16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 ŞUBAT 2000 PERŞEME 14 iJ. U J x [email protected] Tiyatro îstanbul, güncelliğini yitirmeyen Oscar Wilde'm 'Ideal Bir Koca'sını sahneliyor Yiizyıflardır değişmeyen gerçek AVŞE KÖKSAL Ölümünün 100'üncüyılında ünlü yazar Oscar Wîlde, fstanbullu tiyatroseverlerle buluşuyor. VVilde'ın, 1895'te, hapisegir- meden önce yazdığı iki oyundan biri olan "An Ideal Husband" (İdeal Bir Koca), "Ti- yatro fstanbul" tarafından bugünden baş- layarak Profilo Kültür Merkezi'nde sah- nelenecek. Gencay Gürün'ün yönettiği ve Türk- çetnize kazandırdıği 'İdealBirKoca' oyu- nunda Wilde, politika, evlilik ve arkadaş- hk çerçevesinde toplumda var olan dü- rüstlük ve namus gibi kavramlan ters yüz ederek tahlil etmeyi amaçlıyor. Oyunda, çevresi tarafından dürüst ve ahlaklı olarak bilinen bir politikacmın, gençliginde ba- zı devlet sırlannı satarak bu konuma gel- mesi ve bu gerçeği bilen bir kadının orta- ya çıkmasıyla yaşamının altüst olması ko- nu ediliyor. Dekor tasanmı Nttgön Gürkan'a, kos- tüm tasanmı Sevini Çavdar'a ve ışık dü- zenlemesi Yüksei Aymaz'a ait olan Vic- toria dönemi Ingılteresi'nde geçen oyun- da, politikacı SirRobert Chiltern'ı canlan- dıran Ankara Devlet Tiyatrolan sanatçısı Kaztm Akşar, Türkiye'ye bu kadar uyan bir konunun çirkinliğinin dedikodusunu ve eleştirisinj yapmak ve bunu televizyonda ya da bir gazetede değil de, tiyatro sahne- sinde kendi diliyle yapabilmekten çok bü- yük keyif duyuyor: "Gerek siyasette oJ- sun gerek iş camiasında olsun bu parald- Mktebir sürii insanlakarşılaşılıwr. Adamın tek farkı beiki de 'tapmak' ketimesini kuJ- lanacak kadar kansına âşık olması. Be- nim çizdiğim karakterin hırsı, duygusu, hırçınlığı. ezilmiş bir küçüklüğü ve şimdj ezmeye çahşan bir büyüklüğü vaıf Topluma eleştirel gözle bakıyor' Nurseü İdiz, 'ideal' politikacmın iç yü- zünü ortaya çıkaran 'fetfiuı' Laura Cheve- ley'i, toplumun ikiyüzlülügünün simgesi olarak tanımlıyor ve belirli bir mevkiye ge- lebilmek ve sınıf atlamak için topluma karşı toplumun kendi sılahlarıyla savaştı- ğını belirtiyor: "Paraya para ile güce güç- ie, haksızlığa haksıztıkla karşıbk v«riyor. Do- layısn la kadını körii olarak mı yoksa ara- tnızda>aşayan birçokinsan gibi toplumun dejenerasyonu icinde kendine >er bulma- ya çalışan bir kişilik olarak mı görmek ge- rekir, karar vermek zor." Politikacı Sir Robert Chiltern'ın eşini r oynayan Arsen Cürzap ise tarih boyunca '%ûtun sanatçılann piir ahlakı yakalamaya çalıştıklarını ama hiçbir zaman buna eri- şemedıklennı vurguluyor. Rolünü ise ya- önetmen ve çevirmen Gencay Gürün'e göre toplumda yaşanan ikiyüzlülüğü sergileyen oyun, 'Oscar Wilde'm yüz yıl önce yazdığı ama bugün bile güncelliğini yitirmeyen, özellikle Türk siyası yapısına bilmeden göndermeler yaptığı siyasi bir komedi.' Profilo Kültür Merfcea'nde sahneJenen oyunda Nurseti İdiz, Kazun Akşar, Arsen Gürzap ve Can Gürzap rol alıyorlar. şamını bu saf ahlak üzerine kurmuş ve buna göre yaşamanm her döneminı bi- çimlendirmeye calışan bir kımlık olarak tanımlıyor: "Busaflıktano kadar eminki, hiçbirzaafa >a da vanlışlığa irin vermiyor. Ama kocasına duyduğu derin aşktan do- layı aa bir fekilde, o da toplumun ve sos- yal yaşanun gerçeklerine' ayak uydur- mak zorunda katıyor." Politikacmın en yakın arkadaşı vurdum- duymaz ve serseri ruhlu filozof Lord Go- ring'i ise Can Gürzap canlandınyor. Os- car Wilde'ın topluma sürekli eleştirel bir gözle baktığını anımsatan Can Gürzap, bu oyunda da 'deştireigöz'ün Lord Goring oldugunu belirtiyor: "Her şeyi eğlenceii tarafindan alan ama bu gırgır içinde ha- yatm temei gerçeklerini bazen febefi birgö- rüş bazen de espri olarak dile getiren bir kişilik olan Goring oyunda denge unsuru oluşturuyor." Oyunun diğer rollennde Kemal Bekir Ozmanav flkay Saran ve genç yetcnek- lerden ŞahnazÇakıraip'in yer aldığı oyu- nun yönetmeni ve Tiyatro.Jst^nbuTuo ku- rucusu Gencay Gürün ile oyjıin üzerine bir söyleşi yaptık: - Neden 'tdeal Bir Koca'yı sahneleme- ye karar verdiniz? GENCAY GÜRÜN- Ölûmûnün 100. yıldönûmünde bütün dünyada anılan Os- car Wilde'ın Tûrkiye'de neredeyse yok denecek kadar az oynanmış olması bu oyu- nu seçmemdeki en önemli neden. Diğeri ise oyunun yüzyıl önceki lngiltere için ya- zılmış olmasına karşın bugünün Türkiye- si ile büyük paralellikler içeriyor olması. Oyunda geçen olaylann bir benzeri çok ya- kın zamanda Türkıye'de yaşandı. 'Politika her yerde aynT - Peki 'politikanın kirtiliğf olgusu ev- rensel bir ka>ram nu? Yoksa Türkiye o dönemlere daha yeni mi giriyor? GÜRÜN - Bence politika her yerde ay- nı durumda. Almanya'da HelmutKohl'ün türlü dolaplan ortaya çıktı. Brezilya Cum- hurbaşkanı hapiste. Italya'da, Fransa'da bir sürii politikacı mahkemeye verildi. Türkiye'nin sorunu bu kirlilikleri yargıla- yacak safhaya gelememiş olması. Bazı şeyler ortaya çıkıyor ama bir demirperde ileba şey örtülüyor. -Oscar VVilde, kendineözgü bir fngiliz- ce kullanan bir yazar. Türkçeleştirirken bunu konımayı nasıl başardınız? GÜRÜN - Gerçekten de Oscar Wiide çok uzun ve süslü cümleler kuran bir oyun yazan. Karakterlerin konuşuyor gibi söy- ledıği en basıt cümleler bile sanki birata- sözü gibi. Hepsınde birfikir, bir felsefe ve- ya bir düşünce aktanmı yapıyor. Bu yüz- den elimden geldıgi kadar onun bu 'kla- sik' denecek stilini yok etmemeye calış- tım. Ama tabii bugün bizim kullandığımız cümlelerden çok farklı olduğu için izleyi- ciyi de zorlamayacak şekilde dilimıze çe- virmeyeçalıştım. Bu yüzden ufak tefek de- gişiklikler yaptım. Aslında oyunun kendi- sinde de kısaltma yaptım. Pierre Lavil- le'in 16 kişilik versiyonunu ancak 7kişiy- le oynayabiliyoruz. Şaşaalı balo ve uşak- h balo sahnelerini gerçekleştiremedik me- sela. Zaten Laville de aslmı çok değiştir- miş. Ben Wilde'ın orijinal oyunu ile La- ville'i birleştirdim ve oyunun çekirdek kısmını ön plana aldım. - Tek başına hayatla sa\aşan "kötü ka- dın' Laura ile kocasına destek olan "iyi ka- dın' Gertrude karakterierinielealırsak,Os- car \Vilde kadmlaraöayargı,ile yaiiafiyor dryebilir miyiz ? GÜRÜN - Oscar VVilde hayatta hiçbir şeye önyargıyla yaklaşmayan nadir sanat- çılardan biri. Kendisi çok hoşgörülü olma- sına karşın çok hoşgörüsüz bir toplumda yaşayan bir adam. Bir ahlak zırhı altında yaşayan, namusun idealize edildigi Vic- toria dönemi Ingilteresi kendi yetıştirdiği en büyük dehalardan birini kendi elleriy- le sırf eşcinsel diye yok ediyor. Bu oyun- da da Gertrude karakterinde toplumun ideal olarak gördüğü kadın tipini, Laura ise realist ve topluma ayak uydurmuş ka- dını sungeliyor, Oyunda olması gereken bir dünyayla gerçek dünyayı aynı anda gösterip karşılaştırmasını yapıyor ve top- lumda yaşanan ikiyüzlülüğü gözler önü- ne seriyor. Isminin altında yatan ideal' kavramını izleyicinin yüzüne vurarak ya- şamın aslında ideal olmaktan uzak oldu- gunu ve herkesin zaaflan oldugunu vur- gulamaya çalışıyor. "Herkes bozulmaya mahkûm' - Ovundaki erkek karakterleri nasıl de- ğerlendiriyorsunuz? GÜRÜN - Hiçbir şey söylemiyor gibi gözüküp aslında her şeyi söyleyen Lord Go- ring aslında Oscar VVilde'ın kendisi. Za- ten NVilde bütün oyuDİannda bir karakte- ri kendisine benzetir. Bu oyunda da işsiz vebekârfıJozofGoringonunfikirlerinisah- nede dile getiriyor. Çiçekler takan, çok şık giyinen ve sosyetede dolaşan Goring karakterini çoğu zaman zaten Oscar NVil- de'a çok benzeyen oyuncular canlandın- yor. Politikacı karakteri ise tam olarak açıklamasa da, o dönem îngilteresi'nde yaşamış en büyük politikacılardan biri olan Disraeti olması çok mümkiin. Çün- kü o dönem Süveyş kanalınm hisselerini ucuz bir fiyata satıp daha sonra da başba- kan oldu. Oyunun sonunda "Siz yakında başbakan btJeolursunuz*' cümlesı bu ben- zetmeyi dogruluyor. -Oyıınunsonundapolitikaabiranlam- daaklanıyor_ GÜRÜN - Aslında bu bir aklama de- ğil. Adam o toplumun 'pistiği' içinde 'ak- ianıyor' Izleyiciye işte gerçek bu'deniyor. Zaten Wilde yargıdan kaçarak her zaman düz gerçeği gözler önüne sermek istiyor. Kendisi söz konusu oldugunda da bu böy- le. O yüzyıl için kabul görmesi çok zorbir kavram olmasına karşın eşcinsellik iyidir veya kötüdürdemiyor. "Benestinsefim, bu bir gerçek,çünkii icimde hissediyorum ve bunu >aşamakJstiyonun" dıyor. Toplumun koyduğu katı kurallara karşı çıkıyor ve onlara uymayı reddediyor. Sonuçta "top- lumda berkes bozulmaya mahkûmduF" şeklınde kötümser gibi gözüken bir tablo ortaya çıkıyor. Ama bu kötümseriikten çok gerçeğin ta kendisi bence. Kitap Madriddeyayımlandı YaşarKemal'in 'SanSicak' öyküleri Ispanyolca'da Vaşar Kemal CRLOR RMflRİLLO *V,Miit«u* Kûltûr Servisi - Yaşar Kemal'in •SanSKak'başlık- îı öykü kitabı, G«l Işık AB&ç ve Fer- nando Garcia Bu- rillo tarafından Is- panyotcaya çevril- di. Kitap, Mad- rid'deki ^Oriente Y Mediteraneo" Ya- yınevi'nee "Calor Amaıffl<>'t başhgıy- ia yayımlandı. Ispanya'yaaz bi- linen yazın ufukla- rmı açmayı amaç- layan ve bu amaçla özellikle Ortadogu ve Akdeniz ülkelerinin ya- zınlannda uzmanlaşmış bulunan yaytnevi da- ha Önce de "Mevtona* ve " Yunus Emre" baş- ta olmak üzere, Nâzraı Hikmet, Salt Faik, D- han Berk gibi Tûrk yazınmın başta gelen ya- zarlannın bazı yapıtlannı ülkesinde tanıtmış- ö. *^sun &cak" öyküleri Yaşar Kemal'in *tn- ce Memed"den sonra Ispanya'da yayımlanan ikinci yapıtı ve başka yapıtlan {"yılanı Ö^dür- sete 1 * gibi) da aym yayınevinin programında yer ahyor. Oriente Y Mediterraneo Yayıne- vi"nin Türk yazırundan bundan sonra yaytm- iayacagi yaprt ise Nâzun Hikmet'in "Soo ^br- fer"i. Yaşar KemaFin yapıt» geçen yil Nobel ödü- îünö alan Gûnter Grass'ın tümceleriyle sunu- luyor: "Ancak Kemal'in anlaüyapöiannaokur ola- rak dalnuş biri,onon siyasal protestosunun na- sıl balkın sorunlanndan, düşlerinden ve umut- tanndan doğmuş oldugunu kavrayabSir... O, kend'mi içinde yaşadığı topluma yabana duy- mayan biridir. O yüzden,\-asanu boyuoca' kar- şıthgm* damgastru taşunak durumundadır." Kitabın kapağmın altında Ctedio Magris in şu sözieri de yer alıyor: "Kemal. her şeyden çok,çeön göçebe yaşan- tısuun ezgisini söyieyen, Torosdağlannı ve ova- ianm aşüklan gibi, hayatı, açkğın ve eceHn so- Inğonu enselerinde uyarak bitidn hayvanlarry- Film festivalinin onur ödülleriKültür Servisi - Îstanbul Kültür ve Sa- nat Vakfi tarafından düzenlenen Ulusla- rarası Îstanbul Film Festivali'nin 19.'su 15-30 Nisan tarihleri arasında gerçekie- şecek. Türk sinemasının getışmesine kat- kıda bulunan sanatçılara heryıl verilen "Si- nema Onur Ödül"lerinin bu yılkı sahip- len o>ııncu ÇoJpan tlhan, yönetmen Ha- Bt Refığ \ e sınema tarihçisi Giovanni Scog- namillo olarak belirlendi. < ^inemaOnurOdülû"ne, Türk sinema- sının ılk önemli starlanndan biri olarak 1950-60'lann birçok filmine buiunduğu büyük katkı, fıziğini çok farklı rollere ay- nı güçle verebilme yeteneği ve hâlâ süre- gelen oyunculuk etkinliğı nedeniyle Çol- pan tlhan; Türk sinemasmdaki sinemacı- lar kuşağının hemen ardından gelen ku- şağın en önemli ve yaraücı kişilerinden bi- riolması, yıllar boyu çabalannı sınema ve televizyon dizileriyle sürdürmesi, hep tar- tışmacı ve soruşrurmacı kimliği ve sine- ma ögretim alanınada uzanan katkılan ne- deniyle Halit Refiğ; Türk sinemasının Ni- jat Ozön'ün ardından gelen en önemli ta- rihçisi olması, bu alandaki değerli referans kitaplan ve hâlâ süregelen yorulmak bil- mez çabalan nedeniyle Giovanni Scogna- millo değer görüldüler. Ödüller, 14 Ni- san 'da yapılacak festivalin açılış. törenin- de verilecek. Ödülkrden biri de sinema tarihçisi Giovanni Scognamillo'ya verilecek. (Fotograf: ARA GÜLER) Selma Gürbüz'ün 'Yünname' başlıklı sergisi Galeri Apel'de Masal ve düşlerin dünyası lann, kSvlulerin. kadınların, ihtiyariann, hay- dutlann.asifcriagündelikolaytormvesövleB- ceferin başldşüeriDİn-y^ratıcisadır: ancak o in- sanbnn vüreklerinde her şeye karşın tenada- ruıı yaşanmaya değer kılan, diz^n tanınuıyan birgöçdevardrtf SebnaGürbüz-'AdemikHav>a1 , hah (koyun+keçi). Kültür Servisi - Selma Gür- büz'ün 'Yünname' adlı sergisi 3-29 Şubat tarihleri arasında Ga- leri Apel'de sergilenecek. 1986 yılından bu yana Türki- ye, Fransa, lngiltere, Ispanya, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya, Ame- nka, Arjantin, Kore gibi ülkeler- de pek çok kişisel sergi açan Sel- ma Gürbüz, son beş yıl içinde önemli enstalasyonlar da gerçek- leştirdi. Sanatçı teatral bir anla- tımla oyuncu, muzip insan. kedı- leri, aslanlan, kuşlan ve tanım- sız hayvanlanyla bir fantezi âle- mi kuruyor ve bu âlemdeki sati- rik ruhu Osmanlı minyatürlerin- de ve halk resimlerinde. masal- lannda keşfettiğini ve etkilendi- ğini söylüyor. Selma Gürbüz'ün 'Yünname' adlı sergisi Konya bölgesinde Ka- rapmar hahlarının dokumalann- dan oluşuyor. Özellikle kadınla- nn ticari olmayan amaçlarla çe- yiz olarak ürettıği bu halılar. ke- çi ve koyun yünlerinden meyda- na geliyor. Yöre halkı gibi, ser- gilediği halılan, Selmaz Gürbüz de yatak olarak düşünüyor ve kur- guluyor. Aynca yöre kadınlan bu halılan battaniye olarak da kul- lanıyor. Ali Akay katalog yazı- smda bu malzemenin, Gürbüz'ün daha önceki çalışmalanyla bir bütünlük oluşturduğunu belirti- yor: "Çünkü yaptığı hayvanlar dizisi 'fauna' ile alakalı olarak masaüanıyor. Hayvan fıgürleri- nin keçi ve koyun yünleri malze- mesiyle yeniden kullanıma gir- mesi. sanatsal olarak yapılana vahşi bir esten'k değer katıyor. El sanab ile sanat. bu anlamda bir- leşiyor. Masallar ise bu buhışma anının \erileriniortaya çıkanyor." Selma Gürbüz'ün battaniyeve- ya yatak olarak kullanılabilen bu malzemesi, doğal olarak uyku ve rüyalan da anıştınyor. Bu rüya- lann yaratımı ise masallann dün- yası ile röyalann dünyasını bütün- leştirirken, gerçek olan ile masal olarak kabul edilen arasındaki, neyin gerçek neyin değil olduğu sorusuna da bir tür cevap getiri- yor. Selma Gürbüz, 1993 yılında Fransa Aldebaran Sanat Merke- zi-Baillargues'de 'Sonsuzluğun Trapezcileri', 1995 Montreuil Modern Sanat Merkezi-Paris'te 'Londra'ya Dönüş', aynı yıl Ko- re'de I. Kvvangju Bienali'nde 'Otomatik Oyunlar' adı altında bir sergi açtı. Paris Centre Geor- ges Pompidou'da fütürist gece için bir perde hazırladı. 1997'de 'liçan Hahbr' sergisi on yedi Ak- deniz ülkesini dolaştı... Aynı yıl Caen Modem Sanat Müzesi ve Paris Centre Georges Pompi- dou'da edebi kahvelerle ilgilı göl- ge oyunlan hazırladı. Sanatçı ay- rıca I999'da Îstanbul Galeri Apel'de 'Karaname' adı altında demir dekupaj heykelleriyle bir gölge oyunu gerçekleştirdi. IŞILDAK VE YELPAZI ATtLLA BİRKİYE 'Mahagonny Kentinin Yükselişi ve Düşüşü' > MitosBoyut yayınlannın donkişotlukla yayımla yıp durduğu "Bertolt Brecht'in Bütün Oyunla n"nın üçüncü cildinde yer aJıyor, Brecht'in "Ma hagonny Kentinin Yükselişi ve Düşüşü" adlı ope rası. Mahagonny'nin "kahramanı" Paul Ackermenn oyunun sonunda çıkanldığı düzmece duruşmada parasızlık suçundan ölüme mahkûm olur ve idam edilir; ağzından kendini savunan tek birsözcük çık- mamıştır. Rastlantı bu ya (!), Brecht kapitalist toplumun ahlak tablosunu çizdiği bu oyununu yazdıktan yaklaşık yirmi yıl kadar sonra, -oyundaki eğlence kenti Mahagonny'nin bize çağnştırdığı- ABD'de, ünlü McCarthy komitesinin karşısına çıkanlır ve hazırladığı bildiri mahkeme başkanınca okutul- maz. Brecht'in duruşmaya çıkanlması ve o dönem ABD'si, yani McCarthycilik ile Mahagonny kenti bire bir çakışmasa da; arada büyük benzerlikler bulabiliriz, pekâlâ. Kuşkusuz ki, benzerlikler yalnızca duruşmanın düzmece oluşunda değil. Brecht 1928'lerde "gelişen " kapitalist dünyarnn paraa özünü, ahlak anlaytşını, buradan gıderek böy- lesine birdüzendeki "yargılama" düşüncesini ser- gilemesi ile yirmi yıl sonra "böylesine" bir toplum- da kendisinin bu "yarg/lama"nın karşısında kalı- şı, benzerlik gösteriyor. (Tabti Brecht'in zekâsını da.) "Mahagonny" uydurma bir sözcük, yani "tuzak kent". Paralannı almak için insanlann "avlandığı" bir "hayal" kent. Ama bir o kadar gerçek, biro ka- dar da evrensel. "Mahagonny Kentinin Yükselişi ve Düşüşü" Brecht'in üçüncü operası. Brecht, bu yapıtını, EJi- sabeth Hauptmann, Caspar Nener ve Kurt We- ill ile biriikte çalışmış; müzikler K. vVeill'a ait. Brecht'in epik tiyatro kuramının önemli yanlan ve epik opera üstüne düşünceleri Mahagonny operası çalışması sırasında ve bu çalışmanın ar- dından biçimlenmiş. "Mahagonny" bir opera, ama yeniliklerle ger- çekleştirilen bir opera. Nrtekim Brecht şöyie diyor. "Bizde var olan opera, hoşça vakit geçirten operadır. Daha meta durumuna girmeden önce de keyif vericiydi. Eğitici olmak istese veya eği- tim aracı da olsa opera, keyif vermeye hizmet eder, çünkü hele o zaman iyice zevklilik ister ve- ya zevk oluşumuna aracılık eder. Bizzat kendisi keyif verici tutumundaki her şe- ye dahayakınlaşır. Opera, 'yaşayan' bir şeydir ve 'yaşantı'ya hizmet eder. 'Mahagonny' niçin bir operadır? Bir defa temel tutumu operanınkiyle aynıdır, yani hoşça vakit ge- çirticidir. 'Mahagonny' keyif verici tutumdaki nes- netereyakınlaşıyormu? Evetyakınlaşıyor. 'Maha- •\ gonnyî bir yaşantt mtdır? Evet, yaşantıdır- çÖHKb 'Mahagonny' bir eğlencedir." Ilk kez 9 Mart 1930'da Leipzig Yeni Tiyatro'da sahneleniyor. Oyun özellikle müzik eleştirmenle- rinden olumlu eleştiriler alıyor ve "müzikal drama- tik ürünlerin gelişim taıihi açısından "bir doruk ola- rak değerlendiriliyor. Buna karşın Nazilerin ve tutuculann hiç hoşu- na gitmez oyun. Oyuna saldınrlar, izleyenlere sal- dınrlar, engellemeye çalışırlar (dogal olarak!). özcesi yapıt, paranın egemen olduğu ilişkileri, "para" nesnesine göre düzenlenmiş birtoplum sis- temini sergilemektedir. Böylece "Mahagonny Operası" üfkemizdeki yir- minci yüzyılın son on yılına "damgasını" vuran "köşeyi dönme", "malı götürme" anlayışı ile de benzerlik göstermektedir! - •• • • • - i" Yetmiş yıl öncesine dayanmasına karşın, yir- minci yüzyılın "ahlak tablosunu" çizen bu yapıtı, acaba, bizi "epik"\n keyfine alıştıran Yûcel Erten sahneye koymayı düşünmez mi? Emre Koyımcuoğhı Fransa'da oyun sahneteyecek • Kültür Servisi - Izmit Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, 9-10-11 Şubat tarihlerinde 2000 yılı kutlamalan nedeniyle Amiens'de düzenlenen : 'Amiens'de Kültürler Buluşuyor' projesine 'Mutfak Kazalan' adlı oyun ile konuk olacak. Oyunu Maison Du Theatre'de sahneleyecek olan Izmit Şehir Tiyatrosu, Türkiye'den. farklı sanat disiplinlerinden birçok sanatçının katıldığı Amiens'de daha önce 'Nasrettin Hoca' ve 'Misafir' ileyeraldı. Dramaturg Emre Koyuncuoğlu'nun yönettiği, Perihan Magden'in aynı adlı kitabındaki şiirlerden yola çıkılarak oluşturulan 'Mutfak Kazalan' 'alternatif şov' kavramj çerçevesinde haztrlandj. Aynca bu gösterinin ardından Koyuncuoğlu, Mantes La Jolie kentinde çalışmalara başlayacak. Hareket tiyatrosu metni olarak yazdığı 'Gariban' adlı oyun, martta Montes La Jolie'de gerçekleşecek olan 'Le Collectif 12'de gösterilecek. Koyuncuoğlu'nun 5 Fransız oyuncu ve bir müzisyenle sahneye koyacagı 'Gariban'ın katılacağı etkinlik programında, dünyanın birçok ülkesinden kadın koreograflar, performans sanatçılan ve disiplinler arası çahşan kadın sanatçılann yapıtlan da sunulacak. Alfred Bton Van Vogt yaşamını yîtirdi * t " • Kültür Servisi - ABD'li bilimkurgu yazan Alfred Elton Van Vogt 87 yaşında yaşamını yitirdi. 1939'da yayımlanan 'Black Destroyer' ile bilimkurgu dünyasına adım atan, 'Slan', 'The Voyage of The Spacö Beagle', 'The World of Null', 'The Players of Null-A' ve 'Null-A 3' gibi ünlü yapıtlara imza atan Vogt, 1996'da ABD Bilimkurgu Yazarlan Derneği 'nin Büyük Usta ödülüne layık görüldü. 194O'lı yıllarda yazdığı öykülerle ün kazanan yazar, 50 yılda 65 roman ve 3 öykü kaleme aldı. halyan saksofoncu Massimo Mazzoni İstanbul'da • Kültür Servisi - Klasik saksofonun ünlü ismi ltalyan sanatçı Massimo Mazzoni 7 Şubat Pazartesi günü 19.00'da ltalyan Kültür Merkezi'nde konser verecek. Borusan Kültür ve Sanat Merkezi ile ltalyan Kültür Merkezi'nin işbirliğiyle düzenlenen konserde Mazzoni; Bach, Silvestrini, Bonneau ve Ada Gentile gibi çağdaş ltalyan bestecilerinin yapıtlanna yer verecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle