Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
1 7 ARALJK 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
ŞtL'lerde
öğrenci azaldı
• ANKARA (AA)-
Irnam-hatip liselerindeki
öğrenci sayısı geçen yıla
göre yüzde 32 oranında
döştü. Bu öğretim
yılında, Anadolu imam-
hatip liseleri, çok
programlı liselerin
bûnyesindeki bölümler
ve normal öğretim
yapan imam-hatip
Iiselerinde91 bin20
öğrenci öğrenim
görûyor. Oğrencilerin 44
bin 714'ükız, 46bin
906'sı erkek. İmam-
hatip liselerinde geçen
öğretim yılında, 66 bin
776'sı erkek, 67 bin
448'i kız olmak üzere
toplam 134 bin 224
öğrenci okuyordu. Bu
öğretim yılında 42 bin
604 öğrenci azaldığı
tespıt edildi. imam-hatip
liselerindeki kız
oğrencilerin sayısı,
erkek öğrencilere göre
daha fazla düştû. Kız
oğrencilerin bu liselere
gitme oranında geçen
yıla göre yüzde 33
azalma saptanırken
erkek öğrencilerdeki
azalma yüzde 29 olarak
belirlendi.
Tahtakıhç
toprağa verildi
• ANKARA
(Cumhuriyet Bûrosu) -
Eski Cumhuriyetçi
Köylü Millet Partisi
(CKMP) Genel Başkanı
Ahmet Tahtakıhç,
Maltepe Camisi'nde
kılınan cenaze
namazının ardından
Cebeci Asri
Mezarhğı'nda toprağa
verildi. Ankara'da 14
Aralık gecesi yaşamını
yitiren Ahmet Tahtakıhç
için ilk tören TBMM'de
yapıldı. Saygı
duruşunun ardından bir
süre tören kıtası
tarafuıdan(taşınan
Tahtakıhç 'ın cenazesi,
cenaze arabasıyla
Maltepe Camisi'ne
götürüldü. Cenaze
namazının ardından
Cebeci Asri
Mezarlığf na götürülen
Tahtakıhç'ın cenazesi,
burada toprağa verildi.
'Yeni bir
kurtuluş
savaşf
• ŞANLIURFA
(Cumhuriyet) - CHP
MYK üyesi Fikri Sağlar,
Türkiye'de yönetimi
değiştirmek için yeni bir
kurtuluş savaşı
mücadelesi gerektiğini
söyledi. Parti örgütünü
ziyaret eden Sağlar, bir
soru üzerine CHP Genel
Başkanhğı için artık
özverih olmayacağını da
belirtti. Sağlar,
"Partimizin içinde
ihtilaflı olan
arkadaşlanmızın sayısı o
kadar fazla ki birilerinin
özveride bulunması
gerekiyordu. Özverili
olan çıkmayınca yaşı en
küçük olarak benim
bulunmam gerekiyordu.
Zannederim artık benim
de yaşım tutacak
seviyeye geldi" dedi.
Kutan Banğ'da
• ELAZIĞ
(Cumhuriyet) - FP
Genel Başkanı Recai
Kutan, ikndar ve
muhalefet partilerinin
bir araya gelerek yeni
bir af teklifi hazırlaması
gerektiğini söyledi.
Kutan, Erbakan'la ilgili
bir soru üzerine de,
"Erbakan'ın ocak
ayında hapse
gırebileceğini yayan
bazı medya gruplanna
ragmen ben Erbakan'ın
hapse girmeyeceğini
düşünüyorum" dedi.
Kutan daha sonra
Malatya'ya gitti.
Hükümet, anayasaya aykınlığını Türk'ün de kabul ettiği tasanyı Köşk'e yeniden gönderiyor
Hükümet afta direniyorANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu)- Hükümet ortaklan. af ya-
sasında yer alan anayasaya ay-
kınlıklan gidermek yerine
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet
Sezer'e direnmeyi tercih etti.
Başbakan Bûlent Ecevit, ortak-
lan Mesut Yılmaz ve Devlet
Bahçeti'yle yaptığı kısa süreli
doruğun ardından, "sosyal ge-
rekçelerle yasanın yeniden
Cumhurbaşkanı'na gönderil-
mesinin uygun bulunduğu"nu
söyledi. Adalet Bakanı Hikmet
Sami Tûrk'ün de Cumhurbaş-
kanı'nın gerekçelerinin bazıla-
nna katıldığını söylemesine
karşın hükümetin anayasaya ay-
krn şarth salıverme metni üze-
rinde direnmesi dikkat çekti.
Hükümet ortaklan yasanın
bayram öncesinde yeniden Çan-
kaya Köşkü'ne sunulmasını
sağlamak için önümüzdeki haf-
ta TBMM'deki süreci hızlandır-
mayı planlıyor. TBMM Anaya-
sa Komisyonu'nun yann, Ada-
let Komisyonu'nun da sah gü-
nü af yasasını gündeme alması
bekleniyor. Iç tüzükte belirtilen
48 saatlık süre beklenihneden
Danışma kurulu karanyla çar-
şamba günü bütçe görüşmeleri-
nin tamamlanmasından sonra
yasanın genel kurulda görüşül-
mesi bekleniyor.
Dün gerçekleşnrilen ve 35 da-
kika süren, Adalet Bakanı
Türk'ün kaülmadığı doruğun ar-
dından basının önüne birlikte çı-
kan üç lider adına bir açıklama
yapan Ecevit, şunlan söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanı'nın,
şarth salıverme yasasını TB-
MM'ye geri yoUaması üzerine
koalisyon partilerinin genel baş-
kanlan olarak bir durum değer-
lendirmesi yapok. Yasayıtekrar
Sayın Cumhurbaşkanı'na sun-
manın sosyal açıdan uygun ola-
cağı sonucuna vardık. Önümüz-
deki hafta TBMM'de gerekli
prosedürün işierlik kazanması
için güişimde bulunacağız."
Ecevit, "Hiçbir değişiklikya-
pdmayacak mı" sorusuna, "Ar-
nk MecUVteki duruma bağh.
Elimizden geleni yapacağız" ya-
nıtını verdi. Ecevit, Sezer'in
uyanlannuı anımsatılması üze-
rine. "Efendim,butarüsmalara
gÜTneyiz" diye konuştu.
MHP Genel Başkanı ve Baş-
bakan Yardımcısı Devlet Bah-
Şartlı salıverme yasası
FP'de Erbakan
tedirginliği
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - Cum-
hurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer' in şartla sa-
lıverme yasasını TBMM'ye iade etmesinin
ardından affin rafa kalkma olasılığının güç-
lenmesi dinci kesimde, kapatılan RP'nin si-
yasi yasaklı Genel Başkanı Necmettin Erba-
kan'ın cezaevine girmesi konusunda tedir-
ginliği arttırdı.
Hükümet. eski Cumhurbaşkam Süleyman
Demirel'in geçen yıl iade ettiği yasayı yeni-
den köşke gönderirse Erbakan'm cezaevine
girişi kesinleşecek. Çünkü, Demirel tarafuı-
dan yeniden görüşülmek üzere iade edilen
yasadaErbakan'a ilişkin herhangi bir düzen-
leme yer almıyor. Erbakan'ı kurtarmak için
hükümetin 14 Ocak 2001 tarihine kadar ya-
sal düzenleme yapması gerekiyor, ancak or-
taklann yalnızca Erbakan için yasa çıkara-
bilmesinin zorluğuna dikkat çekiliyor.
Af yasasının iadesı, FP ile affin çıkanlma-
sı konusunda pazarlık yapan hükümeti sı-
kıntıya soktu.
Necmettin Erbakan'ı, 4 ay 26 günlük ce-
zasuu çekmek için gireceği cezaevinden kur-
tarmak için, 14 Ocak 2001 tarihine kadar hü-
kümet ortaklannın anlaşarak yeni bir yasal
düzenlemeyi Meclis'ten çıkarmalan ve Se-
zer'in bunu onaylaması gerekiyor. Ancak
MHP'deki bir grubun Erbakan'ın kurtanl-
masuıa sıcak bakmadığı ve daralan zaman
dikkate almdığından hükümetin bunu pek de
kolay yâpamayacağı belirtiliyor. Eski Cum-
hurbaşloifiı Süleyman Demirel taranndan ge-
çen yıl Meclis'e iade edilen yasa, hükümet
ortaklannın anlaşarak yeniden köşke gön-
dermelen durumunda bu düzenlemede Erba-
kan'a ilişkin hüküm bulunmaması nedeniy-
le özgürlük yolu açılamayacak. Eğer hükü-
met ortaklan Demirel tarafından iade edilen
yasada değişiklikler yaparak Cumhurbaşka-
nı Sezer'in onayına sunarlarsa yeni takdir
hakkı doğacak.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
m.kartcg superonline.com.tr
Cumhurbaşkanı 'nın afyasasını TBMM'ye iade etmesifarklı tepkilere neden oldu
'Aynmsız genel af çıkanlmahdır
9
tstanbul Haber Servisi - Cum-
hurbaşkanı Ahmet Necdet Se-
zer'in af yasası olarak bilinen
"şartü sauverme yasası"nı bir
kez daha görüşülmek üzere TB-
MM'ye iade etmesi farklı tepki-
lere neden oldu. Yasa tasansının
veto edilmesiyle ınsanlann duy-
gulan ile oynayan tutumlara bir
yenisinin daha eklendığini be-
lirten Emeğin Partisi. "Vetodan
yararlanarak aynmsız genel af
çıkanlmahdn-" dedi. Insan Hak-
lan Derneği (İHD). vetonun ye-
ni bir şansa dönüştürülebileceği-
ni belirtirken kızmı trafik kaza-
sında kaybeden Boray Uras ise
u
Kanun çıksaydı mahkûmlar ai-
lelerine kavuşacaklarth araa ev-
ladını. anne-babasını kaybeden-
ler hiçbir zaman kavuşamaya-
caklar" dedi.
Emeğin Partisi (EMEP) Ge-
nel Başkan Yardımcısı Mehmet
Kıhnyadan yaptığı yazılı açıkla-
mada, af yasasmın veto edilme-
sinin sorumsuzca sürdürülen af
tartışmalanna yeni bir halka da-
ha eklediğini söyledi. Af tartış-
malanyla onbinlerce mahkûm
ve yakınımn umutlan ile adeta
dalga geçildiğini ifade eden Kı-
lmçaslan, vetoyu "hukuk ve si-
yasette Uketilik" adına umutla-
nn söndürühnesi olarak niteledi.
Cumhurbaşkam Sezer'in yasayı
onaylayıp Anayasa Mahkeme-
si'ne gönderebilme olanağına
sahipken veto etmesini eleştiren
Kıhnçaslan, "Yönetenler tara-
findan af tartışmalannın başın-
dan beri sürdürülen sorumsuz,
ciddiyetsiz ve insanlann duygu-
lannı ayaklar ahına alan tutum-
lara yeni bir halka daha eklendi.
Asıl sorgulanması gereken yöne-
tenkrin af komısundaki yakla-
şunlandu-" dedi. Kılınçaslan.
yasanın veto edilmesinden ya-
rarlanarak TBMM'nin sıyasi
mahkûmlan da kapsayan "Ay-
nmsız bir genel af yasasını'' çı-
karmasını istedi.
hısan Haklan Derneği Istan-
bul Şubesi'nden yapılan yazılı
açıklamada, şarth tahliye yasa-
smın hiçbir demokratik kriter ile
açıklanamayacak ölçüde aynm-
cı hükümler taşıdığı belirtilerek
"Bu yasanm Cumhurbaşkanı ta-
ranndan veto edilmesi yeni bir
şansa dönüştürulebiBr" denildi.
"Suçu üretenin asıl olarak an-
tidemokratik sistem olduğu" dü-
şüncesinden yola çıkarak "ay-
nmsız genel affi" savunduklan
ifade edilen açıklamada şu gö-
rüşlere yer verildi: "tnsan hak-
lan savunuculan olarak cum-
hurbaşkamnın \ctosunun ardın-
daki tüm gerekçelere katılma-
makla birlikte eşitiık ilkesi gerek-
çesini önemti buluyoruz. Demok-
rarikleşme ve srvilleşme. önemh
bir ihtiyaç. Bunun ilk adımlann-
dan biri de avnmsız genel af ola-
cakür."
Bağdat Caddesı'ndeki trafik
kazasında kızmı kaybeden Bo-
ray Uras, milletvekillerine "af
çıkarmalan için vekâlet verme-
düderini" söyledi. Türkiye Dev-
rimci Işçi Sendikalan Konfede-
rasyonu (DİSK) Genel Başkanı
Süleyman Çelebi, yasanın, Sezer
tarafından iade edilmesinin
olumlu olduğunu belirterek
"Hükümet ve~TBMM, kamu
vicdanmı rahatsız etmeyecek, de-
mokrasi ve toplunısal banş için
ileri bir adım olabifecek kanun
çıkarmahdır" dedi.
çeli de doruğun ardından katıl-
dığı iftaryemeğinde gazetecile-
rin sorulannı yanıtlarken "Ana-
yasadaki prosedür çahşacaknr.
TBMM'de bu konu tekrar ele
ahnacak, zannediyorum bay-
ram öncesine de yetiştirilecek-
tir" dedi. Ancak aynı yemekte
bulunan Devlet Bakanı Rama-
zan Mirzaoğlunun, "Gündeme
getirUmesi, mutlaka düzeltüme-
si gereken konular var. Onlar
düzehikrek benimsendi" değer-
lendirmesi dikkat çektı.
Başbakan Ecevit'in dün FP li-
den Recai Kutan'ı telefonla ara-
dığı, ancak görüşemediği
öğrenildi. Malatya'da bulu-
nan Kutan'ın "Yolda tele-
fonla görüşmek zor" diye-
rek görüşmenin bugün ya-
pılmasını istediği belirtildi.
DYP Genel Başkanı
Tansu Çiller de hükümet
ortaklannın karannı "va-
hun bir hata" olarak nite-
ledi. Tansu Çiller, yasanın
aynen geçmesi durumunda
Anayasa Mahkemesi kana-
lıyla kapsamının genişle-
yeceğine ve herkesin ya-
rarlanacağına dikkat çeke-
rek "Ne yapmak istiyorsu-
nuz bir terörist başuun af-
tan yaraıianmasuun yolu-
nu mu açmak istiyorsu-
nuz" dedi.
Adalet Bakanı Hikmet
Sami Türk, Sezer'in afta
dikkat çektiği çelişkilerin
kabul edilen sistemin kaçı-
nıhnaz sonuçlan olduğu-
nu savundu. Türk, yeni bir
affin ba>Tama yetişmesi-
nin hükümet ortaklannın
anlaşmasına bağh olduğu-
nu söyledi.
Türk, Sezer'in gerekçe-
sinde yer alan "davanın er-
tetenmesi" kavTamının hu-
kukta ilk kez dile getirildi-
ğine ilişkin görüşüyle ilgi-
li olarak "Ashnda cezala-
nn ertelenmesidir. Türki-
ye'de ilk kez değil; 1997. da-
ha sonra 1999 yılında basm
ve yayın yoluyla işlenmiş.
suçjara ilişkin dava veceza-
lann erteİenmesine ilişkin
kanun çıkarümıştır. Ana-
yasa MahkemesL sistemde
anayasaya a>kınlık görme-
miştir. Eşitsizlik gördüğü
ibare>i de iptal ermiştir"
diye konuştu.
Cumhurbaşkanı'nm ge-
rekçelerinin bir kısmma
katıldığuıı, bir kısmına ise
çeşitli noktalarda eleştiri-
lerinın bulunduğunu anla-
tan Türk, şöyle konuştu:
"Saym Cumhurbaşkanı,
daha önce kendisinin de
Anayasa Mahkemesi'nde
oldugu bir dönemde, 1991
yümda çıkanlan Terörle
Mücadele Kanunu'nun ge-
çici maddelerinde düzenle-
nen şarth sah>ermeyle ilgi-
li bazı hükümlerin iptalin-
deki gerekçeyi beürtiyor.
Bu gerekçe, infaz rejimi
başladıktan sonra buna ta-
biolanlar arasında bir eşit-
Ukolduğudur. Anıa anaya-
sa, doğrudan doğru> a ken-
disi suçlar arasında bir ay-
nm yapmışür. Dolayısıyla
suçlar arasında bir aynm
yapılabilir."
Sezer'in cezaevterinde
mevcudun azaltılması için
af yetkisinin kullanıhnası-
na ilişkin eleştinsini anım-
satan Türk, bunun yanlış
anlaşıhnış bir düşünce ol-
duğunu söyledi.
IRMIKIAYDIN ENGtN aenginfa doruk.net.tr
Zor bir haftaydı. Onu zor kı-
lan nedenleri aşamadan bitti.
Hafta içinde medya kuruluş-
lan an kovanı gibidir. Sesler,
uğultular, açık televizyonların
aralıksız yaydıklan ses kiriiliği,
radyonun haberi habere ekle-
yen bit'p tükenmeyen akışı, gö-
rüşmeye gelenler, iş görüşme-
sine gelenler, ziyarete gelenler,
sohbete gelenler, hatır sorma-
ya gelenler, övmeye gelenler,
azarlamaya gelenler...
Bu hayhuy arasında yazı ye-
tiştirirsiniz; yönettiğiniz radyo-
nun bitmeyen ve işin doğası ge-
reği hiç brtrnemesi gereken so-
runlanna çözüm ararsınız; bitti
dediğiniz işin ardında beş iş da-
ha kuyruğa girmiş suratınıza
bakıp çözüm beklemektedir.
Kahvenizi "mola"larda değil,
işin içinde içersiniz. Akşam olur,
iş sürer. Gece olur dayak yemiş
gibi yorgun eve döner, yatağa
taş gibi düşer ve ertesi sabah
için enerji depolamaya çabalar-
sınız. Haftanın günlen birbirine
Ravel'in Bolerosu ve Bir Tas Kahve
yorgunluk ve bitirilmemiş işler
devreder.
Ama ne olursa olsun bir an
gelir, hafta biter. Cumartesidir.
An kovanı gibi işleyen ve
uğultular saçan binalar yadır-
gatıcı bir sessizliğe kavuşur.
Koridorlarda telaşlı adımlarla
seğirtenler iyiden iyiye seyrek-
leşir.
• * •
Zor bir haftaydı. Onu zor kı-
lan nedenler, aşılamadan bitti.
Koca NTV binasında alıştlmadık
bir sükûnet. Ufak tefek işleri sa-
bahtan bitirdik. Sıra Tırmık'te.
Tam da sırası işte. Saat 13
ve dört dakika sonra radyoda
Ravel'in Boterosu başlayacak.
Romanlardaki, filmlerdeki
"yazar"lara özendim. Koca bir
tas kahve doldurdum. Masa-
ma çöktüm. Şimdi Ravel'in Bo-
lerosu çalacak. Radyoyu hafıf-
ten açıp onu dinleyecek, kah-
vemi yudumlayacak ve Tırmık
yazacağım. "BirBoleroluk" za-
man diliminde bitiremezsem
beis yok. Ardından Dvorjak
geliyor. Onun da ardından
Smetana...
•••
Olmuyor ama. Yazı yürümü-
yor.
Sebep, bitmiş haftanın birik-
miş yorgunluğu değil. Zoria-
yan, hafta içinde bitirilmesi ge-
rekirken bitmeyip hafta sonuna
sarkmış işlerin basıncı değil.
Hiç değil.
Bir yenilgi duygusu...
(Ravel'in Bolerosu'nu ilk kez
1960'ın sonbahannda, Yenika-
pı'nın yoksul meyhanelerinden
birinde, Arap Teo, Kekeme
Altay, Bülent Habora, Ada-
nalı Tahir, Ataol Behramoğlu
ile birlikte iki üç şişe şarap, iki
üç saat şiir devirdikten sonra
sığındığımız bir arkadaş evinde
dinledim.
İlk izlenimler önemlidir. Bana
savaşı yitirmiş yorgun askerle-
rin uzamış sakallan, kedeıii
gözleri ve öne eğilmiş başlan ile
kendilerini sürükleyerek bilme-
dikleri bir yöne ve geleceğe yü-
rüyüşlerini çağrıştırdı. Bülent
Habora itiraz etmişti; birbirini
izleyen ritmlerin gizil bir gücü
çağırdığını, gitgideyükselen bir
umudu aşıladığını söylemişti.
Omuz silkmiştim.
İlk izlenim önemlidir. Ravel'in
Bolerosu bende hep "biryenil-
gı"nin keder dolu şiirini çağnş-
tınr).
Radyoda Ravel'in Bolerosu
çalıyor. içimde bir yenilgi duy-
gusu...
Çözülebilecekken çözülme-
yen, bitebilecekken bitmeyen,
uzlaşılabilecekken uzlaşılma-
yan, ölümü kovabilecekken ko-
vamayan zor bir haftanın so-
nundayız.
Ölümün üstesinden neden
gelinemediğini, neyin engel ol-
duğunu, engelin nereden kay-
naklandığını biliyorum. Aynı an-
da hem "içeride" hem "dışan-
da" olabilen bir avuç gazeteci,
hukukçu, hekim, mimar, aydın
bu sorulann yanıtını biliyor.
Ama bilmek, ölümü yenme-
yeyetmiyor. Çözümün tıkandı-
ğı bir hafta sonunda bir yandan
koca tas kahveden yudumlar
alarak (kahve zehir gibi), Ra-
vel'in Bolerosu'nu dinleyerek
(Ravel umutlar karartıyor, yenil-
ginin acı şiirini müziğe dökmüş
ha bire yineliyor), bilgisayarın
tuşlannı döve döve yazarak
(yazı, yazana bile lezzet vermi-
yor, okuyanınvay haline) hafta
sonu yaşanıyor...
•••
Ben bu yazıyı bitirmek iste-
miyorum.
Zaten Ravel bitti. Kahve so-
ğudu.
Yazı da burada bitiversin...
POLİTtKA GUNLUGU
HtKMET ÇETİNKAYA
Sevgi IMedin?
Denize inen sokağın sonunda, eski ahşap evin
köşesinde her sabah saat sekizde karşılaşınm
onunla...
Renk renk çiçekler vardı, eski zeytinyağı kutula-
nnın içinde...
Kış ve yaz çiçekleri llya Selvinski'nin dizelerini
anımsatır bana...
Çiçek kadın mavi bir gülümsemeyle "günaydın"
derken bir sap kırmızı karanfıl uzatır hemen...
O anda çağsal bir büyücülük yaşamı denizin
dalgalanndan daha güçlüdür...
Yaz ve kış iliklerine dek üşüdüğünü sanınm çiçek
kadının...
Bir bekleyiş içinde midir, değil midir bilmem!..
Geçmişi unutarak birilerinin döneceğini sanmak
belki de Konstantin Simonov'un dizelerinde sak-
lıdır ve çiçekçi kadın bunun hiç farkında değildir...
Bir müzik çalar denizin karşısındaki tek katlı taş
duvarlı evde...
Bir başka kadın da bekleyiş içindedir o anda...
"Bekle beni döneceğim
Bütün gücünle bekle
Bekle, san yağmurlar
Hüzün getirdiğinde.
Bekle karda tipide
Bekle bunaltırken sıcak
Bekle, kimseler beklemezken
Geçmişi unutarak.
Bekle uzak yerlerden
Mektup gelmez olduğunda,
Bekle birlikte bekleyenler • •
Beklemekten usandığında."
Tezgâhtaki güllere, kasımpatılara, kırmızı ve be-
yaz karanfillere, sümbüllere, menekşelere bakanm...
Düşsel bir yalnızlık içinde kaybolurum...
Düşünceli çocuk ormanında bir ceylan kıvraklığın-
da körpe sevdalan yakalanm; ikiyüzlülüğün ala-
ca öfkesini unutur, tüm şaklabanlan görür gibi olu-
rum...
Bilmem şafağın ışını mıdır ağzından çıkan so-
luk!..
Hainliğin öte yüzündeki değişkenlik, "emrin olur"
yaklaşımı, kendine güvensizlik!..
Peki sevgi nedir söyler misiniz?
•••
Kapatılmış kapılardan içeri girmek ne demektir?
Çiçekçi kadın mavi mavi gülümsüyor...
Bir çocuk bakıyor köşebaşında...
Kâğıt helvacı, bin yıllık özlemin nakışını işliyor,
sanki taş tannlannın kumlara gömüldüğü çöllere...
Cecil Day Levvis'in anımsanmaz bozkır güneşi
okyanusu bembeyaz bir ülkede yakalarken gelece-
ğin resmini çiziyor...
Denize doğru yürüyorum...
Kendi çocukluğum küçük kentieri kuşatarak
geçti...
Tren saatlerini bekledi hep...
Genç kızlann, erkeklerin yanm kalmış umutlannı
Akhisar Gan'nda gördük ilk kez; yazlık sinemalar-
da kaçak düşleri kovaladık; Izmir'de Kahraman-
lar semtinde meyhanelerde buluştuk onyedistt»-'
de...
Onsekizinde Kadıköy'de 'Fıçı'da, yatılı okuldâh"
kaçıp sevdanın adresini aradık; Spil Dağı eteklerin-
de sevgiliyle laleler topladık...
Kendi gençliğimizden bir tutam sevinç en gü-
neşli gölgelere taşındığında yürek kıpırtısının sesini
duyduk, bir bozkır yalnızlığını yaşadık...
Düş denızlerınde kendi çocukluğumuzdan bi-
riktirdiğimiz yaşamı solukladık!..
Hiç kıskanmadık!..
Sevgiyi yüreğimizden eksik etmedik!..
Bilir misiniz gece yalnızlığa yansır, ay ise hüzne!..
Dün sabah yine tam sekizde denize inen sokağın
köşesinde ahşap evin önünde duruyordu çiçek-
çi kadın...
Dediki:
"Kırmızı karanfilleri sizin için aldım bu sabah..."
Gözlerinin içi gülüyordu...
O anda kendi kendime sordum:
"Peki sevgiyi çoğaltmak, yaşamı kucaklamak ne-
dir?"
•••
Vapur iskelesine doğru yürürken martılar havalan-
dı...
Aklıma, dostum Özdemir Ince'nin çok sevdiğim
bir şiiri geldi:
"Yorgun değilim
seni beklemekten seni dûşlemekten geçen gün-
lerden,
yeniden başlasam da bir başka yenilgiye.
Yorgun değilim
ne aşktan ne dostluktan ne de ölümden,
geceye gözlerimi açarak bakıyorum.
Yorgun değilim
ne acıdan ne umuttan ne de kori<udan
sonbahaha birlikte kazıya başlıyorum
Yorgun değilim
ne geçmişten ne şimdiden ne de gelecekten;
biryalnızlığım vardı, gittikçe aşıyorum."
hikmet.cetinkaya(rt cumhuriyetcom.tr
Faks numaramız: 0212/513 90 98
Cumhuriyet
k i t a p 1 a r ı
Hikmet Çetinkaya
BİR GUNEYDOGU
GERÇEĞİ:NECLA
Onun öyküsüyle hiç kimse fazla ilgilenraedi; on dört yaşında
yaşamın kirli sulannda yok olup gitb...
Sisli ve soğ^t bir Diyarbakır akşamıydı Karanhğın gri gölgesi
evlenn, caddelenn, sokaklann üzerine düşüyordu...
- CumhuriYrt Çağ Pazariama A.Ş. Turkocağı Cad. No'39/41
^ kitap kulübü l
34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96