Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet ;
tmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yaym Yönetmenı: Orhan Erinç
_ Genel Yayın Koordınatörü. Hikmet
Çetinkaya 9 Yazıışlen Müdüıu. tbrahim
Yüdız • Sorumlu Müdür: Fikret Ükiz
Haber Merkezi Müdürü- Hakan
Kara • Görsel Yöneunen: Fikret Eser
tstıhbarat: Cengiz Yıldınm • Ekonomı. Ozlem
Yüzak • Kültür Handan Şenköken • Spor
Abdülkadir Yücelman 0 Makaleler Sami
Karaören • Düzeltme Abdullah Yazıcı 0
Fotoğraf: Erdoğan Köseoğlu 0 Bilgı-Belge:
Edib«Bugra0YurtHaber!en Mehmet Faraç
Yaym Kurulu' tlhan Selçok
(Başkan), Orhan Erinç,
Hikmet Çetinkaya, Şükran
Soner. Ibrahim Yİldız,Orhan
Bursah, Mnstafa Balbay,
HakanKara.
Ankara Temsılcısı Mustafa Balbay Ataturk Bulvan No:
125.Kat:4,Bakanlıklar-AnkaraTel 4195020(7hat). Faks-
4195027 0 lzmır Temsılcısı: Serdar Kıak. H. Zıya Blv
1352S 2/3TeJ:4411220, Faks.44]91170AdanaTemsilcisı.
Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd. 119 S. No:l Kat:l, Tel: 363
12 11.Faks:363 12 15
Müessese Müdürü. Cstün
Akmen 0 Koordınatör
Ahmet Korulsan 0
Muhasebe Bülenr Yener
0 tdare Hüsevin Giirer
0 Satış FaziletKuza
MEDYA C: • Yönetım Kurulu
Başkanı - Genel Müdür Gölbin
Erduran • Koordınatör Reha
Işıtman # Genel MüdûrYardımcısı.
Sevd»Çob«D Tel 514 07 53 -
51395 80-5I384«Wl.Faks-5138463
Ya>unlı>aıı ve Basan: Yenı Gûn Haber Ajansı, Basın ve Yavıncilık A Ş
TûrkocajıCad 39 41 Cagaloglu 34334 tstanbul PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbul
Tel (0 212) 512 05 05 (20 hatı
Faks (0 212)513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 3 MART 2000 îmsak: 5.02 Güneş: 6.28 Öğle: 12.23 Ikindi: 15.30 Akşam: 18.04 Yatsı: 19.25
Santana satış
rekorukıpdı
• NEW YORK (AA) - Bu
yıUci Grammy ödüllerinin
9'unu alan Santana'nın
'Supernatural' adlı albümü,
son bir hafta içinde 583 bin
adet satarak adeta patlama
yaptı. Yetkililer, 2000
yılının rekoru olan satış
miktannın bir hafta önceye
oranla yüzde 167 arttığını
belirtiyorlar. Santana'nın
plaklannı basan 'Arista
Records' şirketi yetkilüeri,
son bir haftada dünya
çapındaki satışlann ise 1.1
milyon adede ulaştığını
belirttiler. Geçen
sonbaharda piyasaya çıkan
albümün sadece ABD'de
şimdıye kadar 8 milyon adet
sattığı kaydedildi.
AADO iletişiın
ödülleri
• tstanbul Haber Servisi -
Genel merkezi Köln'de
bulunan Ahnanya
Atatürkçü Düşünce
Dernegi (AADD), 1999
yılı "Atatürkçü Düşünce
Iletişım Ödülleri'"ni
pazartesi günü saat
18.00'de Ankara Devlet
Resim ve Heykel
Müzesi'nde verecek.
Katledilen yazanmız Prof.
Dr. Ahmet Taner Kışlalı
adına ailesi, Deniz Som ve
Mustafa Balbay da ödül
alacakJar.
Lodosla birlikte
sıcaklar artacak
• lstanbul Haber Servisi -
Meteorolojı Genel
Müdürlüğü'nden yapılan
açıklamada, yurdumuzun
Orta Akdeniz'den gelen
ılık ve yağışlı havanın
etkisine girdiği belirtilerek,
Marmara'run batısı ve kıyı
Ege'de başlayacak
yağışlarla birlikte lodosun
batı bölgelerinde zaman
zaman firûnaya ^önüşeceği
belirtildi.
Sıvas'ta dinleti
• Haber Merkezi - Şaır
Ataol Behramoğlu ve
müzisyen Haluk Çetin
geçen haftaki Ege turnesi
sonrasuıda bugün Sıvas
Cumhuriyet
Üniversitesi'nin konugu
olarak bir dinleti sunacaklar.
Üniversite kampusunda
gerçekleşecek dinleti saat
17.00'de başlayacak.
Sıvas'takı ikınci dinleti ise
cumartesı günü saat
19.00'da ticaret ve sanayi
odası salonunda
gerçekleşecek. '
Avcdarauyan
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Patlayıcı ve
zararlı maddeler kullanarak
iç sularda balık avlayanlara
6 aydan bir yıla kadar hapis
ile birükte 500 milyon
lıradan 10 milyar üraya
kadar para cezası, bu
usullerîe denizde
avlananlara da 1 yıldan 2
yıla kadar hapis ve 1 milyar
liradan 20 milyar liraya
kadar para cezası öngören
yasa tasansı TBMM Içişleri
Komisyonu'nda kabul
edildi.
2000'li yıllara, umut ve sorunlann aşılabileceğine yönelik sinyallerle giriliyor
TurizmhareketlendiYUSUFÖZKAN
İZMİR - Kurban Bayramı tatilinin Ba-
kanlar Kurulu karanyla 9 güne uzatüması,
turizm sektörünü hareketlendirdi. Karann,
bayrama yakın sayılabilecek bir tarihteaçık-
lanmasına karşın rezervasyon başvurulan-
nın önenüi oranda arttığını kaydeden turizm-
ciler, ağuiıkh olarak yurtdışı turlannın ta-
Iep gördüğünü, iç turizmdeki canlanmanın
ise birkaç gün içinde başlamasını bekle-
diklerini vurguladüar.
Tarihinin en sıkıntılı dönemlerinden bi-
rini 1999 yılında yaşayan Türk turizm sek-
törü, 2000'li yıllara sorunlann aşılabilece-
ğine yönelik sinyallerle giriyor. Hüküme-
tin aldığı ekonomik önlemlerle enflasyonun
düşeceği yönündeki beklentiler nedeniyle
• Rezervasyon başvurulannın önemli oranda arttığını belirten
turİ2mciler, ağırlıklı olarak yurtdışı turlanmn talep gördüğünü, iç
turizmdeki canlanmanın ise birkaç gün içinde başlamasını
beklediklerini söylüyorlar.
yurttaşlann tasarruflannı bir parça da olsa
sektöre kaydırdığını kaydeden turizmciler,
9 güne uzatılan Kurban Bayramı tatilinin
de turizme caniılık getireceğini söylediler.
Türkiye Seyahat Acentalan Birliği (TÜR-
SAB) Ege Bölgesel Yürütme Kuruhı Baş-
kanı Mert Dikmen, yılbaşı ve Şeker Bay-
ramı 'nda beklentilerini karşıiayamayan tu-
rizmciye, Kurban Bayramı tatilinin uzatıl-
masının 'umut' anlamuıa geldiğini vurgu-
ladı.
Uzatma karannın geç açLklanmasına kar-
şın tatile uygun paket programlannın he-
men hazırlandığını belirten Dikmen, "Bu
programlar ağuiıkh olarak yurtdışı turlan
içeriyor. Daha çokçevre iDeri kapsayan yer-
Bturizmhareketiiseöoûmüzdekibirkaçgün
içinde yoğun olarak artacak" dedi.
TÜRSAB Kuşadası Temsilcisi Yıhnaz
Mola. bayram tatilinin uzatıhnasınm iç tu-
rizmde önemli bir canlanma yaratacağuu
vurgulayarak Kuşadası'nda suııfı ne oJur-
sa olsun özellikle ısıtma sorunu ohnayan
otellerdeki doluluk oranını yüzde 70'ler
düzeyinde beklediklerini söyledi.
Bodrum Turistik Otelciler Demeği Baş-
kanı HaKIOzyurt da Bodrum'da bayram ta-
tüini geçirmek ısteyen bir yurtttaşın bırge-
celik konaklama maliyetinin, tercihine gö-
re 5 milyondan 50 mılyona kadar çıkabile-
ceğuıi kaydetti.
Bayram tatıünde programlar ağırlıkiı ola-
rak 4-5 günlük paketlen ıçenyor. Beş yıl-
dızlı otellerdeki programlann fiyatlannı
yübaşı ve Şeker Bayramı fiyatlanyla aynj
tutan turizmciler, tüketici kredilennden de
yararlanan turistleri, uygun ödeme koşul-
lanyla çekmeyi planlıyorlar. Buna göre beş
yüdızlı bir oteldeki 5 günlük yanm pansi-
yon konaklama ücretı 120-160 milyon lira
arasmda değişiyor. Dört yıldızlı otellerde
ise yanm pansiyonu kapsayan paket prog-
ramlar için 40-70 milyon lira arasında de-
ğışen ücret istenıyor. e-posta : tan (5 prizma. net. tr
*
B™ -
>az
- gönnek için çok derin bakmak gerekmeyecek; moda dünyasmm
tasanmcı elkri şifon \t benzeri kumaşlara ağırlık verdiler. Cahin KJein
obun, Donna Karan. Versace. Fendi yahut Annani olsun, dünyaıun dört bir yanındaki modacüar, bu senenin sıcak yaz gün-
leri için alabfldiğme hafif grysiler tasarlarken gece krvafetJerini gündüziere taşıdılar. Modacı Christina Ziegfeld, iç göste-
ren bu kryafetfcrin gün içinde de gryüebttmesi için etdenen parçalann. vepyeni bir görünüm kazandmhğmı söylüyor.
Afftfln/In crT/l ti1VI.UUUUU ŞlJUfl
ILO, işçi hareketlerinin genel değerlendirmesini yaptı
Küreseflesme aröcü artürdı
EMİNE KARAKtlAPOĞLU
CENEVRE - Uluslararası Çalış-
ma Örgütü (ILO), küreselleşmenin
ülkeler afasmdaki işçi hareketlerine
hız kazandırdığmı ve 1965 'te 75 mil-
yon olan göçmen işçi sayısının,
1999'da 120 müyooa yükseldiğini
açıkladı.
Türkiye'nin iş gücünün %6'sının
AB ülkelerinde çalıştığını belirten
ILO, toplam sayısmın 3.1 milyon ol-
duğunu, işçi göçünün Türkiye eko-
nomisine etkisinin analizinin ise ve-
ri yetersizliğinden sağlıklı yapıla-
madığını belirtti. 'Suur Tanımayan
işçOer: KüreseDeşmenin Uluslarara-
sı Göçe Etküeri' adıyla yayımlanan
araştırmada, zengın ve fakir ülkeler
arasındaki mal ve para akışmın, fa-
kir ülkelerdeki çalışma gereksinme-
lerini karşılayacak büyüklüğe ulaş-
mayacağma dikkat çekilerek ekono-
mik sıstemlenn yeniden yapılanma
sürecinin sosyal bozulmalanna ne-
• ILO'nun araştırmasına
göre, işçi gönderen ve alan
ülkelerin sayısında son
yıllarda belirgin bir artış
yaşanıyor. 1970-90 arasında
göç veren ülke sayısı 29'dan
55'eçıktı.
den olacağı uyansı yapıldı.
Merkezi Cenevre'de bulunan Ulus-
lararası Çalışma Örgütü'nün dün ya-
yımlanan araştırmasmda, dünyada-
ki işçi hareketlerinin genel bir değer-
lendirmesi yapılarak son 30 yılda
ortaya çıkan çarpıcı değişikliklere
yer verildi. Ekonomilerin küresei-
leşmesiyle ülkeler arasındaki göç-
lerin karakterlerinin değiştiği belir-
tilenkitapta, göç veren ülke sayısı ar-
tarken göç alan ülkelerin sayısmda
da büyüme olduğu, ancak birçok
olumsuzluğu da beraberinde getirdi-
ğine dikkat çekildi.
Araştırmaya göre, işçi gönderen ve
alan ülkelerin sayısmda son yıllarda
belirgin bir artış yaşanıyor. 1970-90
arasında göç veren ülke sayısı 29 'dan
55'e çıkarken işçi göçü alan ülke sa-
yısı da 39'dan 67'ye yükseldi. Son
yıllarda çeşitlenen işçi hareketleri
sonucu ortaya çıkan, 'hem işçi alan
hem işçi gönderen ülke' sayısı ise
4'ten 15'e yükseldi.
Araştırmanın 'uluslararası ücret
dengesizliğinin göç \oluyla azalüi-
ması' bölümünde Türkiye'ye de yer
verilerek genel bir değerlendirme
yapıhyor. Buna göre, toplam nüfu-
sun %5'ine, ancak emek gücünün
%6'sına denk gelen bir nüfusun, ço-
ğunluğu AB ülkelerinde olmak üze-
re yurtdışrnda çahştığı, bunlarrn da
3'te 2'sinin Ahnanya'da olduğu be-
lirtiliyor. Araştırmada, Türkiye'deki
işsizlik verilerinin beürsizliği sebe-
biyle sağhklı bir analiz yapılamadı-
ğrna ve göçün ekonomiye etkilerinin
belirlenmesinin güçlüğüne dikkat
çekiliyor.
SÖYLEŞİ ATTİLÂİLHAN
..Yoksa Faşizm, Kapıdadır!..
yıllarda (1940*11 yıllar) Andre Marty, Fransız Ko-
\mJ münist Partisi'nin (FKP) üç büyüğünden bıri-
siydi; öteki ikisi, Maurice Thorez ve Jacques Duc-
los: Şöhreti, I. Dünya Savaşt'ndan gelıyor: Bolşe-
vikler^in üzerine göndenlen bir Fransız kruvazörün-
de, mürettebatı ayaklandırmış, adeta bir 'efeâne'dir;
aynca, Nazilere karşı silâhlı direnişın (1940/45), 'ba-
bası'sayılıyor. Neolduysaoldu, Marty partısindesa-
hip olduğu bütün mevki ve itibannı, birbıri ardınca kay-
betti; öyle ki, üyelikten bile çıkanldı. Neden? Uzun
süre kimse, hiçbir şey öğrenemedi. O da, açıklama
yapmıyordu. Sonradan öğrenilen, sosyalist, komü-
nist -hatta sadece demokrat- geçinen herkesin, ib-
retle alması gereken önemli bir derstir.
Gençlere, biraz ön bilgi gerekiyor, galiba! 1945
Kurtuluşu'ndan sonra, tekrar tesis edilen Fransız
Cumhuriyeti'nde; Kurucu Meclis seçimlerinden iti-
baren, rtemen bütün oylamalardan, FKP en büyük
parti olarak çıkmtştır; en çok milletvekıline 0 sahip olu-
yor, fakat çoğunluğu hükümeti tek başına kurması-
na yetmiyordu. O yüzden, 'ikinci büyük parti' konu-
mundaki General de Gaulle'ün partisi, Merkez ve
Merkez/Sağ partılerin desteğiyle koalisyonlar yap-
t; halkın çoğunluk partisi FKP, muhalefette kaldı.
Iddia odur ki, savaş ertesınde FKP 'Partizanlar't,
yâni 'silâhlı direnişgücünü' dağıtmamış; 'yeraJtına'
indirmişti; Andre Marty'nin '/cumandasrattındaki, on
bin kişilik bir ordudan bahsedilıyordu; söylentilere
bakılırsa, 'Camarade' Marty Politbüro'nun 'gizli' otu-
fumJartnda; 'bu güce ve halkm oy çoğunluğuna da-
yanarak, silâhlı bir devrim, bir darbe' öneriyormuş:
Marty'nin siyast kariyerine son veren, işte bu son öne-
ri olmuştur. En azından söylenen bu! Acaba neden?
Acaba FKP yöneticıleri, Politbüro'su ve Merkez
Komrtesi; -hatta, geriden oynayan Kominform ve
Mareşal Stalin-; olgunlaşmış gibi görünen 'dunımu',
silâhlı kalkışmayia acele devrim'e dönüştürmeye ne-
den razı olmamış; kendı başına böyle bir işe kalkış-
masına imkân bırakmamak için, onca ünlü ve güçlü
'Camarade' Marty'yi bir çırpıda feda etmiştı.
Sanınm bu sorulann iki cevabı yok; çünkü Fran-
sa Cumhuriyeti, uzun devrimci geleneği boyun-
ca, aşama aşama, sahici demokrasi konağına
ulaşmıştn cumhuriyetin demokrasi anlayışında
ise, Jdeolojiler -hem de en belirgin sınrfsal nite-
likteriyle- mevcut ve meşrûdur ama; ancak, 'ik-
tidar'a oynayabilirler, 'hâkimiyet'e oynayamazlar;
zira hâkimiyet -aynen Mustafa Kemal Paşa'nın
dediği gibi- 'bilâ kayd-ü-şart milletindir
5
. Başka
tüıiü söylersek, FKP ancak halkının ona sağla-
yacağı yasal oy çoğunluğuyla 'iktidar
1
olabilirdi,
'iktidar* kalabilirdi; işin aksini, o sıra, işine belki
de böylesi geldiği için, Mareşal Stalin gibi bir
despot bile uygun görrnemistir. yoksafaşizm, ka-
pıdadır!
zorbalık kumandayı ele alınca...
l L J âkimiyet kayrtsız şartsız milletindir1
demek,
1 1 ne demek? Elbette 'halkındır
1
demek; yâni
'devlet' halkındır, hâkimiyet sürekli halkta kalır;
demokrasilerde halk serbest iradesiyle, şu ya da
bu ideolojiyi seçerek, iktidan ona verir, ama 'hâ-
khniyetj' kendinde saklı tutan ne kadar radikal
gorünürse görünsün, 'demokratik' hiçbir muha-
lefet, 'hâkimiyette hak iddia edemez; ettiği tak-
dirde, halkını/miljetjni, onun iradesini hiçe say-
mış; bir şahsı, bir zümreyi ya da bir oligarşiyi
egemen kılmış olur ki, bunun ne Cumhuriyet'le
ilgili ilişkisi vardır, ne de onun nihai sonucu olan
demokrasryfe!
Maurice Thorez'in FKP'si, ideolojik düzeyde ya-
pılan üst üste birçok seçimden, 'birinci parti' olarak
çıkabiliyordu ama; Fransızlar, -başta General de
Gaulle yandaşlan olmak üzere-, öteki partilere, ik-
tidar olabılme hakkını venyor; Komünistlere bu yolu
açmıyordu. FKP, eğer 'Camarade1
Marty'ye kulak
vermiş olsaydı, belki başanlı bir 'darbe' yapabilirdi;
belkı, uzun ve kanlı bir iç savaşa neden olurdu; bel-
ki de, yeni dünya savaşı başlatırdı ama, kesın olan
şu ki, vanlan sonuç ne Cumhuriyet'in tarifine sı-
gabilirdi, ne de demokrasi'nin; halkın devtet'ine,
'halk' adına fakat 'halkın' henüz gerekli çoğun-
luğu vermediği bir 'ideoloji', el koymuş olacak-
tı. 'Cumhuriyet' ve 'Demokrasi', klâsik manasıy-
la, daima halkta kalacak 'hâkimiyet'in; onun se-
çimi ve iradesiyle, iktidan/yönetimi değiştirme-
si demektir ki, burada yapılmış olan bunun tam
tersi olacak (Totalrterfik), zorbalık oyunun kural-
lannı bozacakb.
O dönemdeki inanılmaz yığınsal gücüne, 'partizan-
lar'\n halk arasındaki büyük prestijine rağmen, ne
Maurice Thorez bunu göze alabilmiştir, ne de FKP
Politbürosu ve Merkez Komitesi! Bu tutumun, bi-
zim gibı 'demokrasicilik' oynayan, bazı 'Cumhuriyet-
ler' için, önemli dersler içerdiğini reddedebilir miyiz?
Bence, hayır!
Muhalefet, 'devlete düşmanlık' mıdır?
Ulkemizde, uzun yıllar boyunca; seçimle gelen 'ik-
tidar'\ar, geldikleri gibi seçimle gidecek bir 7de-
oloji' oldukiannı unutmuştur; bu, bir! Ikincisi, daha
da önemlısı, görünüşte farklı olmalanna rağmen, ger-
çekte hepsı aynı 'ideoloji'nn organı olduklan halde;
aralannda mahiyet değil, sadece derece farkı olan
rakiplerine bile şans tanımayarak, 'gidicı' değil 'ka-
lıcı' olduklan izlenimi vermtşlerdir. Bu da, ıki! Zira
'hâkimiyet'in halkta değil, 'partilerinde' okduğu-
nu sanıyor; öyle olunca da, rakip 'ideolojiler'i -o
da bir şey mi, aynı ideolojiye sahip, 'rakip' nüans
partilerini bile- rakip değil 'hasım', hatta 'devlet
düşmanı' muamelesine lâyık görebiliyon bu da
onlann tasfiyelerine' yol açabiliyor. 'Soğuk sa-
vaş'döneminde, Türkiye'de bunlaryaşanmamış
mıdır? Halkın solcu ideolojik kanadı (sosyalist-
ler, komünistler vb) vatan haini' ithamıyla, dev-
re dışı bırakılmamış mıdır?: tutuklamalar, siyasi
davalar, sürgünler, hapisler vs.
Bu türden davranışlann, Cumhuriyet'le de, De-
mokrasi'yle de uyuşmadıgı; her ikisını de, derinden
yaraladığı, kesin; zira 'Sol'da bilinçli olarak yara-
tılmış, bu siyasi boşluğu dolduran 'yeni' muha-
lefet; artık 'iktidar'a değil, 'hâkimiyet'e dil ve el
uzatan, ya 'etnik' ya da 'şeriatçı' -dolayısıyla, 'de-
mokrat' da sayılamaz- bir 'muhalefettjr ki, 'de-
mokrasi'nin hoşgörüsünü ve kurallannı, onu pe-
kistirmek amacıyla değil, onu tahrip etmek' ama-
cıyla kullanacaktın aynen, Andre Marty'nin, Fran-
sa'da yapmayı tasarladığı gibi! Hal böyle olunca,
Türkiye'de kendını 'Sosyalist Sol' sayanlann ço-
âunluğu, 'Devlet'e dost mu olmalıdır, düşman mı?
İşte günümüzün sınav sorusu budur: eğer, vahim
yanlışlanna rağmen, bir 'Ulusal Demokratik Dev-
rim'le kurulmuş bu devletin, hâlâ 'hâkimiyet kayrt-
sız şartsız milletindir' ilkesine arz-ı sadakat ettiği
gözönündetutulursa; 'Sosyalist Sol' onun 'düşma-
nı' değil -ideolojik- sosyalist muhalefeti olmak lâ-
zımdır; bu da onun, irtica ya da etnik karşıtlıkla 'öz-
deşleşmeye' uzak durmasını; 'hâkimiyet'in halkta
kalabilmesi için, 'devlet düşmanlığı'na itibar etme-
mesinı zorunlu k/lar.
Neden mi? Tuhafsınız! O tarihte Marty'yi eleştiren,
ona karşı çıkan solcular, bu sorunun cevabını, çok
net olarak vermışlerdi: aşın sağcı totaliteriik, kapıda-
dır çünkü!
http-y/www.prizma.net.tr/AILHAN
http^/www.bilgiyayınevi.com.tr7ailhan
Faks/0-212/26019 88
YAPI^CKREDi
"hizmette smır yoktur"