17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10 ARALIK 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA HABERLER Çukobirlik'te işçi çıkışları • ADANA(AA)- Çukobırlik (Çukurova Pamuk, Yerfıstığı ve Yağlı Tohumlar Satış Kooperatifleri Birliği) Genel Müdürü Yakup Şahin, kurumu ayakta tutmak için işçi çıkartmak zorunda olduklannı söyledı. Çıkartılan işçilere kıdem ve 103 günlük ihbar tazmınatlarını Dünya Bankası'ndan sağlanan kredi ile bir gün içinde ödeyerek onlan mağdur etmemeye çahştıklannı ifade eden Şahin, "Dünya Bankası bize kredi vermeseydi Çukobirlik'ın yaklaşık 17 trilyon lira tutan tüm gayrimenkullerini satsak dahı 37 trilyon lirayı bulan tazminatlan ödeyemezdık. Ben Çukobirlık'in norm kadrosunun 1800 civannda olacağı kanaatındeyim. Bu nedenle çıkışlan sürdüreceğiz. Ama bunun için Çukurova Universıtesi Tekstil Mühendisliği Bölümü'nden uzman heyet istedik. Çukobirlık'in işi kaç kişi ile yürür, bunu bılimsel olarak tespit ettiriyoruz" dedı. Işçiler flpevi unuttu • ANKARA(ANKA)- Kamu kesiminin toplu iş sözleşmesi görüşmelerinin başlamasıyla hareketlenmesi beklenen çalışma yaşamında, bu yılın ılk on ayında sadece 47 grev, 2 lokavt uygulamaya konuldu. Çalışma ve Sosyal Güvenlık Bakanlığı'run verilerine göre, ocak-ekim dönemınde gerçekleştüilen 47 greve 18bin 180 işçi katıldı.Bu nedenle kaybolan ışgünü sayısının 307 bın 212 olduğu belırlendi. Anılan dönemde, uygulamaya konulan lokavt sayısı ıse 2'de kaldı. Toplam 2 bin 483 ışçiyı kapsayan lokavtlarda, 32 bin 760 işgününün kaybolduğu hesaplandı. Ersümer: Enerji sorunu için çaba santediyopuz • LAPSEKİ(AA)- Çanakkale'nin Lapsekı ilçesinde kaymakamlığı zıyaret eden Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Cumhur Ersümer, Türkıye'nin her geçen gün artan enerji ihtiyacını sorunsuz karşılayabilmek için çaba sarfettiklerini bildirdi. Ersümer, enerji darboğazını aşmak için alteraatif kaynaklar araştırdıklannı, ancak özellikle Doğu bölgelerinde yağış olmamasının, barajlarda su seviyesinin düşmesıne neden olduğunu söyledi. Kurşun suça myop • tSTANBUL (ANKA) - Çalışmalannı "Hastalanmadan Yaşamak Bizim Elımizde" adlı kitapta toplayan Dr. Stephan Davies ve Dr. Alan Stewart'a göre, günlük yaşamda atmosferdeki kurşun- petrol egzozu, toz ve kir, bazı konserve yiyecekler, kemik tozu, sakatat, sigara külü, tütün gibi pek çok etken, insan vücudunda kurşun birikimine yol açıyor. Kurşunun bırçok hastahğa yol açtığına dikkat çeken uzmanlar, bu rahatsızlıklann arasında suça eğilimi de sıralıyor. Naylon çadırın önünde iftardan üç saat önce kuyruk başlıyor...GÖRÜŞ Yanm yüzyıldan fazla yanm kalan inşaan sonradan Müslüman oian bir Rus kzn tamamlarmış. Islam âlemine Yeni Cami'yi kazandırnıış... 4 yüzyü sonunda ezelden ebede Müslüman olduklannı söyleyenlerin yapüğı ise Yeni Cami'nin karşısma naylon çadır kurinak! D E N I Z S O M Yeni Camüninoralardanbul'un ilçesi çoktur, merkez il- çesi yoktur; illa bır ılçe merkez olacaksa Vilayet'ten dolayı Emi- nönü'dür... Emınönü'nün meyda- nı çoktur, merkezi yoktur; illa'bır meydan merkez olacaksa ılçenın adını ta- şımasından dolayı Emınönü Meydanı"dır... Emmönü Meydanı, gelıp geçılen bır meydandır... Trenle gehnir, vapurla gelınır, motorla gelınır, denız otobüsüyle gelmır, taksıyle gelimr, otobüsle gelınir, hafıf metroyla ge- lınır, ağır taşıtla geluıir, köprüden yürüye- rek gelinir ve geçılir... Emınönü Meydanı'ndan günlük koştur- maca ıçınde gelıp geçilirken Yeni Ca- mi'nin önünden geçilır. Yeni Cami eski bır camıdır... Yeni Cami, yapımı en uzun süren camı- dır... Yeni Cami, yapımı bitinceye dek sekız padışahın dokuz saltanatını görmüştür... Yeni Cami'nin çevresınde şımdi bır tek saltanat vardiT, o da işportacı saltanau! Işportada ne ararsanız vardır... Adım atacak yer yoktur, seyyar satıcı vardır... Burası evvehyaünda Musevı Mahalle- sı'ymış... Ticaret, topraktan gehyor olsa gerek! Bız gelelim sadede... IILMuratgende 112 çocuk ve 19 hamıle canye bırakıp türbesıne defhedıldığınde "Safiye Sul- tan'' admı almış Bayan Bafo'dan olma oğlu m. Mefamet tahta çıkmış... Safiye, " Valide SuHan" olmuş... Valıde, Halıç kı- yısında bır cami yaptırmak ısteyınce ma- halle ıstunlak edilmiş, 1597 yüında Mi- mar Sinan'ın çıraklanndan Davud Ağa, caminin temelini aönış ve ölmüş. Ahmed Çavuş, su kıyısında temelleri oturtup ın- şaata devam ederken III. Mehmet öl- müş... Valide Sultanlığı biten Safiye es- ki saraya göndenlırken inşaat da alt kat pencerelerinın hizasında durmuş... Yanm yüzyıldan fazla!.. Cami. "vallde'slnl bekllyor III. Mehmet'in oğlu L Ahmet, At Mey- danı'ndagörkemhSultanahmetCamisı'nı yaptınrken Eminönü Meydanı'ndaki Va- lide Camısı yeni bır valide sultan bekle- meye koyulmuş... tlginçtır, inşaatı durduran I. Ahmet tür- besine gıttığınde tahta oğlu çıkamamış; Osmanlı'da babadan oğula devrolan salta- nat geleneğı ılk kez bozulmuş, mühür ağa- beyden kardeşe geçmiş. Üstehk kardeş L Mustafa deliymış... I. Mustafa'yı kenara çekmışler, bu kez I. Ahmet'ın ılk oğlu IL Osman gehniş, II. Osman gıtmış, yine I. Mustafa gehniş; I. Mustafa toptan gıtmiş, I. Ahmet'ın ikinci oğlu IV. Murat gehniş; IV Murat gıtmiş, I. Ahmet'ın üçüncü oğ- lu İbrahim gehniş... Ibrahimde delıymış... Rus asdh Hatke Turhan'ın İbrahım'den doğurduğu IV. Mehmet 1648'de 7 yaşına geldiğınde Ibrahım halledılip göndenl- miş... Hatice Turhan, "Vaüde Sıdtan" ol- muş... Fakat bir de Büyük Valide Sultan varmış... Mahpeyker Kösem'le Turhan birbirini halletmeyı planlarken saray ent- rikasmı Turhan kazanmış, kement Kö- sem'in boynuna geçmiş... Bu arada yanm kahnış cami ınşaatının çevresi de evlerle dohnuş... Eminönü'nde bir gün büyük bir yangın çıkmış... Valide Sultan Haüce Turhan, yangın yennı gezer- ken yanm kalmış cami ınşaatuıı görmüş; kesesinin ağzını açıp "Bıtirile" demiş. 1660'ta 57 yülık bu: aradan sonra bu kez Mustafa Ağa şakulü ehne ahnış ve ışe ko- yulmuş... 1663'tebınrmış... Yeni Cami'nm önünden gelıp geçmek- ten, şöyle durup bakmaya fırsat olmamış- n hiç... Şehır Hatlan'nın vapurlan kömür- le çahşırken, Yeni Cami, bacalardan çıkan kurumdan kararmıştı da temizlemışler- di... Alıcı gözüyle bakınca, kömürlü ge- mı kahnadı ama Yeni Cami yine kararma- ya başlamış... Havanuı pıslığınden olma- İı...Hele Hünkâr Kasn...Kara kara dökü- lüyor... Ahşap bır kepenk, düştü düşe- cek... Saçakparçaparça, yeTçekımme dı- reniyor... Hünkâr Kasn, her selatın camı- suıde yoktur... Valide sultanlar namaza geldiğinde ıstirahat buyursun diye Yeni 1860'ta kayıkçılann iskelesi Yeni Ca- mi'nin önünde.» 2000'de işportacılarm pazan Yeni Cami'nin önünde... Cami'ye yapışık bır yapı... Tarife gerek varsa, kasnn dış duvaraıın tam altında Nı- met Abla Gişesı Kasnn altından geçen tünelm ıkı ağzında vakıflann zeytın satış şubelen; ıstersenız Ayvahk'tan, ısterse- nız Aydın'dan; bir de jean fabrika satış mağazası var, kırada! Aynca bır halıcı, valide sultanlann istırahat buyurduğu ya- pının ıçıne ginnış, dükkân açmış... 19. yüzyıl sonunda Istanbul'da yaşayan Fran- sızlardan Sorlin Doringny, kasnruçınde- kı çınilen söküp Pans'e götürmüştü, her- halde kalanlara göz kulak olsun dıye ha- lıcıya vennışler kasn.. Allah rahmet ey- lesin, halıcı ölmüş; mal ve malzemelen içerde dunıyormuş .. Zaten rahmetlı ken- dine bır vakıf mı kurmuş ne... Kasnn, as- nn hırsızlanndan korunması ıçın Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne gerek yok; onlar aşağıda zeytın satıyor! tstanbul'un herhangı bır yennde avuç açana, "Yeni Cami'nin önüne gh" denır- di... Hayret, Yeni Cami'nın önünde dılen- ci yok... Çevrede o kadar çok seyyar satı- cı var kı dılencılere yer kalmamış olma- lı... Fakat ıç avluya çıkan merdıvenın ba- samaklannda da güvercınler yok... Hayır- dır!.. Kuş yemı satıcılan nerede? Nerede bırbırinın üstüne çıkarak kanat çupan kuş- lar? Erkeklere de mi tesettür! Pardon... Gün, akşama dönüyor. Kuş- lar yuvalanna çekilmış.. Dilencıler de ıç avluya mı çekildi aca- ba? Fakat orada da yoklar.. Ne dersmız, camının içine gırmeli mı? Bınncı uyan tabelası: Cep telefonlan- nızı kapalı tutunuz... Tutanz... tkıncı uyan tabelası: Şort ve mını etek- le içenye gırmeyınız... Kış günü şort gı- yecek hahînız yok... Üçüncü uyan: Başınızı ve kollannızı örtünüz.. Hayırdır mşallah, er kışılere de mi tesettür geldi! Camının bır yanı Emınönü Meydanı ise ötekı yanı da beledıyenın talebasına göre Yeni Cami Mev danı . Meydan, ama Ban- kalar Caddesı'nden Mısır Çarşısı'nın ba- şma kadar uzanan bir yol; cadde... Yolun bır kısmı otopark, kalan kısmı işporta tez- gâhı... Tezgâha yer kalmadığında da du- varlar sergı yeri.. Hatta Valide Sultan'm türbesının parmaklıklan bıle.. Pantolon- lann arasından türbeye bakarken, karaya- ğız satıcı. - Hangısını beğenduı abı? - Sağ ol. öylesıne bakıyorum... çadır kültürü... Camının yanına kasnnı, çe\Tesıne tür- besuıi, çarşısını (Mısu-) yaptınrken bü- de hamam yaptınnış Valide Sultan; hamamın adı Sultanhamam Satıcıyla yarenhk et- melı: - Sultanhamam ne tarafta? - Şu köşeden döndün mü Sultanha- mam... - Yok, ben hamamı anyorum.. - Valla ben Sultanhamam'ı büirim, ha- mamı bılmem.. Gün akşama dönmeden Eminönü'nde- kı "Boğaz Harü İskelesTne gitmeh, çün- kü ramazandayız ve akşam ezamnda be- ledıye çadınnda ıftar açılacak... Heyhat.. Köle tüccarlanmn elme dü- şüp 12 yaşında Osmanlı Sarayı'na satıldı- ğında Müslüman ohnuş bır kadunn, ıba- det ve imaret için taştan bınalar yaptırma- sından 4 yüzyıl sonra ezelden ebede Müs- lüman olduğunu söyleyen adamlar çadır kuruyor 1 Çadın kara kıldan dokutmuş olsalar ha- nı belki, ezelı Orta Asya'ya dayanan ge- leneksel el sanatlannı destekleyecekler, a- ma bu çadır naylon çadır... Eskı çadır. geçen yıl rüzgârdan uçmuş, bu yılkı gıcır naylon... Kuyruk, ahnış başını gıtmiş... Enaz 100 metre... 2 bmkışi bedava yemek yıyecek... Afıyet olsun... 2001 'ıncıye geçmiş olsun... Çadınn anacaddeye bakan yüzüne, o gün- kü dlan veren hayu^evenn adı yazdmış... Hayırseverler ancak 2 bin kışiyı sevıyor! Iftardan üç saat önce çadırın önüne ge- hp kuyruğu başlatanlar ıftara bır saat ka- la alümınyum folyo tepsısını doldurmuş, çorba plastik bardakta, yanında bır pet şı- şe su ve elinde mika çatal, ezan sesını bek- liyor... Marlboro İle oruç açmak! Çadınn dışmda bu" suz erkekler suası... Öteki sıra, kadınlar; kadınlann arasuı- dakı erkekler "afle" oluyor... Suaya girmeden çadıra karambolden gırmek isteyenlere oruçlu ağızlarla edilen küfürler arasında Yeni Cami'nin hoparlör- lenndenezan sesi yüksehyor... Sıradakile- rin kimisi sigara yakıp orucunu açıyor... Nereden nereye... Hurmanın yenne Marl- boro! Yeni Cami'nin her ikı mmaresındekı üç şerefede lambalar yamyor... Ampullenn bır kısmı yanık. Artık mahya yok... Istan- bul'un tüm camileri deprem münasebe- tiyle mahyasız... Yeni Cami, "HoşGekün Ramazan" demıyor. Kuyruğun başını düzene sokmakla gö- revli zabıtamemuru, "Bisuverinyahu" di- yor... Içerden bır şişe su gehyor... Orucunu açıyor. "K sigara yok mu yahu" diyor... Öne geçmeye hamle eden biri, sigara uza- öyor, "Yakabi" diyor; zabıta yakıyor... If- tar çoktan açılmış, çadu-, kuyruktakileri içıne doğru çekmeye devam ediyor... Ça- dırdan dışan yağ kokusu çıkıyor... Çadır- da yer kalmamış, insanlar yere oturuyor... Yerde yer kalmamış, çadınn arka kapısm- dan çıkanlar beledıyenın çöp kamyonu- nun önündekı tekerlekh büyük çöp kutu- sunun üstünü masa yapmış, ıftannı açı- yor. Çöp kutusundan ıftar sofrası... Kasa- ba panayırlanm andıran çadırda, rama- zan... Naylon ramazan! Adı aldatmasın, Yeni Cami eski bir ca- midır... Naylon çadırlar da aldatmasın; Istan- bul'da ramazan ıkı seçım öncesme kadar böyle değildi! Naylon çadıra sırt dönünce Yeni Ca- mi'nin üstünde Süleymanıye Camisı... Sü- leymaniye'yi Mimar Sinan yapmış; çıra- ğı Davud, ustasmın eserine öykünerek Ye- m Cami'yi planlanuş... tki yapı da birbi- rindengüzel... Bir firtına çıksa Istanbul'da-... Yenı Ca- mi'nin önünü süpürse... Naylon çadın da söküp atsa... Es deli rüzgâr es... Delı Ibrahım'den çocuk doğurup da Os- manh'nınneslini kurtaran Rus kızı için es... MUSTAFA O K Eski Bakan Sıradanlık (ii) Bütün bu saldınlann ve zoriuklann, çaıiık rejimin- de olsun, komünist rejimde olsun, biriiğini ve bütün- lüğünü koruyarak üstesinden gelmiş olan bu ülke (Sovyetler Birliği), şimdi nasıl olur da soğuk savaş günlerinin geride kaldığı bir dönemde glasnost, de- mokratizasyon ve perestroika karşısında yenik düşer ve dağılır. Bize göre, Gorbaçov'un "glasnost, demokratizas- yon ve perestroika" üçlüsü ile giriştiği ilericı, devrim- ci, şeffaf ve demokratik yeniden yapılanma hareke- ti, büyük bir "meydan okuma" hareketidir. Devrimci yeniden yapılanma konusunda Rusya tarihi, üç önemli ve başanlı örneğe sahip bulunmak- tadır. Büyük Petro (1689-1725), Unin ve Stalin örnek- leri (1917-1945). Bu devrimlerin üçü de meydan okuma biçiminde olmuş ve başanyla sonuçlanmış- tır. Çünkü bu devrimlenn üçü de yol, yöntem ve kul- landıklan enstrümanlar bakımından "devrim mantı- ğı"na ve o günkü "dünya dinamikleri"ne ve "Rusya gerçeği"ne uygundu. Başanlı oldu. Gorbaçov'un "glasnost, demokratizasyon, pe- restroika" devrimci girişimine gelince; yol, yöntem ve kullandığı enstrümanlar bakımından "devrim mantığı"na, "Rusya gerçeği"ne, dünya ve Varşova Paktı dinamiklerine ve aktivrtesine ters düşüyordu. Örneğin, Macaristan'da Imre Nagy'de (1956), Ce- koslovakya'da Aleksandr Dubçek'te (1968) oldu- ğu gibi Polonyalı işçi lideri Lech VValesa'nın başı ar- tık tanklarla ezilemezdi ve ezilemedi. Bundan böyle Gorbaçov'un "meydan okuma"s\ "eşyanın tabiatına aykın" idi ve başansız olmaya mahkûmdu. Her alanda olduğu gibi özellikle siyasette, devrim- lerde ve savaş hallerinde "meydan okumalar ba- şansız olurlarsa ya da güçlü bir "karşı meydan oku- ma"ile karşılaşırlarsa, mevcut ve yeniden ortaya çı- kan çelişkiler büyüyerek ve sertteşerek iç alana ta- şınır ve bu durum bölünmelere, ayaklanmalara ne- den olabileceği gibi, çoğu kez, meydan okuma, meydan okuyan kişinin ya da kadronun başını ye- mekle kalmaz, ülke istikrannı ciddi ölçüde bozar ve moral bakımından beldenenin çok üstünde bir tah- ribata neden olabilir. ABD'nin Vıetnam (1965-1975), Rusya'nın Afga- nistan saldırıları (1979-1988), "çellşkiler"\n büyüye- rek ve sertleşerek iç alana taşınacağı ve yapabile- ceği tahribat konusunda iki tipik ömek olarak gös- terilebilirier. Gorbaçov ömeğinde de öyle oldu, Gorbaçov'un sonunu hazıriayan süreç, Brzezinski'nin de belirtti- ği gibi böyte gelişti, çelişkiler artarak ve sertleşerek iç alana taşındı, Gorbaçov'un başı kendi tanklarryla ezildi ve Varşova Paktı'nın dağılması, Sovyetler Bir- liği'nin parçalanması önlenemedı ve Gorbaçov'un adı tarihin çöp sepetıne atıldı. Kopenhag Kriterleri, ınsan haklan ve azınlık hak- lan yönünden, hukuk devleti, ışleyen pazar ekono- misi, demokrasi, medya ve anlatım özgürlüğü yö- nünden, yargı, polis ve yerel yönetimler yönünden ve üyelerin yükümlülüklerini üstlenme yeteneğine sahip olmalan yönünden, hatta yaşam yönünden Türkiye için Avrupa Birliği baskısı ile bir yeniden yapılanmayı, diğer bir deyişle "mecburi kültür de- ğişimi'rii gerektirecek içerikte ve genişlikte gorüki- yor. Bu, bir Doğulu ve de üstelik "Islam toplum yapı- s/"ndan Avrupai (Batılı) bir toplum yapılanmasına geçiştir. Yanı diyalog kültüründen yoksun, serrtez- cikarakterde olmayan "monolitiksel yapılanmadan, yani buyruksalyapılanmadan, yani Tann-kral-kul hi- yerarşisinden" Sezar'ın hakkı Sezar"a, Tann'nın hak- kı Tann'ya düsturu ile ve de sentezlerle oluşan bir "diyalektiksel toplum yapılanmasrna geçiştir. Bu nedenle, bu "Gortbaçov modeli bir meydan okuma" olup çok ciddi, riskli ve kararlılık isteyen bir meydan okumadır ve sanınm peş peşe birçok mey- dan okumalan beraberinde getirecek karakterdedir. Aslında Rusya'da Büyük Petro (1689-1725), Tür- kiye'de Mustafa Kemal Atatürk (1919-1938) tam bir meydan okuma ile baştan sona yeniden yapı- lanmayı gerektiren Batılı karakterde çağdaş bir dev- rim hareketini ülkelerinde sahip olduklan büyük oto- riteleri, uzağı görüşleri ve sarsılmaz karariılıklan sa- yesinde ciddi sıkıntılara, bölünmeye ve yıkıntıya meydan vermeden ve devrimci bir süreç içinde ba- şanyla gerçekleştirmişlerdir. Kuşkusuz bu sağlam ve devrimci altyapı üzerine oturtularak yeni devrimci yapılanmalara geçilebilir. Ancak, Avrupa Birliği, yakın tarihimizde, Avrupa Biriiği'nin şimdiki büyüklerinin oluşturduğu ve "bir çatışmaya meydan vermeden Osmanlı Imparator- luğu'nun parçalanması" projesinin sorumluluğunu üstlenen ve bunu gerçekleştiren, tarihimızdeki ünlü ve sabıkalı 'Vesayef rejimi'nm bir kopyasına dönüş- memelidir. Zira, Gorbaçov'un "glasnost, demokratizasyon ve perestroika" devrimci girişiminde ortaya çıkan karmaşadan yararianarak Sovyetier Biriiği'nin par- çalanmasında ve Gorbaçov'un sonunun belirlen- mesinde Doğu Avrupa ülkelerinin oynadığı etkin ve olumsuzrole benzer bir rolü bu kez, Türkiye'nin Ko- penhag Kriterleri'ne göre yeniden yapılanmasında ülkemizi kuşatmışolan "petro-dolarzengini kökten- dinci Islam ülkelen" üstlenmeye hazır görünüyorlar. Bütün bunlara bakarak şu sonuca ve hükme va- nyoruzki; Bu işler sıradanlığı kaldırmaz. Gorbaçov'un ve Rusya'nın başına gelen budur. Duman operasyonu 4.3 trifyonluk koçok sigara ekgeçirildi ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Gümrük- lerde sürdürülen operas- yonlarda ıkı yenı kaçak- çılık ortaya çıkanldı. Gümrük muhafaza gö- revlilerince "Duman" kod adlı sigara operas- yonunda Makedonya ve Çin'de üretilen taklit ve kalitesiz sıgaralan Tür- kiye'ye kaçak yollardan sokan bir şebeke ortaya çıkanldı. "Ehıman" kod adlı operasyonda, Makedon- ya ve Çin'de üretilen ka- litesiz ve sağlıksız siga- ralann Türkiye'ye sahte beyanla sokulduğu be- lirlendi. Gperasyonlar- da, kalitesiz sigaralann gümrüklerden geçirilir- ken çocuk oyuncağı, ayakkabı ve vantilatör olarak beyan edildiği, yurda sokulan sigarala- nn da "Marlboro" ve "Benson Hedges" mar- kalanyla piyasaya sürül- düğü belırlendi. 4 ope- rasyonda, toplam 4.3 trilyon lira tutannda 9 bin 200 baks kaçak si- gara ele geçirildi. îstanbul Gümrü- ğü'nce gerçekleştirilen "Samba" kod adlı ope- rasyonda da 20'lik 4 konteyner kalitesiz kah- venin yurda sokulması engellendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle