Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2025
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1SMART2000PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
DPE25yaşmda
• ANKARA (ANKA)-
Dış Politika Enstitüsü'nün
kuruluşunun 25'inci
yıldönümü çerçevesinde,
gelecek hafta Ankara'da
dûzenlenecek olan
uluslararası konferans,
Cumhurbaşkanı Süleyman
Demırel tarafından
açılacak. 24-25 Mart
tarihlerinde Ankara'da
'2000 Yıh ve Sonraki
Dönemde Türk Dış
Politikasının Yenı Ufuklan'
konulu uluslararası bir
konferans
gerçekleştirilecek.
Konferansa, aralannda
Şimon Peres'in de
bulunduğu çok sayıda
yabancı konuk kaülacak.
Korsan kttapçıya
INÜÜS tetemf
• ANKARA (AA)-
Ankara Cumhuriyet
Bassavcılığı, Kanal D
Genel Haber Yönetmeni
Tuncay Özkan'ın kaleme
aldığı 'Operasyon' adlı
kıtabın korsan satışını
yaparak "Fikir ve Sanat
Eserlen Yasası'na
muhalefet ettigi"
gerekçesiyle Asımpasa
Akpınar halckınria riava
açtı. Basın Savcısı Metin
Sezgın tarafından
hazırlanan ıddıanamede,
korsan baskısını yaptığı
kitaplan satarken
Akpınar'm suçüstû
yakalandıgı ifade edilerek
5846 sayıb Fikir ve Sanat
Eserleri Yasası'nm 73/1-5
maddesi uyannca 3 aydan
3 yila kadar hapis cezası
talep edildi.
Yunan rehfne
operasyonu
• İSTANBUL(AA)-
Istanbul Organize Şuçlar
Şubesi ekiplen,
dûzenledikleri
operasyonlar sonucunda,
fidye almak amacıyla
kaçınlan Georgies Pringas
ve Paraskovas Paraskevo
Poulos adh iki Yunanlryı
kurtardı. Polis,
fıdyecilerden birini
yakalarken, 2 kışı kaçmayı
başardı. Yakalanarak
gözaltına alınan Ahmet
Aras'ın, arkadaşlan ile
birlıkte Yunanhlan,
borçlannı ödemedikleri
gerekçesiyle Avcüar'daki
bir gecekonduda rehin
tuttuklannı itiraf ettigi
bildirildi.
rUHo Hl^lCn
Intepnefte
• ISTANBUL(AA)-
Istanbul, Ankara, Kocaeli
ve Aryon emniyet
teşkilatlannda terör,
narkotik, asayiş, arama,
kurtarma ve toplumsal
olaylarda aktif olarak
kullanüan polis köpekleri
Intemet'te tanıtıhyor.
Köpeklerle ilgılı bölüm,
Istanbul Emniyet
Müdürlüğü'nün
Intemet'tekı sayfasında
bulunuyor.
BUûHdşi saltanatı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-AdliSicilve
Istatistik Genel Mûdûrü
Mustafa Tören Yücel,
"Türkiye'de Yargının
Etkjnliği" adlı kitabında
bilirkişi uygulamalannı
eleştirerek özellikle büyük
şehırlerde yargıçlann her
davayı bilirkişıye
göndermelerinin ve
bilirkişi raporlannı
tartışmadan karar olarak
açıklamalannın "bilirkişi
saltanatı" yarattığını
vurguladı. Yücel,
uygulamadaki aksaklıklann
gıderilebilmesi için bilirkişi
uygulamalannın
kurumsallaştınlması
gerektiğini behrtti.
Dözettme
• Gazetemizde 17 Mart
2000 tarihinde "Selçuk'ta
Isabey definesi burundu"
bashğıyla yayımlanan
haberin son paragrafindaki
"restorasyon" sözcüğü,
teknik bir hata nedeniyle
"restoran" olarak çıknuştır.
Düzeltiriz.
Genel Sayman Nihat Matkap, Iskenderun'da, partisinin katılımlarla büyüdüğünü söyledi
'CHP giderek güçleniyor'
AHNBODUR
İSKENDE-
RUN-Cumhu-
riyet Halk Par-
tisı (CHP) Ge-
nel Saymanı
Nihat Matkap, genel sekreterleri
Tarhan Erdem'in sonuçlannı
açıkladığı anketi CHP'nin değil
Hûrriyet gazetesinin yapürdığını
söyledi. Ankette MHP'nin birin-
ci, DSP'nın ıkıncı partı çıkması-
nı ügınç bulduğunu belırten Mat-
kap, "Tepkisiz ve inceleme yap-
mayan bir toplum okhık" dedı.
Kurban Bayramı nedeniyle
partisinin Iskendenın ilçe örgü-
tûnü ziyaret ederek CHP'lilerle
bayramlaşan Nihat Matkap, 18
• Matkap, CHP Genel Sekreteri Tarhan Erdem'in 18 Nisan seçimleri öncesi
açıkladığı anketin CHP tarafindan yaptınlmadığını söyleyerek "Anketi, Hûrriyet
gazetesi yaptırdı. Araştırmayı yapan kurum Türkiye'dekı son durumu da tespit
etti. Sadece açıklaması genel sekreterimiz tarafindan yapıldı" dedi.
Nisan seçimlerinde barajı aşama-
dıklarmı anımsattı ve "CHP o se-
çimde istediği sonucu alamadı. Ve
bir anlamda savaş kaybeden ordu
konumundaydL Genetde savaş
kaybeden ordu dağdır. Ama
CHP'de bu oimadı, tüm ilçelerde
gördüğûm şey, CHP; tüm orduia-
n ile dhndik ayakta ve her geçen
gün katdun abtn bir parti" dedi.
Bir soru üzerine CHP Genel
Sekreteri Tarhan Erdem'in açık-
ladığı anket sonuçlannı da değer-
lendiren Matkap, "Her şeyden ön-
cebiryanhşıdüzettmekistiyonım.
Bu anketi CHP yapbrmadL An-
keti, Hûrriyet gazetesi yapürdı.
AraşOrmayı yapan kurum Türki-
ye'deki son durumu da tespit etti.
Sadece açıklaması genel sekreteri-
miz tarafindan yapjkh" diye ko-
nuştu.
Anketin sonuçlannı değerlen-
diren CHP Genel Saymanı Mat-
kap şöyle devam ettı:
"Anket sonuçlan çok flginç.
Hükümeti kuran partilerin halen
yerierini koruyor olmalan, çok
düşünmemizi beraberinde getiri-
yor. Ya tepkisiz bir toplum olduk
ya da gerekli incelemeleri yapma-
yan bir toplum. Bunun üzerinde
ashnda çok düşünmeli ve konuş-
mahyız. Bu, toplumun bir anlam-
da gittikce sessiz hale dönüştüğü-
nü de gösterrvor. Veya hükümeti
destekleyen sermaye çevrekrmin
ve bu hükümeti destekleyen, bu
hükümetten medet uman kimi
medya gruplannın ıttifakuun çok
başanh oktuklanm gösteriyor. A-
ma gerçekte durum bu değU."
FPGnıp
Başkanvekin
Bülent Annç,
TürkCeza
Kanunu'nun 312.
maddesinin faşist
birmadde
okruğumıöne
sûrerek"Erbakaıı'ı
312 0e durdurmak
istiyoriar. Erbakan'ı
3121er ne korkutur,
ne de yohından
döndürür" dedL
Necmettin Erbakan, video kasetin kanıt kabul edilemeyeceğini iddia etti
6
Dava Yargrtay'dan dönecek'
tstantmiHaberServia- Anaya-
sa Mahkemesi tarafindan kapatı-
lan Refah Partısı'nın (RP) Genel
Başkanı Necmettin Erbakan, Dı-
yarbakır DGM'nın hakkında ver-
diği bir yıl hapis cezasının Yargı-
tay'dan döneceğını ılen sürerek
"Video kaseti hukuki otarak ddfl
kafaul edilemez. Bundan dobyıdır
ld şfandi Yargıtay'da hangi hâkim
olnrsa okun bunu retkfedecektir.
Dava Yargtay'dan dönecektir" de-
di. FP Grup Başkanvekıli Bülent
Armç, Türk Ceza Kanunu'nun
312. maddesinin faşist bir madde
olduğunu öne sürerek "Erbakan'ı
312 ie durdurmakfatiyortar.Er-
bakan'ı 312'ler ne korkutur, ne de
votandan döndürür" dedı
Erbakan, dün Taksnn'deki Be-
yoğlu Evlendirme Dairesi'nde,
Anadolu Aslanlan Konfederasyo-
nu'na (ASKON) üye ışadamlany-
la bayramlaştı. Erbakan, burada
yapüğı konuşmada, kendısı hak-
kmda Dıyarbakır DGM tarafindan
açüan davanın nasıl gehştığıru an-
lattı. Türkiye'dekı bütün Millı
Gençlik Vakfi şubelerinin aran-
ması sonucunda hıçbır delil bulu-
namadığını ileri süren Erbakan,
"Ancak daha sonra Idmin tarafin-
dan hazuiandığı biBnmeyen bir
kaset bahınmuş" dedi. Erbakan,
bu kasetin resmı kayıtlarda yer al-
madığını öne sürererek şöyle ko-
nuştu:
"Kim tarafindan, ne zaman ha-
zniandığı bflinmeyen bu kaset,
1998yıhndadoldunılmuş.Oiay,25
Şubat 1994 ydmda seçhnlerde (rt-
muş. Kakfa ki video kaseti hukuki
olarak deH kabul edflmez. Bu bant
montajdn-, tertiptir. Böyte oba bi-
le 4125 sayın yasaya göre seçim sı-
rasmda yapılan konuşmabra 3 ay
içerisinde dava açıhr. Ama bu ko-
nuşmanm ardmdan 6 yıi geçmiş-
tir_ Bir kasetin ne zaman doldu-
ndduğu büinemez. Bir kasetteki
sesin kime ait ohıp olmadığı kesin
olarak itanen bflinetnez. Tıpkı par-
maktzindeoUağu gfci bu sesşa in-
sana ait denemez. Çünkü insanm
sesi karakterlere, şarttara göre de-
ğişir. Bir insan çay içerse sesinin
şartlan değişir. Hem benzetilebi-
Mr, hem değişir- Zeytinyağı içerse
değişir, nezle ohırsa değişir, konuş-
maya başlaymca, ısmmca değişir-.
Bundan dolavı video kaseti deH
oiamaz. Bundan dolayuhr ki şim-
di Yargrtav'da hangi hâkim ohırsa
obun, bunu reddedecektir. Dava
Yargrtay 'dan döneceknr."
TCK'nın312 maddesıne de de-
ğinen Erbakan, "312. madde
TCK'nin ülke huzunryla ügiK bö-
lümündedir. lnsanlan tahrik et-
meyi içerir. Şu söylenen ola>lann
tahrikle hiç \~akmdan uzaktan flgi-
si yoktur. Bugün Türkry e ö\1e bir
noktaya getirM ki,312. madde is-
tenen yerde, istenen şekflde tatbik
edflrvtM-. Türkiye'nin taKhg7«gi bir
yandan hukukun açık « berrak
ifadelere sahip ohnaması, diğer
yandan da bu kanunlann uygula-
mada asıl maksadın Hıymia
lanıhnasKhr'' diye konuştu.
'FP'yi kim
9
taıiışması
AN-
KARA
(ANKA)-
FP'nin
gelenek-
çileri ara-
sında yer alan Genel Baş-
kan Yardımcısı Veysel
Candan, Genel Başkan
adayı Abduilah Gül'ün.
'Tartryibenbûyûtarünr
sözlerine, yanıt verdi.
Candan, "18 Nisan seçim-
lerine Gûl ve arkadaşlan-
nm yönetimiyle girdik.
Yüzde 15'e gerüedik. Bu
onlarm eseridir. Ortada
birküçühnevarsasorum-
hısu Gül ve arkadaşlan-
dtr" dedi. Candan,
Gül'ün genel başkanhk
için en önemli iddiası olan
"Partiyibenbüyütürüm"
sözlerinın "Partiyi kim
küçülttü" sonısunu orta-
ya çıkardığuu söyledi.
18 Nisan seçimlenne
girerken partiyi yöneten
başkanhk divanmda Ab-
duilah Gül ile biriikte ken-
disini destekleyen Irfan
Gündüz, Cemil Çiçek,
Abdulkadir Aksu. Ah
Coşkon gıbı ısımlenn bu-
lunduğunu kaydeden Can-
dan, şunlan söyledi:
"FP yeni kuruhnuş bir
partiydi ama gucö ve ta-
bam bflinrvwdu. Hattabi-
rind parti obnası bekkni-
yordu. Ancak arkadaşla-
nn yönetiminde parti bu-
gün kendflermin küçükiü
dedflderi oyoranmısağla-
dL Yüzde 15 oy akfa. Bu
onlarm eseridir. Eğer bir
kûçühnevarsa sorumhısu
Gülvearkadaşlandır.''
Gül ve arkadaşlanrun
aynlmalannın ardmdan
başkanlık drvanına kendi-
lerimn geldiğini belırten
Candan, yönetime geldik-
lerinde partide uzun vade-
li ve kalıcı hiçbır plan ve
proje bulamadıklannı bil-
dirdi.
Candan, partınin büyü-
mesıne ilişkın tartışmada
Gül ve arkadaşlannm
başkaldırdığı Recai Ku-
tan ve arkadaşlanyla bir-
likte Erbakan'ın RP'yi
yüzde 22 oyla Türki-
ye'nin binnci partisi yap-
ügının unutıümaması ge-
rektiğini söyledi.
Candan, "Partiyi büyü-
tenlerden sözedflecekse bu
Erbakan ve arkadaşlan-
dır. RP'nin çizgisinde ve
geküği noktada Erbakan
ve arkadaşlannm başansı
ortadadn-. Kimse de bunu
yadsryamaz" dedı.
Türk Ceza Yasası'nm 312.
maddesinin değişurilmesi konu-
sundakı tartışmalara değmen
Matkap, düşünce özgürlüğünden
yana olduklannı vurguladı. Mat-
kap, "Ama cumhuriyet devrimle-
rine karşı çıkmayı bir ideoloji ha-
üne getiren grupiann da dizgin-
lenmesi konusunda kimi düzenle-
meleri düşünüyonız. O nedenle
312. madde, çok hassas bir konu.
Düşünce özgüriüğünün önündeki
engeDerin kalkmasına dönük ha-
zniudan izliyoruz. CHP ona kat-
kı verir. Ama CHP rejimi yıkma-
ya dönük, de\ rim karşıtlanmn da
drit koşturmasma ofaınak verecek
bir düzenlemenin yamnda olmaz.
312. madde konusunda kısmi de-
ğişikHktenyaııajTz'' diye konuştu.
TIRMIK /AYDINENGIN
23-24 Mart
CHP,
hükümeti
şikâyet
edecekANKARA (ANKA) - Hükü-
metin yerel yönetimlere yöne-
Iik partizanca uygulamalann-
dan şikâyetçi olan CHP yöne-
timi ve belediye başkanlan, hü-
kümeti Cumhurbaşkanı Sükj-
man Demirel'e şikâyet edecek.
CHP'hler TBMM Başkanı Yıl-
dnrm Akbuhıt ve Başbakan
Bülent Ecevk ile de görüşüp
sorunlannı aktaracaklar.
Deprem bölgelennde, ıktıdar
partilennın yönetiminde bulu-
nan belediyelere yapılan yar-
dımlann partizanca olduğunu
savunan CHP, 374 belediye
başkanını 23-24 Mart tarihle-
nnde Ankara'da toplayacak.
tktidar partilerinin İcendi be-
lediyelerine Hazıne ve Iller
Bankası'ndan yapılan yardım-
lan katlayarak yaptığı, ancak
özellikle CHP'li belediyelere,
yansı kadar bıle yardım yapıl-
madığı gerekçesıyle dava açan
ancak sonuç alamayan CHP,
ceza davası açma konusunu da
toplantıda tarüşacak.
Bu dava için Yüksek Danış-
ma Kurulu üyesi Prof. Dr. Uğnr
Abcakaptan tarafından hazır-
lanan dosyanın da tartışılacağı
toplantmm ve Cumhurbaşka-
m'nı ziyaretuı ardından CHP,
davayı resmen açacak.
Çahşmada, ıdareye ve tem-
silcilerine yasalarla tanınmış
olan takdır hakkının, keyfılik
anlamına gelemeyeceğı behrti-
lerek davaya gerekçe olarak şu
unsurlar gösterihyor:
• Afete uğrayan yerel yöne-
timleri yardım kapsamına al-
mamak ya da alınmış olan yö-
netimleri sonradan kapsam dı-
şına çıkarmak.
• Afetten en çok etkilenen
yerel yönetimlere, sadece mu-
halefet partilerinin üyesi baş-
kan ve kurullarca yönetildikle-
ri için çok sınırh yardım etmek
ya da hiç yardım etmemek.
• Daha önce saptanarak
açıklanan katsaydan aynı kısır
ve yasadışı nedenlerle bsmak
ya da yükseltmek.
• Yıkıma uğramayan ya da
uğradığı kuşkulu ıktıdar parti-
lennden yana yerel yönetimle-
re, hem de çok yüksek oranlar-
da yardım etmek.
• Maliye Bakanhğı'nca dev-
letinparasının siyasal amaçlar-
la eşitlık kurahnı hiçe sayarak
harcanması.
aengin@doruk.net.tr
Bizim "usta" önceki gün "Pence-
m"sinden yeşil ışık yaktı, okuyucuya
"haydi bakalım" dedi ya, çok tanıdık, az
tanıdık onlarca genç meslektaş telefona
sanldı:
- Aydın Abi doğnı mu? llhan Bey'in
yazdığı gerçek mi? Birbüyük açılıma ha-
zırianıyor Cumhuriyet öyle mi?
Onlan anlamak zor değil.
Büyük medyada çalışıyorlar. Maaşlan
bizimkileri ikrye, üçe katlar. Maaşlannı
her ayın başında alırlar. Işyerieri, tekno-
lojinin tüm nimetlerini sunan plazalar...
Gene de Cumhuriyet onlan heyecan-
landınyor. Telefonda meslek ahlakına
bağlılığını tartışma konusu bile yapma-
yacağım genç kadın neredeyse ağla-
maklı:
- Abi bilemezsin... Gün geliyor ken-
dimden utanmadan mesleğimi yapamı-
yorum. Çirkefin bazen içinde, bazen kı-
yısında yaşıyor, çalışıyoruz...
Aynntılan anlatmasına gerek yok. Her
şey ortada. Çıkarlann amansızca çatış-
tıgı bir kurtlar sofrasında, gazeteiehn pro-
mosyon verme sınınnı geçip, gazetele-
rin promosyona dönüştüğü bir medya
dünyasında, mesleğin gereklerini gözü-
nü kırpmadan yerine getirme özlemi, tut-
kusu ve yüreğinin derinliklerinde "mes-
leğin gereklerini yerine getirdiği an" ka-
pının önüne konma ürküntüsü...
Cumhuriyet'in Geleceğine
OrtakOlmak
Bağımsız, sermaye sınrfının dayatma-
larından, reklam verenin buyrultulann-
dan bağımsız, halkın haber alma hakkı-
nı ete kemığe büründürmekten öte ışı,
uğraşı olmayan bir gazetede, TVde, rad-
yodaçalışmadüşü...
Okulda, iletişim fakültelerinde okutu-
lan "medya ahlakı" derslennin profesyo-
nel yaşamdaki karşılığını inatla aramak
ve bir türlü bulamamak...
Habercilik mesleğinin gereği, bir "ka-
mu ihalesi"nın arka planını olanca aynn-
tısryla bilmek ve tek satır yazamamak.
Neyin ne olduğunu bile bile, "ihale'nm en
uygun fıyatı bulduğunu yazmak zorunda
kalmak. Yüzünü görmediği okuyucudan
gözünü kaçırmak...
Dün göklere çıkanlan siyasetçiyi, bu-
gün yerin dibine batırmanın, dün itin şe-
yine tıkılanı, bugün allayıp pullamanın
nedenini imanına bilmek ama gene de
gazetenin başlığına, TV'nin ekranına,
radyonun mikrofonuna yönelip, iş dün-
yasının binbir dalında at koştururken, bir
miktar da medyaya el atmış patronun
tercihleri doğrultusundayayın yapmak...
Şiddetten, zorbalıktan, kandan alabil-
diğine tiksinmek ve gazetesinin üçüncü
sayfasını kan, ölüm ve şiddet kokan "ha-
berier"\e bezemek... "Halk böylesini is-
tiyor" yalanıyla, eroin tacirinin, "Istiyor-
larkisatiyorum" mazereti arasındaki ka-
çınılmaz paralelliği kurup kahrolmak...
Genç meslektaşlanmın kederini, öfke-
sini anlamamak mümkün mü?
•••
Bir arkadaşım sık sık söyler, "Türkiye
aydını"der, "Cumhuriyet'teotemaz, ama
Cumhuriyet's;z de oiamaz".
Rasgele bir örnek vereyim mi?
Boğaziçi Üniversitesi'ndeki öğretim
üyelerinden bir grup, rektörün gelenek
dışı, hatta yasadışına komşu marifetleri-
ne karşı çıktı. Seslerini nasıl duyuracak-
lannı konuşmaya başlayınca, dost soh-
betlerinde Cumhuriyet'] yerden yere vu-
ran biri boynunu büktü:
- Bassa bassa Cumhuriyet basar bu
haberi.
O haberi Cumhuriyet bastı ve sadece
Cumhuriyet bastı.
Şimdi kollan sıvıyoruz.
"Cumhuriyet okuyuculannı Cumhuri-
yet'/n geleceğine ortak ediyor" sloganı
ilk ağızda çağnştırdıklanndan çok daha
zengin bir içerik taşıyor. Sorun, Cumhu-
riyet'm sermaye yapısını güçlendirmek,
onu modern bir işletmeye dönüştürmek,
sık sık paçayı kaptırdığı parasal darbo-
ğazlardan çıkmasını sağlayacak bir ser-
maye aşısı yapmaktan ibaret değil. Bun-
dan ibaret olaydı, sesstz sedasız ustesın-
den gelinebilirdi.
Hedef, kalite sorunlannı aşmış, salt bir
günlük gazeteden ibaret olmanın cen-
deresini kırmış, gazetesi (gazeteleri), rad-
yosu ve tetevizyonu ile çağdaş ve bağım-
sız (bu son sözcüğün altını çizin: bağım-
sız) bir medya kurumu yaratmak.
Bunu, Cumhuriyet'e koşa koşa ser-
maye koyacak iki-üç vartıklı kişinin pa-
rasal olanaklannı Cumhuriyet'e yönelte-
rek yapmak yerine; çalışanıyla, okuyucu-
suyla bir aydınlar imecesi örgütleyip ko-
tarmak.
Tüyü bitmemiş yetim hakkını savuna-
cak, üretmeden köşe dönenlerin, çalış-
madan sefa sürenlerin karabasanı ola-
cak bir medya kurumunu, Anadolu'nun
"imece geleneği"n\n coşkusu ve bilinciy-
le örmek.
Sözü bile coşkulandıncı değil mi?
Bizim günlerimiz gebe. Sizinki de ge-
be kalsın...
POIİTtKA GÜ1\LÜĞÜ
HtKMET ÇETtNKAYA
Dokunmak...
Kirpikleri uzundû... Bakışlannda yorgun birde-
nizin suskunluğu vardı...
Telefon ettiğinde, "Ortaköy'deyim, denizi, ge-
çen gemileri seyrediyorvm" dedi ve ekledi:
"Karnımı da doyuracağım!.."
Telefonu kapatırken de şöyle konuştu:
"Ben yalnızlığı çok seviyonım, belki bu akşam
sinemaya da giderim..."
O saatlerde akşamın alaca rengi vuruyordu yü-
züne...
Gülmek ona yakışıyordu...
Delikanlılık günleri bir genç kızın sevimli bakış-
lannda düğümlenip kalıyordu...
Ya genç kadının bakışlan şimdilerde nasıl et-
kiliyordu onu?
Yıllarönceyegitti...
Kırmtzı ve görkemli halılarda yanm kalmış se-
vişmeler...
özgürlük âşığı genç kızlann ve delikanlılann
avuçlarında saklanan unutulmuş aşklar...
Dışanda inceden kar yağıyordu...
Böyle havalarda akşam yıldızı kıpırtıyla doğ-
maz; Valeri Petrov koyu karanlık gecenin için-
de genç bir adamın omzuna elini koymazdı...
Kurşuni bir küheylan kızışıyordu, binicinin öf-
kesinde; palmiyeler ise hüzün yüklü gemileri
uğurluyordu...
Ortaköy'de yalnız başına bir kadın Boğaz'ın
mavi sulannda kimi düşünüyordu?
Belki Assos'un yaz bahçelerinde gölgeleri ve
sevişmeleri büyüttüğü saatleri!..
Doludizgin bir yaşam, grileşen hüzünleri alıp
götürdü o an...
Vicente Alexandre'ın köpürüp akan ırmağı
kuytu zamanlar ülkesinden çıkıp kendi yüreğine
yürüyordu...
Ayağa kalktı birden...
Dedi ki:
"Sana dokunmayı çok özledim..."
1940'lann düşsel gücü onu Mihail Yurçev'le
buluşturdu...
Ruhunun gizli tapınağı yeniden hüzne dönüş-
tü...
•••
Ortaköy'de çay içen bir kadın denize bakarak
düş kuruyordu...
Üzerinde renk renk çiçeklerin kapladığı, belini
sıkı sıkıya saran yırtmaçlı yün bir elbise vardı...
Gözlerindeki buğulu hüzün, dağ başlanndan
devşirilmış menekşelerin yalnızlığını yansrtıyor-
du...
Parmak uçlannda tattı ilk aşkı...
İlk öpüşmeyi onda tanıdı...
Çocuksu ağlayışları gördü bir sabah yatağa
boylu boyunca uzandığında...
O gün Andre Breton'un yazdığı mektubu,
kendi yaşamıyla buluşturup 'çılgınlığın' resmini
çizdi...
"Her şeyin içinde ve her şeye karşt,- büyük
anahtardır diyomm bu her zaman. Diyorum ki,
birkez sevmiş olduğumu, bugüne dek saklamış
olayım olmayayım, sevmekte devam edeceğim
her zaman. Bu kitabı bitirirken size; acı çekmek
üzere çağnlmış olduğunuzu anlatmak istiyor-
dum. Dağdaki bir belirii *yüce nokta'dan söz
açtığım olmuştur. O noktada yerieşmek benim
için söz konusu oimadı hiçbir zaman. Olsaydı, o
nokta yüceliğini yitirir, ben de bir insan olmak-
tan çıkardım. Orada yerieşmemek akıllılığını gös-
temneme karşılık, hiç olmazsa o noktadan,
gözden yitirecek kadar ve artık onu göstermek
elimde olmayacak kadar uzaklaşmadım hiçbir
zaman. Kılavuz olmayı seçtim ben, sonsuz se-
vi'nin yönünde bana gönneyi sağlayan ve o en
az rastlanır göstermek ayncalığını bağışlayan er-
ki hak etmeye zohadım kendimi. Hiçbir zaman
değimsizlik etmedim, sevdiğim varlığın ettyle
yükselen güneşe karşı doruklardaki kan özdeş
kıldım her zaman. Sevide, zafer saatlerinden
gayri hiçbir şey tanımak istemedim, işte sizinle
tamamlıyorum şimdi o gerdanlığı. Sonuncusu
bile, o kara inci bile, beni ne türlü bir zayıflığın
ona bağladığını, en son meydan okuyuş oldu-
ğunu gözümde, adım gibi biliyorum, bir gün an-
layacaksınız. Sevi'nin hayatla bağdaşmadığını
gizlemiyorum. Ama yenmelidir diyorum sevi, ve
yenebilmek için de kendi kendisinin öyle birşi-
irsel bılincine yükselmiş olmalıdır ki, karşısına
zorunlu olarak düşmanca çıkan ne varsa alıp
kendi öz yüceliğinin ocağında eritsin."
•••
Maviden yeni doğan bir beyazlık...
Bir genç kadın...
Ortaköy ve deniz!..
Haydi söyle bakalım, insan neyte düşünür, ney-
le acı çeker? Gece nereden gelir, insan adını na-
sıl bilmiş güneşle?
Yanıt verebilir misin?
hikmetcetinkaya@ cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 0212/513 90 98
Cumi
K kitap kulübû
ÇAĞININ TANIĞI ü( YAZAR
2 BASI
KU1İIAY OLAYI VE URİKAT
KAMPLARI
4 BASI
SANCIU YILLAR KUJATUMI?
SOKAKLAR
4 BASI
POSTUNDA KÜRT
ZAMBAK SANA DA BULASTI KAN
2. BASI
DİN BUONUNUN KAZLARI
2 BASI
ASIK KADINLAR SOKA&
2 BASI
SERİAT PAZARI
SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL
TÜRKİYE'NİN SEYTAN ÜÇGENİ
ZLERİN POYRAZ
Cumhuriyet Kıtap Kulubü Çağ Pazariama A.Ş Turkocağı Cad
No-39/41(34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel:514 01 96