09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1-B MART 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA J. L J J A [email protected] 15 Babalar, oğullar ve gelin... Goya ödüllü 'Cennetin Külleri'nde sır dolıı iki cinayet soruşturması iç içegelişiyor SUNGUÇAPAN Son aylarda 'Olimpo Garajı', Aç Gö- zünü' gibi 2-3 yıllık örneklennı seyret- tiğimiz, Ispanya-Latin Amerika yapımı fılmlerden son gördüğûmüz 'Cenizas Dd Faradiso-CennetinKüleri',Ispanyol sinemasının Oscar'ı sayılan Goya ödü- lünü alrruş, Havana festivalinde en iyi se- naryo ve müzik ödüllerinı kazanmış, 1997 yapımı bir Arjantinfîlmi. 1980'le- rin başanlı polıtık filmlerinden 'Resmi Tarih'in de senaristi olan Aida Bort- nik'in yazdığı ödûllü senaryodan Ar- jantinli yönetmen Marcelo Pineyro'nun çektiği 'Cennetin Külleri'nde, zenginlik ve yoksulluğun ıkiye böldüğü günümüz Arjantini'nde geçen ve ilk bakışta bır- biriyle ilgisiz gibi görünen, içinden çı- Inlmay sır dolu 2 cinayet soruşturması çevresinde gelişen bir polisiye öykü an- Latıhyor. BirbirKle bağlantıh ölümler Adliye sarayının tepesınden (iki kişi tarafından aşağı itilip) düşerek yere ça- kılan, Yunan asılh, yaşlı, gûçlü, saygın hâkım Kosta Makantasis (Hector AKe- rio) ve aynı gün, yargıcın evinde 15 kez bıçaklanmış, güzelliğiyle peşinden erkek- leri koşturan, 22 yaşındakı genç, çekıci sanşın Ana Muro'nun (Leticia Bredk- ce) ölümleri, aslında bırbinne bağlantı- lıdır. Ana Muro cmayetini sonışturup çözmekle görevlendirüen Beatriz Teller'le (Cecflia Roth), ölen hâkım Makantasis soruşturmasıru yürüten Martini arasın- da mesleki bir rekabet de söz konusu- Cenizas Del Paradlso / Yönetmen: Marcelo Pineyro / Senaryo: Aida Bortnik, M. Pineyro / Kamera: AHredo Mayo / Müzik: Osvaldo Morrtes / Oyuncular: Cecilia Roth, Hector Alterio, Leonardo Sbaraglia, Leticia Bredicce, Daniel Kuzniecka, Nicolas Abeles, Alejo Garcia Pintos, Rita Cordese, Horacio Roca/1997Arjantin (Özen Film) Marcelo Pineyro'nun yönettiğj film gûnûmüz Arjantini'nde geçen bir poosiye öyküsü. dur. Tetastan atlayarak intihar edişi hiç de inandıncı olmayan, yaşlı, varlıklı, nüfuzlu hâkım Makantasis'i kımin öldürt- tûğü öncelen karanlıkta kalırken hâki- mın her biri, Ana Muro'yu bizzat bı- çakladığını itiraf eden üç genç oğlu da cinayet zanlısı olarak polisçe tutuklanı- yor. Yönetmenin geri dönüşlere başvura- rak anlattığı, kafa kanştıncı kılınmış, karanlık bir atmosferde gelişen ve sıkı- cı olmaktan yer yer kurtulamayan hikâ- ye aktıkça, bu 2 cınayetin (ve 2 ailenin) bağlantısuu bulup ortaya çıkarmaya ça- lışıyor Beatnz Teller. Küçük yaşta model annesi tarafindan kucağına bırakıldığı, ttalyan asılh, ışa- damı babası Fransisco Muro tarafuıdan büyütülmüş Ana, duyduğu yoğun aile öz- lemini(!) Makantasis erkeklerinde gi- dermeye bakıyor. Yaşlı kadın hizmetçi- ye 'Aflede herkesk evfeneceğhn' bile di- yor hatta, cilveli cilveli. Önce hâkimin küçük, pısırık oğlu, fotoğrafçı Alejand- ro'yu (Nicolas Abeles) körkütük kendi- ne âşık ederek Makantasis aılesine adım atan seksı Ana'tun baştan çıkardığı ikin- ci kardeş, kardiyolog ve atsever ortan- ca Makantasis, Nicolas (Daniel Kuzni- ecka). Yunan müzığı hayranı olarak, sir- taki yapıp tabak kıran 'Dayanılmaz Ana'ya direnebilen sadece baba mesle- ğini seçmiş, hâkimin büyük oğlu avukat Pablo (Leonardo Sbaraglia) oluyor. Ügiyk iztenip ttiketiByor Hâkim Makantasis'in yasa dışı, karan- hk işlere bulaşngından kuşkulandığı ba- bası Fransisco Muro'yla müstakbel ka- yınpederi Kosta Makantasis arasındaki ölümüne düşmanlığa son vermek istiyor seksi gelin Ana ama heyhat! 'Yunan ya- ratn, Roma takKt etti' gıbısınden çekiş- melerine de tanık olduğumuz, Yunan ve ltalyan asülı bu iki aile reisiyle çoluk ço- cuğunun iç içe geçen polisiye öyküsü, 4-5 ana karakterin çevresinde dallanıp budaklamyor. Geri dönüşlerle anlatılan ve Alejandro, Nicolas, Pablo ve Ana başlıklı bölümlerden bütünlenen 'Cen- netin KüDeri', başından ıtıbaren malum o 'Cinayetleri kim işiedi' geriümine ve psikolojik karakter tahlıllenne dayanı- yor. Finalde Alejandro'nun elinden bıça- ğı kendine saplaüyor, aile-şiddet kurba- nı Ana. Yer yer pornografıye yelken açan ateşli sevışme sahneleriyle de seyircinin gözünü gönlünü açıp sıkıntısını dağıtan filrnde, Ana Muro, erkekleri kendine pervane eden bildik meşum kadınla, ye- re bakıp yürek yakan, fettan Lolita tipi- ni harmanlayan, küşe bir karakter. Ana Muro'yu oynayan sanşın fıstık Leücia Bredicce'nin cazibesıyle parlatöğı 'Cen- netin KfiDeri', vasat bir polisiye-suç fil- mi. Sonuçta ilgiyle izlenıp tüketiliyor ama genye pek 12 bırakmaksızın. Slemens Sanat Ödülleri opera dalında verilecek ALdaylann bir klasik veya arya antik, bir lied ve farklı bestecilere ait üç opera aryasmı seslendirerek katılacaklan yanşma, soprano, mezzosoprano, ^(^çnt»r, bariton ve |- [; bas ses Icategorilerinden, 18-28 yaş arasındaki tüm amatör opera sanatçılanna açık. 'Genç şancılara şans tanımayı amaçlıyomz' S.RAYANYİRMİBEŞ Siemens, 1993'tenbuyana genç ye- tenekleri sanata teşvik etmek ve keş- fetmek amacıyla, sanat ödülleri ya- nşması düzenliyor. Daha önce resim, fotoğraf, heykel dallannda ödüller veren kurum, 1998'den bu yana ala- nını opera ödülleri olarak beürledi. 24 Mart 200O'de başvurulann so- na ereceği "Siemens Sanat ÖdûDeri YanpnasT, bırçok genç sanatçıya sesini duyurma olanağı tanıyor. Ya- nşmanın seçici kurulu, Istanbul Dev- let Opera ve Balesi Müdürü ve Ge- nel Sanat Yönetme- ni \ekta Kara, Dev- let Sanatçısı Mete Uğor, New Orieans Operaa temsilcisı ve Siemens kurum tem- silcisinden olusuyor. Adaylann bir klasik veyaarya antik, bir li- ed ve farklı besteci- lere aitüç opera arya- sını seslendirerek ka- tılacaklan yanşma soprano, mezzosop- rano, tenor, bariton ve bas ses kategorile- rinden, 18-28 yaş ara- sındaki tüm amatör opera sanatçılanna açık. Yanşmanın ön elemeleri ve yan fı- nali 28-29 Mart'ta, ödül töreni ise 31 Mart'ta Teutonia bi- nasında gerçekleştirilecek. Yanşma- da birinci olan, yurtdışında yaz oku- hı kapsamında iki aylık eğitim ile ödûllendirilirken ikinciye 2 bin do- lar, üçüncüye bin dolar, mansiyon alanlara ise 500 dolar para ödülü ve- rilecek. Siemens Halkla tlişkiler Müdürü ve Proje Sorumlusu Nurdan Tüm- bek'le sanat ödülleri hakkında söy- leştik. -ÖdüDeri sadeceoperadafanda ver- •neye nasıl karar verdiniz? NURDANTÜMBEK-Opera; şan, müzik, bale gibi birçok alanı içinde banndırmasının yanı sıra son dönem- de Türkıye"de özellikle YektaKara ve Lcyia Gencer'ın katküanyla atılım- «ia bulunan bir sanat dalı. Siemens'in SİEMENS kültürle ilgili özerkbölümü, dürrya ça- pında, genç sanatçdara her dalda des- tek veriyor. Siemens Sanat Ödülleri'nin her yü başka aianlarda yapılmasına 1998'de son vererek bu alanı opera olarak be- liriedik. 1997'de Siemens, temsilci- liği bulunan tüm ülkelerde 150. yılı- nı kutladı. Türk Siemensi'nin yaptı- ğı toplantı sonucunda, birçok fırma gibi yurtdışından ünlü bir opera sa- natçısı konuk etmek yerine yurtdı- şında bizi çok iyi temsil eden Türk sanatçılan davet etmeye karar veril- di. Yekta Kara ile çalışmalanmız Si- emens'in 150. yüına uzamyor. Istanbul Devlet Opera ve Ba- lesi'nin desteğiyle gerçekleştinlen kutla- mada Hakan Aysev, SedatÖztoprak,'Yet- da Kodalh gibi ope- ra sanatçüanmız kon- ser verdiler. Kutlama etkinliğimiz, yerel içeriği yönünden ön plana çıkarak 150 ül- kede fırması bulunan Siemens'ten teşvik ödülü aldı. Yekta Ka- ra 0 günden beri bize bu konuda fahri des- tek veriyor. - 1999'da sanat ÖdüDeriverümemis- Yanşmaya katüacak- larm öğirenci obnası tercihiniz mi? TÜMBEK-Yanşma 1999 sonba- hannda olacaktı ama 2000 yüına ta- şımayı uygun gördük. Bizim amacı- rriLz eğıtime katkıda bulunmak aynı zamanda. Bu nedenle yurt çapında konservatuvar öğrencilerine şans ta- nımak, amacımız. 1998'de büincilik kazanan Burak Bügili, Amerika'da iki aylık bir müzik eğitim kazanmış- tı. Ingilizcesini geliştirmek için hak- kını donduran Bilgili, Amerika'ya gitmeyi bu yaza erteledi. Bu arada 'İtarya'da Bir Türk' adlı operada da önemli bir rol üstlendi. (Ayrıntıh bilgi için: htanbulSim- ko: 0212 33412 86/0216 459 32 86, Ankara Simko: 0312 459 55 61. Ada- na Simko: 0322 454 78 88. tzmir Simko: 0232 484 28 09) Istanbul Kültür ve Sanat Vakfı bu yıl devletten destek almadı Sponsor katkısı yüzde 80 Kültür Servisi - 28 yıldır tstanbul'u bir 'festivaller kenti'ne dönüştüren; film, tiyatro, müzik ve caz festivalle- rinde ünlü sanatçılan Istanbullularla buluşturan, "Istanbul Kültür ve Sanat Vakfi", 2000 yılı kurumsal ve medya sponsorlarma The Marmara Oteli'nde düzenlenen bir yemekle İstanbullu sa- natseverler adına teşekkür etti. Gecede konuşma yapan Yönetim Kurulu Başkanı Şakir Eczaabaşı İKSV adına yapüklan yardımlardan dolayı sponsor kuruluşlanna bu yıl her za- mankınden çok daha fazla teşekkür et- meleri gerektiğini ifade etti. Vakfin bütçesinin yüzde yirmisini bilet gelir- leri, yüzde altmış beşini destek veren kuruluşlar ve yüzde on beşini özellik- le tanıtma fonu olmak üzere çeşitlı dev- let kuruluşlanndan gelen gehrlerle oluş- tuğunu behrten Eczacıbaşı, devletinbu desteğinin sadece bir teşvflc' özelliği taşıdığını söyledi. Özellikle geçen yıl- ki koalisyon döneminde devlet bütçe- sinden aynlan bu oranın binde sekız- lerden binde ikiye düşmüş durumda olmasından dolayı iKSV'nin bu yılki hiçbir etkinliginde devletten tek bir kunış' bile almadığını da vurguladı. Dolayısıyla destek veren kuruluşlann katkısının bu yıl yüzde seksene çıktı- ğmı belirttı: u Biz zaten devletten fazta bir destek görmek istemiyoruz. Çünkü destekler artakça müdahakler de ar- tar. Kültürve sanatiseancak sonsuz öz- gürtüktegefisir w yaşar. Ama bu demek değiidir Id devietin bir venüğini on ya- pan bir kurulusa destek verümesin.'' Eczacıbaşı'nın konuşmasının ardın- dan genel müdür Melih Fereli de inşa- atı vakıf tarafindan yürütülen ve 2002 yılında faaliyete geçmesi planlanan "tstanbul Kültür ve Kongre Merke- zi"yle ilgili bir sunum yaptı. Yönetim Kurulu Başkanı Şakir EczacıbaşL Gülfem Kessler, göçebelik yaşamının izlerini sorguluyor 'Resimyapmak utanç vericV YEŞtMAKYÜZ Gülfem Kessler, resim yapmaktan utanan bir res- sam... Dulcinea'dakı 'hiç- bir yere™' başlıklı sergı- sınde bu rahatsızhğını an- lanyor. Yaşamı boyunca sürekli bir ülkeden bir ül- keye yer değiştiren ve şimdi Amerika'da karar kılan Kessler, resim eği- timini Hollanda'nın La- hey şehrindekı Royal Academy of Fine Arts'ta yaptı. Ama bu arada bir göçebe gibi yaşadı. Dul- cinea'daki 4. kisisel ser- gısınde de 'yokuluk' du- rumunu ve beraberinde getirdiği gerçekleri sor- guluyor. Desenlerinde 'günlük rutma tavnnı' gerçekleştiren ressam, yağhboya resimlerinde bazen maymun, kimi za- man belirsiz bir kadın gö- rüntüsünün ardında ken- dı yaşamındaki mesele- lerle -aslında hepimizın maskelediği ger- çeklerle- uğraşıyor. - Yaşam içindeki konumunuzu sembol- ler ve siııvaDer araahğıyla sorguUdığuu- asöyledmiz.Resiınlerinizdeki beiirsizlik, sınırsızlık-sınırulık kavramlannm ann- na gizlenerek mi yapıyorsunuz bunu? GÜLFEMKESSLER-Resim yapmak benim için rahatlatıcı bir yöntem. Bir ba- kıma özterapi... Ama resim içerisindeki anlamı, kendimi bu sembollerle kaybet- mek değıl, daha çok ifade edebilmek. Yaptığım izleyiciye de yönelik bir iş. Bu- nu hiçbir zaman unutmamaya çalışarak yaraüyorum. tçimde de bir ikilem yaşı- yorum. Kendimi ne kadar açabilirim ya da saklayabüirim, insanlara nasıl ulaşa- bilirim gibi sorularla uğraşıyorum resim- lerimde. Aynca, özgürlük arayışı da var. Bu da sınırlan belırleme durumunu ge- tiriyor. En önenüısi de nereden, nereye gi- bi sorular... Bir insanın bir yerden başka bir yere gıtmesı o insanı ne kadar özgür- leştiriyor ve sınırlıyor? Engeller, koşul- esim yapmak benim için hem çok utanç verici hem de çok iyileştirici bir şey. Hayatımı ifade etmeye başlıyorum, hayatın içindeki konumumu sorguluyorum. Ama bunu çok gizli bir biçimde, birtakım semboller ve sinyaller göndererek yapıyorum.' lar ve koşullann üstesinden gelebilme mücadelesi başlıyor. Bunlar yaşamda var olan mücadeleler. Herkesin kendisine sor- maktan kaçındığı sorular ve mutsuz ol- duğu şartlardan kaçma yöntemleri var. Belki de resimde ulaşmaya çahştığun he- defı belirleyen bir ifade şekli bu. -'Hiçbir yere-' hedeflediğiniz yer mi? KESLER - Evet, bemm vardığım so- nuç 'hiçbir yere™' Bir yerden bir yere git- mek her şeyi halletmiyor. Aynca, yor- gunluk da oluyor. Çünkü yaratmayı da en- gelliyor. Yerleşik bir kültürde, belirlı bir mekan içerisinde bir şeyler üretme ar- zum var. Belki de sergi bu isteğmıin so- nu. Sergiler gitsin ama, ben yerimde ka- layım. - Resim yapmanın sizin için utanç ve- rici otduğunu behrttiniz. Neden? KESSLER - Hayatımı başka insanla- nn gözleri önüne sermekle kendimi afi- şe etmiş oluyorum. Bu da sıkıntı veriyor. Orneğin, kendimi ve ışlenmı anlatmak için röportajlar yapmak durumundayım. Re- simde de kendimi göste- riyorum, kendimden bahsediyorum. Resim- lerdekı kadın, ya da may- mun aslında benim... Böylece, her şeyimi açık- lamış oluyorum. - Baa resimkriniz an- lamsal açıdan iki tuval- de bütünİeşiyor. Ama ki- mi iki ruvali birbirinden uzaklaştınp a\Ti yerlere koymuşsunuz. Ozettikle mi böyle tasarladnnz? KESSLER-Birbirini tamamlayan resimlerin hepsini yan yana koy- saydık, izleyiciye tüm donelen vermiş olurduk. Halbuki, insanlar resim- lerin ılişkısını düşünsün istedik. Önemli olan re- simlerin anlam olarak bü- tünleşmesi. Her resim kendi içinde var olabil- meü, ama ayırabilirsiniz de. - tşlermizde neden hep ızusorguluyor- sunuz? KESSLER - Genelde hep bu konuyu işliyorum. Çünkü yerleşik olmayan bir ha- yatın etkilerini yaşıyorum. Kendi haya- tımın dışında başka şeyler yapabılmek için bir yerde uzun süre kalıp, başka ko- nulara yönlenmem lazım. Oysa sürekli ola- rak bu hayatın içinde yerimi bulmaya ça- hşıyorum. Elimde olmadan kendımle uğ- raşıyorum. Aslında bundan da çok sıkıl- dım. - Desenlerinizi yaparken resjmlerinize kaynak olan konulardan mı yola çıktnuz? KESSLER- Desenler sponton yapıldı. Adeta bir günlük.. yani o günün itirafi gi- bi... Düşünmeden, o anda geldiğı gibi ya- püdığı için resimlerimden farkhlar. As- lında, desenleri referans alıyor ve tuttu- ğum duyguyu resme geçiriyorum. Ge- nellikle hayatı sona ermiş sanatçılann retrospektifinde görüyoruz iki ayn işi. Ama bence sanatçıyı anlamak açısmdan ikisinin bir arada bulunması çok önem- knraıı btanbul Devlet Opera ve Balesi 'Aida'yı yeıuden sunuyor • Kültür Servisi - Istanbul Devlet Opera ve Balesi'nin 40 kez temsil ettiği ve izleyicinin yogun ilgisi nedeniyle yeniden repertuvanna aldığı 'Aida' bugün saat 15.30 ve 21 Mart Salı saat 20.00'de tekrar edilecek. Yekta Kara'mn sahneye koyduğu yapıtm orkestra şefı Ivan Anguelov. Dekor ve kostüm tasanmı Osman Şengezer'e ait. Koro şefliğini Gökçen Koray'ın üstlendiği yapımda koreografiyi Erdal Uğurlu, ışık düzenini Ahmet Defhe yapmış. 300'ü aşkm sanatçınm rol aldığı operada Sema Tüzün, Erol Uras, Mete Uğ ır, Jaklin Çarkçı ve Ayhan Baran başrolleri üstleniyor. 'Aida', romantik ttalyan operasırun gözde bestecisi Guıseppe Verdi'nin başyapıtı olarak kabul ediliyor. 1869'da Süveyş kanalının açılış töreni için Mısır Hidıvi tsmaıl Paşa'nm Verdi'ye tsmarladığı operamn ilk sahnelenişi Kahire'de gerçekleştırildi. Yüz yılı aşkm süredir tüm görkemiyle dünya operalaraıdaki ayncalıklı yerini koruyan yapıtta firavunlar döneminde Habeş prensesi Aida'mn dramı. umutsuz aşk öyküsü anlatılıyor. Hale Tengen'in sergisi Oda Sanat Galerisi'rute • Kültür Servisi - Hale Tenger'ın sergısi bugün Oda'da açılıyor. Bugüne kadar hep etnografîk, politık ve psikolojik göndermelerin yoğun bir şekilde iç içe geçtiği projeleriyle sanatseverlerin karşısına çıkan Tenger'in Oda'da gerçekleştirdiği bu projesi sanatçının ocak ayında Ankara'da yaptığı 'Kalp Ağnsı' sergisi üzerine temellendiriuniş bir video gösterisinden oluşmakta. Yakın planda bir vantılatör ve arkada da dikenli bir yastık görülen video filmine Leonard Cohen'in 'Teachers' şarkısı eşlik ediyor. Sanatçının 1994 yılında Sao Paolo Bienali'ndeki 'Kant Odası' ve 1996'da New York'daki 'Enclosures' sergılerinde kullandığı dikenli yastık ve vantilatörü bırleştırdiğı proje, kötü düşlerin ve içselleştıriuniş baskırun somutlaşarak zamana yayılmasıyla, kişisel fantezi ve toplumsal kontrol arasında oluşan sıkıntılı gerilimi işliyor. 2000 yılında Kwangju Bienali, Kopenhag'da 'Erken Bahar", Kassel Fridericianum, Hanover Historiche Museum ve Istanbul'da AKM'de 'Önenneler' sergisini gerçekleştirecek olan Tenger'in Oda projesi 8 Nisan tarihıne kadar görülebilir/292 30 96) Mahjp Cetiz'Yılın Genç i,nfliizısyenı seçılıf -- *u«f»^u™ı • ANKARA (AA) - tngıliz Kültür lvferkezî y nin düzenledığı 'Yüın Genç Müzisyeni' yanşmasında Mahir Cetiz birinciliği elde etti. Çoksesli müziğin tanıtımı ve genç müzisyenlerin desteklenmesi amacıyla düzenlenen yanşma, bu yü 'orkestral kompozısyon' dalında yapıldı. Çeşitlı okullardan 16 genç bestecinin 17 eserle başvurduğu yanşmada. 5 eser fınale kaldı. Yapılan değerlendirme sonucunda Ayşe Önder ıkincı, lsmail Sezen üçüncü oldu. Yanşmada Ayşe Önder mansiyon da alırken diğer mansiyona Berkant Gençkal değer görüldü. Cetiz, Ingiltere'de bir yıl; Önder üç ay müzik eğitimi alma hakkı kazanırken Sezen iki hafta müzik kursuna katılacak. Şukrü Karakuş resim sergisi Galeri Bhıyıl'da •<,-' • Kültür Servisi - Şükrü Karakuş'un 'Kayıp Şehirler' başlıklı resim sergisi Galeri Binyıl'da açıldı. Sanatçı metalik, gökyüzü ve deniz mavileri ile oksit harmanlanmış toprak ve ten rengi kırmızının hakım olduğu resimlerinde kimi zaman kuşkucu kimi zaman kendinden emin tavnyla yeni formlar yaratmaya çahşıyor. Sanatçmın 'çağdaş sanat içinde değerlendirilırken, her şeyrn mümkün olduğu ancak bir o kadar da karmaşık hale geldiğı postmodern durumun kaçımlmaz sonucu olarak' tanunladığı çalışmalan 15 Nisan tarihine kadar görülebilir. Bond fîlmimn kötü adaım Chartes Gray öldü • LONDON(AFP) Bond filmleri sensinin 'Diamonds are Forever' adlı fîlminin 'baş kötü adamı' Stavros Blofeld rolüyle tanınan Ingiliz aktör CharlesGrey, 71 yaşında yaşama veda etti. Sert kişiliği ve farklı konuşması ile Ingiliz televizyonunun en gerçekçi kötü karakterierinden biri olan Gray, 50 yıldan beri tiyatro ve sinema oyunculuğu yapıyordu. Aynca kült klasıklerden 'Rocky Horror Picture Shovv'un sunuculuğunu üstlenen Gray'e yakın zaman gırtlak kanseri teşhisi konuhnuştu. um:ag sinema kulübüne Hgi • Kühür Servisi - um:ag sinema kulübü film gösterimlerine ilgi giderek büyüyor... Kulübün Marcel Carne'ın 'Gece Ziyaretçileri' ve tngmar Bergman'ın 'Yaban Çilekleri' ile başlayan film fösterimleri Ankaralı sinemaseverlerin yoğun ilgi ve beğenısiyle karşılandı. Sayısı gün geçtikçe artan um:ag sinema kulübü üyelen 30 Mayıs'a kadar sürecek olan film gösterilerini izleyebilecek. BUGUN • ADA KÜLTÜR MERKEZİ'nde saat 14 00te Natflus ve saat 18.30'da Gökalp Baykal Band'in vereceği konser izlenebilir. (251 38 78) • AKSANAT'ta saat 14.00'te Stephen Frears'in 'Dangerous Liaisons' film göstenmi gerçekleşecek, (252 35 00)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle