17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
1 7 ARALJK 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER ŞtL'lerde öğrenci azaldı • ANKARA (AA)- Irnam-hatip liselerindeki öğrenci sayısı geçen yıla göre yüzde 32 oranında döştü. Bu öğretim yılında, Anadolu imam- hatip liseleri, çok programlı liselerin bûnyesindeki bölümler ve normal öğretim yapan imam-hatip Iiselerinde91 bin20 öğrenci öğrenim görûyor. Oğrencilerin 44 bin 714'ükız, 46bin 906'sı erkek. İmam- hatip liselerinde geçen öğretim yılında, 66 bin 776'sı erkek, 67 bin 448'i kız olmak üzere toplam 134 bin 224 öğrenci okuyordu. Bu öğretim yılında 42 bin 604 öğrenci azaldığı tespıt edildi. imam-hatip liselerindeki kız oğrencilerin sayısı, erkek öğrencilere göre daha fazla düştû. Kız oğrencilerin bu liselere gitme oranında geçen yıla göre yüzde 33 azalma saptanırken erkek öğrencilerdeki azalma yüzde 29 olarak belirlendi. Tahtakıhç toprağa verildi • ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Eski Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP) Genel Başkanı Ahmet Tahtakıhç, Maltepe Camisi'nde kılınan cenaze namazının ardından Cebeci Asri Mezarhğı'nda toprağa verildi. Ankara'da 14 Aralık gecesi yaşamını yitiren Ahmet Tahtakıhç için ilk tören TBMM'de yapıldı. Saygı duruşunun ardından bir süre tören kıtası tarafuıdan(taşınan Tahtakıhç 'ın cenazesi, cenaze arabasıyla Maltepe Camisi'ne götürüldü. Cenaze namazının ardından Cebeci Asri Mezarlığf na götürülen Tahtakıhç'ın cenazesi, burada toprağa verildi. 'Yeni bir kurtuluş savaşf • ŞANLIURFA (Cumhuriyet) - CHP MYK üyesi Fikri Sağlar, Türkiye'de yönetimi değiştirmek için yeni bir kurtuluş savaşı mücadelesi gerektiğini söyledi. Parti örgütünü ziyaret eden Sağlar, bir soru üzerine CHP Genel Başkanhğı için artık özverih olmayacağını da belirtti. Sağlar, "Partimizin içinde ihtilaflı olan arkadaşlanmızın sayısı o kadar fazla ki birilerinin özveride bulunması gerekiyordu. Özverili olan çıkmayınca yaşı en küçük olarak benim bulunmam gerekiyordu. Zannederim artık benim de yaşım tutacak seviyeye geldi" dedi. Kutan Banğ'da • ELAZIĞ (Cumhuriyet) - FP Genel Başkanı Recai Kutan, ikndar ve muhalefet partilerinin bir araya gelerek yeni bir af teklifi hazırlaması gerektiğini söyledi. Kutan, Erbakan'la ilgili bir soru üzerine de, "Erbakan'ın ocak ayında hapse gırebileceğini yayan bazı medya gruplanna ragmen ben Erbakan'ın hapse girmeyeceğini düşünüyorum" dedi. Kutan daha sonra Malatya'ya gitti. Hükümet, anayasaya aykınlığını Türk'ün de kabul ettiği tasanyı Köşk'e yeniden gönderiyor Hükümet afta direniyorANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu)- Hükümet ortaklan. af ya- sasında yer alan anayasaya ay- kınlıklan gidermek yerine Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e direnmeyi tercih etti. Başbakan Bûlent Ecevit, ortak- lan Mesut Yılmaz ve Devlet Bahçeti'yle yaptığı kısa süreli doruğun ardından, "sosyal ge- rekçelerle yasanın yeniden Cumhurbaşkanı'na gönderil- mesinin uygun bulunduğu"nu söyledi. Adalet Bakanı Hikmet Sami Tûrk'ün de Cumhurbaş- kanı'nın gerekçelerinin bazıla- nna katıldığını söylemesine karşın hükümetin anayasaya ay- krn şarth salıverme metni üze- rinde direnmesi dikkat çekti. Hükümet ortaklan yasanın bayram öncesinde yeniden Çan- kaya Köşkü'ne sunulmasını sağlamak için önümüzdeki haf- ta TBMM'deki süreci hızlandır- mayı planlıyor. TBMM Anaya- sa Komisyonu'nun yann, Ada- let Komisyonu'nun da sah gü- nü af yasasını gündeme alması bekleniyor. Iç tüzükte belirtilen 48 saatlık süre beklenihneden Danışma kurulu karanyla çar- şamba günü bütçe görüşmeleri- nin tamamlanmasından sonra yasanın genel kurulda görüşül- mesi bekleniyor. Dün gerçekleşnrilen ve 35 da- kika süren, Adalet Bakanı Türk'ün kaülmadığı doruğun ar- dından basının önüne birlikte çı- kan üç lider adına bir açıklama yapan Ecevit, şunlan söyledi: "Sayın Cumhurbaşkanı'nın, şarth salıverme yasasını TB- MM'ye geri yoUaması üzerine koalisyon partilerinin genel baş- kanlan olarak bir durum değer- lendirmesi yapok. Yasayıtekrar Sayın Cumhurbaşkanı'na sun- manın sosyal açıdan uygun ola- cağı sonucuna vardık. Önümüz- deki hafta TBMM'de gerekli prosedürün işierlik kazanması için güişimde bulunacağız." Ecevit, "Hiçbir değişiklikya- pdmayacak mı" sorusuna, "Ar- nk MecUVteki duruma bağh. Elimizden geleni yapacağız" ya- nıtını verdi. Ecevit, Sezer'in uyanlannuı anımsatılması üze- rine. "Efendim,butarüsmalara gÜTneyiz" diye konuştu. MHP Genel Başkanı ve Baş- bakan Yardımcısı Devlet Bah- Şartlı salıverme yasası FP'de Erbakan tedirginliği ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Cum- hurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer' in şartla sa- lıverme yasasını TBMM'ye iade etmesinin ardından affin rafa kalkma olasılığının güç- lenmesi dinci kesimde, kapatılan RP'nin si- yasi yasaklı Genel Başkanı Necmettin Erba- kan'ın cezaevine girmesi konusunda tedir- ginliği arttırdı. Hükümet. eski Cumhurbaşkam Süleyman Demirel'in geçen yıl iade ettiği yasayı yeni- den köşke gönderirse Erbakan'm cezaevine girişi kesinleşecek. Çünkü, Demirel tarafuı- dan yeniden görüşülmek üzere iade edilen yasadaErbakan'a ilişkin herhangi bir düzen- leme yer almıyor. Erbakan'ı kurtarmak için hükümetin 14 Ocak 2001 tarihine kadar ya- sal düzenleme yapması gerekiyor, ancak or- taklann yalnızca Erbakan için yasa çıkara- bilmesinin zorluğuna dikkat çekiliyor. Af yasasının iadesı, FP ile affin çıkanlma- sı konusunda pazarlık yapan hükümeti sı- kıntıya soktu. Necmettin Erbakan'ı, 4 ay 26 günlük ce- zasuu çekmek için gireceği cezaevinden kur- tarmak için, 14 Ocak 2001 tarihine kadar hü- kümet ortaklannın anlaşarak yeni bir yasal düzenlemeyi Meclis'ten çıkarmalan ve Se- zer'in bunu onaylaması gerekiyor. Ancak MHP'deki bir grubun Erbakan'ın kurtanl- masuıa sıcak bakmadığı ve daralan zaman dikkate almdığından hükümetin bunu pek de kolay yâpamayacağı belirtiliyor. Eski Cum- hurbaşloifiı Süleyman Demirel taranndan ge- çen yıl Meclis'e iade edilen yasa, hükümet ortaklannın anlaşarak yeniden köşke gön- dermelen durumunda bu düzenlemede Erba- kan'a ilişkin hüküm bulunmaması nedeniy- le özgürlük yolu açılamayacak. Eğer hükü- met ortaklan Demirel tarafından iade edilen yasada değişiklikler yaparak Cumhurbaşka- nı Sezer'in onayına sunarlarsa yeni takdir hakkı doğacak. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART m.kartcg superonline.com.tr Cumhurbaşkanı 'nın afyasasını TBMM'ye iade etmesifarklı tepkilere neden oldu 'Aynmsız genel af çıkanlmahdır 9 tstanbul Haber Servisi - Cum- hurbaşkanı Ahmet Necdet Se- zer'in af yasası olarak bilinen "şartü sauverme yasası"nı bir kez daha görüşülmek üzere TB- MM'ye iade etmesi farklı tepki- lere neden oldu. Yasa tasansının veto edilmesiyle ınsanlann duy- gulan ile oynayan tutumlara bir yenisinin daha eklendığini be- lirten Emeğin Partisi. "Vetodan yararlanarak aynmsız genel af çıkanlmahdn-" dedi. Insan Hak- lan Derneği (İHD). vetonun ye- ni bir şansa dönüştürülebileceği- ni belirtirken kızmı trafik kaza- sında kaybeden Boray Uras ise u Kanun çıksaydı mahkûmlar ai- lelerine kavuşacaklarth araa ev- ladını. anne-babasını kaybeden- ler hiçbir zaman kavuşamaya- caklar" dedi. Emeğin Partisi (EMEP) Ge- nel Başkan Yardımcısı Mehmet Kıhnyadan yaptığı yazılı açıkla- mada, af yasasmın veto edilme- sinin sorumsuzca sürdürülen af tartışmalanna yeni bir halka da- ha eklediğini söyledi. Af tartış- malanyla onbinlerce mahkûm ve yakınımn umutlan ile adeta dalga geçildiğini ifade eden Kı- lmçaslan, vetoyu "hukuk ve si- yasette Uketilik" adına umutla- nn söndürühnesi olarak niteledi. Cumhurbaşkam Sezer'in yasayı onaylayıp Anayasa Mahkeme- si'ne gönderebilme olanağına sahipken veto etmesini eleştiren Kıhnçaslan, "Yönetenler tara- findan af tartışmalannın başın- dan beri sürdürülen sorumsuz, ciddiyetsiz ve insanlann duygu- lannı ayaklar ahına alan tutum- lara yeni bir halka daha eklendi. Asıl sorgulanması gereken yöne- tenkrin af komısundaki yakla- şunlandu-" dedi. Kılınçaslan. yasanın veto edilmesinden ya- rarlanarak TBMM'nin sıyasi mahkûmlan da kapsayan "Ay- nmsız bir genel af yasasını'' çı- karmasını istedi. hısan Haklan Derneği Istan- bul Şubesi'nden yapılan yazılı açıklamada, şarth tahliye yasa- smın hiçbir demokratik kriter ile açıklanamayacak ölçüde aynm- cı hükümler taşıdığı belirtilerek "Bu yasanm Cumhurbaşkanı ta- ranndan veto edilmesi yeni bir şansa dönüştürulebiBr" denildi. "Suçu üretenin asıl olarak an- tidemokratik sistem olduğu" dü- şüncesinden yola çıkarak "ay- nmsız genel affi" savunduklan ifade edilen açıklamada şu gö- rüşlere yer verildi: "tnsan hak- lan savunuculan olarak cum- hurbaşkamnın \ctosunun ardın- daki tüm gerekçelere katılma- makla birlikte eşitiık ilkesi gerek- çesini önemti buluyoruz. Demok- rarikleşme ve srvilleşme. önemh bir ihtiyaç. Bunun ilk adımlann- dan biri de avnmsız genel af ola- cakür." Bağdat Caddesı'ndeki trafik kazasında kızmı kaybeden Bo- ray Uras, milletvekillerine "af çıkarmalan için vekâlet verme- düderini" söyledi. Türkiye Dev- rimci Işçi Sendikalan Konfede- rasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi, yasanın, Sezer tarafından iade edilmesinin olumlu olduğunu belirterek "Hükümet ve~TBMM, kamu vicdanmı rahatsız etmeyecek, de- mokrasi ve toplunısal banş için ileri bir adım olabifecek kanun çıkarmahdır" dedi. çeli de doruğun ardından katıl- dığı iftaryemeğinde gazetecile- rin sorulannı yanıtlarken "Ana- yasadaki prosedür çahşacaknr. TBMM'de bu konu tekrar ele ahnacak, zannediyorum bay- ram öncesine de yetiştirilecek- tir" dedi. Ancak aynı yemekte bulunan Devlet Bakanı Rama- zan Mirzaoğlunun, "Gündeme getirUmesi, mutlaka düzeltüme- si gereken konular var. Onlar düzehikrek benimsendi" değer- lendirmesi dikkat çektı. Başbakan Ecevit'in dün FP li- den Recai Kutan'ı telefonla ara- dığı, ancak görüşemediği öğrenildi. Malatya'da bulu- nan Kutan'ın "Yolda tele- fonla görüşmek zor" diye- rek görüşmenin bugün ya- pılmasını istediği belirtildi. DYP Genel Başkanı Tansu Çiller de hükümet ortaklannın karannı "va- hun bir hata" olarak nite- ledi. Tansu Çiller, yasanın aynen geçmesi durumunda Anayasa Mahkemesi kana- lıyla kapsamının genişle- yeceğine ve herkesin ya- rarlanacağına dikkat çeke- rek "Ne yapmak istiyorsu- nuz bir terörist başuun af- tan yaraıianmasuun yolu- nu mu açmak istiyorsu- nuz" dedi. Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, Sezer'in afta dikkat çektiği çelişkilerin kabul edilen sistemin kaçı- nıhnaz sonuçlan olduğu- nu savundu. Türk, yeni bir affin ba>Tama yetişmesi- nin hükümet ortaklannın anlaşmasına bağh olduğu- nu söyledi. Türk, Sezer'in gerekçe- sinde yer alan "davanın er- tetenmesi" kavTamının hu- kukta ilk kez dile getirildi- ğine ilişkin görüşüyle ilgi- li olarak "Ashnda cezala- nn ertelenmesidir. Türki- ye'de ilk kez değil; 1997. da- ha sonra 1999 yılında basm ve yayın yoluyla işlenmiş. suçjara ilişkin dava veceza- lann erteİenmesine ilişkin kanun çıkarümıştır. Ana- yasa MahkemesL sistemde anayasaya a>kınlık görme- miştir. Eşitsizlik gördüğü ibare>i de iptal ermiştir" diye konuştu. Cumhurbaşkanı'nm ge- rekçelerinin bir kısmma katıldığuıı, bir kısmına ise çeşitli noktalarda eleştiri- lerinın bulunduğunu anla- tan Türk, şöyle konuştu: "Saym Cumhurbaşkanı, daha önce kendisinin de Anayasa Mahkemesi'nde oldugu bir dönemde, 1991 yümda çıkanlan Terörle Mücadele Kanunu'nun ge- çici maddelerinde düzenle- nen şarth sah>ermeyle ilgi- li bazı hükümlerin iptalin- deki gerekçeyi beürtiyor. Bu gerekçe, infaz rejimi başladıktan sonra buna ta- biolanlar arasında bir eşit- Ukolduğudur. Anıa anaya- sa, doğrudan doğru> a ken- disi suçlar arasında bir ay- nm yapmışür. Dolayısıyla suçlar arasında bir aynm yapılabilir." Sezer'in cezaevterinde mevcudun azaltılması için af yetkisinin kullanıhnası- na ilişkin eleştinsini anım- satan Türk, bunun yanlış anlaşıhnış bir düşünce ol- duğunu söyledi. IRMIKIAYDIN ENGtN aenginfa doruk.net.tr Zor bir haftaydı. Onu zor kı- lan nedenleri aşamadan bitti. Hafta içinde medya kuruluş- lan an kovanı gibidir. Sesler, uğultular, açık televizyonların aralıksız yaydıklan ses kiriiliği, radyonun haberi habere ekle- yen bit'p tükenmeyen akışı, gö- rüşmeye gelenler, iş görüşme- sine gelenler, ziyarete gelenler, sohbete gelenler, hatır sorma- ya gelenler, övmeye gelenler, azarlamaya gelenler... Bu hayhuy arasında yazı ye- tiştirirsiniz; yönettiğiniz radyo- nun bitmeyen ve işin doğası ge- reği hiç brtrnemesi gereken so- runlanna çözüm ararsınız; bitti dediğiniz işin ardında beş iş da- ha kuyruğa girmiş suratınıza bakıp çözüm beklemektedir. Kahvenizi "mola"larda değil, işin içinde içersiniz. Akşam olur, iş sürer. Gece olur dayak yemiş gibi yorgun eve döner, yatağa taş gibi düşer ve ertesi sabah için enerji depolamaya çabalar- sınız. Haftanın günlen birbirine Ravel'in Bolerosu ve Bir Tas Kahve yorgunluk ve bitirilmemiş işler devreder. Ama ne olursa olsun bir an gelir, hafta biter. Cumartesidir. An kovanı gibi işleyen ve uğultular saçan binalar yadır- gatıcı bir sessizliğe kavuşur. Koridorlarda telaşlı adımlarla seğirtenler iyiden iyiye seyrek- leşir. • * • Zor bir haftaydı. Onu zor kı- lan nedenler, aşılamadan bitti. Koca NTV binasında alıştlmadık bir sükûnet. Ufak tefek işleri sa- bahtan bitirdik. Sıra Tırmık'te. Tam da sırası işte. Saat 13 ve dört dakika sonra radyoda Ravel'in Boterosu başlayacak. Romanlardaki, filmlerdeki "yazar"lara özendim. Koca bir tas kahve doldurdum. Masa- ma çöktüm. Şimdi Ravel'in Bo- lerosu çalacak. Radyoyu hafıf- ten açıp onu dinleyecek, kah- vemi yudumlayacak ve Tırmık yazacağım. "BirBoleroluk" za- man diliminde bitiremezsem beis yok. Ardından Dvorjak geliyor. Onun da ardından Smetana... ••• Olmuyor ama. Yazı yürümü- yor. Sebep, bitmiş haftanın birik- miş yorgunluğu değil. Zoria- yan, hafta içinde bitirilmesi ge- rekirken bitmeyip hafta sonuna sarkmış işlerin basıncı değil. Hiç değil. Bir yenilgi duygusu... (Ravel'in Bolerosu'nu ilk kez 1960'ın sonbahannda, Yenika- pı'nın yoksul meyhanelerinden birinde, Arap Teo, Kekeme Altay, Bülent Habora, Ada- nalı Tahir, Ataol Behramoğlu ile birlikte iki üç şişe şarap, iki üç saat şiir devirdikten sonra sığındığımız bir arkadaş evinde dinledim. İlk izlenimler önemlidir. Bana savaşı yitirmiş yorgun askerle- rin uzamış sakallan, kedeıii gözleri ve öne eğilmiş başlan ile kendilerini sürükleyerek bilme- dikleri bir yöne ve geleceğe yü- rüyüşlerini çağrıştırdı. Bülent Habora itiraz etmişti; birbirini izleyen ritmlerin gizil bir gücü çağırdığını, gitgideyükselen bir umudu aşıladığını söylemişti. Omuz silkmiştim. İlk izlenim önemlidir. Ravel'in Bolerosu bende hep "biryenil- gı"nin keder dolu şiirini çağnş- tınr). Radyoda Ravel'in Bolerosu çalıyor. içimde bir yenilgi duy- gusu... Çözülebilecekken çözülme- yen, bitebilecekken bitmeyen, uzlaşılabilecekken uzlaşılma- yan, ölümü kovabilecekken ko- vamayan zor bir haftanın so- nundayız. Ölümün üstesinden neden gelinemediğini, neyin engel ol- duğunu, engelin nereden kay- naklandığını biliyorum. Aynı an- da hem "içeride" hem "dışan- da" olabilen bir avuç gazeteci, hukukçu, hekim, mimar, aydın bu sorulann yanıtını biliyor. Ama bilmek, ölümü yenme- yeyetmiyor. Çözümün tıkandı- ğı bir hafta sonunda bir yandan koca tas kahveden yudumlar alarak (kahve zehir gibi), Ra- vel'in Bolerosu'nu dinleyerek (Ravel umutlar karartıyor, yenil- ginin acı şiirini müziğe dökmüş ha bire yineliyor), bilgisayarın tuşlannı döve döve yazarak (yazı, yazana bile lezzet vermi- yor, okuyanınvay haline) hafta sonu yaşanıyor... ••• Ben bu yazıyı bitirmek iste- miyorum. Zaten Ravel bitti. Kahve so- ğudu. Yazı da burada bitiversin... POLİTtKA GUNLUGU HtKMET ÇETİNKAYA Sevgi IMedin? Denize inen sokağın sonunda, eski ahşap evin köşesinde her sabah saat sekizde karşılaşınm onunla... Renk renk çiçekler vardı, eski zeytinyağı kutula- nnın içinde... Kış ve yaz çiçekleri llya Selvinski'nin dizelerini anımsatır bana... Çiçek kadın mavi bir gülümsemeyle "günaydın" derken bir sap kırmızı karanfıl uzatır hemen... O anda çağsal bir büyücülük yaşamı denizin dalgalanndan daha güçlüdür... Yaz ve kış iliklerine dek üşüdüğünü sanınm çiçek kadının... Bir bekleyiş içinde midir, değil midir bilmem!.. Geçmişi unutarak birilerinin döneceğini sanmak belki de Konstantin Simonov'un dizelerinde sak- lıdır ve çiçekçi kadın bunun hiç farkında değildir... Bir müzik çalar denizin karşısındaki tek katlı taş duvarlı evde... Bir başka kadın da bekleyiş içindedir o anda... "Bekle beni döneceğim Bütün gücünle bekle Bekle, san yağmurlar Hüzün getirdiğinde. Bekle karda tipide Bekle bunaltırken sıcak Bekle, kimseler beklemezken Geçmişi unutarak. Bekle uzak yerlerden Mektup gelmez olduğunda, Bekle birlikte bekleyenler • • Beklemekten usandığında." Tezgâhtaki güllere, kasımpatılara, kırmızı ve be- yaz karanfillere, sümbüllere, menekşelere bakanm... Düşsel bir yalnızlık içinde kaybolurum... Düşünceli çocuk ormanında bir ceylan kıvraklığın- da körpe sevdalan yakalanm; ikiyüzlülüğün ala- ca öfkesini unutur, tüm şaklabanlan görür gibi olu- rum... Bilmem şafağın ışını mıdır ağzından çıkan so- luk!.. Hainliğin öte yüzündeki değişkenlik, "emrin olur" yaklaşımı, kendine güvensizlik!.. Peki sevgi nedir söyler misiniz? ••• Kapatılmış kapılardan içeri girmek ne demektir? Çiçekçi kadın mavi mavi gülümsüyor... Bir çocuk bakıyor köşebaşında... Kâğıt helvacı, bin yıllık özlemin nakışını işliyor, sanki taş tannlannın kumlara gömüldüğü çöllere... Cecil Day Levvis'in anımsanmaz bozkır güneşi okyanusu bembeyaz bir ülkede yakalarken gelece- ğin resmini çiziyor... Denize doğru yürüyorum... Kendi çocukluğum küçük kentieri kuşatarak geçti... Tren saatlerini bekledi hep... Genç kızlann, erkeklerin yanm kalmış umutlannı Akhisar Gan'nda gördük ilk kez; yazlık sinemalar- da kaçak düşleri kovaladık; Izmir'de Kahraman- lar semtinde meyhanelerde buluştuk onyedistt»-' de... Onsekizinde Kadıköy'de 'Fıçı'da, yatılı okuldâh" kaçıp sevdanın adresini aradık; Spil Dağı eteklerin- de sevgiliyle laleler topladık... Kendi gençliğimizden bir tutam sevinç en gü- neşli gölgelere taşındığında yürek kıpırtısının sesini duyduk, bir bozkır yalnızlığını yaşadık... Düş denızlerınde kendi çocukluğumuzdan bi- riktirdiğimiz yaşamı solukladık!.. Hiç kıskanmadık!.. Sevgiyi yüreğimizden eksik etmedik!.. Bilir misiniz gece yalnızlığa yansır, ay ise hüzne!.. Dün sabah yine tam sekizde denize inen sokağın köşesinde ahşap evin önünde duruyordu çiçek- çi kadın... Dediki: "Kırmızı karanfilleri sizin için aldım bu sabah..." Gözlerinin içi gülüyordu... O anda kendi kendime sordum: "Peki sevgiyi çoğaltmak, yaşamı kucaklamak ne- dir?" ••• Vapur iskelesine doğru yürürken martılar havalan- dı... Aklıma, dostum Özdemir Ince'nin çok sevdiğim bir şiiri geldi: "Yorgun değilim seni beklemekten seni dûşlemekten geçen gün- lerden, yeniden başlasam da bir başka yenilgiye. Yorgun değilim ne aşktan ne dostluktan ne de ölümden, geceye gözlerimi açarak bakıyorum. Yorgun değilim ne acıdan ne umuttan ne de kori<udan sonbahaha birlikte kazıya başlıyorum Yorgun değilim ne geçmişten ne şimdiden ne de gelecekten; biryalnızlığım vardı, gittikçe aşıyorum." hikmet.cetinkaya(rt cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/513 90 98 Cumhuriyet k i t a p 1 a r ı Hikmet Çetinkaya BİR GUNEYDOGU GERÇEĞİ:NECLA Onun öyküsüyle hiç kimse fazla ilgilenraedi; on dört yaşında yaşamın kirli sulannda yok olup gitb... Sisli ve soğ^t bir Diyarbakır akşamıydı Karanhğın gri gölgesi evlenn, caddelenn, sokaklann üzerine düşüyordu... - CumhuriYrt Çağ Pazariama A.Ş. Turkocağı Cad. No'39/41 ^ kitap kulübü l 34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle