Katalog

1-«* MART 2000 SAU CUMHURİYET SAYFA HABERLER Kurye Diek'e yurtdışıizra yok • Istanbul Haber Servisi - Atatürk Havalımanı'nda, uyuşturucu parası oldufu öne sörülen büyûk miktarda dövizle yakalanan kurye Dilek Örnek'in de aralannda bulunduğu dokuz sanığın yargılanmasına devam edıldi. lstanbul 4 No'lu DGM, evlilik hazırlığında olduğu ileri sürülen Dilek Örnek'in yurtdışına çıkış yasağını kaldırmadı. Ercan Dogan'ın tahliye istemini de reddeden mahkeme heyeti, dosyadaki eksikliklerin gıdenlmesı için duruşmayı erteledi. Çanakkale Zaferrnin yıldonumu • ÇANAKKALE (AA)- Çanakkale Deniz Zaferi'nin 85. yüdönûmü kutlama törenleri başladı. 13-18 Mart arasında gerçekleştirilecek "Zafer Haftası" kutlamalan da, Çimenlik Kalesi'nde yapılan açıüş töreni ile başladı. Vali Yardımcısı Mehmet Seyman, törende, Çanakkale Savaşlan'nın dünya tanhrnde önemli bir yeri olduğunu, savaş sonunda, dünyanın saydığı lider Mustafa Kemal'ın doğduğunu söyledi. Çanakkale Deniz Zaferi'ni anlatan Seyman, "6 saat 45 dakıka süren bu muharebe dünyaya 'Çanakkale Geçilmez' destaaının yazıldığmı anlatan ılk muharebedir" dedi. Seyman, Türk'ün emperyakzme karşı elde,ettigi bu efsanevi ",' zaferih 18 Mart tarihindleı" karada da devam ettiğini ve Çanakkale Savaşlan'nda 253 bin şehit verdiğimizi anlatti- Çimenlik Kalesi'nde yapılan açılış törenine, Çanakkale Valisi Ekrem Ozsoy, Boğaz ve Garnizon Komutanı Tuğamiral Mustafa Üitanur, Belediye Başkanvekili Cem Belli, öğrenciler ile vatandaşlar katıldı Küttür Bakanı Paris'te • tstanbul Haber Servsi- Kûltür Bakanı Istemihan Talay, Paris'te, Sakıp Sabancı'nın özel koleksiyonundan derlenen eserlerden oluşan "Altın Harfler: Sabancı Oniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi'nden Osmanlı Hat, Resim Sanan örnekleri" sergisinin açılışına kanlmak üzere Fransa'ya gitti. 17-29 Mayıs tarihleri arasında ziyaret edilebilecek olan Louvre Müzesi'ndeki serginin açılış töreninde, Cem Mansur yönetimindeki Akbank Oda Orkestrası tarafindan, Osmanlı kûltürûnün Batı mûziğini nasü etkilediğini gösteren eserlerden bölümler sunulacak. AJmanya'da PKKHerin suçtan • BERLtN (AA) - Almanya tçişleri Bakanı Otto Schily, ülkedekı suçlann büyük bölûmünün PKK'li teröhstler tarafindan işlendiğini söyledi. Schiry, geçen yıbn suç raponmu açıklarken, ülkede cinayet, adam dövme. kaçırma, bombalama eylemleri ve hırsızlık gıbı suçlarda büyük artış gözlendiğini ve toplam 391 suç eyleminin büyük bölûmünün PKK'li teröristler tarafindan yapıldığını belirtti. Unanyan'm castısluğu iddiası Ermenistan'da Başbakan \fezgenSarJrisyanve PariamentD Başjiam Karen Demircıyan'ın öldürüldüğü kanlı parlamento baskmıra düzenleyen grubun liden Nairi Unanyan'm, devlet tarafindan ofcydan bıryü önce, bir dtş ülceye karşı casusluk yaprnak îçm görevlendirilmek istendiği agktandt Ermeni basmı, bu ülcenin Tiüriye olduğunu ıkn sûdü. Yobazlara göre şeriat devleti olmayan yerde cuma namazı geçersiz Tokat'ta natnaz tarbsması HÜSEYtNKALKAN TOKAT - Tokat'ta bir vatan- daşm yaptu"dığı Dervişağa Ca- mii'ne Diyanet'in atadığı ima- mın yurttaşlara "Zühr-i ahir"(öğlenin son sünneti) na- mazı kıldırmak istemesı tartış- ma yarattı. Imamın kışkırtması üzerine cemaatin hedefi haline gelen eski imam, Atatürk Lisesi din kültürü ve ahlak bilgisi öğ- retmeni Mehmet Dabak, devlet yöneticilerine başvurarak önlem alrnmasını istedi. Dabak, "Zühri-abir, İslam devleti olmayan yerde cuma na- mazı kabul olıınmaz diyenJerin • Tokat'ta Diyanet'in atadığı imamın halka "Zühr-i ahir' (öğlenin son sünneti) namazı kıldırmak istemesi tartışma yarattı. Zühr-i ahir'in "Islam devleti olmayan yerde cuma namazı kabul olunmaz diyenlerin maksatlı olarak kıldıklan bir namaz haline geldiği" bildirildi. maksatbolarak kıldıklan bir na- maz haline gehniştir. Bu zihniye- tin bir tabaka üstü ise Hizbullah gibi vahşetörgütlerinin düşünce- sidir ki onlar hiç cuma namazı kılmamaktadırlar" dedi. Dervişağa Camii'nin kadrolu imamı olmadığı için burada 10 yıl fahri olarak cuma namazlan- nı kıldıran Tokat Atatürk Lisesi din kültürü ve ahlak bilgisi öğ- retmeni Mehmet Dabak'rn yeri- ne Diyanet resmi bir imam ata- dı. Camide 10 yıl boyunca cuma namazmı 10 rekât üzerinden kıl- dıran Dabak, aynca, altı rekât Zühr-i ahir namazını, cuma gün- leri "sâkrt" (düşme) ve "bidat" (dine sonradan gıren hüküm) ol- duğu için kıldırmadı. Tokat Müftülüğu'nce camiye atanan imam AbduDah kıldırdı- ğı ilk cuma namazında, 6 rekât Zühr-i ahir kıünmasının zorun- lu olduğunu belirterek cemaati uyardı. imam, namaz kılan Meh- met Dabak ve arkadaşlannın iti- razlan üzerine "Müftülüğün em- ri böyfc" diyerek cemaati 6 rekât Zühr-i ahir kılmaya zorladı. Es- ki ve yeni imam arasındaki tar- tışma namazdan sonra cami av- lusuna taşındı. Avluda toplanan gençler, konuyu devlet yönetimi ile ilişkılendirerek Mehmet Da- bak'a "Biz kıkuğımız cuma na- öymen başk< 'CHP'den :asol parti yok' CEMİLCİĞERÎM SAMSUN-Samsun'da 'Ka- dın 2000 Şenhği'ne kaülan CHP Genel Başkanı Altan Öy- men, "Türkiye'de CHP'den başka sol parti yok" dedi. Oymen, Ankara'ya hareke- tinden önce gazetecılerin so- rularmı yamtladı. CHP'nin, yeniden yapılanma adı altında eksikliklerinin sorgulandığuıı anlatti. Türkiye'de CHP'den başka sol parti olmadığını öne süren Öymen, "Sol kdimesi D- SP'nin sadece adında kaldı. Koafisyondaki, daha doğrusu Mecös'teki sağ partüer DSP'yi de abiuka amna aldı. Ahnan tüm karariar, çıkanian tüm ya- salar bep sağ düşüncenin ürünleri; işçi, emektL, memu- run, asgari ücremnin karşısın- da" dıye konuştu. CHP PM üyesi Murai Ka- rayalçın da, TCY'nin 312. maddesinde yapdmak istenen değışıklık üzerine yapüğı açıklamada, CHP olarak fıkir . ve düşünce özgürlüğunden ya- 'jŞâ ldlarmı söyledi. Depremzede öğrendlere bayram hediyesi tstanbul Haber Servisi - ö z d KüBûr bköğretim Okulu Sosyal Yardımlaşma ve Day anışma Kotn ö^etmenveöğrencfleri,KurbanBa>Tanuön«srn- de Bolu'daki depremzede öğrencflere kendi hazır- ladddan hedryeteri verdiler. Bolu Yüzüncü V ü tl- köğretim Okulu öğrendkri ile bayramlaşıp resim deromde kendi eUeriyle hazırladıklan bayram kartian ve hedryeterini veren öğrenciler,daha son- radepremzede öğrend veöğretmenlerebayram şe- keri ikram ettfler. Özel Kühür Okuiian öğrencüe- ri ve veülerin katkılarry la toplanan giyim eşyası, te- miztik ve çeşitli gıda malzemeierinden oluşan 145 koii yardnn malzemesi de Bolu Milli Eğitim Mü- dürlûğü Aşevi yetkailerine teslun edildi Nevşehir'de 'Birleşmiş Islam Akvam Devleti' üyesi 13 kişi gözaltına alındı Yeni bir şerîatçı örgüt • "Tüm Islam ülkelerini bir çatı altında toplayarak bir halifeye bağlı îslam devleti kurmak" için çalışmalar yaptığı belirlenen örgütün lideri Hacı Ahmet Didin de Ankara'da yakalandı. bağlı Karasenir beldesinde jandarma ekipleri tarafindan yapılan operasyonda, Birleşmiş Islam Akvam Devleti (BİAD) üyesi olduklan belirlenen AK Tan (bölge sorumlusu), eşi Nazik Tan, tmdat Tan, Fazn Tan, Kenan Düzenü (imam), KemalDündar (imam). VahdiGürbüz (Karasenir beldesi FP'li Beledrve Başkanı), Bckir Çivi, Mustafa Koçak, Ahmet Çevik, Mustafa Özer, Sedat Başer ve Rüstem Başer gözaltına alındı. Saruklann evlerinde yapılan aramalarda Arapça ve Türkçe yazılı belgeler bulundu. 1984 >ihndan bu vana u trşad". SELAHATTtNŞAHtN NEVŞEHİR - Nevşehır'de yeni bir şeriatçı örgüt belirlendi. "Buieşmiş Islam Akvam Devkti" (BÎAD) üyesi olduklan belirlenen aralannda Fazilet Partili Karasenir Belediye Başkanı Vahdi Gürbüz ile iki imamın da bulunduğu 13 kişi gözaltına alındı. "Tûm tslam ülkelerini bir çaü albnda toplayarak bir halifeye bağlı Islam devleti kurmak'' için çalışmalar yaptığı belirlenen örgütün lideri Hacı Ahmet Didin ise Ankara'da yakalandı. Nevşehir'in Kozakh ilçesine "Rıyaset" sıralamasıyla örgütlenme içınde olduğu belirlenen BİAD'ın, irşad çahşmasım surdürdüğü, askeri yapılanmasında da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin emır komuta zincirinde örgütlendiği belirlendi. Örgütün siyasi yapılanmasını da, "Büim ve istihbarat", "Savunma", "Hazme", "Maarif vekâleti" adı altında yürüttüğü saptandı. 'Amaçlan şeriat' BİAD yönetıcilerinin örgütlenirken yurttaşlara, "Islami akit nikâhı", H Mal ve çocuk beyannamesi", u lzdivaç varakasT yazılı belgeler verdikleri de anlaşıldı. Nevşehir Valisi Mehmet Yümaz düzenlediği basın toplantısında. örgütün elebaşı olan Hacı Ahmet Didin'in Ankara'da yakalandığını belirterek şu bilgileri verdi: "Orgüt, tûm tslam ülkelerini bir çatı ahmda toplayarak bir haüfeye bağlı Islam devleti kurmak için çahşmalar yapıyor. Örgüt üyeierinin evlerinde yapılan aramalarda silah ve gaüayıcı madde bulunamadL Orgüt üyelerine, halife. şeyh, derviş, bakan ve vekil gibi unvanlann yanı sıra (yüzbaşL, çavuş ve onbaşı) gibi rütbeter de verihniş. Gözaltına aluıan ve örgütün ikinci adamı olduğu befirienen Ali Tan'a halife unvam verihniş. Otayla Ugüi soruşturma sürüyor. Şeriat özJemi içerisinde olduklan tespit edilen bu tür örgütler sağduyulu milletimiz sayesinde emeflerine ulaşamflyacaklardu-." BİAD üyeierinin kendilerine özgü giysilerle Isparta ve Burdur'da da faaliyet gösterdikleri bildirildi. mazuun kabul edildiğinden kuş- ku duvnyoruz, Türkiye Dar'ül harp'tir (tslam hukukunun uy- gulanmadığı ülke), bu nedenle Zühr-i ahiri kuacağtz" dıye tep- ki gösterdiler. Tartışmanın daha da büyüme- si üzerine camiden aynlan Meh- met Dabak, olayı Diyanet Işleri Başkanlığı, Tokat Valiliği, tçiş- leri Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı'na birer yazı ile bil- dirdi. Mehmet Dabak, yazılann- da Tokat Müftü Yardımcısı Zeki HayTan'ı suçladı. Dervişağa Camiii'ndeki son uygulamanın Hizbullah çizgı- sinde olduğunu, ülkeyi "Darü-1 harp sayanzihniyetin halkı yanhş yönlendirdiğini ve din, devlet düşmanı birta- kun zararfa oluşumlara ze- min hazuiadtğuu" vurgu- layan Dabak dılekçesinde şöyle dedi: "Dervişağa Camii'nde kadrolu görevli ounadığuı- dan ilahrv-atçı olmam hase- biyk-fahri olarak lOyılhiz- met verdim. Bu hizmetim süresince de hocalanmız- dan ve kaynak kitaplardan ögrendiğimiz doğruHuda cuma namazlannı 4 rekât ilk sünnet, 2 rekât farz,4 re- kât son sünnet ohnak üze- re toplam 10 rekât kumak- ta ve doğru olamn da bu ol- duğunu söylemekteydim. Ancak 2 hafta kadar önce biz cami cemaatinin de ta- lebimiz üzere İl Müftühlgû- müzce görevlendirme yohı ile tayin edilen imam, amir- lerinin emri olduğunu be- Brterek bizleri yeniden cu- ma namazmdan sonra Zühr-i ahir ve vaktin son sünneti gibi uydurma ve bi- dat işleri yapmaya ve yap- nrmaya yönlendirdiği için büyük bir üzünrü ve tees- süriçerisinde kaldım. Kay- nakeserlerden anlaşılacağı üzere söz konusu Zühr-i ahir namazı farz, vacip ve sünnet olmayıp dinimize 11. yüzyıkla Moğol istüala- n döneminde konulmuş, birçok anmin de karşı çık- üğı uydurma bir bidattir." Laiklik karşıflan tlk bakışta basit bir ay- nntı gibi görünen Zühr-i ahirin, laikliği, cumhuriye- ti ve demokrasiyi kabul et- meyenlerin, "Islam devleti olmayan yerdecuma nama- zı kabul olunmaz, o halde bir de ögk namazı küma- mız gerekir'" diyerek mak- satlı olarak kıldıklan bir na- maz haline geldiğini anla- tan Dabak şöyle devam et- ti: "Bu zflmiyetin bir tabaka üstü ise Hizbullah vs. gibi vahşet örgütlerinin düşün- cesidir ki. onlar hiç cuma namazı kılmamaktadırlar. Cennet vatanımızda halkı- mızı böyle yanhş yola sevk edip din ve devlet düşmanı birtaknn zararh oluşumla- razemin hazıriayan veprim veren, üstelik Diyanet işleri Başkanhğı'nın da sadece âdetten-ahşkanhktan ibaret gördüğü bu bidatten halkı- ınızm bir an evvel kurtanl- ması gerektiğu bunun hem dini hem de milli bir vazife olacağı kanaatındayuiL** IRMIKIAYDIN ENGtN aengin@ doruk.net.tr. öykü henüz pek taze, DSP milletvekili Sema Pişkin- süt'ün başında bulunduğu TBMM Insan Haklan Komis- yonu, işini ciddiye alıp işi ka- rakol baskınlanna vardınnca, işin tadı kaçtı. Istanbul Küçük- köy Karakoiu'nda "filistinaskı- sı" bulundu. Kimileri "Yalnız o karakolda mı bulunmuş" diye sordular. Yani kimse şaşmadı. Ama başka kimileri telaşlandı. Telaş hatayaptınr. Istanbul Valisi en çoktelaşlananlar arasındaydı. Hata yaptı (Burada "hatayap- tı" yerine, "halt etti" diyecek- tim ama görevli devlet memu- aına hakaret suçuna filan gi- rer diye çekindim ve "hata yaptı" demekle yetindim). Az buz "hata" değildi: "Bi- rileh bir sopa bulmuş, oyala- nıyor" deyiverdi. Anayasasında "hukuk dev- letidir" diyeyazan, karakolun- daki sopaya bakmadan Avru- pa Birliği'ne girmeye kalkışan bir ülkede, "karakolda fılisti- naskısı" öfkelendirir. Ama o kentin ve o devletin bir valisi tutup da "Birileh bir sopa bul- muş" gibisinden bir yave yu- murtlarsa çileden çıkılır. Çileden çıkanlann ilk patla- yanı RadikaTden Mehmet Y. îstanbul Valisi Devlet Adamı mı, ",.,„ Devletin Adamı mı ? Yılmaz arkadaşımız oldu. Hu- kuk bilinci yalama olmamış her yurttaşın yapacağını yap- tı ve Istanbul Valiliği'ni üstlen- miş zatın derhal istifa etmesi- ni istedi. Birgün bekledi. Bak- tı "tısss" yok, bir yazı daha dö- şendi ve istifa çağnsını yinele- di. Gene tısss yok! Ardından Zeynep Atikkan arkadaşımız, en öfkelendiği zamanlarda bile elden bırak- madığı nezaketinin sınırtannı zortayarak zehir zemberek bir yazı döşendi. Tısss yok! Radikal'den Celal Başlan- gıçveYıldınm Türkerdeka- pı yoldaşlan Mehmet Y. Yıl- maz'ın yardımına koştular. Tısss yok. Acaba diyorum, bir de ben şansımı denesem mi ? • • • Birekonomi bürokratının tır- manacağı merdivenin en te- pesi Merkez Bankası Başkan- lığı ya da Hazine Müsteşariığı ise, bir yönetici bürokratın da yükselme düşlerinin üst sının Istanbui Valiliği olsa gerek. Ondan sonrası artık bürokrat- lığı bırakıp siyasete geçmektir. Istanbul ilinin başında, adı- nı anımsamak için gazetenin arşivine inmek zorunda kaldı- ğım bir zat var Erol Çakır. Ben de bu kentte yaşıyo- rum. Vali Erol Çakır'ın adını an- maya değer, kente damgasını vurduğu bir "icraat" yok ak- lımda. Olabilir, herdevlet adamının illede becerili, yaratıcı, hüner- li, el attığı konudan ses getiren biri olması gerekmiyor. Ama gene de Istanbul Valiliği'nin başına getirilenin bir "devlet adamrrun asgari niteliklerini taşıması gerekiyor. Tek parti döneminde, ister bürokrat ister siyasetçi sınrfın- dan olsun, "devletadamı" de- nince gülmeyi kusur sayan, ağır ve tumturaklı konuşan, konuşurken kuilandığı söz- cükleri seçen, Ankara'daki güçlü erk'in Istanbul'daki uzantısı olduğunun bilincinde, "kahhar ve kerim" olmayı be- ceren biri gelirdi. Vali Çakır'a, "geç kalmış bir tek parti valisi" denemez. Bir kez basın toplantısını izleme- ye kalktım; düşük cümlelerle, yanm cümlelerletıka basa ko- nuşmasından sıkılıp, açıkla- masının yazılı metnini alıptop- lantı bttmeden gazeteye dön- meyi yeğledim. Yazılı metinde hiç olmazsa cümleler düşük yada yanm değildi... • • • Gelelim devlet adamının çağdaş anlamına. Avrupa Sözleşmesi'nin ya da AGİT Istanbul Senedfnin ilketerini önünüze koyun. Çağ- daş devlet adamının nitelikle- ri, özellikleri ve yükümlülükle- ri kendiliğinden ortaya çıkar. Isterseniz bunlara Insan Hak- lan Evrensel Bildirgesi'ni, AB'nin Kopenhag ölçütlerini ekleyebilirsiniz (ve 1982 Ana- yasası'm ekleyemezsiniz). Bu ölçütlerin penceresin- den bakıldığında "Bir sopa bulmuşlar, oyalanıyohar" di- yen birine ne kadar zorlarsa- nız zoriayın ya da o kendini ne kadar zorlarsa zorlasın, "dev- let adamı" diyemezsiniz. Kullanılabilecek en yumu- .şak niteleme: Devletin adamı olabilir. "Devletadamı" ile "devletin adamı" arasında ise örneğin Avrupa Sözleşmesi ileVali ErcH Çakır arasındaki kadar büyük bir fark var. • • • Eh, bu kadar açıklamadan sonra, artık doğrudan Vali Erol Çakır'a seslenebilir, meslek- taşlanmın nafile çabalanndan sonra bir de ben şansımı de- neyebilirim: Sayın Istanbul Valisi! Arka- daşlanm istifa etmenizin bir zorunluk olduğunu vurguladı- lar. Sizden ses çıkmıyor. Belki "gazeteci takımının alışılagel- miş müzmin muhalefetidir" deyip omuz silktiniz. Değil. Vallahi değil. Çok cid- diyiz. Istanbul Valiliği'nden is- tifa edip devlette size "müna- sip" bir göreve geçmeniz ge- rekiyor. Inanın çok ciddiyiz. Bizler AB'ye girmeye hazırianan bir ülkenin gazetecileriyiz, çağ- daş devlet adamlannın görev yaptığı bir ülke yaratılmasına katkıda bulunmaya çabalıyo- ruz. N'olur bir "Tısss" verin. POLTrtKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA İspanya Seçimleri Ispanya'da 34 milyon seçmen önceki gün san- dık başına gitti ve tercihini merkez sağ Halkçı Partisi'nden yana yaptı... 47 yaşındaki Başbakan Jose Maria Aznar eşiyle biriikte halkı selamlarken mutluydu; işsiz- liği büyük ölçüde durduran Aznar, dört yıl daha iktidarda kalacaktı... Peki yenilgiye uğrayan, yüzde 34 oy alarak meclisteki sandalye sayısını 125'e düşüren Sos- yalist İşçi Partisi Genel Sekreteri Joaquin Almu- nia şimdi ne yapacak? Seçim sonuçiannı öğrenir öğrenmez bir basın toplantısı yapıp, istifa etti... Gerekçesi şuydu: "Partimizeyeni biryüz, yeni bir düşünce veye- ni açılımlargerekiyor, bu nedenle genelsekreter- likten istifa ediyorum..." Pazar günü yapılan seçimlerde ılımlı Bask Mil- liyetçi Partisi'nin 1.7 oyla meclise 7 milletvekili göndemnesi de elbet düşündürücüdür; bu du- rum da Ispanya'da demokrasinin zaferidir... İspanya seçimleri bize demokrasinin bir çıkar değil, yaşam biçimi olduğunu gösterdi; bizim po- litikacılanmızın Akdeniz ülkesi olan Ispanya'dan ders almalan gerektiğini gösterdi... Seçim yitire yitire başı dönmüş sağda ve sol- daki liderierin 40 yıldır siyaset sahnesinden çe- kilmediklerine tanık olmak bilmem sizde nasıl bir etki yapıyor!.. 12 Eylül 1980'de doğanlar 20 yaşına basarken, Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan siyaset sahnesinden çekiimek istemi- yor, aynı yaş grubunda olan Recai Kutan otur- duğu koltuğu Erbakan'a teslim etmek için de~ mokrasicilik oyununu sürdürüyor... :•• önceki gece televizyonlarda Sosyalist İşçi Par-' tisi Genel Sekreteri Almunia'yı dinlerken bizim kırk yıllık politikacılarımızı düşünüp karanmı very- dim: "Bizimkiler ülkenin geleceğini değil, kendi ge^ leceklerini düşünüyorlar..." ^ Acaba kamuoyu da benim gibi mi düşünûyor-' du? • • • Türkiye, Ispanya'yı örnek alabilir mi? ; ^ Her iki ülke de terörle iç içe yaşıyor... ^ Ama aradaküçük bir fark var!.. ^ Ispanya'da seçimlerden önce aynlıkçı ETA ör^ gütü gerilimi arttırmak için eyiemler yaptı, San Sebastian kentinde hükümet binasına molotof- kokteylli saldında bulundu... ETA bunları yaparken Bask halkından seçinrb lere katılmamasını istedi... >( Tüm bu olup bitenlere karşın Içişleri Bakan Yar- dımcısı Ricardo Marti Flaxa, Madrid'de düzen- lediği basın toplant/sında şu açıklamayı yaptı: - "Bunlann seçimlerle ilgisi yok. Bask bölgesinin kuzeyinde, hafta sonlan böyle sokak saldınlan olur..." Oysa, pazar günü Istanbul'da Gazi olaylannın beşinciyıldönümüydü; polis yüzlerce kişiyi gözal- tına almıştı... Ortada ne bir bomba eylemi vardı ne de silah- lı çatışma... Anma toplantısı yapılacaktı... Gazi Mahallesi'nde toplanan yurttaşlar, öldürü- len yakınlan için cemevinden mezarlığa dek yü- rüyeceklerdi... Beş yıl önce, 15 kişi öldürülmüştü Gazi Mahal- lesi'nde!.. Bizi yönetenler toplu yürüyüşlerden, grevler- den, hak arayışlarından korkuyoriardı!.. Neden oluyordu tüm bunlar? Ispanya'da ETA terörü 'sokak saldınsı' olarak değerlendirilirken Türkiye'de anma töreni neden 'terör olarak' nitetendiriliyordu? İspanya ve Türkiye... İki Akdeniz ülkesi... Ikisi de terörle iç içe yaşıyor!.. İspanya terörün en etkili ilacının demokrasi ol- duğunu öğrenmiş, Türkiye ise hâlâ öğreneme- miş... • • • İspanya seçimleri bizim için de bir ders olma- lıdııt. Türkiye ne çekiyorsa kırk yıllık siyasetçilerden çekiyor, bu yüzden de tünelin ucundaki aydınlık birtürlügörünmüyor... ' Yıllardır 312. maddeyi 'yakın ve açık tehlike' olarak görenler, bugün karşımıza demokrasi kah- ramanı olarak çıkıyor, düşünce özgüriüğü kavra- mı din bezirgânlanyla eşit görülüyor... Böyle bir çelişki hangi demokratik ülkede var? Yaşamı çoğaltmak, demokrasiyi özümsemek istiyorsak önce ikiyüzlü politikacılardan kurtul- mamız gerekiyor... hikmet.cetinkaya@cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 GOZLERIN POYMZ Cumhuriyet k ı ı a p I j r ı Gazetecı-Yazar Hıkmet Çetınkaya'mn ıçindeki fırtınalı evrende geliştirdığı, duygu denizınde darnıttığı yazılan. Bır solukta okunacak, kimı zaman bır nisan yağmuru altında, bazan poyraz yelının soğuk savurganlığında ya da karanlık bir gecenin yalnızlığında yeniden okunacak, yer yer okunacak bir kitap bu kıtap Cumhurtyet Çağ Pazartama A.Ş. Tûricocağı Cad. No:39/41 V kitap kulübü (34334)Cağato5lu-lstar.bul Tel: (212)514 01 96