Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24 ARALJK 2000 PAZAR
10 K A/ıAl\ J L A / J I AAJRJ dishab@cumhuriyet.com.tr
Tiyenşan
eteklerinden'Alatau'ya da 'Tiyenşan'
sıradağlan... Kentin güneyini
sarmış yüce dağlar. Dağlann
doğusu Çin, gûneyi ise
Kırgızistan. Burası Almatı.
Kazakistan'ın eski başkentı.
Yeni 'Güney Başkenti'
Kazaklar böyle
adlandınyorlar.
Biraz da kuzeydeki
küçük bır step kasabasuun
başkent oluşunu kabul
edememişler gibi, bir ince
ironi de var bu sözlerde.
Haksız da değiller hani... Yeni
başkent Astana, neredeyse
dokuz ayı kış ve karanlık bir
kuzey kenti. Resmi kurumlar
hemen hemen oraya
taşındığından beri görevliler,
'pazartesi gjt, cuma dön'
şeklınde yaşıyorlar. Kazak
Hava Yollan da iyi para
kazanıyor. Ama iş için aynlan
• zaman daha da azalmış
oluyor.
Biz gene güzel Almatımıza
dönelim. Sovyet döneminin
en büyük katkılanndan biri
olan 'planlı kent' burada da
mevcut. Kuzey-güney ve
doğu-batı yönünde çok güzel
planlanmış yemyeşil bir
kentteyız. Iki eksiği var
Metro ve kente kışuı çöken
kirli hava. Ama
bu kirlilik bizim
kentlerinkiyle
kıyaslanamaz
azhkta. Bunlar
dışında kentte her
şey yerlı yennde.
Yeni yapılarla
çehresi değışıyor. ^^mm^.^^m
Gece kulübü ve
kafeteryalan hızla artıyor. Bu,
bana göre ekonomik
uçurumlann artışuun da
göstergesi. Buralarda bol
'prostetutka', yanı geçimini
vûcudunu satarak sağlamaya
çahşan genç ve 'çok güzel'
kızlar var... Her sabah Samal
2'deki evimden Respublika
Alanı'ndaki işyenme 15
dakikada yûrüyerek gidiyor,
akşam yûrüyerek eve
dönüyorum.
Eski Sovyet kentlerinin
çoğunda olduğu gibi
Almaü'da da yürümek bir
zevk...
Sizi üzen dilenciler, sokak
çocuklan ve kimsesiz
ihtiyarlan görmezseniz tabii...
Türklerin inşa edip
çalıştırdıklan 'Ramstore'dan,
Nazarbayev'in konağı
yanındaki güzelim havuzlu
parktan geçip,
Tiyenşan Dağlan'na baka
baka 'Neden bizim böyle
planiı bir tek kentimiz yok'
diye hayıflanarak işime
gidiyorum. Çevremdeki her
tür güzelliğe (!) baka baka...
Yaya geçidine adunurn
attığım anda tüm araçlar
duruyor. Durmayanlar anında
cezalandınhyorlar.
Cezalandırma bizim usuf (!):
At bir sigara parası!..
Kazaklar kurallara uyuyorlar.
Tabii cezası var ise. Cezası
yoksa aynı bizim gibiler.
Fizik olarak bızden
tamamen farklı olmalanna
karşın ruh olarak Türklerle
akrabalıklan kesin. Bazı
konularda bizden iyı, bazı
konularda ise daha kötüler:
Yerlere tükürmeye
ALMATI
bayılıyorlar. Hem de
kadın erkek... Tabii
erkekler daha erkekçe (!)
ve bol tükürüyorlar.
Aynı şeyi Özbekistan,
Türkmenıstan, Kırgızistan
ve Rusya'da da görmüştüm.
Yerlere tükürmek, bizim
klasik erkeklerin
kahvehanede küfürleşerek
pişpirik oynamalan kadar
keyif verici bir şey bunlar
için...
Ne zevk aldıklannı
anlayabilme
kapasıtesıne henüz sahip
olamadım. Güzelim
planlanmış sitelere,
ne zaman ve nasıl
kazandıklannı
anlayamadığım süper lüks
otomobılleri ıle girip, sabahın
körü ya da gecenin yansı
aynmı yapmadan,
kornalanna uzun uzun
basarak -hani bızde bir laf
vardır, 'kıroyıun, ama param
var' havası ile- herkesi
rahatsız etmeyi beceri
sanıyorlar. Aynı bizim gibi...
Çöp kutulan dolup taşıyor.
Zaten bu kutulann nıye
konulduğunu bihniyormuş
gibi davranan gençler
bizdeki gibi çoğunluğu ele
geçirmiş
durumdalar.
Bizden farklan
mı?.. Fiziksel
olarak hiç
benzemıyorlar.
Telefonla nasıl
konuşulacağını
biliyorlar. Selam
venp
YALÇIN
KARADAŞ
almayı biliyorlar.
Çıkar için boyun
eğmeyi bizim kadar
beceremiyorlar.
Ama hayatta kalabilmek için
her yolun mubah olduğuna
inanıyorlar. Gereğini de
yapıyorlar. Kültürel
seviyelerinden
-beklenmeyecek 'küçnk
kurnazhklar' ile sizi
kandırdıklannı sanıyorlar.
Sözünü tutmayı ve her yerde
sigara içilmeyeceğini
neredeyse unutuyorlar.
Ekonomik ve sosyal yaralar
her geçen gün aruyor. Bizde
olduğu gibi insan kirliliği
yükselen değerler (!) ile
beraber yükseliş trendine
gırdi... Yaşamak ve yaşatmak
için çok küçük yaşta 'anne'
olan kadınlar en büyük çabayı
gösteriyorlar. Genç ve güzel
kızlann bir kesimi için işi
olan yabancılar iyi bır geçim
kaynağı. Karşılıklı olarak
birbirlerini kullanarak
midesel ve cinsel ihtiyaclann
karşılandığı bilinen
gerçeklerden... 1990'dan
bugüne sokaklarda yaşanan
değişim, vitrinlerin tam
tersıne çok üzücü, hatta
dramatik. Olanaklan
elverişsiz onurlu ınsanlann
yaşamı bizdekınden de kötü.
Bize benzememeleri gereken
konularda bize benzemeleri
acı veriyor bana.
Halkın çok büyük bir kesimi
Sovyet döneminde
'insan gibi'
yaşadıklannı düşünmeye
başlayalı çok oluyor.
Ama giden geri gelir mi,
bilinmez..
Akmtiya karşı yüzenler...Nihayet geleneksel ve görkemli törenle
Nobel Ödülleride sahiplerint buldu.
Belediye Sarayı bir kez daha toplumun
kremasını ağırladı. Mönü neydi, servis
nasıl yapıldı, neler yenildi, içildi... Her
türlü basın kendisine pay çıkardı bu
arada. Tıp ödülü yıllar sonra bir
Isveçliye -bölüştürülerek de olsa-
verilince bundan halk aynca kıvanç
duydu. Biz de kıvançtan hissemizi aldık
Çünkü, siyanüre karşı 10 yıldır verdıklen
mücadeleden zaferle çıkan Bergama
halkımn temsılcısı Birsel Lemke, kısaca
«AKernatif NobeT denilen "Doğru
Yaşama ÖdüHTnü üç değerli ınsanla
paylaşarak kazandı. Bu ilginç ve saygın
ödül böylelikle ilk kez bir Türke verilmiş
oldu. Çevre ağırhklı bu
ödülün kurucusu Jakob von
Ueskull, 20 yıl önce Nobel
Vakfi'na başvurmuş ve bır de
çevre ödülü konulmasmı,
maliyeti kendisinın
karşılayacağını söylemiştı.
(Bu tür idealist insanlar da
olmasa neye dönerdi
yaşam?!.)Dileği, "Alfred
NobePin vasiyetinde böyle bir ödül yok"
gerekçesiyle geri çevrilmişti. Oysa aynı
vakıf, vasiyette olmayan Ekonomi
Ödülü'nü bir güzel Nobel Ödülleri'ne
dahil etmeyi bilmişti ama...
Jakob von Uexkull, o zaman kendi
ödülünü kendisi koydu! Alfred Nobel'ın
STOCKHOLM
GÜRHAN
UÇKAN
ölüm günü olan ve Nobel
Ödüllen'nin kral tarafindan
sahiplerine verildiği 10
Aralık'tan bir gün önce
parlamentoda yapılan törenle
lsveç Kralı tarafindan
veriliyor. Bu yıl 9 Aralık
^ ^ ^ ^ ^ ^ cumartesiye rastladığı için
ödül cuma günü verildi.
Jakob von Uexkull, bu ödülü
oluştururken şu düşünceden yola çıkmış:
"Her şeyin hızü ve kafa kanşüncı bir
şekilde değişmekte olduğu bir devirde
yaşıyoruz. Kesin şeylerin sayısı çok daha
az; ama -şaşırocıdır Id- arnk bizim
gereksinmeİerimizi karşılamayan
sistemlere ayak uydurmamız için yapılan
'Yüzyıhn
futbolcusu9
Arjantinli efsanevi
nıtboiyüdızıDiego
Maradona, başkent
Buenos Aireste,
özgeçmişinin yer akhğı
CD'nin tanıtunını
yapü. Maradona,
futbol topuyla
haynuuanna bir
gösteri yapmayı da
ihmal eünedi Geçen
günlerde Brezflyah
oyuncuPele
ile birtikte yüzyıhn
futbokusu seçilen ve
firtmah bir hayat
yaşayan Maradona,
uzun sûredir Küba'da
uyustunıcu tedavisi
görüyor.
(Fotoğraf: REUTERS)
nto todo aq
baskı daha fazta. Bazüanmız bu basküara
karşı eönden geldiğince direniyor, ama
yalnızca çok azunız politik ve tophımsal
cangd içinde daha farklı ve umut veriti bir
patika açabilecek ileri görüşlülüğe ve güce
sahip. Işte bu ödül bu tür insanlarm
ödülüdür." Bu yılın ödüllerini Lemke'yle
birlikte alanlar şu kişiler. Endonezyah
insan haklan savunucusu Munir Kontras,
hormon ve genlerle organizmalan kısa
erimli kazanç için çevreye zarar vererek
bereketleştıren büyük şirketlere karşı 3.
Dünya ülkelerini uyaran Etiyopyalı
Gebre Egziabher ve yine ekolojik
dengeye uygun olarak bir yıldan fazla
yaşayabilen tahıllann yetiştirilmesi için
yaptığı çalışmalardan ötürü Amerikalı
\VesLackson.
Bu ödül, tngılızcesi "The Right
Uvetihood Awards", işte bu tür
"akmöya karşı yüzen insanlara"
veriliyor. Bitmez tükenmez sorunlar
yüzünden ancak bir kısmmı
izleyebildığım basın toplantısmda
kafamdan adlar geçip duruyordu.
Sizin de aklınıza gelen adlar vardır
kuşkusuz. Her ortamda, her devirde
bulunur böyle insanlar. Norveç'teki
Nobel Banş ödülü Komitesi'nin
başkanı Gunnar Berge,
bu yılın ödülünü kazanan
G. Kore Devlet Başkanı
Kim Dae Jung'u tanıtırken
şu sözü söyledi bir Norveç
şiınnden esinlenerek: "Bardağı
taşıran ve özgürlüğe ulaşümasmı
sağlayan son damla olabümeyi
isteyen çoktur. Ama acaba kim ister •
bir önceki damla ounayı?"
Cumhuriyet, kararlı ve tepki
göstermeyi bilen insanlarm
gazetesıdir. Kişi olarak, örgüt olarak
sizler de akmtiya karşı yüzen
insanlan bu ödüle aday
gösterebılırsiniz!
(www.rightfivelihoods-se) Benim
aklımdan ılk olarak değerli
parlamenter Sema Pişkiıısut geçti.
Unutulmaması gerekir böyle
ınsanlann çabalanmn;
özellikle, yaşamın internet hızıyla
geçtiği bu devirde. Gördüğünüz gibi
her şeyin bir alternatifi var,
Nobel'inbile...
Sıfırçı Nizamettin Bey'in Ingilizce çevirmenfe
"Smra Nizamettin Bey". Aziz
Nesin'in klasik yapıtı "Böyle
Gefaniş Böyle Ghmez"in en
ilginç tiplerinden biridir.
Kadıköy Ortaokulu'nda da
kimya hocalığı yapmış olan
Sıfircı Nizamettin Bey, Aziz
Nesin'in Çengelköy'deki Kuleli
Askeri Lisesi'nde
geçen yıllanndan, kitap
tutkunlannın belleklerine
aktardığı bır özgünlük
simgesi olmuştur.
Dünyanm belki de tüm
liselerinde, başka adlarla . '
yaşayıp gitmiş özge
öğretmenlerin, Türkiye'deki
örneğiydi Nizamettin Bey. Aziz
Nesin'in bir öyküyle
ölümsüzleştirdiğı Nizamettin
Bey, yalnız Kuleli'de değil, tüm
îstanbul'daki liselerde ve
ortaokullarda, eşi zor bulunan
öğretmenlik yeteneği yanı sıra
yazılı ya da sözlü smavlarda
neredeyse, tüm öğrencilerine
sıfır notu vermesiyle ünlenmişti.
Ağzıyla kuş tutma yeteneğini
kanıtlayamayan her
öğrenci, ondan sıfır
ahnaktan kurtulamazdı. Aziz
Nesin, geceyi gündüze katarak
girdiği smavlannda, hem
yazıhda hem de sözlüde, Sıfircı
Nizamettin'i allak bullak eden
bir başan gösterince, Nizamettin
Bey'm kaşlan çatılmış, özellikle
her soruya dört dörtlük yanıtlar
veren Aziz Nesin'e sıfır
verümesi olanaksızlaşmıştı.
Sorulan her soruya doğru yanıt
vermiş olan
Aziz Nesin, öğretmenin
önünde kendine güven içinde ve
dimdık duruyordu. Sıfırcı
Nizamettin Bey'in yüzüğünü
gözleyen Aziz Nesin, bir ara
öğretmeninin kızgınhğa
kapıldığı izlenimim edindi. Az
sonra, gözlerini öğrencisine
diken Nizamettin Bey, şu sözlen
mınldanacaktı: "Herkes haddini
bilmeli, bir daha böyle şey
ohnasını istemiyorum. Sana
Aflah'm notunu vermekten
başka yol bulamadun."
Nizamettin Bey'in
sözlüğünde Allah'm notu 5'ti;
yani pekiyi demekti. Sıfircı
Hoca, sanki "Bravo" demek
ister gibiydi ama bunu kendi
mesafeli tavnna uygun
bulmuyordu. Aziz Nesin, tüm
öğrenciliği boyunca, Sıfircı
Nizamettin Bey'den sıfır yerine
hep 5 almaya devam etti.
Aziz Nesin'in,
Türk toplumuna ayna tutan
başucu yapıtı "Böyle Geuniş
Böyle Gftmez"ın, en görkemli
bölümlerinden biri olan bu
öykü, şimdı Ingılizceye
aktanldı. Son yıllarda edındığim
dostlardan Profesör Joe, yakın
dostu Aziz Nesin'in bu
öyküsünün yer aldığı
klasik yapıtı, şaşılacak bir
ustalıkla Ingilizceye çevirerek
Türkçeye olan yadsınmaz
yetkisini de kanıtladı.
Amerika'da Utah
Üniversıtesi'nde uzun yıî'ar
Türkçe hocalığı yapmış olan
Ordiyarnüs Profesör Joseph S.
Jacobson, eşı ve edıtörü VTola ile
TORONTO
ENGİN
AŞKIN
birlikte yaptığı çevirisinde
Nesin'in Kuleli Askeri Lisesi
yıllanndan anılar getiriyor.
Yaşı 90'a yaklaşan Amerikalı
profesör ya da tüm dostlannm
sevecen çağnsıyla "Joe", birkaç
yıl önce kurdugu ve Türk
yazarlanna adanan
"Soutnmoore" adlı
yayınevınce, bu yıl başı
yayımlanan kılabına "Istanbul
Boy, Middle School Years" adını
verdı. Profesör Joe'nun,
Türkçenin grift deyimlerine ve
Aziz Nesin'in söylemine kesin
egemenliğini kanıtlayan
kitabınm Türk okurlan, yapıtı
sanki aslından okuduklanm
sanıyor. öylesine görkemli bir
çeviri bu. 1999 Haziran'ında, 40
yıldır Montreal'de yaşayan
ozan ve öykücü tlyas Halfl'den
"Sboechine Ramadan"
1999 Eylül'ünde
"The Drunken Garss" ve bu yıl
da
u
HouseofCards"adh
çevırilennı çıkaran Joe, Aziz
Nesin'den bu yıhn haziranında
"Dog Taüas" adlı kitabı da
yayımladı. Bizim yapmamız
gereken ışlen seve seve
yüklenmiş olan Joe, gönlünü
kaptırdığı Türk yazmından
yepyeni bir sürpriz daha
sundu. Profesör Joe,
yıllardır yazışmayla
oluşan bir ilintiyle, sevgili
Fakir Baykurt'la da dostluk
kurmuştu. Almanya'daki
sürgün yıllanndan ona
anılar aktaran Fakir
Baykurt, özellikle Duisburg
kentınden bizim
Almanyacılardan izlenimler
sundu sık sık. Çok ilginç
mektuplar yazmıştı Fakir. Tüm
romanlannı ve
öykü kitaplannı yollamıştı
Joe'ya. Yakm dostu Aziz'in
ölümünden sonra, profesör oğlu
Ali ıle e-postasıyla iletişimi
sürdüren Joe, Fakir Baykurt'un
aile bireyleriyle bağ
kuramamaktan yakınıyor. Geçen
hafta postadan gelen bir kalınca
zarfı açınca, profesör Joe'nun
yine saygın bir sürpriziyle
karşılaşacaktun. Bu kez, Fakir
Baykurt'un en güçlü
öykülerinden derlenen Ingıltzce
yapıta, "A Report From
Kıdoba" adını veren Joe, Fakir
Baykurt'un Almanya ve Türkiye
ürünlerini sunuyor. Kasun
ortalannda Amerika'da çıkan bu
çeviriyi, kim bilir hangi güzefım
yapıtlar izleyecek? Profesör
Jacobson, Aziz Nesin'in
ünlü sıfircı lise kimya
öğretmenini öykülediği
"Istanbul Boy, Middle Schofl
Yeras" adlı çevirisine, 13 Şubat
2000 tarihli Cumhuriyet'teki
"pazar yazunın"
Ingilizcesini de kattı.
Kitabm son bölümüne
"son söz" tanımıyla eklenen
çeviri, "Aziz Nesin's Last
Letter" başhğıyla sunulmuştu.
Türk yazmının eski dostundan
"Soutiıınoore'' yayınevinin tüm
çeviri dızısini edinmek
isteyenler internette şu adrese
başMirabilirler:
"josephsjacobson@aol.com"
Cumhuriyet
k ı t a p 1 a r ı
Der.:Işık Kansu - Mehmet Açıktan
AHMET TANER KIŞLALPNIN
ARDINDAN
Bu kıtap, yurtseverlık ö|retmenı Ahmet Taner Kışlalı'mn
katledilışının binocı yılında, sadece paylaşüğımız acının
küçülmesını kolaylaşttrmak amacıyla değıl, Ahmet Taner Kışlalı
sevgısının aradao geçen süre içinde nasıl harelendığının bır
göstergesi olarak yayunlanmakta
r"CumhurİYe( Çağ Pazartama A Ş Türkocağı Cad No-39/41
^ . kitap kulubü (34334)Cağa)oğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96
Cumhuriyet
k ı t a p 1 a r ı
ErginYüdızoğlu
KOTU SONSUZDA
GEZİNTİLER
Ergin Yıldızoglu, bu kitabında, bır cerrah titizlığıyle liberal
demokrasi ve kapıtalızmın. esasmda cerahat kaplı zafen olarak
nıtelendınlen yarasına neşten batınyor, kuçük bır azınlık
yaranna kurulmuş. bu ekonomik modelden kaynaklanan
cerahatı ortaya çıkanyor Hem de, "Kötü Sonsuz"un, ABD
kapıtalızminın ve egemenlığının ıphğini pazara çıkararak ..
y Cumhurlyrt Çağ Pazartama A.Ş Türkocağı Cad No39/41
i . k i t a p k u l d b ü (34334)Cağatoğtu-lstanbulTel:(212)51401 96
CumhuriYet
k ı t a p 1 a r ı
Türkan Saylan
ATKIZ
BirYaşamdan Kesitler
Her zaman "genç" ve ûretken kalmasını becerebüen bır
bıhmkadının yaşamından on yedı yıllık btr kesıt...
OlumsuzluklardaD yılmayan, hep çözüm üretebılen,
gerçek zengınlığîn ınsanlann ıç evrenlennden
kaynaklandığının kanıtı "AT KIZ TÜRKAhTın
yaşamdan öğrendikleri ve uyguladıklan..
r
* ' Cumlıuriyrt Çağ Pazariama A.Ş. Turkocağı Cad. No:39/41
^ kitap kulObû (34334)CaâaJoâiu-lstantxjl Tel: (2121514 01 96
Cumhuriyet
k ı t a p 1 a r ı
ErdoğanAydın
NASIL MUSLUMAN OLDUK?
Nasıl Müslûman olduğumuzu genellıkie scnnadık kendımıze.
Çünkü "dın ve hıdayet aşkıyla", keodılığımlen tslârmyeö
bemmsedığımız yolunda koşullandınlmıştık Oysa doğruyu
aradığımızda, Müslümanlaştınlıııa tanhımızın, ınsanı ırkılten bır
vahşet sûrecı olduğu soğuk gerçeğıy le karşılaşıyoruz. Bu sorunun
aydıiolığa kavuşturulması, şenatçıhğın temel toplumsal güçlerden
biri olduğu günümüz Türkiye'sinde her zamanidnden büyük bır
önem taşımaktadır.
Çağ Pazariama A Ş Törkocağı Cad. No-39/41
(34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel- (212)514 01 96
Cumhurireî
kitap kulâbü
SİNCANASÜYE
HUKUK
MAHKEMESt'NDEN
EsasNo:200(V260
Davacı ASKİ Genel
Müduriügü vebh Av. Ne-
şe Engın tarafindan davalı
Sedat Uzunel aleyhme açı-
lan alacak davasının mah-
kemenuzde yapüan açık
yargılamasında venlen ara
karan geregınce,
Davalı Sedat Uzunel
adma çıkartılan teblıgatlar
tebhğ edıkmemış. ve adre-
sı de zabıtaca saptanma-
mış olduğundan bu loşı
hakkında ılanen teblıgat
yapılmasına karar venl-
mıştır Bu nedenle duruş-
ma günü olan 6 2.2001 gü-
nü saat 11 05'te duruşma-
da hazır bulunmanız veya
kendınızı bır vekıl ıle tem-
sıl etürmenız gerekmekte-
dır. Aksı takdırde
HUMK'nun 213-337.
maddelen geregınce yok-
luğunuzda yargılamaya
devam olunacağı ve hü-
küm venleceğı teblıgat ye-
nne kaım olmak ûzere ılan
ohmur 4 12.2000
Basın- 77066