23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19MART2000PAZAR HABERLERtN DEVAMI TURKIYE Istanbu) Edime K 6 Sinop PB 6 Samsun K 6 Adana 9 Mersin Kocaeli K 6 Trabzon _Y 8 Diyarbakır Y Çanakkale PB 7 Giresun Y 10 Şanlıurfa Izmır Y 10 Ankara K 4 Mardin Manisa PB 10 Eskişehir K 5 Siirt Aydın Denizli PB 13 Konya K 4 Hakkâri PB PB 10 Sıvas K 4 Van Zonguldak K 5 Antalya Y 15 Kars / " ^ Parçalı buluflu PB -2 Marmara, Ege, Akdenız, Iç Anadolu, Batı ve Orta Karadeniz ile Ooğu ve Guneydoğu Anado- lu'nun batısı yağışlı, dı- ğer yerler parçalı bulut- Stockholm PB 5 lu geçecek. Yağışlar Londra PB 3 DIS MERKEZLER PB 3r2|— Helsinkl PB 2 dek^akanşıky^nur vekarşeklınde.Havast- ParİS PB 11 PB 9 caklığında onemli bır Bonn değışıklik olmayacak. M ü n j h PB 8 PB 5 Zürih Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Y PB PB Y Y Y PB Y 7 3 20 6 7 6 18 16 Y 8 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire K B PB Y B Y B B 0 9 -5 5 8 4 8 22 B 22 Buluflu tÇokbuiutiu m Yağmuriu Kariı Gök gürûttjtû GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada Kimi zaman insan düşünmeden edemiyor. Anayasa değişikliklen, Demirel'in yeniden seçilme- si, Ecevit'in zikzaklan, Erbakan'ın sıyasal kurtuluş sa- vaşı ve benzeri konular; toplumun yaşam sıkıntısı çe- ken katmanlannı ne derece ilgilendiriyor acaba? TV'ler ve yazılı basın yurtiçi turistleri durmadan uya- nyor. Buzlanma ve kar ve de soğuk. Bu uyanlar kentin kenar mahalleterinde yaşayanla- n sadece bir soruya yanrt aradıklan için ilgilendiriyor. Soğuğu nasıl karşılayacaklannı düşünüyoriar. Otesi fasafiso! Yatıp kalkjp demokrasiyle yaşadık- lannı varsayan irdelemelerin hepsi palavra! Türk-lş Araştırma Merkezi'ne göre; Ankara'da ya- şayan dört kişilik bir ailenin dengeli beslenebilmesi için yapılması gereken asgari harcama tutan bir önce- ki aya (ocak) göre yüzde 3.5 oranında artışla 130 mil- yon 790 bin liraya ulaştı. Geçen yıl aylık artış yüzde 3.2! Çalışanın ailesiyie biriikte çağdaş yaşam ve insan onuruna yaraş4r düzeyde yaşaması için gerekli harca- ma olan yoksulluk sının 398 milyon liraya ulaştı. Türkiye Kamu Sendikalan Federasyonu daha deği- şik rakamlar veriyor. Yoksulluk sının olarak bilinen dört kişilik ailenin as- gari harcama tutannın şubat sonunda 475 milyon 593 bin liraya yükseldigini açıkladı. Asgari ücretin sadece 80 milyon lira olduğu ülkemiz- de çalışanlann büyük bölümü bu parayı kazanamıyor. Kamu görevlileri arasında yalnızca valiler, 1. sınrf hâ- kimler, profesörier ve genel müdürier yoksulluk sının- nın üzerinde para kazanabiliyor. Emeklilerin kazancı ise bu paranın yanına bile yak- laşamıyor. Nasıl unuturuz: Milletvekilleri, emekli milletvekilleri bir milyann çok üstünde aylık gelır sağlamalanna kar- şthk.. Hâlâ, ama hâlâ geçinemediklerinden yakınıyoriar. Cumhurbaşkanımız onlan haklı buluyor. Başbakanımız bu konuda ne etliye ne sütlüye ka- nşmadan tartışmalann dışında kalmayı basanyor. Arada kimileri var ki, milletvekili maaşlanna yapılan zamlan fazla buluyor. Ama yükselen rakamı cebe indirmeyi de ihmal et- miyor. Bir zamanlar Bir zamanlar milletvekili maaşlanna yapılacak zam yine tartışmalann odağındaydı.. 1950'den önceki yıllardı. fktidarda CHR muhalefet- te de Demokrat Parti. CHP'nin zam uygulamasına DP şiddetle karşı çıktı. Ama, muhalefet partisinin 4 önderinden biri olan Prof. Fuat Köprülü'nün; "Biz mHletvekHi maaşlanna karşıçıkattm; ama zam- mı da ceb&atalım" dediği öğremtdi ve bu söz yayrtdı. O gün bugündür siyasetçilerin kafa yaptsında degf- şiklik yok. Hatta bugün biraz daha ilerideler Dün zamma karşı çıkıyor, ancak cebine atacağını söylüyordu muhalefet. Bugün iktidaria muhalefet ay- nı kabın içinde, zammı biriikte savunuyor. Tarihten ders alarak bugünlere gelen millet temsil- cilerimiz bir adım daha atabilirier. Yılın her ayında 500 milyon zammı öngören bir ya- sayı kabul ederek zam sorunlannı kökünden çözdük- lerini işitebilirsiniz. Sakın şaşınmayın! Şaşırmayın; temsilcilerimize yaraşan da bu değil mi? 'Süahlanmayarışı Türkiye'nin aleyhine' AYHANŞÎMŞEK ANKARA - Almanya Birlik 90^e§iller Millet- vekili Cem Ozdetnir, Al- manya'nın hem Yunanıs- tan'a hem de Türkiye'ye silah satmak istemesini eleştirerek "Komşu olan ve birbiriyle sorunlannı henüz çözememiş bu iki ülkeye silah satmanın doğru olraadığına inanı- yorum. Yeşil parlamen- terler olarak Alman- ya'nın yalnız Türkiye'ye değil, hiçbir ülkeye silah satmaması gerektiğini düşünuyoruz. AB'ye gir- me süretinde olan Türki- ye, ekonomisine yaünm yapmah" dedi. Birlik 90/Yeşiller Par- tisi, Sosyal Demokratla- rın tüm girişimlerine kar- ştn tank satışını engelle- me konusunda geri adım atacak gıbi gözükmüyor. Sorulanmızı yanıtlayan Türk asılh Alman millet- vekili Cem Özdemir, par- tisi Birlik 90/Yeşiller'in farklı gerekçelerle plan- lanan tank satışına karşı çıktığını belirterek "Bu tutumun kökeninde ya- tan başlıca neden, Yeşil parlamenterlerin Alman- ya'nın genel olarak hiçbir ülkeye silah satmaması gerektiği konusunda var- dığı görûş birtifL Bu tu- tum özeffilde insan hakh- n ihlaDerinm ve anti-de- mokratik uygulamalanıı sûrdüğû Türkiye gibi ül- keler için daha çok söz konusu ohnah" dedı. Özdemır, "Türkiye'ııin hiç de olumlu olarak de- ğerlendinnediğün böige- sel askeri güç oima hayal- leri ile hareket etmesi doğru değil. Türkiye ve komşulannın girdiği si- lahlanma yanşına engel obnak gerekiyor, çünkü bu. ekonominin baş düş- maolanndan biri. Böyle bir yarışta Türkiye'nin yer almasının. çıkartan aleyhine olacağuıa inanı- yorum" dedi. Yeşiller olarak Alman- ya'nın silah satışından para kazanmasını onayla- madıklarını kaydeden Özdemir şöyle konuştu: "Türkiye, insan haklan, demokratikleşme ve Kürt sorununu çözmüş, her şe- yin güDük gülistanhk ol- duğu bir ülke dahi oünuş olsa, ben yine de Türki- ye'nin bu şekilde silahlan- masına taraftar olmaz- dım. Türkiye'de sayılan gfttikçe çoğalan srvil top- lum örgütkri, 'Devlet ne- reye para harcıyor ve bu gerçekten gerekli mi' dt- ye sormaya başladı. Bu yflzden bence Türkiye'de tartışılması gereken asıl soru 'Türkiye nasıl silah- lanır' değil, 'Bu sılahlan- ma gerçekten gerekli mi' sorusudur." Tank gerginliği I Baştarafi 1. Sayfada nndaki uzman milletvekili Angelika Beer ise Yeşil dış poIıtLkanın bir banş politi- kası olduğunu hatırlattı. Beer, "Bu polhika Le- opardlann Türkiye'ye gön- derilmesine kesin bir ha- yır' anlanıınagefiyor" dedi. Bugün (pazar) sona ere- cek olan Birlik 90/Yeşiller kongresinde, atom santral- larının kapatılması ve yurt- dışında nükleer enerji sant- ralı kuran Alman firmala- nna verilecek devlet des- tekleri ile parti içindeki ya- pısal reformlar da tartışıldı. çıı*pmı> oı*• Baştarafi 1. Sayfada Fadıl Akgündüz, besmele ile baş- ladığı el yansı mektubunda ilk Türk otomobılı diye adlandırdığı tmza'nın 29 Ekim 1999'da yapılan tanıüm top- lantısından sonra tekelcı çevrelerce ve gazeteler tarafından kendilenne karşı sürdürülen saldırüann şiddet- lendiğini, bu karşı kampanyadan or- taklarının etkılendığinı belirterek, "Az sayıda ortağunızın hâlâ bu tep- kilere aüşamadığını da görüyorum" diyor ve sözü Allah'ın da Jet-Pa or- tağı olduğuna getıren şehatçı Ak- gündüz aynen şöyle yazıyor: "Geçen mektubumda AHahü Te- ala'mn bir hadisi kutsisuıi zikretmiş ve bizim ortakhğunızdaki ruhun bu ruh olduğunu vurgulamışüm. Hadi- si kutside 'İki sadık ortağın yanında üçüncüsü benım, uç sadık ortağın ya- nında dördüncüsü benim' buyndu- yor. Ulusumuzun başansı ve ülkemi- zin kalkmması için, dotoyısıyia gek- cek nesillere, çocuklanmıza daha gü- zel bir dünya bırakabflmek için bü- yük bir inanç ve azunk çahşıyoruz. 'Insanlann hayırlısı insanlara fayda- lı olanıdır' hadisi şerifmden ilham ahyoruz. Bu inanç >% sadakat olma- sa\dı, kısacası şahsen ben,ADahü Te- ala'nın ortağunız olduğuna inanma- saydun bu mücadekyi çoktan bırak- mtş olurdum! Ama bırakmadım, bı- rakmayacağun.'* tnsanlan Allah'la korkutan, dıni duygulan sömüren Akgündüz, "Şimdi şû-ketimizin bü- tün kaynaklan Imza projesioe yön- lenduilmtş dunımdadır^ diyor. Avrupa'da para toplarken verilen sözlerin hepsi asılsız çıkınca, Al- manya'da para toplama bürolannın dışmda hiçbir varlığımn olmadığı görülünce, Avrupa genelınde 1500 ile 2000 arasında para toplayan tem- silcılerin, milyonlarca mark tutann- daki reklamlan yayunlayanların, ki- mi hocalann bu talandan paylanna düşeni aldıkları ortaya çıkınca Imza hayalıne kapılan Fadıl Akgündüz, mektubunda şu çağnyı yapıyor: "Al- lah'ın rahmetinden ümidinizi kesme- yiniz, ayeti kerimesi ne yapmanıız ge- rektiğini çok iyi anlatnüyor mu? Ben bir ortağuıız olarak size şunu söyle- yebifirim ki. ben hiçbir zaman ümi- dimi kesmedim ve kesmeyeceğim. Zaten bu ayete göre Allah'tan ümidi kesmek Kuran'a inannıamak. dola- yısıyla küfregttmekdeğil midir? Gö- röyoruz Id inananlara ümidini kay- betme hakkj \erilmemiştir. Fesih ih- bar süresi dolmuş veya yakında dob- cak olan ortaklarundan bir ricam var. Şirketimizin dayanışmayaen çok ihtiyact oiduğu bu dönemde lütfen sözkşmelerinizihiçdeğilse biryıl da- ha ıiT«*ııiım ve btrfikteliğimizi daha dagüçhl birşekildedevam erareUm." Akgündüz ortak diye adlandırdığı Jet-Pa mağdurlanna yakınlannı da ortak etmeyi önererek "Ortaklarun- dan beklediğim şey. samimiyetk ve sadakatle birfikte şirketimize sahip çıkmayadevam etmekve şirketnnizin felsefesini, davasuu yakın çevrenize anlabp oniann da Jet-Pa'ya ortak(A- masmı sağlamak ve hakh mücadele- mtzde gücümüze güç kaünaktu-." Borsa uzmanlaruun belirttiğme göre, Fadıl Akgündüz zaman kazan- mak için çeşitli yollara başvururken, Frankfurt merkezden ana parasını is- teyenler tehdit edilıyor, onlara, avu- kata giderlerse hiç ödeme yapılma- yacağı söyleniyor. Paralannı almak için başvuranlann anlattıklanna gö- re, ne zaman ödeyeceksiniz sorusu- na, "Onu söyleyemeyiz" deniliyor. Ödeyeceklerine dair yazılı belge is- tenince, koordinatörler onu da vere- meyeceklerini söylüyorlar. Milli Görûş tatayye yapıyor Avrupa'da Jet-Pa'ya para topla- yanlann yüzde 60'uıın Milli Görüş- çü, yüzde 40'ının ise Nurcu ve Fet- hullahçı olduğu biliniyor. Fadıl Ak- gündüz tarafından Jet-Pa'nın Frank- fiırt'ta Avrupa merkezinin 6 Aralık 1998'de açılışında, Islam Kültür Merkezleri Birliği Hessen Eyaleti Başkanı Üyas Uzun, MÜSİAD Al- manya Federasyonu Genel Başkanı Şeref Aygûn ve o zaman Islam Top- lumu Milli Göriiş'ün (IGMG) Genel Başkanı olan AU Yüksd de hazır bu- lunuyor. Ali Yüksel Jet-Pa'ya başa- rüar dıliyor, çalışmalan çok yakın- dan takip ettiklerinı söylüyor ve Ak- gündüz'e birtablo hediye ediyor. Ali Yüksel, Osman YumakoğuDan (es- ki Milli Görüş genel başkanı ve Fa- zilet Partisi Istanbul Milletvekili), Güleser Topuz (Milli Görüş Kadın- lar Kolu Başkam), 1992'de Görûş Holding'i kuruyorlar. Görüş Hol- ding'ın Türkiye temsilcisı Mahmnt Şahin. O dönemde Görüş Holding için Almanya'dan 14 milyon mark toplandığı belnnliyor. Holding ku- ruculan sonra iflas etüklenni açıklı- yorlar. Ardından Mahmut Şahin Is- tanbul'da alacak yüzünden öldürülü- yor. Milli Görüş, Avrupa'daki cami- lerinın kapüanm Jet-Pa'ya açma kar- şılığında batan Görüş Holding'in borçlannı Jet-Pa'ya devrediyor. Bu nedenle Milli Görüş baştan beri Jet- Pa olayının içinde yer alıyor. Milli Gazete, Jet-Pa'yı Avrupa'da en çok tanıtan gazete olduğu da bi- lindiği halde, Milli Görüş Genel Merkezi şimdi de Jet-Pa ile ilişkisi- nın olmadığı imajını yaratmaya ça- lışıyor. İGMG Hukuk Müşavirliği ta- rafından yayımlanan bir açıklama- da, "Şirket ortaklannın sosyal >-ar- dun ahnabn Avrupa ülkekrinde ya- şayan insanlanmızm tasarruflannı değerfcndirmekistemeltTİ fe\ kalade doğakhr. tnsannntz. hür iradesiüe is- tediğjtkarikuruluşa ynbnınyapabi- Hr. Teşküatnnız, başmdan beri ne be- Krlibir yereyatmmyapmayi veya or- tak oünayL ne beihü bir yere yaünm >-apnıamayı veyaortakohnamayı tav- siyç etmiştir. Konu, tamamen şahıs- lann kanaatkrine ve hür iradeterine bu^kumışör. Dolayısıyla bu bağlam- da teşkilatumz hiçbir mesuliyet üst- lenmemektedir'' deniliyor. Çanakkale zaferiıü yaratanlar • Baştarafi 1. Sayfada Demirel, 18 Mart Çanak- kale Zaferi'nin 85. yıldönü- mü nedeniyle bir mesaj ya- yımladı. Fİemirel, mesajın- da şöyle dedi: "Çanakkale, bağrmda ta- şıdığı280binkefeıısizazizşe- hidunizle, sadece bir kahra- manhk beldesi değü. ay nı za- manda bozuJmasına hiçbir zaman müsaade etmeyeceği- miz, «tnhiM özenle sahip çı- kacağnnız birtik ve beraber- AECEE etkinliği Türk-Yunan dostluğu için bir adım daha Istanbul Haber Servisi • Dünyamn en büyük öğrenci organizasyonlanndan biri olan Avrupa Öğrencileri Fo- rumu'nun (AEGEE) Anka- ra ve Atina temsilcilikleri, Türkiye ile Yunanistan ara- sındaki sıcak ilişkileri pekiş- tirmeyi amaçlayan bir etkin- lik gerçekleştirecek. UNES- CO'nun 2000 yılını "Banş Kükürü Yıh" ilan etmesi ne- deniyle gerçekleştirilecek kültürel değişim etkinliği, heriki ülkeden22'şer öğren- cinin katılımıyla "Ortak Kühürden Banş Kültürü- ne" adıyla düzenlenecek. Etkinlik kapsammda 22 Nisan 2000 tarihinde Anka- ra'da bir araya gelecek genç- ler, iki ülke arasındaki "or- tak kükürü" tarbşacak. Da- ha sonra 15 Mayıs'ta tekrar Atina'da buluşup bu kültürü "banş kühürüne" çevirme- nin yollarnıı arayacak. Pro- jenin Halkla ÖişkileT Sorum- lusu Cem Tüzöner. amaçla- nrnn, her iki ülke arasında var olan ortak kültür öğele- rinin, ortak banş kültürüne dönüştürübnesine katkıda bulunmayı sağlamak oldu- ğunu söyledı. Tüzüner, "Üd tophım arasındaki ortakhk- larüzerineodaklanarak, hep farkühklarm ve sonınlann altmı çizen jCTİeşik millryet- çi küKürü, farkh bir gelecek isteyen gençler olarak taröş- mak ve değiştirmek istrvo- ruz" diye konuştu. Kültürel değişim progra- mının ilk ayağı olan Ankara basamağında, ortak müzik, şarkı sözü, oyun ve mimari ile dilin ve AB-Türkiye-Yu- nanistan ilişkilerinin kültü- rel boyutunun tartışılacağı- nı anlatan Tüzüner, aynca geçmışte Rum nüfusun yo- ğun olarak yaşadığı ve nüfus mübadelesınden sonra terk edilen Fethiye yakınlannda- ki Kayaköy'ün de ziyaret edüeceğini ifade etti. Kğhni7in de en büyük sem- bofflerindendir. Bugün Tür- kiye Cumhuriyeti'nin birlik veberaberiiğmi, huzurv«gü- venini yıkmak isteyen nıih- raklar; doğuhısu-babltsı. ku- zey1isi-güjıeyüsi,kaduu-erke- ğryte bu güzel ülke insanlan- mn Çanakkale'de ve daha birçok yerde bu vatan için beraberce verdikleri müca- dele> i görüp ders ahnahdır. Şehftterimizm blze bırakök- lanbukntsalemanetisonsu- za kadar koruyacak, Türid- ye'yidünyamn en güçhl ülke- lerinden biri yapacağız. Ça- nakkale şehitleri, insanlık için bir ibret abklesidir.'' Demirel, dün Devlet Ba- kanı Fikret Ünnl ve Çanak- kale, Balıkesir, Bursa. Bile- cik, Eskişehir ve Ankara gençlik ve spor il müdürleri ve atletlerle görüştü. Demi- rel, Çanakkale Zaferi'nin 85. yıldönümü nedeniyle Geli- bolu'dan getirilen toprak, de- niz suyu ve bayrağı öperek teslimaldı. Dünvaya "GeBn Çanakkak'yi Gcübolu'yu görün" dedıklenni anlatan Demirel, şöyle konuştu: "Burada 500bin gencedk insan yatar. Bu gencedk in- smüar, büyük Atatürk'ün çok güzel söyledigi gibi, kn- cak kucağa, kefensiz yatar. Bundan ders aün, dijoruz dünyaya. Banşuı laymetini dünya bflmeödu-." TBMM Başkam Yridınm DYP'de ülkücü tarzı bayramlaşma DYP Istanbul İl Başkanhgı'nda düzenlenen bavTamlaşma töreninde konuşan DYP Genel Başkan Yardıması Hayri Kozakçıoğlu. TürkKe'nin .\B'ye ancak milo-ıııanevi değerierini koruyarak girebileceğini söyledi Partisinin. Âtatürkçü veflericibir parti olduğunu öne süren Kozakçıoğhı. aynı zamanda milHyetçi muhafazakâr, "Kuran'ına ve kurbamna sahip çıkan" bir parti olduklannı vurguladı. Bu özelükleri nedeniyle AB'ye girmeııin, DYP için beffi kurallan olduğunu behrten Kozakçıoğlu, "AB'ye gideriz, ama nasıl gkferiz? Daha önce de dedelerimiz Avrupa'ya gittL Bayrağımızia, miüi- manevi değerierimîzle gjderiz" dedi Kozakçnğlu'nun, partSilerie bayTamlaşırken ülkücüler gibi ahn tokusrurduğu dikkat çekti. DYP'deki bayrâmlaşmaya D\T GÎK üyesi ve İstanbul MiBeheküi Celal Adan, İl Başkanı Süleyman Soylu, ilçe başkanlan ve partiuler kabkü. Yurttaşlann bağışlarla kuruma destek olduğu belirtildi THK'den teşekkür mesajı tstanbul Haber Senisi - Türk Hava Kurumu (THK) Kadıköy Şubesi, bu yıl bek- lenenden daha az kurban ke- silmesinde, halkın ekono- mik durumunun, dokuz gün- lük tatılın, hava koşullannın ve 75 bin yurttaşınhacca git- mesinin etkili olduğunu be- lirtti. Şube, dini vecibelerini yerine genrip kurban derile- rini THK'ye bağışlayan yurttaşlann, bu desteğının, THK'yi hizmet yolunda he- yecanlandu-dığını açıkladı. Açıklamada, tüm olum- Camilere taciz' mansetini attı Akit'in hedefıyine THK tstanbul Haber Servisi - Şeriatçı basın, kurban konu- sunu çarpıtmayı dün de sürdürdü. Akit gazetesi, "Cami- lere taciz" mansetini atarak. THK'yi hedef gösterdi. Akit. "THK'ciar, deriterörünü camikre taşıdL.. tnşa- at haündeki camflerin bitirilmesi için halkın bağışladığı derikre THK'olar tarafindan el konuldu" diye > azarak. kurban derisini camiye bağışlayan >"urttaşlarla, THK gö- revlileri arasında sert-tartışmalann yaşandığım öne sür- dü. Yurttaşlann THK görevlilerine "THK'a mtsm. yok- saltKKO'cu musun" diyerek çıkıştıklannı savıınan Ak- it, THK görevlilerini "zorba" olarak tanımladı. THK gö- revlilerimn, güyenlik güçlerini tahrik etmeye çahştıkla- rmı, onlara talimat verdiklerini yazan Akit, bazı tartış- malarda emniyetin devreye girdiğini belirtti. suzkoşullara karşın, dini ve- cibelerini yerine getiren yurttaşlann, kurban derileri- ni bölücü, şeriat yanlısı ve silabiı eylemcilerin eline geçmemesi için sağduyu ile hareket ederek THK'ye ba- ğışladığı vurgulandı. "Kutsal bayranumızda o- nun kadar kutsal olan an- lamh bir bağışla, yannlan- mıza destek okluğunuz için sizlereminnetveşükranlan- nua sunuyoruz"' denilen açıklamada. yurttaşlann THK'nin yanmda yer alma- sının, Atatürk ilkelerine bağlı, laik, çağdaş, demokra- tik. ulusal. bağımsızlıktan yana, Misak-ı Milli adına ant içerek sahip çıkmış, bölücü, gerici ve yılacı alamlarla sa- vaşı kendıne ilke edinmiş, si- laha değil bilime ve banşa gönül venniş, Türkiye Cum- huriyeti'ne yararlı nesillerin yetişmesine öncülük etmiş ve edecek olan THK'ye, ya- şam ve hizmet desteğı anla- mına geldiği kaydedildi. Akbuhıt da "Bu savaş, Tür- kne'yi işgal etmek isteyen devletiere, bunun hiçbir şe- kilde>e hiçbirzamangerçek- leşemeyeceğini göstermiştir. BüyükönderAtatürk'ün da- hi bir komutan olaraköiüm- sûzfcştiği Çanakkale Savaş- bn'nm Hk aşamasuu ohıştu- ran 18 Mart Zaferi, dünya harp tarihinm örnekbirkab- ramanhk destanMhr" dedi. Ecevit, yaşadığı güçlükle- re karşın zamanuı en güçlü ordulanna karşı koyan ve bü- yük bir zafer kazanan Türk uhısunun, kahraman ordusu ile tek bir yürek halınde bu- gün de bölgesinde bir güç ve istikrar unsuru oknaya de- vam ettiğini vurguladı. Ece- vit, "Çanakkale Savaşte- n'nda sergüediği azun ve ka- rarhhğı, aydmhk ve güçlü Türkiye ideali çerçe\esinde sürdüren Türk uhısu. birlik ve beraberük içinde bu onur- hı mirası Atatürk'ün izinde yannlara taşn-acaknr" dedı Denız Kuvvetleri Komu- tanlığı'nda düzenlenen töre- ne bir mesaj gönderen Ora- miral Erdil, mayın gemısi Nusrat'ın 7 Mart 1915'de Çanakkale Boğazı intikal ro- tasına döktüğü 26 mayının dünyatarihinin sayılı dönüm noktalanndan birini belirle- diğtnı vurgulayarak "Taran- mamış bu 26 mayın, sadece 2 tngfliz ve 1 Fransız za-hhsmı Çanakkale BogazTnın ka- ranhksulanna göndermekle kahnamış, dönemin en güç- hl armadasına sahip olan ül- kelerin iradeleri vestratejile- ri dışmda hareket etmeye mecbur bıraknnşar" dedi. Çanakkale 'dekı törenler Cumhuriyet Alam'nda Ata- türk Anıu'na çelenklenn ko- nuhnasıyla başladı. Törenle- re 18 Mart Stadı'nda devam edildi. TBMM'nin Çanak- kale'ye verdiği Kahraman- lık Madalyası, Vaü Vekili Mehmet Seyman. Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğa- mıral Mustafa lltanur, Bele- diye Başkan Vekili CemBel- li tarafından, Türk Bayra- ğı'na takıldı. Öğleden sonra da Gelibolu Yanmadası'nda- ki ŞehitlerAmü, Hastaneba- yın, Kumkale ve Hasan Mevsuf şehitlıklerinde tö- renler duzenlendi. Istanbulda Kuzey Deniz Saha Komutanhğf ndaki tö- rene Kuzey Deniz Saha Ko- mutanlığı Kurmay Başkam Deniz Kurmay Kıdemlı Al- bay Yalçm Kavukçuoghı, Üs- teğmen Tufan Özkol ve dığer görevliler katıldı. Gölcük, KKTC, Kayseri, Şanlıurfa, Zonguldak ve Baron'da da zaferin yıldönü- mü törenlerle kutlandı. 23 Mart Perşembe günü Trab- zon KTÜ Atatürk Kültür Merkezi 'nde Affan Kitap- çıoğlu Lisesi öğrencileri tarafından hazırlanan anma programı gerçekleştirilecek. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada lığında nefıs bir vadi var. Vadinin ortasından Men- deres Irmağı'na su yetiştiren, debisi sık değişen, yer begenmeyip olabıldiğince geniş akmayı seven küçük bir dere akıyor. Derenin iki yanından yükse- len tepenin etekleri takı olarak zeytin ağacını kul- lanıyor! Ağaçlar bazen tepenin organlan gibi durur, ba- zen de takılan andınr... Ama benim dostJuk kurdu- ğum ağaçlar vadinin biraz daha derinliğinde, kü- çük bir yan vadiciğin önündeki ufacık düzlükte... 10-15 zeytin ağacı genişliğinde birdüzlük... Bay- ramın "güzel zomnluluğu" ziyaretlerden boşluklar yaratıp, zeytin ağaçlanna da uğradım. Her zamanki gibi şenşakrak, rüzgârla şarkı söy- leyip dans ediyorlar. Yeryüzünün farklı coğrafyala- nndaki insanlar için geçerii olan ortak özellik öne çıkar ve o coğrafyadaki tüm insanlann birbirine benzediğini düşünürüz. ömeğin, Afrikalılar siyah- tır. Bitti. BirgrupAfrikalıgördüğümüzdeyorumya- panz: "Hepsi birbirine benziyori' Oysa, o gruptakiler için, birbirleri arasında kim bilir ne büyük farklar vardır. Ağaçlar da öyle. Dallan, çiçekleri bir yana, sa- dece gövdelerindeki değişikliklen anlamaya çalış- mak bile insanı tatlı hayretlere düşürüyor. ömeğin arkadaşım zeytin grubunun gövdeleri... Tümünü anlatmaya kalksam, satırlar yetmez, ama birkaçı- nı paylaşmadan geçemeyeceğim. Birinin gövde kabuklan sarmal saımal... Çok rüz- gârlı havada bir genç kız başını biraz öne eğip rüz- gâra cloğru dönse.. rüzgâr saçlan alıp götürecek- miş gibi lime lime geri tarasa, işte böyle olur. Ortadaki ağaçlardan birinin gövdesinde tam 12 delik saydım. Ortasından kocaman bir yank açıl- mış. Bunu yıldınm yapmış olmalı. Gövdenin her i- ki tarafında delikler oluşmuş. Yaz mevsiminde bu gövde kanncalarla dolu olurdu. Dipte de kannca- lara birebir toprak- gövde kanşımı bölümler var. Kanncalar için bu gövde bir kıta büyükJüğünde ol- sa gerek. Dolaş dolaş bitiremezler. Poğal olmak... Yeni yetişen zeytinlerin gövdeleri ise pürüzsüz. Gövde ucundan çıkan dallar da henüz yıllann çiz- gilerinden uzak. Düzgün biçimlerde yükseliyorlar. Genç gövdenin, "Dallanmla ne kadar övünsem az. Bakın ne güzel büyüyoriar. Onlar çok güzel mey- veler verecek. ötekilerden daha çok meyvem ola- cak" der gibi bir hali var. Toprakla alışverişte gö- rünmüyor. Hatta dallan öyle bir dengeyle yukan fış- kınmış ki, gövdeyi toprak düzeyinden kesip btrak- sanız, yine dengede duracak. Ama bu şaptamayı ben yapmıyorum, gövde yapıyor. "Ben"diyor, "asılolanım, tamamköküm toprak- ta, ama yapraklara can veren kanallar benim üze- rimden geçiyor. Bahar sonu yapraklann dibinde beyaz çiçekler oluşacak. Onlar meyveye döne- cek, bûtün bunlan ben sağlryorum." Bütün bunlan elbette genç gövde yapıyor, ama bunu topraktaki kökleri olmaksızın gerçekleştire- meyeceğini zamanla öğrenecek! Vadi dibine en yakın gövdelerden biri de yumru yumru. Nasıl oluşmuşsa, dal aynmlannın hemen al- tında 10-15 santim yüksekliğe kadar uzanan yum- rular meydana gelmiş. Gövde o yumrulan üniver- site diploması gibi taşıdığına göre, teiaşlanacak bir durum yok demektir. Onun hemen yanındaki ağacın gövdesinden çok, fışkıran dallan dikkatimi çekti. Sanki gövde dallan bir güzel yetiştirmiş, ama yıllarca yukan sal- mamış. "Daha zamanı değil. Ben gidebilirsiniz de- diğim an, önünûzü açacağım, gökyüzüne doğru yola koyulacaksınız" demiş. Bir gün salıvermiş. Onlar da biri ötekinden önce çıkmak için fıriamış- lar yukan... Ne desem, sanki dal ormanı. Böyle frr- lama dallamalık da güzel, ötekilerin ahenkli yük- selişinden daha farklı havalan var... Her gövdenin en ucu yaprak... Gövdelerden bi- rine dokunup yetişebildiğim yere kadar uzandım, sonraki dokunmalan gözlerime bıraktım. Gövde- den dala, oradan daha ince dala, sonra daha in- cesine, en uçta altı gümüş, üstü zeytin rengi yap- raklara. Genç zeytinin söyledigi gibi, bahann so- nunda yapraklann koltuğunun altından beyaz çi- çekler çıkacak. Onlar rüzgânn taşıdığı çiçek tozla- nyla döllenip meyveye dönüşecek... Gövdelerden istemeye istemeye aynlırken, "Ar- kadaş" dedim, "doğadaki denge ne muhteşem şey, doğal olmak ne büyük mucize!" Halep'te arşııılamııış bir sergi I Baştarafi 1. Sayfada özfDikle bunlann sırma ve incüeıie bezenmiş do- kumalan ile çok yakmdan ilgilenmekteyim. Ailemin sahip olduğu bu hazinelere hayranhkla bakardnn ve gençük heyecanıyla başlayanbu merak. daha sonralan gerçek bir tutkuya dönüşerek. benim yaşam biçimim olarak noktalanmıştır. Işırah renkkrle dokunmuş bu gösterişB kumaşlann güzeuHderine gittikçe artan hayranhğnn, benim geçmişteki atalanmla, köklerimk flgflenmemi ve onlan öğrenmemi sağlamışûr." Çeyiz sandığının önemli öğeleri 1897'de aileye gelin gelen Atie Homsynin gelinL'ği, bir balo elbisesi ve öteki giysileri ile annesinden kaima yorganlar, beşik ve eyer örtüleri göze çarpıyor. Antaki ailesinin Halep'teki evinde bazı padişahlann yanı sıra Cemal, Enver, Talat ve Mustafa Kemal paşalan da evlerinde ağırladıklan, Snttan Reşad'm ise Kaiser onuruna tstanbul'da verdiği baloya bu ailenin bireylerini de davet ettiği biliniyor. Sergide, Antaki ailesinin 1784'lere kadar uzanan yağlıboya portre ve fotoğraflan ile kullandıklan eşyanın canlandınlmasına da özen gösterildiği dikkati çekiyor. Şimdiye değin yurtdışındaki sergilere eser gönderen ya da özel sergıler açan Sadberk Hanım Müzesi'nin bu kez dışandan bir sergi getirtmesi ise önemli bir aşamadır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle