Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 MART 2000 CUMARTESİ
HABERLER
DÜNYADA BUGÜIV
ALİ StRMEN
Bu Nasıl Töre? - ••
Üç gün önce Dünya Kadınlar Günü'nü idrak et-
tik. Kutladık demiyorum, idrak ettik, hem de en
yaygın anlamıyla değil, daha az kulianılan anla-
mıyla idrak ettik. Sözcüğün ilk ve geniş şekilde
kullanımı anlamak her yönüyle kavramak demek
oluyor. Daha az kulianılan ve eskide kalan şek-
liyte ise, bir şeye ulaşmak anlamını taşıyor.
Biz üç gün önce, bir kadınlar gününe daha u-
laştık, hepsi bu.
Kutlamamız, ya da yaygın deyişiyle idrak etme-
miz olanaksızdı. Çünkü hâlâ nüfusun yansının
dörtte üçü okuma yazma bilmiyordu.
Gerçi kadın hakları açısından, kimi düzenle-
melerde, birçok çağdaş ülkeye ön almış durum-
dayız. Ve de sanılanın aksine, kadınlanmız, bu
haklar karşısında edilgen değiller. Yalnızca Tür-
krye'deki avukatlann yüzde 28'inin kadın olma-
a, kadınlanmızın elde ettikleri özgürlük alanlan-
nı boş bırakmayıp büyük çabayla doldurduklan-
nı gösteriyor.
Ama Türkiye garip bir ülke. Bir değil, iki değil,
birkaç Türkiye yan yana, iç içe, kucak kucağa ya-
şıyor ve bu Türkiye'lerden birinde, kadınlar, er-
kekler yanında eşit yerlerini alır, her alanda be-
cerilerini ortaya sereVlerken, öbüründe hâlâ töre
cinayetlerine kurban gidiyorlar.
Bir kez daha öyle oldu. Töre cinayetlerimizin
yaygın görüldüğü yöre Şanlıurfa'da, 22 yaşında-
kj Hanım Kırkır "erkeklerie görûştüğü" gerek-
çesiyle, kardeşi Müslüm Kırkır tarafından tek
kurşunla öldürüldü.
••• ' ' '
, Olayın aynntılanna girdiğimiz zaman, öbür tö-
re cinayetlerinin aksine, burada aile meclisi ka-
ran olmadığı, hatta Müslüm'ün de bu cinayeti bir
öfke anında işlediği anlaşılıyor.
Şimdi acaba bu duruma bakarak "Oh neyse
aile karan ve taammüt yok" diyerek sevinecek
miyiz?
, Ybksa 21. yüzyıla girerken, hâlâ ülkemizde tö-
*re gereği adam öldürüldüğü için üzülmemiz ve
-oturup düşünmemiz mi gerek?
Kaldı ki töre cinayetlerinde her zaman kışkırt-
ma var. Bu konuyu inceleyen çeşitli yaprtlarda,
çeşitli olaylann somutunda aslında, cinayeti iş-
leyenin de birmahkûm olduğunu görüyoruz. Hat-
ta zaman zaman ölüm karannı veren aile mecli-
. sinin de ne kadaryoğun baskılar altında kaldığı-
na tanık oluyoruz.
1993 yılının ağustos ayında, Fransa'nın Alsa-
ce bölgesinin Colmar kentinde öldürülen Nazmi-
ye llıkpınar olayı ile ilgili olarak, TV5 kanalında
yayımlanan birbelgeseli izliyordum. Hanım'ın Ur-
fa'da öldürüldüğü gündü.
Fransa'da görev yapan Türk kökenli bir sos-
yolog, aileler üzerinde nasıl bir baskı uygulandı-
gını dile getiriyor ve oradaki Türk kolonisi içinde
bazı kişilerin okullan adeta teftiş ederek, ailelere
kızları ile ilgili raporlar verdiklerini, onlan uyardık-
lannı anlatıyordu.
Bu uyarıların dışına çıkmak, kapalı yaşayan o
toplumlarda mümkün değildi.
•••
Türkiye'de de durum değişik değil, Urfa'ya
dünyanın en büyük barajlanndan birini ve hayat
demek olan suyu götüren Cumhuriyet, nasıl olu-
yor da töre cinayetlerini engelleyecek uygarlık
düzeyini götüremiyor?
Sorunun yanrtı Cumhuriyet'in ilk yıllanndaki,
temeli tevhid-i tedrisata dayanan, eğitim sefer-
berliğinin zamanla tavsaması, daha sonra da ye-
rini dinsel tabanlı eğitime bırakmasında yatıyor.
Fatura da düzenin kurbanı maktul ve yine ay-
nı şekilde düzenin kurbanı katile çıkıyor.
Oysa töre cinayetinin failleri, siyasal erki elle-
rinde tutanlar, tarikat aracılığıyla siyaset yapan-
lardır.
Ve onlar bizleri AB'ye gireceğimizi söyieyerek
kandırmaktadırlar. Hepimiz bilmeliyiz ki böylesi-
ne yaygın töre cinayeti işlendikçe, hiçbir çağdaş
kuruluşta yer alamaz ülkemiz.
Böyte töre mi kaldı çağdaş dünyada?
Ahmet Kaya'ya bir
hapis, bir tutuklama
Istanbul Ha-
ber Servisi - Sa-
natçı Ahmet Ka-
ya'ya, 1993 yı-
lında Berlin'de
Abdullah Öca-
lanposteriönün-
de verdiği konser
sırasında yaptığı
konuşma nede-
niyle 3 yıl 9 ay
ağır hapis cezası
verildi. Başka bir
davada ise Istanbul DGM,
PKK'nın Frankfurt'ta ger-
çekleştirdiği bir konsere
katılması nedeniyle Kaya
hakkında gıyabi tutuklama
karan verdi. Kaya'nın eşı
Gâtten Kaya, Ahmet Ka-
ya'nın bu şartlar altında
dönmesınin olanaksız ol-
duğunu söyledi.
Fstanbul 6 No'lu
DGM'deki karar dunışma-
sına hakkında toplam 13.5
yıla kadar hapis cezası is-
" temiyle yargılanan Ahmet
Kaya gelmedi.
' Duruşmada, Kaya'nın
' avukatlanndan Osman Er-
gin müvekkiünin 1993'te
Berhn'de verdiği konserin
' basın tarafindan çarpıtıldı-
ğnıı belirtti. Ergin aynca
Magazin Gazetecileri Der-
neği'nin (MGD) odül ge-
cesinde konuşan Kaya'nın
bazı kişiler tarafından sal-
dınya uğradığını söyledi.
Kısa bir aradan sonra
karan açıklayan mahkeme
' heyeti, Kaya'nın 10 Şubat
1999 günü Maslak Prin-
cess Otel'de MGD'nin
Mahkemeye eşi
GültenKavakaaHı.
ödül törenindeki
konuşmasında,
"Halkı diL din.
ırk aynmı göze-
terek km ve düş-
manlığa açıkça
tahrik etmek"
suçunun unsur-
lannnı oluşma-
dığını belirtri.
Ahmet Ka-
ya 'nın, bu suça
ilişkin beraatı
kararlaştınlırken Ber-
lin'deki konser sırasındaki
konuşmasuıdan dolayı ise
"Yasadışı terör örgütüne
yanbm veyatakhk etmek"
suçunun sabit görüldüğü-
nü bildirdi. Buna göre Ka-
ya, TCY'nin 169. ve 3713
sayüı TMY'nin 5.
maddesi uyannca önce 4.5
yıl ağır hapis cezasına
çarptmldı; duruşmalarda-
ki iyi hah göz önûne alınan
Ahmet Kaya'nın bu ceza-
sı 6'da 1 oranında indirile-
rek 3 yıl 9 ay olarak karar-
laştınldı.
Istanbul 3 No'lu
DGM'deki duruşmada ise
10 Eylül 1999'da Frank-
furt'ta PKK'nin düzenle-
diği konsere katılan Ah-
met Kaya hakkında, ifade
vermeye gelmemesi nede-
niyle gıyabi tutuklama ka-
ran çıkanldı. Duruşma,
ileri bir tarihe ertelendi.
Kaya'nın avukatı Os-
man Ergin ise müvekkili-
nin Türkiye'ye dönmesi
durumunda can güvenliği-
nin olmadığını söyledi.
Atatürkçü Düşünce Derneği, Tümgeneral Silahçıoğlu'nu hedef gösteren Akit gazetesini kınadı
'Bıınlar irticaıun kara sesi'
CEMtLCİĞERİM
Silahçıoğlu'na destek.
SAMSUN -19 Mayıs kutlama
etkinliklerini organize etmek
için valiliğin düzenledığı
toplantıda "hoşgörü" sözcüğünü
kullanan Canik Belediye
Başkanı Ahmet Cemal Can'ı
uyardığı için Akit gazetesinin
"Işte Çağdaş Yobadar" başhğı
ile hedef gösterdiğı Garnizon
Komutanı Tümgeneral Doğu
Silahçıoğlu'na Atatürkçü
Düşünce Derneği (ADD) destek
çıktı. ADD Samsun Şubesi
Başkanı Aybars Turan.
" l lusunıuzun birlik ve
bütünlüğünü bozmaya, kaos ve
bunahm yaratmaya kimsenin
hakkı yoktur. Türkiye
Cumhuri>eti hukuk devletidir.
Bu tür çirkin ve haksız
saldınlara meydan
venneyecektir" dedı.
19 Mayıs kutlama etkinliklerini
programlamak için oluşturulan
komitede de yer alan Turan,
Türkiye Cumhuriyeti'nin
Atatürk Cumhuriyeti; bir
cemaatler zümresi, bir ümmet
toplumu değil, çağdaş, laik,
özgür bireylerden oluşan, bir
ulus devleti olduğunu belirtri.
Turan, "Yüce Atatürk yapöğı
devrimleıie ulus toplumunu
yarafmışür. Ulus devietinde,
cemaaderin yeri yoktur. Hele
cemaatfer arasında saglan^fak
konsensüsün, Atatürkçü
düşüncede hiçbir yeri olmadığı
gibi, irticaıun kara sesi olmaktan
da öte bir anlamı yoktur" dedi.
Turan açıklamasım şöyle
sürdürdü:
"Her türlü yazısıyia, her türiü
haberiyle, yayın hayaüna
başladığı günden bu yana, gerici
yüzünü pervasızca
sergilemekten; vatanınuzı
kurtaran; laik, demokratik,
cnmhuriyetimizi kuran; yaptığı
devrimlerle Türk insanının
çağdaş, uygar, insanhk ailesi
içinde saygın bir yer almasını
sağlayan yüce Atatürk'e,
Atatürk cumhuriyetine,
cumhuriyetimizin bütün
değerterine, aydınhk
insanlanmıza saldırmaktan,
iflira atmaktan; Sayın Ahmet
Taner Kışlah'yı hedef gösterip
öiümüne neden olmaktan
çekinmeyen Akit. şimdi de
birinci sayfada. manşetten şanh
ordumuza, şanh ordumuzun
sayın generalini hedef
göstererek, 'Işte çağdaş
yobazlar' diye hakaret etmekten
çeküuneınişierdir."
Ulkenin birlik ve bütünlüğünü
bozmaya, kaos ve bunalmı
yaratmaya kimsenin hakkı
olmadığını belırten Turan, bu
tür çirkin saldınlara meydan
vermeyeceklerini vurguladı.
Tarihi kaleye Fransız bayrağı çekildi, daha sonra halkı kışkırtan bildiriler dağıtıldı
K.Maraş'ta şeriatçı provokasyon
SERMETÇUHADAR
KAHRAMANMARAŞ-Kah-
ramanmaraş'ın düşman işgalin-
den kurtuluşunun sembolü olan
tarihi' Kahramanmaraş Kale-
si'ndeki Türk bayrağı indinlerek
yerine Fransız bayrağı çekildi.
Kentteki bazı işyerlerine de,''Ka-
leye Fransız bayrağı asüdu daha
ne bekMyorsunuz" yazıb bildiriler
dağıtldı. Tepkiye yol açan olaym
birprovokasyon olduğu bildirildi.
Dün sabah, bir yurttaşın duru-
mu fark ederek, polise büdirme-
Operasyon
Isa' kod adh
Orhan İlbay
öldürüldü
• Öcalan'ın silahlı
mücadeleye son verme ve
sınır dışına çekilme
karanna karşı çıkan
aynlıkçı grup BingöTde
kıstınldı. 2 görevli şehit
Oldu, 9 terörist öldürüldü:-
FERİTDEMİR
TUNCEU / BİNGÖL - PKK
lideri Abdullah Öcalan'ın sınır
dışına çekilme karanna karşı
çıkarak silahlı mücadeleyi devam
ettireceklerini belirten ve
aralannda üst düzey yöneticiler
u
Kazun" kod adlı Hamfli
Yddunm ile "Isa" kod adh Orhan
Übay'ın da bulunduğu 20 PKK'li,
Bingöl kn-saluıda kıstınldı. Çıkan
çaüşmada İlbay'm da aralannda
bulunduğu 9 terörist öldürüldü, 2
güvenlik görevlisi de şehit oldu.
Hamili Yıldınm ve Orhan tlbay
ile 100 arkadaşı, kendilerini
"PKKDevrimciÇizgi
Savaşçüan" olarak niteliyordu.
Grup, Öcalan'ı "tesMmrj'etçflikle''
suçlayarak suıır dışına çekilme
karanna karşı direniyordu. Hamili
Yılduım'la birlikte hareket eden
"Kemal" kod adlı Haydar
Alpaslan ile 6 arkadaşı, 2 Aralık
1999 günû Tunceli'de güvenlik
güçleriyle girdikleri çatışmada
öldürülmüştü.
Hamili Yıldınm ve Orhan İlbay
grubunun etkisiz hale
getiriknesine yöneük bölgede
uzun süredir operasyon
yapüıyordu. Önceki akşam
saatknnde Bingöl
merkeze bağlı Aşağıköy
Hasartepe bölgesinde kıstınlan
grupla güvenlik güçleri arasnıda
çıkan çatışmada, Ilbay'tn da
aralannda bulımduğu 9 terörist
öldürüldü, biri de yaralı
yakalandı. Çatışmada 2 asker
şehit oldu.
Hamili Yüdmm'ın da içinde <
bulunduğu PKK'li grubun
çember içine almdığı, çatışmamn
sürdüğü bildirildi.
si üzerine kaleye giden yetkililer,
Türk bayrağı yerine Fransız bay-
rağının çekılmış olduğunu gördü-
ler. Yetkililer hemen Fransız bay-
rağmı indirip yerine Türk ba>xa-
ğını çektiler.
Kahramanmaraş Kalesi'nde
dalgalanan Türk bayrağının, gece
geç saatlerde kimliği henüz belir-
lenemeyen kişi ya da kışilerce in-
dinlerek yerine, el yapımı Fran-
sız bayrağuını çekildiğini belir-
ten Kahramanmaraş Valısı AMBi-
lir, "Mifli Mücadek tarihinde
'kendisini kurtaran şehir' olarak
verini abn ve TBMM tarafindan
İstikial Madah ası ile onurlandın-
lan bir kentte, böyle bir olayın
meydana gehnesi üzüntü verid-
dû-" dedi. Olayı gerçekJeştirenle-
rin, kanşıklık çıkarmayı amaçla-
dıklannı ifade eden Bilir şöyle
konuştu:
"Bizce otay bir provokasyon-
dur. Geçen haftalarda kent gene-
finde Hizbullah, V'asatve Tufano
lar gibi şeriatçı örgûder çökertil-
mişti. Bu örgütlerin sempatizan-
lan tarafindan yapdnnşobbüece-
ği gibi ünrversitelerdeki türban
ob>1arnu kaşıyanlarca da vapd-
mış olabihr. Olaym cuma gününe
denk getirflmesinin halkı laşlort-
ma amacı taşıdtğı kesin. Ancak
halkımg buprovokasypna gehne-
miştir. Bu ola\, art niyetlilerin işi-
dir.Kahramannıaraşh,geçmişİDe
\t Atatürk üke ve inkdapbruıa
bagbdır. Ob>m fail ya da faiDeri-
nin en lasa zamanda bulunarak
adalete teslinı edilmesiiçm soruş-
rnrma başlatıldt"
Emniyet Müdürii Sadullah
Akan da, el yapımı bayrağuı in-
celemeye alındığını. faillerin ya-
kalanması için soruşturmanın çok
yönlü sürdürüldüğünü bildirdi.
27 Kasun 1919'da, kenti işgal
eden Fransız kuv'vetleri, kaledeki
Türkbayrağını indirip yerine ken-
di bayTaklannı çekmişlerdi.
Ertesı gün, cuma namazı için
Ulu Cami'de toplananlar, hutbe-
ye çıkan hocamn, "Kalesinde
düşman bayTağl rlalgalanan bir
yerde cuma namazı kdmak caiz
değidir" sözü üzerine, kaleye hü-
cum etmiş ve indirilen Türk bay-
rağmı yeniden dalgalandırmışlar-
dı.
ÎĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
Koymakama hiiccısonışturmosı
Bir gazetede yer alan 'devleti kötülediği' iddiaları ihbar kabul edildi
Yılmaz
'Deprem
illerine
acil destek
gerekli' ;
ROJHATAVŞAR
BOLU- ANAP Genel Başka-
nı Mesut Yıhnaz, 4 parti rnillet-
vekilinin büyük kısmının imza-
ladığı anayasa değişikliği öneri-
sinin TBMM Genel Kurulu'nda
kabul göreceğine mandığmı söy-
ledi.
Yıhnaz, deprem bölgesinde
incelemelerde bulunmak üzere
Bolu'yageldi. Yoldapartıliler ta-
rafından karşılanan Yılmaz, Va-
lüik'te Vali Nusret Miroğiu'ndan
kest sorunlan hakkında bilgi al-
dı. Miroğlu, Yılmaz'm sonısu
üzerine Aimanya Cumhurbaşka-
ru Johannes Rau'nun yaptırdığı
prefabrike konutlar hakkında
bilgi verdi. Miroğlu, Karaçayrr
Mahallesi'nde yapımı devam e-
den konutlann son derece mo-
dem olduğunu belirterek konut-
lann açılış törenıne Rau'nun da
davet edileceğini bildirdi. Yıl-
maz, deprejn bölgesinde^i i}le%
rin "acfl destek" kapsamına aûnV.,
- ması için çaüşma başlatacaklan-
nıbelirtti.
'Önerge kabul ediür
5
Yıhnaz, burada gazetecilerin
siyasetle ilgili sorulannı da ya-
nıtladı. Anayasa değişikliği öne-
risinin 400 imzayı aştığı arumsa-
tılarak, aym sayıya oylamada da
ulaşılıp ulaşılmayacağı yönün-
deki bir soruya Yılmaz, "Dört
partinin rnilletvekillerinin büyük
kısmının imzaladığı bu önerinin
Genel KuruJda da kabul görece-
ğine inaıuyorum" dedi. Yıhnaz,
Süleyman Demirel'in Siyaset
Meydam programuıdaki konuş-
malan ile ilgili sorulan "Bura-
ya Cumhurfoaşkanhgı seçimi ile
Ugfli olarak getanedim. Deprem-
fcflgüi incelemelerde buiunnıaya
' diyerek yanıtsız bıraktı.
KARACABEY/BURSA (Cumhuriyet)
- Bursa Valih'ği, Karacabey KayTOakamı
Hasan Dunıer hakkında, "irtkai faahy et-
lere kanldığı" gerekçesiyle soruşrurma
başlattı.
Bir gazetede yayımlanan Hasan Duru-
er'ın "Bahkesir "de Süleymancdarm şeriat
toplanülanna kaakhgL devletin resmi ara-
onı bu işler için kuIlandığL Karacabey 'in
köylerindeki bazı toplannlarda devleti kö-
tüledigine'' ilişkin iddialann ihbar kabul
edildiğı, soruşturmanın bu nedenle başla-
tıldığı öğrenildi. Bursa Valisi AM FuatGü-
ven, gazetecilerin sorulan üzerine. "Ince-
lemeyi başlatak, ancak şu an için bir şey
söyleyemem" dedi.
2.5 yıl önce Şanhurfa Vali Yardnncıh-
ğı'ndan Karacabey'e atanan ve geldıği dö-
nemde tarikatlann ilçedeki uzanûlanyla
yakınlık kurdugu öne süriilen Hasan Du-
ruer'in, son dönemde özellikle Karaca-
bey Atatürkçü Düşünce Derneği'nin de-
netimi sonrasında kendını gizlediği ve il-
çe merkezindeki çağdaş etkinliklere des-
tek veriyor görüntüsü arkasına saklandı-
ğı iddıa edıldı. Karacabey'deki kaynaklar,
u
Ka\makam ilk geldiği günlerde, şeriat
yanhsı gazeteler. Ilçe Tarun Müdürfü-
ğü'nün araçlany la irtkai faaliyetlerin yo-
ğun olduğu köylere götürülüy ordu. Bu gi-
rişimi duyulunca uygulamay ı kakfanh. An-
cak ilişkilerinin çok iyi olduğunu büiyo-
ruz, Bafakesir 'deSüleymancılara. Karaca-
bey' merkezinde de FethuOahçılara yakm-
dff" diye konuştular.
Karacabey Kaymakamı Hasan Dunıer,
kendisiyje ilgili soruşturma açıldığından
haberi olmadığını, görevinin başuıda bu-
lunduğunu bildirdi. Konuyla ilgili olarak
gazetecilere açıklama yapan Duruer, gö-
revden uzaklaştırdığı bazı görevülerin
hakkında karalama kampanyası başlatnk-
lannı öne sürerek
u
Benim en büyüktaMh-
sizfiğim eşunin tesettürlü ounasL Türkiye
çok hassas bir dönemden geçerken eşimin
bu durumu çarpftdarakkamuoyuna akta-
nhyor" diye konuştu. Duruer, eşinin iddia
edildiğı gibi çarşaflı olmadığını, "başör-
tüsü" taktıgını öne sürdü.
Duruer'in eski Şanlıurfa Valisi Ziyaet-
tin Akbuhıt ile birlikte Şanhurfa Kültür ve
Araştjrma Vakfi'nı (ŞURKAV) kurdugu
ve bu vakıf aracılığıyla tarikatlara kaynak
aktardığı da öne sürülüyor. Duruer ve Ak-
bulut döneminde Şanlıurfa Özel Idare
Müdürlüğü'ne ait 1 trilyonJuk bir arazi,
özel kolej yapımı için Fethullahçılar'uı
kurdugu Ipek Vakfi'na verihnişti. ŞUR-
KAV, eski eser onanmı altında aktanlan
kaynaklarla tarikat şeyhlerinin türbeleri-
ni de onarmıştı.
Hasan Duruer'in Vali Yardımcılığı dö-
neminde Şanhurfa Valisi olan Ziyaettin
Akbulut'un daha sonra Konya'ya atandı-
ğı ve bu ilde kapatılan RP'nin Genel Baş-
kanı Necmettin Erbakan'm seçim otobü-
sünün üstünde RP propagandası yapüği
biliniyor. Ziyaettin Akbulut merkez vali-
si olarak görev yapıyor.
Yardım sözû verdi
Yıhnaz, daha sonra Bolu Be-
lediye Başkanı YükseJ Ceylan'la
da görüştü. Ceylan, kent merke-
zinde bulunan ve depremde ha-
sar gören tarihi camilerin onan-
mı konusunda yardım istedi.
Yılmaz, yanında bulunan Devlet
Bakanı Yüksd Yalova'ya döne-
rek "Gerekh yardum yapahm"
dedi. ANAP Genel Baskanı Me-
sutYıhnaz, daha sonra partısınin
il örgütünü ziyaret ederek parti-
lilerle bir süre görüştü.
Yıhnaz buradan 4 Mart'ta ya-
şamıru yitiren yardnnsever işa-
damı lzzet Baysal'ın Abant Izzet
Baysai Üniversitesi Gölköy
Kampusu'ndaki anıtmezanna
gitti. Yıhnaz, Baysal'm kabri ba-
şnıda dua etti. Yıhnaz ve berabe-
rindekiler daha sonra Kaynaş-
lı'ya gittiler.
SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR oralcalislar@yahoo.com
Iran Pariamentosu'na yeni seçi-
len kadınlardan dördü, çarşafla
Meclis'e gelmek istemediklerini
açıkladılar. Kadın milletvekilleri, Iran
Meclisi'ne çarşaf yerine manto ve
türbanla girmek istiyorlar.
Islamdaçarşafgiymezorunluluğu
olmadığını söyleyen bu kadın millet-
vekillerinden Süheyla Celodarza-
de, "Islami kurallara saygı gösteril-
diğisürece kadın milletvekillen ken-
di kıyafetleriniseçebilmelidiıier" de-
di. Şiraz milletvekili Tahire Rezaza-
di de Meclis'e kesinlikle çarşaflı git-
meyeceğini belirterek, "Bana oy ve-
renler manto giydiğimi bilerek ver-
diler. Buyüzden aym kıyafetle Mec-
lis'te çalışabilirim" açıklamasında
bulundu.
Dört kadın milletvekilinin tavnna
tepki gösteren bir başka kadın mil-
letvekili ise "O zaman dayakyeher"
îran'daki Türban Yasağı
şeklinde bir değerlendinne yaptı.
• • •
Iran'dan Afganistan'a geçiyoruz.
Bu ülkedeki Taleban yönetimi, ka-
dınlann yüzlerini ve başlannı kapat-
madan gezmelerini yasaklamıştı. Bir
başka yasak ise kadınlann okula git-
mesiydi.
Afganlı kadınlar bu yasağı delmek
amacıyla yeni bir yöntem geliştirdi-
ler.
Fatima, bazı kadın arkadaşlany-
la birlikte gizli bir kız okulu açtı. New
YorkTimes'ın haberine göre bu oku-
lun 250 öğrencisi bulunuyor.
Okulun öğrencilerinden Laili,
pantolon giyip saçlannı kestirerek
okula gitmiş. Yani okula gidebilmek
için erkek kılığına bürünmek zorun-
da kalmış.
• • •
Gelelim Türkiye'ye: Türkiye'deki
Islamcılar da kadının örtünmesi ge-
rektiğini kararlılıkla savunuyoriar. Bu
nedenle üniversiteye giden kızları
türban takmaya teşvik ediyorlar. Bu
kez üniversite yönetimleri türbanlı
öğrencileri okula almıyor. Kızlar, yi-
ne okumaktan mahrum kalıyorlar.
Bergamalı köylü kadınlar, yerel
giysileriyle, şalvariı ve başörtülü kı-
yafetleriyle 8 Mart Kadınlar Gü-
nü'nde Anıtkabir'i ziyaret etmek is-
tiyorlar. Genelkurmay, Anıtkabir'e
girmelerine izin vermiyor.
Kimi şubaylann türbanlı eşleri ve
anneleri de orduevlerine kabul edil-
miyorlar.
Iran'a giden yabancı kadın gaze-
teciler de başlannı örtmek zorunda
kalıyorlar. Haberlerini geçerken on-
iann başörtülü halini görmek insana
acı veriyor. Çünkü o kadın gazete-
ciler, hayatlannda başlannı hiç ört-
mek geregini duymadılar, örtünme-
ye de büyük çoğunluğu karşı. Buna
rağmen, sırf mesleklerini yapabil-
mek için bu giyim biçimini kabul edi-
yorlar.
• • •
örnekleri arttırabiliriz. Bütün bu
örneklerin bir ortak noktası var. Bü-
tün bu ülkelerde, erkeklerin en
önemli derdi kadıniann saçı, başı ve
elbiseleri. Örneğin Türkiye'de Islam-
cı erkek, geleneksel sakalıyla ister-
se bir devlet dairesinde çalışabilir,
üniversitede okuyup akademik ka-
riyer yapabilir. Ama kadının bu ola-
nağı yok.
Islamcı erkekler kadınlarının ör-
tünmesini istiyor. Islamcı çevrelerde
örtünmeyen kadının sokağa çıkabil-
me şansı azalıyor. Örtünüp sokağa
çıktığında ise karşısına bu kez dev-
letin yasaklan dikiliyor. Örneğin üni-
versite öğrencisi ise YÖK'ün çıkar-
dığı giyim-kuşam yönetmeliği onun
okuma hakkını elinden alıyor. Iş ha-
yatında ise kimi kapılar yüzüne ka-
panıyor.
Sonuçta, erkekler kadınlann giyi-
miyle uğraşıp duruyorlar. Kadınlann
nasıl giyinmesi gerektiği üzerine ka-
fa yoruyorlar, fetvalar, yönetmelikler
yayımlıyor, vaazlar veriyorlar.
Dünyada kadın olmak zor, Müslü-
manların çoğunlukta olduğu ülke-
lerde kadın olmak ise daha zor.