Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16ARALIK 2000 CUMARTESİ
6 HABERLER
Cumhurbaşkanı 'hukuka aykırı' bulduğu şarth sahverme yasasını TBMM'ye geri gönderdi
Af. Sezer'den döııdüANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer,
kamuoyunda af yasası olarak bılinen
şarth sahverme yasasını TBMM'ye ia-
de ederken hükümete hukuk dersi ver-
di. Sezer, dün akşam saatlennde açıkla-
dığı 6 sayfalık gerekçesınde, anayasa ve
hukuka aykınhklan tek tek ırdeleyerek
yasanın "tophım vkdanını incitecek, hu-
kuka, adalete aykın ve kamu huzunınu
bozacak" ıçenkte olduğunun altını çız-
dı. Sezer, "karmaşık" olarak nitelediğı
yasanın "çeüşkikr vumağını" banndır-
dığını anlatarak "Iyi halli olmamalan
nedeniyle şartiı satavenneden yararlana-
nıayaniarvasakapsarnnagirerkenbuku-
ratta, iyi halB olmalan nedeniyleşarthsa-
hverflenler yasadan yararianamamak-
tadır. Ohımsuzluğun ödüDendirikliği bir
hakstzhk ortaya çıkmaktadır'' uyansm-
da bulundu.
"Cezaevkrinin mevcuduiHin azatal-
maagibi 'hukuksal değerden yoksun dü-
şüncelerle' afye(kisininkııllaıubnası,top-
hımda adalete veyasalara duyulan güve-
ni azatar" dıyerek hükümetın gerekçe-
lennın temelsızlığını açıkça ortaya koyan
Cumhurbaşkaru Sezer, yasanın yayımlan-
masının "devtetin temeli adaJettir" inan-
cını yok edeceğını ve yurttaşlann adale-
te güvenini sarsacağını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se-
zer'in TBMM'ye gönderdiği 6 sayfalık
gerekçesinin tam metni şöyle:
Karmasık. çellsklll
Yasanın l. maddesırun l. fikrası, 23
Nisan 1999 gününe kadar işlenen suç-
lar nedeniyle verilen ölüm cezalannın ye-
rine getirilmeyeceğine ilişkındir. Aynı
maddenın 2. fıkrasında, duraksamaya
yol açacak, çelışkılı ve karmaşık bırdü-
zenleme öngörülmektedır. Bu fıkranın bı-
rinci bendınde, müebbet ağır hapıs ce-
zasına hükûmlü olanlann çekmelen ge-
reken toplam cezalanndan, şahsi hürn-
yeti bağlayıcı cezaya mahkûm edılenle-
rin toplam hükûmlülük süresinden, bir
defaya mahsus, on yıl ındirileceği belir-
tılmektedır. Aynıfikranınikincı bendin-
de, yapılan on yıllık ındinmden sonra,
ceza süresı ya da hükûmlülük süresi dol-
muş olarüann. iyi halli olup olmadıkla-
nna bakılmaksızın, derhal; tabi olduk-
lan ınfaz hükümlenne göre çekmelen ge-
reken toplam cezalan on yıldan fazla
olanlann ise fazla olan cezalannı çeknk-
ten sonra şartla salıverilecekleri kurala
bağlanmıştır.
Koşulsuz af
"Tabi oMuklan infaz hükümlerinegö-
re çekmeleri gerekentoplam cezalardan"
söylemıyle, on yıllık ındınm hesaba ka-
tümadan şartla sahvermeden yararlan-
mak ıçın çekilmesi gerekli ceza süresi-
nin amaçlandığı anlaşılmaktadır. Buna
göre, hükümlünün on yıllık ceza indın-
minden başka, süresı dolduğunda, ayn-
ca şartla sahvermeden de yararlanaca-
ğı, dolayısıyla on yıllık indirim süresı-
nin koşulsuz bir af niteliğınde olduğu so-
nucuna vanlmaktadır.
Ancak. bu sonuç, on yıllık indırimle
hükûmlülük süresı dolmuş olanlann şart-
sız salıvenlmelen yenne şartla salıveril-
melerinin öngörülmüş ohnasıyla bağ-
daşmamaktadır.
Yasanın l. maddesinin 4. fikrasında,
üst smın on yılı geçmeyen şahsi hürri-
yeti bağlayıa cezalan gerektiren suçlar-
dan dolayı hakkında hazırlık ya da son
soruşturma açıhnış ya da hüküm veri-
hp de kesinleşmemiş sanıklann davala-
ruun açılmasınm ya da kesin hükme
bağlanmasmm erteleneceği öngörül-
müştür.
510 slstem
Yukanda açıklanan duruma göre, ya-
sada üçlü bir sistem oluşturulduğu an-
laşılmaktadır:
a) Hükûmlülük sürelerinden on yıllık
indirim yapılmasına karşın çekmeleri
gereken cezalar on yıldan fazla olanlar,
onyıllık ındinmden yararlanacakJan gi-
bi, çekılmesi gerekli ceza süresini ta-
mamladıklannda, şartla salıvermeden
de yararlanacaklardır.
b) On yıllık indirim yapıldıktan son-
ra hükûmlülük süresi dolanlar, madde-
ye göre hükümlülük süreleri dolmasına
karşın şartla salıverme rejimine tabi kı-
lınacaktır.
c) Cezanın üst smın on yılı geçmeyen
bir suç nedeniyle haklannda soruşturma
başlatılanlar içın de dava açılması ya da
davanın kesin hükme bağlanması erte-
lenecektir. .
llk ıkı sıstemde çekilmesi gerekli ce-
za süresinın kısaltılması, üçüncü sistem-
de cezanın hiç çekilmemesi amaçlan-
makla birlikte, bu sonuca, ilkinde, afla;
ikincisinde, ceza indirimi sonucu şartla
salıvermeden yararlanmak için çekilme-
si gerekli ceza süresinde indirim yapıl-
masıyla; üçüncüsünde, davalann erte-
lenmesine olanak sağlanarak ulaşılmak
istenilmiştir.
1991de Iptal edllmlstl
3713 sayılı Terörle Mücadele Yasa-
sı'nın, 8.4. 1991 gününe kadar işlenen
suçlann faillen açısından şartla salıver-
meden yararlanabilmek için çekilmesi ge-
rekli ceza süresi konusunda suç türüne
göre farklı düzenlemeler öngörülmüş
ohnası, Anayasa Mahkemesi'nce ıptal ne-
deni sayılmıştır.
• Cumhurbaşkanı Sezer, şarth sahverme yasasında hukuk devleti ve
eşitlik ilkesine aykın düzenlemelere yer verildiğini belirtti. Sezer,
gerekçesiyle birlikte hükümete gönderdiği yasayı "karmaşık" olarak
niteledi ve yasanın çelişkilerle dolu olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı, "Cezaevlerinin mevcudunun azaltıhnası gibi
hukuksal değerden yoksun düşüncelerle af yetkisinin kullamlmasmın"
toplumda adalete ve yasalara duyulan güveni azaltacağının altını çizdi.
Anayasa Mahkemesl
kararından alıntılar
Anayasa Mahkemesi'nın 19.07.1991
günlü E.1991/22, K. 1991/15 sayılı ve
19.09.2000 günlü E. 1999/39, K.2000/23
sayılı kararlannda şu değerlendırmeler
yapılmıştır:
Suç ve ceıa
Suçlu topluma uyum zorluklan gös-
teren ve uyumsuzluğunu suç işlemek-
le açığa vuran kimsedu. Cezanın cay-
dmcılığı ve suclunun toplumla uyum sağ-
layabilmesi, başka bır deyişle topluma
yeniden kazandınlması, ceza politika-
suıın temel ilkesmi oluşturur. Toplu-
mun suça verdiğı önem ve suçun ağır-
lığı, cezanın farklılaştınlmasına ya da
ağırlaştınlmasına esas olur. Bu husus,
devletm cezalandırma polıtıkasına uy-
gun olarak yasa koyucunun bu konuda-
kı değerlendirmesine ve takdirine göre
tadır. Böylece, infaz süresuıce eşıt ve
aynı durumda bulunan mahkûmlar ara-
sında aynm yapılması, anayasamn, hu-
kuk devleti ve yasa önünde eşitlik ilke-
lerine uygun düşmemektedir.
Aynı gerekçelenn bu yasa yönden de
geçerh olması söz konusudur.
Mağdurlar IncffllmemeH
Anayasanın 87. maddesınde, 14. mad-
dedeki eylemlerden dolayı hûküm gi-
yenler aynk olmak üzere, genel ve özel
af ilanına karar vermek yetkisinin
TBMM'ye ilişkin olduğu belirtilmiştir.
Affin kapsamını behrlemek, kimi suç-
lan ışleyenleri aftan yararlandınrken ki-
mılennı aynk tutmak ya da daha az ya-
rarlandırmak, yasa koyucunun takdirine
bırakılmıştır.
Ancak, bu yetki kullarulırken Cumhu-
nyetin nitelikleri arasında sayılan "top-
hımun huzunı", "adaktanlayç" ve "hu-
kuk devfcti" kavramlaruun ve herkesın
çuna ilişkin 191.; ılk fıkrasında iki ay-
dan altı aya kadar, ikincı fıkrasında bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngö-
rülen fırara ilişkin 298. maddeleri gibi
kısa süreli hürriyeti bağlayıcı yaptınm
öngören Türk Ceza Yasası'nm çok sa-
yıda kuralı, kapsam dışında bırakılmış-
tiı.
çifte standartlı yaklasım
Yasadaki bir başka çelişki, benzer ni-
telikte suçlan birlikte kapsam dışında
tutması ya da kapsam içine alması ge-
rekirken farklı uygulamalar öngörülmüş
olmasıdır. Türk Ceza Yasası'nm, ırza
geçme ya da ırza tesaddi eylemleri ne-
deniyle mağdurun ölümüne sebebiyet
veren faile müebbet ağır hapıs cezası
öngörülen 418. maddesi kapsam dışın-
da bırakılırken kaçınlan kimsenin ölü-
müne neden olanlar için müebbet ağırha-
pis cezası yapnnmı öngörülen 439. mad-
deye aykın davrananlann, yasadan ya-
Adalet Bakanı Türk, kişiye özel diizenleme yapılmayacağını söyledi
Erbakan'a cezaevi yolu göründü
ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer'in Af
Yasası'nı TBMM'ye iade
etmesi, kapaOİan RP'nin
siyasi yasaklı lideri
Necmertin Erfoakan'a
cezaevi yolunu açtı.
TBMM'ninl4Ocak2001
tarihine kadar yeni bir
düzenleme yapmaması
dunımunda Erbakan, 4 ay
26 gün hapis yatmak için
cezaevine girecek. Adalet
Bakam Hikroet Sami
Tûrk, Erbakan için
düzenleme
yapılamayacağını
belirterek "Kişfler için özel
bir dûzenlenw yapdanuz"
dedi. Cumhurbaşkaru'nın
geri gönderme karan,
cezaevlerinde ilk aşama
aftan yararlanacak 35 bin
mahkûm kadar, kapatılan
RP'nin lideri Erbakan'ı da
yakmdan ilgılendiriyor.
Adalet Bakanı Hikmet
Sami Türk, dün
gazetecilerin "Kapatdan
RP'nin Genel Başkanı
Necmetön Erbakan'm bu
durumda 14 Ocak'ta
cezaevine ginnesi söz
koausu. Yeni bir
düzenleme yapdacak mı"
sorusu üzerine, yeni bir
düzenleme
yapılmayacağını söyledi.
Türk, "Kişfler için özel bir
düzenleme yapıbunaz.
Hukuk genel ve soyuttac
Hukukun genel ve smut
Bkderi doğnütusunda
bundan herkes yanuiamr
ve herkes sonuçlanna
katiuur. Sa>m Erbakan
için de bu çerçevede
değişiktiğidüşünmek
Uzun" diye konuştu. ¥?
Genel Başkanı Recai
Kntan da, gazetecilerin
"Erbakan'm durumu ne
olacak" sorusuna, "Bu
yasa eğer partamentodan
tekrar geçerse bu
durumda probiem yok.
Ancakuyuşmazhkohırve
zamamnda şarth tahhye
yasası çıkmazsa yasalar
gereği infaz uygulanır''
yanıtmı verdi.
MCV'Yİ ÖVDÜ - FP'ye >akmbğıyla biünen ve pek
çok şubesi mühürfcnen MUM GençKk Vakfi'mn Ma-
vi Marmara Et Lokantası'nda vmliği iftar yemeğine
katüan Erbakan, afyasasıyla ilgili gazetecilerin soru-
bırmıyamtiamaktan kaçındı. Erbakan, MGV'nin ça-
hşmalannı överek vakfin miOive manevi değerleri öne
çıkaran çahşmalannın her türlü övgüye değer ol-
duğunu söyledL (Fotoğraf: ZEYCAN GUL)
belirlenir. Yasa koyucu kuşkusuz, ana-
yasanın ve ceza hukukunun temel ilke-
lerine bağlı kalmak koşuluyla cezalan-
dmnada güdülen amacı da gözeterek
hangi eylemlerin suç sayılacağını ve
bunlara verilecek cezanm türü ve süre-
si ile arttınm ve indirim nedenlerini
saptayabileceği gibi, kimi suçlan işle-
yenler için "şaraasahvenne" ve "erte-
leme" adı altında düzenlemeler de ön-
görebiln-.
Şartla salıverme;
ödüHendlrme
Şartla sahverme, cezanın çektirilme-
sinin kişıselleştirihnesi, başka bir deyiş-
le cezaevındekı tutum ve davranışlany-
latopluma uyum sağlayabileceğı izleni-
mini veren hükümlünün ödüllendirilme-
sidir. Şartla salıverme infaz hukuku ile
ilgili bır kavramdu-. Cezanın infazı, iş-
lenen suçun türüne bağlı olmaksızın,
suclunun topluma uyum sağlamasını ve
topluma yeniden kazandınlmasını amaç-
lar. Bu amacın gerçekleştirilmesi, suça
bağlı olmadan ayn bir programın uygu-
lanmasını gerektirir.
Suça deflll. davranışa ödül
Tüm çabalar, suclunun uyumsuzlu-
ğuna neden olan psıkolojik, çevresel,
sosyal ve kişisel etkenlerin belirli bir in-
faz programı içinde giderilerek suça ye-
niden yönelmesini önlemektir. Bu prog-
ram, suça göre değil, suclunun infaz sü-
resince gösterdiğı davranışlanna ve göz-
lenen ıyı durumuna göre dûzenlenecek-
tir. Bu da ınfazın, mahkûmlann işledik-
leri suçlara göre bir aynma gidıkneden,
aynı esaslara ve belirli bir programa gö-
re yapılmasını ve sonuçlarmın gözlen-
mesinı gerektınr.
Mahkûmlar arası esltslzHlt
Aynı süre ceza alan iki hükûmlûden
birinin, suf suçunun türü nedeniyle da-
ha uzun ceza çektikten sonra şartla sa-
lıvenhnesi, cezalann farklı çektiriune-
si sonucunu doğurmakta ve bu iki mah-
kûm arasında eşitsizliğe neden olmak-
yasalar önünde eşit olup kimseye ayn-
calık tanınamayacagı ilkesinın gözden
uzak tutulmaması, affin, adil ve denge-
li sonuçlarvermesine. "suçtanzarargö-
renlerin oiabfldiğince incitümemesineve
yapılan düzenlemenin anayasaya uygun
ohnasma özen gösterilmesi" gerekmek-
tedir.
Yasanın çellşklleıi
Buna karşın yasanın, asağıdakı huku-
ka aykm ve çelişkili kurallan kapsadığı
görülmektedir.
TMY de kapsam dışı olmalıydı
Yasanın 1. maddesinin 5. fıkrasının
"a" bendinde, anayasanın 14. maddesi
kapsamında ohnası nedeniyle affedil-
meyecek suç niteliğınde olan Türk Ce-
za Yasası'nın 125-157,161,162,168,171
ve 172. maddeleri aynktutulmuştur. An-
cak, 3713 sayılı Terörle Mücadele Yasa-
sı'nın, Cumhuriyet'in nıtelıklerini, sı-
yasal, sosyal ve ekonomik düzenini de-
ğiştirmeyı, devleon ûlkesı ve ulusuyla bö-
lunmez bütünlüğünü bozmayı amaçla-
yan örgütleri kuranlann, yönetenlerin
ve devletin ülkesi ve ulusuyla bölünmez
bütünlüğünü bozmayı hedef alan pro-
paganda yapanlann cezalandınknasmı
öngören kurallan aynklık kapsamına
alınmamıştır.
ölüm cezasına af,
tehdlde hapis
Yasadaki önemli bir çelişki, eylem-
lerin ağırhğı nedeniyle kamu düzenini
bozup kamu vicdanmı ıncitici nitelik-
te olan ve karşılığında ölüm cezası ön-
görülen TürkCeza Yasası'nın 450. mad-
desi; müebbet ağır hapis cezası öngö-
rülen 374, 382,439,449 ve 499. mad-
deleri; 24-30 yıl ağır hapis cezası ön-
rarlanmalan sağlanmıştır.
Yargıca af. memura ceza
Yine, Türk Ceza Yasası'nın 240. mad-
desi kapsam dışmda olduğu için memu-
riyet görevini kötüye kullananlar aftan
yararlanamayacak; buna karşılık, nüfuz
ve tesu- altında karar veren yargıçlar,
233. madde kapsamı içinde olduğu için
yasadan yararlanabileceklerdir.
Yasada, buna benzer çelişkiler içeren
pek çok örnek vardır.
Affi reddetme hakkı olmalı
Yasanın 1. maddesinin 4. bendinde, üst
sının on yılı geçmeyen cezalan gerek-
tiren suçlarda, dava açılması ve kesin
hükme bağlanması ertelenmekte; ancak,
ilgililere istemeleri dunımunda. yargılan-
rnalannın sürdürülüp aklanmalan olana-
ğı tanınmamaktadn-.
Hukuka yeni kavram
Yasanın 1. maddesinin 4. fıkrasının
birinci bendinde, davamn açılması ve
kesin hükme bağlanmasının ertdenece-
ği; ikınci bendmde de, yeniden başka
bir suç işlenmesi dunımunda erteleme
konusu suç için dava açılacağı ya da da-
ha önce açılmış bulunan davanın sürdü-
rüleceği belirrilmiştır. Kapsamdaki tüm
suçlar yönünden yasada öngörülen "da-
vanınertetenmesr kavramı hukukumu-
za ilk kez getinlmektedir.
Adalete güven yıpratılıyor
Ancak, yasada, u
davanın erteknme-
s"nın koşullan behrlenmemiş, dığer ya-
sa kurallanyla uyumu gözetılmemıştır.
Bu nedenle düzenleme, uygulamada
farklıhklar ve eşitsizlikler yaratabile-
cektır. Bu da yargıya büyük yük getire-
göriilen 448,451,452,468,470,471, cek ve adalete duyulan güvenin yıpran-
497. maddelerinin yasa kapsamına alın-
masma karşılık, Tûrk Ceza Yasası'nın,
birinci fıkrasında yedi günden altı aya,
ikınci fıkrasında altı aydan iki yıla ka-
dar hapis cezası, üçüncü fikrasmda yal-
mzca para yapnnmı öngörülen tehdit su-
masına neden olacaktır.
Yeni mağdurlar yaratılıyor
Aynca, "davanın erteienmesi", yasa-
nın diğer düzenlemelen ile de uyum için-
de bulunmamaktadır. Gerçekten, yasa-
nın 1. maddesinin 2. fikrasında, hükûm-
lülük süresi toplamından 10 yıl indirim
yapılması öngörülürken 4. fikrasında,
birkişi hakkında, suçlama ile ilgili mad-
delerdekı ceza süreleri toplamına bir sı-
nu-lama getuilmeden açılan davalann
tûmünün ertelenmesı olanağı yaratıl-
maktadır. Böylece kural, davası erken
bıten ve hükmü kesinleşen aleyhıne so-
nuç doğuracaktır.
Cıyabl tutuklama sorunu
Yasanm 1. maddesinin 9. fikrasmda,
haklannda yakalama, tutuklama ya da
mahkûmiyet karan bulunup da fırar ha-
linde olanlann madde hükmûnden yarar-
lanmalan bır ay içinde "resmi mercile-
rebaşvunıptesnmouna"koşulunabağ-
lanmıştu-. Bu kural, Türk Ceza Yasa-
sı'nın229. maddesi uyanncayalnızea sor-
gusunun yapılması içın hakkında gıya-
bi tutuklama karan verilen ve bu du-
rumdan haberi ohnaması nedeniyle altı
aylık mahkûmıyetı bulunan ve belki de
beraat edebılecek kişinin, bir ay içinde
başvurmadığı için yasadan yararlana-
mamasına neden olacaktır.
Olumsuzluk ftdüllendlrlllyor
Yasanın 1. maddesinin 6. fikrasında.
daha önce şartla salıverme hükümlerin-
den yararlandığı halde yenıden suç ışle-
yerek hüküm giyenler ile daha önce çı-
kanlmış bir aftan yararlananlann, mad-
de hükümlennden yararlanamayacakla-
n belirtihruştir.
Geçmişte bırkaç günlük cezayı gerek-
tiren bir suçtan dolayı şartla sahverme
ya da af hükümlennden yararlananla-
nn, bu yasa hükümlennden yararlanama-
malan hukuka uygun düşmemektedir.
Aynca, iyi halli olmamalan nedeniyle
şartla salıvermeden yararlanamayanlar
yasa kapsamına girerken bu kuralla, ıyı
halli olmalan nedeniyle şartla salıveri-
lenler yasadan yararlanamamaktadır.
Olumsuzluğun ödüllendirildiği bir hak-
sızlık ortaya çıkmaktadn-.
Askeri suçlar yönünden
durum
Yasanm 1. maddesinin 5. fıkrasının
"a" ve "b" bentlerinde, Türk Ceza Ya-
sası ile Askeri Ceza Yasası'nda öngö-
rülen suçlardan kapsam dışmda bırakı-
lanlar belutilmiştir. Yasanın 1. madde-
smin 5. fıkrasmın "a" bendinde, Türk
Ceza Yasası'nm 240. maddesinde dü-
zenlenen görevi kötüye kullanma suçu
kapsam dışmda bırakılmıştır. Ne var ki,
görevi savsaklama ya da görevi kötüye
kullanma suçunu askeri suç durumuna
getiren Askeri Ceza Yasası'nm 144.
maddesi, yasanm 1. maddesinin 5. fık-
rasının "b" bendinde, Askeri Ceza Ya-
sası ile ilgili kapsam dışı bırakılan mad-
deler arasında sayılmadığından, askeri
yargıya bağh kişilerin işledikleri göre-
vi kötüye kullanma suçu kapsama alm-
mış olmaktadır.
Askerl-slvll suç çellsklsl
Türk Ceza Yasası'nın 456. maddesin-
de düzenlenen "müessir fW ve 452.
maddesinde düzenlenen "kastıaşan adam
öMûrme" suçlan 4610 sayılı >asa kap-
samına alınrmştır. Buna koşut olarak,
Askeri Ceza Yasası'nm 117. maddesın-
de düzenlenen "asta müessir fifl" suçu
yasa kapsamına alınmıştır. Ancak, Türk
Ceza Yasası'nın "müessirfiüin"niteük-
lı dunımlannı düzenleyen 456. madde-
sinin 2 ve 3. nkralan ile Askeri Ceza Ya-
sası'nın "kasöasanadamökttrmevi" dü-
zenleyen 118. maddeleri kapsam dışı bı-
rakılmıştır.
Kapsam dısında ölçut yok
Yasada kapsam dışında bırakılanlar
yönünden nasıl bir ölçüt kullamldığı ya
da değerlendirme yapıldığı saptanama-
mıştır. Yapılan ıncelemede, "ceza süre-
si, hukuksal yarar, ihlal edilen değer ve
konu yönünden bir sıralama ya da ter-
dhök^tü"ne rastlanılamamıştır. Böyle-
ce, yasada hukuk devleti ve eşitlik ilke-
sine aykın düzenlemelere yer verilmiş-
tir. Aynca, yasakoyucunun suç türünden,
suclunun kışiliğinden ayn, kesınleşmiş
hükümden önceki evreye dönük suça ve
suçluya göre uygulanma öngörmesi şart-
la salıvenne ve erteleme kavramlannın
hukuksal nitelikleri ile bağdaşmamakta-
dır.
Hukuk dersl
Yukanda yapılan açıklamalar ışığın-
da yasa, "anayasanm eşitlik ilkesine. hu-
kuka, adalete, toplum huzunınu sağla-
maya yönelik değildir ve toplum vicda-
nmı incitecek" içeriktedir. Cezaevleri-
nin mevcudunun azaltıhnası gibi hu-
kuksal değerden yoksun düşüncelerle af
yetkisinın kullanılması, toplumda ada-
lete ve yasalara duyulan güveni azaltır.
Böyle bır yasanın yayımlanması "Dev-
letin temeli adalettir" inancım yok
edecek, toplum düzenini bozacak ve
yurttaşlann adalete olan güvenini sar-
sacaktır.
Bu nedenle, 4610 sayılı yasa yayım-
lanmayarak anayasamn 104. maddesi
gereğince Türkiye Büyük Millet Mec-
lısi'nce bir kez daha görüşülmek üzere
ekte geri gönderihmştir.
GÖRÜŞ
DERVİŞ PARLAK
htanbul Bamsu Avukatlarından
AdatetsizNk
Aflar
Affin tüm toplumlarda var olduğu tarihsel bir ger-
çek ama, herhalde bizim ülkemiz, "dünya afşampi-
yonası" lideriiğinin en büyük adayı olmalıdır. Çünkü
ülkenin kısa tarihine baktığınızda, neredeyse bir-iki
yıllık aralıklaria karşınıza bir af yasası çıkar. Bu ceza
affı olur, imar afh olur, vengi affı olur, kara para afh olur,
oğrenci affı olur, memur affı olur... Liste uzayıp gider.
Peki af konusunu neden bu kadar çok gündeme
getiririz? Toplum olarak çok mu hoşgörülüyüz, yö-
neticilerimiz çok mu sevecen?.. Yoksa affa bu kadar
sıklıkla başvurmamız, hukuk fakiri bir ülke olmamız-
dan mı kaynaklanıyor?
özgürlüklerin "yasa/c", yasaklann ise "özgüriük'ha-
line dönüştügü; çagal hukukve adalet anlaytşıyla bağ-
daşmayan suç ve cezalann varlığını sürdürdügü; top-
lumun maddi varlıklannı ve etik değerlerini yiyip biti-
ren suçjann ise önlenmesine çalışmak şöyle dursun,
adeta özendirildiği bir ortamda, af konusu elbette ki
sık sık gündeme gelecektir. Olağan yaşam içinde
adaleti sağlayamayan ve dağıtamayan bir yöneti-
min, bu kusurunu afla örtmeye çalışması biçiminde-
ki bir kısırdöngüdür yaşananlar. Bu kısırdöngü için-
de çtkanlan her af yine hukuk mantığıyla bağdaşmaz
biçimde düzenlendiğinden, toplumu daha büyük sı-
kıntılarla karşı karşıya bırakmış, suçlan özendirmiş ve
adeta her af bir sonraki affa davetiye çıkarmıştır.
Şjmdi bir af daha gündemde. Siyasal partilerimiz,
her zaman rastlanmayan bir işbirliği içinde af yasa-
sını Meclis'ten geçirdi. Üstelik hiçbirisi yasayı "içten-
//We"desteklememesine karşın... Hepsi, yasayı "ker-
hen" ve "içlerine sindiremeyerek" oy verdiklerini söy-
lüyor. Af isteğini dile getiren ilk politikacı Rahşan
Ecevit olmasına rağmen, çıkan yasa için "Bu benim
affım değil" diyor ve ekliyor: "Affin esin kaynağı bak-
lava çalan çocuklardı; pankart veya döviz asan ço-
cuklara verilen cezalann daha büyük suçlara verilen
cezalardan daha ağır olmasıydı. Bu af, eşitlik şartı
nedeniyle bu hale geldi."
Anlaşılan o ki Sayın Rahşan Ecevit, bakJava çalan
ya da döviz ve pankart asan çocuklara verilen ceza-
lan adil bulmamış. Bu açıdan kendisine katılmamak
ve destek olmamak olası değil. Baklava çalan çocuk-
lara yasa uyannca 8 yılı bulan hapis cezalan verilir-
ken bankalar eliyle toplumun katrilyonlannı çalan
"bûyüklere yine aynı yasa uyannca çok daha dü-
şük cezalann öngörülmesini, hiçbir akıl ve hiçbir vic-
dan kabul edemez. Fakat bu adaletsızlığı giderme-
nin yöntemi olarak genel af mekanızmasının kulla-
nılması da aynı ölçüde kabul edilemez.
Türkiye'de ceza adaleti açısından önümüzdeki asıl
ve acil sorun, ceza yasalanndaki kimi suç tanımlan-
nı yeniden ele almak, suç konusu eylemde bu eyle-
me verilen cezanın ağııiığı ya da hafifliğini yeniden
değeriendirmek, kısacası suç ve cezalan çağcıl hu-
kuk anlayışına göre yeniden düzenlemektir. Bu yön-
temle, köhnemiş suç tanımlan ve gereksiz ölçüde ağır
cezalardan ötürü haksızlığa uğramış "kader mah-
kûmlan" da özgürlüklerine kavuşabilecektir. öme-
ğin baklava çalan çocuklara verilen 8 yıllık hapis ce-
zasını çok mu buluyoruz? O zaman yapılacak iş, 18
yaşın altındaki çocuklann yiyecek ya da değeri pek
düşük şeyleri çalmalanna karşı verilecek cezayı ha-
frftetici yönde yasa değişikliği yapmaktır. Böyle bir ya-
sa değişikliğinden, ceza hukukundaki "lehe çıkan-
lan kanunun uygulanması" ilkesi uyannca, içerdeki
çocuklar da yararlanabilecektir. Aynı yöntem, döviz
ve pankart asan, duvara yazı yazan çocuklar için de
geçerlidir; düşüncesi nedeniyle içerde yataniar için
de geçerlidir.
Ama ısraria "af" diyorsanız, o başka bir şey. Ge-
nel affa, toplumsal gelişmenin tanhsel açıdan önem-
li aşamalannda toplumsal banşı pekiştirmek amacıy-
la başvurmak mümkün. Fakat o zaman eşitliği gö-
zetmek zorundasınız. Bunlan affediyorum, şunlan
affetmiyorum diyemezsiniz. Aynı durumdaki kişilere
farklı düzenleme ve işlem yapılması, kanun önünde
eşitlik ilkesiyle bağdaşmaz. Böyle bir durumdan yal-
nızea bir kısım mahkûmlar değil, katiller de, mafya
babalan da, hortumcular da, işkenceciler de dahil ol-
mak üzere tüm mahkûmlar yararianır. Engel olamaz-
sınız. Dolayısıyla af sözcüğünü telaffuz ettikten son-
ra "eşitlik şartı nedeniyle bu hale geldi" demek, tu-
tarlı bir yaklaşım değildir. Bugün artık yalnız hukuk
fakültelerinde değil, liselerde bile öğretilen yüzlerce
yıllık eşitlik ilkesini, genel af ve özel af aynmını ve Ana-
yasa Mahkemesi'nin gerek 1974 gerekse 1991 afla-
nyla ilgili kararlannın gerekçesini, bizi yönetenlerin bil-
memesi olanaksızdır.
Gerek anayasamızda gerekse yasalanmızda de-
mokrasi, güçler aynlığı ve insan haklanyla bağdaş-
mayan yığınta kural dururken, sosyal ve ekonomik
yaşamdaki adaletsizlikler doaığa ulaşmışken bunla-
n düzeltmeye çalışmaksızın çıkanlacak her genel af,
toplumsal banşı sağlamaktan uzak kalacak ve top-
luma hiçbir yarar sağlamayacaktır. Tam aksıne ban-
ka hortumculanna, hayali ihracatçılara, rüşvetçilere,
mafya babalanna "yeni olanaklar" doğacak, bu soy-
gun ve yağma düzeni sürgit devam edecektir.
Çocuklarsa yine baklava çalacak ve 8 yıla mah-
kûm edilecek, duvara yazı yazan çocuklara hortum-
culardan daha ağırcezalar verilecek, insanlardüşün-
celeri nedeniyle yine içerde yatacaklardır.
Sonra bir af daha... Sonra?..
CHP'nin İstanbul İl
Başkanı Ali Topıız
tstanbulHaber Servi-
si - Eski Imar Iskân Ba-
kanı, eski CHP Genel
Başkan Yardımcısı ve is-
tanbul Milletvekili Aü
Topuz'un, CHP tstanbul
İl Baskanlığı 'na atanaca-
ğı belirtildi.
Mehmet Bölük'ün is-
tifasıyla boşalan CHP
istanbul II Baskanlığı
için uzun süredir kulıs-
lerde Topuz'la birlikte
pek çok isim konuşul-
muştu. Geçen günlerde
CHP Genel Merkezyö-
netiminin, istanbul Ö Yö-
netimi'ni görevden dü-
şürmesi, yönetimden iki
kişiyi Disiplin Kurulu'na
vermesi ve bu durumun
parti yönetiminde tartış-
malara neden olması da
istanbul tl Başkanlığı'na
atanacak isim konusun-
daki kulisleri hızlandır-
mıştı. Atamarun bugün
toplanacak MYK'de ya-
pılacağı ve ardmdan da
Topuz'un görevine baş-
layacağı ifade edildi.
1970- 73 yıllan arasm-
da da İstanbul tl Baskan-
lığı yapan Topuz, o dö-
nemde Bülent Ecevit'i
başbakanlığa taşıyan
isimler arasmda yer al-
dı. Eski II Başkanı Meh-
met Bölük, görevini To-
puz'a devretmenin hu-
zurunu taşıdığım, ata-
mayı çok olumlu buldu-
ğunu belirterek partinin
toparlanma sürecinde,
özellikle genç kuşakla-
nn Topuz'dan öğrene-
cekleri çok şeyin ol-
duğunu söyledi.