Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 MART 2000 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
İMÜD, Boğaziçi'ni
eleştirdi
• Istanbul Haber Servisi-
Universite Öğretim Üyeleri
Derneği, Boğaziçi
Universitesı'nde yeni
kurulmakta olan iletişim
enstitüsüne "Aydın Doğan
tletişim Enstitüsü" adı
verilmesini eleştirerek,
"Sayın Doğan aynı
zamanda büyük bir medya
kuruluşunun başıdır.
fletişim konusunda eğitim
ve bilimsel araştınna
yapacak enstitüye onun
adinın verilmesi, yeni
enstitünün bilimsel
özgürlüğü açısından soru
işaretleri yaratmaktadır"
şeklinde açıklama yaptı.
Artçı sarsıntılar
süpüyor
• İstanbul Haber Servisi -
Merkez iissü Kocaeli olan
depremin artçı sarsınnlan
sürerken, dün sabah
Marmara Denizi'nde hafıf
şiddette bir deprem oldu.
Boğaziçi Üniversitesi
Kandilli Rasathanesi ve
Deprem Araştırma
Enstitüsü'nden verijen
bilgiye göre, önceki gün saat
06.22 vel2.5l'de
Adapazan-Karapûrçek'te 3,
20.16'da Yalova-Çmarcık'ta
2.6 büyüklûklerinde toplam
3 artçı sarsıntı, dün sabah
06.57'de Marmara
Denizi'nde 2.7
büyüklüğünde bir deprem
kaydedildi.
Uyuştunıcu
paneli
• tstanbul Haber Merkezi -
Eminönü Beledıyesi'nce
Kadırga Kültür Merkezi'nde
düzenlenen "Uyuşturucuya
fiıtiyacım Yok" konulu
panelde konuşan Bakırköy
Ruh ve Sinir Hastalıklan
Hastanesi Alkol ve Madde
Bağunlılığı Tedavi Merkezi
(AMATEM) Klinik Şefı
Doç. Dr. Çakmak, dünyada
madde kullanımının hızla
arttığına dikkat çekerek,
"Bu durum, 25 milyon genç
nüfusa sahip Türkiye için de
risk oluşturuyor" dıye
konuştu.
Genel nüfus
sayunı 22 BtinTde
V ANKARA (Ctunfauriytf
Bürosu) - Devlet Bakanı
Tunca Toskay, "2000 Yılı
Genel Nüfus Sayımı"nın 22
Ekim'de yapılacağını, bu
yıldan itibaren genel nüfus
sayımlannın 10 yılda bir
gerçekleştırileceğını
söyledi. Toskay, sayımın
genel maliyetinin 22 trilyon
700 milyar, numaralandİrma
çalışmasının toplam
maliyetinin ise 4 trilyon 540
milyar lira olmasının
beklendiğini belirtti.
'Yeni Akımlar'
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Türkiye Diyanet
Vakfi Kadın Kollan'nca
düzenlenen "Irticadan
Fütürizme Yeni Akımlar ve
Gençlik" konulu panel yann
gerçekleştirilecek. Prof. Dr.
Flber Ortaylı'nın oturum
başkanlığını yapacağı panele
konuşmacı olarak, Prof. Dr.
Elizabeth Özdalga, Prof. Dr.
Mehmet S. Aydın, Prof. Dr.
Yusuf Ziya lrbeç, Doç. Dr.
Ayhan Bıçak ile Doç. Dr.
Ahmet Güç katılacak.
Çakıtfnın
diişen davaa
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı
Vural Savaş, Alaattin
Çakıcı'mn gazeteci Hıncal
UIuç'u yaralamaya
azmettirmekten
yargılandığı davanm
zamanaşımından
düşmesine ilişkin hükmü
onayan Yargıtay 4. Ceza
Dairesi'nin karanna itiraz
etti.
Kanal 7'ye
kapatma
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Radyo ve
Televizyon Üst Kurulu
(RTÜK), Kanal 7, ETV ve
Kanal D'ye birer günlük
yaym durdurma cezası verdi.
Erbil'e kınama
• tstanbul Haber Servisi -
Basın Konseyi, Çarkıfelek
pragramında Milliyet
gazetesi köşe yazan Ayça
Ankoğlu'na yönelik sözleri
neJeniyle Mehmet Ali
Eâbü'in knıanmasma karar
verdi. Erbil söz konusu
pngramda, yazısında
Kıhpe Bizans filmini
eleştiren Atikoğlu için
stvadının Türk soyadına
bazemediğini belirtmiş ve
hadonda küçük düşürücü
bazı ifadeler kullanrruştı.
Tutuklu tek sanığın da tahliyesinin istendiği Gazi davası 5 yıldır sürüyor
Eıı kanhfaili ıııeçlnılMİYASEtLKNUR
Sıvas kaüiamunn üzerinden
henuz 2 yıl geçmişti Gazi katli-
amı olduğunda. 12 Mart 1995 ta-
rihinde kahvelerin taranmasıyla
başlayan ve olaylan protesto
amacıyla sokağa dökülen halkın
üzerine polislerin ateş açmasıyla
tumanan olaylar tam üç gün sür-
dü. Gazi Mahallesi ve Umrani-
ye'de üç gün ardınca tam 22 ce-
naze kaldınldı. Yabancı ajanslar-
da ve televizyonlarda Türkiye,
yine gündemin baş köşesıne otur-
muştu. Hükümet gitti, geldi.
Hedef gözeterek halka ateş
açan polislerin resimlen gazete-
lerin birinci sayfasmda yer aldı.
Olaylann başka ıllere sıçraması-
na ramak kalmıştı. Mahallede so-
kağa çıkma yasağı ilan edildi ve
polıs bölgesi olmasına karşınjan-
darma duruma el koyup başta
Cumhurbaşkanı ve Başbakan s o
rumlulann cezalandınlacağı sö-
zünü verince olaylar yatışmıştı.
Sükûnet sağlamnca verilen
sözler unutuldu. Olayın en tepe-
deki sorumlulan Içişleri Bakanı
Nahit Menteşe, tstanbul Valisi
Hayri Kozakçıoğlu. tstanbul
Emniyet Müdürü Necdet Men-
zir'in sorumluluk duyup istifa
etmeleri bekJendı.
Ne onlar istifa etti ne de döne-
min hükümetı istifalanm istedi.
tçişleri Bakanı Nahit Menteşe
hakkında takipsizlik karan veri-
lirken, görevi ihmalden halda-
nnda fezleke düzenlenen tstan-
bul Valisi Hayri Kozakçıoğlu ve
tstanbul Emniyet Müdürü Nec-
det Menzir hakkında hiç bir iş-
lem yapılmadı. Dava, 5 yıldır
bitirilemiyor. Dava olayın mey-
dana geldiği yerden yüzlerce kı-
lometre uzakta Trabzon'da tam 5
yıldır sürüyor. Dava açılırken
olaylarda görev yapan 20 polıs
sanık sandalyesınde oturuyordu.
Polislerden 18'i hakknıda be-
raat karan verildi. Olay günü
uzun namlulutüfekle hedef göze-
terek ateş açtığını belgeleyen re-
simlerle gazetelerin birinci sayfa-
sında yer alan Adem Albayrak
davanın tutuklu tek sanığı olarak
kaldı. Ancak geçen duruşmada
• Beş yıl süren davada ne olaylarda kullanılan silahlar
ne de bu silahlan kullanan polisler adalete teslim
edildi. Olaylarda yaşamını yitiren Zeynep Poyraz'ın
babası Cemal Poyraz, "Çocuklanmızın ölümüne
seyirci mi kalınacak" diyor.
ıddıa makamı olan savcıük onun
da tahliyesini talep etti.
Bugün yapılacak duruşmada
mahkeme savcılığm talebine
uyarsa davanın saruğı kalmaya-
cak ve Gazi katliamı en kanlı fa-
ili meçhul olay olarak tarihteki
yerini alacak. Olağanüstü Hal
Bölgesi'ndeki faili meçhullerbi-
le bir bir aydınJanırken îstan-
bul'un göbeğinde 22 kişinin ka-
tillen hâlâ bulunamadı.
Beş yıl süren davada emniyet
tarafından ne olayda kullanılan
silahlar ne de bu silahlan kulla-
nan polisler adalete teslim edil-
di. Olaylann keşfi müdahil avu-
katlann zorlamasıyla ancak 4 yıl
sonra Asliye Ceza Hâkimliği
aracıhğıyla tek hâkim gözeti-
minde yapılabildi.
Gazi olaylannda polis kurşu-
nuyla yaşamını yitiren Zeynep
Poyraz'ın babası Cemal Poyraz,
beş yıl süren ve sanıklann bir bir
salındığı davaya isyan ediyor.
Olayın olduğu günden beri ken-
dısinı bu davaya adayan Cemal
Poyraz, her duruşmada diğer ai-
leler gibi Trabzon yollanna düş-
tü. Sanık polislerin arkadaşlan
tarafından hakaretlere, tehditle-
re maruz kaldı. Yılmadı, davayı
sahiplenmeleri için Ankara'da
çalmadık kapı bırakmadı. Çal-
dığı kapılar bir bir yüzüne ka-
pandı.
Oysa kapılannı aşındırdığı sı-
yasiler, baro başkanlan, sendika
yöneticileri olayın olduğu gün-
îerde Gazi Cemevi'ne gelip ka-
meralann karşısında "Bu dava-
ya biz sahip çıkacagız" dıye söz
vermişlerdi. Ama olay gündem-
den düşünce verilen sözler de te-
davülden kalkmış oldu.
Cemal Poyraz şimdı, "Çocuk-
lanmızuı faili mechule kurban
ghmesine seyirci mi kahnacak?"
diye naklı olarak soruyor. Konu-
şurken yumruklannı sıkıyor.
maya çauşıuyor Gazi MahaDea'nde 12-13 Mart
hayaünı yitirenlerin yakmlan, avukatiar ve demokratik kitie örgütü temsilcileri dün Gazi Mahal-
lesi'nden bugün Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek davayı izlemek üzere hareket erri-
ler. Trabzon'a hareket öncesinde Gazi Davası Platformu adına yapılan basın açıklamasmda "Gazi
karüamımn üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen Trabzon'da görülen mahkeme son »ymnoıu gel-
mis ve sorumlular hâlâ yargüanm «•«''"•lanriınhnamıştır" denildL Açıklamada aynca, kattiamm yıl-
dönümü öncesinde görülecek davanm önemine dikkat çekilerek "12 Mart öncesi görülüp kapabl-
mayaçahşü^budavsyısaJüpknmek,rümözgürhlkvedenwkrosigücleriUem^
cularmm görevidir'' denildL (Fotoğraf: HATICE TUNCER)
Olaydan sonra katledilen insan-
lann ailelerinin suçlandığmı
anımsatıyor ve "GaMba bu oiayın
suchısu olarak birtek biz kaldık.
Peki biam çocuklanmız kendi
kendisinimi vurdu?" dıye konu-
şuyor.
Gazi davasına müdahil olarak
katılan avukatlardan Remzi
Korkmaz, yargılama başlarken
AlHM'nin koşullanna uyulma-
dığı için iç yargı yolu tüketilme-
den de dava açılabileceğinı savu-
nuyor. Davayı Avrupa tnsan
Haklan Mahkemesi'ne götür-
meye hazırlanan Korkmaz, bun-
dan sonra izlenecek yol hakknı-
da şu açıklamalarda bulundu:
"Dava sürerken bUe
AİHM'ye baş\ıını hakkımız
bulunuyor. Zaten davada bir tek
tutuklu sanık kalmışa. Beş kisi-
nin ölümünün faili olarak yargı-
lanan Adem Albayrak hakkm-
da geçen ceise savcınk makamı
beraat talebinde bulunmuştu.
Mahkemetalebeuyarsa davada
sanık kahmyor. İç yargıyom be-
nüz tükenmese de biz AİHM'ye
başvuruda bulanacağız. tnsan-
laıin yargrya, adalete olan gü-
venkri sarsıkh."
Gazi olaylanmn başlamasına
neden olan kahvehane taraması
olayı ile ilgili bugüne kadar bir
bulgu elde edilemedi. Ancak
Temmuz 1997 yılında TBMM
Susurluk Komisyonu üyeleri ile
buluştuğu bir yemekte eski Em-
niyet îstihbarat Dairesi Başkanı
Hanefi Ava, olaya ışık tutacak
şu açıklamalarda bulunmuştu:
"Gazi'de kahv«haneyi Kalaş-
nikof ile tarayıp ola>ı başlatan ki-
şinin Yeşil köd adlı Mahmut Yü-
dmm obaaa kuvvedemuhteraeJ-
dir. Bu olay kesin provokasyon-
dur. Biz olay sonrası yapdğımız
arasünnalarda bu isme ulaşük.
Ozeflikk olayda kuUanılan taksi
şoforünün, bagaja küıtienip sou-
ra arabası ile yakılması, yasadışı
bir örgüt işi degildir.''
Hanefi Avcı'nın bu açıklama-
lan dikkate alınmadığı için ola-
yın başlamasına neden olan pro-
vokasyonun kimler tarafından
yapıldığı açığa çıkanlamadı.
SAĞ tKTtDARLAR LAİK ÖZÜNDEN SAFTIRDI
• •
Oğretim Birliği gericflere
verilen ödünlerle asındı
YUSlJFZtYAAY
Eğitimde laikleşme ve çok başhhğnı
gıderilmesi amacıyla Mustafa Kemai ön-
derliğindeki Aydınlanma kadrolarmca 3
Mart 1924'te çıkanlan Öğretim Birliği
Yasası (Tevhid-i Tedrisat Kanunu), 76.
yüına gericiliğe verilen tarihsel ödünler-
le aşınmış olarak giriyor. Sağcı iktidar-
larla faşist 12 Eylül cuntasmın önünü aç-
tığı laik eğitime saldın, 50 yıldır imam-
hatip liselen, son 10 yıldır da FethuDah
Gükn'in modern görûnümlü tarikat
okullannca sıstemlı olarak sürdûrûlüyor.
Laik eğitimin güvencesi Öğretim Bir-
liği Yasası'mn Demokrat Parti'den baş-
layarak irticaya verdiği ödünlerle deüne-
rek başlatılan eğitimdeki şeriatçı kadro-
laşma günümüzde de sürüyor.
Öğretim Birliği, bir yandan 28 Şubat
kararlannın aıdından çıkanlan 8 Ydlık
Kesintisiz Eğitim Yasası ve tarihsel po-
litik ödünlerin önünü kesen "imam-ha-
tipKlere kendi alanlannda universite okn-
mazorunluluğu" düzenlemesiyle korun-
maya çalışıhrken diğer yandan Gülen
okullannm iktidarlarca desteklenmesiy-
le "Ud ileri, bir geri" gidiyor.
Laik cumhuriyetin ilkeleri doğrultu-
sunda verilen eğitimi, dinsel temelllere
döndürme girişimi 1946'da çok partili
döneme geçümesiyle başladı.
Demokrasiye en ağır darbeyi vuran 12
Eylül 1980 cuntası, Oğretim Birliği Ya-
sası'm hiçe sayarak din eğitimini 1982
Anayasası ile ilk ve orta dereceli bütun
okullarda zonınlu hale getırdi.
Öğretim Birliği'ne en büyük tehdit,
günümüzde ıktıdarca da desteklenen Fet-
hullah Gülen cemaatinden geliyor.
FETHULLAH GÜLEN^l ÖVEN ECEVİT^E KBVAMA
'Bir hııkıık devletiııiıı
tarikatlarla işi ohnaz
9
Haber Merkezi - Atatürkçü Düşünce
Derneği Genel Başkanı Yekta Gingör
Özden, Fedıullah Gulen'e destek veren
Başbakan Ecevit'i sert bir sekilde eleşti-
rerek -Hukuk devtetinde tarikatlann c$i
obmaz. Başbakan Ecevit ve tarikat des-
tekçflermi kmıpnun" dedi. Sıvıl Top-
lum Kuruluşlan Bıriığı de, Ecevit'i, Gü-
len'i öven sözlerinden dolayı kınadı.
Hilafetin kaldınlmasmın 76. yıldönü-
mü nedenıyle Konya'da düzenlenecek pa-
nel öncesi Türkiye Emekli Subaylar Der-
neği Genel Başkanı Emekli Tümgeneral
Sria Aydemir'le birlikte basın toplanOsı
düzenleyen ADD Genel Başkanı Özden,
tarikat yanlıhğının 1950'lerde başladığı-
nı belirterek "Bir başbakan.' devlet dinin
hizmetiflde' derse, bir başbakan kanlı
mı, kansız mı?' derse, bir başbakan, 'be-
nim halkım göğsünü gere gere Müsluma-
nım demeUdir' derse, bir başbakan 'şeri-
at dindir, dine karşı yürünmez' derse ge-
Mnen sonoç budur" diye konuştu.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği yöne-
ticileri de bugün DSP Genel Merkezi'ni
ziyaret ederek Gülen'in kitaplannı arma-
ğan edecekler.
Aralannda Çağdaş Yaşamı Destekle-
me Derneği, 68'üler Vakfi, Atatürkçü Dü-
şünce Derneği'nin de bulunduğu çok sa-
yıda sıvü toplum örgütünün oluşturduğu
Sivil Toplum Kuruluşlan Birliği'nce ya-
pılan açıklamada, "Başbakan'm Fethul-
lah Güfcn'e göstennği boşgörih^ü ve ver-
digi desteği anlamakta zorluk çeldyvruz,
Güfenveyandaşiannm çağdaş velaik Tûr-
kiye'yeyönefik en cidditehdkti otuşturdu-
ğuçokaçıkbirşekfldesaptanmışve bu du-
rum, Gükn'in kendi beyanlan Ue de ka-
nıdanmışar'' denildi
Küçükköy Polis Karakolu'nda ele geçirilen aletler basına gösterilmedi
Meclis'te 'işkence provası'ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - TBMM tnsan Haklanm
tnceleme Komisyonu'nun, Ga-
ziosmanpaşa-Küçükköy Polis
Karakolu'nayaptığı "noktabas-
kffida" ele geçirdikleri fılistin
askısı, Meclis'e getirilmesine
karşın basına gösterilmedi.
Ancak Komisyon Başkam Se-
maPişkmsut, komisyonun bası-
na kapalı toplantısında. görevlı
uzmanlardan birini "finstin as-
losma" alarak üyelere, işkence
uygulamasmı gösterdi.
işkence aletlerini basına gös-
terip göstermeme konusunda
uzun bir tartışma yapan üyeler,
Küçükköy Polis Karakolu basta-
myla ilgili alt komisyon raporu-
na gölge düşüreceği, karakolla-
rın töhmet altında kalacağı ve
polisin olumsuz etküeneceği ge-
rekçeleriyle, ele geçirilen fılistin
askısuıın gösterilmemesini ka-
rarlaşiırdı. TBMM tnsan Hakla-
n Komisyonu Başkam Sema
Pişkinsüt ile Emre Kocaoğlu ve
KadirBozkurt'tan oluşan alt ko-
misyon üyelerinin Bakırköy Ka-
dın ve Çocuk Tutukevi'nde yap-
tıklan incelemeler sırasında or-
taya çıkan işkence skandalı dün
TBMM'ye taşındı. Kadın ve ço-
cuk tutuklulann ifadesi doğrul-
tusunda geçen pazartesiyi salıya
bağlayan gece birkaç karakola
nokta baskını düzenleyen alt ko-
misyon, Gaziosmanpaşa Küçük-
köy Karakolu'nda ele geçirdik-
leri fılistin askısını da gerek ka-
rakol emniyet amiri gerekse Is-
tanbul Emniyeti'nin tutanağı eş-
liğinde teslim aldıktan sonra TB-
MM 'ye getirdi. Komisyonun
yaptığı incelemelerde ifadeleri-
ne başvurulan 267 çocuktan
yaklaşi yüzde 80'inin işkence-
ye maruz kaldığı saptandı.
TBMM tnsan Haklanm tnce-
leme Komisyonu da dün Sema
Pışkınsüt'ün başkanlığında yap-
tığı toplantıda, işkence aletini
basına gösterip göstermemeyi
tartıştı. Komisyon, salonu önce
işkence aletleri de basına göste-
rilecek şekılde hazırladı. Ancak
üyelerin, işkence aletlerinin ba-
sına göstenlmesinin kamuoyun-
da güvenlik görevlilerine karşı
olumsuz bir hava yaratacağı, ka-
rakollann töhmet altında kala-
cağı endişesiyle gösterilmemesi
Necati Bilicanın 'emniyeti suiistimal davası
Duruşma açıklığına koruma gölgesi
ANTCAlU(CamtaıriyetBürosu)-'Hizmetııe-
deniy1eemai>«tiaÖBranar suçlamasıyla aralann-
da eski Emniyet Genel Müdürü Necati Bücan'ın
da bulunduğu 13 sanığın yargılandığı davada du-
ruşma salonunun kapısım tutan koruma polısle-
ri, 'bâldmin gizffîk karan akfa^nı' öne sürerek
iceriye kimseyi almadılar.
Ankara 16. Asliye Ceza Mahkemesi'nde gö-
rülen davanm dünkü oturumunda, aralannda
Necati Bilican'ın da bulunduğu 7 sanık ile sa-
nık avukatlan ile bazı resmi ve sivil polislerin
duruşma salonuna girmesinin ardından koru-
malar, 'gidiSkkaran' olduğu gerekçesiyle ıçe-
riye kimseyi almadılar.
Bilican, duruşma sonrası gazetecüerin, 'da-
rHsmamsgizfl yapıhmsıfcDoasandabfr taiepieri
ohıp ohnadjğmı' sormalan üzerine, gizlilik ta-
lepleri ve bu yönde alınmış birkarann bulunma-
dığrnı söyledi.
Duruşma tutanaklanna göre, Bilican savun-
masında, Kamu Konutlan Yönetmelığı'ne ay-
kın bir eylemlerinin olmadığını ve lojmanla-
rtn hak eöneyen kişilere verümediğini kaydet-
ti. Bilican, "Vakfln »marf"« uygun davnmri-
nıı^.IeşJdlanherbalanıdanfleriyegStnrmek
amaçlanımşnr. Bo nedesle snçbmalan kabol
tmryorHm" dedi.
Yargıç, duruşmayı ileri bir tarihe eneledt
yönündeki tavırlan üzerine, fı-
listin askısı ortadan kaldınldı.
Ancak Pişkinsüt, Küçükköy'de
ele geçirilen fılistin askısuıın na-
sıl kullamlacağım uygulamalı
olarak üyelere gösterdi.
Bu amaçla bir komisyon uz-
manını denek olarak kullanan
Pişkinsüt, 3 değişik bağlama ve
uygulama biçimi gösterdi. Piş-
kinsüt aynca, daha önce Marma-
ris Armutalan Karakolu'nda ele
geçirdikleri manyetolu telefon,
fılistin askısı ve falakayı da üye-
lere gösterdi.
Komisyonun basına kapalı
toplantısından sonra bir açıkla-
ma yapan Sema Pişkinsüt, ele
geçirilen işkence aletinin komis-
yon açısından "ük ohnadığını"
vurguladı. Pişkinsüt, amaçlan-
nın polisi ya da karakollan kö-
tülemek değil, olaylan nesnel
değerlendirerek çözüm bulmak
olduğunu vurguladı. Karakollar-
daki kötü muameleyi engelle-
mek için çözüm üretmek üzere
tçişleri Bakam Sadettüı Tantan'ı
da komisyona çağıracaklannı
bildiren Pişkinsüt, Adalet Ba-
kanlığı'yla da koordineli çalışa-
cakJannı dile getirdi.
DUZYAZI
ORHAN BtRGtT
Devlet Kara Mizah
Yapmazmı?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanhğı'nın, SSK emek-
lileri ile sigortalılan için yaptırdığı bir araştırma, mizah
yazarlanmız için günlerce işleyebilecekleri kadar sayısız
ömekJe dolu.
Masamın üzerinde duran, 22 Şubat 2000 tarihli bu
araştırmanın "SSK tarafından tescil edilmiş sigortalıla-
rrn yaşlara göre dağılımı"n\ gösteren tablosunda, ister
inanın ister inanmayın ama, henüz 1 yaşında 80 bebe-
ğin çalıştıklan gerekçesiyle SSK'ye prim ödedikleri gö-
rülüyor. 92 prim yükümlüsü 2 yaşında. 104 sigortalımtz
3 yaşında. 4 yaşındaki SSK'lilerin sayısı 90, 5 yaşında-
kiler 204, 6 yaşındakiler 188 kişi.
Liste uzadıkça uzuyor. 13 yaşında 11.229, 14 yaşın-
da 35.021 çocuğumuzun sigortalı olduğunu öğreniyo-
ruz. 73 bin 594 sigorta yükümlüsü ise 15 yaşında bulu-
nuyor.
Bu sayılar, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanhğı'nın
zaman zaman "Sigortasız işçi çalıştırma" kampanyası
için giriştiği zahmetlere "Ne gerek var?" dedirtecek ka-
dar kalabalık. An o, 1 ve 14 yaş arasındakiler olmasa ne-
redeyse ülkemizde çıraklık yapan tüm çocuklanmızın bi-
le yannlannı devletimiz sayesinde güvenceye aldıklannı
sanarak göğüslerimizi kabartacak, pembe düşlere ka-
pılacağız.
Sahi, on binlerce sigorta yükümlümüz niçin ağustos
ayında, siyasi iktidann SSK yasasında değişiklik yapma
girişimi dolayısıyla, "Mezarda Emeklilik" kampanyası ile
alanlara çıkmışlafdı.
Devletin yayımladığı rapor, Türkiye'nın mezar şöyle
dursun "Beşikte Emeklilik" sağlayan belki de tek ülke ol-
duğunu saptıyor! 3 ile 16 yaş arasında 8 çocuk, SSK'den
malulen emekli olmuş, 56 çocuk ise ihtiyariık nedeniyle
emekli statüsü kazanmışlar!
Aziz Nesin ölmeseydi, 3,4,5,6,8,10.. diye başlayıp
16 yaşına kadar uzanan listelerdeki bu kocamışlık yü-
zünden emekli olanlann, sanınm "YaşarNe YaşarNe Ya-
şamaz" adlı seyirtik oyununun bir başka türünü izleme-
mizi sağlamak için kollan sıvardı.
Çalışma Bakanhğı'nın araştırması tam bir siyah-be-
yaz çelişkisi görünümünde bilgiler içeriyor. Bu belgele-
re göre, ülkemiz tam bir çalışma seferberiiği içinde olan
yurttaşlaıia dolu. Çünkü, SSK'h olduklannı belgeleye-
rek kuruma prim ödeyenler sadece 1, 2,4 ya da 7 ya-
şında değil; 99 yaşında, evet yanlış okumuyorsunuz 99
yaşında 15.486 Türk vatandaşı da aynı statüye uygun
olarak sigortalı olmayı, bir başka deyişle çalışmayı sür-
dürüyorlar.
Yaşlan teker teker aşağıya indirerek bakalım:
98 yaşında olup 15.931, 97 yaşında 17.720 sigortalı-
mız var. Yaşlan 91 ile 99 arasında tam 184.082 insanı-
mız, "Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur" ilkesi uya-
nnca sigortalı olmayı sürdürüyorlar.
Araştırma, bu küçüklü büyüklü çalışanlanmızın hangi
işkollannda çalıştıklan ve ne tür iş yaptıklarına ait bilgi-
leri ne yazık ki söylememiş. Yoksa bebelerimizin de, de-
delerimizin de kaçının yeraltı maden işçisi, kaçının yük-
sek fınncı olduğunu da öğrenme şansımız olurdu.
Tabii, bu sayılann ve o raporun ardındaki gerçek, in-
sanımızın zekâsını hangi yasa ve ahlak dışı yollara yo-
nelttiğini belgeliyor. ölmüş yakınlannın ölüm belgesini
saklayıp, yeni doğmuş bebeği ailenin sigorta yükümlü-
sünün yerine geçiriyor. Eşini boşayıp babası ile evlendi-
rerek dul ayhğını evin gelir kapısı olarak sürdürüyor. Tüm
bunlan yaparken elbette SSK'de de profesyonel ortak-
larbutuyor.
öytecede, devtettn katrilyonlan, gerçeR irrffyâç ssffıtp-
leri yerine alaveredalaverecilerin cebine giriyoV.
Bakanlık yetkilileri, bu çarpık sonuçlar karşısında, tek
çözümü SSK'nin bilgi işlem sistemine geçmesinde bul-
duklannı söylüyoriarmış! lyi de, bilgı işlem, çarpıklığı ek-
ranlara getirmeden ya da listelere dönüştürmeden bu 2
ya da 99 yaş garabetini defter sayfalannda görüp orta-
ya çıkarmayan bunca sorumlu görevliye ne demeli? On-
lar, illa hizmetlisi olduklan bu devletı, bir kara mizah dev-
leti yapmak için mi seferber olmuşlardı?
•••
Dilerseniz, aldığı ölüm tehdrtleri nedeniyle Istanbul Va-
liliği'ne durumu bildiren bir yurttaşımıza, ilgili makamın
17 Şubat 2000 tarihi ile verdiği yanıtı da bir başka kara
mizah örneği olarak anlatayım.
"..//Koruma Komisyonunun... tarihli toplantısında ko-
ruma talebiniz görûşülmüş ve hakkınızda Çağn Üzerine
Koruma karan alınmış, alınan karar Vali Oluru ile yürür-
lüğe girmiştir..."
Yanıtta, o yurttaştan koruma talebi olduğunda, yedi-
şer rakamlı üç resmi telefon numarasını çevirerek istem-
de bulunması öğüdü veriliyor.
Bilindiği kadarı ile güvenliği tehlikeye düşen herkesin
154 ya da 155 gibi telefonlarla devletin emniyet güçle-
rini haberli kıiması, bu yedişer rakamlı numaralan arama-
ya kalkmasından çok daha kolay. Üstelik, şayet kentin
Asya yakasında ise buna bir de Avrupa yakasının üç sa-
yılı kodunu ekleme zorunluiuğu da ayn bir sorun.
Telefonu çevir. Söyle ve bekle!
Anlaşılan devlet, tehdit karşısında kaldığı kanısını ta-
şıyan yurttaşa moral vermek için bir kara mizah örneği
sergilemek istemiş. Bana, kendisine gönderilen bu ka-
ra mizah ömeği belgeyi gösteren dostum, "A/e dersin"
diye sordu. "öy/e bir tehlike ile karşılaşırsan önce tele-
fonla gereken yerleri ara. Sonra da seni hedef seçen
kimseye lütfen biraz beklermisin? demeyi unutma" di-
ye akıl öğrettim!
Kara mizah olgusu öylesine genlerimize işlemiş ki dev-
let görevlilerimiz bile sık sık içlerindeki bu duyguyu resmi
belgelere geçirip ölümsüzleştirmekten geri kalmıyorlar.
Faks:0212 677 07 62
E-Mail:orhan.birgrt ' do.net.tr. . '
Yunanistan Büyükelçisi Korantis
'Türk-Yunan ilişkilerinin
gidişatı değişmeyecektir'
Haber Merkezi - Yuna-
nistan'ın Ankara Büyükel-
çisi Yannis Korantis, Yuna-
nistan'da nisan aymda yapı-
lacak genel seçimlerin so-
nucunun, Türkiye Ue Yuna-
nistan arasında özeilikle
deprem felaketinden sonra
gelişen olumlu ilişkilerin
seyrini değiştirmeyeceğini
söyledi.
Iki ülke arasmdaki ilişki-
lerde "öocetiği ortak men-
faattann oluşturduğunu"
ifade eden Korantis şunlah
söyledi: "Ancak buişbirliğj-
nin kapsamlı ohnası için ba-
zıkonularm çözülmesigere-
Idyor. Bu konulardan biri,
kıta sahanhgınm smırlannm
betirleıunesi için Lluslara-
rası Lahej Adalet Divanı'na
gkühnesidir. Bunun önemi.
Hebmki zirvesinde de gün-
demegridL"
Çözühnesi gereken diğer
konunun da. Kıbns sorunu
olduğunu ve Türkiye ile Yu-
nanistan"ın da BM gözeti-
minde başlayan dolaylı gö-
rüşmelen desteklediklerini
daha önce açıkladıklannı
kaydeden Korantis. sözleri-
ni şöyle sürdürdü: "Hebinki
zirvesinde bu konuya da yer
verOdL Bu konunun AB bo-
yutu mevcut Kıbns, BM gi-
bi uluslararası toplumu flgi-
lendiren birkonudur.Ancak,
AB'nin de bu konuda kesin
bir söz hakkı ve rolü vanhr.
Bunlar çözühnesi gereken
meselelerdir \e bunlann çö-
zümü için calışmaya de%am
etmeti> iz. Bu meselelerin çö-
zümündede\ letfcr arasmda-
ki ibşkiler kadar kişiler ara-
sındaki temaslann da sıklaş-
tınlması ve teşvik edilmesi
gerekir. Türk ve Yunan hal-
kmın birbiriyie ilişk) kurma
yönünde istekleri var."