Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1O MART2000CUMA CUMHURİYET SAYFA
17
Kayıp ilanı
Ostte fotoğrafı
fculunmayan, 1999 yılı
Kasım ayında Ankara
caddelerine
cföktüğümüz
asfaltımız, 2000 yılı
O c a k ve Şubat
aylannda yağan kann
altından kaçarak
lcaybolmuştur.
Görenlerin, yerini
fc»ilenlerin insaniyet
x ^ namına en yakın
büyükşehir
Elektronik posta: som@posta.cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97
•Abdullah Gül, Fazilefe
başkan adayı olmuş...
"Fazilet
Dikenli aül bahcesi!"
arakoluna
hkaber veımesi rica
oJunur. Oğlum asfalt,
sen\ affettik, evine
dön. Evine dönersen
t>ir daha hileli
malzeme
kullanmayacağım.
Annen ağır hasta;
n'olur bizi üzme.
Baban I. Melih.
amsun'daki Ondokuz Mayıs Üniversite-
si'nin Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Da-
lı Başkanı Prof. Dr. Sait Bilgiç'in, mahke-
me yoluyla gönderdiği tekzibi dün yayım-
ladık. Biz saymadık ama kendisi saymış, hakkında
dört yazı yazmışız ve daha ilk yazımıza tekzip gön-
dermiş ama bizyayımlamamışız. Mahkemeden gel-
miş birtekzibini yayımlamadığımızı kanıtlamak du-
rumdadır, aksi halde mahkemeye yalan beyanda
bulunduğu kanıtlanmış olacaktır!
Bilgiç, laf salatasına çevirdiği dünkü tekzip met-
ninde bir konuyu nedense görmezden geliyor; kıl ke-
çisi uzmanı bir veteriner hekimken, anatomi dalın-
da tıp doçentliğine ve ardından tıp profesörlüğüne
sıçrayışını geçiştiriyor. Tekzip edeceksen kıl keçisi
uzmanlığından insan anatomisine geçişindeki usul-
süzlüğü tekzip et de görelim!
Bu konuyu, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörü
Osman Çakır örttü, YÖK Başkanı Kemal Gürüz aç-
Keçi kılı
mak istemedi, Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancı-
oğlu üstüne gitti fakat geri döndü. Meslek onuru,
kamuoyunda saygınlık, itibar gibi konular önemli
ise işte fırsat buyrun tekzip edin:
Kıl keçisi uzmanı Sait Bilgiç usulsüz birşekildetıp
profesörü yapıldı!
Sayın Bostancıoğlu'nun, Bilgiç konusunda Ça-
kır'dan aldığı yanlış bilgilerie kendisini yanıltan Gü-
rüz'e şu soruları sormasını beklerdik:
1- Sağlık Bilimleri Enstitüleri ayn birfakülte konu-
munda mıdır ve kendilerine bağlı anabilim/bilim dal-
lan var mıdır? Yoksa öğrenciler doktora eğitimlerini
tıp, veteriner, eczacılık gibi kendi fakültelerinde mi ya-
pariar ve enstitü sadece koordinasyonu mu sağlar?
2- Sağlık Bilimleri Enstitüleri Tıp Programı Anabi-
lim Dalı doktora eğitimi ile Veteriner Programı Ana-
tomi Anabilim Dalı doktora egitimi müfredatı aynı mı-
dır, her iki programdaki öğrenciler aynı egitimi mi gö-
rüıier?
3- Ikinci sorunun yanıtı 'hayır' ise, Veteriner Prog-
ramı Anatomi Anabilim Dalı'nda doktora yapmış bir
kişi Tıp Programı Anatomi Anabilim DaJı'nda dok-
tora yapmış sayılabilir mi?
4- Doçentlik Sınav Yönetmeliği'nin 1. maddesi-
nin (d) bendinde, "Tıp Anabilim Dallannın birinde do-
çentlik sınavına başvuran adaylann anabilim dalına
bağlı gösterilmesi için bu bilim dalından doktora
yapmış olmasının veya tıpta uzmanlık yetkisi almış
bulunmasının" gerektiği bildirildiğine göre eğer 3. so-
runun yanıtı 'hayır' ise Veteriner Programı Anatomi
Anabilim Dalı'nda doktora yapmış bir kişi, doçent-
lik başvurusunu Tıp Anatomi Dalı'na bağlı Anatomi
Bilim Dalı'na yapabilir mi?
Ayıkla keçinin kılını!
aman
Ankara'dan Turan
Pazarlı bir bilene
sorulmasını istiyon
"Cumbabamız bir kez
daha seçilirse,
S j maaşına 'Eleman
Temininde
Güçlük Zammı1
eklenecekmi?"
Rekor
Şehir Hatlan
Işletmesi,
Kadıköy-
Eminönü vapur
seferini dün sabah 45
dakikaya çıkartarak
Şirket-i Hayriye'nin hız
rekorunu kırdı!
SESSİZSEDASIZ(!) NVRİKVRTCEBE
Yüksek Yerilim Hattı
Erdinç UTKU
Değerinin altında satıldığını iddia edip
pişmiş poAŞ'a su katıyorlar!
OIUP böyle vakalar ve aramalar
Türkiye'de cinayete teşebbüsten
4.5 yıl hapse mahkûm olunca yurtdı-
şına kaçan ve Isviçre'de evlendiği Ka-
nadalı eşini boğarak öldürdük-
[ ten sonra bu kezTürkiye'ye ge-
ri dönen ülkücü militan Şeref
Yüce'nin Istanbul'daki adresi,
cinayet davasını yakından izleyen baş-
ta Dışişleri Bakanı olmak üzere Kana-
dalılar tarafından belirienmişti...
Kanada'dan haber geldi:
Türk polisi "malum adres"e gider-
ken Yüce, Kartal'da yaşadığı lüks
apartman dairesini terk ederek Istan-
bul'da kayıplara kanşmış.
Fakat Türk Interpolü'nün verdiği bil-
giye göre Türk polisi, Yüce'yi arama-
ya devam ediyormuş.
Bozulan bir oruç yerine 61 gün oruç
Bilim ve Kültür Yayınlan tarafından
basılmış, Aydın Tannverdi tarafından
yazılmış, Milli Eğitim Bakanlığı tara-
fından 1996 yılından 2002 yılı yılına dek
geçeıii ders kitabı olarak kabul edil-
miş, ilköğretim 6. sınıflar için Din
fasında orucun bozulması hali:
"Ramazan orucu bilerek ve isteye-
rek bozulursa, ceza olarak 'kefaref
orucu tutmak gerekir. Kefaret orucu
demek, bozulan bir günlük Rama-
zan orucu yerine hiç ara vermeden
KültürüveAhlakBilgisi'nin79. say- J[ 61 gün oruç tutmak demektir."
Ilygartk YUunda Kadm Temsi
Hakkı Yüksetamelclr' ..„..
CELAL TOPRAKOĞLU
Geri kalmış ülkelerde, "kadm
hep erkeğin hayal şatosu" ola-
rak kaldı. Onun için; Türkiye
sosyal yapısında yaşanan çar-
pık ilişki ve çelişkilerin çözü-
münde önceliği kadın konusu-
na vermemezlik edemeyiz. Do-
ğanın en üretken canlı türü in-
şanın bir parçast olan kadın
sofunlannı görmemezlikten ge-
lemeyiz. Tarih boyunca gerilik
ve gericilik; geniş halk yığın-
lan için hep o "kadm" ekseni-
ne oturtulu "ırz ve namus" de-
magojisini salarak yerleşmiştir.
Islamı bir gericilik mekanizma-
sı gibi gösterip kullanmayı be-
ceren Derviş Vahdeti, Şeyh
Said'i Nursi gibi tüm softa ve
derviş biçimliler; herkesi hele
cahil halkı aldatmakta hep ka-
dın sembolü (belden aşağı na-
mus hikâyelerini) kullanmıştır.
İki yüzyıl boyunca din bezirgân-
lan, "Hüniyeti kafas ardındaki
kadını sokağa çıkanp, rastgel-
diğine teslim etmek" biçiminde
tanımlanmış, "Hürriyeti, bûtün
kadınlann erkekleıie alabildiği-
ne dûşüp kalkma serbestliği"
olmakla suçlamıştır.
"Kadınlar, yüzleri açık gezi-
yorlar",, onun için "dineldengi-
diyor" feryadı az söylenmemiş-
tir.
Üstün cins erkek egemenli-
ğinın dayattığı, "kadın cinsel iç-
gûdü" demektir anlayışı, yo-
bazlıkla birieşince "kadın", en
gaddarca eziyet, angarya çeşit-
lerine boyun eğdi. Kendisini aç
bırakan erkeğe karşı, "alınyazı-
sı, kader, böyîeyrniş" demek du-
rumuna getirildi. Sosyal, kültü-
rel, siyasal yaşamda görünen
kadın düşmanlığı eğiliminin üs-
tündeki kara örtüyü kaldırmak,
yüzü açık kadın düşmanlığını
tersine çevirmek görevi artık
kadınlara düşüyor.
Jön Türkler geleneğinin ta-
kipçisi, "IttihatveTerakki', "Mü-
dafaai Hukuk" ve "Cumhuriyet
Halk Partisi" tarihin her döne-
minde kadını öne çıkaran ileri-
ci hareketlere hep öncülük et-
ti. Kadınlar; ekonomik, sosyal,
küttürel ve siyasi alana sivil top-
lum kuruluşfannın, Cumhuriye-
tin şemsiyesi altında çıktı.
Geleneksel kültürlerin, alt sı-
nıf insan kimliği verdiği kadın-
lar, Cumhuriyet devrimleriyle
birlikte toplumun tüm yaşam
alanlarında ve karar organ-
lannda temsil edilmeye baş-
ladılar. Türk kadını bugün top-
lumdaki saygın yerini Jön Türk
gjdeneğine, Atatürke ve Cum-
huriyet devrimlerine borçlu-
d ıx Atatürk devrim ve inkılap-
lannın bir ürünü olan "Türk ka-
dm" ekonomik, sosyal, kültü-
ne1
ve siyasal yaşamdaki yerini
daha üst düzeye taşımak duru-
rnjndadır.
Partiler, Mezhep ve Tarikat
Kuyruğunda
Tbplumun önünde dağ gibi
yıgılmış sorunlara çözüm üre-
tsecek projeleri yapmaktan, top-
lıunla iletişim kurmaktan çok
Uzakta olan siyasi partiler; din,
isrran maskesi aJtındatarikatla-
rakoşuyoriar.
3ir dönem eğitimsiz fakir hal-
id<endisinesiyasi malzemeya-
|Kn sözde halkçılar; bu gün
Sao-polo yılanından daha da
zehirli olan tarıkatlarla oy avcı-
lığı uğruna "sıcak ilişkiler" içi-
ne giriyorlar.
Tarihin karanlık dehlizlerinde
kalmasını arzuladığımız, gerici
yobazın (din perdesi altında)
kadın düşmanlığı, her an ka-
pımızı yeniden çalabilir.Tarihi-
mizde, "Başmdan tırnağına ka-
darörtünmüş kadm" imajı ge-
ricilik tezi olarak, her dönemde
karşımıza çıktı. Şimdi de çıkıyor.
"Kadm da erkek kadarinsan-
dır" dediğiniz an, kadına karşı
en azgın saldınlann kaynağı der-
viş ve hocalardı. Şimdi bunla-
ra dini sıyasallaştıran "din tacir-
leri" de katıldı. Türkiye, üzerin-
dekı kara örtüyü henüz kaldır-
mış değil. Beş kıta üzerine ya-
yılmış (halifelığin temsilcisi) Ös-
manlı Imparatorluğu topraklan
üzerinde toplam 4 bin cami var-
dı. Devlet hazinesinden aylığa
bağlanmış din görevlisi hiç yok-
tu. Bugün Türkiye'de 65 bin ca-
mi, 85 bin din görevlisi (hoca)
var. Bunların eğitim düzeyi çok
düşük. Zekâ yaşlan ise 9-12 ci-
varında. Ulusal bütçeden din
hizmetlerine yalnızca Diyanet
Işleri Başkanlığı için aynlan pay
176trilyon. Beş bakanlığın büt-
çesine eşit bir pay. Türkiye'de
fslam, "devlet dini" haline geti-
rilmiş. Tehlike, Osmanlı'dan da-
ha da büyük boyutlarda kay-
nak sahibi yapılmış.
Kadının insan eşitliği önünde
yerini alması, sosyal ve psiko-
lojik baskıdan kurtulması için
akıl yollannı geliştırmesi gere-
kiyor. Tıkanan sistemi de, siya-
sallaşan dini de kurtaracak ta-
ze kan'a her dönemden daha
çok ihtiyaç duyuluyor.
O, taze kan kadın olabilir.
Türktoplumunun kadına ver-
diği değer ve bakış açısından
hâlâ "Arap Kültürü"r\ün etkin
olduğunu görüyoruz. Bu kara
örtüyü kınmanın, atmanın yolu
kadının kendisini daha büyük
boyutlarda eğitmesinden ge-
çer. Eğitim düzeyi yüksek, ken-
disini çalışma hayatının zor ko-
şullanna hazııiamış, bilinçli bir
kadın motrfi toplumsal imajın
da yükselmesini sağlayacaktır.
Kadınfar, kendi kimliğini öne
çıkaracak büyük çaplı projeler
üretmek; tıkanan ekonomik,
sosya], küttürel ve siyasal yaşa-
mın önünü açmak durumunda-
dırlar. Uygarlığa giden yolda
karşımıza çıkan engellerin aşıl-
ması, ancak "Cumhuriyet dev-
rim/eri"nin kadına sağladığı ile-
rici, modern yaşam tarzını, ha-
yat alanlannı geîiştinp genışlet-
mesiyle mümkün olabilir.
Kadınlar, yalnızca ekonomik
ve kültürel alanlarda değil, ken-
dilerini doğrudan doğruya ilgi-
lendiren siyasal ve sosyal hayat-
ta da temsil haklannı yükselt-
mek, toplumun karar mekaniz-
malarında söz, karar ve dene-
tim hakkı sahibi olmak duru-
mundadırlar.
Unutmayalım ki; dişi maya
yalnızca erkeğin değil, doğa-
nın da yansıdır.
Kim ki, kadının gelişimi önü-
ne engeller çıkanyor; "O, yalnız-
ca insanı değil,
doğayı da kısıriaştınyor,
üretken olmasını engelliyor"
demektir.
KlM KÎME DUM DUMA BEHIÇAK behicakÇd turk.net
*
• *-
... / ,
11
r
t
KJ rtii
k j O ) - ^ ' •;•-•^ v .
-î m-'l ~ T^- -
.
ÇtZGİLtK KÂMİL MASARACI
XI A S .
BULUT BEBEK NURAYÇiFTçt
Ayynen
12de.
ederı'm
TARİHTE BUGÜN MVMTAZARIKAN lOMart
ÖNCE
DEMOKR4T PART/ 'DE TASFIYEL
N/neacer/ 6E&ÇEKi£şr/eiu*ffri. fıei ytt.
UGUU4N bP, 1944 SEÇİMLeeıAjE &e /C47V
62 APAY/HI, AA/LLSrvSfe/i./ OL4/SA*: MEC
LİSB SOXA*4y
P£ PAG.7İUİN
/ÇI'N-
. BUA/U
S7-/fi4ls4/Ç GELMİŞTİ
(TOPLAM H ÜYE). BU MlLLETVExyLl£-
R./NOEM 8i£ KISMI "MÜSTAKIL 0E-
UOK&iriAK GBUSU'NU, PİĞBBLER/ p£
'AHİLLET PAgrrs-i'Ni KUHMUŞTU.
Retımknle., tacf/yeye. uğrogantanlm Sadlk
, A/dofan ve. Osnan A/uri Koni
İLAN
T.C.
ESKİŞEHİR ASLİYE 4. HUKUK M\HKEMESİ'NDEN
Esas No: 1998/479
Davacı Mihriye Somer tarafindan davalı Emin Altan Somer aleyhine açılan boşanma davası nedeniyle,
Araştırmalara rağmen adresi saptanamayan davalı Emin Altan Somer'in yargılamanın bırakıldığı 9.3.2000 günü saat 09.00'da mah-
kememiz duruşma salonunda hazır bulunması ya da kendisini bir vekille temsil ettinnesi, aksi takdirde yargılamaya yokluğunda devam
olunup karar verileceği dava dilekçesi ve meşruhatlı duruşma günü davetiyesi tebliği yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur.
Basm- 5042
ANKARA... ANKA...
MUŞERREF HEKİMOGLU
Kaçımlmaz Görev
Kimi kişiler, kurumlar "koruyucu melek" rolün-
de ülkemizde. Bir filmi, bir kitabı ya da bir oyunu
sakıncalı buluyor, yasaklıyor. Son örnek Dario
Fo'nun oyunu. Geçen hafta da söz ettim bu kö-
şede, "Hepimizin Oyküsü Aynı" adlı oyun büyük
beğeniyle izleniyor başkentimizde. Pendik'te de
yasaklanıyor. Oral Çalışlar'ın yazısını okurken
çok şaşırdım. Oyundaki belli sözcüklere takılıyor
Pendik Kaymakamı Sayın Haluk Tunçsu. Örne-
ğin "popo" sözcüğüne. Çok yüzeysel bir yakla-
şım doğrusu. llkelliği, az gelişmişliği çağnştınyor
ancak. "Popo" sözüne takılanlar, ünlü Italyanya-
zan Dario Fo'nun uyansını alamıyor besbelli. Yok-
sa sözcükler değil öyküler yerleşirdi belleklerine!
8 Mart öncesi yaşandı bu olay. Bence Dario
Fo'nun oyunuyla eş düzeyde bir uyarı kadınlara.
Koruyucu melekleri, kimliklerini oluşturan etken-
leri iyi tanımak gerekiyor.
•••
8 Mart'ı Macide Tanır ile kutladım ben. Gaze-
temizin ilk sayfasında küçük bir fotoğrafıyla ko-
caman bir resim çiziyor. Gülen ödülünü geri çe-
viriyor, Edip Akbayram ile birlikte. Macide Tanır
yüreklice açıklıyor geri çevirme nedenini. Ulu ön-
der Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu laik,
demokratik cumhuriyetin temellerini oyan bir an-
layışın ürünü bir kuruluş veriyor bu ödülü. Maci-
de Tanır elbet almaz. O, cumhuriyetimizin ilkele-
riyle var olan bir kişi, Atatürk devrimleriyle gelişi-
yor yaşam çizgisi, tiyatromuzu parlatan yıldızlar-
dan biri. Halkımızın sevgisi, saygısıyla ödülleni-
yor yaşam boyu.
Her dalda güzel kadınlanmız var, karanlığı on-
larla aşanm her zaman. Macide Tanır da onlar- "•
dan biri. Yıllarca önce dilimize çevirdiğim "Ağaç-'
larAyakta ölür" oyunundaki rolüyle sanatının do-
ruğuna vardı; her zaman ayakta, köklü, güçlü birv;
ağaç oldu sahnelerde. Başka kadınlar da aynı
doğrultuda, dallannı güzel pariatır, tepelere tırma-"
narak halkımızı onurlandınr. Siyasal yaşamdaki boş-.;
luk yadsınamaz, ama bir de Behice Boran var
demokrasi tarihimizde. Uzun bir yürüyüşle tır-">
mandı doruklara. Demokratik hak ve özgürlükle-";
rini acı faturalar ödeyerek kullandı, ama direndP
sonuna kadar. Belleğimde ne güzel olaylar var.
Boşluğu dolmuyor, pariamentodaki kadın boş-.
luğu da giderek büyüyor, belki de erkeklerin ba-
kışı nedeniyle kolay aşılamıyor, kadınlara yol açı-
lamıyor, açılsaydı kürsüde başka konular yer alır,{
halkımızın beklentisi doğrultusundayasalarçıka-!
nlırdı. Olumsuz tablo kadın boşluğundan kay-
naklanıyor hiç kuşkusuz. 450 milletvekilinin 18i
kadın yalnız. Onlardan biri de DSP'li Sema Piş-
kinsut. "Karakolda Ayna Var" türküsüne falaka,-
filistinaskısı dizelerini de ekleyerek çarpıcı gerçek-
ler sergiledi kimi yöneticilere. DSP Genel Başka-
nı da "Bugün söz kadınlann" diyor, DSP'nin ka-
dın üyelerini kırmızı karanfillerie selamlıyor, ama
kadınlara görev vermiyor Bakanlar Kurulu'nda. Nü-
fusumuzun yarısı kadın, her dalda çok değerii
kadınlar var, ama politikadan dışlanıyor neredey-;
se! Kadını kapalı yaşama zortayan davranışlarla
demokrasimiz de ileriye değil geriye gidiyor an-
cak.
DYP Genel Başkanı Tansu Çiller bir örnek de-
ğil mi? Eski bir partiye yeni bir izlem vermek is-
teyen Sayın Demirel'in seçimiyle politikada gö-
rev aldı; bakan, parti başkanı, başbakan olarak
doruklara tırmandı, ama izlem değişti mi acaba?
Demokrasi yolunda ileri mi gitti, geriye mi ülke-
miz? Düş kuranlar da kırıklığa uğramadı mı çok
geçmeden. Dahası, demokratik yaşam da tıkan-
mıyor mu? Akıl almaz ödünler, ortak çıkarlar doğ-
rultusunda pazariıklar, yasalarla kişiler de, ku-
rumlar da aşınmıyor mu? Onarımı da kolay gö-
rünmüyor yaşadığımız koşullarda.
• • •
Soru çok, yanıt yok. Sorunlar giderek düğüm-
leniyor, ama çözümü başkalarından değil bizden
hiç kuşkusuz.
Konuk gibi oturamayız ülkemizde. Sorunları
sahipleneceğiz herşeyden önce, sahipliği kanıt-
layacağız. Çanlar bizim için çalıyor, köylü-kentli,
kadın-erkek, yan yana, can cana aşacağız yokuş-
lan. Çünkü her şey açıklığa kavuşuyor giderek,
bunu görmezlikten gelemeyiz. Kiracılar gibi ya-
şayamayız ülkemizde. Doğamızı, insanımızı, bu-
günümüzü, yannımızı sahiplenmek zorundayız.
Nükleer santrallara, öldüren altın arayanlara, ge-
leceğimizi karartan yasalara daha güçlü karşı çı-
kacağız o zaman. Kiracıları, koruyucu melekleri
iyi tanıyarak sahipliğin gereğini yapacağız.
8 Mart bir simge, bir uyarı ancak.
Duyarlığımızı kanıtlamak da kaçımlmaz bir görev.
B U L M A C A SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Erzıncan ilin-
de bir çağlayan.
2/Soyundange-
linen kimse...
Portakal ve li-
monla yakın ak-
raba olan bir
meyve ağacı. 3/ 5
Birçeşitkekik...
Molibden ele-
mentının simge-
si. 4/Birvadiya
da ırmak üzeri-
ne kurulan yük-
sek ve uzun köp-
1 2 3 4 5 6 7 8
rü. 5/ Asya'da bir ülke...
Denizcilik dilinde "te-
miz, düzgün, derli toplu"
anlamında kullanılan
sözcük. 6/ Eski dilde ko- 3
yun ve keçi... Üzerine
yazı yazılan tabaklan-
mış ceylan derisi. 7/Ka-
racığerin salgıladığı an 6
sıvı... Tann bağışlama- 7
sından yoksun kaİma. 8/ g
Söz, lakırdı.. Bankacı-
lıkta faizin başlangıç ta- 9
rihi. 9/ lstanbul'un bir semti... "Irlanda Cumhuriyet Or-
dusu."
YUKARIDA1V AŞAĞIYA:
1/ Afyon yakınlannda bir kaphca ve içme. 2/ Verme,
ödeme... Radyo dalgalannın yankısını aîarak cisimlerin
yerini ve uzaklığını saptayan aygıt. 3/ Atın, biniciyi sars~
mayan koşma biçimi... Bir nota. 4/ Bir tümün bir parça-
sıyla ilgili olan; cüzi. 5/ Cinsiyet... Bir renk. 6/ Tropikal
bölgelerde yaşayan çok iri bir kertenkele cinsi... Olum-
suzlukbelirtenbirönek. 7/Köpek... "Cevat—": Ressa-
mımız. 8/ Bir elektrik motorunda, karbondan yapılmış
fırçalarla bobinler arasında bağlanüyı kuran metal par-
ça. 9/Kötü ve pıskokan... Radyumelementininsimgesi