17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
• ŞUBAT 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA KULTUR [email protected] 15 UYCARLIKLARIN İZİNDE OKTAY EKİNCt ' AKAD'ın düzenlediği toplantıda 'yanlışlann 20. yüzyılda bırakılması' sözü verildi Alanyay da 'pişmanhktan' Mmçknmeye».' ~ * Kentin byısmda durup, nhtımdan "Tophaue" yamaçlanna ve "Kale"ye doğru bakıyorsunuz... JCarşınızdaki yanmada, sadece "tari- . hna" değıl, aynı tanhı geleceğe de taşı- f yan "e&anevi bir uygarüğuı" bütün gi- 1 zemi ve görkemıyle sarmaladığı bir - "amtsal tepe" olarak Akdeniz'i göğüs- lüyor... r Tıpkı, "Avnıpa Mimari Vlirasun Ko- f ruma SözJesmesi"ndekı ünlü "StT" ta- s nımında vurgulandığı gıbi: "tasaneme- ğiyie doğal çevrenin bütünkştiğT bir ' alan. - Aynı tepeden, bu kez dönüp "kente" doğru bakıyorsunuz.. Karşınızdaki "betonanne apartman- : lar yığmı", sadece bir zamanlann yem- "• yeşıl "narenciyeovasınr değıl, aynı ova- yı ınsan sıcaklığıyla ve yaşama kültürüy- r İe bezeyen zanf ve kışılıklı eski evleri de altına alıp yok ederek, arkadaki "dağ- ı tara" yaslanıyor. - Tıpkı, sayısız yazırruzda dıle geürdı- - ğımiz, 20. yüzyılın ıkinci yansında tüm Türkrye'yı tutsak alan imar yagması- nın, yüzyılın sonundakı genel göruntü- ( sü gıbi: "Rant amacryla doğal ve kent- ; sd çevrenin taşlaşünkhğT bir alan... ıkisi de cşsiz\» Binncı manzaranın, hem peyzaj de- ğeri, hem de askeri, dinsel ve anıtsal bı- - nalanndan sivil mımarisıne dek yapı ör- • neklenyle dünyada eşi, benzen yok gi- bi... Nasıl olsun kı Anadolu'ya hoşgörü- yü, incelığı ve "geçmiş kûlturfere de say- gıyı" taşıyan "SeJcukhT uygarlığı baş- ka hangı ülkede yaşandı kı Alanya'da- kinin bir benzeri de orada olabilsin?.. Antalya Kültür Müdürii Musa Seytr- cLtarihe hep sıyasal gözlüklenyle bakıp, kültürler arasuıda bıle aynmcılık yapan çevrelenn öteden ben hep "Ugjsiz" kal- dıklan ve adeta sadece Osmanh'ya sa- hip çıkarak, büyük bır vefasızlık ıçinde "görmezden gekfikkri" Selçuklu sana- tı için düzenlediği seminerlerden bırin- de şu örneklen vermıştı: "Ünlü Selçuklu Sultanı Uluğ Keyku- bad, Alanya iç kalesinde görkemli sara- yını yapnnrken, hemen 50 m. yakmın- dakiBizans kihsesini de yıkmayıp koru- _muştu— Aspeodostiyatrosanudaonanp, Ahtaki fotoğraf 1970lerden. Üsttekiisel980Terdeıı~Kocabfr hıraylarüketildL SeJçuklulardu." , Işte bu tanhte eşine az rastlanır kül- arihini ve doğasını son 20 yıldaki duyarsız kentleşmeye teslim eden Alanya'da, 2000'li yılların temel gündemi "koruma öncelikli imar" şeklinde belirlenecek, yitirilen kültürel kimliğe yeniden kavuşulacak bir gelecek için de bundan böyle izlenecek politikalann hedefleri ilan edildi... türel duyarlılığın yarattığı, 140 burcu bulunan Alanya kâlesi ve eteklenndekı KızdKule'yle. Tersane'yle ve cami, tür- be, bedestenle bezelı miman peyzaj da elbette kı "benzerstz" olacaktı... Ne var kı "ikinci manzaranın" da, ya- nı Alanya Kalesı'nden kente bakarken gözlennızın önune senlen o azap ven- cı "yeni görünrüniuTde dünyada eşı, benzen olduğunu söylemek zor... En ufak bır boş alan bırakmamacası- ıoa, mcyve bahçelerininl h«ne»tümag»ç'-'' lannın da kesilmesi pahasına yan yana dıkılmış sayısız "kisilik yoksunu apart- manlar" ovaya ve gıderek dağlann ya- maçlanna dogru öylesıne yayılmışlar ki, her nasılsa aralannda sıkışıp kalmış az sayıdakı eskı Alanya evını de tam bır kuşatma altına alarak kentsel sılüetten bıle sılınmelerine neden olmuşlar... Yeşılın yerine betonun, incelığin ye- nne kabalığın, güzelhğin yenne çirkın- Iiğm, dağ ve deniz manzarası yerine kır- li, paslı duvarlann, ağaç yenne bıdon- lann, kiremıt çatı yerine kolılerin yığıl- •(1 dıfı damlsnn ve sağlıkyerine hastahğnr yeğlendiği böylesine duygusuz bır şehir- cılik anlayışı, acaba başka nerede ola- bılır kı benzerıne de rastlanabılsin!.. Alanya 'dakı "tarihi kaleveçevresi'' ile "yeni kent dokusu~arasındakı ışte bu carpıcı çehşkıyı "uygarnğm lehine" bır çözüme doğru yöneltmek, ve hıç değil- se artık şu 21. yüzyılda cevre ve kültür mırasının elde kalabılen füm değerlen- nı koruyabılecek "kimlikli bir gehşme" ıçın ızlenmesı gereken polıtıkalan belır- lemek üzere, 22Ocak2000günu düzen- lenen panel ve forum, her yönüyle bü- yük bır "derneşme" ve gıderek karşılık- lı "sözleşme" toplantısı gibıydi... Henüz bırkaç ay kadar önce, bir grup duyarlı Alanyalı'nın ve Alanya dostla- nnın kurduklan "Akdeniz Kültürleri Araşünna Denıeği1 ' (AKAD), ılk etkın- hğınj -2000TerdeKültürel Sorumhıhık'' başlığıyla düzenliyor ve yerinde bir ka- rarla temel tartışma konusunu da bu so- rumluluğu yaşama geçırmenin en önem- lı uygulama alanı olan "•imarve kentfcş- me" sürecınde yoğunlaşnnyordu... Katıbmcılardan Prof. Dr. Metin Sö- zeo'ın toplantıdakı "ügivi" gördükten sonra. "Bugün,buetkinlikle,Alanya'nın sankiikincikurtuhışgünüilanediliyor" diyerek tarihsel önemıni vurguladığı toplantıyı, Beledıye Başkanı ve AKAD Yönetim Kurulu Başkanı Av. Hasan Sl- pahioğlu da şu sözlerle başlatıyordu: "Amacunız tarihi ve kültürel değerieri- mizi daha iyi korumanın yanı sıra. aynı zamanda bu değerierimizin ,\lan\a'nın geJeceğme deyön vermesini sağUmak- Kültürel kunnğm öne çıküğı bir yeniden imar sflreci başlatmakJ" Pekı, bugüne dek ve özellikle son 20 yılda aynı kültürel kımlıği göz ardı eden, kentı ve ovayı adeta taşlaştıran, çirkın ve özensız rant yapılaşmasınm kale çevre- sındekı StT alanmın bile ıçme sızıp ta- nhsel dokuyu parçalatan, "yok edfci" imar sürecının "sorumhılan'' kimlerdi? Bu büyük duyarsızlığm yarattığı çar- pık, kişiliksiz ve "azman" boyutlara ulaşmış yapılaşmamn mevcut "sinir bo- zucu görüntüsünü" de düzeltmek için acaba şımdiden sonra "nefcryapdabinr- Bu sorulardan da "birindsi", aslında neredeyse "berkessorumhı" olduğu için ıster ıstemez bır "gerilnn'' yaratsa bıle, "tophımsal bir pişmanhğın" varlığım da kanıtlayarak toplanüya Prof. Metin Sö- zen'in vurguladığı "misyonn" yüklü- yordu. "tkinci soru" ise umudun ve buna bağlı yem bır coşkunun kapısını aralı- yor,Alanya'nınrümyanlışlannı20 yüz- yılda bırakarak, geleceğe 'Harihrvle sar- maşdolaş" yürümesımn "22 Ocak Ka- rartan" fonımun sonuç bildırgesındeki "aUoşlarla" ılan ediliyordu... Sözün kısası o gün Antalya Ticaret ve Sanayı Odası salonunda, "pişmanhğm bflince dönüşmesinin" 2000'lerdekı ılk büyük adırru anldı AKAD'ın toplanöda- vetıyesındekı çağn metnı de zaten şöy- le noktalanıyordu: "Dünyada, en uznn yolcululdar bile küçûk bir adımla başb- yor_" 'Geleceğin uygar kenti, tarihiyle barışık kent olacaktır' 6 22 Ocak Kararları 9 aDoslarla... Selçuklu Tersanesi ve kale yamaçlannın 1970'lerdeki görüntüsü. AJanya Tıcaret ve Sanayı Odası Salonu'nda yaklaşık 8 saat 300 kışıhk bir kaülımla gerçek- leşen a 2000Terde Kültürel Sonımluluk" baş- lıklı panel ve forumun bıhmmde, butun gun ya- pılan tartışma ve değerlendırmelerde "fikir bnüğme" ulaşılmış ılke v e hedefler bır "soouç biMirgesine" bağlanarak hem ızleyıcılerin hem de konuşmacılann ortak ımzalanyla ve oybir- lığıyle ilan edildi. Forumu yöneten ve toplanb düzenleyıcisi AKAD'ın da kurucu üyesı olduğu, arkadaşı- mız Deniz Som'un alkışlar arasuıda okuduğu büdırgeden bazı bölümler özetle şöyle: "1) Dünya Uygarlıklar Tarihi 'nin beşığı olan TüHaye 'de, 2000 'lerin öncelikli günde- mi kültürel birikımlenni koruyan ve sahip çt- kan bir ülke olma kimhğıni kazanmaktır. Alan- yalılann AKAD girişımi, bu çabanın ileri bir adımı olarak desteklenmektedir 2)AvrupaBiriiği 'nde ve dünyada onurlu ve kişilikli bir ulus olarakyer alabilmenın önko- şulu da her turlü imar ve kentleşmepolitıka- sında tarihin ve doğanın korunmasına önce- lik vermekîır. 3) Yukandab temel ilkeler ışığında, bundan böyle Alanya 'da: - AKAD, Mimarlar Odası, ÇEKÜL ve diğer duyarlı sıvil kurumlann temsiliyetiyle oluştu- rulacak bir yerel çevre, kültür ve denetleme kurulu, kentin kimlikligelışmesineyönelık ka- rar ve politıkalarda belediyenin ortağı olma- lıdır. - Kent ve çevresindeki elde kalan tüm kül- türel değerler belirlenecekbır envantere bağ- lanmah ve mevcut imarplanlanndah bu mi- rası gözetmeyen kararlar yeniden düzenlen- melidir. - Çevre ve komşu beledıyeler arasmda ko- ruma öncelikli dıyalog ve ışbırliğı süreci baş- latılmah, imarplanlan da bu hedefedönük bir uyum içinde hazırlanmalıdır... - Aynı belediyelerde, bundan böyle yoğun- luk arttırıcı, tarihi dokuyu ve doğal çevreyi olumsuzyönde etkileyecekyeni imar kararla- n alınmayacağı, meclis kararlarıyla ilan edü- melidir - Kent merkezi otomobilden anndınlmalı, yayalaştırma düzenlemelerıyaygınlaştınlma- lıdır. - Mevcut çarpık ve çirkın kent dokusunu, ta- rihe ve yerel kimliğe saygılı yem imar sürecı- ne uyumlu kılacak kentsel tasarım, yenileme ve peyzaj projelen baslatılmahdır - Kültürel ve doğal çevreyi tahrip eden tu- rızm yapılaşmasına son verilerek özellikle mevcut ve eski yapı stoku ile bunlarla uyum- lu ölçeklerdeh yöresel mimariyi gözeten pan- siyon turizmciliğine dönülmelidir. - 4) Bu hedeflen içerecek bir bölgeplanla- masının, yıne koruma öncelikli olarakAntal- ya-Alanya kuşağını kapsayacakşeküde hazır- lanması, artık ertelenemez bır görevdir. - 5) Forum katılımcılar, "Geleceğin kenti tarihiyk barışık kentolmalıdır"çağnsma tüm yerel ve ulusal kesimleri destek olmaya davet etmektedırler... (22/Ocak/2000 - Alanya. lm- zalar HasanSipahioğlu, Prof. Dr Aydın Kıtnt, DenizSom, BülentBaykal, Musa Seyirci, Ok- tay Ekinci, OsmanAydın, Prof. Dr Metin Sö- zen, İsmaüKaraman, ÇEKÜL üyeleri, Mimar- lar Odası üyderi veAKADyöneticüeri ve tüm katıhmcdar.~) Galeri Nev, 19. MadridARCO Sanat Fuarı 'na katılıyor 'Adına ev denen nezarethane' KültürServisi-GaleriNev, buyıl 19'un- cusu düzenlenen Madrid AR.CO Sanat Fuan'na Bülent Şangar'ın yapıtlanyla ka- tılıyor. Fuarda 29 ülkeden 259 galeri yer ala- cak. Galeri Nev'in yer alacağı bölümün adı 'Project Rooms.' Carlos Basualdo, Francesco Bonami, Hou Hanru, Roza Martinezve OctsvioZaya'dan oluşan 5 kı- şılikjürinın seçtiği bu bölümde 35 sanat- çı yer ahyor. 10-15 Şubat tarihleri arasın- da Madrid Juan Carlos I Sergi Merke- zi'nde yer alcak fuara bu yıl Italya davet- li ülke olarak katılıyor Her yıl bir ülke- nin öne çıkanldığı ARCO Sanat Fuan'nda AchiDe Bonho Otiva'nın küratörlüğünde Italyan galerileri ülkelennın sanatçılannı sunacak. Bülent Şangar, fuarda 3 ayn fotoğrafik enstalasyonunu sergileyecek. Bülent Şan- gar'ın çalışmalannı iki kategoriye ayırmak mümkün. Şangar, Istanbul'u büyük bır şehrr olarak ele alıyor ve görüntülerini bu bağlamda yeniden biçimlendıriyor. Ikin- ci olarak ise sanatçı daha küçük bir ala- aa, ev içıne girerek buradaki yaşamdan ke- sitler sunuyor izleyiciye. Bu çalışmada sanatçının kendisinin ve lilesınin görüntülen birbuinı takip eden tahneler haJinde ele alımyor. Sanatçmın • 29 ülkeden 259 galerinin kaüldığı Madrid ARCO Sanat Fuan'na Galeri Nev Bülent Şangar'ın 3 ayn fotoğrafik enstalasyonuyla katılıyor. Fuar çerçevesinde gerçekleştirilecek olan 'Paylaşılanlar ve Yanlış Anlamalar' başlıklı paneli ise Türkiye'den Vasıf Kortun yönetecek. İsimsiz(PeDcere) adlı 90 fotoğrafdan olu- şan çaiışması 5. Uluslararası Istanbul Bi- enali'nde de sergilenmişti. Burada pence- re önü, ev ile sokak, ıçerisı ile kamusal alan arasındakı yerdir. Pencere önü, aynı zaman- da, tül perdenin çizdiği, anlaşılamayan bir smın ifade eder. Görüş tek yönlü, içe- riden dışanya doğrudur. Tül perde gele- neksel kültürdeki kafes pencerenin yeri- ni almış, ev tesettüre girmiştir. VisrfKortun, Bülent Şangar'ın çalışma- larmı; ıçensı ile dışansı, kırsal kesim ile kentli, geleneksel ile sivil kültürlerin içi- çe girip sıkıştığı, kmkna noktası hiç gel- meyecek gibi görünen görkemli bir çözü- lüşe, yaralı bir topluma tutulmuş çarpık bir ayna olarak değerlendiriyor: "Bülent Şangar çauşmasında ailesini kuilamyor (aynı zamanda kurgusal) ancak onlar ne bir denek ne de sosyolojik bir örnek. Sa- natçı sizi kapmuı eşiğine kadar, evinin bir odasun, neredeyse anahtar deliği hizasm- da bakmaya çağınüğmda, gözlediğinizin o denli mahrem olmadtğmı farkediyorsu- nuz. Yatakta yaşh bir kadm yabyor. Ka- dm,odadaki eşyalar kadar durağan. Top- lumun belleğinden aktl hastalannı, sakat- lannı ve yaşlılannı gizteyen bir kültürün özelligi bu. Burası adına ev denen neza- rethane." Almanya, îsviçre, Hollanda, Bulgans- tan, Romanya, Yunanistan gibı Avrupa'nın çeşitli ülkelerinin yanı sıra Sao Paolo ve Istanbul bienallerinde de yapıtlan sergi- lenen Şangar, ilk kez uluslararası bir fu- ara katılıyor. 1989 ve 1990 Uluslararası Stockholm Sanat Fuan'na katılan Galeri Nev, 10 yıl aradan sonra yeniden ulusla- rarası arenada yer alacak. Fuar süresince düzenlenecek 22 pane- lm birini ise Türkiye'den Vasıf Kortun yö- netiyor. "Pay laşılanlar veYanhş Anlama- lar'' konulu panelın Kortun dışuıdakı ka- tılımcıları ise Jesus Fuenmayar. Maria Hlavajova, Douglas Fogle ve Mika Han- nula. Şangar'ın tstanbul BienaU'nde de sergflenen çahşması 90ft)toğraftanohışuyor. ODAK NOKTASI AHMET CEMAL Sanat Ejitiminde 'Sanat Üzerine Düşünme'nin Yen (IV) Üç haftadan bu yana, sanat eğitiminde "kuram- sal" dersler ile "uygulama" arasındaki bağlantı- lar üzerinde durmaya çalıştık. Şimdi sıra, bu bağ- lantılan -sanat alanından bir kavramı kullanacak olursak eğer- belli bir kompozisyonda birleştir- meye geldi. Ilk olarak en genel bağlamla işe başlayalım ve şu saptamayı yapalım: Programlarında sanat üzerine düşünmeye her aşamada yer vermeyen bir sanat eğitimi, kesinlikle başarısız kalmaya yargılıdır. Çünkü böyle bir eğitim sürecinden ge- çen öğrencilenn çoğu, eğitimlerini sanat ile za- naat arasındaki aynmın bilincine yeterince vara- madan tamamlayacaklar, bunun doğal sonucu olarak da kimi zaman -büyük bir olasılıkla da ço- ğu zaman!- yalnızca sanatlannın tekniğini çok iyi bilmeyi, sanat yapmakla eşanlamlı sayacaklar- dır. Ikinci olarak sanat üzerine düşünme, her tür- lü düşünme eylemi gibi, ancak sürekli bilgiyle beslenme yoluyla gerçekleşebılecek bır eyiem- dir. Sanat eğitimi veren kurumlardaki "kuramsal" derslerin amacı da, işte bu beslenmeyi sağlamak- tan başkaca bir şey değildir. Sanat Tarihi, Este- tik, Temel Sanat Kavramlan, Sanatın Toplumbi- limi, Sanat Psikolojisi vt>. gibi daha önce de bu sütunlarda sözünü ettiğimiz dersleri vermekle yükümlü olanlar, hedef-kitlelerinin sanatçı aday- larından oluştuğunu ve her adayin/çırağın, ken- di uygulamalarından kaynaklanma sanatsaJ so- rulara bu kuramsal derslerde yanıt arama hakkı- na sahip bulunduğunu asla unutamazlar/unutma- malıdırlar. Bu bağlamda örneğin herhangi bir sanat eği- timi kurumunda sanat tarihi derslerini veren öğ- retim elemanı, konulannı genellıkle uygulama- dan kopukluk izleniminı uyandıran, tehlikeli bir ba- ğımsızlık atmosferiyle sarılı olarak değil, fakat sanatın öğrencilerinin kendi uygulamalannın ta- rihleriyle hesaplaşmalannı olanaklı kılacak bireş- güdüm temelinde işlemelidir. Bunun gibi, este- tik dersleri veren bir öğretim etemanının da ama- cı, sadece öğrencilere onlann uygulamaya han- gi noktalarda bağlayabileceklerini kestirmekten aciz kaldıkları estetik kuramlarını ezberletmek değil, fakat bu kuramlar aracıyla kendi uygula- malannda hep göz önünde tutabilecekleri este- tik ölçütleri kazandırmak olmahdır. Öte yandan sanatın toplumbilimi (sanat sosyolojisi) alanında öğrencilere rehberiik etmeyi üstlenen kişi de öğ- rencilerine ancak toplumsal koşullann/olaylann tarih boyunca sanatın uygulamalanndaki izdüşüm- lerini sergileyebildiği ölçüde işlevini yerine getir- miş sayılabılır. Buraya kadar hep sanat düşüncesinden ve sanat eğitimi veren kurumlarda öğrencilerisanat üzerine düşündûrebilmekten söz ettik. Bu'hede- fin temel koşulu, yukandan beri değiniten tüm ku- ramsal derslerin ezber yöntemiyle değil, fakat tartışmayöntemiyle işlenmesidir. özellikle sanat gibi, ancak tek tek bireylerin kendi yaratıcılıkla- nndan kaynaklanabılecek bir alan söz konusu ol- duğunda, ilerde tuvalıyle, mermeriyle, çamuruy- la, çizimleriyle vb. tek başına hesaplaşacak olan öğrenciden kuramsal dersler bağlamında eğitim sürecinde sessiz kaJmasını, hocasının dedikleri- ne ses çıkartmamasını, söylenenleri ezberlemek- le yetinmesini beklemek, gafletten başka bır şey değildir. Eğitim sürecinde kendi ürünlerinin yeri- ni sanatta tartışma yoluyla aramasına olanak ta- nınmayan bir sanatçı adayından ilerde kendiken- disiyle hesaplaşması nastl beklenebilecektir? Açıkça belirtelim ki bugün ülkemizde sanat eğitimi veren kurumlann çoğunda "kuramsal" dersler ile uygulama arasında bu bağlamda bir eşgüdümün variığından söz edebilmek, ne ya- zık ki olanaksızdır. Bu eksikliğin başlıca neden- lerinden biri de -yine açıkça belirtmek gerekirse- , söz dinleyen öğrencinin çoğunlukla tartışan öğ- renciye yeğlenmesidir. Sanatın oğrencılerine sınırsız tartışma hakkını tanjmaktan korkmayaJım. TarbşmaJarsırastnda on- lann yanlışlara sapmalan karştsında da ne şaşı- ralım, ne de öfkeye kapılalım. Şunu unutmaya- lım ki, eğitim sürecinde yanlışlannı yüksek sesle dile getirme olanağından yoksun bırakılacak sa- natçı adayından ilerde büyük bir olasılıkla ancak yanlışlannı kendinden bile gizleyen, dahası bel- ki desürekli yanılmazlık yanılsaması içerisindeya- şayan bir "sanatçı" çıkacaktır! e-posta: [email protected] [email protected] BUGUN • AFM Kerem Görsev Jazz Bar'da saat 22.00'de, Fatih Erkoç Group konser verecek. (231 39 50) • AKSANAT'ta saat 19.00'da Prof. Dr. Metin And'ın 'Osmanh ve tslam Mitolojisi' başlıklı dialı söyleşisi izlenebilir. (252 35 00) • DULCİNEA'da saat 20.00'de Mustafa Kaplan/Uvumlama dans performansı görülebılir. (245 10 71) • ADA KÜLTÜR MERKEZt'nde saat 21 OO'de Figen Şakaa'mn 'Neyse Ne' başlıklı stand-up göstensı gerçekleşecek. (249 5519) • CRR'de saat 19.30'da Orphenica Lyra grubunu oluşturan Jose Miguel Morero (Lavta gıtar), Alessandro Carmignani (kontr tenor) ve Nuria Nial'ın (soprano) verecekleri konser izlenebilir. (231 54 98) • BABYLONdasaat 21 30'daBirolTopaJoğlu nun Karadenız türküleri dinletisi gerçekleşecek. (292 73 68) • NÂZIM HtKMET KÜLTÜR VE SANAT VAKFT'nda, 18.30'da Mma Urgan'nm söyleşisi izlenebilir. (252 63 14) • İTALYAN KÜLTÜR MERKEZt'nde saat 19.00'da Feffini'nın yönettiğı '8.1/2' adlı füm görülebilır. (293 98 48) • BORUSAN'da saat 18.30'da Ahmet Güner'in 'Stravinskv ve DiğerterP başlıklı söyleşisi gerçekleşecek. (292 06 55) • FRANSIZ KÜLTÜR MERKEZt'nde saat 19.00'da Fransız şarkıcı Adrienne bir konser verecek. (244 44 95) • BitLGt ÜNTVERSfTESf nde saat 19. OO'da ZeJd Demirkubuz'un yönettiğı 'C Blok' adlı fîlm görülebılu-. (216 23 15)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle