Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
-Ti 1 MART 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI /ekonomi@cumhuriyet.com.tr 13
PetroMe iretim
•nsmtısı bitiyor
• I LONDRA (AA) - Petrol
t3ıraç Eden Ülkeler
Orgütü'nün (OPEC), örgüt
üyesi olmayan büyük
üıracatçılann da desteğiyle
b w yıldır uyguladığı üretim
kdsınüsında sona
yıaklaşırken, Uluslararası
Enerji Ajansı (IEA),
pâyasanın istikran için,
dtünya petrol ûretiminde
grünlük 2.3 milyon varilin
üzerinde bir artış otması
gerektiğini bildirdi. IEA'nın
aylık piyasa raporunda,
" fîyatlardaki hızlı
termanışın durması ve
rOLketıci ülkelerin petrol
temininde karşılaştığı
sorunlann ortadan kalkması
için, çok kısa zamanda bu
miktarda bir artışın zorunlu
olduğu" kaydedildi.
Kunbanlıkta KDV
tartişması
• İSTANBUL(AA)-
Contour Hipermarketler
Zinciri Genel Müdür
Yardımcısı Kazım BUgen,
piyasada kurbanlık
saöşında KDV konusunda
farklı uygulamalar
gözlendiğini söyledi.
BUgen, büyük ve küçükbaş
hayvanlann perakende
safhada satıştnın yüzde 8
oranında KDV'ye tabi
olduğunu ifade ederek,
uygulamada çeşitli
farklılıklar tespit ettiklerini
belirtti. Bazı fırmalann
yûzde 1 KDV ile kurbanlık
satüğını savunan BUgen,
"Bu uygulama, yüzde 7
oranında bir haksız
rekabete ve devlet
açısından da gelir kaybına
yol açmaktadır" dedi.
Pancar çiftçisine
müjde
• ANKARA(ANKA)-
Sanayi ve Ticaret Bakanı
Ahmet Kenan Tannkulu,
pancar üreticilerine nisan
ayı sonuna kadar ödenmesi
gereken 6.39 trilyon liralık
pancar bedelinin ödenmek
üzere gönderildiğini
kaydetti. Tannkulu,
üreticilerle yapılan
sözleşme gereği nisan ayı
sonuna kadar ödenmesi
gereken bakiye pancar
bedelinin bayram öncesinde
ödenmesinin
kararlaştınldığını belirtti.
Kapasfte
kullanımı düştü
• ANKARA(ANKA)-
Imalat sanayii sektöründe
kapasite kullanımuun şubat
ayında yüzde 70"e
gerilediği kaydedildi.
DtE'nin yaptığı açıklamaya
göre, geçen yıl şubat ayında
yüzde 71.2 olan imalat
sanayii kapasite kullanım
oranunn bu yıl şubat ayında
yüzde 70 olarak
gerçekleştiğı belirtildi.
Şubat ayı kapasite kullanım
oranının son beş ayın en
düşük noktasuu
oluşturduğu da bildirildi.
Kamuya lüks
yasağı
• ANKARA(ANKA)-
Kamukunım ve
kuruluşlanna rantı yüksek
semtierde bina ve benzeri
gayrimenkul kiralama ve
saün alma yasağı getirildiği
belirtildi. Maliye
Bakanlığı'nın, kamudaki
lüks ve israfa son verilmesi
amacıyla hazuladığı 2000
yılı Bütçe Uygulama
Talimatı. Resmi Gazete'de
yayımlanarak yürürlüğe
girdi. Talimata göre kamu
kuruluşlarunn hizmetlerini
mevcut binalannda
sürdürecekleri bilduildi.
Yeni bina inşa edilmesi,
satın alınması ve
kiralanması gerektiğinde
Hazine'ye başvurulacağı
belirtildi.
Altın flyatJarı
yükseHşte
• LONDRA/NEW
YORK(AA)-NewYork
Değerli Metaller
Borsası'nda yatınmcıların
altın satışlanna karşın,
Asya ülkelerindeki talep
artışuun fiyatlann
yükselmesine neden olduğu
bildirildi. Londra Metal
Borsası'nda da nikel
fıyatlannm son 5 yüın
rekorunu kırdığı bildirildi.
Tokyo Emtia Borsası
Idaresi'nin (TOCOM)
paladyum vadeli satış
sözleşmelerinin fıziki
teslimatlannı durdurma
karan alabileceği
söylentisinin de paladyum
fıyatlannı yükselttiği
kaydedildi.
Türk ekonomisinin dinamosu olan dev kuruluşun yüzde 15'i daha halka açılıyor
Tüpraş'tanhalkaarz
Küçök
Toâorrul
mm
Sohf
fiyoh
%7
indirim
biri Keımîaİap
bd
dmaküzmm,
Ekonomi Servisi - Uluslararası Para Fonu'nun
güdümüne giren hükümet, kamu kuruluşlannm
haraç mezat satışlannı hızlandınrken, Türki-
ye'nin en büyük kurumu Tüpraş'ın da hisseleri-
nin yüzde 15'inin "halka arz" yöntemiyle özel-
leştirilmesi süreci başlatıldı.
Özelleştirme Idaresi Başkanı Uğur Bayar. Tüp-
raş bisselerinin yüzde 15' inin halka arz yöntemiy-
le özelleştirilmesinin, sermayenin tabana yayıl-
ması hedefınin gerçekleşmesinde en önemli fır-
satlardan biri olduğunu ileri sürdü.
Uğur Bayar, Tüpraş'nı halka arz modelını ta-
nıtmak amacıyla Istanbul'da düzenlenen toplan-
tıda yaptığı konuşmada, 11 trilyon 800 milyon li-
ra nominal değerli A grubu
Tüpraş hisse senetleri için 22-
29 Mart tarihleri arasında ön
talep, nisan başında ise ke-
sin talep toplamanın yapıla-
cağını bildirdi.
ÖİB Başkanı Uğur Bayar,
Tüpraş'ın ikınci halka arzın-
da, yurtiçindeki tasarruf sahip-
lerinın, "Tüpraş çahşanlan,
kücûk tasarruf sahipleri, ahm
gücü yiiksekbireysei yannm-
afar veyeri kurumsal yatmm-
cılar" olmak üzere dört kate-
goride belırlendığıni belırte-
rek "Tüpraş çahşanhnvekü-
çük tasarruf sahipleri 200 lot
ve aitmda, yüksek bireysei ya-
tmmcüar ve yerti kunımisaJ
yabnmcdar ise 201 lot ve üze-
rindetaleptebuhınabiecekler"
diye konuştu.
Küçük yaünmcılara iskontolu peşin ödemeler-
de yüzde 12, Tüpraş çalışanlanna yüzde 15veaum
gücü yüksek bireysei yatınmcılar ile yerli ku-
rumsal yatınmcılara da yüzde 4 indirim uygula-
nacak.
Tasarruf sahiplerinin, iskontolu peşin ödeme,
kredi karü ile iskontolu ödeme, vade farksız tak-
sitli ödeme seçeneklerinin ön talep koşullanndan
yararlanabilmesi için, kesin talep toplama süre-
sinde, en az ön talep toplama süresinde belirttik-
leri kadar talepte bulunmalan gerekiyor.
Yurtiçi ön talep toplama ve kesin talep topla-
manın sona ermesi arasında geçen sürede yurt-
TÜPRAŞ
11 trilyon 800 milyon lira
nominal değerli A grubu
Tüpraş hisse senetleri için
22-29 Mart tarihleri arasında
ön talep, nisan başında ise
kesin talep toplanacak. Küçük
yatınmcılara iskontolu peşin
ödemelerde yüzde 12, Tüpraş
çalışanlanna yüzde 15 ve alım
gücü yüksek bireysei
yatınmcılar ile yerli kurumsal
yatınmcılara da yüzde 4
indirim uygulanacak.
dışında satışı yapılacak hisse senetlerine ilişkin
olarak tanıtun ve pazarlama faaliyetleri sürdürii-
lecek.
Halka arzdan sonra konsorsiyum lideri aracı ku-
ruluşun, satışa sunulacak hisse senedı miktanna
ek olarak, halka arz edilen hisse senedi mıktan-
nın yüzde 15' ine kadar ek hisse senedini, ÖÎB 'den
halka arz fıyatı üzerinden alma opsiyonu bulu-
nuyor.
Hisse senedinin saüş fiyaü
Tüpraş'ın halka arznıda, hisse senetlerinin sa-
tış fiyatı, yurtiçinde ve yurtdışında ön taleplerin
toplanmasının ardından, ÖtB tarafmdan "fiyat ara-
hğı" şeklinde tespit edile-
A cek.Fıyataralığı,lMKBTop-
tan Sanşlar Pazan'nda uygu-
lanan esaslar çerçevesinde
belirlenecek.
' Tasarruf sahipleri, kesin
talep toplama aşamasında,
belirlenen tavan fiyattan his-
se bedellerini yatıracaklar.
Belirlenen hisse senedi fi-
yatının daha düşük olması
halinde aradakı fark yaunm-
cılara iade edilecek.
GeHr nereye gidecek?
Bayar, halka arzdan sağ-
lanacak gelırin öncelikle, şir-
ketlerden gelen sermaye art-
tınmı talepleri için kullanı-
lacağmı söyleyerek şöyle ko-
nuştu: "Öiıce kendi bünye-
mizdeki şirketler için kuÜa-
nüacaknr. Ondan sonra, geçen yıllar içinde bazı
özelleştinne projelerinde, özellikle bankalarm sa-
ttşında bankalann borçlannı temLdemek için çı-
tarühnışkâğıtiar>ardır.Bunlannçoğu,Yalaft>ank
ve Halkbank'a yüksek oranda verilmiş kâğrtlar-
dır. Bunlann erken itfa edilmesinde büyük kısmı
kullandınlacaktır. Böylece hem ÖİB'nin üzerin-
den bü\ük bir borç yükü kaldınbıcakür hem de
bu iki banka>a bir likiditc rahathğı sağlanacak-
ör. Onun da eminim ciddi şekflde borçlanmala-
nnı düşüreceği için, enflasyona büe etkisi olacak-
ur. Kalan para da Hazine'nin içinde bulunan Ka-
mu Ortakhğı Fonu'na transfer edilecek.'"
Ne stratejik öneme sahip olması, ne de dev kârı Tüpraş 'ın satışını engelliyor
i
oeskes
y
eBANUSALMAN
ANKARA-Özelleşurmenin "ka-
mu üzerindekiyükün azaltüması"
gerekçesi Petrol Ofısi Anonim Or-
takhğı'nda (POAŞ) olduğu gibi
Tüpraş için de geçerli değil.
Istanbul Sanayi Odası'nın 500
büyük sanayi kuruluşu anketi için-
de, kurulduğundan bu yana oldu-
ğu gıbı, Tüpraş. 1999 yılı anketin-
de de, 1 katrilyon 828 trilyon lira-
lık satış hasüan, 54 trilyon 425 mil-
yar liralık dönem kân ile birinci sı-
raya yerleşti. Sermayesi 74.7 tril-
yon lira olan Tüpraş'ın 1999 yılı
cirosu ise 3 2 katrilyon lirayı bul-
du. Tüpraş, vergi öncesi kânnı
1998'e göre yüzde 199 arttırarak
333 trilyon liraya çıkardı. Türki-
ye'nin. IMF koşullannı kabul ede-
rek 3 yılda parça parça sağlamaya
çabştığı 4 milyar dolara yakın kay-
nağı, Tüpraş yalnızca 1999 yılı
• Petrol-îş'in raporuna göre devletin aldığı verginin 5'te l'i Tüpraş'tan geliyor.
Türkiye'nin, IMF koşullannı kabul ederek 3 yılda parça parça sağlamaya çalıştığı
4 milyar dolara yakın kaynağı, Tüpraş yalnızca 1999 yılı vergi ve fon
ödemeleriyle devlete aktardı.
vergi ve fon ödemeleriyle devlete
aktardı.
Petrol-lş'in "Tüpraş Gerçeği"
raporunda, Tüpraş'ın, 1997 yılın-
da 788 trilyon lira, 1998'de 1.2 kat-
rilyon lira katma değer yarattığına
diİckat ç'ekilerek "Işte böylesi eko-
nomikbüyüktükte, ulusai geKr açı-
smdan bö\ lesi önemde katkı sağ-
layan. aynı zamanda tünı diğer sa-
nayi kollanna etkisi olan Tüpraş,
özeUeştirme adı alünda ulus ötesi
tekelci sermayenin yalnızca kâr
amaçh işletmecttığine terk edile-
cektir. Uluslararası finans kuru-
hışlaruun lalinıatlaruıa uynlarak
Türkiye'nin böylesi bir kamu ku-
ruluşu, yalnızca oıüann cıkanna
feda edilecek'' denildi. Raporda,
1997 yılında 29 trilyon hra zarar et-
tiği açıklanan Tüpraş'ın 1998 yılı
işletme faaliyeti kârmm 113 trilyon
hra, dönem kânnın ise 112 trilyon
lira olduğu kaydedildi. Tüpraş Ge-
nel Müdürü Hüsamenm Damş, ku-
rumun 1999'da devlete vergi ve
fonlarla 1.9 katrilyon lira sağladı-
ğını (578 bin 250 liralık kur üze-
dolardan aşağı olmadığı kaydedi-
lırken "Taşınır ve taşuımaz mal
varhğı Qe birlikte ele alındığmda
değeriçokdahayükseklerdedir" de-
nildi.
Raporda, Tüpraş'ın özelleştiril-
memesı gereği şu saptamalarla or-
taya konuldu:
• Stratejik öneme sahip petrol-
rinden 3.3 milyar dolar) belirtti. le ilgüi politikalar, özel sektörün kâr
Yani, Türkiye'nin her türlü ödünü
vererek 3 yılda IMF'den alacağı 4
milyar dolara yakın kaynağı, Tüp-
raşbiryılda vergi olarak devlete ak-
tanyor.
Petrol-lş'in raporuna göre. dev-
letin aldığı verginin 5'te l'i Tüp-
raş'tan geliyor. Tüpraş'ın üretim
gücü açısından değerinin 5 milyar
eksenine terk edılmemelidir. Petrol
sektörunün özelleşnrilmesine, IMF
ve Dünya Bankası'nın dayatması-
na rağnien dünyanın pek çok ülke-
sinde ancak sınırh ve kamu hâki-
miyetini kaybetmeyecek biçimde
izin verilmesi de bu nedenledir.
• Rafinerilerin tekeller tarafın-
dan satın alınması ile petrol ürün-
leri üretim dağıüm ve fiyatlamasm-
da tekelci politikalar hâkim kılına-
caktır. Tüpraş'ın da göstermelik
yerli bir ortak ile bu dev ulus ötesi
tekeller tarafından devralınacağına
kesin gözüyle bakılmaktadır.
• Petrol sektöründe asgari stok
bulundurma zorunluluğu vardu-.
Tüpraş ve POAŞ özelleştirildiğin-
de asgan stok şartı, özel sektörün
insafına bırakılmış olacak. Özel
sektör ise müyonlarca dolan bir
kenarda tutma yerine bir an önce
saüş yaparak kâr elde etme peşin-
de olacak. Ulusai güvenlik tehdıt
aldığında ise yeterli stok olmama-
sından, ülke tehlikeye girecek.
• Tüpraş'nı petrol ürünlerinden
tahsil ettiği vergi ve fonlar devle-
te bir ay sonra ödenmektedir. Özel-
leştirildığinde. özel sektör, ülke-
nin bütçesinin 5'te l'i gibi büyük-
lüğe varan toplam vergi ve fonla-
n kullanabilecektır.
İŞÇİMNEVltEMNDEN
ŞÜKRAN SONER
Özel Tekel
Sabancı'nın Koç'a eviilik önerisi gazetelerin man-
şetinde. Türkiye özel sektöründe simge olmuş iki
holdingin Doğuş Grubu'nu da katarak banka ve tu-
rizm alanından başlaması beklenen birlikteliği elbet
çok büyük haber. Yıllardır var olan bir gidişte, milat
gibi simge bir olay.
Dünyadaki tekelleşme, dev birleşmelerin Türki-
ye'deki yansımalannın geldiği boyutu sergiliyor. Al-
manya ve dünyanın en büyük bankasının daha da
büyümek üzere diğer bankalarla biıieşmesi gibi dün-
ya çapındaki bir olayın Türkiye izdüşümü.
Dünya ve Türkiye'deki dev tekellerin evliliklerle da-
ha büyük dev ve tekel oluşumu haberleri, Türkiye'de-
kj her biri bir başka yağma, yolsuzluk, hukuksuzluk
konusu özelleştirmelerle yan yana gelince insanı da-
ha bir ürperten, ürküten tablo ortaya çıkıyor.
Hani ülkemiz ve dünyada serbest piyasa ekono-
misi hızla gelişiyordu? Ekonomilerin lokomotifi ola-
rak yurturulan özelleştirmelerle serbest piyasa daha
da gelişecekti? Devlet tekeline son verilip, çoğulcu
özel mülkiyet ile, özei rekabetin mucizesine ulaşıla-
caktı?
Kamunun tekeli yok edilip, özelin tekeli yaratılıyor.
Hatta kimi özeüeştirmelerde tekel olmayan, ancak sos-
yal devlete, kamu yaranna büyük katkısı olan işlet-
me, yerli yabancı özel, bazen de yabancı kamu te-
keline peşkeş çekiliyor. Kimsenin malı olmayan ka-
mu işletmesini ekonomik gelişme açısından sakın-
calı görenlerin, özel tekeller için ağızları açılmıyor.
Kamu tekeli rekabete kapalıydı, hantaldı, kötü yö-
netiliyordu... Tamam ama en çok ve haklı olarak eleş-
tirilen, siyasetçilerin KlTleri arpalık olarak kullanma-
lan olgusunun bile, işsizliğe çözüm üretme gibi bir
sosyal yaran da vardı. Çok daha önemlisi kötü yö-
netilen kamu işletmesini, kamu yaran açısından de-
netlemek olanaklıydı. Sonuçta KlTyönetimlerinden,
siyasilerden, kamu yaran adına, kamu malını yağma-
lama suçundan hesap sorulabilirdi.
Kamu malının, değerinin çok altındafiyatlaria peş-
keş çekildiği özel işletmelerden, tekellerden neyin he-
sabını sorabilirsiniz?
özelleştirmelerin ardından Allah kelamı gibi gelen
kitlesel işçi atmanın mı? Ücretleri hızla aşağı çekip,
çalışma koşullannı çok ağıriaştırmanın mı? Kelepir fi-
yatına alınan işletmelerin pek çoğunun değerli arsa
olarak kullanılıp üretimden, sanayileşmeden vazge-
çilmiş olmasının mı? Devlet kredileri ile çok ucuza ka-
patılan işletmenin asıl kânnın üretim değil, yine dev-
lete borç verilerek edinilen yüksek faiz gelirleri olma-
sının mı? Kamu denetimi ortadan kalkınca, özel te-
kele dönüşmeden bile uzlaşmalı fıyat artışı ile halkın
soyulmasının mı?
Buraya kadar saydıklanmız her şeyin yasalar ve hu-
kuka uygun işlemesi halinde dahi kamu, toplum aley-
hine ortaya çıkan sonuçlar. Ya özelleştirmeye kirli el-
lerin, rüşvetin bulaşması ile yaşananlar? Bırakınız si-
yasetin, bürokrasinin alabildiğine kirlendiği, huku-
kun, denetimin, kamu yaranna hesap sorabilmenin
işlemediği, demokrasinin yerleşemediği Türkiye'yi, bü-
ttin bu çari<lann en iyi şekilde işlediği Almanya'da bi-
le neler neler olmuş.
İki Almanya'nın birieşmesinin simgesi 16 yıllık li-
der Kohl ve partisinin yönetim kadrolan özelleştir-
,OWden seçtm kampanyalanna akı( almaz rüşvet, kır-
Blikolaylanna bulaşmışlar. Zaten günümüzde dünya
tekellerinin en büyük sorunu, rüşvet vererek haksız
kazanç elde etmek değil, verilen rüşvetlerin karşılı-
ğının güvence altına alınamıyor olması. Dünya Ban-
kası uzmanlan yıllardır dünya tekellerinin rüşvete. iş-
çiliğin iki buçuk katma çıkmış harcamalarını düşür-
mek üzere kafa patlatıyoriar. Dünya tekellerinin rüş-
veti alan iktidartann düşmesi ile boşa gidebilecek ya-
tınmlan için güvenceli yollar araştırıyoriar.
Küreselleşme, serbest piyasa ekonomisi, yeni dün-
ya düzeni, tek ideoloji, ekonomi bilimi adına yıllardır
yutturulan, insanlann düzenin en güçlü silahı med-
ya tekelleri aracılığı ile beyinlerinin içine kazılan mu-
cize(!) serbest piyasa ekonomisinin işleyiş felsefesi-
ne göre de yasaklanması gereken özel tekelleşme.
Giderek insanı, haklannı daha çok ezen, büyüdük-
çe canavariaşan, sayılan azalan özel tekeller biryan-
dan dünyayı ahtapot gibi kuşatırken diğer yandan ken-
dilerinin var olma, ayakta kalma kuralı olarak da da-
ha az sayıda daha büyük tekelleşmeyi gündeme ge-
tiriyoriar.
Düzenin, tek ideolojinin sorgulanması insan hak-
lan, insanın, çevrenin korunması için her geçen gün
biraz daha yaşamsal anlam kazanıyor.
sukransonerfo yahoo.com
Sınır aşın evlilikler, devletten bağımsız güçlü gruplar ortaya çıkaracak ve kitlesel işten çıkarmalara yol açacak
Şirköt birleşmeleri demokrasi için risk• Eski SPK Başkanı Ali Ihsan Karacan, birleşmelerin,
yoğun. işten çıkarmalara neden olduğunu belirtirken,
"îşsizlik sadece mavi yakalılar için değil beyaz yakalılar
için de söz konusu" diye konuştu.
Ekonomi Servisi - Dünyada yaşa-
nan evlilik modası Türkiye'deki şir-
ketleri de etkisi altına alırken. sınır aşı-
n şirket birleşmelerinin demokrarik
sistemler için tehdit unsuru olduğu be-
UrtUdi. Iş dünyası rekabet avantajı sağ-
ladığı ve maliyetleri düşürdüğü kaygı-
sıyla birleşmek için iştah kabartırken,
yoğun işten çıkarmalann yaşanacak
olması, emek cephesini endışelendiri-
yqr. Dünyadaki şirket evliliklerinin
yüzde 58'inin başansızlıkla sonuçlan-
dığına dıkkat çekilirken, başansızlı-
ğın en önemli nedeninin kültür faridı-
lıklan olduğu vurgulandı.
Haba International ve Finans Club
tarafından düzenlenen "Şirket birleş-
meteri" konulu konferansta konuşan es-
ki Sermaye Pi\asası Kurumu (SPK)
Başkanı Ali thsan Karacan, şirket bir-
leşmelerinden emekpiyasasınm önem-
li ölçüde etkilendiğıne işaret ederek,
"Fabrika, tesis ve şube kapatma ile iş-
ten çıkannalaryaşanr/or.İşsEİiksade-
Türldye'de Hçgüveyisi
9
ıııoda
Ekonomi Servisi - Türkiye*de
birleşme ve devralmalar
genellikle holdingler
çerçevesinde gerçekleştiriliyor.
Holding genişlemesinde banka
sahibi olmanın büyümenin en
önemli yolu olarak görüldüğü
gözlenirken uzmanlar, yeni
Bankalar Kanunu'nun holding
bankacıhğmı özendirdiğine ve
bu gelişmenin "çok riskfi"
olduğuna dikkat çekıyorlar.
Birleşmelerin en gözde
sektörlerinden birinin de medya
olduğuna işaret ediliyor.
Uzmanlar, medya ve bankayı
içeren birleşme modelinin
egemenliğinin giderek
artmasının polıtikanın
şekillenmesi açısından ciddi
riskler taşıdığmı vurguluyorlar.
1996-1999 arasında 15 birleşme
yaşandığı ve bunlardan 14'ünün
grup içi birleşme olduğuna
dikkat çekiliyor. 14 birleşmenin
5 tanesinin Koç Grubu'nda, 3
tanesinin ise Sabancı Grubu'nda
olduğu bildiriliyor.
ce mavi yakalılar için değil. beyaz ya-
kahlar için de tehdit unsuru" diye ko-
nuştu. Karacan, özellikle sınır aşın bir-
leşmelerin devletsiz güçlü gruplar or-
taya çıkaracağına ve politıkrisklerdo-
ğuracağına dikkat çekti.
Birleşmelerin yoğunlaştığı ülkeler-
de borsalann şiştiğine işaret eden Ka-
racan, "Birteşmeler kısa süreli kazanç-
lara aşın yoğunlasöğı için bu kazanç-
lar çoğunlukla uzun dönemli gelişme-
lerin pahasma gerçekleştiriliyor'' açık-
lamasını yaptı.
Hukuksal sorunlar
Sınır aşın birleşmelerin, hem uygu-
lanacak hukuk açısından hem de gö-
zetim ve düzenleme açısından önem-
li bir sorun olduğuna dikkat çekildi. Bir-
leşmelerin tekelleşme eğiümini arttır-
dığına işaret edilirken, piyasada fiyat-
lann belirlenmesinde birleşen firma-
lann gücünün artmasuun, tüketicinin
korunması yasalan ile çatışabileceği
\Tirgulandı. Londra Üniversitesi'nden
Hukuk Profesörü Jason Haynes, özel-
likle sınır aşın şirket bırleşmelennde
hukuksal sorunlar yaşandığını söyle-
yerek, "Bir Abnan ve bir tngiiiz şirket
birleştiğinde hangi ülkenin mevzuao
uygulanacak? Bu komıda karmaşıkhk-
lar hâkim'' diye konuştu.
Danışmanlik şirketi PriceWaterho-
use Coopers Yönetim Kurulu Başka-
nı AdnanNas da Türkiye'de şirket bir-
leşmeleri ile ilgili mevzuatm "böBkpör-
çük" olduğunu belirtirken, "Mevzu-
at önceden görücü tarzda yapümanuş
77
görüşünü dıle getirdi.
Çokuluslu
tekellerin
evliliği
sonucunda on
binlerce kişinin
işsiz kalması
sendikalann da
güçlerini
birleştirme
eğilimine
girmesine yol
açtu
Sendikalann da gündemi: Biıieşme
IstanbulHaberServisi-Çokuluslu te-
kellerin birleşerek devletlenn bütçele-
riyle yanşu- bir pozisyona geldikleri
bir ortamda, tekelci küreselleşme sü-
recine karşı emekçilerin örgütlü oldu-
ğu sendikalann da bırleşmelen tartışıl-
maya başlandı.
İşçi ve memurlan temsil eden 6 üst
düzey örgütün 19%'da Demokrasi Plat-
formu ile başlayan ve sonrasında Emek
Platformu olarak devam eden dayanış-
masının, birleşmeyi de beraberinde ge-
tirmesi isteniyor. Sendikalann önder-
len ise bu fikre son derece sıcak yak-
laşıyor. 1999 Aralık ayuıda çeşitü ül-
kelerdeki sendikalarda örgütlü 15 mil-
yon işçiyi kapsayan Uluslararası İşçi Sen-
dikalan Ağı'nuı kurulması da Türkiye
için bu gündemi daha sıcak duruma
getirdi.
Sendikalann birleşmesini kapak ko-
nusu yapan Sosyal Demokrat Hareket
dergisi son sayısuıda CHP PM Üyesı
Murat Karayalçın, Türkiye sendikala-
nna birleşmeyi lartışmalan çağnsuıda
bulundu. Türk-Iş Genel Sekreteri Hü-
seyin Karakoç, birleşme önerisiyle il-
gili olarak Türkiye'deki üç işçi konfe-
derasyonunun bölünmüşlüğünün kü-
reselleşme sürecinde bir lüks olduğu-
nu, "nihai hedeflerinin işçi smmnm sen-
dikal alandaki bütünlüğünü sağlamak
olduğunu" kaydetti DİSK Genel Sek-
reteri Murat Tokmak ise konfederas-
yonlann tek başlanna sorunlar karşısın-
da durmalanrun giderek güçleştiğini,
ancak kurumsal birleşmeler yerine güç-
birliklenni daha da arttırmak gerektı-
ği görüşüyle, birleşme önerisine daha
temkinli yaklaştı.
Hak-lş Genel Başkanı Salim Ushı da
Emek Platformu'nun diyalog ve işbir-
liği için somut bir ömek olduğunu söy-
lerken, birleşme konusuna DİSK gibi
temkinli yaklaştı.