Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 NİSAN 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET
-5-
SAYFA
/ ekonomi(acumhuriyet.com.tr 13
Akaryakıt
lıayilepi
şikâyetçi
• İSTANBIL(AA)-
Türkiye Akaryakıt
Bayileri ve Gaz Şirketleri
Iş\eren Sendikası
<TABGlS) Genel Başkanı
Mustafa Cengiz, kar
oranlannın brüt yûzde
10'danyüzde4.5'e
düşürüldüğünü
belirterek, bu durumun
bayilerin akaryakıt
satışlannın durmasına
neden olabıleceğini ileri
sürdü. Cengiz, akaryakıt
bayilerinin ülke çapında
iflasa doğru
sürüklendiklerini
savunarak, bayılerin,
durum düzeltilmediği
takdirde Mayıs ayından
itibaren akaryakıt
satınalamaz ve satamaz
hale geleceklerini
kaydetti.
Daevvoo işçileri
grevde
• SEUL (AA)- Ağır mali
sorunlar nedeniyle satışa
çıkanlan Güney Kore'nin
ikinci büyük otomotiv
şirketi Daewoo
Motors'un binlerce
çalışanı, "yabancı
sermayeye satma
planlannı protesto için"
greve gitti. Muhtemel
alıcılan arasında ABD'li
General Motors ve Ford
firmalanyla ttalyan
Fiat'ın da bulunduğu
Daewoo Motors işçileri,
firmayı yabancı bir
şirketin satm alması
durumunda büyûk işçi
çıkarmalann olacağı
kaygısıyla, Daewoo'nun
kamulaştınlmasını ve
devlet tarafından
işletilmesini talep
ediyorlar.
Kaçak elektriğe
hapis cezası
• ANTALYA(AA)-
Türkiye Elektrik
Dağıtımı AŞ (TEDAŞ)
Genel Müdûr Vekili O.
Nuri'Doğan,-ülkemizde h'<>
kaçak elektnk
kullanımının azaltılması
için tedbir aldıklannı
belirterek "Kaçak
elektrik kullananlar,
devlet malını çalma
eğiliminde olduklan
gerekçesiyle hapis
cezasına çarptınlmak
ûzere Cumhuriyet
Savcıhğı'na sevk
edilecek" dedi. TEDAŞ
Genel Müdür Vekili
Doğan, 1996'dan sonra
ülkemizde kaçak elektrik
kullanımının artmaya
başladığını belirtti.
Koç'tan 2 milyar
dolarlık yatırım
• Ekonomi Servisi - Koç
Holding Yönetim Kunılu
Başkanı Rahmi Koç, Koç
Topluluğu'nun 2000 ve
2001 yıllannda 2 milyar
dolarlık yatınm
gerçekleştireceğini
bildirdi. Rahmi Koç, iç
piyasalardaki kriz ve
talep düşmesı, dış
piyasalardaki durgunluk
nedeniyle 1999
programlannı
tutturamadıldannı
beürtti. Koç,
enflasyondan anndınlmış
işlerinin fiziki olarak
yüzde 8.6 daraldığını
kaydetti.
Tüpraş'ın fiyat
aralığı
• ANKARA (AA) -
Türkiye Petrol
Rafinerileri A.Ş
(TÜPRAŞ) hisselerinin
halka arzmda, kesin talep
işlemi öncesinde, hisse
senetlerinin fiyat aralığı,
2-3 Nisan günleri
gazetelerde çıkacak
ilanlarla duyurulacak.
Çin'in DTÖ'ye
uyeliği
• PEKÎN(AA)-Çinile
AB arasında Çin'in
Dûnya Ticaret Örgütû'ne
(DTÖ) katılmasına ilişkin
görüşmelerin 3.turu
anlaşmaya vanlmadan
sona erdi. Öte yandan,
şetfaflık ılkesi uyannca
Çın bankalan artık
mevduat hesaplan
saiiplerinden gerçek
adannı vermelerini
isteyecek.
Ekonomide cumhuriyet tarihinin en büyük küçülmesi yaşandı: Yüzde 6.4
Türldye yoksııllaşıyorANKARA/tSTANBUL (Cum-
huriyet)-Anayasa değişiklikleri pa-
ketinin ılk oylamada yeterli des-
tek bulmamasının hükümet krizi-
ne neden olacağı endişeleri yayı-
hrken Türkiye ekonomisi, cum-
huriyet tarihinin en büyük küçül-
mesini yüzde 6.4'le 1999 yılında
yaşadı.
Hükümetin 1998 yıl sonundaki
yüzde 3"lük büyüme öngörüsüne
karşın, 2000 yılı bütçe görüşme-
leri sırasmda eksi yüzde 2 olarak
revize ettiği hedefin bile 3 kat üze-
rinde bir gerileme gerçekleşti.
En başta inşaat olmak üzere, ta-
nmda, sanayide, ticarette, ulaştır-
ma ve haberleşmede, serbest mes-
lek ve hizmetlerde gerilemeler ya-
şanırken 1999 yılında en yüksek bü-
yümeyi yüzde 5.3'le mali kuruluş-
largösterdi.
DlE"nin 1999 yılı büyüme hızına iliş-
kin son çeyrek rakamını da belırlemesıy-
le, geçen yıl yüzde 6.4'le büyük bir geri-
leme yaşandığı ortaya çıktı. Bu gerileme-
de, dünyada Asya bunahmına koşut ya-
şanan sıkıntılann yanında, hükümetin enf-
lasyonla mücadele politikalan etkili oldu.
Enflasyonla mücadeleyi ekonominin kü-
çültülmesine dayandıran hükümetler, içe-
ride talebi bastıncı politikalar ve düşük üc-
retlendırme yoluna gıttiler. Faiz gelırinın
yükseldıği ekonomide üretım durur-
ken, 2000 yılında uygulamaya ko-
nulan politikalarla da faizlerde ya-
şanan düşüşe karşm henüz üretim-
de bir canlanma görülmüyor.
Hükümet, IMF'yle uyguladığı
politika çerçevesinde 2000 yılın-
da yüzde 5.5'lik büyüme öngörü-
yor. Bu hedef ise, ekonomide bü-
yük düşüşlerin yaşandığı yılın er-
tesinde yükselme ve dışalımla tü-
ketime dayalı olarak canlanma bek-
lentilerine dayaruyor. Bu canlanma
beklentisinin lokomotifi olarak da
depreme bağlı olarak inşaat sektö-
rü gösteriliyor.
Ulusal gelir, cari fiyatlarla 78
katrilyon 242 tnlyon 496 milyar li-
ra, 1987 yılı fıyatlanyla 111 trilyon
684 milyar lira oldu. Gayri safı yur-
tiçi hasıla ıse 1999 yılında yüzde 5
Ekonomide küçülme rekoru
GSMH küçülme oranı (%)
.f:ef:îoîifif'or
fi f* firr[fin'ı a
1999
bırıncı
çeyrek^
Sektöradt
Tanm
Sanayi
inşaat
Ticaret
Küçülme oranı
(%)
4.6
5
12.7
6.8
vmm
Ulaştırma
ve Haberleşme
Kişi başına milli gelir geçen yıl (1998'e göre) 3 bin 256 dolardan 2 bin 878 dolara genledı.
ükümetin 1998 yıl sonundaki yüzde 3'lük büyüme öngörüsüne
karşın 2000 yılı bütçe görüşmeleri sırasmda eksi yüzde 2 olarak
revize ettiği hedefin bile 3 kat üzerinde bir gerileme gerçekleşti.
küçüldü. Yılın son çeyreğinde, mevsim-
sel düşüş yaşanan inşaat sektöründe dep-
rem nedeniyle faaliyetlerin artması bek-
lentisine karşın, yüzde 15.2'yle tüm sek-
törler içindeki en yüksek düşüş yaşandı.
1994'teki rekor kınidı
Türkiye ekonomisinde 1986yılından
bu yana en büyük gerilemenin gerçekleş-
tiği 1999 yılı dışında ulusal gelirdeki en
büyük küçülme, yüzde 6.1 'le DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller. SHP Genel Baş-
kanı MuratKarayalçın'ın iktidarolduğu
1994 yılında yaşanmıştı.
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Osman Ahuğ, 1999 yılı büyü-
me hızının yüzde -6.4 olarak çıkmasının
hükümetin uyguladığı politikalann bir
sonucu olduğunu söyledi. Prof. Dr. Al-
tuğ, enflasyonu önlemek için talebin dü-
şürüldüğünü belirterek, "îstikrariçinya-
pılan işlerin sonucu negatif büyümeolarak
karşımıza çıkü*" dedi.
Kişi başına milli gelir
Türkiye 7 yıl
geriye gitti
ANKARA (ANKA)-
Cumhuriyet tarihinin en yüksek
oranlı ekonomik küçülmesinin
yaşandığı 1999 yılında, Türk
insanının refah düzeyi 7 yıl
öncesındeki düzeyinin altına
geriledi. DlE verilerine göre
geçen yıl kişi başına düşen milli
gelir yüzde 11.6 gerileyerek 2
bin 878 dolara indi. Böylece kişi
başına gelirde 1993 düzeyinin de
altına inildi. Kişi başına milli
gelir 1993 yılında 3 bin 4 dolar
düzeyinde bulunuyordu. 1994
yılındaki ağır ekonomik krizde
hızlı bir düşüş gösteren kişi
başına gelir, yüksek
devalüasyonun da etkisiyle 2 bin
284 dolar düzeyinde oluşmuştu.
1995 yılında 2 bin 759 dolar,
1996'da 2 bin 928 dolar olan kişi
başına milli gelir 1997'de 3 bin
79 dolara, 1998'de de 3 bin 256
dolara kadar yükselmişti.
Cariişkmlerde 13 müyardolaraçıkANKARA(CumhuriyetBİK
rosu) - Merkez Bankası, Tûr-
kiye'nin 1999 yılı cari işlero-
ler dengesinin 1 milyar 364
milyon dolar açık verdiğini
bildirdi.
Dışalım harcamalannda ya-
şanan yüzde 11.4'lük azalma-
ya karşıuk, dışsanm gelirlerin-
de yüzde 1.4, bavul ticaretin-
de yüzde 38.9'luk gerileme
oldu. Dış ticaret açığı 1999
yılmda 1998'e göre yüzde 263
oranında azalmasına karşın,
diğer mal ve hizmetler ile kar-
şılıksız transferlerden elde edi-
• 1999 yılmda dışalım
harcamalannda yaşanan yüzde
11.4'lük azalmaya karşılık,
dışsatım gelirlerinde yüzde 1.4,
bavul ticaretinde yüzde 38.9'luk
gerileme oldu.
len net gelirin de yüzde 43.9
oranında azalmasıyla bir ön-
ceki yıl fazla veren cari işlem-
ler dengesi geçen yıl açıkla
sonuçlandı.
Merkez Bankası 'ndan ya-
pılan ödemeler dengesine iliş-
kin açıklamada, bavul ticare-
tiyle birlikte 1999 yılında 29
milyar 326 milyon dolara dü-
şen dışsatım gelirlerine kar-
şılık, altın kalemiyle birlikte
39 milyar 773 milyon dolara
düşen dışalım sonucunda dış
ticaret açığı yüzde 26.5 aza-
larak 14 milyar 220 milyon
dolardan 10 milyar 447 mil-
yon dolara geriledi. Turizm
gelirleri ise 1999 yıhnda 1998
yılına göre yüzde 27.5 azala-
rak, 5 milyar 203 milyon do-
lar olarak gerçekleşti. Faiz ge-
lirleri de yüzde 5.3 azalarak 2
milyar 350 milyon dolar oldu.
Turizm ile diğer mal vehiz-
met giderleri azalmasına kar-
şılık faiz giderlerinde yüzde 13
oranında artış oldu. Karşılık-
sız transfer kalemi içerisinde
yer alan işçi gelirleri de yüz-
de 15.2azalarak,4milyar576
milyon dolara düştü.
Demirel'e kitiûenmeyin uyansında bulunan iş dünyası, ekonomik hedeflerin bozulmamasını istedi
'Hükümetten desteği çekebiliriz'
• Iş dünyası üçlü
pakete ilişkin
Meclis'te yapılan
oylamanın ardından
kaygı duymaya
başlarken emek
örgütleri de
Ankara'nın halkm
gündeminden kopuk
olduğunu savundu.
Ekonomi Servisi -İş dünya-
sı, üçlü pakete ilişkin Mec-
lis'te yapılan oylamanın ardın-
dan kaygı duymaya başlarken
emek örgütleri ve üretici kesim,
Ankara'da yaşanan tablonun
halkın gündeminden kopuk ol-
duğunu vurgulayarak savunu-
lan siyasi ıstikrann Türkiye'ye
bir şey kazandırmadığına dik-
kat çektiler.
Türkive Odalar ve Borsalar
FuatMiras
Birliği (TOBB) Başkanı Fuat
Miras, ekonomik göstergeler-
de büyük sapmalar yaşanması
durumunda hükümete verdik-
leri desteklerini çekebilecekle-
rini söyledi.
'İstikrar bozulmasın'
Miras, hükümete destekleri-
nin ne kadar süreceği yönünde-
ki bir soruyu, "Ekonomik prog-
ramlaflgiligöstergelerde büyük
Mehmet Yıldınm
sapmalar gördüğümüz takdir-
de tavnnua ortaya ktnacağız"
diye yanıtladı. Miras, Cumhur-
başkanı Süleyman Demirel'in
seçilmemesinin şahsı ile ilgili
bir istikrarsızlığa neden olma-
ması gerektiğini söyledi.
Anayasa değişikliği önerge-
siyle ilgili değerlendirmesinde
56. hükümetin çok zor şartlar-
da bir araya geldiğini söyleyen
Miras, "Böylesinezorgünlerin
Cengiz Bozbeyoğlu
aşıldığı, böylesine siyasi istikra-
ruı yaşandığı bir dönemde Cum-
hurbaşkanhğı seçiminin bu şe-
kilde ortaya çıkması ve bunun
neticesinde bu istikrariı hükü-
metin bozulması bize göre çok
büyük talihsizlik olur" dedi.
İTO Başkanı Mehmet Yıkh-
nm, hükümetin tutumu nedeniy-
le kamuoyunda istikrann bozu-
lacağına ilişkin beklenti yaratıl-
dığını beUrterek "Olay; hükümet
Avrupa 'dan yardım beklentisi azalınca Asya ülkelerine yöneldi
AfiikaBatı'dan umudunu kestiNAİROBİ (AA) - Afrika'da doğu ve güneyden
doğru esen değişim rüzgârlan, eskiden Avrupa
ülkelerinin sömürgesi olan bu kıtayı, ekonomik
ve ticari ilişkiler ile eğitim ve teknik
işbirliğinde, Hindistan başta olmak üzere Asya
ülkelerine yöneltti. Ingiltere, Belçika, Fransa,
Italya, Ispanya ve Portekiz'in bayraklan
Lagos'dan Leopoldville'e birçok Afrika ülkesi
başkentinde indirilirken, özgürlük ve eski
sömürge yöneticilerinden cömert yardım
arayışındaydılar. Afrika ülkeleri
bağunsızlıklarını kazandıktan sonra bile halen
Avrupa ülkelerinden yardım ummakla birlikte,
beklentileri azalmaya yüz tuttu.
Eğitimde Asya'ya yönetiş
Avrupa'dan yardım beklentisi azalırken Kenya,
Uganda ve Tanzanya gibi Afrika ülkelerinde
birçok kişi, Avrupa'yı günlük hayatlanndan
çıkardı. Otomotivden ev eşyalanna kadar birçok
mamul mal, artık Hindistan ve diğer Asya
ülkelerinden ithal ediliyor. Giderek artan sayıda
Afrikah genç de Hindistan'da yükseköğrenim
görüyor; çünkü, buradaki üniversitelere kabul
edilmek daha kolay ve öğrennn Avrupa ya da
ABD'dekine kıyasla daha ucuza mal oluyor. Afrika kıtası, kendisini yillardır sömüren Avrupa ile ilişkilerini kopanyor.
meselesi haline getirildi. İstik-
rar, Demirel'in seçilmesine bağ-
kndı. Ovsa siyasi istikran şa-
hıslara bağlarsamz her gün is-
tikrarsıztıkla karşı karşıya kahr-
smız" değerlendirmesini yaptı.
Ankara Sanayici ve tşadam-
lan Derneği (ASİAD) Başka-
nı Cengiz Bozbeyoğlu yaptığı
yazılı açıklamada, "Anayasa
değişikliği ile ilgili ortaya çıka-
cak tüm sonuçlann koalisyon
hükümetinin yapısını ve tesis
edflmeye çahşdan ekonomik ve
siyasi istikran zedelemeyeceği
umudunu da taşunakta\Tz" dedi.
'Sistemin iç sorunu'
İş dünyası Cumhurbaşkanlı-
ğı seçimi ve Anayasa değişik-
liği ile ilgili olarak ortaya çı-
kan krizi endişeyle izlerken
emek örgütleri, "koltukkavga-
sı" olarak nitelendirdikleri ola-
yın sistemin iç sorunu olduğu-
nu ve halkın gündemini yansıt-
madığını savundular.
Türk Mühendis ve Mimar
Odalan Birliği (TMMOB) tkin-
ci Başkanı Celal Beşiktepe, Tür-
kiye'de halkla arasında uçurum
olan kurumlann başında Mee-
lis ile Cumhurbaşkanlığı'nın
geldiğini belirtti. Beşiktepe,
"Gerek deprem bölgesinde ge-
rek ülke geneünde miryonlarca
insan açhk smınnda. Halkı ügi-
lendiren temel konu da sonın-
lara çözüm bulacak bir Mecüs
ve cumhurbaşkanıdır" dedi.
Türkiye Ziraat Odalan Birli-
ği (TZOB) Başkanı Faruk Yü-
cel de gerçekte istikrar olmadı-
ğmı belirterek, "Önemli olan
bürokraskkki istikrar. OysaTür-
kiye'de kamu kuruluşlannda
genel müdürler, bakanüklarda
müsteşarlar her an değişiyor. Bu
ortamda zaten istikrardan söz
edilemez" diye konuştu.
TZOB Başkanı Yücel, mil-
letvekillerinin baskı altına alm-
mak istendiğini dikkat çeker-
ken DİSK Genel Başkanı Vah-
dettin Karabay, istikrann bir ki-
şinin seçihnesine bağlanması-
nın doğru bir yaklaşım olmadı-
ğını dile getirdi. Karabay, hükü-
metin, özellikle Bülent Ecevit'in
olaya yaklaşımının doğru ol-
madığını sözlerine ekledi.
İŞÇENİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Ne Ekersen
Ne ekersen onu biçersin atasözünün kuralı, el-
bette ki demokrasinin simgesi sandık için de ge-
çerli. Sandığa özgür iradenin simgesi olarak giri-
yorsa atılan oylann işlevi var. Meclis'te yapılan oy-
lamanın, şu ünlü istikran (!) altüst eden sonucunu
nasıl okuyacağız?
"Liderlerin zoriaması ile yazılı metne imza atan
milletvekilleri kapalı oylamada özgür iradelerini
kullandılar" mı diyeceğiz? "Kamuoyunun önünde
evet diyenler, kendi imzalanna sadık kalmadılar.
Döneklik yaptılar" mı? Liderinin zoriaması ile im-
za atan kişi de, kamuoyunun önünde imza atıp san-
dıkta oy vermeyen de milletin vekili olmayı hak et-
miyor.
Kendi adıma daha bir kötü niyetli düşünüyor, ka-
muoyu önünde "evet" deyip, kapalı oylamada
"hayır" diyenlerin çok daha kirti, küçük hesaplan
olduğuna inanıyorum. Örneğin CUMOK'lu bir dos-
tun uyarısı çok anlamlı:
Oylama sonunda Borsa'nın birgünde 7.46 pu-
an düşmesi ile birilerinin ceplerinden uçan milyar-
lar kimlerin cebine girecek? Borsanın içini çok iyi
bilen CUMOK'lu dost, özellikle ANAP ve MHP'Iİ-
lerden önemli bir grubun Borsa ile olan yakın iliş-
kilerini bir bir saydıktan sonra, "Eğer ikinci tur oy-
lamada oylar değişik ve sonuç (evet) çıkarsa, hiç
kuşku olmayacak. Birinci turda (hayır) oyları Bor-
sa'da vurgun vurmak içindi.." diyor. Olabilir mı?
Neden olmasın ki?
Oylamaya giderlerken uçakta okuldan hocam
FP'li Nevzat Yalçıntaş'a rastlamıştım. Sonucun
olumsuz çıkacağından, FP'nin pazarlık gücünün
artacağından öylesine güvenliydi ki. Zaten Demi-
rel'in oylama öncesi çıkışlan, sonucun olumsuz ola-
cağı bilgısinin kendisine ulaştığının kanıtıydı.
Size mantıksız gelebilir, ama Ecevit'in dışında
partilerinin önceki ımzalara uymayan oylanndan
parti liderlerinin habersiz olduklarına da inanmıyo-
rum. Yani önceden ilan edilen ile oylar arasındaki
büyük farkta MHP, ANAP ve DYP'nin açıklarının
(ki onlann her biri benim açığım yok dıyor) mıllet-
vekillerinin tek tek özgür iradelerinden kaynaklan-
dığına asla inanmıyor, hangileri büyük fıre vermiş-
se, bir büyük hesaba, anlaşmaya dayalı olduğu-
nu düşünüyorum.
Doğruysa sadece DSP'deki gizli oylamada ter-
sine oy kullananlar için, "Ecevit'ten korkup im-
za verdiler, ama kirii anlaşmayı, Demirel'in yeni-
den seçilmesi uğnına yapılanlan içlerine sindi-
remediler, gizli oylamada ancak (hayır) diyebil-
diler" sonucuna varabiliyorum.
Çamur atmak değil mi? 312'de tam aykırı çiz-
giye düşmüş görünseler de, MHP'liler ile FP'li-
ler arasında Demirel'e "hayır" dan başlayan çok
başka anlamda uzlaşma konuları bulunmuş ola-
maz mı?
"Siyasetten silindi" diye düşünülmeye başla-
nırken usta manevralarla önce partisinde seçi-
len, sonra da sayısız ayıbını belleği çok zayıf
medyamızla bağlantılı kamuoyuna unutturmayı
başaran Çiller, bu konuda göründüğü kadar tu-
tariı mı? Çiller'in partisinin gizli oylamada uzlaş-
maya sadık kaldığı doğru mu? Olsa olsa gözü-
müzün içine bakıla bakıla söylenmiş sayısız si-
yasi büyük yalanlar kadar doğru olabilir. iktida-
n, hükümeti sallayan oylama sonucu DYP'nin o
kadar çok yönlü işine geliyor ki.
Belki yazının akışından, şu ünlü istikrar (!) adı-
na pakete (evet) oyunun çıkması gerektiği gibi bir
izlenim dogmuş olabilir. Amacım sadece gizli oy-
lamada (hayır) oyu ile milletvekillerimizin demok-
rasi ayıplarının ortadan kalkmadığını, işin içinde
başka hesapların da olduğunu vurgulamaktı.
Acele düzeltmek gerekiyor:
Demirel'in demokrasi, istikrar adına vazgeçi-
lemez ilan edilmesiyle başlayan, çeşitli ödünler-
le devam eden kirli pazarlıklardan sonra gelinen
noktada beklenen son olsa olsa Türkiye'nin de-
mokrasisinin, tek ölçünün sandık olduğu, tüm de-
ğerlerinin yok edildiği bir çizgiye sürüklenmesi ola-
bilir. Ömür boyu başkanlığını ilan etmiş, ya da san-
dıkla diktatörlük, padişahlık yetkilerini alabilen li-
derlerin, iktidarların bulunduğu, demokrasinin
(d)sinin olmadığı, sadece her şeyin sandık kul-
lanılarak yapıldığı ülkelerden ne farkımız kaldı?
Ürkütücü olanı, olup biteni seyretmeye, tepki-
siz kalmaya öylesine alıştık ki.. Demokrasi adı-
na, özünü yok eden en kirli siyasi oyunlara bile
sesimiz soluğumuz çıkmıyor. "Neler oluyor? Bu
kadan da olmaz ki?" diyen bir tek ciddi karşı
ses, örgütlenme ufukta gözüküyor mu?
e-posta: sukransoner(â yahoo.com
Sanayi Bakanı Tanrıkulu
'Cep'ten sabit
ücret alınmasın'
ANKARA (ANKA)-
Sanayi ve Ticaret Baka-
nı Kenan Tannkuhı, cep
telefonu abonelerinden
sabit ücret adı altında pa-
ra ahnmaması gerekti-
ğini açıkladı.
Bakanlığının, üretici,
satıcı ve tüketici arasın-
daki hassas dengeyi ko-
rumaya özen gösterdi-
ğini belirten Tannkulu,
bu üçlünün en zayıfı du-
rumundaki tüketicilerin
lehine olabilecek düzen-
lemeleri yapmayı sür-
dürdüklerini kaydetti.
Bu çerçevede sabit üc-
ret konusundaki çalış-
malann tamamlandığı-
nı bildiren Tannkulu,
"Türk Tdekom abonele-
rinden alınan sabit üc-
reoerin Danıştay'ca ipta-
linden sonra bakanlığı-
mızca, cep telefonu abo-
nelerinden de a> nı ad al-
tında alınmaya devam
edilen ücrefJerin ahnma-
masınuı gerektiği sonu-
cuna vanlmıştır"' dedi.
Tüketicilerin, 81 il ve
849 ilçede toplam 930
merkezdeki 'Tüketici So-
runlan Hakem Heyetle-
ri'ne başvurmalannı is-
teyen Kenan Tannkulu,
Tüketici Hakem Heyet-
leri'ne, cep telefonlann-
dan alınan sabit ücret-
lerle ilgili olarak gelen şi-
kâyetleri kabul etmele-
ri için talimat verildigi-
ni bildirdi.
Tannkulu, yurttaşla-
nn bir dilekçe ile heyet-
lere başvurabilecekleri-
ni kaydetti.