08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1SMART2000PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER DPE25yaşmda • ANKARA (ANKA)- Dış Politika Enstitüsü'nün kuruluşunun 25'inci yıldönümü çerçevesinde, gelecek hafta Ankara'da dûzenlenecek olan uluslararası konferans, Cumhurbaşkanı Süleyman Demırel tarafından açılacak. 24-25 Mart tarihlerinde Ankara'da '2000 Yıh ve Sonraki Dönemde Türk Dış Politikasının Yenı Ufuklan' konulu uluslararası bir konferans gerçekleştirilecek. Konferansa, aralannda Şimon Peres'in de bulunduğu çok sayıda yabancı konuk kaülacak. Korsan kttapçıya INÜÜS tetemf • ANKARA (AA)- Ankara Cumhuriyet Bassavcılığı, Kanal D Genel Haber Yönetmeni Tuncay Özkan'ın kaleme aldığı 'Operasyon' adlı kıtabın korsan satışını yaparak "Fikir ve Sanat Eserlen Yasası'na muhalefet ettigi" gerekçesiyle Asımpasa Akpınar halckınria riava açtı. Basın Savcısı Metin Sezgın tarafından hazırlanan ıddıanamede, korsan baskısını yaptığı kitaplan satarken Akpınar'm suçüstû yakalandıgı ifade edilerek 5846 sayıb Fikir ve Sanat Eserleri Yasası'nm 73/1-5 maddesi uyannca 3 aydan 3 yila kadar hapis cezası talep edildi. Yunan rehfne operasyonu • İSTANBUL(AA)- Istanbul Organize Şuçlar Şubesi ekiplen, dûzenledikleri operasyonlar sonucunda, fidye almak amacıyla kaçınlan Georgies Pringas ve Paraskovas Paraskevo Poulos adh iki Yunanlryı kurtardı. Polis, fıdyecilerden birini yakalarken, 2 kışı kaçmayı başardı. Yakalanarak gözaltına alınan Ahmet Aras'ın, arkadaşlan ile birlıkte Yunanhlan, borçlannı ödemedikleri gerekçesiyle Avcüar'daki bir gecekonduda rehin tuttuklannı itiraf ettigi bildirildi. rUHo Hl^lCn Intepnefte • ISTANBUL(AA)- Istanbul, Ankara, Kocaeli ve Aryon emniyet teşkilatlannda terör, narkotik, asayiş, arama, kurtarma ve toplumsal olaylarda aktif olarak kullanüan polis köpekleri Intemet'te tanıtıhyor. Köpeklerle ilgılı bölüm, Istanbul Emniyet Müdürlüğü'nün Intemet'tekı sayfasında bulunuyor. BUûHdşi saltanatı • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-AdliSicilve Istatistik Genel Mûdûrü Mustafa Tören Yücel, "Türkiye'de Yargının Etkjnliği" adlı kitabında bilirkişi uygulamalannı eleştirerek özellikle büyük şehırlerde yargıçlann her davayı bilirkişıye göndermelerinin ve bilirkişi raporlannı tartışmadan karar olarak açıklamalannın "bilirkişi saltanatı" yarattığını vurguladı. Yücel, uygulamadaki aksaklıklann gıderilebilmesi için bilirkişi uygulamalannın kurumsallaştınlması gerektiğini behrtti. Dözettme • Gazetemizde 17 Mart 2000 tarihinde "Selçuk'ta Isabey definesi burundu" bashğıyla yayımlanan haberin son paragrafindaki "restorasyon" sözcüğü, teknik bir hata nedeniyle "restoran" olarak çıknuştır. Düzeltiriz. Genel Sayman Nihat Matkap, Iskenderun'da, partisinin katılımlarla büyüdüğünü söyledi 'CHP giderek güçleniyor' AHNBODUR İSKENDE- RUN-Cumhu- riyet Halk Par- tisı (CHP) Ge- nel Saymanı Nihat Matkap, genel sekreterleri Tarhan Erdem'in sonuçlannı açıkladığı anketi CHP'nin değil Hûrriyet gazetesinin yapürdığını söyledi. Ankette MHP'nin birin- ci, DSP'nın ıkıncı partı çıkması- nı ügınç bulduğunu belırten Mat- kap, "Tepkisiz ve inceleme yap- mayan bir toplum okhık" dedı. Kurban Bayramı nedeniyle partisinin Iskendenın ilçe örgü- tûnü ziyaret ederek CHP'lilerle bayramlaşan Nihat Matkap, 18 • Matkap, CHP Genel Sekreteri Tarhan Erdem'in 18 Nisan seçimleri öncesi açıkladığı anketin CHP tarafindan yaptınlmadığını söyleyerek "Anketi, Hûrriyet gazetesi yaptırdı. Araştırmayı yapan kurum Türkiye'dekı son durumu da tespit etti. Sadece açıklaması genel sekreterimiz tarafindan yapıldı" dedi. Nisan seçimlerinde barajı aşama- dıklarmı anımsattı ve "CHP o se- çimde istediği sonucu alamadı. Ve bir anlamda savaş kaybeden ordu konumundaydL Genetde savaş kaybeden ordu dağdır. Ama CHP'de bu oimadı, tüm ilçelerde gördüğûm şey, CHP; tüm orduia- n ile dhndik ayakta ve her geçen gün katdun abtn bir parti" dedi. Bir soru üzerine CHP Genel Sekreteri Tarhan Erdem'in açık- ladığı anket sonuçlannı da değer- lendiren Matkap, "Her şeyden ön- cebiryanhşıdüzettmekistiyonım. Bu anketi CHP yapbrmadL An- keti, Hûrriyet gazetesi yapürdı. AraşOrmayı yapan kurum Türki- ye'deki son durumu da tespit etti. Sadece açıklaması genel sekreteri- miz tarafindan yapjkh" diye ko- nuştu. Anketin sonuçlannı değerlen- diren CHP Genel Saymanı Mat- kap şöyle devam ettı: "Anket sonuçlan çok flginç. Hükümeti kuran partilerin halen yerierini koruyor olmalan, çok düşünmemizi beraberinde getiri- yor. Ya tepkisiz bir toplum olduk ya da gerekli incelemeleri yapma- yan bir toplum. Bunun üzerinde ashnda çok düşünmeli ve konuş- mahyız. Bu, toplumun bir anlam- da gittikce sessiz hale dönüştüğü- nü de gösterrvor. Veya hükümeti destekleyen sermaye çevrekrmin ve bu hükümeti destekleyen, bu hükümetten medet uman kimi medya gruplannın ıttifakuun çok başanh oktuklanm gösteriyor. A- ma gerçekte durum bu değU." FPGnıp Başkanvekin Bülent Annç, TürkCeza Kanunu'nun 312. maddesinin faşist birmadde okruğumıöne sûrerek"Erbakaıı'ı 312 0e durdurmak istiyoriar. Erbakan'ı 3121er ne korkutur, ne de yohından döndürür" dedL Necmettin Erbakan, video kasetin kanıt kabul edilemeyeceğini iddia etti 6 Dava Yargrtay'dan dönecek' tstantmiHaberServia- Anaya- sa Mahkemesi tarafindan kapatı- lan Refah Partısı'nın (RP) Genel Başkanı Necmettin Erbakan, Dı- yarbakır DGM'nın hakkında ver- diği bir yıl hapis cezasının Yargı- tay'dan döneceğını ılen sürerek "Video kaseti hukuki otarak ddfl kafaul edilemez. Bundan dobyıdır ld şfandi Yargıtay'da hangi hâkim olnrsa okun bunu retkfedecektir. Dava Yargtay'dan dönecektir" de- di. FP Grup Başkanvekıli Bülent Armç, Türk Ceza Kanunu'nun 312. maddesinin faşist bir madde olduğunu öne sürerek "Erbakan'ı 312 ie durdurmakfatiyortar.Er- bakan'ı 312'ler ne korkutur, ne de votandan döndürür" dedı Erbakan, dün Taksnn'deki Be- yoğlu Evlendirme Dairesi'nde, Anadolu Aslanlan Konfederasyo- nu'na (ASKON) üye ışadamlany- la bayramlaştı. Erbakan, burada yapüğı konuşmada, kendısı hak- kmda Dıyarbakır DGM tarafindan açüan davanın nasıl gehştığıru an- lattı. Türkiye'dekı bütün Millı Gençlik Vakfi şubelerinin aran- ması sonucunda hıçbır delil bulu- namadığını ileri süren Erbakan, "Ancak daha sonra Idmin tarafin- dan hazuiandığı biBnmeyen bir kaset bahınmuş" dedi. Erbakan, bu kasetin resmı kayıtlarda yer al- madığını öne sürererek şöyle ko- nuştu: "Kim tarafindan, ne zaman ha- zniandığı bflinmeyen bu kaset, 1998yıhndadoldunılmuş.Oiay,25 Şubat 1994 ydmda seçhnlerde (rt- muş. Kakfa ki video kaseti hukuki olarak deH kabul edflmez. Bu bant montajdn-, tertiptir. Böyte oba bi- le 4125 sayın yasaya göre seçim sı- rasmda yapılan konuşmabra 3 ay içerisinde dava açıhr. Ama bu ko- nuşmanm ardmdan 6 yıi geçmiş- tir_ Bir kasetin ne zaman doldu- ndduğu büinemez. Bir kasetteki sesin kime ait ohıp olmadığı kesin olarak itanen bflinetnez. Tıpkı par- maktzindeoUağu gfci bu sesşa in- sana ait denemez. Çünkü insanm sesi karakterlere, şarttara göre de- ğişir. Bir insan çay içerse sesinin şartlan değişir. Hem benzetilebi- Mr, hem değişir- Zeytinyağı içerse değişir, nezle ohırsa değişir, konuş- maya başlaymca, ısmmca değişir-. Bundan dolavı video kaseti deH oiamaz. Bundan dolayuhr ki şim- di Yargrtav'da hangi hâkim ohırsa obun, bunu reddedecektir. Dava Yargrtay 'dan döneceknr." TCK'nın312 maddesıne de de- ğinen Erbakan, "312. madde TCK'nin ülke huzunryla ügiK bö- lümündedir. lnsanlan tahrik et- meyi içerir. Şu söylenen ola>lann tahrikle hiç \~akmdan uzaktan flgi- si yoktur. Bugün Türkry e ö\1e bir noktaya getirM ki,312. madde is- tenen yerde, istenen şekflde tatbik edflrvtM-. Türkiye'nin taKhg7«gi bir yandan hukukun açık « berrak ifadelere sahip ohnaması, diğer yandan da bu kanunlann uygula- mada asıl maksadın Hıymia lanıhnasKhr'' diye konuştu. 'FP'yi kim 9 taıiışması AN- KARA (ANKA)- FP'nin gelenek- çileri ara- sında yer alan Genel Baş- kan Yardımcısı Veysel Candan, Genel Başkan adayı Abduilah Gül'ün. 'Tartryibenbûyûtarünr sözlerine, yanıt verdi. Candan, "18 Nisan seçim- lerine Gûl ve arkadaşlan- nm yönetimiyle girdik. Yüzde 15'e gerüedik. Bu onlarm eseridir. Ortada birküçühnevarsasorum- hısu Gül ve arkadaşlan- dtr" dedi. Candan, Gül'ün genel başkanhk için en önemli iddiası olan "Partiyibenbüyütürüm" sözlerinın "Partiyi kim küçülttü" sonısunu orta- ya çıkardığuu söyledi. 18 Nisan seçimlenne girerken partiyi yöneten başkanhk divanmda Ab- duilah Gül ile biriikte ken- disini destekleyen Irfan Gündüz, Cemil Çiçek, Abdulkadir Aksu. Ah Coşkon gıbı ısımlenn bu- lunduğunu kaydeden Can- dan, şunlan söyledi: "FP yeni kuruhnuş bir partiydi ama gucö ve ta- bam bflinrvwdu. Hattabi- rind parti obnası bekkni- yordu. Ancak arkadaşla- nn yönetiminde parti bu- gün kendflermin küçükiü dedflderi oyoranmısağla- dL Yüzde 15 oy akfa. Bu onlarm eseridir. Eğer bir kûçühnevarsa sorumhısu Gülvearkadaşlandır.'' Gül ve arkadaşlanrun aynlmalannın ardmdan başkanlık drvanına kendi- lerimn geldiğini belırten Candan, yönetime geldik- lerinde partide uzun vade- li ve kalıcı hiçbır plan ve proje bulamadıklannı bil- dirdi. Candan, partınin büyü- mesıne ilişkın tartışmada Gül ve arkadaşlannm başkaldırdığı Recai Ku- tan ve arkadaşlanyla bir- likte Erbakan'ın RP'yi yüzde 22 oyla Türki- ye'nin binnci partisi yap- ügının unutıümaması ge- rektiğini söyledi. Candan, "Partiyi büyü- tenlerden sözedflecekse bu Erbakan ve arkadaşlan- dır. RP'nin çizgisinde ve geküği noktada Erbakan ve arkadaşlannm başansı ortadadn-. Kimse de bunu yadsryamaz" dedı. Türk Ceza Yasası'nm 312. maddesinin değişurilmesi konu- sundakı tartışmalara değmen Matkap, düşünce özgürlüğünden yana olduklannı vurguladı. Mat- kap, "Ama cumhuriyet devrimle- rine karşı çıkmayı bir ideoloji ha- üne getiren grupiann da dizgin- lenmesi konusunda kimi düzenle- meleri düşünüyonız. O nedenle 312. madde, çok hassas bir konu. Düşünce özgüriüğünün önündeki engeDerin kalkmasına dönük ha- zniudan izliyoruz. CHP ona kat- kı verir. Ama CHP rejimi yıkma- ya dönük, de\ rim karşıtlanmn da drit koşturmasma ofaınak verecek bir düzenlemenin yamnda olmaz. 312. madde konusunda kısmi de- ğişikHktenyaııajTz'' diye konuştu. TIRMIK /AYDINENGIN 23-24 Mart CHP, hükümeti şikâyet edecekANKARA (ANKA) - Hükü- metin yerel yönetimlere yöne- Iik partizanca uygulamalann- dan şikâyetçi olan CHP yöne- timi ve belediye başkanlan, hü- kümeti Cumhurbaşkanı Sükj- man Demirel'e şikâyet edecek. CHP'hler TBMM Başkanı Yıl- dnrm Akbuhıt ve Başbakan Bülent Ecevk ile de görüşüp sorunlannı aktaracaklar. Deprem bölgelennde, ıktıdar partilennın yönetiminde bulu- nan belediyelere yapılan yar- dımlann partizanca olduğunu savunan CHP, 374 belediye başkanını 23-24 Mart tarihle- nnde Ankara'da toplayacak. tktidar partilerinin İcendi be- lediyelerine Hazıne ve Iller Bankası'ndan yapılan yardım- lan katlayarak yaptığı, ancak özellikle CHP'li belediyelere, yansı kadar bıle yardım yapıl- madığı gerekçesıyle dava açan ancak sonuç alamayan CHP, ceza davası açma konusunu da toplantıda tarüşacak. Bu dava için Yüksek Danış- ma Kurulu üyesi Prof. Dr. Uğnr Abcakaptan tarafından hazır- lanan dosyanın da tartışılacağı toplantmm ve Cumhurbaşka- m'nı ziyaretuı ardından CHP, davayı resmen açacak. Çahşmada, ıdareye ve tem- silcilerine yasalarla tanınmış olan takdır hakkının, keyfılik anlamına gelemeyeceğı behrti- lerek davaya gerekçe olarak şu unsurlar gösterihyor: • Afete uğrayan yerel yöne- timleri yardım kapsamına al- mamak ya da alınmış olan yö- netimleri sonradan kapsam dı- şına çıkarmak. • Afetten en çok etkilenen yerel yönetimlere, sadece mu- halefet partilerinin üyesi baş- kan ve kurullarca yönetildikle- ri için çok sınırh yardım etmek ya da hiç yardım etmemek. • Daha önce saptanarak açıklanan katsaydan aynı kısır ve yasadışı nedenlerle bsmak ya da yükseltmek. • Yıkıma uğramayan ya da uğradığı kuşkulu ıktıdar parti- lennden yana yerel yönetimle- re, hem de çok yüksek oranlar- da yardım etmek. • Maliye Bakanhğı'nca dev- letinparasının siyasal amaçlar- la eşitlık kurahnı hiçe sayarak harcanması. [email protected] Bizim "usta" önceki gün "Pence- m"sinden yeşil ışık yaktı, okuyucuya "haydi bakalım" dedi ya, çok tanıdık, az tanıdık onlarca genç meslektaş telefona sanldı: - Aydın Abi doğnı mu? llhan Bey'in yazdığı gerçek mi? Birbüyük açılıma ha- zırianıyor Cumhuriyet öyle mi? Onlan anlamak zor değil. Büyük medyada çalışıyorlar. Maaşlan bizimkileri ikrye, üçe katlar. Maaşlannı her ayın başında alırlar. Işyerieri, tekno- lojinin tüm nimetlerini sunan plazalar... Gene de Cumhuriyet onlan heyecan- landınyor. Telefonda meslek ahlakına bağlılığını tartışma konusu bile yapma- yacağım genç kadın neredeyse ağla- maklı: - Abi bilemezsin... Gün geliyor ken- dimden utanmadan mesleğimi yapamı- yorum. Çirkefin bazen içinde, bazen kı- yısında yaşıyor, çalışıyoruz... Aynntılan anlatmasına gerek yok. Her şey ortada. Çıkarlann amansızca çatış- tıgı bir kurtlar sofrasında, gazeteiehn pro- mosyon verme sınınnı geçip, gazetele- rin promosyona dönüştüğü bir medya dünyasında, mesleğin gereklerini gözü- nü kırpmadan yerine getirme özlemi, tut- kusu ve yüreğinin derinliklerinde "mes- leğin gereklerini yerine getirdiği an" ka- pının önüne konma ürküntüsü... Cumhuriyet'in Geleceğine OrtakOlmak Bağımsız, sermaye sınrfının dayatma- larından, reklam verenin buyrultulann- dan bağımsız, halkın haber alma hakkı- nı ete kemığe büründürmekten öte ışı, uğraşı olmayan bir gazetede, TVde, rad- yodaçalışmadüşü... Okulda, iletişim fakültelerinde okutu- lan "medya ahlakı" derslennin profesyo- nel yaşamdaki karşılığını inatla aramak ve bir türlü bulamamak... Habercilik mesleğinin gereği, bir "ka- mu ihalesi"nın arka planını olanca aynn- tısryla bilmek ve tek satır yazamamak. Neyin ne olduğunu bile bile, "ihale'nm en uygun fıyatı bulduğunu yazmak zorunda kalmak. Yüzünü görmediği okuyucudan gözünü kaçırmak... Dün göklere çıkanlan siyasetçiyi, bu- gün yerin dibine batırmanın, dün itin şe- yine tıkılanı, bugün allayıp pullamanın nedenini imanına bilmek ama gene de gazetenin başlığına, TV'nin ekranına, radyonun mikrofonuna yönelip, iş dün- yasının binbir dalında at koştururken, bir miktar da medyaya el atmış patronun tercihleri doğrultusundayayın yapmak... Şiddetten, zorbalıktan, kandan alabil- diğine tiksinmek ve gazetesinin üçüncü sayfasını kan, ölüm ve şiddet kokan "ha- berier"\e bezemek... "Halk böylesini is- tiyor" yalanıyla, eroin tacirinin, "Istiyor- larkisatiyorum" mazereti arasındaki ka- çınılmaz paralelliği kurup kahrolmak... Genç meslektaşlanmın kederini, öfke- sini anlamamak mümkün mü? ••• Bir arkadaşım sık sık söyler, "Türkiye aydını"der, "Cumhuriyet'teotemaz, ama Cumhuriyet's;z de oiamaz". Rasgele bir örnek vereyim mi? Boğaziçi Üniversitesi'ndeki öğretim üyelerinden bir grup, rektörün gelenek dışı, hatta yasadışına komşu marifetleri- ne karşı çıktı. Seslerini nasıl duyuracak- lannı konuşmaya başlayınca, dost soh- betlerinde Cumhuriyet'] yerden yere vu- ran biri boynunu büktü: - Bassa bassa Cumhuriyet basar bu haberi. O haberi Cumhuriyet bastı ve sadece Cumhuriyet bastı. Şimdi kollan sıvıyoruz. "Cumhuriyet okuyuculannı Cumhuri- yet'/n geleceğine ortak ediyor" sloganı ilk ağızda çağnştırdıklanndan çok daha zengin bir içerik taşıyor. Sorun, Cumhu- riyet'm sermaye yapısını güçlendirmek, onu modern bir işletmeye dönüştürmek, sık sık paçayı kaptırdığı parasal darbo- ğazlardan çıkmasını sağlayacak bir ser- maye aşısı yapmaktan ibaret değil. Bun- dan ibaret olaydı, sesstz sedasız ustesın- den gelinebilirdi. Hedef, kalite sorunlannı aşmış, salt bir günlük gazeteden ibaret olmanın cen- deresini kırmış, gazetesi (gazeteleri), rad- yosu ve tetevizyonu ile çağdaş ve bağım- sız (bu son sözcüğün altını çizin: bağım- sız) bir medya kurumu yaratmak. Bunu, Cumhuriyet'e koşa koşa ser- maye koyacak iki-üç vartıklı kişinin pa- rasal olanaklannı Cumhuriyet'e yönelte- rek yapmak yerine; çalışanıyla, okuyucu- suyla bir aydınlar imecesi örgütleyip ko- tarmak. Tüyü bitmemiş yetim hakkını savuna- cak, üretmeden köşe dönenlerin, çalış- madan sefa sürenlerin karabasanı ola- cak bir medya kurumunu, Anadolu'nun "imece geleneği"n\n coşkusu ve bilinciy- le örmek. Sözü bile coşkulandıncı değil mi? Bizim günlerimiz gebe. Sizinki de ge- be kalsın... POIİTtKA GÜ1\LÜĞÜ HtKMET ÇETtNKAYA Dokunmak... Kirpikleri uzundû... Bakışlannda yorgun birde- nizin suskunluğu vardı... Telefon ettiğinde, "Ortaköy'deyim, denizi, ge- çen gemileri seyrediyorvm" dedi ve ekledi: "Karnımı da doyuracağım!.." Telefonu kapatırken de şöyle konuştu: "Ben yalnızlığı çok seviyonım, belki bu akşam sinemaya da giderim..." O saatlerde akşamın alaca rengi vuruyordu yü- züne... Gülmek ona yakışıyordu... Delikanlılık günleri bir genç kızın sevimli bakış- lannda düğümlenip kalıyordu... Ya genç kadının bakışlan şimdilerde nasıl et- kiliyordu onu? Yıllarönceyegitti... Kırmtzı ve görkemli halılarda yanm kalmış se- vişmeler... özgürlük âşığı genç kızlann ve delikanlılann avuçlarında saklanan unutulmuş aşklar... Dışanda inceden kar yağıyordu... Böyle havalarda akşam yıldızı kıpırtıyla doğ- maz; Valeri Petrov koyu karanlık gecenin için- de genç bir adamın omzuna elini koymazdı... Kurşuni bir küheylan kızışıyordu, binicinin öf- kesinde; palmiyeler ise hüzün yüklü gemileri uğurluyordu... Ortaköy'de yalnız başına bir kadın Boğaz'ın mavi sulannda kimi düşünüyordu? Belki Assos'un yaz bahçelerinde gölgeleri ve sevişmeleri büyüttüğü saatleri!.. Doludizgin bir yaşam, grileşen hüzünleri alıp götürdü o an... Vicente Alexandre'ın köpürüp akan ırmağı kuytu zamanlar ülkesinden çıkıp kendi yüreğine yürüyordu... Ayağa kalktı birden... Dedi ki: "Sana dokunmayı çok özledim..." 1940'lann düşsel gücü onu Mihail Yurçev'le buluşturdu... Ruhunun gizli tapınağı yeniden hüzne dönüş- tü... ••• Ortaköy'de çay içen bir kadın denize bakarak düş kuruyordu... Üzerinde renk renk çiçeklerin kapladığı, belini sıkı sıkıya saran yırtmaçlı yün bir elbise vardı... Gözlerindeki buğulu hüzün, dağ başlanndan devşirilmış menekşelerin yalnızlığını yansrtıyor- du... Parmak uçlannda tattı ilk aşkı... İlk öpüşmeyi onda tanıdı... Çocuksu ağlayışları gördü bir sabah yatağa boylu boyunca uzandığında... O gün Andre Breton'un yazdığı mektubu, kendi yaşamıyla buluşturup 'çılgınlığın' resmini çizdi... "Her şeyin içinde ve her şeye karşt,- büyük anahtardır diyomm bu her zaman. Diyorum ki, birkez sevmiş olduğumu, bugüne dek saklamış olayım olmayayım, sevmekte devam edeceğim her zaman. Bu kitabı bitirirken size; acı çekmek üzere çağnlmış olduğunuzu anlatmak istiyor- dum. Dağdaki bir belirii *yüce nokta'dan söz açtığım olmuştur. O noktada yerieşmek benim için söz konusu oimadı hiçbir zaman. Olsaydı, o nokta yüceliğini yitirir, ben de bir insan olmak- tan çıkardım. Orada yerieşmemek akıllılığını gös- temneme karşılık, hiç olmazsa o noktadan, gözden yitirecek kadar ve artık onu göstermek elimde olmayacak kadar uzaklaşmadım hiçbir zaman. Kılavuz olmayı seçtim ben, sonsuz se- vi'nin yönünde bana gönneyi sağlayan ve o en az rastlanır göstermek ayncalığını bağışlayan er- ki hak etmeye zohadım kendimi. Hiçbir zaman değimsizlik etmedim, sevdiğim varlığın ettyle yükselen güneşe karşı doruklardaki kan özdeş kıldım her zaman. Sevide, zafer saatlerinden gayri hiçbir şey tanımak istemedim, işte sizinle tamamlıyorum şimdi o gerdanlığı. Sonuncusu bile, o kara inci bile, beni ne türlü bir zayıflığın ona bağladığını, en son meydan okuyuş oldu- ğunu gözümde, adım gibi biliyorum, bir gün an- layacaksınız. Sevi'nin hayatla bağdaşmadığını gizlemiyorum. Ama yenmelidir diyorum sevi, ve yenebilmek için de kendi kendisinin öyle birşi- irsel bılincine yükselmiş olmalıdır ki, karşısına zorunlu olarak düşmanca çıkan ne varsa alıp kendi öz yüceliğinin ocağında eritsin." ••• Maviden yeni doğan bir beyazlık... Bir genç kadın... Ortaköy ve deniz!.. Haydi söyle bakalım, insan neyte düşünür, ney- le acı çeker? Gece nereden gelir, insan adını na- sıl bilmiş güneşle? Yanıt verebilir misin? hikmetcetinkaya@ cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 Cumi K kitap kulübû ÇAĞININ TANIĞI ü( YAZAR 2 BASI KU1İIAY OLAYI VE URİKAT KAMPLARI 4 BASI SANCIU YILLAR KUJATUMI? SOKAKLAR 4 BASI POSTUNDA KÜRT ZAMBAK SANA DA BULASTI KAN 2. BASI DİN BUONUNUN KAZLARI 2 BASI ASIK KADINLAR SOKA& 2 BASI SERİAT PAZARI SEVDANIN ADRESİ BELLİ DEĞİL TÜRKİYE'NİN SEYTAN ÜÇGENİ ZLERİN POYRAZ Cumhuriyet Kıtap Kulubü Çağ Pazariama A.Ş Turkocağı Cad No-39/41(34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel:514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle