09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 MART 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER İMÜD, Boğaziçi'ni eleştirdi • Istanbul Haber Servisi- Universite Öğretim Üyeleri Derneği, Boğaziçi Universitesı'nde yeni kurulmakta olan iletişim enstitüsüne "Aydın Doğan tletişim Enstitüsü" adı verilmesini eleştirerek, "Sayın Doğan aynı zamanda büyük bir medya kuruluşunun başıdır. fletişim konusunda eğitim ve bilimsel araştınna yapacak enstitüye onun adinın verilmesi, yeni enstitünün bilimsel özgürlüğü açısından soru işaretleri yaratmaktadır" şeklinde açıklama yaptı. Artçı sarsıntılar süpüyor • İstanbul Haber Servisi - Merkez iissü Kocaeli olan depremin artçı sarsınnlan sürerken, dün sabah Marmara Denizi'nde hafıf şiddette bir deprem oldu. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nden verijen bilgiye göre, önceki gün saat 06.22 vel2.5l'de Adapazan-Karapûrçek'te 3, 20.16'da Yalova-Çmarcık'ta 2.6 büyüklûklerinde toplam 3 artçı sarsıntı, dün sabah 06.57'de Marmara Denizi'nde 2.7 büyüklüğünde bir deprem kaydedildi. Uyuştunıcu paneli • tstanbul Haber Merkezi - Eminönü Beledıyesi'nce Kadırga Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Uyuşturucuya fiıtiyacım Yok" konulu panelde konuşan Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıklan Hastanesi Alkol ve Madde Bağunlılığı Tedavi Merkezi (AMATEM) Klinik Şefı Doç. Dr. Çakmak, dünyada madde kullanımının hızla arttığına dikkat çekerek, "Bu durum, 25 milyon genç nüfusa sahip Türkiye için de risk oluşturuyor" dıye konuştu. Genel nüfus sayunı 22 BtinTde V ANKARA (Ctunfauriytf Bürosu) - Devlet Bakanı Tunca Toskay, "2000 Yılı Genel Nüfus Sayımı"nın 22 Ekim'de yapılacağını, bu yıldan itibaren genel nüfus sayımlannın 10 yılda bir gerçekleştırileceğını söyledi. Toskay, sayımın genel maliyetinin 22 trilyon 700 milyar, numaralandİrma çalışmasının toplam maliyetinin ise 4 trilyon 540 milyar lira olmasının beklendiğini belirtti. 'Yeni Akımlar' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Diyanet Vakfi Kadın Kollan'nca düzenlenen "Irticadan Fütürizme Yeni Akımlar ve Gençlik" konulu panel yann gerçekleştirilecek. Prof. Dr. Flber Ortaylı'nın oturum başkanlığını yapacağı panele konuşmacı olarak, Prof. Dr. Elizabeth Özdalga, Prof. Dr. Mehmet S. Aydın, Prof. Dr. Yusuf Ziya lrbeç, Doç. Dr. Ayhan Bıçak ile Doç. Dr. Ahmet Güç katılacak. Çakıtfnın diişen davaa • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, Alaattin Çakıcı'mn gazeteci Hıncal UIuç'u yaralamaya azmettirmekten yargılandığı davanm zamanaşımından düşmesine ilişkin hükmü onayan Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin karanna itiraz etti. Kanal 7'ye kapatma • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Kanal 7, ETV ve Kanal D'ye birer günlük yaym durdurma cezası verdi. Erbil'e kınama • tstanbul Haber Servisi - Basın Konseyi, Çarkıfelek pragramında Milliyet gazetesi köşe yazan Ayça Ankoğlu'na yönelik sözleri neJeniyle Mehmet Ali Eâbü'in knıanmasma karar verdi. Erbil söz konusu pngramda, yazısında Kıhpe Bizans filmini eleştiren Atikoğlu için stvadının Türk soyadına bazemediğini belirtmiş ve hadonda küçük düşürücü bazı ifadeler kullanrruştı. Tutuklu tek sanığın da tahliyesinin istendiği Gazi davası 5 yıldır sürüyor Eıı kanhfaili ıııeçlnılMİYASEtLKNUR Sıvas kaüiamunn üzerinden henuz 2 yıl geçmişti Gazi katli- amı olduğunda. 12 Mart 1995 ta- rihinde kahvelerin taranmasıyla başlayan ve olaylan protesto amacıyla sokağa dökülen halkın üzerine polislerin ateş açmasıyla tumanan olaylar tam üç gün sür- dü. Gazi Mahallesi ve Umrani- ye'de üç gün ardınca tam 22 ce- naze kaldınldı. Yabancı ajanslar- da ve televizyonlarda Türkiye, yine gündemin baş köşesıne otur- muştu. Hükümet gitti, geldi. Hedef gözeterek halka ateş açan polislerin resimlen gazete- lerin birinci sayfasmda yer aldı. Olaylann başka ıllere sıçraması- na ramak kalmıştı. Mahallede so- kağa çıkma yasağı ilan edildi ve polıs bölgesi olmasına karşınjan- darma duruma el koyup başta Cumhurbaşkanı ve Başbakan s o rumlulann cezalandınlacağı sö- zünü verince olaylar yatışmıştı. Sükûnet sağlamnca verilen sözler unutuldu. Olayın en tepe- deki sorumlulan Içişleri Bakanı Nahit Menteşe, tstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu. tstanbul Emniyet Müdürü Necdet Men- zir'in sorumluluk duyup istifa etmeleri bekJendı. Ne onlar istifa etti ne de döne- min hükümetı istifalanm istedi. tçişleri Bakanı Nahit Menteşe hakkında takipsizlik karan veri- lirken, görevi ihmalden halda- nnda fezleke düzenlenen tstan- bul Valisi Hayri Kozakçıoğlu ve tstanbul Emniyet Müdürü Nec- det Menzir hakkında hiç bir iş- lem yapılmadı. Dava, 5 yıldır bitirilemiyor. Dava olayın mey- dana geldiği yerden yüzlerce kı- lometre uzakta Trabzon'da tam 5 yıldır sürüyor. Dava açılırken olaylarda görev yapan 20 polıs sanık sandalyesınde oturuyordu. Polislerden 18'i hakknıda be- raat karan verildi. Olay günü uzun namlulutüfekle hedef göze- terek ateş açtığını belgeleyen re- simlerle gazetelerin birinci sayfa- sında yer alan Adem Albayrak davanın tutuklu tek sanığı olarak kaldı. Ancak geçen duruşmada • Beş yıl süren davada ne olaylarda kullanılan silahlar ne de bu silahlan kullanan polisler adalete teslim edildi. Olaylarda yaşamını yitiren Zeynep Poyraz'ın babası Cemal Poyraz, "Çocuklanmızın ölümüne seyirci mi kalınacak" diyor. ıddıa makamı olan savcıük onun da tahliyesini talep etti. Bugün yapılacak duruşmada mahkeme savcılığm talebine uyarsa davanın saruğı kalmaya- cak ve Gazi katliamı en kanlı fa- ili meçhul olay olarak tarihteki yerini alacak. Olağanüstü Hal Bölgesi'ndeki faili meçhullerbi- le bir bir aydınJanırken îstan- bul'un göbeğinde 22 kişinin ka- tillen hâlâ bulunamadı. Beş yıl süren davada emniyet tarafından ne olayda kullanılan silahlar ne de bu silahlan kulla- nan polisler adalete teslim edil- di. Olaylann keşfi müdahil avu- katlann zorlamasıyla ancak 4 yıl sonra Asliye Ceza Hâkimliği aracıhğıyla tek hâkim gözeti- minde yapılabildi. Gazi olaylannda polis kurşu- nuyla yaşamını yitiren Zeynep Poyraz'ın babası Cemal Poyraz, beş yıl süren ve sanıklann bir bir salındığı davaya isyan ediyor. Olayın olduğu günden beri ken- dısinı bu davaya adayan Cemal Poyraz, her duruşmada diğer ai- leler gibi Trabzon yollanna düş- tü. Sanık polislerin arkadaşlan tarafından hakaretlere, tehditle- re maruz kaldı. Yılmadı, davayı sahiplenmeleri için Ankara'da çalmadık kapı bırakmadı. Çal- dığı kapılar bir bir yüzüne ka- pandı. Oysa kapılannı aşındırdığı sı- yasiler, baro başkanlan, sendika yöneticileri olayın olduğu gün- îerde Gazi Cemevi'ne gelip ka- meralann karşısında "Bu dava- ya biz sahip çıkacagız" dıye söz vermişlerdi. Ama olay gündem- den düşünce verilen sözler de te- davülden kalkmış oldu. Cemal Poyraz şimdı, "Çocuk- lanmızuı faili mechule kurban ghmesine seyirci mi kahnacak?" diye naklı olarak soruyor. Konu- şurken yumruklannı sıkıyor. maya çauşıuyor Gazi MahaDea'nde 12-13 Mart hayaünı yitirenlerin yakmlan, avukatiar ve demokratik kitie örgütü temsilcileri dün Gazi Mahal- lesi'nden bugün Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek davayı izlemek üzere hareket erri- ler. Trabzon'a hareket öncesinde Gazi Davası Platformu adına yapılan basın açıklamasmda "Gazi karüamımn üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen Trabzon'da görülen mahkeme son »ymnoıu gel- mis ve sorumlular hâlâ yargüanm «•«''"•lanriınhnamıştır" denildL Açıklamada aynca, kattiamm yıl- dönümü öncesinde görülecek davanm önemine dikkat çekilerek "12 Mart öncesi görülüp kapabl- mayaçahşü^budavsyısaJüpknmek,rümözgürhlkvedenwkrosigücleriUem^ cularmm görevidir'' denildL (Fotoğraf: HATICE TUNCER) Olaydan sonra katledilen insan- lann ailelerinin suçlandığmı anımsatıyor ve "GaMba bu oiayın suchısu olarak birtek biz kaldık. Peki biam çocuklanmız kendi kendisinimi vurdu?" dıye konu- şuyor. Gazi davasına müdahil olarak katılan avukatlardan Remzi Korkmaz, yargılama başlarken AlHM'nin koşullanna uyulma- dığı için iç yargı yolu tüketilme- den de dava açılabileceğinı savu- nuyor. Davayı Avrupa tnsan Haklan Mahkemesi'ne götür- meye hazırlanan Korkmaz, bun- dan sonra izlenecek yol hakknı- da şu açıklamalarda bulundu: "Dava sürerken bUe AİHM'ye baş\ıını hakkımız bulunuyor. Zaten davada bir tek tutuklu sanık kalmışa. Beş kisi- nin ölümünün faili olarak yargı- lanan Adem Albayrak hakkm- da geçen ceise savcınk makamı beraat talebinde bulunmuştu. Mahkemetalebeuyarsa davada sanık kahmyor. İç yargıyom be- nüz tükenmese de biz AİHM'ye başvuruda bulanacağız. tnsan- laıin yargrya, adalete olan gü- venkri sarsıkh." Gazi olaylanmn başlamasına neden olan kahvehane taraması olayı ile ilgili bugüne kadar bir bulgu elde edilemedi. Ancak Temmuz 1997 yılında TBMM Susurluk Komisyonu üyeleri ile buluştuğu bir yemekte eski Em- niyet îstihbarat Dairesi Başkanı Hanefi Ava, olaya ışık tutacak şu açıklamalarda bulunmuştu: "Gazi'de kahv«haneyi Kalaş- nikof ile tarayıp ola>ı başlatan ki- şinin Yeşil köd adlı Mahmut Yü- dmm obaaa kuvvedemuhteraeJ- dir. Bu olay kesin provokasyon- dur. Biz olay sonrası yapdğımız arasünnalarda bu isme ulaşük. Ozeflikk olayda kuUanılan taksi şoforünün, bagaja küıtienip sou- ra arabası ile yakılması, yasadışı bir örgüt işi degildir.'' Hanefi Avcı'nın bu açıklama- lan dikkate alınmadığı için ola- yın başlamasına neden olan pro- vokasyonun kimler tarafından yapıldığı açığa çıkanlamadı. SAĞ tKTtDARLAR LAİK ÖZÜNDEN SAFTIRDI • • Oğretim Birliği gericflere verilen ödünlerle asındı YUSlJFZtYAAY Eğitimde laikleşme ve çok başhhğnı gıderilmesi amacıyla Mustafa Kemai ön- derliğindeki Aydınlanma kadrolarmca 3 Mart 1924'te çıkanlan Öğretim Birliği Yasası (Tevhid-i Tedrisat Kanunu), 76. yüına gericiliğe verilen tarihsel ödünler- le aşınmış olarak giriyor. Sağcı iktidar- larla faşist 12 Eylül cuntasmın önünü aç- tığı laik eğitime saldın, 50 yıldır imam- hatip liselen, son 10 yıldır da FethuDah Gükn'in modern görûnümlü tarikat okullannca sıstemlı olarak sürdûrûlüyor. Laik eğitimin güvencesi Öğretim Bir- liği Yasası'mn Demokrat Parti'den baş- layarak irticaya verdiği ödünlerle deüne- rek başlatılan eğitimdeki şeriatçı kadro- laşma günümüzde de sürüyor. Öğretim Birliği, bir yandan 28 Şubat kararlannın aıdından çıkanlan 8 Ydlık Kesintisiz Eğitim Yasası ve tarihsel po- litik ödünlerin önünü kesen "imam-ha- tipKlere kendi alanlannda universite okn- mazorunluluğu" düzenlemesiyle korun- maya çalışıhrken diğer yandan Gülen okullannm iktidarlarca desteklenmesiy- le "Ud ileri, bir geri" gidiyor. Laik cumhuriyetin ilkeleri doğrultu- sunda verilen eğitimi, dinsel temelllere döndürme girişimi 1946'da çok partili döneme geçümesiyle başladı. Demokrasiye en ağır darbeyi vuran 12 Eylül 1980 cuntası, Oğretim Birliği Ya- sası'm hiçe sayarak din eğitimini 1982 Anayasası ile ilk ve orta dereceli bütun okullarda zonınlu hale getırdi. Öğretim Birliği'ne en büyük tehdit, günümüzde ıktıdarca da desteklenen Fet- hullah Gülen cemaatinden geliyor. FETHULLAH GÜLEN^l ÖVEN ECEVİT^E KBVAMA 'Bir hııkıık devletiııiıı tarikatlarla işi ohnaz 9 Haber Merkezi - Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Yekta Gingör Özden, Fedıullah Gulen'e destek veren Başbakan Ecevit'i sert bir sekilde eleşti- rerek -Hukuk devtetinde tarikatlann c$i obmaz. Başbakan Ecevit ve tarikat des- tekçflermi kmıpnun" dedi. Sıvıl Top- lum Kuruluşlan Bıriığı de, Ecevit'i, Gü- len'i öven sözlerinden dolayı kınadı. Hilafetin kaldınlmasmın 76. yıldönü- mü nedenıyle Konya'da düzenlenecek pa- nel öncesi Türkiye Emekli Subaylar Der- neği Genel Başkanı Emekli Tümgeneral Sria Aydemir'le birlikte basın toplanOsı düzenleyen ADD Genel Başkanı Özden, tarikat yanlıhğının 1950'lerde başladığı- nı belirterek "Bir başbakan.' devlet dinin hizmetiflde' derse, bir başbakan kanlı mı, kansız mı?' derse, bir başbakan, 'be- nim halkım göğsünü gere gere Müsluma- nım demeUdir' derse, bir başbakan 'şeri- at dindir, dine karşı yürünmez' derse ge- Mnen sonoç budur" diye konuştu. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği yöne- ticileri de bugün DSP Genel Merkezi'ni ziyaret ederek Gülen'in kitaplannı arma- ğan edecekler. Aralannda Çağdaş Yaşamı Destekle- me Derneği, 68'üler Vakfi, Atatürkçü Dü- şünce Derneği'nin de bulunduğu çok sa- yıda sıvü toplum örgütünün oluşturduğu Sivil Toplum Kuruluşlan Birliği'nce ya- pılan açıklamada, "Başbakan'm Fethul- lah Güfcn'e göstennği boşgörih^ü ve ver- digi desteği anlamakta zorluk çeldyvruz, Güfenveyandaşiannm çağdaş velaik Tûr- kiye'yeyönefik en cidditehdkti otuşturdu- ğuçokaçıkbirşekfldesaptanmışve bu du- rum, Gükn'in kendi beyanlan Ue de ka- nıdanmışar'' denildi Küçükköy Polis Karakolu'nda ele geçirilen aletler basına gösterilmedi Meclis'te 'işkence provası'ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - TBMM tnsan Haklanm tnceleme Komisyonu'nun, Ga- ziosmanpaşa-Küçükköy Polis Karakolu'nayaptığı "noktabas- kffida" ele geçirdikleri fılistin askısı, Meclis'e getirilmesine karşın basına gösterilmedi. Ancak Komisyon Başkam Se- maPişkmsut, komisyonun bası- na kapalı toplantısında. görevlı uzmanlardan birini "finstin as- losma" alarak üyelere, işkence uygulamasmı gösterdi. işkence aletlerini basına gös- terip göstermeme konusunda uzun bir tartışma yapan üyeler, Küçükköy Polis Karakolu basta- myla ilgili alt komisyon raporu- na gölge düşüreceği, karakolla- rın töhmet altında kalacağı ve polisin olumsuz etküeneceği ge- rekçeleriyle, ele geçirilen fılistin askısuıın gösterilmemesini ka- rarlaşiırdı. TBMM tnsan Hakla- n Komisyonu Başkam Sema Pişkinsüt ile Emre Kocaoğlu ve KadirBozkurt'tan oluşan alt ko- misyon üyelerinin Bakırköy Ka- dın ve Çocuk Tutukevi'nde yap- tıklan incelemeler sırasında or- taya çıkan işkence skandalı dün TBMM'ye taşındı. Kadın ve ço- cuk tutuklulann ifadesi doğrul- tusunda geçen pazartesiyi salıya bağlayan gece birkaç karakola nokta baskını düzenleyen alt ko- misyon, Gaziosmanpaşa Küçük- köy Karakolu'nda ele geçirdik- leri fılistin askısını da gerek ka- rakol emniyet amiri gerekse Is- tanbul Emniyeti'nin tutanağı eş- liğinde teslim aldıktan sonra TB- MM 'ye getirdi. Komisyonun yaptığı incelemelerde ifadeleri- ne başvurulan 267 çocuktan yaklaşi yüzde 80'inin işkence- ye maruz kaldığı saptandı. TBMM tnsan Haklanm tnce- leme Komisyonu da dün Sema Pışkınsüt'ün başkanlığında yap- tığı toplantıda, işkence aletini basına gösterip göstermemeyi tartıştı. Komisyon, salonu önce işkence aletleri de basına göste- rilecek şekılde hazırladı. Ancak üyelerin, işkence aletlerinin ba- sına göstenlmesinin kamuoyun- da güvenlik görevlilerine karşı olumsuz bir hava yaratacağı, ka- rakollann töhmet altında kala- cağı endişesiyle gösterilmemesi Necati Bilicanın 'emniyeti suiistimal davası Duruşma açıklığına koruma gölgesi ANTCAlU(CamtaıriyetBürosu)-'Hizmetııe- deniy1eemai>«tiaÖBranar suçlamasıyla aralann- da eski Emniyet Genel Müdürü Necati Bücan'ın da bulunduğu 13 sanığın yargılandığı davada du- ruşma salonunun kapısım tutan koruma polısle- ri, 'bâldmin gizffîk karan akfa^nı' öne sürerek iceriye kimseyi almadılar. Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nde gö- rülen davanm dünkü oturumunda, aralannda Necati Bilican'ın da bulunduğu 7 sanık ile sa- nık avukatlan ile bazı resmi ve sivil polislerin duruşma salonuna girmesinin ardından koru- malar, 'gidiSkkaran' olduğu gerekçesiyle ıçe- riye kimseyi almadılar. Bilican, duruşma sonrası gazetecüerin, 'da- rHsmamsgizfl yapıhmsıfcDoasandabfr taiepieri ohıp ohnadjğmı' sormalan üzerine, gizlilik ta- lepleri ve bu yönde alınmış birkarann bulunma- dığrnı söyledi. Duruşma tutanaklanna göre, Bilican savun- masında, Kamu Konutlan Yönetmelığı'ne ay- kın bir eylemlerinin olmadığını ve lojmanla- rtn hak eöneyen kişilere verümediğini kaydet- ti. Bilican, "Vakfln »marf"« uygun davnmri- nıı^.IeşJdlanherbalanıdanfleriyegStnrmek amaçlanımşnr. Bo nedesle snçbmalan kabol tmryorHm" dedi. Yargıç, duruşmayı ileri bir tarihe eneledt yönündeki tavırlan üzerine, fı- listin askısı ortadan kaldınldı. Ancak Pişkinsüt, Küçükköy'de ele geçirilen fılistin askısuıın na- sıl kullamlacağım uygulamalı olarak üyelere gösterdi. Bu amaçla bir komisyon uz- manını denek olarak kullanan Pişkinsüt, 3 değişik bağlama ve uygulama biçimi gösterdi. Piş- kinsüt aynca, daha önce Marma- ris Armutalan Karakolu'nda ele geçirdikleri manyetolu telefon, fılistin askısı ve falakayı da üye- lere gösterdi. Komisyonun basına kapalı toplantısından sonra bir açıkla- ma yapan Sema Pişkinsüt, ele geçirilen işkence aletinin komis- yon açısından "ük ohnadığını" vurguladı. Pişkinsüt, amaçlan- nın polisi ya da karakollan kö- tülemek değil, olaylan nesnel değerlendirerek çözüm bulmak olduğunu vurguladı. Karakollar- daki kötü muameleyi engelle- mek için çözüm üretmek üzere tçişleri Bakam Sadettüı Tantan'ı da komisyona çağıracaklannı bildiren Pişkinsüt, Adalet Ba- kanlığı'yla da koordineli çalışa- cakJannı dile getirdi. DUZYAZI ORHAN BtRGtT Devlet Kara Mizah Yapmazmı? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanhğı'nın, SSK emek- lileri ile sigortalılan için yaptırdığı bir araştırma, mizah yazarlanmız için günlerce işleyebilecekleri kadar sayısız ömekJe dolu. Masamın üzerinde duran, 22 Şubat 2000 tarihli bu araştırmanın "SSK tarafından tescil edilmiş sigortalıla- rrn yaşlara göre dağılımı"n\ gösteren tablosunda, ister inanın ister inanmayın ama, henüz 1 yaşında 80 bebe- ğin çalıştıklan gerekçesiyle SSK'ye prim ödedikleri gö- rülüyor. 92 prim yükümlüsü 2 yaşında. 104 sigortalımtz 3 yaşında. 4 yaşındaki SSK'lilerin sayısı 90, 5 yaşında- kiler 204, 6 yaşındakiler 188 kişi. Liste uzadıkça uzuyor. 13 yaşında 11.229, 14 yaşın- da 35.021 çocuğumuzun sigortalı olduğunu öğreniyo- ruz. 73 bin 594 sigorta yükümlüsü ise 15 yaşında bulu- nuyor. Bu sayılar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanhğı'nın zaman zaman "Sigortasız işçi çalıştırma" kampanyası için giriştiği zahmetlere "Ne gerek var?" dedirtecek ka- dar kalabalık. An o, 1 ve 14 yaş arasındakiler olmasa ne- redeyse ülkemizde çıraklık yapan tüm çocuklanmızın bi- le yannlannı devletimiz sayesinde güvenceye aldıklannı sanarak göğüslerimizi kabartacak, pembe düşlere ka- pılacağız. Sahi, on binlerce sigorta yükümlümüz niçin ağustos ayında, siyasi iktidann SSK yasasında değişiklik yapma girişimi dolayısıyla, "Mezarda Emeklilik" kampanyası ile alanlara çıkmışlafdı. Devletin yayımladığı rapor, Türkiye'nın mezar şöyle dursun "Beşikte Emeklilik" sağlayan belki de tek ülke ol- duğunu saptıyor! 3 ile 16 yaş arasında 8 çocuk, SSK'den malulen emekli olmuş, 56 çocuk ise ihtiyariık nedeniyle emekli statüsü kazanmışlar! Aziz Nesin ölmeseydi, 3,4,5,6,8,10.. diye başlayıp 16 yaşına kadar uzanan listelerdeki bu kocamışlık yü- zünden emekli olanlann, sanınm "YaşarNe YaşarNe Ya- şamaz" adlı seyirtik oyununun bir başka türünü izleme- mizi sağlamak için kollan sıvardı. Çalışma Bakanhğı'nın araştırması tam bir siyah-be- yaz çelişkisi görünümünde bilgiler içeriyor. Bu belgele- re göre, ülkemiz tam bir çalışma seferberiiği içinde olan yurttaşlaıia dolu. Çünkü, SSK'h olduklannı belgeleye- rek kuruma prim ödeyenler sadece 1, 2,4 ya da 7 ya- şında değil; 99 yaşında, evet yanlış okumuyorsunuz 99 yaşında 15.486 Türk vatandaşı da aynı statüye uygun olarak sigortalı olmayı, bir başka deyişle çalışmayı sür- dürüyorlar. Yaşlan teker teker aşağıya indirerek bakalım: 98 yaşında olup 15.931, 97 yaşında 17.720 sigortalı- mız var. Yaşlan 91 ile 99 arasında tam 184.082 insanı- mız, "Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur" ilkesi uya- nnca sigortalı olmayı sürdürüyorlar. Araştırma, bu küçüklü büyüklü çalışanlanmızın hangi işkollannda çalıştıklan ve ne tür iş yaptıklarına ait bilgi- leri ne yazık ki söylememiş. Yoksa bebelerimizin de, de- delerimizin de kaçının yeraltı maden işçisi, kaçının yük- sek fınncı olduğunu da öğrenme şansımız olurdu. Tabii, bu sayılann ve o raporun ardındaki gerçek, in- sanımızın zekâsını hangi yasa ve ahlak dışı yollara yo- nelttiğini belgeliyor. ölmüş yakınlannın ölüm belgesini saklayıp, yeni doğmuş bebeği ailenin sigorta yükümlü- sünün yerine geçiriyor. Eşini boşayıp babası ile evlendi- rerek dul ayhğını evin gelir kapısı olarak sürdürüyor. Tüm bunlan yaparken elbette SSK'de de profesyonel ortak- larbutuyor. öytecede, devtettn katrilyonlan, gerçeR irrffyâç ssffıtp- leri yerine alaveredalaverecilerin cebine giriyoV. Bakanlık yetkilileri, bu çarpık sonuçlar karşısında, tek çözümü SSK'nin bilgi işlem sistemine geçmesinde bul- duklannı söylüyoriarmış! lyi de, bilgı işlem, çarpıklığı ek- ranlara getirmeden ya da listelere dönüştürmeden bu 2 ya da 99 yaş garabetini defter sayfalannda görüp orta- ya çıkarmayan bunca sorumlu görevliye ne demeli? On- lar, illa hizmetlisi olduklan bu devletı, bir kara mizah dev- leti yapmak için mi seferber olmuşlardı? ••• Dilerseniz, aldığı ölüm tehdrtleri nedeniyle Istanbul Va- liliği'ne durumu bildiren bir yurttaşımıza, ilgili makamın 17 Şubat 2000 tarihi ile verdiği yanıtı da bir başka kara mizah örneği olarak anlatayım. "..//Koruma Komisyonunun... tarihli toplantısında ko- ruma talebiniz görûşülmüş ve hakkınızda Çağn Üzerine Koruma karan alınmış, alınan karar Vali Oluru ile yürür- lüğe girmiştir..." Yanıtta, o yurttaştan koruma talebi olduğunda, yedi- şer rakamlı üç resmi telefon numarasını çevirerek istem- de bulunması öğüdü veriliyor. Bilindiği kadarı ile güvenliği tehlikeye düşen herkesin 154 ya da 155 gibi telefonlarla devletin emniyet güçle- rini haberli kıiması, bu yedişer rakamlı numaralan arama- ya kalkmasından çok daha kolay. Üstelik, şayet kentin Asya yakasında ise buna bir de Avrupa yakasının üç sa- yılı kodunu ekleme zorunluiuğu da ayn bir sorun. Telefonu çevir. Söyle ve bekle! Anlaşılan devlet, tehdit karşısında kaldığı kanısını ta- şıyan yurttaşa moral vermek için bir kara mizah örneği sergilemek istemiş. Bana, kendisine gönderilen bu ka- ra mizah ömeği belgeyi gösteren dostum, "A/e dersin" diye sordu. "öy/e bir tehlike ile karşılaşırsan önce tele- fonla gereken yerleri ara. Sonra da seni hedef seçen kimseye lütfen biraz beklermisin? demeyi unutma" di- ye akıl öğrettim! Kara mizah olgusu öylesine genlerimize işlemiş ki dev- let görevlilerimiz bile sık sık içlerindeki bu duyguyu resmi belgelere geçirip ölümsüzleştirmekten geri kalmıyorlar. Faks:0212 677 07 62 E-Mail:orhan.birgrt ' do.net.tr. . ' Yunanistan Büyükelçisi Korantis 'Türk-Yunan ilişkilerinin gidişatı değişmeyecektir' Haber Merkezi - Yuna- nistan'ın Ankara Büyükel- çisi Yannis Korantis, Yuna- nistan'da nisan aymda yapı- lacak genel seçimlerin so- nucunun, Türkiye Ue Yuna- nistan arasında özeilikle deprem felaketinden sonra gelişen olumlu ilişkilerin seyrini değiştirmeyeceğini söyledi. Iki ülke arasmdaki ilişki- lerde "öocetiği ortak men- faattann oluşturduğunu" ifade eden Korantis şunlah söyledi: "Ancak buişbirliğj- nin kapsamlı ohnası için ba- zıkonularm çözülmesigere- Idyor. Bu konulardan biri, kıta sahanhgınm smırlannm betirleıunesi için Lluslara- rası Lahej Adalet Divanı'na gkühnesidir. Bunun önemi. Hebmki zirvesinde de gün- demegridL" Çözühnesi gereken diğer konunun da. Kıbns sorunu olduğunu ve Türkiye ile Yu- nanistan"ın da BM gözeti- minde başlayan dolaylı gö- rüşmelen desteklediklerini daha önce açıkladıklannı kaydeden Korantis. sözleri- ni şöyle sürdürdü: "Hebinki zirvesinde bu konuya da yer verOdL Bu konunun AB bo- yutu mevcut Kıbns, BM gi- bi uluslararası toplumu flgi- lendiren birkonudur.Ancak, AB'nin de bu konuda kesin bir söz hakkı ve rolü vanhr. Bunlar çözühnesi gereken meselelerdir \e bunlann çö- zümü için calışmaya de%am etmeti> iz. Bu meselelerin çö- zümündede\ letfcr arasmda- ki ibşkiler kadar kişiler ara- sındaki temaslann da sıklaş- tınlması ve teşvik edilmesi gerekir. Türk ve Yunan hal- kmın birbiriyie ilişk) kurma yönünde istekleri var."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle