaya, yorumlamaya çalış-
makla geçti.
1947'de (17 yaşındaydım) bazı öğ-
retmenlerimin ve arkadaşlanmın teş-
vikiyle Doğan Kardeş dergisine gittim.
Tünel'e yakın Balyoz Sokak'taydı.
R'abıâli'deki
ilk karikatürist
arkadaşım
Altan Erbulak'ı
Doğan
Kardeş'te
tanıdım ve o
ölünceye kadar
dost kaldık.
Babıâli yaşamı
benim için bir
üniversiteydi.
Türkiye'nin
şair, yazar,
düşünür çok
sayıda seçkin
insanını orada
tanıdım ve dost
oldum.
Hepsinin
yüreğimde
seçkin yeri
vardır.
6URAIARI
Gittim ama kapının tokmağını çevirip
bir türlü içeriye giremedim. Merdi-
vende saatlerce bekleyip döndüm. Er-
tesi gün yine aynı şey oldu. Hiç kim-
se de "Bu çocukmerdivenlerde nebek-
liyor" demiyordu.Fakat üçüncü gün
tüm cesaretimi toplayıp tokmağı çe-
virdim. Önümde uzun bir koridor du-
ruyordu. Bu koridora açılan bölümler-
de Doğan Kardeş'in çalışanlan oturu-
yordu. İlk masadaki yetkili "Gel ba-
kalım delikanlT dedi. Karikatürlerimi
uzattım. Işte başlayış böyle oldu.
- O günlere ilîşküı bir anı var mı?
MISTIK-Var. Doğan Kardeş'te hep
CemalNadir'i gözüm aradı. "Buraya
gelirmi? Tanışabüir miyim?" diye sık
sık soruyordum. Cemal Nadir benim
için en büyük ustaydı. Fakat bir türlü
karşüaşamadım. Bir gün gazetelerde
onun öldüğünü okudum. Üzüntüm bü-
yük oldu. Hemen bir resmini yapıp
Doğan Kardeş'e götürdüm. Çok beğen-
diler, bana 5 lira verdiler. Bu o zaman
büyük paraydı. Böylece ilk kazandı-
ğım para da bu oldu.
Çocuklar için '40 yılda bir'
- Daha sonra hangi dergilerde çizdi-
niz? Yani, profesyonelliğe geçiş nasıl
oldu?
MISTIK-Profesyonelliğe geçiş iş-
te bu 5 lirayla oldu. Ama ömrüm bo-
yunca görüp göreceğim, bir karikatü-
rüme verilen en büyük para da buy-
du. Böylece, Doğan Kardeş'in demir-
başı oldum. Karikatürlerime verilen pa-
rayla yaşamaya başladım. Bu sırada öğ-
renimim de sürüyordu. Doğan Kar-
deş'te ilk karşılaştığım ve bana "Gel
bakahm delikanlT diyen kişi Şükrü
Enis Regü ıdi. Yazıişleri müdürüydü
ve bana her zaman kol kanat gerch.
Babıâli deki ilk karikatürist arkada-
şım Altan Erbulak'ı Doğan Kardeş'te
tanıdım ve o ölünceye kadar dost kal-
dık. Babıâli yaşamı benim için bir üni-
versiteydi. Türkiye'nin şair, yazar, dü-
şünür çok sayıda seçkin insanını ora-
da tanıdım ve dost oldum. Uzun bir lis-
tedir bu. Sabahartin Eyuboğlu'ndan,
Celal Sday'dan. Samet Ağaoğlu"ndan,
Vedat GünyoTdan. Behçet Kemal Çağ-
lar'a, Hıfa Topuz'a, arkadaşun Men-
gü ErteTe uzanan bir liste... Tümünü
saymama olanak yok. Hepsinin yüre-
ğimde seçkin yeri vardır.
- PekL Doğan Kardeş'ten sonrası?
MISTTK-Nebıoğlu Yayınevi, Tür-
kiye Yaymevi ve bunlann çıkardığı
dergilerde sürdü. Bütün Dünya, Bütün
Türkiye, 20. Asır dergileri. Türkiye
Yayınevi'nin Yavru Türk, Çocuk Haf-
tası, Hafta dergileri. Aynca mizah der-
gilerinden Akbaba, Karikatür, Tef, Taş
ve bunun gibi birçok dergide karika-
türlerim yayımlandı.
- Çocuklara yönelik çahşmalannız
da okhığunu bihyoruz.
MISTIK-Okuma alışkanlığını boz-
duğu savıyla bütün çizgi romanlann
çocuklara zararlı olduğu görüşü yay-
gındı. Ama, öğretici ve yararlı çizgi ro-
manlar da vardı. Ben çocuklar için
çizgi romanlar yaprım. Örneğin, Uzay
Çocuklan, Bizim Ali ve diğerleri. İlk
kez telif çocuk kitaplan yazanlardanım.
"Tembel Karakaçan" bunlann ilk ör-
neklerindendir. Aynca bir tek çocuk ka-
rikatür albümü yaymlanmıştır, o da
bana aittir. Redhouse Yayınlan'ndan
çıktı. Adı "40 Yüda Bir" idi. Çünkü
meslek hayatımın 40. yılında çıktı.
'Mıstık ProdüksiyoıT
- Çizgi filmleriniz de vardı.
MISTIK- Evet yaptım ama bu film-
ler öyküsü olan, mizahi değer taşıyan,
halkin beğenerek izledigi reklam film-
leriydi. Sinemalarda gösterilirken al-
kışlandığınıgördüm. "MBükProdük-
sıyon" adlı bir reklam firmam vardı.
Orada afiş, broşür, pankart gibi sanat-
sal çalışmalar yaptım. Karikatürün uy-
gulanabileceği her türlü işi yaptım.
- Ya gazetelerdeki çahşmalannız?
MISTTK- Hemen hemen tüm gaze-
telerde karikatürlerim yayımlandı. İlk
olarak Akşam'da başladım. Gazete-
nın patronu Necmettin Sadak, çok na-
zik ve beyefendi bir kişiydi. 20'li yaş-
larda ve ufak tefek, çocuk göriinüm-
lü bir kişi olduğum halde, odasında
ağırlar, misafir koltuğuna oturtur ve bi-
raz sohbetten sonra "Eserinizi görebi-
lirmiyim?''derdi.
Daha sonra Vatan, Yenisabah, Yeni
lstanbul, Güneş gazetelerinden sonra
şimdi Türkiye Gazeteciler Cemiye-
ti'nin yayın organı Bizim Gazete'de ça-
lışmaktayım. Cumhuriyet, Hürriyet
gazeteleriyle Milliyet Çocuk dergisin-
de de kankatürlerim yayımlandı.
- tsterseniz biraz da ödûllerden söz
edelim.
-7 MISTIK - Sondan başlayalım. 9
Ekim 1999 günü Karikatürcüler Der-
neği bana bir plaket verdi. Marma-
ris'te olduğum için torunum Mıstık
Çağm Eremektar almış. Beni mutlu
eden bu ödül, meslekte 53. yılım ol-
duğu için "Yaşhhködülü" müdür, bil-
miyorum. Nedenini öğreneceğim. Di-
ğer ödüllerimden aklıma gelenler,
1959'da "Alün KaknT, 1973'te Bul-
garistan'da GABROVA'da özel ödül,
yıllannı hatırlamadığım Gazeteciler
Sendikası ve Türkiye Gazeteciler Ce-
miyeti Ödülleri ve Onur Ödülü, Yılın
Gazetecisi gibi ödüllerim var.
- Marmaris'teki yaşammızda bun-
dan sonrası için ne düşünüyorsunuz?
MISTIK-Once, trafik kazasına uğ-
ramamayı düşünüyorum. Çünkü ben
Istanbul'da bile böyle trafik keşme-
keşi görmedim. Işıksız bisikletler, çar-
şı içinde dolaşan motosikletler, yaya-
lara saldıran otomobiller, kendisini
araba zarmeden yayalar...
Kıyılar halkınsa eğer, payuna düşen
yerde ödeme yapmadan denizden ya-
rarlanmak istiyorum. Şehirleşmenin
durdurulmasını istiyorum. Yanan ağaç-
lann yerinde yeni ağaçlar istiyorum.
Kısacası, hep birlikte uyumlu ve mut-
lu yaşamamızı istiyorum.
DENZEL WASHINGTON ÖFKELt
Oscar ödüllerinde
'ırkçılık' kokusu
KüMrServisi- 72. Os-
car ödüllerinin verilmesi-
nin ardından Hollywood'da
'ırk aynmcüığı' yapüdığı
söylentileri yayılmaya baş-
ladı. Kendi işlemediği cina-
yetlerden dolayı hapis ya-
tanboksörRubinCarter'ın
hayatuıı konu alan 'Hurri-
cane' (Onaltıncı Raund) fil-
minin başrol oyuncusu Den-
zel VVashington, Akade-
mi'nin Oscar ödülleri se-
çimlerinde 'ırkçıbiraynm'
yapıldığına inandığını belir-
terek Hollywood'da 'Hur-
ricane'e karşı bir kampan-
ya başlatıldığmı ifade edi-
yor: "Oscar her zaman si-
yahlara saldıran bir silah
olmuştur."
Oscar'a sahip olmasınm
kişisel bir önem taşımadı-
ğım ifade eden VVashing-
ton, bu ödülün 400 yıl bo-
yımcahergün ırkçılıklabi-
rebir savaş halinde olan 'si-
yah halk' için sembolik bir
değer taşıdığını söylüyor.
Washington suçlamalannı
daha da derinleştirerek be-
yaz bir kadın oyuncunun
siyah bir oyuncu ile duy-
gusal bir filmde oynamayı
kabul ederken beyaz bir
oyuncuya göre üç kere da-
ha fazla düşündüğünü be-
lirtiyor.
Siyah aktör Sidney Pöiti-
er de Washington'ın suçla-
malanna katılarak 37 yıl
içinde Oscar ödülü sahibi
olan tek siyah oyuncunun
kendisi olduğunu ifade edi-
yor.
Morgan Freeman, Eddie
Murpfay, SamuelL.Jackson
gibi birçok başanlı oyun-
cunun Hollywood sinema-
sında rol almasına karşm
hiçbirinin Oscar ödülü al-
madığını söylüyor ve şöy-
le ekliyor "Sadecetspanyol
asdh Amerikahlar bu kültû-
rel aynmcılığı biraz olsun
aşmış durumdalar. Bizim
önümüzde ise kat etmemiz
gereken çok uzun bir yol
var. Denzel gibi, haklarunı-
zı savunan sanatçüarave bi-
zi anlatanfilmleryapan yö-
netmenkre ihtiyacımızvaıf
Sıradışı yönetmen1
Rosa von Praunhelm, üç fllmiyle İstanbul Film Festivali'nde
Alman sinemasının kötü çocuğu
Kültür Servfei - Bu yıl festiv^l, "Mar-
jinal Bir Kûh Figürü" başlıklı bölümün-
de 3 filmiyle sıradışı bir yönetmene yer
veriyor: Ünlü eşcinsel ve travesti sinema-
cı Rosa von Praunheim.
1942'de Letonya'mn başkenti Riga'da,
Holger Mischwitzkiadıyla doğan sanatçı.
1964'te resim eğitimi görmek için geldi-
ği Berlin'de, Nazi rejimi tarafından topla-
ma kamplannda "pembe ûçgen" takma-
ya zorianan bütün eşcinsellerin anısına, adı-
nı "Rosa von Praunheim" _ _ _ _
olarak değiştirdi. Sinema- P S p 9 1 9 - ttlBSURMMSI
ya 1967'de, kendisi gibi r W l fB tSTHMBBİ
eşcinsel ve avant-garde si- B S S FİLM FESTIVAl!
nemacı Gregory Marko-
poulos'un, ardından da
VVerner Schroeter' in asis-
tanlığını yaparak başlayan
Praunheim, 1970'ten iti-
"Seksin Einstein'ı - Dr. Magnus Hirschfetd'in
Yaşamı ve Yapıüan", 1999.
baren yaptığı yaklaşık elli fıhnle Alman
sinemasının "kötü çocuğu" olarak şöhre-
te kavııştu.
Vahşi, agresif ve aynı oranda da mizah
yüklü stiliyle, konulu film ile doküman-
ter sinemayı özgün bir üslupla birleştiren
Praunheim, özellikle eşcinsel alt kültürü,
eşcinsel tarihinin gizli ilahlannı ve son
yıllarda da AIDS'i filmlerinin odağına
yerleştirdi. San Francisco'daki bir eşcin-
sel isyanını konu alan ve kahramanlannı
porno yıldızlan veya eşcinsel neo- nazi-
lerin oluşturduğu ünlü belgeselı "Aşıkiar
Ordusu veya Sapıklann tsyanı", onu ulus-
lararası arenada kötü ün sahibi bir sinema-
cı haline getirdi. Günümüz Ahnanyası'-
nın cinsel, politik ve ırksal karmaşasını bir
punk müzikali çerçe\esinde veren "Kayqı
Ruhlann Şehri" ya da 20'li yıllann efsa-
nevi dansçısı Anita Berber'in trajik yaşa-
mrnı dışavurumcu bir stilde anlatan "Ani-
ta: Kötülüğün Dansbu-T sanatçının kült ve
marjinal imajını daha da güçlendirdi.
Praunheim, AIDS üzeri-
ne çektiği bir üçlemenin
ardından 1998'de, tümüy-
le sahte bir belgesel olan ve
kendi ölümünün çerçeve-
sindenmodern eşcinsel ya-
şamı sorguladıği "Neuro-
sa"yı gerçekleştirdi. Geçen
yıl Locarno Film Festiva-
li'ne katılan son filmi ise hem yıllarca sü-
ren bir düşün gerçekleşmesi, hem de eş-
cinsel kültürün yaratıcısı sayılan bir efsa-
nenin anısına sunulmuş, görkemli bir say-
gı duruşuydu. "Der Einstein des Sex - Le-
ben und Werk des Dr. Magnus Hirschfeld
/ Seksin Einstein'ı - Dr. Magnus Hirscb-
feld'in Yaşamı ve Yaprtlan" adlı bu filmi,
eşcinsellik ekseninde yaptığı çalışmalar-
la cinselliğin yüzyılımızdaki seyrini tü-
müyle değiştiren ünlü seksologun yaşam
öyküsüydü.
l'iil
Gabriel Garcia Maıt
quez'den
aymmcılık karşıtı makale
• VVASHtNGTON-
Kolombiyalı ve
Nobel ödüllü yazar
Gabriel Garcia
Marquez, The New
York Times
gazetesine yazdığı bir
makaleyle, 'Kültürel
aynmcılık' yaptığı
gerekçesiyle,
Amerikalılara ateş
püskürdü. Küba'dan
Florida'ya kaçak
olarak girmek
isterken deniz
kazasına uğrayan ve
daha sonra Amerikalılar tarafından himaye altına
alınan 6 yaşuıdaki Elian Gonzalez'in bu 'himaye
savaşı' içerisinde ruh sağhğının bozulacağmı
yazdı. Makalesinde çocuğun, babası Juan Miguel
Gonzalez ve annesi Elizabeth Brotons'un
yaşamlanna, detaylı olarak yer veren Marquez,
Elian Gonzalez'in iki ülke arasındaki
mücadelenin ortasında kaldığım ve buna bir
çözüm ürermek gerektiğini yazdı.
^otre-Dame De Paris' müzikali
Londra'da sahnelenecek
• QUEBEC - V'ıctor Hugo'nun ünlü yapıtı
'Notre- Dame'm Kamburu'ndan yola çıkarak
gerçekleştirilen ve dünyayı gerek müzikleri
gerekse sahne üstü performanslanyla kasıp
kavuran müzikal 'Notre-Dame De Paris'
Ingiltere'de sahnelenecek. Luc Plamadon ve
Richard Cocciante'nin uyarladığı müzikal Fransa,
Quebec ve Las Vegas'ta yer aldıktan sonra, Bruno
Pelletier, Garou, Luck Mervie ve Banie
Lavoie'nun oluşturduğu kadrosuyla tngiltere'de
pr'ovalara başladı. 15 Mayıs'ta ilk gösterim
öncesi, 23 Mayıs'ta da asıl ilk gösterimi
yapılacak olan müzikal, Londra'nın Dominion
Tiyatrosu'nda izleyicilerle buluşacak. Çingene
güzeli Esmeralda'yı Tina Arena'nın
canlandıracağı 'Notre Dame de Paris'de
Fransa'nın az tanınan iki ismi de Phoebus ve
Fleur de Lys'i oynayacak.
lihat Behpam Arkadaş Küttüp
Mepkezi'nde
• Kültür Servisi - 'Darağacında Üç Fidan' ve
'Yılmaz Güney'le Yasaklı Yıllanm' kitaplanyla
tanınan Nihat Behram, mart ayında 'Kundak' adlı
son şiir kitabını tüm eserlerini yayımlayan
Gendaş Kültür Yayınlan'ndan çıkardı. Kısa bir
süre için Türkiye'ye gelecek olan yazar, bugün
saat 16.00'da Arkadaş Kültür Merİcezi'nde
okuyuculan ile söyleşecek ve kitaplannı
imzalayacak. Daha sonra Eskişehir Anadolu
Üniversitesi'nin 'Şiir Okuma Günleri' için 7
Nisan tarihinde Eskişehirli okuyuculanyla bir
araya gelecek olan yazar, 8 ve 9 Nisan günleri
TÜYAP Izmir Kitap Fuan'nda bulunacak.
Süteyman Saim Tekcan'ın
sepgisi
• ANKARA-
Türkiye Iş
Bankası Ankara
Sanat Galerisi,
araştırmalanyla
bir 'Virtüöz'
olarak
tanımlanan
Süleyman Saim
Tekcan'ın yeni
yapıtlanna ev
sahipliği
yapıyor. Geçen
yıllarda ağırlıklı
olarak ipek baskı çalışmalanru sergileyen
sanatçının yeni gravürleri
5-27 Nisan tarihleri arasında sergilenecek.
Son dönem ipek baskılannda. kalın boya
uygulamalanyla yapıtlanna rölyef tadı da katan
Tekcan, üçüncü boyut arayışını 'Atlar ve Hatlar'
adım verdiği seri gravürlerini sürdürerek, özgün
baskının yeni bir aşamasına ulaşıyor.
Devlet liyatroları Sanatçıları
Derneği kuruldu
• ANKARA (AA) - Devlet Tiyatrolan
sanatçılan, kurumu demokratik ve özerk bir
yapıya kavuşturmak üzere çalışmalar yürütmek
amacıyla 'Devlet Tiyatrolan Sanatçılan
Derneği' adlı kuruluşun çatısı altında bir araya
geldi. Devlet Tiyatrolan Sanatçılan
Derneği'nden yapılan yazılı açıklamada, Rüştü
Asyalı, Mehmet Atay, İpek Bilgin, Hüseyin Avni
Danyal. Cem Emüler, Mehmet Ege, Sündüz
Haşar. Gülenay Kalkan. Atsız Kasaduman,
Ahmet Mümtaz Taylan, Tank Ünlüoğlu ve
Ilham Yazar'm kurucu üyeliğini üstlendiği
derneğin ilk yönetim kunılu toplantısında,
başkanlığa Mehmet Ege'nin getirildiği
belirtildi.
BUGÜN
• ADA MÜZtK-ANKARA'da saat 18.00'de
kompozitör pıyanıst Anjelika Akbar'm konseri ve
imza günü gerçekleştiriliyor. (0 312 240 62 72)
• BtLGt'DE StNEMA'da 17. 00 de Reha
Erdem'in 'A Ay', 19.00 da Gregg Araki'nin
'Notvhere' filmleri göstenliyor. (216 22 22)
• BABYLON'da 10. Akbank Caz Festivali
kapsamında 22.30'da gerçekleşecek konserde
Lawrence 'Butch' Morris dinlenebilir.
(292 73 68)
• Pİ ARTVVORKS'de saat 12.30 ve 18.00'de
Peter Boyle'un 'Trainspotting' adlı filmi
izlenebifir. (236 68 52)
• AKM'de saat 11 .OO'de, şef Andrew
Greenwood'un yönettiği lstanbul Devlet Senfoni
Orkestrası, piyano ikilisi Rüya Ozturna ve tlke
Aksoy eşhğinde bir konser veriyor. (251 56 00)
• CRR'de düzenlenen Türkmenistan Kültür
Günleri kapsamında saat 19.30'da Türkmenistan
Devlet Şarkı ve Dans Grubu, Mengi Kızlar Dans
Grubu, Senfonik Estrada Orkestrası ve iki piyano
resitali yer alıyor. (232 98 30)