23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 7 ARALIK 2000 PERŞEMBE 14 J. U l \ kultur@cumhuriyet.com.fa1 Etkinlikler arasında sempozyum, çağdaş sanat, sergi, tiyatro vefilm gösterimletiyer ahyor Sanat insan haklanylabuluşuyorKültür Servisi-9-15 Aralık 2000 tanhlen arasında Istan- bul'da düzenlenecek olan 'İnsan Haklan 2000' haftası çerçeve- sindekı etkinlikleri gerçekleştir- mek üzere altmış sivil toplum kuruluşu bır araya geldi. SODEV'ın (Sosyal Demok- rasi Vakfi) koordinasyon görevi- ni üstlendiği projenin düzenleme kunılu Aydm Cıngı, Ercan Ka- rakaş, Zafer Kıraç, Erol KnrieJ- ma, Beral Madra, Özlem Petek ve proje koordınatörü Vecdi Sa- yar'dan oluşuyor. Insan Haklan Günü'nün ülkemizde daha etkin biçimde tanmlması ve insan hak- lan kavramının sanat etkinlikle- ri aracılığıyla yaygınlaştınlma- sını amaçlayan 'İnsan Haklan 2000' etkinlikleri çerçevesinde sempozyum, çağdaş sanat, kari- katür ve fotoğraf sergileri ile fıhn gösterimleri ve tiyatro etkinlik- leri yer alacak. Yedi gün sürecek etkinlikle- nn merkezmi TÜYAP Tepebaşı Sergı Salonu oluştunıyor. 'Hücre' performansı 9-10 Aralık günlen arasında düzenlenecek 'İnsan Haklan KüMnY başlıklı sempozyum- da açılış oturumuna Ercan Ka- rakaş (SODEV Başkanı), Yavnz Önen(tnsan Haklan Vakfi Baş- kanı), Vecdi Sayar(Ozerk Sanat Konseyi Gırişim Kurulu Gn. Sek), Yöcd Sayman (Istanbul Barosu Başkanı), Rûştfi Kaam Yüceten (Insan Haklanndan So- rumlu Devlet Bakanı) katılacak. 'İnsan Haklan Bağlammda Kül- rürelHaklar' başlıklı 2. oturum- da ıse Aydm Cmş (SODEV Baş- kan Vekıli), Oktay EkincKMı- marlar Odası Başkanı). Ionnna Kuçuradi (tnsan Haklan Eğıtı- mi Onyılı Ulusal Komıtesı Baş- kanı ), Hasan Bûient Kahnunan (Öğretım Üyesi-Yazar), Metin Sözen(ÇEKUL Vakfi Başkanı), Hıfzı Topuz konuşacak. Sem- pozyumun 'Insan HaklanEğiti- minde Sanaün tşlevi' adlı 3. otu- ruma ıse Beral Madra, HalflEr- gûn, Adalet Ağaogju, Tan Oral, Zeynep Oral, Suavi katılacak. Saat 12.00 ile 17.00 arasında TÜYAP'ta 'Höcre' başlıklı per- formans gerçekleşecek. Jûlide Kural, Derya Alabora, Mahir Gûnşiray, Genco ErkaL, Orhan Alkaya, Zuhal Olcay, Hadi Ça- man, Vedat Türkali, Edip Ak- bayram, Halıl Ergün, Mümtaz nsan Haklan 2000' haftası çerçevesinde gerçekleştirilecek etkinlikler için 60 sivil toplum kuruluşu bir araya gelcü. tnsan haklan kavramının sanat aracılığıyla yaygınlaştınlmasını amaçlayan etkinlik yedi gün sürecek. Etkinlik 'însan Haklan Kültürü' başlıklı bir sempozyumla başlayacak. Sevinç camdan yapılmış Qç ayn hücrenin içine girerek ınsan hak- lanyla ilgüi çeşıtlı meünler ve bil- diriler okuyacaklar. 10 Aralık günü gerçekleşecek 4. oturumda NailGürelLKürşat Bumin,OralÇahşJar,HrantDink, Can Dûndar,Muhsin Kaükaya, PmûTmç tnsan Haklan veMed- ya'üzenne konuşacaklar. Kapa- nış orunımunu ıse Süheyl Ba- tnm, Semih Gemalmaz, Hûsnü Öndûl (İnsan Haklan Demeği Başkanı) gerçekleştirecek. 11 Arahk'ta Prof. Dr. Ipek Gûrkaynak 'Çocuk Eğföminde İnsan Haklan' konulu bır kon- ferans verecek. Etkinlikler çerçevesinde Be- hiç Ak, Tan Oral, Turhan Sd- çuk'un yapıtlannın sergilenece- ğı Kankatürcüler Derneği ser- gileri, İFSAK'ın düzenleyeceğı fotoğraf sergileri izleyicilerle bu- luşacak. 9-12 Aralık günlennde Beral Madra'nın kuratörlüğün- de TÜYAP Tepebaşı alt kat sa- lonunda,'Veritas Omnia Vlncit' (Hakikat Her Şeyin Ostesinden Gelir) adlı çağdaş sanat sergisi düzenlenecek. Hakan Akçura, Özgûl Arslan, Gûbn Atak, Bed- ri Baykam, Handan Böriüçene, Thomas Büsch, EMfÇetebi,Ipek Duben,ConsueJoEccneveria,Ab- met Elhan, Tayftın Erdoğmuş, Esra Ersen,Mefih Görgün, Meb- met Güleryüz, Güven Inciıüoğ- lu, Balkan Naci tslimyeü, StrJa Kösemen, Sermin Sherif, Murat Morova, Ahmet Öktem, Hakan Onur,ŞeymaRasoğlu,EmreZev- tinoğlu, Gürdal Yücel'in yapıt- lan sergilenecek sanatçılar. Sergı kuratörü Beral Madra, "Dünyamızda hâlâ sören insan haklan ihlaOerinin son bulmasu kuşkusuz kapsamh birinsan hak- lan eğhimine bağiıdır. Projemiz, insan haklan temasmı işleyen sa- nat yapıtlannınfiretihnesiniözen- dirmevive bu ürünleringenişkh- letere ulaştmfanasını hedeflemek- tedn-" dedi. Dışa kapalı, içi imgelerle do- lu büyük bir labirentten oluşan serginın , özellikle sanatçılann dört gün boyunca sergi alanında geniş izleyici kitlesiyle buluş- masını öngörmekte olduğunu söyleyen Madra, etkileşimli bir sanat ortamının insan haklan eğıtımine hızmet edeceğını um- duklannı belırttı. "Günümüzde sanatçılann görsel ve nesnel me- tafonan içeren yapıüannda ço- ğu kez. dolayh da oba hakikate doğru açılan bir kapı vardır. Iz- le>ickJe de sanatçının seçtiği dü- şûnsei, kavramsaL düşsel matze- melerin yaratbğı labirentlerde dotaşırken 'hakikate'flişjdnipuç- lanna ulaşma bekkntisi vardır. Sanatyapınnmbugefcneksd özd- üği, yani insaıun hakikate ulaş- mak için güvendiği bir yol olma- sı, her şeye karşın günümüze de- ğin bozulmadan kalabilmiştir. Bu beklenen 'Hakikat' çoğu kez insaundünyadakVevTendekivar- Iığu konumu, iyİliği, kötfiifiğü, mutluluğu. mutsuzluğu, ahlakı ve işlevi ile ilgilidir. Bu bağtam- da sergiyedavet edilen sanatçılar özelükk 'ınsan' ile ilgili araşor- ma ve inceleme içeren yapıtiany- la öne çıknuşnr\« \-apitlannin ar- kasmda günümüzün sryasal,eko- nomik sistemkri içinde insanın konumuna, durumuna ifişkin yo- rumlar, eleştiriler ve öneriler iz- lenir." 'tnsan Haklan 2000' etkınli- ği içinde aynca sinema ve tiyat- ro göstenlenne de yer verilecek. 'Sinemada İnsan Haklan' kuşa- ğında her gün göstenlecek film- kr arasında MarcoBecbis'in 'Ga- raj Olimpo", Ismail Gûneş'in 'GülünBito^Yer\KenLoach'ın 'ÜlkeveÖzgûrhlk' ve 'Carla'mn Şariaa', ThaddeusO'Suffivan ın 'Hiçbir Şev Kişisel Değfl', Reis Çelik'ın 'Hoşçakal Yann' ve 'Işıklar Sönmesin', Ziad Doue- iri'nın 'Baü Beynrt', Yeşinı Us- taoğhı'nun 'Güneşe Yolcuhık', Zeki Ökten'ın 'Sürü' ve 'Ses', GoranPaskalyeviç'ın 'BarutFı- çıs', Ademir Kenavic'ın 'Kn- sursaz Çember' Mira Nair'in 'Missisipi Masala', Sergey Bod- rov'un 'KafkasMahkûmu', Be- hiç Ak'ın 'Tflrk Sinemasmda Sansfir' adlı filmleri yer alıyor. Altmış altı ayn fılmin gösterile- ceği seanslar Beyçğlu Yeşilçam Sineması, AKM Sinema Salonu ve Fransız Kültür Merkezı'nde yapılacak. AKM'de 'Sanat Cecesl' Hafta içinde izleyıciye ulaşa- cak tiyatro oyunlan ıse Tiyatro Boğazıçi 'Yeni Bir Hayat İçin', Itaryan Kültür Merkezı'Alma Ro- se', Yeni Tiyatro 'YaşamakGü- zd Şey Be Kardeşim', Izmıt Bü- yükşehır Beledıyesi ŞehirTiyat- rosu'Sevdah Bulut', Istanbul Bü- yükşehır Beledıyesi Şehır Tiyat- rolan'Woy2wk','iroSosveKres- sida', 'Kafkas Tebeşir Dairesi, Beşinci Sokak Tıyatrosu 'Dun> rul ile Azrail', Stüdyo Oyuncu- lan 'Gergedanlaşma', Eski Tiyat- ro 'Küçûk Prens', Mum Tiyat- rosu 'Benerti Kendini Niçin CH- dürdû?', Bakırköy Beledıye Ti- yatrolan 'ivantvanoviçVarnuy- dı Yokmuydu?. Düşün Sahnesi 'Bir Çift Sözümüz var Aşka Da- ir'. Oyunlann biletleri tiyatrola- nn gişelerinden elde edilebilecek. 10 Aralık saat 11 .OO'de Fransız Kültür Merkezi'nde gösterile- cek olan 'Sevdak Buhrt' oyunu üc- retsiz izlenebilecek. Etkmlik çerçevesinde aynca 11 Aralık saat 20.30'da AKM Konser Salonu'nda gerçekleşe- cek olan 'Sanat Gecesi' yer alı- yor. Vecdi Sayar'ın kurguladığı geceye pek çok sanatçı katıla- cak. İnsan Haklan 2000 Koordi- nasyon Merkezi (SODEV) (292 52 52) Tiyatro Istanbul, Neil Simon'un 'Tuhaf Bir Çift' oyununu Gencay Gürün'ün yorumuyla sahneliyor ^Evlilîk gelip geçer aıııa oyun sürer9 ÖZLEM ALTUNOK Neil Simon'ın. Tony ödüllü oyunu 'Tuhaf Bir Çift', Gencay Gürün'ün çevirisı ve rejisiyle bugünden itibaren Tîyatro Istanbul tarafindan Profılo Kül- tür Merkezı'nde sahneleniyor. Arsen Gürzap, Nurseli ldiz, Ind Türkay, Tt- raje Başaran, Şahnaz Çakmüp, Metin Arslan ve Yunus Gûner'in rol aldığı oyunda, dekor tasanmı NDgun Gürkan, ışıkdüzenlemesiise Aytekm Saday'a ait 1968 'de Gene Saks'm erkek versiyo- nunu filme aldığı oyunda Amerikan güldürüsünün iki ünlü adı Jack Lem- mon ve VValter Matthau başrolleri pay- laşıyordu. Filmde, ikisi deboşanmış, or- ta yaşh iki erkeğın birlikte yaşamaya ka- rar vermeleny le beraberliklennın geor- diği çeşitli sorunlar mizahi bn: dille an- latlıyordu. Tiyatro Istanbul ise oyunun kadın versiyonuyla izleyıcinin karşısına çı- kıyor. Evliliklerini ve ilişkilerini birbil- gi oyunu aracılığıyla zaman zaman sor- gulayan, zaman zaman hafıfe alan bır- binnden farklı haber programcısı, po- lis, ev kadmı, evli, bekâr, boşanmış beş kadının gündeUk yaşamlanndan ve dert- lerinden kesitler sunuyor 'Tühaf Bir Çift'. Yalnız yaşayan ve çalışan bır ka- dın olan Olive'ın dağınık evinde haf- tada bir gün gerçekleştirüen bu birlik- telık, bir ev kadını olan Florence'ı ko- casının terk etmesiyle hareketlenir. Oyun, birlikte yaşamaya başlayan Olı- ve ve Florence'ın ev arkadaşlığı çerçe- vesinde gelışen olaylarla devam eder. Pek çok kez sahneye konan, kadm gö- züyle yaşamdan kesitler sunan oyun üzerine, yine oyunun kadın yönetmeni Gencay Gürün'le konuştuk: - Neil Simon'ın Tuhaf Bir Çift' oyu- nunu seçmenizdeki etkenler neterdn-? GENCAY GÜRÜN-Neıl Sımon, Amenka'nın en önde gelen yazarlann- dan bın. Üstelik seyirciye çok sıcak ge- len bıryazar, dolayısıyla Neil Sımon ba- na her zaman cazip geliyor oyun yaza- n olarak. Aynca özel tiyatrolann etle- rindeki kadroya göre, beraber çalıştık- lan oyunculara göre oyun bulma zo- runluluklan var. Ödeneldi tiyatrodaki gibi geniş bir yelpazesi yok, otuz kişi- lık bir oyun oynayamaz ya da çok zor oynar. Bız bu oyunu geçen yaz Arsen Gürzap'laberaber okuduğumuz birkaç oyun arasmdan seçtik. Bu da bir sebep oldu. Aynca bu oyun New York'ta oy- nandığında Tony ödülü almıştı. O de- rece beğenildı ve başanlı oldu ki fibnı çevrildi ve film en iyi senaryo oscan al- dı. Fakat bana en enteresan gelen yanı Neil Simon'ın aynı oyunun kadm ver- siyonunu da yazmış olması, bu çok en- der olan bır şey. - EvtiMk ve kadm üzerine kurulu bir Amerikan oyunu 'Tuhaf Bir Çift', dra- maturjide ön plana çıkarmak istediğj- niz unsurtar neter oldu ? GÜRÜN -Bır kere çok doğal olma- suıa çalıştım. Yani oyuncular sadece sözlerini söylemiyorlar. Eğlenceli bir grup kadının bütün tabiı yanlanm çı- kannaya çalıştık. Izleyenler gerçekten bir odadatoplanan arkadaşlann sohbe- tini seyrediyormuş gibı olsunlar istedik. Bir de tabii ki birbirini çok seven iki in- sanın dahi, aynı evi paylaştığı zaman or- taya çıkacak olan problemleri ön pla- na çıkardık. Çünkü sevgi başka, dost- luk başka, ama bir arada yaşamak baş- ka. 'Mizah ve doğallığı dengeledik' - Olive ve Fîorence'ın aynı evi paylaş- maya başlamasıyla iöşkileri yine birer- kek-kadın ilişkisinin sorunlânyla aynı- laşmaya başhyor. GÜRÜN-Dostlukve evlilikçok fark- lı ilişkıler. Zaten oyunun sonunda bir cümle var, iki arkadaş bayağı bırbu"le- rine gırdikten sonra, Olive, Florence'ı evinden kovduktan sonra, içindekı pış- manlıkla 'Tekrar geleceksin oyunoy- namaya değil mi?' diye soruyor. Çün- kü seviyor arkadaşını ınsan olarak, ama bana enteresan gelen yanı Neil Simon'ın kadın versiyonunu da yazmış olması. Birbirini çok seven iki insanın dahi, aynı evi paylaştığı zaman ortaya çıkacak problemleri öne çıkardık. Çünkü sevgi başka, dostluk başka, ama bir arada yaşamak başka.' yaşayamıyor onunla. Florence da, 'Ta- bıi evlilikler gelir geçer ama oyun hep devam eder' dıyor. Bir arada yaşama- nın güçlükleri. Ashnda bu ilişkiyi bir kadın erkek üişkisi olarak da alabilir- siniz. Bazen birbirini çok seven iki in- san bir arada yaşamaya başlayınca o ilişki yıpranabilıyor. - Amerikan ailesine evfflik kununu üzerinden efeştiri getiren bir ayaa, bi- zimle kesiştiği noktalan nelerdîr? GÜRÜN- Dostluk gibi, aşk gibi ko- nularda ülke farkı olduğuna pek inan- mıyorum. Amerikalısı, Fransızı, Türk'ü için bir olan sorunlar bunlar. Köydeki Türk kadını derseniz çok farklı ama bir tstanbul kadını içm çok da farklı ol- mayan sorunlar. - Erkek karakterleri nasıl bir kimlik- le sunuyorsunuz? GÜRÜN-Oyunun erkek versiyonun- da iki tane Ingiliz kardeş rol ahyor. Bunlarsa Ispanyol. Komik bir sahne düzenlenmış, biri çok istekli diğeri çe- kingen, kıyafetlerini de aynı yaptık iki kardeşın. Bu durum bir şeyleri de sim- geliyor, insanlann karakteri, derinliğı önemli değil burada. Jestlerini de bir- birine yakın yaptık, yanı komedi unsu- runu ön plana çıkarmaya çalıştık. - Oyunun genehne de egemen olan bir ıınsur mizah_. GÜRÜN-Mizah ve doğallığı denge- lemeye çahştik. Oyunculann alışuva da bağlı tabii bu. Ortaya çıkan hafıfbir mi- zahla doğallığın vurgulanması oldu. - Florence'm oyunun sonunda tspan- yollarlagitmesi,özgürleşmesinindebir göstergesi mi? GÜRÜN-llk kez kendini güvende hıssediyor Florence. Çünkü kendisini can sıkıcı. ınsanlara rahatsızlık veren bir kompleks içinde hissediyor. Birdenbi- re iki kişı, kadm ya da erkek olduğu önemli değil, ona evlerinı açıyorlar. Ve hissettiği güvenle, ben artık erkekleri idare edebilirim duygusunu yakalıyor. IŞILDAK VE YELPAZE ATtLLA BtRKÎYE ••• f Asıl ŞiiPler', Zaman Zaman, bizim şiirin de sorunsalıdır. Yirminci yüz- yıtda kalalım isterseniz ama, Yahya Kemal ile Ah- met Haşim'in "Zaman'ına ne demeli. Tanpınar ile Cahit Srtkı'da zaten biraz odaklan- mıştık önceki "zaman" yazılanmızda. Ahmet Muhip Dıranas'ı unuttuk sanılmasın. Fahriye Abla'nın za- mansal düzlemlerini naal geçeriz. Ya da Olvido'nun: Ey unutuş! kapaî artık penceren/. Ama çaresiz! Türk şiirinde zaman diye bir yazıya soyunmak için ciddi herzamanı olmalı insanın; hem zamanı hem de mekânı (yeri). Behçet Necatkjil'den süregetip, Sabahattin Kud- ret Aksal, Hilmi Yavuz'dan geçip, sonra epeyce bir yol alarak "ölüm b/rs/canda/"diyen ve - can arkada- şı ömer ile ayn düşmüş Haydar Ergüten'e kadar ge- lebiliriz pekâlâ. Hatta, şimdilerde bir tarihin devrik cümlesini söy- leyeduran Hûseyin Ferhat'ın da adını anmalıyız... Son andığım iki şairden söz edince, insanın aklı- na ister istemez şair arkadaşım Hüseyin Haydar ge- lir. Nerelerdedir o kara şarkıcı! Şiiri bıraktı mı? Bir şa- ir hiç bırakır mı, sevmeyi, aşkı! Yoksa adı Ömer Ateş olan başka bir şair gibi: Saklanıyorlar mı bizden! Kim bilir belki de zamanlannı bekliyorlar. Hüseyin de, ömer de. Bizlerin onlan / şiirlerini beklediğimiz gibi. Aslında tüm şairierin, yaşamsal/yazınsal sorun- salıdır, zaman. Unutmayalım ki Necatigil'indir bu dize: Çünkü asıl şiiıier bekler ban yaşlan. Zaman ve Necatigil ise sözümüz; Hilmi Yavuz'da konaklamalıyız, birkaç satır da olsa. Aşklann içinden yazlan geçen Hilmi Yavuz erguvandır erguvanlar geçip gittiler bahçelerden geriye sadece erguvanlar kaldı Mayısın sonlanna, yaza dogru Boğaz'ın uzak te- pelerine gidin, onu orada kalmış, bekliyor görürsü- nüz: Aşklann içinden geçtim: Zaman'dı... yazlar kendi içlerinde kayboldulardı Neyi, kimi bekliyordur; hocası, şıinmizin benser- siz şairlerinden Behçet Necatgil'ı mi? Belki de. Bu şairierin işine akıl sır ermez. Zaten zamanın sım ile aynalann sın arasındaki iliş- kidedir gizli olan. Yavuz'un söylediği de herhalde budur Şair bahçelere özenecek ne vardı? işte tenha her yanımız, hep tenha Ne aradık sözcüklenn kuytulannda ne bulduk soldukça çogalan dılimizde? Zaman 'ın sın hâlâ dunıyor olmalı ki üzerimode biz bakınca görünen aynalardı Belki de zamantn hiç bilinmedik, gizli birtanımına doğru yol alış saklıdır, Melih Cevdet Anday'ın bir şiirinde. Aslında "zaman "ı yazar Anday: Ama Anı şi- iri, zaman serüvenimde bambaşka bir yerdedir. Anı, benim için zamanın çok farklı bir biçimde be- rJmlenişidir. Adından dolayı degildir, yalnızca: Ro- senbergter'in öyküsünü biliyorsanız, "kendi oku- mam "dandır yargım: Bir çift güvercin havalansa Yanıkyanık koksa karanfil Değil, unutulur şey değil Çaresiz geliyor aklıma EPOI Akyavaş Retrospektif Sergisi uzaOMı • Kürtür Servisi - Istanbul Bilgi Ünıversitesi'nin katkılanyla, üç ayn mekânda gerçekleştirüen Akyavaş Retrospektif Sergısi aralık ayı sonuna kadar uzatıldı. Kasım ayı içınde, 'Doknabahçe Kültür Merkezi', 'Bılgı Atölye 111' ve 'Ankara Galeri Nev' olmak üzere üç ayn mekânda açılan 'Erol Akyavaş Retrospektif Sergisi', bır sanatçının, sanahnın geçırdığı evreleri ve sanatsal gelışimıni kronolojik bir düzenlemeyle sunan ilk sergi olmasının yanı sua, özenlı yerleştirme ve sunumuyla da dıkkatlen çektı. Lucas Cranactfm tablosu 2.55 miyon dolara aba buMu • PARİS (AFP) - Lucas Cranach'ın (1472-1553) 'Venüs ve Bal Hırsızı' adlı tablosu, Fransa'da yapüan bır açık arttuTnada 18.830.000 franga (2.55 milyon dolar) satılarak bu yıl Fransa'daki müzayedelerde en yüksek fıyata alıcı bulan tablo oldu. 1538 tanhlı tablo, ağzmda bir halka - taşıyan kanatlı bir yüanı beumleyen sanatçının monogrammı taşıyor. Oyuncak ayı, müzayedede 131 bin 937 dolara satıldı • LONDRA (AA) - Ünlü Titanıc transatlantıği amsuıa yaptınlan sıyah bir oyuncak ayı, müzayedede 131 bin 937 dolara (yaklaşık 90 milyar TL) satıldı. Chrisrıe's müzayede evindeki satışta, bunun oyuncak bir ayı için verilen en yüksek ikinci fıyat olduğu belirtildi. Siyah tiftikten yapdan oyuncak ayının, 1912 yılinda Alman Steıff fırmasuun Titanic'in batması amsma ürettığı 600 oyuncak ayıdan bın olduğu kaydedıldi. Oyuncak ayuun Isvıçre'nin Basel kentindekı Puppenhausmuseum adlı oyuncak müzesi tarafindan satın ahndığı ifade edildi. Hatay Şiir Ödüki • KüMr Servisi - Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Hatay Şiir Ödülü ıçın yanşmaya katılma süresi 10 Aralık'ta sona eriyor. Yanşma, otuz yaşını aşmamış tüm amatör ve profesyonel şairlere açık. Katılmak isteyen adaylann, bir kitap kalınlığındakı şiir dosyasmı aynntılı bır özgeçmiş yazısıyla birlikte altı nüsha halınde 'Hatay Restaurant, Bağdat Caddesi No:526, Bostancı /Istanbul' adresine göndermeleri ya da elden teslım etmeleri gerekiyor. Yanşma jürisi, Halil Ibrahım Bahar, Egemen Berköz, Osman Serhat Erkekli, Aydm Hatipoğlu ve Mustafa öneş'ten oluşuyor. (361 33 57)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle