Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
23 ARALJK 2000 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
GoMfinger '
MP. No'ya Karşı
Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş sü-
recinı "tek parti, tek ideoloji, tek önder
dönemi" diye suçlayanlar, bugünü hiç
görmek istemezler. Sanki bugün, üste-
lik müyonlan yoksullaştırmaktan, yal-
nızlaştınmaktan başka bır şeye yarama-
yan tek bir ideoloji dayatması yok. Tır-
nak içinde serbest pazara, vahşi kapi-
talizme, liberalizmetoz kondurdun mu,
toz etmeye kalkarlar adamı alimallah...
Son örneği geçen günlerde yaşadık:
Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel. TÜ-
SİAD toplantısında ışadamlarının bü-
yük bölümünü "Galata bankerleri"r\e
benzetip "girişimciliğin"devletten bes-
lenme anlamına gelmeyeceğini vurgu-
layınca medya alınganlık gösterdi he-
men. Gürel'e, James Sono1
filmlerinde-
ki bir kötü adamın adını layık gördüler:
"Mister No."
Türkçesi, "BayHayır."
Maden-Sen Genel Başkanı NeşetDe-
mirtaş, uzun süredir Şükrü Sina Gü-
rel'in sorumtuluğu altındaki Eti Holding'e
yöneiik baskılarla ılgılı kamuoyuna açık-
lamalar yapıyor. Demirtaş, Etibank Ge-
nel Müdürlüğü'nün 1998'de Eti Hol-
ding'e dönüştürülerek 7 ayrı anonim
şirkete bölünmesınin ardında, alümin-
yum gıbi, bor gibi çok stratejik maden-
lerin kamunun elinden alınarak, bu alan-
da tekel olmaya çalışan işadamlanna ve-
rilmesi için yoğun kulis yürütüldüğünü
ısraria gündeme getiriyor. Işın ilginç ta-
rafı, bu madenlerie yakından ilgilenen-
lerin arasında medya sahiplerinın de
bulunması.
TÜSİAD toplantısında devlet eliyle
varsjllaşmayı eleştiren, alüminyum vebor
konusunda hassas davranan, maden-
lerin peşkeşine "Hayır" diyen Şükrü Si-
na Gürel'e "Mister No" demeye kalkı-
şanların James Bond filmlerinden fırla-
yan bir başka kötü adama, altın made-
nine düşkün "Goldfinger"a (Altınpar-
mak) benzemedikleri ne malum!..
ISIK KANSU
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer'in Vural Savaş'ı yeniden
Cumhuriyet Başsavcılığı'na atama-
ması, yobaz takımını sevince boğ-
du. öte yandan kimi "Atatürkçü"
çevreler de Şavaş'ın yeniden seçil-
memesıne üzüldüklerini açıkladtlar.
Şavaş'ın yerine atanan Cumhu-
riyet Başsavcısı Sabih Kanadoğ-
lu'nun kişılığıni, hukuk deneyimini
bilmeden, öğrenmeden kimse pe-
şin peşin ne sevinsin, ne de üzül-
sün!
Kanadoğlu'nu yakından tanıyan-
ların tanımı şöyle: "Adı üstünde
Cumhunyet'ın başsavcılığınıyetkin-
likle yerine getırecek bir isimdır."
Gazetemizin arşivinde gezinti ya-
parken, Sabih Kanadoğlu'nun 23
Eylül 1999'da 2. sayfamızda yayım-
lanan bir makalesine rastladık. Ya-
zıda, Yargıtay Başkant Sami Sel-
çuk'un tartışmalara neden olan
1999 Adli Yılı açış konuşması eleş-
tiriliyor. Kanadoğlu, şöyle diyor "...
Konuşmanın biçemi bir yana, içe-
Sabih Kanadoğlu'nun Görüşlepi
riğine de tümüyle katılmak müm-
kündeğildir. Tarihsel gerçekler sap-
tınlmış, çekirdek fikirler alıntılarla
örûlmüş, soyut ve felsefı kavramlar-
la örtülmüş ve edebi birsöylemle be-
zenmiştir. Istenen çağcıl demokra-
sinin geçerliliğini kanıtlamaya set
çektiğine inanılan devlet ve cum-
huriyet olgulannı kötûlerr -k ihtiya-
cı içinde ve yapay biçimde hukuk
devleti-hukukun üstünlüğü ve cum-
huriyet-demokrası kavram aynlığı
yaratılmıştır. Bu sonuca varabilmek
için hukuk üstünlüğü ilkesinin, hu-
kuk devletinin önde gelen niteliği
olduğu ve özde cumhuriyetin de-
mokrası dışında düşünülemeyece-
ği gerçekleri gözardı edilmiştir."
Sanırız bu ifadeler, "cumhuriyet-
demokrasi" ayrımı üzerınde temel-
lendirilen "cumhuriyete inanmayıp
numaracılık yapma" modasına Ka-
nadoğlu'nun nasıl baktığına ilişkin
önemli ipuçlan veriyor.
Gelelim laikliğe... Kanadoğlu, Sa-
mi Selçuk'un konuşmasından yola
çıkarak, laiklik anlayışını da açıklı-
yor yazısında:
"... Konuşmanın din ve devlet iliş-
kisine ait bölûmünde Türkiye'nin
toplumsal, siyasal ve tarihsel geli-
şimı gözetilmedenyapılan değerien-
dirmelerde gerçege uygun düşme-
miştir. Laiklik, demokrasinin olmaz-
sa olmaz koşuludur."
Son tümcenin altını çizdikten son-
ra Kanadoğlu'nun yazısını okuma-
yı sürdürelim: "Türkiye Cumhuriye-
ti'nin devlet örgütlenmesi açısın-
dan teokratik, diniyönlendirmeaçı-
sından laikçi bir devlet olduğu iddi-
asına da katılmak olanaksızdır. Özel
ve kamusal yaşamı dinin beliriedi-
ğı, devletin din merkezli olduğu ve
değişmez, Hişilemezdogmalanayö-
netildiğirejimin teokrasi olduğu doğ-
ru biçimde vurgulandıktan sonra,
Türkiye Cumhuriyeti'nin devlet ör-
gütlenmesi açısıyla sınırlandırılsa
dahi teokratik bir devlet olduğu /7e-
ri sürülerek çelişkiye düşülmüş ve
laikçi deyiminin hukuksal değerinin
bulunmadığı ve değjşik amaçtaki
çevrelerin laiklığiküçültmekiçin kul-
landıkları politik bir söylem olduğu
açıkken, konuşmada Türkiye Cum-
huriyeti'nin dinı yönlendirme açı-
sından laikçi olduğunu vurgulamak
ayn bir talihsızlik olmuştur.
Kurtuluş Savaşı 'nda din sömürü-
sünden çok çeken Atatürk ve ar-
kadaşlannın o dönemde dıni dene-
tim altında tutmalan anlaşılır ve ger-
çekçi bir tutum olarak değerlendı-
rilirken, cumhuriyet dönemınde bu
sömürünün ulaştığı boyutlar (Şeyh
Sait isyanı, Menemen ve Sıvas olay-
lan) ve bugün dahı rejimi tehdit et-
tiği olgusu gözardı edilmiştir."
Kanadoğlu'nun yazısı karşısında
kimin sevinmesi, kimin üzülmesi
gerektiğı apaçık ortada...
Türkiye bir siyaset bilgesini, inançlı bir cum-
huriyetçiyi, Ahmet Tahtakılıç'i yitirdi geçen haf-
ta.
TBMM'ye ilk adımtnı Demokrat Parti millet-
vekili olarak atmış. Bayar ve Menderes ile ça-
lışamayacağını anlamış, DP'den aynlmış, Mil-
let Partisi'nde muhalefete geçmiş. 27 Mayıs
sonrası Çalışma ve Millı Eğıtim bakanlıklarınt
üstlenmiş. Ankara'dakı Cumhurbaşkanlığı Sen-
foni Orkestrası bınası onun dönemınden kalma.
Millet Partisi Alparslan Türkeş ve arkadaşla-
rınca ele geçirilince de uzun süre siyasete uzak
durmuş... Ve 1975'te CHP Uşak Senatörlüğü.
Eski CHP Genel Sekreteri Ertuğrul Günay,
insan, yurtsever, ilkeli Tahtakılıç'ı anlattı bize:
"Gençlerin sadece karariı bir destekçisi değil,
Ahmet Tahtakıhç
aynızamanda ileriemişyaşına rağmen TBMM'nin
en genç fikirii üyelerindendi. Her türiü zorbalı-
ğa, tahakküme, ıstibdateğılımine karşı idi. Onun
uzun siyasal mücadelelennın temel felsefesi,
belki de doğasından kaynaklanan bu karşıtlığa
dayanıyordu. Soyadının 'taht'a karşı çekilmiş
kılıç' anlamına gelmesi, kuşkusuz birrastlantı de-
ğildi. Günlük siyasal mücadele içinde esirge-
mediği cesur, ilkeli ve ödünsüz tavnnı ara rejim
dönemlerinde de sürdürdû. 27 Mayıs sonrasın-
da ihtilal hükümetinin bakanı olmasına karşın,
idamlann yapılmaması için Devlet Başkanı'na
yazjlı başvunj yaptı. 12 Mart ve 12 Eyiül mah-
ttemelerindesözünüi
başında geliyordu.
Hukukun hoyratça çiğnendiği en acımasız or-
tamlarda bile, gizli bir dokunulmaztığı olduğuna
inanıyorgibiydi. önceteri bu dokunulmazlığın, da-
yandığı tanhi birıkiminden kaynaklandığını dü-
şünmüştüm. Babası Ibrahim Bey, Kurtuluş Sa-
vaşımızın Ege'deki sivil önderierinden bıriydi.
Ancak, daha sonra bu dokunulmazlığın, Ahmet
Tahtakılıç'ın kendisinden kaynaklandığına inan-
dım. Gücünü mücadelesinden alıyordu: Halkın
egemenliğine, esenliğıne, özgüriüğüne adan-
mış lekesiz, ödünsüz, çıkarsız bir mücadefenin
onurundan."
Tahtakıhç'ın kalrtı tertemiz bir siyaset gelene-
ğidir. Bugün mumla aradığımız yani.
ISSIZ ODA YAZILARI
VEDAT ÖZDEMİBOCLU ~
2001 Kehanetteri!
• Cezaevleri sorunu de-
vam edecek... Hükümet G, Ğ,
H tipi gibi yeni cezaevi mo-
dellerini devreye sokacak!..
• Carto Cottarelli, Türki-
ye'de kuracağı bir partinin
başına geçecek ve dördün-
cü koalisyon ortağı olarak
Türk ekonomisini 'resmen'
yönetecek!.. >J.-.;^-,-mG-ı
• Eşber Yağmurdereli ve
benzer düşünce suçlularının,
cezaevinde de sakıncalı dü-
şünceler üretmeye devam et-
tikleri tahmin yoluyla tespit
edilerek cezaları 120 katına
çıkarılacak!..
• Özelleştirmeler devam
edecek... Merkez Bankası,
kılıç-kalkan oyunu, Türk Dili
ve Edebiyatı, Devlet Halk
Dansları Topluluöu ile özel-
leştirme Yüksekîdare Kuru-
lu ilk fırsatta özelleştirilecek!..
• Af için yeni düzenleme
yapılacak...
Toplumsal tepkileri hafif-
letmek amacıyia, hükümet
tarafından kurulacak özel bir
birim, af sayesinde serbest
kalanların işleyeceği bütün
suçları üstlenecek!..
• Türkiye için özel olarak,
"öteki Avrupa Bihiği" kuru-
lacak ve Türkiye, bu yeni bir-
liğe kabul edilecek!..
• Af sayesinde serbest ka-
lacak olan Abdi Ipekçi'nin
katili Mehmet Ali Ağca, Al-
manya'ya gidecek ve Hasan
Mezarcı'yla ortak olarak
"Uluslararası Türk Mesihleri
Enstitüsü"nü kuracak!...
• Süleyman Demirel, "Is-
parta Times" adında bir ga-
zete kuracak, gazetenin ge-
nel yayın yönetmenliğini Ya-
vuz Donat, mali sorumlulu-
ğunu ise Murat Demirel üst-
lenecek!..
• Asgari ücret tamamep
kaldırılacak... Yetkili ağızlar-
dan "Zaten verdiğlmiz para,
yoka yakın bir miktar...
Bununla yaşayabilen, hiç
para almadan da pekâlâ ya-
şar, küsüratlauğraşmayalım"
açıklaması yapılacak!..
• Kenan Evren anılannı re-
simleyecek ve daha sonra
pişman olup bu resimleri Ma-
vi Tur sırasında denize ata-
eakL
• Hohnut KohTün Türk ge-
lini için iki deve yükü ipek ku-
maştan oluşan başlık parası
ödediği ortaya çıkacak!..
• Tansu Çiller, DYP genel
başkanlığından istifa edecek
ve ABD'nin yeni başkanı Ge-
orge Bush Jr.'ın "Ortadoğu
Gaf Danışmanı" olarak çalı-
şacak!..
• Polislere, yürüyüş sıra-
sında kendi kendilerini dö-
vüp coplama şartıyla protes-
to yürüyüşü yapma hakkı ve-
rilecek!..
• Cumhurbaşkanı Sezer'in,
aşın film ve fiaş zayiatı yapıl-
dığı için, MGK'den görüntü
alınmasını yasakladığı anla-
şılacak... Tasarruf önlemleri-
ni sürdürecek olan Sezer,
Cumhurbaşkanlığı Senfoni
Orkestrası'rn bir trompet ve
bir piyano ile sınırlı tutacak...
• Düğmeye basışlar stan-
dart hale getirilecek... Her
ayın 2'si, 12'si ve 22'si dışın-
da, hiç kimse düğmeye ba-
samayacak!..
• Mesut Yılmaz tarafın-
dan "Kürtçe TV'den vazgeç-
tik... Türkçe televizyonlann
halini görüyorsunuz... Başağ-
ntmaktan ve vakit kaybından
başka birişeyaramıyor... Kürt-
çe TV'ye geçersek, olacağı
budur... Bari Kürtçeden baş-
ka dil bilmeyen yurttaşlanmı-
zın kafası rahat olsun diye dü-
şündük" açıklaması yapıla-
cak!.. "
(Kehanetler, haftaya de-
vam edecek)
lonesco... mu acaba?!..
21 Aralık Perşembe gecesi... Ekranda "Ağıriığınca
Altın" adlı yanşma programı... Müzisyen ve pyuncu olarak,
değerli çalışmalarını izlemeye alıştığımız Özkan Uğur'u
bu programda 'bir hayli değişık' imajla görmek şaşırtıcı...
Bu, konunun 'öznel' kısmı, bize ıtici gelen, bir başkasına
sevimlı gelebılir...
Fakat yarışmada sorulan bir soru ve verilen yanıtın
öznellikle ilgisi yok...
Soru şu: "Yerma ve Bemarda Alba'nın Evi gibi oyunlann
yazan kimdir?"
Şıklar: "lonesco, Lorca, Ibsen."
Bu oyunlann Lorca tarafından yazıldığını, benım gibi
tiyatronun sadece t'sini bilenler bıle anlar... Ama programı
hazırlayanlara göre doğru yanrt lonesco!..
Eğer bu bir bilgi yanşmasıysa, bilgilerin doğru olması
gerekir... Amaç sadece altın dağitmaksa 2+2'yi sorun,
yeter...
Bir de öneri; sunucuya altın diş kaplatın ki, 'ambians'
iyice pınl pırıl olsun!..
İyi bayramlar...
Kent firmasının, bayram içerikli televizyon reklamı hem ilgi
hem de tepki topladı... Amaç dikkat çekmekse, reklam başanlı...
Ayrıca, "iletışimsizlik çağında' güzel ve sıcak bir geleneği
anımsatmak fena mı?.. Hepinizin Şeker Bayramı'nı şimdiden
kutlanm.
KİM KİME DUM DUMA BEHIÇAK behicaki3turk.net
elir\e
V
ÇİZGtLlK KÂMtL MASARACI
1 '
KEDt LEVO APTÜÜKA
OOLUA4..-
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 23 Aralık
DOKUMACIUKTA ONEMLI BIR GELIŞME..
1732 'D£ 8USÜKI UMLU IfiGıUZ BULUÇÇU I/S SAAJAYICISİ GtCHARD
rr) DO6MUŞTU. HINO'STAN KAYAJAKLf M&&ĞİH
KULLAUILMASl ÇOK. ESKİYE DAYANMAfZİ-A 6fü-
ÖZELLİKLe İN6IUZ TEKNIK ADAMLA&/NIAJ /CAnCfLAttY
18- YÜZY/LDA 7EKSTİL yXPIM/NOA /L£te/-EMeC^/Z KAYÛEOIL
M/ŞTI'. AMCAtC, PERUKLUK SAÇ TOPUYARAK- İÇ YAÇAMIHA ATt-
SU ALANDAK.Î SUU/f VE 6AYISETLeeİ-
NİM ÖfJEMİ ÇOK FAZLADtie. PAMUK. İPLiSİMİ 8AZ( 'Şl£M-
YA PEĞİM İPUK. YAPtMtUt GEG.Ç£KL£Şp&€££/<:
M/He/NELİ DOtCUMAC/LfĞA GEÇİLVteSiNİ SAĞtA-
Mişrre. PAMUKUJ DotaJtMACtuĞ/H SAMAYI DU-
RUMUUA ULAÇMAS-f, /MSİUZI-E/ÎİN 7E/tMOUX/tOE
ATfUM YAPMALARlMI HAZtRLAMIÇn. SAUAYt
PEVRIMİ YAI/AÇ YAIfAÇ KAPfVr AtZTAYP
BEYOĞLU 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
Dosya No: 2000/457
Davacı Şehri Yaralı tarafından mahkememizde açılan Gaiplik davasının yapılan açık duruşmasında;
Kastamonu. Taşköprü, Aşağışehirören Cilt: 033/01 S: 24 K: 25 'te nüfusa kayıtlı Ayhan Yarah'nın uzun zamandan beri gaip olduğu,
kendisinden halen haber alınamadığından davacı gaıpliğine karar verilmesini talep ettiğınden gaıp hakkında malumatı olanlann. bılen-
lerin ve tanıyanlann mahkememizin 2000/457 esas numarasmdakı dosyasına malumat vermeleri, gaip hayatta ıse adresının bildınlme-
sı ve gaip hayatta ıse duruşma günü olan 14.2.2001 günü saat: 9.30'da Beyoğlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesı'nde bulunması veya ken-
dısıni vekille temsil ettırmesi ilan olunur. 9.11.2000
Basın: 65208
GÖRÜŞ
EMİN GÜRSES
Bunalımın Boyutları
Son bırkaç yıldır Türkiye'nin içinde ve çevresinde
yaşanan gelişmeler, birkaç aydır yeni bir boyuta ulaş-
tı. Yıllardır Ankara'nın üzerindeki ıç ve dış baskılar,
sonuçta toplumsal istikrarda olumsuz gelişmelere yoi
açmış ve halk arasında umutsuzluğu arttırmıştı.
TSK'nın desteğını de arkasına alan Tantan'ın top-
lumda yaygınlaşan umutsuzluk havasını dağıtacak
gırışımlerı bazı kesimlerı harekete geçırmiş, duman-
lı havadan beslenen çevreler bu gıdişatı engellemek
için ellerındeki kozları kullanma yoluna gıtmişlerdi.
TUSlAD'ın ve İTO Başkanı'nın hükümete karşı çı-
kışlan, Tantan'ın çabalarından rahatsız olan çevre-
lerce bazı polıslerin kışkırtılması, kara para operas-
yonlarıyla birlikte ülkeden paranın kaçınlışıyla göz-
dağı venlmeye çalışılması, Nice'te Türkiye'nin AB'den
dışlanması kararı ve bunaTSK'nın tepkisını anlama-
yan bazı çevrelerin TSK'ye eleştiri yağdırması, AB'nin
askerı yapılanmasında Ankara'nın gerçekçı tutumu-
nun bazı iç çevrelerce eleştırılmesı gıbi gelişmeler ar-
ka arkaya geldi.
Ankara'nın bu gelişmeler karşısında bazı aceleci
tavırlar sergilediği doğrudur. Herhangı bir gelışmek-
te olan ulke yönetıminın benzer ıç ve dış bunalım-
larla aynı anda baş etmesi pek kolay değildir. Batı'da
bazı çevrelerde, Moskova gıbi Ankara'nın da ayak-
lan üzerinde durduğu zaman Batı'dan kopuk bir po-
litika ızleyeceği düşuncesı yaygındır. Bu çevreler açı-
sından Ankara'nın Batı'ya bağımlılığının pekiştinl-
mesı bu nedenle önemlıdır. Bunu sağlamak ıçın ma-
lı sorunların kronıkleşmesıne yol açacak her türlü
yapılanmaya yeşil ışık yakan bu çevreler, Ankara'yı
bu yolla dize getırmeye çalışmaktadırlar.
PKK'nin ve Ermeni sorununun öne sürülmesi gibi
yollar denenmış fakat başanlı olunamamıştır. Bazı ge-
lışmış Avrupa devletlerınde açık-örtülü Türkiye kar-
şıtlığı sürdürülmuş, fakat onbinlerce PKK'liyı Avru-
pa'ya mülteci olarak taşıyarak bunlann Türkiye üze-
rinde bırbaskı aracı olarak kullanılabileceğini düşü-
nenler, şimdi bunlan nasıl kontrol edebileceklerının
derdıne düşmüşlerdir. "Tün\ dışan "diyenlerin "Kürt
içeri" demelerinin arkasında yatan bu hesaplardı.
Bu planlar tutmadı. Türkiye'ye yöneiik istikrarsızlaş-
tırma polıtıkalanndan medet uman Yunanistan ise tu-
rizm pastasını guvenceye almış, fakat kucak açtığı
Türkiye karşıtı gruplann olay çıkanp Yunanistan'ın tu-
rizm gelırlennde azalmaya yol açabileceği korkusu-
na kapılmıştır. Sabancı yı taşeronlara öldürtenler,
Türkıye'deki bazı yatınmların Polonya'ya yönlendı-
rilmesinde önemli ölçüde başanlı oldular. Kara para
operasyonu sonrası kaçırılan paraları Isvıçre, Lıech-
tensteın gıbi ülkelere kaydıranlara bırçok gelışmış Ba-
tılı ülke bankerlerı kollarını açtı.
'Uluslararası Şeffaflık' gıbi NGO'lar kurarak bu tür
kara para operasyonlannı kontrol etmeyı amaçlayan-
lar, kendı ülkelerıne şimdıye kadar giren her türlü
paraya kapılarını açtılar. Rusya'dan her ay 1 -1.5 mil-
yar dolar para Batılı bankalarla taşınırken ses çıkar-
mamışlardı. Kontrollerı dışında para hareketlerine
karşı her türlü önlemi alanlar, çevre ülkelerden ge-
len paraların ülke ekonomılerınde ölü yatırımlara, ya-
ni ekonomıyı kontrol edemeyecek alanlara kayma-
sını engellemiyorlar.
Gerçek olmayan hedefler yaratılarak Türkiye gibi
ülkelerde bunalımı körükleme çabaları içerisine gi-
ren ler, Ankara üzerindeki planlarını bir türlü tuttura-
mıyorlar. Ankara dıze getirilemiyor. Emperyalizmin içe-
rideki danışmanlannın acemıliğı ıse Ankara'nın en bü-
yük şansı. 1995'te Ankara'da bir büyükelçilikte Tür-
kiye karşıtlarını bır araya toplayıp Ankara'nın nasıl di-
ze getirilebileceğının hesaplannı yapanların çabala-
rı da boşa gıttı. Perinçek'in PKK ile işbirliği içerisın-
de olduğu konusunda sahte belge düzenleyip hap-
se atılmasına neden olan bazı güvenlik görevlileri, son-
radan polis raporlarıyla bu sahtekârlık meydana çı-
kınca, emir aldıklan yerlerden, yaptıklan acemilik yü-
zünden azar ışitmekten kurtulamadılar.
Kuzey Irlanda'da 1981 yılında IRA milıtanları aç-
lık grevine başlamışlardı. Çocuklannı bundan cay-
dırmak için din adamlarıyla birlikte hapishaneye ge-
len anneleri, Sınn Fein lideri Adams'ı Irlanda dava-
sının duşmanı ılan etmiştı. Grevdekilerın ölümlerı
üzerıne rahat bır nefes almıştı Adams. Bizdekı açlık
grevınde rahatsızlanarak hastaneye kaldınlan DHKP-
C'lı bir mahkûm, hastanede tanıdığı bir doktor sa-
yesinde lyileştiği halde geri gönderilmiyor ve kurtu-
luyor. Kendısi içerıde bireysel karar almanın müm-
kün olmadığını anlatıyor. Asıl, ülkenın ve cezaevle-
rının bu duruma getinlmesine göz yumanlara baskı
yapılmalıdır.
TÜSİAD ve İTO'dan gelen seslerin şimdiye kadar
nerelerde olduklarını sorarken, sanayici, ihracatçı ve
üreticinin nefes borularını açmak için çaba göster-
meli, emperyalizmin "Satarak delik kapat" dayat-
masına yeşıl ışık yakanlara, gelecekte hesap verecek-
ler listesinde olacaklarını hatırlatmalıyız.
E-mail: emingurses(« yahoo.com
Fax: 0212 513 85 95
B U L M A C A SEDATYAŞAYAN
1 2 3 4 5 6SOLDANSAĞA:
1/ Sıcak ve ılık
deruzlerde ya-
şayan bır ba- 2
lık. II Sarma
tekniğiyle ya-
pılan bır tür ış-
İeme. 3/ Dar 5
vekalıncatah-
ta... Hattatla-
nn kâğıt cila-
lamakta kul-
landıklan özel
bıleşim. 4/
Rütbesiz asker... Ya-
hudi kadını. 5/ Top-
rak damlan sıkıştır- 2
makta kullanılan taş 3
siündir. 6/ Eski Mı-
sır'ın ana tannçası...
Leylak rengı, açık
mor. 7/ Tarih öncesi-
ne dayanan efsane... _
Piston kolu. 8/ Gazi-
antep'in Islahiye ilçe-
sinde, Hitit döneminden kalma açık hava heykel atöl-
yesi. 9/ Götürü, toptan iş... Hayat arkadaşı.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Sanayi. 2/ Osmanlılarda yeni evlenen erkekler-
den alınan bır vergı. 3/ Garnitür ya da kapama par-
çası olarak kullanılan den ya da kumaş bant... Oto-
mobillerin çekiş hızını ayarlamaya yarayan dişliler
düzeni. 4/ Su kıyılarındaki çalı ve ağacçıkların
üzerinde de yaşayabilen bir bahk... Tavlada "üç"
sayısı. 5/ Eski Mısır'da güneş tannsı... llkel bir si-
lah... Olta ya da tuzağa konulan yem. 6/ Yumurta
biçıminde olan... Parça. II Kuran ve hadislerin gö-
rünüşteki açık anlamlanndan başka hiçbir yorum
kabul etmeyen Sünnı mezhep. 8/ Hükümdar başlı-
ğı... Kirliliği gösteren iz. 9/ Silahlı kuvvetlerde en
yüksek rütbe.