17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 ARAUK 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER ZJsamebin Laden, Erbakan ve Nadir'in adının da karıştığı Jet-Payolsuzluğu giderek büyüyor Jet-Pa'nın Kuveyt bağlantisı• Avukatlar Fatma îmer ile Dr. Abdurrahman Ülger, kendi ellerindeki bilgilerin savcılığı harekete geçirecek boyutlara ulaştığını kaydettiler. Avukatlar, çok boyutlu bir yolsuzluklar silsilesiyle karşı karşıya olunduğunu vurguladılar. OSMANÇUTSAY GÜRSELKÖKSAL FRANKFUKT - Halen Avrupa'da serbestçe dolaşan, Jet-Pa'nın tartış- malı sahıbi M. Fadıl Akgûndüz'ün, uluslararası bir komplonun parçası olabileceği, birçok çevreyi bu neden- le hem kullandığı, hem de kendisini kullandırdığı ileri sürûldü. Alman- Av.FATMAÎMER ya'da Jet-Pa mağdurlan, çeşitli kent- lerde sayılan artarak toplanır ve para- lannı kurtarmanın yollannı ararken ortaya atılan iddialar, olayda Necmet- tin Erfoakan'dan AsflNadir'e, Sudan- lı dünyaca ünlü terörist Usamebin La- den'den, Egebank'a kadar birçok is- min olduğunu da ortaya çıkardı. Frankfurt Savcılığı'na art arda ib- barlar ve suç duyurusu yapıldığı öğ- renildi. Önceki gün "Jet-Pa Avrupa Ortaklan" imzasıyla cumhurbaşkan- lığı ve ilgıli bakanlıklardan başlayarak birçok kurum ve kuruluşa geçilen mektupta ağır iddialar yer ahrken Jet- Pa'nın eski Avrupa Koordinatörü 1b- rahim Görgûlü, Cumhuriyet'e yaptı- ğı açıklamalarda, mektuptaki tûm id- diaların gerçeği yansıttığını belirtti. Türidye'de havuz var Bir dönem Jet-Pa Avrupa Koordina- törû olarak görev yapan ve bu yılın haziran ayında Fadıl Akgûndüz ile "ipleri kopardığımr> vurgulayan Ibra- him Görgülü, Cumhuriyet'in sorula- nnı yanıtlarken ağır ithamlarda bulun- du. "Jet-Pa AvTupa Ortaklan" imza- lı mektuptaki iddia sorulann gerçeği yüzde 100 yansıttığına dikkat çeken Görgûlü, Fadıl Akgûndüz'ün elinde- ki pararun tahminlerin çok ûzerinde olduğunu, sadece Jet-Pa ortaklanndan toplanan paralarla bu tür girişimlerde bulunulamayacağını hatırlattı. Ak- gûndüz'ün, geçmişi 1990 yıünda I- rak'ın Kuveyt'i işgali sırasında el koy- duğu altın ve benzeri zenginliklere da- yanan bir paranın kullanıcısı olabile- ceğıne işaret eden Görgülü, Jet Fa- 'Paralar karanlık işlere gitti' Esslingen'de bir grup Jet- Pa ortağının vekâletinı ûzerine alan ve Frankfurt Başsavcıhğı nezdınde girişimde bulunan Avukat Fatma tmer, ortada mükemmel denılebilecek boyutlarda, iyi düşünülmüş çok ülkeye yayılmış bir ekonomik suç şebekesinin var olduğuna dikkat çekti. Jet-Pa yönetiminin, Daimler Benz'in bile vermediği garantıler verdiğinı kaydeden Îmer, şöyle konuştu. u Akgûndüz, birçok sektördeşirket kurdu. Tûrkrve'de 3 miyon Idşk)en55uınilvonınark topbunış. Avrupa'dan en az 620 mflyon mark toplanuş. Bu paralar nere>e gitti? Jet- Pa AG ve Jet-Pa GmbH göstenneiikşirketlerdir. Uechtenstein'daki Jet-Pa AG'nin tasfrye süreci büyök birjotsuzluğakanıtür. ÖzeUikle Jet-Pa AG'nin üzerinden tezgâhlanan oyunlan, khnsenin haberi ofanadan nasıl sessiz sedaaz tasfiye edileceğiııi müvekkülerim için yapoğun araşarînalar grasuıda ortaya çıkarabfldim. Adreskr doğru değfl vs_ Kısacası, 1 mflyar marldık bu paramn ne oJdngu, hangi kanaOara aknğı bimmiyor. 5 Ocak 2001'dede Jet-Pa AG tasfiye edflecektL Jet-Pa, 14 Temmuz 2000'de bu tasfiye karan ahnıp tkaret skafine geçfldikten bir hafta sonra ortakLanna bir mektup geçmiş ve burada bu otup bitenlerden söz edihniyor. 'Bilanço gösterilmedT Kötn'den avukat Murat Sertsöz ık konuşrum. Bana çefişküibflgilerverdi. Kaçamak yanıdar verdL Ortaklardan toplanan paralar büançoda ya hiç gözükmüyor ya da çok düşûk değeriendiribniş hakde. Bana bUançonun gösterümemesi çok »nfamh Bu paralann büançolarda hiç görünmediğini düşünüyorum. Bu da dobndırıcılık ve güveni kötüye kuüanma suçjanna karşdık geüyor. Yaünlan paralar şirkete değfl. Fadıl Akgûndüz veya başkatannın cebine girmiş buhınuyor. Bu büyük para toplama kampanyası Fadıl Akgûndüz'ün cebine ya da karanhk işlerin finansmamna yaramtşör_" dıl'ın bir başka havuz oluşturmuş ola- bileceğıni vurguladı. tbrahım Görgû- lü şöyle konuştu: "Daha evvel Ku- veyt'te dönen işler var. Irak Kuveyt'e gjrdiginde orada bankalan boşaltmış, alün dolar bir yığın şeye el koymuştu. Ama bunlan uluslararası piyasalarda kııiianamamıyı Türkiye'de bir havuz oiuşturmuşlar; bu havuza da Fadd Ak- gûndüz'ün dahil olduğunu düşünüyo- nım. Evet elimde belge yok, ama ben bunu dûşûnüyorum. Bunlan bu ka- dar serbest konuşturan nedir: 18 bin aflenin katngı 500-600 miryon bu ka- dar konuşturmaz insanı. Bunu konuş- turan başka gûçler var di- ye dûşûnüyorum.'' Görgülü, uluslararası bir yolsuzluğun parçası olmâ korkusunun, böyle bir tehlikenin varhğını ka- bul ederken "Haziran ayında Türkiye've holdin- gin merkezine gitmiştik. Ben bu şirketin ilk temsO- cisryim. tnsanlar kâr-za- rar ortakhğı Oe bu işe gir- mişlerdL Fadıl Akgün- dûz'e 'Kardeşim eğer sen zarar ettiysen bu ınsanlar buna razılar, çık zarannı açıkla' dedik. Açüdama- dL Aylar geçti. Türkiye'de dönen dolaplar. miDetve- küleriyle olan ilişkiler, di- ğer yargı mensuplanyla olan üişkilerde hep sıyır- dı. Diyonız ki burada bü- yük bir tezgâh vardı" di- ye konuştu. Tuhafilişküer Merkez Bankası ihbarı ve Jet-Pa Frankfurt Barosuavukatlanndan Dr. Abdurrahman Ulger, son geliş- melerden hareketle Jet-Pa'nın çö- zülebileceğıni belirtti. 1996'da Jet- Pa'nın Almanya'daki şırketının ku- ruluş mukavelesini hazırlayan eski avukat SedaıSezgin'in 1999'unşubat ayı başında şirketten uzaklaştınjdığı- nı söyleyen Abdurrahman Ulger, Sezgın'le Fadd Akgûndüz arasında- ki ilişkinm daha sonra devam ettiği- ni, Akgûndüz'ün Sezgın'e destek verdiğinı söyledı. "Sezgin, 1999'un mayts ya da haziran ayında Ege- bankiâ «sbirfiği yapmak icin Jet-Pa adma Berün'e gftmjş" dıyen Ülger, bu işbirlıği gırişımıne karşı çıkan bir Egebank çahşanının ışine son veril- dığıne ıhşkın söylenülen hatırlattı. Dr. Ülger sözlennı şöyle sürdür- dü: "Frankfurt Savahgı'ndasoruş- turma halen sürüyor. Ancak son olarak Kombassan Qe Jet-Pa ara- smdakiflgmçpara trafığini gösteren betgeierin ortaya çıkmasından son- ra, soruşturma yeni bü" boyuta gUTe- bihr. Bu belgeler, Kombassan'dan Jet-Pa'ya 13 Mayıs 1997 tarihinde bir günde, elden, toplam 9 mflyon mark teshm edildiğini gösteriyor. 'Kombassan Holdıng, Komvılev Yapı, Komsaniş Yapı Kooperatifi adına, değışik üyelerden toplanıp temsilci kanalı ile teslim edilen miktar aşağıda yazılıdır' sözJerinin yer aldığı bash dört makbuz \ar. 4 milyon, 2.8 mflyon, 1 mih r on ve 950 bin mark, Jet-Pa adına, firmanın avukau SedatSezgin taranndan tes- hm ahnmış. Tutanaklardan birinde teslim alan bölümüne önce Fadıl Akgündûz ismiyazümış,sonra da si- hnip Sedat Sezgin güımş. Bir gün- de bu kadar paranın elden tesum ed&mesive abânm da finnanın a\iı- kaonın ohnası knşkn uyandmyor. Çok daha küçük rakamlar söz ko- nusu oMuğunda pofe desteği, özd koruma talebinde bulunuyorlar. Kombassan bu paralann kendi ka- yıüarmda yer aldığmı açıkladk An- cak Jet-Pa'dan yanıt gehnedL De- mek ki kaynağı şüpheÜ bir para, ki o yûzden kayıtlarda görûhnüyor." 'Davayı beküyonız' Ülger, savcılığın araştırmasım sürdürdüğunü, davayı bekledıkleri- nı söyledı. Ülger, Frankfurt Başsav- cıüğı'na Türkiye Cumhunyeti Mer- kez Bankası'ndaki yûksek faızli ta- sarruf hesabı açan binlerce Türk va- leregöre,böylecegazetderbudunım- la agffi yayın yapacak, Merkez Ban- kaa'na para yaaranlar paniğe kapı- hp, paralanm çekip o dönemde zor- ianmaya başlayan Jet-Pa'ya yaûra- oddardL" Ülger'le yaptığımız röportaj şöyle: -Jet-Pa magdurtan. sizce nedensuç duyurusu başvurusunda buhınmak- tan çekmi>-or? Sistem içinde kahp 'Befld paramı kuıiannnı' umudunu nmı taşjyortar? - Bana gelen vatandaşlardan bir ta- nesi durumu izah ederken "Şikâyet edersemparamıahnakta zorianabfli- rim. Etmezsem belki de alabifirim'' diye düşündüğünü söyledı. Genelde • Avukat Abdurrahman Ülger, Frankfurt Başsavcdığı'na Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'ndaki yüksek faizli tasarnıf hesaplan açan binlerce Türk vatandaşının vergi kaçakçıhğı yaptığı yolundaki ihbann da Jet-Pa kaynakh olabileceğini ileri sürdü. tandaşının vergi kaçakçıhğı yaptığı yolundaki ihbann da Jet-Pa kaynaklı olabileceğini ileri sürdü: "1999 Hazi- ran aymda Merkez Bankasf yla ügii suç duyurusu yapıhnışnr. Eğerbu suç du> urusu basmda yer alsayıa ve he- men bir soruşturma başlasaydL o za- man tasamını oian vatandaşfauimı- zm çoğu, Merkez Bankası yerine Jet- Pa'ya >önelecektL Suç duyurusu bu dûsünceyieyapıhntşoJabüir.'' Suç du- yurusunun bankacılık sıstemını ve hukukunu ıyi bilen biri tarafindan ya- pıldıgına dikkat çeken Ülger, "İhbar- alar muhtemelen çok dddi suçiama- lar içenfigj için bu suç duyurusunun anundan savakgm hemen harekete geçeceğibesabuu}apr>«rdu.Tahjnin- çoğu böyle düşünüyor. Fakat, arayıp kımseyı bulamayınca ya da şirketin gende kalan çahşanlanndan, hertıal- de bunlar da kendi başlanna bir şey- ler gelmesinden çekındıkleri için, -Başnuzm çaresme bakm" cevabını aldıklan ıçın durumun cıddiyetini kavnyorlar. - Suç duyurusu başvurulan nasri degeriendirinyOT? - Her bır kışı için ayn bir dava açı- hyor. Dava sayısı 100'ü geçmiş du- rumda. Suç duyurusunun da 100'ü bulması, dava için iyi olacak. - Bu saymm savahk içm ne önemi var? - Savcı olayın üzenne. "Bu kadar kişi zarara ugramışOr~ dıyerek daha sıkı gıdecektır. Yoksa 18 bin kişinin zarara uğradığının ileri sürüldügü bir ortamda, yüz kişinin bile suç duyu- rusunda bulunmaması, savcılığı şa- şırhyor. - Savakk agırhkb Türk basmmda ofanak üzere bu getişmeterie ügii ha- berleri değertendiriyor mu? - Evet. Son olarak "İmza"yla ılgı- h bır televizyon programı izlemışler ve belki bu yolla bir şeyler yapılırsa "kartopu" sistemınden çıküabUir dü- şüncesi doğmuş, bekleyip gehşmele- ri izlemek durumu hasıl olmuş. An- cak bu durum şimdi ottadan kalkb. Şu anda savcılığın daha ışın başında olduğunu söyleyebiliriz. - Sa\ahk. şimdiyie kadar FadM Ak- gündûz'ü aradı mı? - Hayır. Benım bıldığım kadanyla şimdiye kadar o safhaya gelınmedi. - Bu durumda savafak, Akgûn- düz'ün ortadan kayboldugunu, ba- smdaki haberlerden hareketle biiyor ohnah. - Evet. Türkiye'de takip edildiğini, orada olmadığını ve buraya da gehne- dığıni büiyor. '18 bin kişi kandınlmış' - Ahnanya'da Jet-Pa'ya para kap- tn-anlann sayısı ne kadar? - 18 bını bulduğu söyleniyor. Bu- nun 10 bını Liechtenstein'aaktanldı. 8 bını Ahnanya'da kaldı deniyor. Liechtenstein'a aktarma işlemi çok tlgınç. Işin kötü niyetle yapıldığını gösteriyor. Frankfurt Jet-Pa'yla or- taklık işlemiyaptıklan bazı vatandaş- lardan ük sözleşmeyi ahp kendilen- ni Liechtenstein'dakı şırkete ortakya- pıyorlar. Ancak orada şukenn bir fa- ahyeti yok. Vatandaşı Ahnan şırketi- ne değıl. kandınp bir Liechtenstein şuketıne ortak etmış oluyorlar. Fadıl Akgûndüz'ün "tuhaf uluslararası üişki- ler'' kurduğunu hatırlatan Görgülü şöyle konuştu: "Bizzat dinledim. Fadd Akgûndüz, Sudan'a bir ziyaret yapryor. Sudan'da başbakanla, bakanlaıia görüşûyor. Bir ara Usame bin Laden'in yatügı has- taneye de gidiyor. Su- dan'da 42 bakana, Pro- ton'un piyasa değeri 100 bin mark olan limuzinle- rinden hediye ediyor. Dûnyamn terörist bödiği bir adamın yatbğı hasta- neye neden gjder?" Akgûndüz'ün Asil Na- dir'den "kardeşün" diye söz etriğinı belırten Ibrahim Görgülü, "Dolar bazında konuşuyorlar. Biz bunlan alt aha yazmışız. Onun ver- digi rakamlara itibar etmi- şiz. Üzerine de faziasuu koy- muşuz, hesap etmişiz yine_ Açık çıkryor. Tutmuyor ta- biL O aradaki açığm mev- cut olduğunu tahmin ediyo- ruz.Tûrkiye'de\anhr. Çûn- kfi bunlar bu 'Doğulular Grubu' fiuan ohışurken 16 taknnasponsorhık yapryor- du. Bunlar bizün paralann içerishıde yer almryorsa, bu paralar neredengeldi" dedi. Söz konusu "paralel havuz bulamadıklannı" vurgulayan Görgülü, "A- ma her şey ona işaret edi- yor, rahathkla söyleyebOi- riz" dedi. Liechtenste- in'daki Jet-Pa AG'nin likd- dasyon sürecini durdur- duklanm ileri süren eski Jet-Pa yöneticisı, 300 or- tak olarak Liechtenstein'a başvuruda bulunduklan- m kaydetti. Akgûndüz ile avukatlık hakkı elınden alınan Se- dat Sezgin arasında çok iyi üişkiler olduğunu id- dia eden Görgülü, "Fadd Akgündüz'û Avrupa'ya açan şahıs odur. Merkez Bankasf na yönehk besap- larda da onun parmağı olabüir. Egebank bağlan- •lannda da Sezgm'm ro- lü var" dedi. Kadıkoy'de su satış yerlerine baskın duzenlendi KMisuların imhasına başlandı Istanbul Haber Serviâ - tstanbul 11 Sağlık Müdürlüğü tarafindan yapılan incelemeler so- nucu kirli çıkan su satıalannın faalıyetleri dur- duruluyor, sulan imha ediliyor. Kadıköy Be- lediyesi, sınırlan içinde bulunan su ıstasyon- lanndaki yasaklı sulan imha ettı. U Sağlık Müdürlüğü'nün 24 değişik marka- lı suyun satışının ikinci bir uyanya dek yasak- lamasmın ardmdan taröşmalar sürüyor. Istan- bul Büyükşehir Belediyesi Hamidiye Kaynak Sulan AŞ yaptığı yazılı açıklamada, sağlık müdürlüğü tarafindan üretimi durdurulan "Hamidiye'' fırması iie hiçbir ılgilen ounadı- ğmı savundu. Geri Dönüşüm Ambalajh Kay- nak Suyu Üreticileri Derneği (GEDSUDER) Başkanı MehmetKardeş ise gelişmclerin sek- töre zarar verdiğini savundu. Istanbul Valiliği, II Sağlık Müdürlüğü ve Kadıköy Belediyesi 'nce ortaklaşa düzenlenen operasyonlarda su satış yerlerine baskınlar dü- zenlenip yasaklanan sulann satılıp satıbnadı- ğı kontrol edildi. Kadıköy Belediye Başkanı SeiamiÖztürk, denetim yetkisinin belediyeler- de ohnası durumunda su satış yerlerine anın- da müdahale edileceğini belirtti. Müdûriükte topianü tl Sağlık Müdurü Osman Karaastea, Müdûr Yardımcısı Zafer Çağlar ve Hıfzıssıhha Istan- bul Bölge Müdürü İHker Dündar dün 30 su fir- ması yetküisiyle toplantı yaptı. Basına kapalı olan topjanö sonrasında GEDSUDER Yönetim Kurulu Üyesi IsmailÖzdemir. denetimlerin ya- pümasından yana olduklanru ancak kapaülan iş- letmelenn basuı aracüığı ile duyurubnasınm fir- malann işini zorlaşbrdığmı savundu. DSPIiler kararın iptali için İdareMahkemesi'nebaşvuracak Özel hastanelere ucuz su < hyağı y lstanbul Haber ServİH - ÎSKJ Genel Kuru- lu'nda, ANAP ve FPIilerm ittifakıyla ahnan, kentteki 134 özel hastanenin devlet hastaneleri gıbı daha ucuza su-kullanması yönündeki kara- ra, DSP'li ve CHPli belediye meclis üyeleri tepki gösterdi. DSP'liler karann iptali için İda- re Mahkemesi'ne başvuracaklarmı belirtirken CHP Grup Başkanveküi YûksdKıfanc, "İSKİ, 2001 yıhndan Hibaren lstanbuttunun suyuna yiizde57zamyapn.ÖzelhastaneJereyapıhınkı- yak, yurttaşlann sırtma bmdirinyor" dedi. Geçen hafta yapılan tSKl Genel Kurulu'nda, 1 Ocak 2001 tarihinden itibaren tüketilen bir metreküp su ve kullanılmış su uzaklaşarma be- deli (atıksu), 280 bin kradan 440 bin liraya yük- seltildi. Genel kurulda, özel hastanelerin dev- let hastaneleri gibi metreküp başına 370 bin li- ra bedel ödemesi kabul edildi. Buna tepki gös- teren DSP grubu, kararın iptali için îdare Mah- kemesi'ne başvuracağmı açıkladı. Kararın Özel hastanelere yapılan bir "layak" olduğunu vur- gulayan DSP'li belediye meclis üyeleri buna karşı olduklanm ifade ettiler. 'İSKİ, yandaşlanna kaynak aktanyor' CHP Grup Başkanvekih Yüksel Kıhnç ise suya enflasyon oranının üstünde zam yapıldı- ğını, ÎSKl'nin "bütçesinikabartarak" yandaş- lanna kâr sağlamayı amaçladığını altını çize- rek, "tSKt, hizmetleri özelleştirerek yandaşia- rma kaynak aktanyor. Insanlann en temel ihti- yaa olansuya yapdanzamia,insanlaricemedik- leri suyu, alamaz hale gekcekler" dedi. Kıhnç, FP'lilerin istanbul'daki sonçalışmadöneminin farkmda olduklanm öne sürerek "Neyaparsak kârdır şeklinde dûşfinfihıyor" dedi. ARAYIŞ TOKTAMŞ ATEŞ Eğfflm Dili Eğitimin hangi dilleyapılacağı konusununtartışıl- maya başlanması, son birkaç yüzyılın konusudur. U- lus devletlerin kunjlmaya başlanmasından önce, Hıristiyan dünyada eğitim Latince yapılırdı. islam dünyasında ise ağırlıklı bir biçimde Arapça ya da Arapça ağırlıklı bir biçimde yerel diller kullanılırdı. "Ulus devlet", eğitiminde de kendi ulusal dilini kul- lanmaya başladı. Fakat 2. Dünya Savaşı'ndan son- ra ortaya çıkan ve sömürge geçmişi olan ülkelerde ciddi sorunlar çıktı. Zira bu ülkelerde uluslaşma sü- reci tamamlanmamış olduğu gibi, ortak bir "ulusal dil" de yoktu. Bu sorun yönetimde de anlaşmazlıklara yol açı- yordu ama. asıl sorun, eğitim ve iletişimde ortaya çıkıyordu. Eski sömürgelerden önemli bir bölümü, eğitim di- li olarak sömürgeci ülkenin dilini benimsemek zo- runda kaldı. Zira; ortak bir dil bulamamalan bir ya- na, sömürgeci ülkenin oluşturduğu bir eğitim örgü- tü ve anlayışı da bulabiliyorlardı. Çok hazin bir ka- derdirbu... • • • Bazı ülkeler, bu türden zorunluluklardan dolayı eski sömürgecilerinin dilini eğitim dili olarak seçer- ken bizim gibi kimi ülkelerde de farklı nedenlerden ötürü, yabancı bir dilin ağırlığında bir eğitim dili seç- me eğilimleri görülmeye başlandı. Osmanirnın son dönemlennde popüler olan Fran- sızcanın bu üstünlüğü, 2. Dünya Savaşı sonrasına dek sürdü. Her ne kadar Ingilizce eğitim yapan de- ğişik eğitim kurumlan var idiyse de, Fransızcanın po- pülerliği savaş sonrasına dek kınlmadı. Fakat istis- nalar dışında eğitim dili asla Fransızca olmadı. 2. Dünya Savaşı sonrasında; sosyalist blok hariç ol- mak üzere, dünyanın geniş bir kesiminde, ABD'nin ekonomik hegemonyasına bağlı olarak kültürel he- gemonyası başladı. Türkiye de bu kaderden kendi- ni kurtaramadı. 196O'lı yıllara kadar, ortaöğretimde yabancı dil seçimi sırasında üstünlük Fransızcada iken daha sonra üstünlük, ezici bir biçimde Ingilizceye geçti. Kesinlikle bilmiyorum ama, bugün ortaöğretimde öğrencilerin yüzde 80'den fazlası Ingilizceyi, geri kalanlan Fransızca ve Almancayı seçmek istiyorlar- mış. ••• Ingilizcenin eğitim dili olarak böylesıne yaygınlaş- ması, bence birazfazla abartıldı. Bizim güzel Türk- çemizle "bilim yapılamayacağım" \\&ri sürenler, Türk yükseköğretiminin en üst makamlanna kadar yük- seltildiler. Ve bunlann "zihniyetlerinin" bir sonucu olarak öyle düzenlemeler yapıldı ki, Ingilizce (ya da çok az da olsa) bir başka yabancı dili çok iyi bile- meyenler ve o dilde yayın yapamayanlann, "ulus- lararası yayın" saçmalığı içinde, yükselmeleri en- gellenmeye başlandı. Bu "zihniyet", tam bir sömürge zihniyetidir. Ulu- sunu ve dilini sevmemektir, değerini bilmemektir. Ne ABD, ne Ingiltere, ne Fransa, ne Almanya, ne Hol- landa vs. vs'de böyle bir şeye rastlayamazsınız. Fa- kat maalesef öyle bir noktaya geldik ki; "piyasada" iş arayan gence, önce hangi dili ve hatta hangi dil- leri bildiği sorulmakta ve hangi okulu bitirdiği soruf^ su daha sonra gelmekte. Toplumsal alandaki bu tutumu anlamak ve onay-' lamak mümkün değil. Ama mühendislik, tıp vb. gi- bi alanlarda da aynı özenti ve "garabeti" görüyoruz ki, bu artık tam bir kepazelik oluyor. Bunun zararla- nnı ileride, çok acı bir biçimde göreceğiz. ••• Yazıma bambaşka bir niyetle başlamıştım, bakm nerelere geldik. Benim bugün ele almak istediğim konu, kimi çevrelerde dile getirilen, "Kürtçe eği- f/m"in mümkün olup olamayacağı ya da bunun ya- pılmasının gerekli olup olmadığı idi. Millı Eğitim Bakanlığı'nın denetimi altında, gayri- müslim azınlıklara kendi dilleriyle eğitim hakkı veril- diğine göre, azınlık statüsünde olmasalar bile; fark- lı anadili olan kimi vatandaşlanmız, çocuklanna bu dilde eğitim vermek istiyoriarsa buna izin vermek gerekir. Fakat diğerfarklı anadillere de aynı hakkı ve- rerek ve asla bu işi devlet kaynaklanyla yapmaya- rak. Zira devlet, böyle bir "farklılığa" girişemez. Pe- ki Ingilizce eğitim yapan ortaöğretim kurumlan ve üniversitelerle devlet yardımı alan kimi vakıf üniver- sitelerine harcanan yüzlerce trilyona ne demeli? Bu- nun hesabını kim verecek?.. Atatanmız, "Keserdönersap döner, gün gelir he- sap döner" demişler. Bu işlerin masaya getirilece- ği günler de elbette getecektir. Fakat dillerinden de- mokrasiyi düşürmeden demokrasiyi katletmek is- teyenlerin hesap vermeleri, epeyce zor olacak gibi görünmektedir. Kürtçe eğitim yapan okullann açılmasında, ben- ce bir sakınca yok. Fakat çocuklannı oraya gönde- recek olan ailelerin, rasyonel davranacaklannı söy- lemek mümkün değil gibi görünüyor... DSP'U üyeler tepki gösterdi İGDAŞ'ta eğitim ihalesi FP'li yöneticiye verildi YEŞİMGÜL FP'li lstanbul Büyük- şehir Belediyesi'ne bağh İGDAŞ'ta, hizmet içi eği- tim ihalesinin FP lstanbul 11 Yönetim Kurulu Üyesi Sfileyman Erdemir'in or- taklan arasında olduğu Değişim Dinamikleri Yönetim Merkezi adlı şirkete verildiği beürlen- di. Şirketin eski ortaklan arasında, FP lstanbul îl Başkanı Numan Kurtul- maj ve II Yönetim Kuru- lu Uyesi Erol Dflaver'in de bulunduğu saptandı. Büyükşehir belediye meclisinin DSP'li üyele- ri, FP'lilerin kendi yöne- tünlerindeki belediyeler- de ıhale almasınm "ahla- ki açıdan sakmcah" oldu- ğunu vurguladılar. Devlet thale Kanu- nu'na bağlı ohnayan İG- DAŞ'taki hizmet içi eği- tim hakkında bilgi veren IGDAŞ yetkilileri, işin ihaleyle yapıldığmı, ka- palı zarf usulü ile gelen tekliflerin bedel ve şart- lar yönünden değerlen- dirildiğini öne sürdüler. Yetkililer, 25 kişiden oluşan 16 gruba eğitim verildiğıni ve firmaya kışı başına günlüköO do- lar ödendiğini söylediler. DSP'li Büyûkşehir Be- lediye Mechs üyeleri yö- netimde olan bir parti mensubunun beledıye- den ihale ahnasına da tep- ki gösterdi. DSP meclisi üyeleri, FP'lilenn, bele- dıyedeki ihalelere girme- sinin sakmcah olduğunu savunarak "DSP'K bele- diyedeki bir ihaleyebir D- SP'luün gÛTnesi nasıl hoş değüse bu FP'hler için de geçeıüdir, bunu yadırgı- yonız" diye konuştular. Hizmet içi eğitim iha- lesini kazanan şirketin ortağı ve FP yöneticısi Süleyman Erdemir. "İş için ihale yapıhp yapılma- dığını anımsamıyomm. Biz İGDAŞ dışında, D- SP'HŞİşü Belediyesi'ne de eğitim veriyoruz" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle