Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
MART2000SAU CUMHURİYET SAYFA
17
Kurbanda
prontosyon
devri
Kurban Bayramı'nda
lcurban kesmek farz
rnıdır, sünnet midir;
•curbanı sokak
ortasında kesmek
vacip midir değil midir
tarbşmalannı ulemaya
tMrakıp Islamct
tıoldinglerden birinin
Iskenderun'da açtğı
ve birinci seneyi
devriyesini kutlayan
süper markete gklip
btızdolabt, çamaştr
makinesi, bulaşık
makinesi gibi
herhangi bir beyaz
eşya alalım...
Çunkü beyaz
eşya alana
kurbanhk koyun
hediye verilryori
Ulema daha sonra
kendi arasında karar
versin: Promosyonla
kurban kesilir mi,
kesilmez mi!
Tei: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
- Bûyük hotdingler
evleniyormuş...
"Şimdiye kadar
nikâhsız nnvdılaıi"
apatılan Refah Partisi'nin genel başkanı
Necmettin Erbakan'ın, altı yıl önce Bin-
göl'de yaptığı seçim konuşmasında halkı
ırk ve din farkı gözeterek kin ve düşmanlı-
ğa açıkça tahrik ettiği gerekçesiyle bir yıl hapis ce-
zası almasından sonra siyaset yine dalgalandı. Baş-
bakan Bûlent Ecevit, her zaman olduğu gibi yargı-
nın işine kanşmadığını söyleyerek Erbakan'ın mah-
kûm olduğu Türk Ceza Yasası'nın 312. maddesi
üzerine görüş beyan etti. Türkiye Büyük Millet Mec-
lisi'nde yaptığı tarihi konuşmada 312'nin kaldınl-
masını isteyen Bill Clirrton, Erbakan'ın mahkûmi-
yetinden duyduğu üzüntüyü dile getirdi. 5+5'i bek-
leyen Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de Erba-
kan için üzüldü! Dikkatler 312'nin üzerine çevrildiği
için gözden kaçan birkaç küçük aynntı oldu.
örneğin, Fazilet Partisi Genel Başkanı Recai Ku-
tan, Erbakan'ın Bingöl konuşmasını altı yıl önce
yaptığını belirterek aradan bunca zaman geçtikten
Ayrıntılansonra ceza verilmesini anlamsız buldu.
Türkiye'de yargının geç iştediğini bilen Kutan, ana-
yasada parti kapatmayı zorlaştıracak değişiklik is-
terken bir partili hakkında kesinleşmiş mahkûmiyet
karan bulunmasını önermişti. Erbakan'ın cezası he-
nüz kesinleşmedi ama mahkemedeki davanın att> yıl-
da sonuçlanmış olması Kutan'ın anayasa değişik-
liğindeki beklentisini ortaya koydu:
Davaiar hiç brtmesin, biterse dezamanaşımına uğ-
rasın ve partiler hiç kapatılmasın...
Gözden kaçan bir başka aynntıda da haklannda-
ki kapatma davası devam eden Faziletliler, Erbakan'ın
Bingöl konuşması ile halkı bölmek değil bütünleş-
tirmek istediği yorumunu yaptı, Erbakan'ın avukat-
lan ise savunmalannda böyle bir konuşma olmadı-
ğını öne sürdü.
Ortada video çekimi vardı... Fakat savunma, çe-
kimin yargıç gözetiminde yapılmadığını, dolayısıy-
la hukuken delil sayılamayacağını belirtti.
Erbakan Bingöl'deki mitingde ne demişti:
"Bu ülkenin evlatlan mektebe besmeleyle başlar.
Siz gekJiniz, yerine Türk'üm, doğruyum, çalışkanım'ı
koydunuz. Şimdi Kürt kökenli bir müslüman evladı
'Ben de Kürt'üm, daha doğru, daha çaiışkanım' de-
me hakkını kazandı."
Fakat bu sözler bir yargıç huzurunda tutanağa
geçmediği için kanıt sayılmamalıydı, sayılamazdı.
Ve son aynntıda; Erbakan'ın sözlerini doğrulayan
Faziletliler, konuşmanın sonucuna bakılmasını iste-
di: Mitingden sonra halk gateyana getip kin ve düş-
manlığa sürüklenmemişti. Aynen Recep Tayyip'in
"süngü"lü, "miğfer"li mitingindeki gibi...
Zaten Amerika da bunu söylüyordu, aynntıya gir-
meden, açıkça!
Fes
Ankara'dan bir okur,
şu sıratar şeriatçı
radyolarda sıkça
çalınan bir şarkının
sözlerini itetti:
"Al şapkanı, ver
fesimi. Şapkanı
başına çal."
Fesi getirdiği
için suKan halife
II. Mahmut'a
başkaklıran
yobazlann soyunda
epey gelişme vari
SESStZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE
YOksek Yerilim Hattı
ErdinçUTKU
Sanal kurban kesebilir mıyiz hoca efendi?
19 Mayıs hazırlıklarına statlar kapalı
Ankara'dan bir beden eğitimi '
öğretmeni yazıyor
"17 Ağustos'taki Marmara
depreminden sonra ulusal yas ilan
edilmemesine rağmen 30 Ağustos
Zafer Bayramı ve 29 Ekim
Cumhuriyet Bayramı kutlamalan
basit bir şekilde geçiştirildi.
Buna en çok şeriatçılar sevindi.
Şimdi önümüzde 23 Nisan ve 19
Mayıs kutlamalan var.
ûzellikle 19 Mayıs kutlamalan için
beden eğitimi öğretmenleri bûyük
bir özveriyle çalışmalannı
sürdürüyor. Fakat, Ankara'da Inönü
Stadyumu ve 19 Mayıs Stadyumu,
öğrencilerin provaJanna tahsis
edilmiyor. Statlann çimleri
yıpranıyor gerekçesiyle öğrenciler,
Milli Eğitim'in Beşevler'deki
salonuna gönderiliyor.
Ama 100 milyar lira günlük kirayı
ödeyen istediği organizasyonu
yapabiliyor ve amatör takımlann
maçlannda çimler yıpranmıyor.
Gençlik ve Spor Genel
Müdüriüğü'ne bağlı bu statlar,
Türkiye Cumhuriyeti'nin en
önemli bayramlanna hazıriık
için öğrencilere verilmeyecek
de kime verilecek?
Eski bir beden eğitimi öğretmeni
olan Devlet Bakanı Fikret Ünlü'nün
bu konudan haberi var mı?
Ünlü'nün şeriatçılan sevindiren bu
karan hemen düzeltmesini ve
statlan cumhuriyetin bekçisi
gençliğe açmasını bekliyoruz."
AYDINLANMA ATEŞt
: Zeynep Eşiyok Faks: 0.212. 513 85 95
'Bugün eşlerinizden esirgediğiniz hoklardon
yarwkıdanmzda\waHanamayacaky
Bursa ÇYDD
Dünya Kadınlar Gûnü kutlama-
lan nedeniyle 11 Mart'ta Alltın
Ceylanya yemekti birbalo düzen-
ledik. Gemlik Anadolu Kız Mes-
lek Lısesı tara&ıdan "Osmanlı-
dan Cumhnriyet'e Türk Kadı-
nının Kıyafetleri"nin sunulduğu
etkinlığın gelırı deprem bölgesin-
dekı «Imece Yurt Projesi"ne ak-
tanlacaktır.
Kocaeli ADD
Petrol Ofısi'nin özelleştihlmesi,
Atatürkçûlüğün ayakta kalan eko-
nomik kalelerinden birinin daha
tasfîyesidir. 'Sosyal devlet' anla-
yışmın gözardı edilerek tûm eko-
nomiyi belli sermaye tekellerinin de-
nenmlenne terk etmek son derece
yanlış ve geniş halk kıtlelerinin
aleyhine olan bir davranıştır. ADD,
başından ıtibaren özelleştinneye
karşı çıkmıştır. KÎT'lerin 'arpa-
lık' yapılmasınrn suçu bu kurum-
lann kendisine ait değildir. Ata-
tûrk ve tnönü dönemlerinin eko-
nomi polıtıkalan bırakılaıak halk-
çıbğın reddi işi bugünlere getiril-
mıştir. Devleti, yerü ve yabancı ser-
mayenın keyıflı kazanımlanna ter-
k etmenin sosyal ve ekonomık ve-
ballen, mutsuz ve güvencesiz bir ül-
ke görûnümûne yol açacaktır.
Çanakkale Cumok
Halkımızın mallannı yok paha-
sına yerli ve yabancı şirketlere sa-
tarak özelleştirmeyi gerçekleşti-
ren ve tam bağımsızlığımızı yok
eden iktidar, YDD'ye yenik düş-
müştür. Işçilere, sendikalara danı-
şümadan POAŞ'm saüşı da baa ki-
şi ve kurumlara peşkeş çekmekten
başka bırşey değildir. tktidan kı-
nıyor, satışın ivedilikle durdunıl-
masını istiyoruz.
tzmirKADER
Dûnya Kadınlar Gûnü olarak
kutlanmaya başlanan 8 Mart'lar, or-
taya çıkış felsefesinden aynlarak,
biz kadınlar için şıkâyetlenmızı
ve istemlenmızi tekrarlama gün-
lerine dönüştü. Biz de bu gelene-
ğe uyarak bazı şikâyetlerimızi ve
istemlerimizi dile getirmek istiyo-
nız.
Böylesine hızlı toplumsal geliş-
melerin yaşandığı, hiçbir gelişmiş
ûlkede bir yasa 74 yıl değişmeden
yürürlükte kalmaz. Her fırsatta ça-
ğı yakaladığımızı haykıran paıia-
menterlerimiz, ne yazık ki bu de-
ğişıklıği bir türlü gerçekleştireme-
diler. Son 15 yılda dört kez kadük
olan Medeni Yasa Tasansı, beşin-
ci kez Meclis kulislerinde gezrn-
tiye çıktı. Kıyak emeklilik gibi,
Sosyal Güvenlik Yasası gibi, Uhıs-
lararası Tahkim gibi, bazı yasa ta-
sanlan, Meclis koridorlannı çok iyi
öğrmmışler, gecenın geç saatlerin-
de de olsa, genel kurul salonunu
bulup kendilerini oylattılar ve ya-
sallaştılar. Dört kez o koridorlar-
da dolaşıp, bir türlü genel kurul sa-
lonunu bulamayan Medeni Yasa
Tasansı, dileriz bu kez yolu öğ-
renmiş olsun. Şaka bir yana par-
lamenterlerimize, "Bugün eşleri-
nizden esirgediğiniz haklardan
yann kızlaruuz da yararlana-
mayacak
1
' dıye seslenıyonız. Söz-
lerimızın önemli bir kısmı da par-
lamenter eşlenne;
'Yasalar, rahat günlerimizde
değil, zorda olduğumuz günler-
de gerek bize. Bugün ve yakın ge-
lecekte bize gerekmeyebilir ama
yann çocuklanmızm bu yasala-
ra gerek duymayacagmı kim bi-
lebilirld?'
Bugün kendim, yann kızlanm
için karanlık Türkiye istemiyo-
rum. BUiyorum benim gibi düşü-
nenler hiç de az değil. Ama çeşit-
li nedenlerle bu düşüncenin arka-
suıda duran, uğraş verenler aym
oranda değil. Olkemiz nüfusu, son
sayıma göre 65 milyon. Nüfusun
yandan fazlası, yani 33 müyonu ka-
dın. Kadın Statüsü ve Sorunlan
Genel Müdürlüğü'nün yaymıladı-
ğı 'Türkiye'de Fstatistiklerie Ka-
dın' broşüründekı venlere göre; ka-
dınlanmızın yüzde 27'si okur-ya-
zar bile degılken, yüzde 20'si sa-
dece okur-yazar, yüzde 39'u ilko-
kul, yüzde 7'si ortaokul ve dengi
okul, yüzde 5' i lise ve dengi, yüz-
de 2'si yüksekokul ve fakülte me-
zunu.
Bu verileri değerlendirdiğimiz-
de, toplumu sürükleyip sorunlara
çözüm üretebilecek kadın sayısı-
nı vann siz hesaplayın. Bir kısmı
büyük kentlerin varoşlannda otur-
duîdan halde otobüse binmesini
bilmediklennden oturduklan ken-
te yabancılaşmış, aldığı sütün fi-
yatmı büemeyen ve ekonomik yok-
hık kıskacmdaki kadmlar mı soıun-
lanna sahip çıkacak? Yoksa, aile-
leri tarafindan yannlan garanti-
lenmiş, bu nedenle toplumsal olay-
lara karşı duyareız, üst ekonomik
düzey kadmlan mı? Ne yazık ki bu
gruplardakı kadmlann çalışmala-
nmıza bir katkısı yok. Geriye ka-
lan kadınlanmızın bir kısmı, dev-
let memurlanmn yaşadığı yasal
kısıtlamalardan, önemli bir kısmı
da çalışma yaşamının zorluklan-
nm yam sıra ev içi sonımlulukla-
nnı bölüşemediklerinden kadın
çalışmalannakatılamıyorlar. Yani
uzun sözün kısası, kadınlann iste-
diği, Medeni Yasa'nın değişdıilme-
si ve Siyasi Partiler Yasası'nın de-
ğiştirilip, yüzde 33 kotanın yasa-
lasması gibi toplumsal yaşamı ko-
laylasünracak ve katüımcı demok-
rasiyi sağlayacak yasalann kabu-
lü, bu düzeni kuran erk kullamcı-
lannın ve yasa yapıcılann insafı-
na kalıyor.
Her fırsatta, bu sistem içinde
var olmaya çalışan kadınlan, 'Ka-
dınlar sorunlanna sahip çıksın,
biraz uğraş versinler' deyip, so-
runlanmıza sahip çıkmamakla suç-
layarak günahlanndan kurtulma-
ya çalışan, bugüne dek gelıp giden
tüm yönetıcilere, Atatürk'ün 'Bir
topiumun yansı ayaklanndan
zindrie yere bağlıyken, diğer ya-
nsı göklere yükselemez' sözünü
ithaf ediyoruz.
HAYVANLAR ISMAİLGÜLGEÇ
ÇtZGtLtK KÂMtL MASARACI
c\ l
HARBl SEMİH POROY sem9iporoy@yahoo.com
TARtHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN NMart
İSTANBUL ASİĞIHİKMET ONAff
, f
ONAT, 3S mÇlNOA ÖLDÜ. SANAYM A/E&-
SB(6ÜZ£L S*M*rtAK) OKULUNU, AB0/Aİ-
OAN OA FHAHSfZ 6Ü*££. SANATLA8. AKA-
OekAİSİNi BtTİeMİÇ, OKADA FGSNANP
COKMOA/'t/A/ 66B£NCİ£İ OtMUfTV.
BİK A4ANZA&4 (PEYZ*J) ÜESSAMf OLA-
7HA//AHA/ âAMATÇl,/ZL£MtMCİ
& ĞÇ£KMİÇ V£ MDNO l
Ö2BLÜO-E fSTAHSUL 'U SEÇMtÇTf*. Ş
KİHİ DOg* MKŞtCfNM TT^MAMUYAN HİKAmr\
ONAT'IH, ÇOSU İsmNSUL MAHZA&kSI OLAN
8İNİ AŞ&N SAYIM TA8LOSU VAePIR-
SOtMA, "KABATAÇ ŞAHİÜ* APLI H£SMJNO€N BlR KDPYA.
İLAN
T.C.
K1RKLARELİ ASLİYE HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
EsasNo: 1999/503
Davacı: Necibe Demir, Kırklareli
Davalı: Dursun Demir
Dava: Boşanma
Davacı tarafindan mahkemenüze verilen di-
lekçe ile davalı Dursun Demir'e açılan boşanma
davasında davab Dursun Demir'in adresi tespit
edilemediğinden ilanen tebligat yapılmasına ka-
rar verilmekle Ankara Çubuk Yazırköyü, hane:
46, cilt: 097/01, Sh: 45 'te nüfusa kayıtlı olduk-
lannı, eşi ile 1992 yılında evlendiklerini, bir ço-
cuklannın oldugunu, kocasının arandığını, ken-
disı ile 3 yıldan bu yana görüşmedıklerini ve
boşanmalanna karar verilmesini talep ettiğin-
den duruşma günü olan 1.5.2000 saat 10.00'da
duruşmada hazır bulunması veya kendisini bir
vekille temsıl ettirmesi, aksi takdirde
HUMK'nun 213 ve 217. maddeleri gereğince
yokluklannda yargılamanın sürdürülüp sonuç-
landınlacağını dava dılekçesınin tebligı yerine
kaim olmak üzere ilan olunur.
Basın: 63785
FETHİYE 2. NOTERLİĞl'NDEN
Üıtar Eden: Halime Yolcu
Vekili: Avukat Ahmet Cahit Olgun -Yeni PTT Sokak, No: 17/1, Fethiye
Muhatap: Barem Emlak tnşaat Turizm Ticaret Sanayi Ithalat ve lhracat Pa-
zarlama Limıted Şirketi
Konusu: Feshı ihbar
Olaylar: Öıtar eden vekili tarafindan muhatap adına çıkanlan 1999/9902 yev-
miye nolu ihbamamenin muhatabının bildirilen adreste bulunmadığı ve adresi-
nin meçhul olduğu, yaptuılan araştırmada da muhatabın adresinin tespit edile-
mediği anlaşılmış olup, ilgilinin talebi dikkate alınarak ilanen tebliğe karar ve-
rildiğinden, Işbu ilanın yapılmış sayılacağı günden itibaren Fethiye 2. Noterli-
gi'nden düzenlenmiş 5.9.1996 tarih ve 16595 yevmiye nolu kat karşılığı inşaat
ve satış vaadi sözleşmesinin tek taraflı olarak feshedildiği ihtar olunur.
02.12.1999 Basın: 12929
İLAN
T.C.
ŞİŞLİ2. SULH HUKUİC MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 2000/90
Sinop ilı, Gerze ilçesi, Kızılcalı köyü, cilt 0046, kütük 0031 'de nüfusa kayıtlı
bulunan Mehmet ve Fatma'dan olma, 1928 doğumlu Ahmet Göztürk hacir altı-
na alınarak kendisine aym yerde nüfusa kayıtlı bulunan 1966 doğumlu oğlu Tun-
cay Göktürk vasi tayin ediîmıştir.
Üan olunur. 3.3.2000
Basın: 13075
GÖRÜŞ
Prof. Dr. TURKKAYA ATAOV
BushveBenzerlerineL
Teksas Valisi Bush Jr. başkanlık seçimlerinde
Cumhuriyetçilerin adayı olmak için kollan sıvadı.
Bunun için seçmenin oyu gerek, Fransız parla-
menterier de oyla oradalar. îki ülkedeki güçlü Er-
meni lobileri istemedikleri siyasetçinin işine son
verebilirler. Bu nedenle çoğu yüzeysel sloganla-
nn ve ellerine tutuşturulan kararların tutsağıdır.
Öte yandan, özellikle tartışmalı tarih olayları
uzmanlık işi. Geçmişte Türk-Ermeni ilişkilerinin,
hele 1915 dolaylarında Osmanlı Imparatorlu-
ğu'nun tavrının ne oldugunu anlayabilmek için il-
gili devletin resmi belgelerini incelemek zorunlu.
Tıpkı Britanya'nın, örneğin, Ispanya siyasetine
en başta Ingiliz belgelerinin ışık tutması gibi. Er-
meni sorunu tartışması yabancı bir başkentte bir
grup militanın sokaklarda dağıttıkları el ilanlarıy-
la sona ermiş sayılmaz. Osmanlı arşivleri ilk elde
temel kaynaktır. Bunun için de Bush ve bazı Fran-
sız pariamenterler Türkçeyi su gibi bilseler bile,
daha 25 yıl kadar çalışma yapmak zorundalar. Ha-
zine-i Evrak, Divan-ı Hümayûn Mühimme Defter-
leri, Topkapı Sarayı Tomruk Dairesi, Mahzen-i
Atik, Şûra-yı Devlet Arşivi, Sadaret ve Dahiliye Ne-
zareti Arşivi, Ahkâm Defterteri, Bâb-ı Âli Evrak
Odası ve daha nice vilayet, mutasamflık ve ka-
zalardaki yüz milyondan fazla irade-i seniyye,
emir, ferman, nutk-u hümayûn, hüküm, ahidnâ-
me, şer'iyye sicilleri, takrir, tahrirat, muhtıra, lâ-
yiha, fetva, i'lâm, sened, ilmühaber, nüfus kayıt-
lan ve daha niceleri onları bekliyor. Bir bölümü-
nün filmlerini VVashington ve Paris'teki kütüpha-
nelere armağan da ettik.
önce, yalnız Istanbul'daki 200.000 dosyalık
Bâb-ı Âli Evrak Odası'na, ciltli 224 dosyalık Mec-
lis-i Vükelâ mazbatalarına, 117 ciltlik Tezakir-i
Seniyye dosyalanna, 1916-22 arası 46 ciltlik Ira-
dat-ı Seniyye ve Tezakir-ı Resmiyye Müsvedda-
tı'na, gayrimüslim cemaatlere ait defterlere, Me-
sail-i Mühimme kayıtlanna ve daha birçok ilk el-
den belgeye bakmak zorundalar. Ek olarak, Ada-
na'dan Van'a daha milyonlarca yerel belge de
var. Bu arada, belki onlar da 1913'e değin Os-
manlı Dışişleri Bakanı'nın, birçok elçi ve konso-
losun, vali, kaymakam ve belediye başkanının
Ermeni oldugunu göreceklerdir.
"Ama biz Gerard Chailand ile Yves Vernon'un
Ermenilerin Soykınmı başlıklı kitabını okuduk; o
bize yeter" derierse (Bush Fransızca da bilmez),
o kitapta sakallı Cemal Paşa'nın resmi altına (sa-
kalsız, VVilhelm'vari burma bıyıklı) Enver Pa-
şa'nın adını yazmak gibi fahiş hatalar yaptıkları-
nı yeri gelince (örneğin, Paris'teki davalarda) be-
lirtmedik mi? 1916'ya değın Istanbul'da Ameri-
kan Büyükelçiliği yapmış H. Morgenthau'un (hâ-
lâ habire basılan) bir çeşit anı kitabının da Erme-
ni kâtibiyle (A. Andonyan) parayla tutulmuş bir
gazetecinin (B. J. Hendrick) yazdıklan yeterince
kanıtlanmadı mı? Istanbul'dan bir yere kımılda-
mamış olan ve Türkçe de bilmeyen Morgenthau
"öğrendiklerini" çevirmeni A. K. Şmavonyan'a
borçlu değil miydi? Ne var ki, bu metin önce
2.630.000 satan gazetelerde tefrika edildi, kita-
bın ilk baskısı da 22.234'tü. Konuyu hemen son-
ra ele alan Bryce, Lepsius ve Toynbee hep bu
yayından etkilendiler. Paris davalannda tanıdı-
ğım genç bir Fransız gazeteci hanım (V. Brocard)
öldürülen Ermeni sayısı diye bir yıl içinde yazdı-
ğı üç yazının her birine kendiliğinden 500.000 ek-
lemişti.
Her yabancı da, kuşkusuz, peşin-hükümlü de-
ğil. C. F. Dixon-Johnson 1916'da yayımladığı
Ermeniler adlı kitabında "Türklerie şu sırada sa-
vaşıyor olabiliriz, ama onlara karşı adil olmayız"
diyor. Hatta, H. Kaçaznuni ve K. S. Papazyan
gibi bazı Ermeni yazarlan kendi taraflarına ılımlı
olmalannı ısrarla önerdiler. "Bu kadar da palavra
atmayalım" diyen Ermeni Dergisi (Boston) baş-
yazan J. H. Taşçıyan'ı başka Ermeniler bu göre-
vinden uzaklaştırdı. G. Pasbrmacıyan ve G. Gor-
garyan ordular kurup Türklere karşı nasıl silah kul-
landıklannı kitap ve makaleleriyle anlattılar. Böy-
lece, yalnız Türk değil, bazı Batı ve Ermeni bel-
geleri de madalyonun öbür yüzüne ışık tutuyor.
Ama bir de Franz Werfel'in Musa Dağında Kırk
Gün diye bir romanı var. Belge taramayan sıra-
dan kişi, bildiğini roman ve film gibi kaynaklar-
dan öğreniyor. Morgenthau'un baştan sona tek
yanlı olan kitabını da Amerika'da bazı çevreler fılm
haline getirmeyi önerdiklerinde, o zamanki baş-
kan (W. Wilson) zaten fazla ileri gittiklerini söyle-
yip bu tasanyı engellemişti. Ne var ki, iki halkı il-
gilendiren bu denli önemli konuda tarih yazma-
nın kendine özgü kuralları ve ölçüleri egemen ol-
malı. 1915'te ne oldugunu oturduklan yerden ne
Bush bilebilir, ne de bir avuç Fransız pariamen-
ter. Lütfen, ciddi olalım!
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAI*
1 2SOLDANSAĞA:
1/Genelliklete-
reyağh küçük
bisküvi. 2/ Me-
saj... Yürürken
dayanmak için 3
kullanılan kalın
sopa. 3/ Arka-
daşlar... llkel
benlik.4/Paro-
la... Şiirleri şe-
riata aykın gö-
rüldüğü için de-
risi yüzülerek 8
öldürülmüş ün- g
lütasavvufşairi.
5/ "Bahtiyarlık, kuthı-
hık" anlamında eski söz-
cük. 6/ Hatay ilinde bir
ova... Fizikte kullanılan 2
bir güç birimi. 7/ Afn- 3
ka'da bir umak. . Odak
uzaklığı. 8/ Kastamo-
nu'nun bir ilçesi. 9/ Bir
gıda maddesi Bektaşı 6
edebiyatında tarikatın
yollanm, adap veerkâ-
nını anlatmak için söy- ğ
lenmiş şıırlere verilen
y
ad.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Yaşlı ve zayıf kımse 2/ "— adın kalleş olsun" (En-
ver Gökçe)... Saat kadranı. 3/ 1954'te Istanbul'da ya-
yımlanan haftalık mızah dergisi... Ege Bölgesı'nde ün-
lü bir antik kent. 4/ Pıston. 5/ Kimsesız... Belırlı bu- ış
için aynlan para. 6/ Çobanlann çaldığı ıslık. II Eski Mı-
su'da güneş tannsı... Uy gur hükümdarlanna verilen san.
8/ Akdeniz Bölgesı'nde antık bır kent 9/ Çok zayıf.. Bir
tür erkek deve.