09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3MART2000CUMA HABERLERIN DEVAMI İURKIYE Istanbul 8 Sinop Y 11 Adana Edirne 4 Samsun B 11 Mersin Kocaeli Y 12 Trabzon PB 11 Piyarbakır PB 8 Çanakkale Y 12 Giresun PB 12 Şanlıurfa PB 12 Izmir Y 14 Ankara K 5 Mardin PB 9 Manisa Y 13 Eskişehir K 6 Siirt PB Aydın _Y 13 Konya K 4 Hakkâri PB Denizli Y 10 Sıvas B 3 Van PB Zonguldak Y 10 Antalya Y 15 Kars PB -5 Marmara, Ege, Batı Karadeniz ile Iç Ana- dolu'nun güney ve ba- tısı çok bulutlu ve ya- ğışlı, diğer yerier par- çalı ve az bulutlu ge- çecek. Yağışlar gene)- de yağmur Trakya ile yurdun iç kestmlerinin yüksekteri karia kanşık yağmur ve kar şektin- de olacak. Hava s<cak- lığı artacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn K K K Y Y K K K 3 1 3 10 8 8 12 10 Münih K 10 Zürih Beriin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina K PB PB B PB K A Y 8 7 20 9 10 4 14 14 Y 10 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire K Y A PB PB A PB PB 2 6 -6 12 6 11 5 24 PB 18 Parçalı budıtiu k Çok bulutlu ı Yağmurtu Kariı , Gök gürtrttüiü • • GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK I Baştarafi 1. Sayfada ğı bir döneme rast gelen açıklama gerçekten ilgi çekici. Bu açıklamada Ecevit, "Pazarlık iddiasına ge- lince" diyor: "Pazariık, uzlaşmanın aracıdır." Böylece, siyasal rüşvet savlanna yol açan pa- zarlık olaylan yeni bir tanıma kavuşuyor ve... Partiler arasında uzlaşmaya varmak için pazar- lığı koşul haline getiriyor. Bu durumdatanımına uygun eleştirilere Basba- kan Ecevit neden bozuk çalıyor, anlamak olanak- sız. Zaten demokratik pazarlık aşamasına girildi- ğinden beri üç maddeyi değiştirmek için yola çı- kan Ecevit, başka maddelerin değiştirilmesini içe- ren baskıyia karşılaştı. Üstelik sadece DYP muhalefetinden değil. ANAP da sadece üç maddenin aynı metinde yer almasının siyasal rüşvet ve pazarlık söylentilerini güçlendireceğini öne sürdü. Ortaklardan MHR pazariığa başka yönden gir- di. Anayasadaki düzenlemelerin üç maddeyle sı- nıriı kalmamasını, ötedenberi değiştirilmesi öneri- len kimi maddeleri de kapsamasını istedi. Sonuçta ortaya çıkan tablo; olası anayasa de- ğişikliğinde hükümet ortaklannın birbirine aykın görüşlerie hareket etmeye hevesli olduklannı ser- giledi. Bir başka girişim hem yeni siyasal bir ayıbı ta- şıyor, hem de rüşvet ve pazarlık olaylannı pekişti- recek nitelik ve içerikte. Anayasanın 100., 104., 105. maddeleriyle ge- çici 15. maddenin de pakete aiınmasına çalışılıyor. ; Bu yeni hamlenin kulislere yayılan, ama parti- lerce yazıya dökülmesi istenmeyen gerekçesinde- ki öğeler gerçeğin sıntmasına neden oluyor. Bu girişim siyasal yeni bir ayıbı şu yönden ser- giliyor: fktidar partileri, anayasa değişikliğinin bir parti- ye ve milletvekillerine rüşvet olarak düzenlendiği izlenimini silmek için üç maddenin "çok madde arasında" değiştirildiğini kamuoyuna sindirmek istiyor. Yutturmaca Tabii, paketi genişletmeye yönelen girişim da- ha ilk başlarda partiler arasında çeşitli eğilimlerin • ortaya çıkmasına neden oldu. ' Dokunulmazlığın darattılmasını, Meclis soruştur- "malannın etken bir duruma getirilmesini, 12 Eylül askeri yönetiminin sorgulanmasını ve sorumsuz ama iç ve dış konularda sözleri ve davranışlanyla hükümetler üstü bir konum sergileyen cumhur- başkanlannın 82 Anayasası'nda yer alan görevle- rinin kısıtlanmasını istemeyen yok! Ne çare; partilerde ve kimi yayın organlannda amaç bir ama rivayet muhtelif! örneğin; kâğıt üzerindeki hesaplamalarla 367 rakamını bularak 5 artı 5'in "işini tamamlayanlar", bu sonuca Fazilet'in 90 milletvekilinin oylannı ka- tarak vanyor. Genel Başkan Kutan'ın "Fazilet'ten Demirel'e 90 oy çıkacağını açıkladığını" dayanak olarak kul- lanıyorlar. Ama, Recai Kutan'ın bu desteği ancak "anaya- sa değişikliği paketine parti kapatılmasını güçleş- tirecek 69. maddenin eklenmesi" koşuluna bağ- ladığını görmezlikten geliyoriar. Nitekim FP Genel Başkan Yardımcısı Ertan Yü- lek, Kutan'ın koşulunu açarken "partileri kapatmak için 69. maddedeki sadece 'odak' olmanın de- ğiştirilmesini yeterii bulmadıklannı, aynı maddede- ki 'kapatılan bir partinin devamı' olmanın da yasa- dan çıkanlmasını istediklerini" söyledi. Zira, Anayasa Mahkemesi'nde görülmekte olan kapatılma davasında FP, aynı zamanda RP'nin de- vamı olmakla suçlanıyor. Başbakan Ecevit FP'den gelen seslere (pazar- lık günleridir bugünler. Yann ne diyeceği belli ol- maz, ama önceki gün) kulaklannı tıkadı. "Bundan sonra pazarlık ve ödün söz konusu değildir" de- di. Ecevit direnir, FP geleceğini güvenceye alacak değişimleri sağlayamazsa... Demirel'in yeniden seçilmesine: 90 milletvekili ile destek verir mi acaba? Anday'a Şiir Ödülü • Baştarafi 1. Sayfada Esen, Prof. Dr.Talat Hal- man, Doğan Hızian, Fethi Nad ve Prof. Dr. Tahsin Yncd'den oluşan seçiciler kurulu 29 Şubat 2000 gü- nü toplandı ve 81 başvuru- yu değerlendirdi. Seçiciler kurulu, Melih Cevdet Anday'ı, 'Yağmu- run Akmda' isimlı son ki- tabuıın yanı sıra 60 yüı aş- kuı şiir yaşamında Türk şi- irine olan katkısı; şürini her kitabında, şiirinden hiç ödün venneden daha ileri bir aşamaya taşımış olma- sı ve genç kuşaklara yeni şiir kanallannı açan bir şa- ir oluşundan dolayı ödüle değer buldu. Anday'a nısan ayında yapılacak törenle Vakıf Başkanı Aydın Doğan ta- rafından 15 milyar liralık para ödûlü ile birükte şiir ödülünü simgeleyen bir de madalyon verilecek. Özay Gönlüm öldü ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Türk halk müziği sanatçısı Ozsry . Gönhım, tedavi gördüğü Ankara Tıp Fakültesi Gö- ğüs Hastalıklan Klini- ği'nde dün yaşamıru yi- tirdi. Müziğe 5 yaşında baş- layan Gönlüm, 1966 yı- ünda Ankara Radyosu'na halk müziği uzmaru ola- rak girerek çalışmalannı sürdürdü. Bugüne kadar 3 bin 400'den fazla türkü derledi. ;, Üç değişik sazdan olu- - şan "yaren" adlı enstrii- . maru buldu. Avrupa, ABD, Avustralya, Çin ve Hindistan'da da konserler verdi. Gönlüm, Ege tür- küleri üzerinde uzman- laşü. Ayru zamanda TRT sanatçısı olan Gönlüm, televizyon ve radyoda ya- yımlanan "NinedenMek- tuptar" adlı programdaki tiplemesiyle de tanınıyor- du. 60 yaşında aramızdan aynlan Gönlüm için bu- gün önce Ankara Radyosu önünde tören düzenlene- cek. Gönlüm'ün cenazesi, Kocatepe Camisi'nde kı- lınacak öğle namazuun ar- dından Cebeci Asri Me- zarlığı 'nda toprağa verile- cek. AKKUYU PAMGIEBRUTOKTAR ANKARA - Hükümetin nükleer santral ihalesini 10 gün içinde açık- lama yetkisi verdiği Türkiye Elekt- rik Üretim tletim AŞ (TEAŞ), Bo- ğaziçi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Erdik'in deprem raporu ile paniğe kapıldı. TEAŞ'ta "deprem 61109" yaratan rapor, iha- le şartnamesinde değişüdik yapıl- masını da gündeme getirdi. Erdik'in 1990'da Akkuyu'da yaptığı sismolo- jik incelemelerine göre ihaleye çı- kan TEAŞ, aynı bilim adamuun böl- gede yeniden inceleme yapılmasını isteyen yeni raporuyla sıkıştı. Erdik, deprem mühendısliğınde meydana gelen hızlı değişmeler ne- deniyle 1990 tarihlı raporunun gün- celliğini yitirdiğini, "santrann kunı- iacağı yerin günevindeki basende kı- yı-ötesi sismik etüderinyapılmas ge- rektiğini" bildirdi. Kandilli Rasat- hanesi'nin uyansı üzerine ihalenin iptal edihnesinden çekinen TE- AŞ'ın, önceki gün gerçekleştirilen Bakanlar Kurulu'nda raporu Başba- kan Bfllent Ecevit ten gizledıği öğ- renildi. 1990 yılında Akkuyu'nun sismo- lojik incelemesini Prof. Dr. Musta- fa Erdik ve Prof. Dr. Potat Ülken'e yaptıran TEAŞ, nükleer santral iha- İesinin şartnamesini yapılan araştır- maya göre biçimlendirdi. Araştırma sonuçlan kapsamuıda bölgede 0.25 g (yer şiddeti ivmesi) değerine göre 6.4 büyuklüğündeki depremin baz alınarak nükleer santral yapılması- nı isteyen TEAŞ, Kandilli Rasatha- nesi'nın yeni raporu ile açmaza düş- tü. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Deprem Mü- hendisliği Anabilım Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Erdik, eski raporunun geçerliliğini yitirdiğini, TEAŞ'uı Akkuyu'da yeniden değer- lendirme yapması gerektiğini belirt- ti. Bu ay TEAŞ'a sunulan raporda, "Akkıryu Nükleer Santrahyçrseçi- mi cahşmalan tarafımızca yürütûl- müş ve tasanm esaslı deprem yer ha- reketinin beiirlenmesi bakkındaki rapor, 1990'da hazuiammş bulun- maktadır" denildi. Raporda, o ta- rihte yapılan incelemelerde 10 bin yılda yüzde 63 olasılıkla meydana gelecek deprem yer hareketinin en büyük ivmesinin 0.26 g olarak bu- lunduğuna dikkat çekilerek şöyle denildi: • Ancak bu çalışmalarda kullanı- lan metodoloji ve azalım ilişkileri, deprem mühendıslığı disiplininde meydana gelen hızlı değişiklikler nedeniyle bugün için güncelliğini yitirmiştir. Deprem tehlikesüün güncel sismolojik ve teknik veriler, metodoloji ve azalım ilişkilerinin kullanılması ile yeniden değerlen- dirihnesi gerekir. • Yapıhruş çalışmalarda, Ecemiş fayı ile ilgilijeotektonik bilgiler, De- mirtaşlı ve Genç tarafından 1986 ve 1989 yıllannda yapılmış, aynntılı jeolojik çalışmalara ve diğer litera- tür derlemelerine dayandınumştır. Fayla ilgili olabilecek depremler ta- ranmış ve mikrodeprem etütleri yo- rumlanmıştu-. Bu bilgiler ışığında, Ecemiş fay hattmın Gemerek, Kay- seri ile Ortaköy, Mersin arasında uzandığı kabul edümiştir. Pozan- tı'nın güneyinden itibaren fay hattı birçok parçalara aynlmakta ve Silif- ke'nin kuzeyinde kaybohnaktadn". Yalon zamanda yapılmış bazı çalış- malarda (mesela, N.Gökçea, G.Kd- Bng, E.Özel,A.Uhığ, 1991) bazı sis- mik profillerde görülen süreksizlik- ler aktif fay olarak yorumlanmış ve Ecemiş Fayı ile ilişki kunümaya ça- lışılmışür. • Akkuyu Nükleer Santralı yeri- nin güneyinde yer alan basende ba- zı küçük ölçekli kınklann veya kı- yı ötesi heyelanlann bulunması mümkûndür. • Gerek Akkuyu nükleer santra- lı yer seçimi çalışmalan sırasuıda Maden Teknik ve Arama Enstitüsü (MTA) tarafından yapılmış kıyı öte- si jeofizik çalışmalannın çok kısıt- lı olması, gerekse konu ile ilgili bi- lımsel literatürde ve medyada yer alan eksik etütlere dayalı yanlış y o rumlann önlenebihnesi açısuıdan santral yerinin güneyinde bulunan basende kıyı ötesi sismik etütlerin yapılması gerekli görülmektedir. 6 Çöp teknolojfleri pazarlanıyor 9 H Baştarafi 1. Sayfada de 10-50 MW'lik rii^âr çiftliği kurulsa potansiyel yaklasık 21 bin 540 MW'dir, üretimi 64 bin 620 milyar Kw/h. Bu, neredey- se ülkemizdeki kurulu tüm elektrik gficüne yakındır ve yaklaşık 650 bin kişiye di- rekt iştir. 19-20 mihar do- larük bir yabnmdır. Yakla- şık 7 mihoo konutun veya fabrikanuı elektrik ihtiya- cımn karşüanması demek- tit GSMH'yeetldsi her târ- lü hesaplamayla bile kişi başına en az 400-500 dola- nn üzerindedir." Güler, nükleer santralla- nn maliyetlerinin de yük- seldiğme dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: u Bu santrallar öyle 2S-3 miryardoiardeğil, enazgö- venük sastemteri hariç, 6-6^ nulyar dolan geçmektedir. Tûridye'ye nükleer santral satmak isteyenler, şu anda 1975'ten bu yana dûnyaya ve çöp teknotojflerini geKş- tirme çabasındaduiar ve daha küçük, daha az yaö- nmmaliyetiivedahaçabuk kurulabilen, daha güvenB tipler için son olarak 15 Anüık 1999 tarihinde Bir- leşik Devletler'de l nited State Nuciear Regulator Commission'a mûracaatta bulundular. Biz ise daha büyük ve hiç ekonomik ol- mayan, her gün yeni güven- Hk maliyerleri kabaran ve efektriği daha pahahya mal oian santral tiplerinin kn- ruhnası \e hem de işsiz ka- lan 80 binden fazla yaban- cunn Lstihdamı için etkfli ve bol keseii lobiler tarafindan telkin ahyoruz. Almanya, Danimarka, tsveç niçin nükleer santrallan kapat- ma karan alnuşür. Kapat- ma karannın nedeni hem çevresel hem de ekonomik nedenlerden dolajıdır. En küçük bir nükleer anğm bir yerden bir yere t;ıynın«« mauyeti bile en az 500 mtt- yon DM'yi bubnaktadır." Güler, rüzgâr enerjisin- den yararlanarak hem istih- dam olanağı yaratılacağını hem de elektrik gereksini- minin karşılanabileceğini söyledi. Güler, "Türkiye'nin dı- şa bağımiı ohnadan, kendi kaynaklanyla doğaya ve insana zarar venneden elektrik elde etmesi, ger- çekten çağda; uygarhkyo- lunda hrzla Oerlemesi de- mektir" diye konuştu. Santralın faturası 'Halkın geleceği ağır olabilir rehin alınıyor' ANKARA (Cumharivet Bürosu)-ABD'de Pasıfik Ok- yanusu'nun kıyısına 1985 yı- lında Diablo Canyon Nükleer Santrah lcuruldu. Kaliforni- ya'daki santralın yapımından 2 yıl sonra kıyıdan 4.5 kilo- metre içerde yeni fay hatö bu- lundu. Santralın güvenliğini arttırmak için ek düzenleme- ler yapan Westinghouse kon- sorsiyumu, 3 miryar 255 mil- yon dolar maliyet çıkardı. Santralın yapım maliyetı 4 miryar dolardı. Nükleer santrallann depre- me karşı dayanıkhlığını arttır- mak için alınan önlemlenn, yapım maliyetine denk düştü- p beîirlendi. ABD'deki Diab- lo Canyon Nükleer Santra- h'mn yaprmından sonra böl- gede bulunan fay hatü nede- niyle alınan güvenlik önlemle- ri için büyük harcamalar ya- pıJdığı ortaya çıkö. Santralla ilgili gelişmeler şöyle: • Santrann 1985'te karuK masmdan 2 yıl sonra Pasifik Okyanusu'nda kıyıdan 3 mil (45 kflometre) içerde fay hattı olduğu saptandı. • Fay hatönm belirlenme- sinden önce santral, 6 büyuk- lüğündeki depreme göre inşa edümişti. • Buhınan yeni fay zonu ie bölgedeki deprem büyüklüğü tehfikesi 7Se yûksekü Bnna göre yapılacak güvenfik artü- nmı için 3 milyar 255 müyon dolar harcandı. (Santrahn 2 ünitesinin yapım mahyeti 4 milyar dolardı.) Istanbul Haber Servisi - Greenpeace Akdeniz Ofisi, Enerji Bakanlığı'nın, .Akku- yu'nun bir "çdanazsokak" ol- duğunu itiraf etmek zorunda olduğunu belirterek bakanlı- ğın, halkın gelecegini 35 yıl- lık "nökieer kâbus" uğruna harcamaktan vazgeçmesi ge- rektiğini vurguladı. Öffi îstanbul Şubesi, Tür- kiye'nin başka alanlarda oldu- ğu gibi nükleer santralı da hiç tartışmadan ve tartışürmadan kararlaştırdığına dikkat çekti. Greenpeace Akdeniz Ofisi Enerji Kampanyası Sorumlu- su MeMa Kesldn, Akkuyu Nükleer Santralı ihalesininbir ÇED araştırması yapılmaksı- zın açılmış olmasının Enerji Bakanlığı'run ne yaptığını bil- mediğini gösterdiğini söyledi. Insan Haklan Derneği (IHD) tstanbul Şubesi, nükleer sant- ra da hiç tartışmadan ve tartış- tırmadan karar verildiğine dikkat çekerek nükleer santral karannın Türkiye gibi her an şiddetlı deprem riski taşıyan ülkeler için bir "intihar" ol- duğu savunuldu. ıHD tstanbul Şubesi adına yapılan yazılı açıklamada, nükleer santrallara karşı çıkan örgütlerin ve insan haklan sa- vunuculannın tepküerinin şid- detle bastın larak bu konudaki tartışmanın engellendiği ifade edildi. Açıklamada, böylece, hal- kın belki de gelecegini rehin alacak bir gelişmeye muhatap olduğu kaydedildi. • Mıımcu: Nükleer santral gerekliANKAR.\ (Cumhuriyet Bürosu) - Hükümetin, Akkuyu Nükleer Elektrik Santralı 'nın görüşüldüğü önceki günkü toplantısında nükleer santralakarşı çıkan Çevre ve Turizm bakanlan ikna edildi. Bakanlar Ku- rulu'nda Turizm Bakanı Erkan Mnmcu ile Çevre Bakanı Fevzi Ay- tekm'in sorulanru TEAŞ yetkilileri- ninyamtlamasinın arduıdan iknaol- duklan öğrenildi. Turizm Bakanı Mumcu, santralın Türkiye'nin en güvenli bölgesinde olduğunu, Ak- kuyu'nun turizm bölgesi olmadığı- nı savunurken, "Turizm bölgesüu. başka bir doğa parçasuıdan daha önemli ya da gnlamh kılan bir şey yoktur" dedi. Devlet Bakanı Tunca Toskay, 1969 yılından beri nükleer enerjiden yana olduğunu söyledi. TEAŞ, Akkuyu Nükleer Santralı projesinin yapımı için açılan ihale- ye kanlan konsorsiyumlardan 10 günlük süre uzatımı istedi. TEAŞ Genel Müdürlüğü yetikilileri, önce- ki gece konsorsi>Timlan TEAŞ'a ça- ğırarak süre uzatımını içeren yazıyı kendilerine ilettiler. TEAŞ, konsor- siyumlann teklif geçerliük süresini 10 Mart'a kadar uzatoklan yönün- deki yazıyı 6 Mart'a kadar kendile- rine iletmelerini istedi. Konsorsi- yum yetkilileri, ihalenin Kurban Bayramı'ndan önce 7-10 Marttarih- lerinde açıklanmasını beklediklerini söylediler. Turizm Bakanı Mumcu, teknolo- jinin gereküliğinin ve güvenliliğinin önemli olduğunu belirterek "Bu ko- nuda karar verilmiştir. Bunun tu- rizm bölgesinde mi, başka bir yerde mi olacağı gerekli değfldir. Turizm bölgesmi, başka bir doğa parçasm- dan daha önemh'ya da anlamh kılan bh-şey yoktur" dedi. Doğayı ve insanlan etkileyecek bir nükleer tehdidin turizm bölge- sinde, kentlere yakın yerlerde veya lorsal alanda olmasının fazla anlam- h olmadığını belirten Mumcu "Bu- rada doğru olan şey, benim de ikna olduğum şev şu ki bu teknoloji gü- yienhdir. Şarilar bakınıından da Tür- kiye'nin en güvenli bölgesinde, top- hıinsal hayatın en az olduğu bölgeye düşünüunüştür.Akkuyu turizmböl- gesi değildir" değerlendirmesini yapü. Devlet Bakanı Tunca Toskay, dü- zenlediği basın toplantısında nükle- er enerjiye ilişkin soruları yanıtladı. Gösterilen tepkinin anımsatıLması üzerine Toskay, 1969 yılında doçent olmasından beri nükleer enerji sant- ralı kurulmasmdan yana olduğunu kaydetti. Dünyanm en fazla turist çe- ken ülkelerinden Fransa'da 58 nük- leer santral bulunduğunu belirten Toskay, "Bu bir tek santrah ofana- yan Türkhe için mahzuriu oluyor, turistler açısuıdan saloncah oluyor, 67 miryon turistin Fransa'ya gitmesi açısuıdan hiçbir sakınca teşkü etmi- yor. Böyle bh* gerekçejle santrala karşı çüânakgerçekçideğir diye ko- nuştu. Toskay, Akkuyu'nun deprem açısuıdan en az riskli bir bölge oldu- ğunu savundu. Çevre Bakanı Fevzi Aytekin, AA'ya yaptığı açıklamada, Akku- yu'da kurulmasına karar verilen nük- leer enerji santralı ile ilgili olarak Başbakan Bülent Ecevit'in, Türk in- sanına, doğasına zarar verecek hiç- bir yatınmı kabul etmeyeceğini be- lirtti. Aytekin, Türk milletinin, Ak- kuyu'daki nükleer santrah yakından takip edeceğini de ifade ederek "Halktan bir şeyler saklayarak bir yere varamayız" dedi. Nükleer sant- ralda hangı teknolojinin kullanüaca- ğının henüz belli olmadığına dikka- ti çeken Aytekin, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı yetkılılennın, sivil toplum örgütlerinin de katıh- mıyla bir basm toplannsı düzenle- melerini istedi ve bu santral hakkın- da bilgi verilerek kamuoyunun ay- dnılatılmasmda fayda olduğunu dı- le getirdi. Hüseyin Velioğlu, Dıcak Oteli'nde kaldı Yurt Haberleri Senis - Yurtdışmda yayımla- nan PKK'nin yayın organlanndan Özgür Poli- tika gazetesine konuşan MoUa Bedrettin Canı- mana, Beykoz'da öldürülen Hizbullah lideri Hü- seyin Veüoğhı'nun uzun süre Istanbul Fmdıkza- de'deki Ilıcak Oteli'nde kaldığuıı ıddia etti. Ca- nımana, otelde "şebeke işlerijle uğraşüğı'" öne sürülen M. Emin Deniz'ın oğlu Omer'ın yanın- da kalan Velioğlu'nun, Ömer'in Türk Silahlı Kuvvetleri 'nde albay olan kayınpederiyle de gö- rüştüğünü söyledi. Canımana, Hizbullah'm di- ni liderinin MeOe Süleyman Kor (Kurşun) oldu- ğunu, bu kişinin de bazı ülkelerde "bakanhk düzeyinde" ilişkilerinin sürdüğünü öne sürdü. Hizbullah'm üssü Batman'da şeriatçılann ye- tiştirildiği çeşitli medreselerde 5 yıl dini eğitim gördüğünü belirten Bedrettin Canımana, Hiz- bullah'ın bu medreselerde etkinliğini gördükten sonra gruptan koptuğunu anlattı. Hizbullah'm kongre düzeyindeki ilk toplan- tısınm Kızıltepe ve Mardin arasındakı bir köy- de 1984 yılırun ekim ayında yapıldığuıı anlatan Cannnana, toplantıya Hizbullah'm Melle olarak nitelenen yöneticilerinden MelleSüleyman Kor, MeDe SaHh, Mefle Emin, adını bilmediği Arap asıllı bir Melle ile Hüseyin Velioğlu'nun katü- dığını belirtti. G U N D E M MUSTAFA BALBAY I Baştarafi 1. Sayfada doiar karşılığı lisans verdi. Devlet bu sözleşmeden toplam bir milyar dolar elde etti. Bu, 400 bin abone karşılığıydı. - - •* Cep telefonu tüketimi, Türkiye'de konuşmak- tan iş yapmaya zaman kalmıyor, saptamasını doğnjlayacak biçimde arttı. Bugün cep telefonu abonesi sayısı yaklaşık 8 milyon. Her 8 yurttaştan birinin cep telefonu var. Tüketme eğiliminin artmaya devam ettiğini gören firmalar bir aileye birden çok telefon satmanın yollannı da buldular. Bir kişiye birden çok telefon nasıl satılır, bunun yollannı anyor olmalılar. Halkımızda cep telefonu kullanma eğilimi o ka- dar arttı ki; kişi asansöre binmiş evine gidiyor, ya- nm dakika içinde ulaşacak. Cep telefonuyla ara- yıp gelmek üzere olduğunu söylüyor. Sabit ücret protesto edilecek ve bir gün telefonla konuşulma- yacak. Herkes o gün birbirini arayıp "Bugün tele- fonla konuşmayacağız, haberin olsun" diyor! Olayın bu yanını her gün yaşıyoruz, geçelim... Nevaleye, affedersiniz ihaleye gelelim. önce mevcut durumu aktaralım. Görünümün satır baş- lan şöyle: - Piyasadaki iki fırma sözleşme gereği devlete ödemeleri gereken yüzde 15 payı vermiyorlar. Buna karşı sonuç afıcı bir işlemin yapıldığını gor- müyoruz. - Lisans bedeli olarak 500 milyon dolar alındı. Bunun artan abone sayısına paralel olarak artma- sı görüşü öne çıkmıştı. Nedense bu geri plana çe- kildi. 400 bin abone hesabıyla belirtenen bedel artmadı. Bugün 8 milyon aboneye sahip iki firma lisans için ödediği parayı bir yılda kazandı. Bu fir- malar darphane kursalar, bu kadar kolay para basamazlardı! - Devlet halen yüzde 15'lik payını almıyor, ala- mıyor; akjırmıyor... Oysa başlangıçta bu oran yüz- de 67.1 idi. FirmaJarla görüşmeler sırasında yüz- de 15'e indi. Yani devlet, kendi kendine gelirini azalttı. - Ağustos 1997'de yukandaki rakamlann çok uygun olduğunu bildiren değer tespit komisyo- nunun raporunda, yıllara göre cep telefonunda- ki olası artışlara ilişkin tablo da yer alıyor. Bu ra- pora göre, abone sayısının 2000 yılında 2.8 mil- yon, 2005 yılında 4.4 milyon, 2010 yılında 5.4 milyon, 2020'de 5.7 milyon olması öngörülüyor. 2000 yılının başındayız, abone sayısı 8 milyon. Bu tahmini yapan komisyonda Ulaştırma Bakanlığı, özelleştirme Idaresi, SPK, Hazine veTelekom'un temsilctsi var. Arkadaşiann tahmin gücünü kut- luyoruz! -1998'de yapılan sözleşmeye göre, abone sa- yısı 400 bini geçince yeni lisans ihalesi açılacak- tı. Bakanlık ancak 8 milyondan sonra yeni ihale hazırlığına başladı. Şimdi, eskiler aralanna yeni sokmamaya çalışıyor, yeniler eskilerin avantajla- nnın aynısını istiyor. Yani devlete şunu öneriyor- lar: "Yaptığınız hatayı yineleyin!" Devletin enisi! Avantajlar paketi bitmedi... Kaldığımız yerden devam ediyoruz: - Yürürlükteki sözleşmeye göre, cep telefonun- dan Telekom abonesiyle, yani sabit telefonla ko- nuşmanın dakikası 33 cent. Bunun 30 cent'ini cep telefonu şirketi alıyor, 3 cent'ini Telekom. Ya- ni şu andaki duruma göre devlet. - Tersi olursa, yani sabit telefondan cep telefo- nu aranırsa, dakikası 30 cent. Bunun 28.5 cent'- ini cep telefonu şirketi, 1.5 cent'ini Telekom, ya- ni devlet alıyor. Bu sözleşmeyi yapan Üleştirme Bakanlığı'nı da kutiamak gerekir! - Firmalar lisansı aldıklannda yatınm sözü de vermişterdi. Ancak bu sözlerini tutmadılar. Dep- rem sırasındaki çöküşün nedenlerinden biri de bu. Sözleşmeye göre firmaJann, 100 görüşmeden 98'ini garanti etmeleri gerekiyor. Bugünkü yatı- nmlarla bu oran çok geride. Cep telefonu cebe sığar, ama ihalesi sütunla- ra sıgmaz... Sözü bağlamak gerekirse; Bakan Enis Öksüz, önceki akşam yeni ihale için koşul- lannı açıkladı, ardından ekledi: "Yeni firmalar da eskilerin elde ettiği avantajı isteyebilir!" Olmadı... Yukanda sıraladığımız olumsuzluklann en kısa zamanda düzeltilmesi gerekirken Bakan yenile- re de aynı avantajın kapısını aralıyor! Enis, arkadaş-dost anlamına geliyor. BakaJım Bakan ne yapacak? Devletin enisi mi olacak... Yoksa devleti soyadıyla baş başa mı bıraka- cak?.. Istanbul DCM 4 Hizbullahçı cezaevindeIstanbul Haber Merke- zi - Şeriatçı terör örgütü Hizbullah adına 2 kişiyi kaçırarak, örgütün "sorgu- lama timlerine" teslım et- tikleri ileri sürülen 8 kişi- den 4'ü, çıkanldıklan Is- tanbul DGM tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ndeki işlemle- rinin tamamlanmasmın ar- dından tstanbul DGM'ye gönderilen sanıklar Kenan Yılmaz, Mehmet Cemil Erez, Memduh Kassar, Abdülhadi Gezgin, Meb- metKişi,AzizÇahş,Mika- üTekdal ve Alaattin Kaya, savcı EnverÇoban tarafin- dan sorgulandı. Savcı Enver Çoban, Mehmet Cemil Erez, Ab- dülhadi Gezgin, Mehmet Kişi ve Aiaattin Kaya'yı tutuklanmalan istemiyle mahkemeye sevk ederken, diğerlerini serbest bıraktı. Nöbetçi Istanbul 3 No'lu DGM tarafından tekrar ifadeleri alınan Erez, Gez- gin, Kişi ve Kaya, "Terör örgütüne üye ohnak" su- çundan tutuklanarak Met- ris Cezaevi'ne gönderildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle