17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 23 ARALIK 2000 CUMARTESİ HABERLER DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN Milli Mutabakat öyie görünüyor ki, önümüzdeki günlerde "milli mutabakat hükümeti" formülü sıkça ko- nuşulacak; Ankara kulislerinde bu görüş dile getirilmeye başlandı bile. Toplumlann güç dönemeçlerinde, yalnız satt çoğunlukla yetinmeyip partamentodaki parti- lerin çok büyük bir bölümünü bünyesine alan bu tür formüllere, güç anlarda başka ülkeler- de de rastlanıyor. Böyle bir formül, yalnız güç ve çok sevimli olmayan karariara toplumun büyük kesimle- rini ortak etmenin ve çözüm için parlamento- daki bütün potansiyeli harekete geçirmenin yanı sıra, aynı zamanda meclis içi muhalefe- ti azaltmayı sağlaması açısından da yararlıdır. Bir zamanlar, rejim için en büyük sak»nca- lardan biri olarak algılanan koalisyonlara da, yalnız biz değil, dünyanın başka bazı ülkeleri de, daha değişik gözle bakar okjular. Nrtekim, Türkiye'de de 57. hükümetin ha- talarıyla ve sevaplarıyla böylesine güç bir dö- nemde bu kadar uzun ömürlü olabilmesini, doğrusu üç partili koalisyon olmasına borçlu olduğumuzu söyleyebiliriz. Anayasa Hukuku Profesörü, Galatasaray Üniversitesi Rektörü Erdoğan Teziç'in de be- lirttiği gibi, Türkiye artık istikrannı koalisyon- larda arayıp bulacak bir döneme ghmiş bulu- nuyor. Bu yüzdendir ki, milli mutabakat hükümeti fikrini tartışmayı yadırgasmamamız gerekiyor. ••• Ne var ki, yukarıdaki tanımdan da anlaşıla- bileceği gibi, bu tür arayışlann sadre şifa ola- bilmesi için, kimi öğelerin de vartığı zorunlu. Her şeyden önce, partilerin toplumun belir- li kesimlerini, belirli görüşleri gerçekten tem- sil ediyor olmalan gerekir. ABD istisnasını bir yana bırakırsanız, Batı demokrasilerinde parti programlannın belirie- yici önemleri vardır ve partiler, toplumun be- lirli kesimlerinde temelde temsil edilirier. Türkiye'de hangi partinin, toplumun hangi kesimlerinin, hangi sınıflann çıkarianna önce- lik verdiklerini saptamak güçtür ve partilerimi- zin programlan, milletvekillerinin bile okuma- ya değer bulmadıklan belgelerdir. Durum böyle olunca, milli mutabakatın faz- la bir anlam ifade etmesini beklemek boşuna- dır. Türkiye'de DYP ile FP'yi bugün varolan hü- kümet formülüne ekleyerek ne elde edebile- ceğimizi sanıyoruz ki? Programa yenilik, canlılık getirecek herhan- gi bir katkıları olacak mı bu partilerin? Bu iki partinin de hükümete katılması, top- lumun daha geniş kesimlerinin acı reçeteyi kolay sindirmelerine yardımcı mı olacak? ••• Programı hükümet tarafından hazırianma- mış, ama IMF tarafından dayatılmış olan Tür- kiye'de bütün partiler de bir araya gelse, ta- banda bir mutabakat oluştunmak güç. Zaten sorun böyle bir arayışın olmamasının yanı sıra bir de, günü kurtarmanın ötesinde politika oluşturamamaktan, bir programı so- nuna dek yürütecek iradeye sahip bulun- mamaktan kaynaklanıyor. Şimdi, çıkardığı sesler böylesine bozuk olan, notası bulunmayan orkestrayı geniş- leterek ne elde edilebileceğini kestirmek ger- çekten güç. Hükümete yöneltilen eleştirilerin büyük bir bölümünün haklılık payını görmezden gele- meyiz. Ama yine aynı şekilde görmezden geline- meyecek olan husus, milli mutabakat hükümeti gibi, belki başka demokrasilerde geçerli olan formüllerin bizim sistemimizdeki aksaklıklar yüzünden olumlu bir sonuç ver- meyeceğidir. Nafile formüller, nafile namazına benzerier, hayırlı sonuçlar doğuramazlar. İnsan Hakları Derneği Operasyonlam suç duyurusu İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Cezaevi operasyonlannı başla- tan Adalet, tçişleri ve Sağlık bakanlıklan ile operasyonlara katılan güvenlik güçleri hak- kında Izmir Cumhuriyet Savcıhğı'na suç duyu- rusunda bulunuldu. tHD Izmir Şube Başka- nı Günseli Kaya ile tu- tuklu ve hükümlü ya- kmlan suç duyurusu başvurulannda, operas- yonlann başlatılmasın- dan sorumlu tuttuğu ba- kanlıklar ve katılan gü- venlik güçleri hakkında soruşturma açılmasını istediler. tzmir Adliyesi önün- de bir araya gelen tHD yöneticileri ve aileler yaptıklan açıklamada, operasyonlann hukuka aykın olduğunu. ope- rasyonlarda ölen ve ya- ralananlardan Adalet, tçişleri, Sağlık Bakanlı- ğı ile katılan güvenlik güçlerinin sorumlu ol- duklarını öne sürdüler. Açıklamanın ardından tHD tzmir Şube Başka- nı Günseli Kaya ve aile- ler, hazırladüdan suç duyurusu başvurulannı îzmir Cumhuriyet Sav- cılığı'na verdiler. Kaya ve aileler, suç duyurusu başvurulannda şu iddi- alarda bulundular: "Operasyonlarda sa- yreı halen belli olmayan çok sayıda tutuklu ve hükümlü öldürülmüş- tür. Ölümlerin güvenlik güçlerinin güç kuuaru- mı sonucu yakdma, ateş- li silahla vurulma ve darp sonucu oluştuğu, görevlilerin açıklamala- nndan ve medyadanöğ- renilmiştir. Yüzlerce tu- tuklu ve hükümlünün de benzer sebeplerden dolayı yaralandıgı bflin- mektedir. Ölenkrin otopsisine avukatlan so- kulmamakta, gizlice ve ailelerinden habersiz olarak defhedilmeye ça- lışıkiığı bilinmektedir." Nakillerin sürdüğü F tipi cezaevlerindeki uygulama netlik kazanmadı, tepkiler sürüyor 'Amaç, bireyi ve örgütü yok etmek'tstanbul Haber Servisi - Türki- ye genelinde toplam 20 cezaevi- ne yönelik gerçekleştirilen ope- rasyonlann öncesinde ve sonra- sında tutuklu ve hükümlülerin F tipi cezaevlerine nakilleri sürer- ken, bu cezaevlerindeki uygula- manın nasıl olacağı henüz netlik kazanmadı. Terörle Mücadele Yasası'nın 16. maddesindeki "Tutuklu ve hükümlülerin irtibaüna, haber- leşmesine engel olunur" hükmü- ne dayandınlan F tipi cezaevleri- ne, tutuklu ve hükümlü yakınla- n başta olmak üzere sivil toplum kuruluşlan, barolar ve tabip oda- lan karşı çıkıyor ve bu cezaevle- rini insan haklanna aykın olarak nitelendiriyorlar. Kamuoyunda uzun süredir tar- tışılan 'F tipi cezaevleri'nde tek kişilik hücreler 10 metrekare. 2 katlı 3 kişilik hücreler ise 50 met- rekareden oluşuyor. Tek kişilik hücrelerin üç tanesi 50 metreka- reden oluşan havalandırmalara açılıyor. Bu cezaevlerinde 100 metrekarelik kütüphane ve 240 metrekarelik çok amaçlı salon bulunuyor. 2 bin 308 metrekare- lik kapalı alan üzerinde kurulan F tipi cezaevlerinın her biri 360 tutuklu ve hükümlü için proje- lendirümiş. Ilk etapta bu cezaev- lerine 4 bin tutuklu ve hükümlü- nün sevk edilmesi planlanıyor. Yüksek güvenlik sistemiyle yönetilmesi öngörülen F tipi ce- zaevlerine nakillerin yapılmasına karşın uygulamanın nasıl olaca- ğı henüz netlik kazanmadı. F tipi hakkındaki görüşler Adalet Bakanı Hikmet Sami Türfc F tipi cezaevleri yasa ge- reği kurulan yerlerdir. Tüm ce- zaevlerini koğuş sisteminden o- da sistemine dönüştürmek istiyo- ruz. Böylece cezaevlerindeki be- lirli örgütlerin hâkimiyetine son verilecektir. F tipi cezaevleri Av- rupa standartlannda tutuklu ve hükümlülerin en iyi koşullarda yaşamasım sağlayacak şekilde inşa edildi. tstanbul Barosu Başkaru Yü- cel Sayman: F tipi, koğuş sistemi- nin alternatifı değil. F tipi ceza- evlerindeki kütüphane, çok amaçlı salon gibi ortak kullanım alanlanndan kimlerin, nasıl ya- rarlanacağı açık değil. Bu ceza- evlennde tutuklu ve hükümlüle- rin yemekleri, görmedikleri kişi- ler tarafından, göbekleri hizasın- da bir delikten alınacak. Ortak yemekhane yoksa ortak yaşam yok demektir. Bu, izolasyonun en belirleyici özelliğidır. Ortak me- kânlar dedikleri yerler bir yalnız- laştırma aracı aslında. Ortak me- kânlann hepsi, başkalannı gös- terip, onlarla irtibat kurulmasını engelleyerek kişiliksizleştirme- nin başka bir yolu. Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer: F tipi hücre değil, oda sistemidir. Tutuklu ve hükümlüler geceleri bu odalarda yatıyor, ama gündüz- leri cezaevinin kültür, eğitim, s- por olanaklanndan yararlanıyor- lar. Oda sisteminin amacı da bu- dur. Cezaevleri ve infaz sistem- leri konusunda ABD'de araştır- malar yapan Melda Türker: F tı- pı cezaevleri hücrelerden oluşu- yor. Cezaevlerinde tutuklu ve hü- kümlüler için normal koşullar oluşturulmalı. tnsan Haklan Der- neği (tHD) tstanbul Şubesi Baş- kanı Eren Keskin: F tipi cezaev- len insan haklanna aykındır. Bu cezaevlerinin yapılmasındakı a- maç, bireyi ve örgütlülüğü yok etmektir. Miişteşar Tokucoglu 'Müdahale etmeyene soruşturma' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sağlık Bakanlığı Müsteşan Haluk Tokucoglu, ölüm orucu ve açlık grevindeki tutuklu ve hükümlülere müdahale etmeyen hekimlerin mes- leğin gereğini yerine getirmemiş olacaklannı savunarak "Hakkmda soruşturma açılır" dedi. Sağlık Bakanlığı Müsteşan Ha- luk Tokucoglu, dün Sağlık Bakan- lığı Sağlık Projesi Genel Koordina- törlüğü'nce, Devlet Konukevi'nde düzenlenen "Türkiye'de Standart Tanı ve Tedavi RehberKk Geüştiril- mesj" toplantısı öncesin'de gazete- cilerin sonılannı yanıtladı. Toku- çoğlu, hastanelere kaldınlan eylem- cilerin tedaviyi kabul etmedikleri- nin anımsatılması üzenne, kışılenn kendi iradesiyle tedaviyi reddedebi- leceklerini söyledi. ölüm sınınna gelen tutuklulara müdahale edilme- si gerektiğini belirten Tokucoglu, "Hayati tehlike sınınna geldikten sonra veya kalıcı organ hasaıian ohışacağı anlasıldıgı zaman, kişi is- temese de müdahale edilmesi gere- kir. Bu, insanhk, doktorhık venp eti- ği gereğidir" dedi. Doktorlann tu- tuklu ve hükümlülere müdahale et- memesi durumunda hekimlik mes- leğinin gereğini yerine getirmemiş olacaklannı kaydeden Tokucoglu, "Bu hekimin yeminineaykın davra- nış olur, hakkında soruşturma açı- hr. Bu görevi ihmal olur" dedi. Sonatçüar: Olüm nedenleriaydınlansut Sanatçı ve aydmlar, cezaevlerine düzenlenen operasyonlann, siyasal yönetinün hoşuna gftmeyecek düşüncelere sahip olan kişileri "sindirme, susrurma, yok etme\e" yönenk olduğunu söyledüer. Sanatçılar,"Toplumun, ölüm nedenleri, kayıplar. yarahİar ve sevkler hakkında kesin rakanüarla bUgUendirUmesini talep ediyoruz*" dediler. Cezaevlerindeki açlık grevlerinin ölüm oruçlanna dönüşmesinin ardından "Sanatçılar Cirisimi'" adı alünda örgüUenen, aralannda Ataol Behraınoğlu, Edip Akbayram, Bilgesu Erenus, Halil Ergün, Menderes Samancuar, Mümtaz Sevinç, Ferhat Tunç'un da bulunduğu sanatçı ve aydmlar, cezaevi operasyoıuanyla ilgfli olarak dün Ruhi Su Vakfi'nda basm açıklaması yapnlar. Sanatçılar Nur Sürer. Orhan Alkaya, JüUde Kunri, Suavi, Ferhat Tunç ve Mahmut Gökgöz, güişim adına oluşturulan basm bikürisindeki pasajlan su~a\la okudular. Suavi, pankart asan ögrenciyi terörist ilan eden, gösteri yapan memuru coplatan ve cezaevlerine silaîıh saldınyı düzenleyen düşünceye her rüriü karşı çıkışın bedeimin "her türden F tipi", bir başka deyişle "IMF tipi cezaevleri" olacağını savımdu. (Fotoğraf: KADER TUĞLA) TTB, ölümlerde sorumluluğun hekimlere atılmak istendiğini belirtti 4 Tıbbi müdahale baştah yapdbyor' Haber Merkezi - Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, açlık grevleri ve ölüm oruçlan sürecinin gerçek zemininden kaydınlarak "hekimlik uy gulaması" tartış- masma dönüştürülmesine tepki gösterdi. T- TB Genel Sekreteri Eriş Bilaloğlu, sağlığa ve yaşama zarar veren bir eylemin hekim- lik değerlerinin temel çıkış noktasına ters ol- duğunu ve hekimlerce kabul edilemeyece- ğini belirterek "Gerçek anlamrykt, kuietil- memiş anlamıyla 'tıbbi müdahale' zaten bu sürecin başmdan beri yüriitülmektedir ve bunun ne anlama geldiğini hekimler bilmek- tedü"" diye konuştu. Bilaloğlu, tartışmayı hekimlere yönlendirme girişimlerinin alrın- da "bir şeyleri gizleme" çabasının yattığmı savundu. Bilaloğlu, hekimliğin "meskketikuygu- Uması kurallanna" uygun biçimde yürütül- mesi gerektiğini kaydetti. Bilaloğlu, yaşa- nan sürecin sonucunda ortaya çıkabilecek ölümlerin tamamımn hekimlere "fatura" edilmesinin altyapısının oluşturuknaya çalı- şıldığmı söyledi.Kamuoyunda "hekimler müdahale etmiyor ve ölümlere izin veriyor" atmosferini yaratmaya çalışanlara tepki gös- teren Bilaloğlu, TTB'nin sürecin başmdan beri savunduklannın "kendindenmenkulve bir günde ortaya çıkmış" görüşler olmadı- ğını vurguladı. TTB üyesi uzman hekimlerden oluşan he- yetlerin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ün izni, tutuklu ve hükümlülerin de is- temi üzerine bu süreçte bulunduklanm an- latan Bilaloğlu, muayene edilen 135 kişinin günlük raporlan, beyanlan ve tutanaklanmn ellerinde olduğunu bildirdi. Adalet, tçişleri ve Sağlık bakanlıklanHca kamuoyunu tat- min edecek düzeyde, bütünlüklü bir açıkla- ma yapılmadığını, kendileri de dahil olmak üzere kamuoyunun bilgilendirihnediğini be- lirten Bilaloğlu, "Bugün hastaneierdeki du- rum hakkında TTB arzu edilen düzeyde net bügUere sahip değildir. Ancak anlaşıldığı ka- danyla hekim-hasta ilişkisine uygun olma- yan ortamlar yaşanmakta. Bu durum hak- kmda Sağlık Bakanhğı derhal açıklama yap- malıve düzeitümesini sağlamahdır" dıye ko- nuştu. Bilaloğlu, tçişleri ve Sağlık bakanlannın ölüm orucu ohnadığı yönündeki açıklama- lanna ilişkin değerlendirmelerinin soruhna- sı üzerine, böyle bir kuşku varsa ellerindeki hekim raporlarmı hemen açıklamaya hazır olduklannı söyledi. Öte yandan dünkü Sabah gazetesinde, tzmir Atatürk Hastanesi'ne kal- dınlan 6 ölüm orucu eylemcısinde 'ölüm onıcunun etküerinin göriUmediği1 raporu yazdıklanna ilişkin haberde adlan geçen dört hekim, açıklama yaparak haberi yalanladı. İHK'de operasyon tartışması 'Komisyonun görevi devleti haklı çıkarmak değildir' • FP'li Bekaroğlu, "Meclis komisyonunun görevi bu tip operasyonlarda insan haklan ihlallerini önlemek ve varsa ihlalleri tespit ederek sorumlular için gereğinin yapılmasmı sağlamaktır" dedi. ANKARA (CumhuriyetBürosu)-Cezaevle- rindeki açlık grevi ve ölüm oruçlannı sona er- dirmek için arabuluculuk görevi yapan TBMM tnsan Haklan Komisyonuüyesi FP'li Mehmet Bekaroğlu yetkililerin yapılan operasyonla il- gili çelişkili açıklamalannın kuşkulan arttırdı- ğını ve "dezenlbnnasyon'' izlenimi yarattığını söyledi. Bekaroğlu. tnsan Haklan Komisyo- nu'nun öncekı gün yaptığı ve kendısinin katıl- madığı toplantının ardından yapılan "Müdaha- leinsan haklannatersdüşmemistir" açıklama- smı "talihsizlik" olarak nitcledi. Bekaroğlu, "Komisyonun görevi devletin yapmış oktuğa operasyonlan haklı çıkarmay a yönelik açıkla- maiar yapmak değildir. Komisyon butipope- rasyonlarda insan haklan ihlalerini önlemek ve varsa ihlalleri tesbh ederek sorumlular için ge- reğinin yapümasını sağlamaktır" dedi. 'Kaosa dönûşmesin' Mehmet Bekaroğlu, düzenlediği basın top- lanüsında cezaevlerindeki ölüm oruçlannın gö- rüşmelcr yoluyla sona erdırihnesi gerektiğini ancak siyasi iradenin müdahale karan aldığım belirterek "Şimdi yapılacakiş müdahalenin da- ha fazla can kaybı ve kaosa dönüşmeden bitirit- mesidir" dıye konuştu. Başta tutuklu ve hü- kümlü aileleri olmak üzere kamuoyunun ope- rasyonlaria ılgılı açıklamalardan tatmin olma- dıklannı kaydeden Bekaroğlu, Adalet, tçişleri ve Sağlık Bakanlığı'nın birbiriyle çelişenaçık-, lamalannın kuşku uyandırdığını söyledi. Beka- roğlu, "Devlet yasaîara uygun operasyon yapı- yorsa dezenformasyon kuşkusunu uyandıran hareketlere ve psikolojik savaş y öntenılerine ge- rek yokrur. Ölüm orucu yapanlann sağuk du- nımlan,ölüm orucu yapıp yapmadıklan konu- su uzman kurulus Türk Tabipleri Birügi'ne bı- rakümabdu-^dedi. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk'ın F tipi cezaevlerinin yapısal ve hukuki düzenlemeler yapılmadan açılmayacağı yönündeki sözünü tutmasmı isteyen Bekaroğlu. şunlan söyledi: "Operasyonlaıia ilgüi incelemeler ve deKUerin topİanmasıtitidikkyapılmahdır.ÖAenikfcotop- siler oünak üzere yapılan inceiemelerde avu- katlar hazır bulundurulmahdu". Kimse hukuk içinde hareket erme çağnianndan rahatsız ol- mamabdır. tnsan haklansavunuculan görevle- ri gereği çoğu zaman devletin icraatlannı göz- lem ahma ahnak zonında kahnakta, devtete ltaı^bireyinhaklaruunpesinedüşnıektedicBu konumlan dolayısıyia insan haklan savunucu- lannı devlete düşman olarak göstermek yanhş- dr. İnsan haklan sav unuculannın devlet ve gü- venlik güçlerinin karşısında, onlann düşmam olarak gösterümesi yanoşör." Bekaroğlu. tutuklu ve hükümlü yakınlannın bilgi alma zorluklannın aşılması için komisyo- nun ilgili bakanhklarla ışbiriiği yaparak bir bil- gi merkezi oluşturması gerektiğini söyledi. Bakanlıklara yazı yazju'dı Bu öneriyi komisyon başkanı Hüseyin Ak- gûl'e de ilettiğini belirten Bekaroğlu ilgili ba- kanlıklara yazı yazıldığını kaydetti. Bekaroğ- lu, mahkumlann gerçekten açlık grevi yapma- dtklan yönündeki açıklamalann "abesoiduğu- no" belirtti. Komisyonun operasyonlarla ilgi- li bir inceleme yapmasmın yararlı olacağım kaydeden Bekaroğlu. "Ancak daha önce hazır- lanan ve Ulucanlar'daki operasyonla ilgili açık suç duyurulannın yapıknğı rapor TBMM raf- lannda kalmıştır. Hiçbir yetkili raporu ve suç duyunılannı dikkate almamışrır" dedi. SlFIR NOKTASI /ORAL ÇALIŞLAR [email protected] 30'a yakın insanın öldüğü, 20 ce- zaevinin yakılıp yıkıldığı, yüzlerce tu- tuklu ve mahkûmun yaralandıgı bir devlet operasyonunun ardından Adalet Bakanı "Kayıp beklediğimin albnda" diyor. Bunun söyleyen bir ül- kenin Adalet Bakanı, yani adaleti gerçekteştirmekle görevli bakan. De- mek ki operasyonun daha fazla ca- na mal olması pahasına, bu operas- yonu hazırlamış. Üstelik bu operasyonun adı da "Hayata Dönüş." Ne oldu bu operas- yonun sonunda? Devlet, kendi ceza- evlerini yeniden ele geçirdi. Devletin güçleri üç gün boyunca ne yaptı? Kendi inşa ettiği 'kaçılamaz', 'ulaşı- lamaz' cezaevlerinin duvarlannı yık- tı, hayatı kendisine emanet ediimiş tutuklu ve hükümlüleri bombaladı, biber gazı sıktı. Ölü sayısı, resmi açıklamaya göre 26, yaralı sayısı ise iki yüze yakın. Maddi hasar trilyonla ölçülüyor. Kayıp Beklediğinin Altındaymış Bütün bunlar ne için yapıldı? Olüm orucundaki mahkûm ve tutuklular öl- mesin diye. Bunun kabul edilebilir, mantıklı bir yanı olabilir mi? Tutuklar oruçta ölmesin diye onlardan 24'ünün ölümüne, onlarcasının yara- lanmasınayol açacaksın. Üstelik ço- ğunluğu da ölüm orucunu sürdür- meye devam edecekler. Yaralanan- lar ve ölüm orucunda olanlann da daha yeni ölümleri davet etmeyece- ğini kim iddia edebilir? Bunlar operasyonun maddi bilan- çosu. Birde ruhlarda, bilinçlerde ya- rattığı manevi hasar var. 0 daha bü- yük. Bir kısım insan, TV kanalları ve basın yoluyla bir grup insana karşı şartlandınlıyor. Onlann hepsi öldü- rülse iyi olacakmış gibi bir hava ya- ratılıyor. Diğer yanda, tutuklu ve mahkumlann yakınlan, aileleri, onla- ra kendilerini yakın hissedenler ise öfke ve hayal kınklığı içinde. Önceki gece Taksim'de TV kame- ralarına yansıyan bir görüntü vardı. Yüzlerce insan ellerinde mumlarla bu olayı banşçı şekilde protesto ediyor- lardı. Polis bir hınçla bunlann üzeri- ne sürüldü. Sokaklarda vahşi bir ko- valamaca başladı. Kaçan bir kısım gençler taşlarla dükkânlann camla- nnı indirmeye giriştiler. Bir kısmını po- lis yakaladı. Yarın devlet güvenlik mahkemesinde bunlar "terör örgü- tü üyesi" olduklan iddiasıyla yargıla- nacaklar ve F tiplerine konacaklar. Yaşadığımız bunca deney bunu ka- nıtlıyor. Kısır döngü sürüp gidecek. Bakın af çıktı, katil çıkıyor, banka boşaltan affediliyor, afış yapıştıran, sokakta gösteri yapan, pankart asan genç içeride kalıyor. Ölüm oruçların- da, cezaevi operasyonlarında yaşa- mını yitiriyor. Devlet ise "Ben cezaev- lerini teröristlerden kurtardım" diye övünüyor. Alıp zaten dört duvar ara- sına koymuşsun. Her tarafını dikenli tellerle çevirmiş, çevresine askeri bir- likler yerleştirmişsin. Onlan kendi is- tediğin düzene sokmak için bu kadar vahşi bir saldınya gerek var mıydı? Devletin bütün birimleri topu topu bin kişiye yakın ve 20 cezaevine yayılmış dört duvar arasına kıstırılmış tutuklu ve mahkûma devlet otoritesini kanrt- lamak için, akıl almaz bir operasyon yapıyor ve tutuklu ve mahkûmlan "yaşama döndür"düğünü söylüyor. Bununla övünüyor. Adaletten sorum- lu bakan ise "az bile öldü" diyor. Inanın, günlerdir acı içinde bu ope- rasyonlan izliyorum. Bu ülkeye yön veren anlayışın ceberrutluğunu yüre- ğimin derinlerinde duyuyorum. Işin acı yanı, toplumsal bir histerinin "Oh olsun, bak devlet kendisini kanıtla- dı" dediğini duyuyorum ve kahrolu- yorum. Kimisi (slamcı, kimisi liberal olduğunu, kimisi devletçi olduğunu söylüyor. Aralannda tam bir "milli mutabakat" oluşmuş durumda. "YaşşaU" diyorlar, "Geç kaldın be as- lanım" diyorlar. Evet, şimdi onlan F tipi cezaevine koyduk. Ellerine kelepçeyi taktık. Bir- birleriyle haberleşmelerine engel ol- duk. Artık "eğitebiliriz", "hadlerini bil- direbiliriz", "susturabilihz." Hatta, bi- rey ve örgüt ilişkisini de tartışabiliriz. Türkiye çok demokratik bir ülke ya. Sendikalarımız var, etkili sivil toplum örgütlerimiz var. Gerçeğin peşine ko- şan gazetecilerimiz var. Gazamız mübarek olsun. Şimdi Banu Alkan'a. milyar ge- tiren yanşmalara, değişen MHP'ye dönebiliriz. "Az bile öldüler."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle