25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
7 ARALIK 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA 17 İzmir Opera'da İzmir Devlet Opera ve Balesi'nde müdür yardımcısı Osman Arslan hakkında çalışmadan ücret alarak kurumda çalışma huzurunu bozduğu iddiasıyla verilen şikâyet dilekçelerine 2 yıl 1 aydır yanrt almamadığını yazmıştık geçen ağustosta... Dört ay sonra gelinen nokta: Kültür Bakanlığı, basına yansıdığı için konuyla ilgilenmiş... Eski soruşturma dosyalan ortaya çıkmış ve ortak bir rapor düzenlenip Arslan'la birlikte Opera ve Bale'nin saymanlığını yapan şube müdürlerinden Mevlüt Erboyacı, geçici görevle İzmir ll Kültür Müdürlüğü'ne gönderilmiş... Demek ki iddialar ciddiymiş... Ne ki bu kişiler yine haftada bir gün ortada görünüp eski düzenlerini sürdürüyormuş... Bu arada olan İzmir Devlet Opera ve Balesi'nde çalışanlara olmuş; çünkü saymanlık görevini üstlenecek şube müdürü bulunamıyormuş... Çalışmayanı ödüllendirmek, çalışanlan cezalandırmak ancak böyle olur! Bektronik posta: dflrazsomdcumhuriyetcoin.tr Tel: 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 - Faziletli milletvekili peygamber kadar temizmiş... "Mezarcı kadar mı?" ürk Hava Yollan, özelleştırme kapsamına alındı; bir ucundan Özeljeştirme Idaresi Başkanlığı'na bağlandı... Özelleştirme Ida- resi Başkanı Uğur Bayar, THY'nin patro- nu oldu... öte yandan hükümet, Uğur Bayar'ı, THY Yönetim Kurulu üyesi yaptı; Uğur Bayar'a bağlı THY Yönetim Kurulu Başkanı Cem Kozlu, Uğur Bayar'ın başkanı oldu. Cem Kozlu, Uğur Bayar'ın başkanı olmasına rağ- men bir anonim şirket olan THY'nin genel kurulun- da özelleştirme Idaresi Başkanı Uğur Bayar'ın tem- silcisinin tek oyu çoğunluk hisselerini temsil etti. Içinden çıkılamayan akrabalık ilişkileri vardırya ay- nen onun gibi... THY'yi bir "devlet politikası" olarak özelleştire- cekleryani satacaklar... Niye satacaklar? Çünkü, başkalan böyle istiyor... Hava-lş Sendikası'na göre satıştan önce "talan se- naryolan" uygulanıyor: THY yıllardan beri tarifesiz sefer uygulayan özel havayollanna, akaryakrtta, havaalanı konaklama ve yer hizmetlerinde uygulanan indirimlerden yararlan- dırılmamaktadır." Kim uygulatmıyor? Devleti yönetenler... Niye uygulatmıyor? Başkalan istediği için... THY zarar etsin istendiği için... Zarar planlanmış, talanın senaryosu yazılmış... Hava-lş: "1995 yılından bu yana sürekli kârlılık gösteren THY 1999 yılını 70 trilyon lira zararla kapatmıştır. 1999 yı- lında gerçekleştirilen fiili yatınmlar 217 trilyon lira- dır. 70 trilyon lira zarar açıklayan bir şirket aynı yıl fi- ili olarak 217 trilyon lira yatınm yapabiliyorsa mali performansı zarar olarak açıklamak doğru mudur?" "Amortisman uygulamasıyla zarar ediyormuş gi- bi gösterilen THY'yi alan özel şirketler, 257 trilyon liralık amortismanlan aktifleştirecek ve vergi ödeme- den 300-400 trilyon lira kâr elde edebilecektir." Birdönem... THY'nin sonraki yıllara ait reklam rtarcamaları bi- le "amortisman"a sayılmıştı... Dönemin özelleştir- me Idaresi Başkanı Tezcan Yaramancı ife "Ba- ba"nın yakın dostu Erman Yerdelen'in şişirdiği THY'nin reklam bütçesi şimdi "babanın yeğeni"yle birlikte cezaevinde yatan reklamcı Nail Keçeli'nin kullanımına sunulmuştu! Hava-lş, "özelleştirme" adı altında kapalı kapılar ardında yapılan tüm işlerin kamuoyuna açıklanma- sını istiyor bir... Ikincisi, THY'de çalışan binlerce ki- şi THY'nin özerkleştirilmesini istiyor... Yoksa, yakında eylem var... SESSÎZ SEDASIZ (!) NURÎKURTCEBE Yüksek Yerilim Hatt ercHncutfcu@yahoo.coin lstanbul'un taşı toprağı, "ağırlığınca altın yanşması"! Dış Ifcaretin yeni ppogpamcıları Başbakanlık Dış Tıcaret Müsteşar- lığı'nda, Devlet Memuriannın Görev- de Yükselme Esaslanna Dair Genel Yönetmelik doğrultusunda geçen ekimde programcı ve çözümleyici sı- navı yapılıyor... Sınavdan sonra baş- ka sorular gündeme geliyor Atamanın yapılacağı kurumda hiz- met süresi iki yılını doldurmayan kişi- ler sınava nasıl alındı? Sınava girecek olanlar en az iki en fazia sekiz haftalık görevde yükselme eğitim programlanna neden alınma- dı? Yazılı sınav öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi Baş- kanlığı'nayada Milli Eğitim Ba- kanlığı ölçme ve Değeriendirme Merkezi'ne mi yaptınldı? Sınav kâğıtlarında isim bölümü ne- den kapatılmadı? Sınavdan 15 gün sonra açıklanma- sı gereken sonuçlar neden açıkJanma- dı? Sınavı kazanması beklenen kişiler, programcı olmayı bir yana bırakın bil- gisayarın 'b'sinden haberdar mı? Bakan gelini, vali yeğeni, müsteşar yakını, müsteşar yardımcısı akraba- sı, genel müdür ahbabı, daire başka- nı hısımı olmak sınavı kazanmak için yeterli mi? Devlet Memuriannın Görevde Yük- selme Esaslanna Dair Genel Yönet- melik gereği uygulamadan doğacak sorunlan gidermeye yetkili Devlet Per- sonel Başkanlığı, sınavı iptal etmeyi düşünüyor mu? Af, Cezaevleri ve Açlık Grevleri KAZIM ÖZOK Em. Yargıç Binbaşı Sırasıyla af, cezaevleri, aç- lık grevleri ve giderek ölüm oruçlan ülke gündeminin ba- şındaki konular. Sağ duyu- lu her yurttaş, konuyla çok ilgili. Pek çok kişiyi ilgilen- diren bu denli yaşamsal ko- nulardaki belirsizlik, karma- şâ, duyarsızık ve hepsinden önemlisi haksızlık ve ada- letsizlikler sürdüğü sürece, bu ilgi de devam edecektir. Ister aftan yana isterseniz karşı olun. Bir kez macun tüpten çıkmış, ok yaydan fıriamıştır. Ciddi birtoplum- sal tepkiye karşın artık af çı- kacaktır, çıkarılmalıdır. Bu saatten sonra af çıkmasın demenin anlamı yoktur. Önemli olan yan, toplumsal banşı nispeten sağlayacak ve olabildiğince çok kişiyi kapsayacak bir düzenleme yapılmasıdır. Bunun yolu da öncelikle siyasi suçları af- fetmekten geçecektir. Çün- kü kokuşmuş, bozulmuş, yozlaşmış bu düzene karşı çıkan ve arkalannda ne am- caları ne de dayılan olan in- sanlardır bunlar. Çoğu üç beş kişi bir araya gelmiş pankart taşımışlar, slogan atmışlar ve birbirleri ile ile- tişimleri ortaya çıkınca da hemen bir örgütün üyesi sa- yılmış ve onlarca yıl hapis cezasına çarptırılmışlardır. Bunlar ne banka hortumla- mışlar, ne o bankalardan kre- di kullanmışlar; ne hayali ih- racat yapıp vergi iadeleri al- mışlardır. Onlann yatlan, kat- lan, özel uçaklan hiç olma- mış, beş yıldızlı otellerde hiç kalmamış, hiç boyalı dudak öpmemiş, hiç gençliklerini yaşayamamışlardır. Işte bu insanlar şimdi öbek öbek açlık grevlerine yatmışlar; gençliklerini yaşayamadan, bu dünyanın güzelliklerini görüp tatmadan uzun ince bir yolda ölüm yolculuğuna çıkmışlardır. Bu insanları dışlayan ola- sı biraf yasası bilinmelidirki toplumda banş ve uzlaşma- yı sağlayamayacaktır. Ne acıdır ki sistemin kokuşmuş- luğunu, çarpıklığını haykı- ran bu insanlara sistemin kendisi karşıdır. Onun içindir ki bu insan- lar Terörle Mücadele Yasa- sı hükümlerine göre yargıla- nıriar, onlar için infaz siste- mi diğerierinden farklıdır (ay- n ve ağırlaştırılmış şartlı sa- lıverme hükümlerine tabi- dirler), onlar için aileleri ile açık görüş olanağı yoktur, onlar için bir araya geleme- yecek mekânlann yaratıldı- ğı cezaevleri olacaktır. Ve onlar, anayasanın 87 ve 14. maddelerinde bir değişiklik yapılmadığı sürece anaya- sa'nın buyurucu normu ge- reği af kapsamı dışında ka- lacaklardır. Ne yazık ki, toplumun bü- yük kesimi bu konuya duyar- sız. F tipi cezaevlerini pro- testo için hafta sonunda An- kara'da yapılan yürüyüşe aadece ÇHD, İHD, Halkevr leri, TMMOB, Dev-Maden Sen, Nakliyat-lş, Yargı-Sen, ÖDP, HADER EMEPveTSlP katılmış. Nerede diğer sivil toplum örgütleri, nerede CHP, nerede öteki işçi sen- dikaları? Tutuklu ve hükümlü aile- leri Yardımlaşma Derneği'nin bir avuç onurlu ve yürekli üyesi, cezaevlerindeki ya- kınlan ile bir gönül bağı kur- dular. Dışarıdaki yaşlı ana ve babalar, genç kardeşler Galatasaray Meydanı'nda coplandılar, içeridekiler de Ulucanlar'da can verdiler. Ama bu direniş işe de yara- dı. Hükümet F tipi cezaevi uygulamasını hiç olmazsa bir süre askıya aldı. Tüm Yargı-Sen Genel Mer- kezi tarafından oluşturulan bir heyetin Sincan FTipi Ce- zaevi'nde yaptığı araştırma- da, F tipi cezaevlerinin tutuk- lulan tecrit etme amacını ta- şıdığı vurgulanarak "...Dev- let mahkûmlan sivil ölü ola- rak görmüş ve sadece top- lumdan değil, cezaevinde bulunan diğer mahkûmlar- dan da tecrit ederek insani değerlehni yok etme politi- kası gütmüştür.." denildi. Bir başka araştırma so- nucuna göre F tipi cezaev- lerinde kalan mahkûmlarda görülen rahatsızlıklar da şöy- le sıralanıyor: Görme ala- nında daralma, işitme du- yusunda azalma, sinirse) tip- te sağırlık, algı ve duyu bo- zukluklan, agresif etki, sal- dırgan davranış, güvensiz- lik, sosyal ilişki kalitesinde azalma, çevreye ve karşı cinse ilgisizlik. Evet... Günün birinde ve özellikle bu günlerde ülke- deki bu soyguna, bu talana ağız dolusu haykırmak iste- yebilirsiniz. Bunu siz yap- mazsanız bile kardeşleriniz, çocuklarınızyapabilir. Işteo zaman kurulu düzene karşı koyduğunuz için siyasi suç- lu damgasını yiyip bir anda Terörle Mücadele Yasa- sı'ndan yargılanabilirsiniz. Biliniz ki o zaman gidebile- ceğiniz mekân F tipi ceza- evleri olacaktır. Eğere siz de yakın bir gelecekte tutuklu ve hükümlüler yardımlaşma derneğinin bir üyesi olmak istemiyorsanız, bu onuria di- reniş için küçük de olsa bir şeyler yapınız. Hiçbir şey yapamıyor- sanız, hiç olmazsa onlann çektiği acıyı içinizde duyum- sayınız. HAYVANLAR ISMAIL GÜLGEÇ igutgec@yahoo.com KİM KtME DUMDUMA BEBIÇAK behicak@turk.net ÇİZGÎLÎK KÂMİL MASARACI H A R B İ SEMİHPOROY semihporoy(a yahoo.com TARlHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 7Aralık P£A£L HAP8OUR BASK/Aff U»'A*N HAUM/I'O&B m SONI» PiUtUtt JEMTVM tSMNE Deg/pHerE *AŞ- IAYIHCA,AİD T&*/GÖST&HH. H£K OiAMAĞI KJJL- LAHAMK jAPotsm'rr s/tafrrSMA» KOYULDÜ. JA- pomm'NiN MiumKâıue K4m*a DA&NAŞI KA- ÇJN&M4Z fML£ SerfOUİfTİ. O SABAH, fHSİİteTE Kİ VAÇ UÇAİI, ÜS££ SALOtePf/BfRÇOK ABD SAI/Af GBMİSİ BATTglU» uemAg/fi mRHAlDI.UAVAAU N/NOAKlUÇAKlAt! nfJBİPEPİLDİ. Y£Bp£2S3S*UÇt DÜZ ÇÎZGİ UMtT ZtLELİ Utanmanın Sınırı! Yoksulluk sınırı nedir?.. Bir ailenin (ortalama dört kişi kabul edilir) en te- mel yaşamsal ihtiyaçlannı karşılayabilmesi için ol- mazsa olmaz gerekli gelirin en az noktasına da- yanmasıdır. Çok mu karmaşık oldu?!. O halde daha basit anlatmaya çafışayım: Bir ailenin ölme- den yaşamasına yetecek gelirin gazete sayfala- nna yansıyan şeklidir!.. O sınırın altına düşüldüğü andan itibaren insan yoksullukla, sefaletle, öfke ve umutsuzlukla bo- ğuşmaya başlar. - Nedir en temel yaşamsal ihtiyaçlar?.. Ev kirasıdır, ekmektir, et, süt, yumurtadır... Ço- cuklann okul masraflandır, ısınma giderieridir, gi- yecek harcamalarıdır... Bunlar, bir insanın, bir ai- lenin en basit şekilde yaşamak için karşılamak zo- runda olduğu gereksinimlerdir. Yoksulluk sınırında gelire sahip bir ailenin sine- maya, tiyatroya, lokantaya gitmesi hayaldir! He- le eğlence yerierini rüyasında görse hayra yormaz! Bir günlük gazeteyi almak için bile kırk defa dü- şünür; alacaksa promosyonlu olanını tercih eder. Kitap, dergi gibi lüks(!) maddelere yaklaşamaz bi- le... Yoksulluk sınınnda geliri olanın temel gereksi- nimlerin dışına çıkmaya hakkı yoktur. Yalnız, te- levizyondan istediği kadar izleyebilir!.. ••• Peki, bugün itibarıyla Türkiye'de "aylık yoksul- luk sının" ne?.. - 520 milyon Türk lirası!.. Diğer bir anlatımla, bu cennet ülkede dört ki- şilik bir aile ölmeden, namerde muhtaç olmadan yaşayabilmek için ayda 520 milyon lira kazanmak zorunda. Eğer, "Ben haftada bir sinemaya, 15gündebir şöyle mütevazı bir lokantaya gitmek istiyorum, her gün gazete okumak, yeni çıkan kitap ve der- gilerden almak da istiyorum" derse aylık kazan- cının milyara ulaşması gerekiyor!. - Acı acı güldüğünüzü görür gibiyim!.. Çünkü gerçek, insani, kahkahadan gözlerin- den yaş gelinceye kadar ağlatan bir kara kome- di gibi çarpıyor!.. Çünkü bu ülkenin emeğiyle ge- çinen insanları, yoksulluk sınırı olarak kabul edı- len 520 milyon liranın yüzde 10'undan başlayan aylık ücretlerle bir karabasanın içinde çırpınıyor!.. Bu ülkede bir öğretmen 169 milyon lira maaş alıyor. Yani yoksulluk sınınnın tam üç kat altında; bu ülkenin geleceği demek olan çocuklan yetiş- tirmeye çalışıyor!.. Bir Bağ-Kur emeklisi 61 milyon lira ücretle sı- nınn tam on kat dibinde sefaletle boğuşuyor. özel sektörde çalışan bir işçi, aldığı asgari ücret dü- zeyinde maaşla ve sınınn beş kat altında öfkesi- ni biliyorL Bıçak kemiğe dayanınca alanlara çıkıyor ve kendisi gibi ücretli olan, en kötü koşullarda, ge- cekondularda yaşayan polisten kıyasıya dayak yi- yor! Sürgünlere, disiplin cezalarına maruz kalıyor. Sonra?.. Sonrası daha şaşırtıcı, daha elem ve- rici; bu kadar aşağılanan, neredeyse açlığa mah- kûm edilen köleler, pardon emekçiler, oylarını yi- ne 50 yıldır bu ülkenin kaderine hükmeden, emek- çileri ezen partilere veriyoriar!.. Düzen, hep aynı düzen: - Köleler demokrasisi!.. ••• Işte Türkiye'nin gerçekleri: Dünya Bankası'nın raporuna göre Türkiye ge- lir dağılımı sıralamasında 154 ülke arasında 70. sırada. Böyle çarpıcı olmadıysa daha değişik an- latayım: Türkiye gelir dağılımında Tanzanya, Bang- ladeş, Kamboçya, Etiyopya, Laos gibi ülkelerin bile gerisinde!.. Ülkemizin toplam gelirinin yaklaşık yüzde 33'ü nüfusun yüzde 10'u tarafından paylaşılıyor. Bu- na karşılık tam 1.5 milyon kişi açlık sınırında ya- şıyor. Nüfusun üçte biri, yani 23 milyon kişi ise yalnızca karnını doyurabiliyor!.. Milyonlarca işçi ve memur yalnızca mutfak har- caması olan 171 milyon lirayı biie bulamıyor!.. Bu tablo karşısında sorulacak soru çok açık: Utanmanın sının nedir?.. Bu soruyu bizi yöneten- ler yanıtlamalı... IMF'den 10 milyardolan ne pa- hasına, ne tür "anlaşmalann" altına imza atarak aldıklannı açıklamalı... - Eğer yürekleri yeterse!!! Epostaruzileli(n ixir.com BULMACA SEDÂT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 B 9 1 - 2 - - 3 4 5 6 7 J m NLnrMı n ı 8 n 9 - E 1 2 3 4 5 SOLDANSAĞA: 1/ Divan edebi- yatında dört dı- zelı bentlerden oluşan şrir türü 2/ Algılanan nesnelerin te- mel niteliği... Uygün bulma, tasdik. 3/ Eski Mısır'da güneş tannsı... Kars'ın bır il- çesi. 4/ Iri yan, güçlü kuvvetli ve erkeksı kadın... Ar- gon elementinin sim- ^ gesı. 5/ Büyük ve gös- 2 terişliev.G/Sandakkıç- 3 tanyürütenkısakürek... 4 Muğla'nın bır ilçesı. 7/ 5 MaksimGorki'nınbır g romanı...Ocakbacala- 7 nnda biriken ya da çev- reye savrulan kalm is. ° 8/ Büyük kardeş, ağa- 9 bey... 1959'danbaşlayarakSSCBtarafindanAy'agön- derilen uzay sondalan dızisinın ortak adı. 9/ tkı ya da daha fazla şeyi birbirine uygun duruma getirmek. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Kaynatılıp, kıvama geldikten sonra dondurulan meyve suyu tatlısı. 2/ Mekân... "Gülsin ": Piya- nistimiz. 3/ Radyum elementinin simgesi... Gökova Kör- fezi kıyısında turıstik bir belde. 4/ Güney Amerika'da bir ırmak... Yüz metre kare tutannda yüzey ölçüsü bi- rimi. 5/ Kundak çocuklannın başlannda görülen ke- pek tabakası. 6/ Halk dılınde nıne anlamında kullanı- İan sözcük... Osmanlı devletindekı sıvıl rütbelerden bı- n. II Temel, esas... Kendinı büyük ve önemli göster- me davranışı. 8/ " Gündüz": Yazanmız... Resim yapımında kullanılan bir boya. 9/ Edebiyat yapıtlan- m sinema, televızyon ve radyonun teknık olanaklan- na uygun duruma getirmek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle