Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 ARALIK 2000 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Çukobirlik'te işçi
çıkışları
• ADANA(AA)-
Çukobırlik (Çukurova
Pamuk, Yerfıstığı ve Yağlı
Tohumlar Satış
Kooperatifleri Birliği)
Genel Müdürü Yakup
Şahin, kurumu ayakta
tutmak için işçi çıkartmak
zorunda olduklannı
söyledı. Çıkartılan işçilere
kıdem ve 103 günlük
ihbar tazmınatlarını
Dünya Bankası'ndan
sağlanan kredi ile bir gün
içinde ödeyerek onlan
mağdur etmemeye
çahştıklannı ifade eden
Şahin, "Dünya Bankası
bize kredi vermeseydi
Çukobirlik'ın yaklaşık 17
trilyon lira tutan tüm
gayrimenkullerini satsak
dahı 37 trilyon lirayı
bulan tazminatlan
ödeyemezdık. Ben
Çukobirlık'in norm
kadrosunun 1800
civannda olacağı
kanaatındeyim. Bu
nedenle çıkışlan
sürdüreceğiz. Ama bunun
için Çukurova
Universıtesi Tekstil
Mühendisliği
Bölümü'nden uzman
heyet istedik.
Çukobirlık'in işi kaç kişi
ile yürür, bunu bılimsel
olarak tespit ettiriyoruz"
dedı.
Işçiler flpevi
unuttu
• ANKARA(ANKA)-
Kamu kesiminin toplu iş
sözleşmesi
görüşmelerinin
başlamasıyla
hareketlenmesi beklenen
çalışma yaşamında, bu
yılın ılk on ayında sadece
47 grev, 2 lokavt
uygulamaya konuldu.
Çalışma ve Sosyal
Güvenlık Bakanlığı'run
verilerine göre, ocak-ekim
dönemınde
gerçekleştüilen 47 greve
18bin 180 işçi katıldı.Bu
nedenle kaybolan ışgünü
sayısının 307 bın 212
olduğu belırlendi. Anılan
dönemde, uygulamaya
konulan lokavt sayısı ıse
2'de kaldı. Toplam 2 bin
483 ışçiyı kapsayan
lokavtlarda, 32 bin 760
işgününün kaybolduğu
hesaplandı.
Ersümer: Enerji
sorunu için çaba
santediyopuz
• LAPSEKİ(AA)-
Çanakkale'nin Lapsekı
ilçesinde kaymakamlığı
zıyaret eden Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanı
Cumhur Ersümer,
Türkıye'nin her geçen gün
artan enerji ihtiyacını
sorunsuz karşılayabilmek
için çaba sarfettiklerini
bildirdi. Ersümer, enerji
darboğazını aşmak için
alteraatif kaynaklar
araştırdıklannı, ancak
özellikle Doğu
bölgelerinde yağış
olmamasının, barajlarda
su seviyesinin düşmesıne
neden olduğunu söyledi.
Kurşun suça
myop
• tSTANBUL (ANKA) -
Çalışmalannı
"Hastalanmadan Yaşamak
Bizim Elımizde" adlı
kitapta toplayan Dr.
Stephan Davies ve Dr.
Alan Stewart'a göre,
günlük yaşamda
atmosferdeki kurşun-
petrol egzozu, toz ve kir,
bazı konserve yiyecekler,
kemik tozu, sakatat, sigara
külü, tütün gibi pek çok
etken, insan vücudunda
kurşun birikimine yol
açıyor. Kurşunun bırçok
hastahğa yol açtığına
dikkat çeken uzmanlar, bu
rahatsızlıklann arasında
suça eğilimi de sıralıyor.
Naylon çadırın önünde iftardan üç saat önce kuyruk başlıyor...GÖRÜŞ
Yanm yüzyıldan fazla
yanm kalan inşaan
sonradan Müslüman
oian bir Rus kzn
tamamlarmış. Islam
âlemine Yeni Cami'yi
kazandırnıış... 4 yüzyü
sonunda ezelden
ebede Müslüman
olduklannı
söyleyenlerin yapüğı
ise Yeni Cami'nin
karşısma naylon çadır
kurinak!
D E N I Z S O M
Yeni Camüninoralardanbul'un ilçesi çoktur, merkez il-
çesi yoktur; illa bır ılçe merkez
olacaksa Vilayet'ten dolayı Emi-
nönü'dür... Emınönü'nün meyda-
nı çoktur, merkezi yoktur; illa'bır
meydan merkez olacaksa ılçenın adını ta-
şımasından dolayı Emınönü Meydanı"dır...
Emmönü Meydanı, gelıp geçılen bır
meydandır...
Trenle gehnir, vapurla gelınır, motorla
gelınır, denız otobüsüyle gelmır, taksıyle
gelimr, otobüsle gelınir, hafıf metroyla ge-
lınır, ağır taşıtla geluıir, köprüden yürüye-
rek gelinir ve geçılir...
Emınönü Meydanı'ndan günlük koştur-
maca ıçınde gelıp geçilirken Yeni Ca-
mi'nin önünden geçilır.
Yeni Cami eski bır camıdır...
Yeni Cami, yapımı en uzun süren camı-
dır...
Yeni Cami, yapımı bitinceye dek sekız
padışahın dokuz saltanatını görmüştür...
Yeni Cami'nin çevresınde şımdi bır tek
saltanat vardiT, o da işportacı saltanau!
Işportada ne ararsanız vardır... Adım
atacak yer yoktur, seyyar satıcı vardır...
Burası evvehyaünda Musevı Mahalle-
sı'ymış... Ticaret, topraktan gehyor olsa
gerek!
Bız gelelim sadede... IILMuratgende
112 çocuk ve 19 hamıle canye bırakıp
türbesıne defhedıldığınde "Safiye Sul-
tan'' admı almış Bayan Bafo'dan olma
oğlu m. Mefamet tahta çıkmış... Safiye,
" Valide SuHan" olmuş... Valıde, Halıç kı-
yısında bır cami yaptırmak ısteyınce ma-
halle ıstunlak edilmiş, 1597 yüında Mi-
mar Sinan'ın çıraklanndan Davud Ağa,
caminin temelini aönış ve ölmüş. Ahmed
Çavuş, su kıyısında temelleri oturtup ın-
şaata devam ederken III. Mehmet öl-
müş... Valide Sultanlığı biten Safiye es-
ki saraya göndenlırken inşaat da alt kat
pencerelerinın hizasında durmuş...
Yanm yüzyıldan fazla!..
Cami. "vallde'slnl bekllyor
III. Mehmet'in oğlu L Ahmet, At Mey-
danı'ndagörkemhSultanahmetCamisı'nı
yaptınrken Eminönü Meydanı'ndaki Va-
lide Camısı yeni bır valide sultan bekle-
meye koyulmuş...
tlginçtır, inşaatı durduran I. Ahmet tür-
besine gıttığınde tahta oğlu çıkamamış;
Osmanlı'da babadan oğula devrolan salta-
nat geleneğı ılk kez bozulmuş, mühür ağa-
beyden kardeşe geçmiş. Üstehk kardeş L
Mustafa deliymış... I. Mustafa'yı kenara
çekmışler, bu kez I. Ahmet'ın ılk oğlu IL
Osman gehniş, II. Osman gıtmış, yine I.
Mustafa gehniş; I. Mustafa toptan gıtmiş,
I. Ahmet'ın ikinci oğlu IV. Murat gehniş;
IV Murat gıtmiş, I. Ahmet'ın üçüncü oğ-
lu İbrahim gehniş... Ibrahimde delıymış...
Rus asdh Hatke Turhan'ın İbrahım'den
doğurduğu IV. Mehmet 1648'de 7 yaşına
geldiğınde Ibrahım halledılip göndenl-
miş... Hatice Turhan, "Vaüde Sıdtan" ol-
muş... Fakat bir de Büyük Valide Sultan
varmış... Mahpeyker Kösem'le Turhan
birbirini halletmeyı planlarken saray ent-
rikasmı Turhan kazanmış, kement Kö-
sem'in boynuna geçmiş...
Bu arada yanm kahnış cami ınşaatının
çevresi de evlerle dohnuş... Eminönü'nde
bir gün büyük bir yangın çıkmış... Valide
Sultan Haüce Turhan, yangın yennı gezer-
ken yanm kalmış cami ınşaatuıı görmüş;
kesesinin ağzını açıp "Bıtirile" demiş.
1660'ta 57 yülık bu: aradan sonra bu kez
Mustafa Ağa şakulü ehne ahnış ve ışe ko-
yulmuş... 1663'tebınrmış...
Yeni Cami'nm önünden gelıp geçmek-
ten, şöyle durup bakmaya fırsat olmamış-
n hiç... Şehır Hatlan'nın vapurlan kömür-
le çahşırken, Yeni Cami, bacalardan çıkan
kurumdan kararmıştı da temizlemışler-
di... Alıcı gözüyle bakınca, kömürlü ge-
mı kahnadı ama Yeni Cami yine kararma-
ya başlamış... Havanuı pıslığınden olma-
İı...Hele Hünkâr Kasn...Kara kara dökü-
lüyor... Ahşap bır kepenk, düştü düşe-
cek... Saçakparçaparça, yeTçekımme dı-
reniyor... Hünkâr Kasn, her selatın camı-
suıde yoktur... Valide sultanlar namaza
geldiğinde ıstirahat buyursun diye Yeni
1860'ta kayıkçılann iskelesi Yeni Ca-
mi'nin önünde.» 2000'de işportacılarm
pazan Yeni Cami'nin önünde...
Cami'ye yapışık bır yapı... Tarife gerek
varsa, kasnn dış duvaraıın tam altında Nı-
met Abla Gişesı Kasnn altından geçen
tünelm ıkı ağzında vakıflann zeytın satış
şubelen; ıstersenız Ayvahk'tan, ısterse-
nız Aydın'dan; bir de jean fabrika satış
mağazası var, kırada! Aynca bır halıcı,
valide sultanlann istırahat buyurduğu ya-
pının ıçıne ginnış, dükkân açmış... 19.
yüzyıl sonunda Istanbul'da yaşayan Fran-
sızlardan Sorlin Doringny, kasnruçınde-
kı çınilen söküp Pans'e götürmüştü, her-
halde kalanlara göz kulak olsun dıye ha-
lıcıya vennışler kasn.. Allah rahmet ey-
lesin, halıcı ölmüş; mal ve malzemelen
içerde dunıyormuş .. Zaten rahmetlı ken-
dine bır vakıf mı kurmuş ne... Kasnn, as-
nn hırsızlanndan korunması ıçın Vakıflar
Genel Müdürlüğü'ne gerek yok; onlar
aşağıda zeytın satıyor!
tstanbul'un herhangı bır yennde avuç
açana, "Yeni Cami'nin önüne gh" denır-
di... Hayret, Yeni Cami'nın önünde dılen-
ci yok... Çevrede o kadar çok seyyar satı-
cı var kı dılencılere yer kalmamış olma-
lı... Fakat ıç avluya çıkan merdıvenın ba-
samaklannda da güvercınler yok... Hayır-
dır!.. Kuş yemı satıcılan nerede? Nerede
bırbırinın üstüne çıkarak kanat çupan kuş-
lar?
Erkeklere de mi tesettür!
Pardon... Gün, akşama dönüyor. Kuş-
lar yuvalanna çekilmış..
Dilencıler de ıç avluya mı çekildi aca-
ba? Fakat orada da yoklar..
Ne dersmız, camının içine gırmeli mı?
Bınncı uyan tabelası: Cep telefonlan-
nızı kapalı tutunuz... Tutanz...
tkıncı uyan tabelası: Şort ve mını etek-
le içenye gırmeyınız... Kış günü şort gı-
yecek hahînız yok...
Üçüncü uyan: Başınızı ve kollannızı
örtünüz.. Hayırdır mşallah, er kışılere de
mi tesettür geldi!
Camının bır yanı Emınönü Meydanı ise
ötekı yanı da beledıyenın talebasına göre
Yeni Cami Mev danı . Meydan, ama Ban-
kalar Caddesı'nden Mısır Çarşısı'nın ba-
şma kadar uzanan bir yol; cadde... Yolun
bır kısmı otopark, kalan kısmı işporta tez-
gâhı... Tezgâha yer kalmadığında da du-
varlar sergı yeri.. Hatta Valide Sultan'm
türbesının parmaklıklan bıle.. Pantolon-
lann arasından türbeye bakarken, karaya-
ğız satıcı.
- Hangısını beğenduı abı?
- Sağ ol. öylesıne bakıyorum...
çadır kültürü...
Camının yanına kasnnı, çe\Tesıne tür-
besuıi, çarşısını (Mısu-) yaptınrken bü- de
hamam yaptınnış Valide Sultan; hamamın
adı Sultanhamam Satıcıyla yarenhk et-
melı:
- Sultanhamam ne tarafta?
- Şu köşeden döndün mü Sultanha-
mam...
- Yok, ben hamamı anyorum..
- Valla ben Sultanhamam'ı büirim, ha-
mamı bılmem..
Gün akşama dönmeden Eminönü'nde-
kı "Boğaz Harü İskelesTne gitmeh, çün-
kü ramazandayız ve akşam ezamnda be-
ledıye çadınnda ıftar açılacak...
Heyhat.. Köle tüccarlanmn elme dü-
şüp 12 yaşında Osmanlı Sarayı'na satıldı-
ğında Müslüman ohnuş bır kadunn, ıba-
det ve imaret için taştan bınalar yaptırma-
sından 4 yüzyıl sonra ezelden ebede Müs-
lüman olduğunu söyleyen adamlar çadır
kuruyor
1
Çadın kara kıldan dokutmuş olsalar ha-
nı belki, ezelı Orta Asya'ya dayanan ge-
leneksel el sanatlannı destekleyecekler, a-
ma bu çadır naylon çadır...
Eskı çadır. geçen yıl rüzgârdan uçmuş,
bu yılkı gıcır naylon...
Kuyruk, ahnış başını gıtmiş... Enaz 100
metre... 2 bmkışi bedava yemek yıyecek...
Afıyet olsun... 2001 'ıncıye geçmiş olsun...
Çadınn anacaddeye bakan yüzüne, o gün-
kü dlan veren hayu^evenn adı yazdmış...
Hayırseverler ancak 2 bin kışiyı sevıyor!
Iftardan üç saat önce çadırın önüne ge-
hp kuyruğu başlatanlar ıftara bır saat ka-
la alümınyum folyo tepsısını doldurmuş,
çorba plastik bardakta, yanında bır pet şı-
şe su ve elinde mika çatal, ezan sesını bek-
liyor...
Marlboro İle oruç açmak!
Çadınn dışmda bu" suz erkekler suası...
Öteki sıra, kadınlar; kadınlann arasuı-
dakı erkekler "afle" oluyor...
Suaya girmeden çadıra karambolden
gırmek isteyenlere oruçlu ağızlarla edilen
küfürler arasında Yeni Cami'nin hoparlör-
lenndenezan sesi yüksehyor... Sıradakile-
rin kimisi sigara yakıp orucunu açıyor...
Nereden nereye... Hurmanın yenne Marl-
boro!
Yeni Cami'nin her ikı mmaresındekı üç
şerefede lambalar yamyor... Ampullenn
bır kısmı yanık. Artık mahya yok... Istan-
bul'un tüm camileri deprem münasebe-
tiyle mahyasız... Yeni Cami, "HoşGekün
Ramazan" demıyor.
Kuyruğun başını düzene sokmakla gö-
revli zabıtamemuru, "Bisuverinyahu" di-
yor... Içerden bır şişe su gehyor... Orucunu
açıyor. "K sigara yok mu yahu" diyor...
Öne geçmeye hamle eden biri, sigara uza-
öyor, "Yakabi" diyor; zabıta yakıyor... If-
tar çoktan açılmış, çadu-, kuyruktakileri
içıne doğru çekmeye devam ediyor... Ça-
dırdan dışan yağ kokusu çıkıyor... Çadır-
da yer kalmamış, insanlar yere oturuyor...
Yerde yer kalmamış, çadınn arka kapısm-
dan çıkanlar beledıyenın çöp kamyonu-
nun önündekı tekerlekh büyük çöp kutu-
sunun üstünü masa yapmış, ıftannı açı-
yor. Çöp kutusundan ıftar sofrası... Kasa-
ba panayırlanm andıran çadırda, rama-
zan...
Naylon ramazan!
Adı aldatmasın, Yeni Cami eski bir ca-
midır...
Naylon çadırlar da aldatmasın; Istan-
bul'da ramazan ıkı seçım öncesme kadar
böyle değildi!
Naylon çadıra sırt dönünce Yeni Ca-
mi'nin üstünde Süleymanıye Camisı... Sü-
leymaniye'yi Mimar Sinan yapmış; çıra-
ğı Davud, ustasmın eserine öykünerek Ye-
m Cami'yi planlanuş... tki yapı da birbi-
rindengüzel...
Bir firtına çıksa Istanbul'da-... Yenı Ca-
mi'nin önünü süpürse... Naylon çadın da
söküp atsa...
Es deli rüzgâr es...
Delı Ibrahım'den çocuk doğurup da Os-
manh'nınneslini kurtaran Rus kızı için es...
MUSTAFA O K Eski Bakan
Sıradanlık (ii)
Bütün bu saldınlann ve zoriuklann, çaıiık rejimin-
de olsun, komünist rejimde olsun, biriiğini ve bütün-
lüğünü koruyarak üstesinden gelmiş olan bu ülke
(Sovyetler Birliği), şimdi nasıl olur da soğuk savaş
günlerinin geride kaldığı bir dönemde glasnost, de-
mokratizasyon ve perestroika karşısında yenik
düşer ve dağılır.
Bize göre, Gorbaçov'un "glasnost, demokratizas-
yon ve perestroika" üçlüsü ile giriştiği ilericı, devrim-
ci, şeffaf ve demokratik yeniden yapılanma hareke-
ti, büyük bir "meydan okuma" hareketidir.
Devrimci yeniden yapılanma konusunda Rusya
tarihi, üç önemli ve başanlı örneğe sahip bulunmak-
tadır.
Büyük Petro (1689-1725), Unin ve Stalin örnek-
leri (1917-1945). Bu devrimlerin üçü de meydan
okuma biçiminde olmuş ve başanyla sonuçlanmış-
tır. Çünkü bu devrimlenn üçü de yol, yöntem ve kul-
landıklan enstrümanlar bakımından "devrim mantı-
ğı"na ve o günkü "dünya dinamikleri"ne ve "Rusya
gerçeği"ne uygundu. Başanlı oldu.
Gorbaçov'un "glasnost, demokratizasyon, pe-
restroika" devrimci girişimine gelince; yol, yöntem
ve kullandığı enstrümanlar bakımından "devrim
mantığı"na, "Rusya gerçeği"ne, dünya ve Varşova
Paktı dinamiklerine ve aktivrtesine ters düşüyordu.
Örneğin, Macaristan'da Imre Nagy'de (1956), Ce-
koslovakya'da Aleksandr Dubçek'te (1968) oldu-
ğu gibi Polonyalı işçi lideri Lech VValesa'nın başı ar-
tık tanklarla ezilemezdi ve ezilemedi.
Bundan böyle Gorbaçov'un "meydan okuma"s\
"eşyanın tabiatına aykın" idi ve başansız olmaya
mahkûmdu.
Her alanda olduğu gibi özellikle siyasette, devrim-
lerde ve savaş hallerinde "meydan okumalar ba-
şansız olurlarsa ya da güçlü bir "karşı meydan oku-
ma"ile karşılaşırlarsa, mevcut ve yeniden ortaya çı-
kan çelişkiler büyüyerek ve sertteşerek iç alana ta-
şınır ve bu durum bölünmelere, ayaklanmalara ne-
den olabileceği gibi, çoğu kez, meydan okuma,
meydan okuyan kişinin ya da kadronun başını ye-
mekle kalmaz, ülke istikrannı ciddi ölçüde bozar ve
moral bakımından beldenenin çok üstünde bir tah-
ribata neden olabilir.
ABD'nin Vıetnam (1965-1975), Rusya'nın Afga-
nistan saldırıları (1979-1988), "çellşkiler"\n büyüye-
rek ve sertleşerek iç alana taşınacağı ve yapabile-
ceği tahribat konusunda iki tipik ömek olarak gös-
terilebilirier.
Gorbaçov ömeğinde de öyle oldu, Gorbaçov'un
sonunu hazıriayan süreç, Brzezinski'nin de belirtti-
ği gibi böyte gelişti, çelişkiler artarak ve sertleşerek
iç alana taşındı, Gorbaçov'un başı kendi tanklarryla
ezildi ve Varşova Paktı'nın dağılması, Sovyetler Bir-
liği'nin parçalanması önlenemedı ve Gorbaçov'un
adı tarihin çöp sepetıne atıldı.
Kopenhag Kriterleri, ınsan haklan ve azınlık hak-
lan yönünden, hukuk devleti, ışleyen pazar ekono-
misi, demokrasi, medya ve anlatım özgürlüğü yö-
nünden, yargı, polis ve yerel yönetimler yönünden
ve üyelerin yükümlülüklerini üstlenme yeteneğine
sahip olmalan yönünden, hatta yaşam yönünden
Türkiye için Avrupa Birliği baskısı ile bir yeniden
yapılanmayı, diğer bir deyişle "mecburi kültür de-
ğişimi'rii gerektirecek içerikte ve genişlikte gorüki-
yor.
Bu, bir Doğulu ve de üstelik "Islam toplum yapı-
s/"ndan Avrupai (Batılı) bir toplum yapılanmasına
geçiştir. Yanı diyalog kültüründen yoksun, serrtez-
cikarakterde olmayan "monolitiksel yapılanmadan,
yani buyruksalyapılanmadan, yani Tann-kral-kul hi-
yerarşisinden" Sezar'ın hakkı Sezar"a, Tann'nın hak-
kı Tann'ya düsturu ile ve de sentezlerle oluşan bir
"diyalektiksel toplum yapılanmasrna geçiştir.
Bu nedenle, bu "Gortbaçov modeli bir meydan
okuma" olup çok ciddi, riskli ve kararlılık isteyen bir
meydan okumadır ve sanınm peş peşe birçok mey-
dan okumalan beraberinde getirecek karakterdedir.
Aslında Rusya'da Büyük Petro (1689-1725), Tür-
kiye'de Mustafa Kemal Atatürk (1919-1938) tam
bir meydan okuma ile baştan sona yeniden yapı-
lanmayı gerektiren Batılı karakterde çağdaş bir dev-
rim hareketini ülkelerinde sahip olduklan büyük oto-
riteleri, uzağı görüşleri ve sarsılmaz karariılıklan sa-
yesinde ciddi sıkıntılara, bölünmeye ve yıkıntıya
meydan vermeden ve devrimci bir süreç içinde ba-
şanyla gerçekleştirmişlerdir.
Kuşkusuz bu sağlam ve devrimci altyapı üzerine
oturtularak yeni devrimci yapılanmalara geçilebilir.
Ancak, Avrupa Birliği, yakın tarihimizde, Avrupa
Biriiği'nin şimdiki büyüklerinin oluşturduğu ve "bir
çatışmaya meydan vermeden Osmanlı Imparator-
luğu'nun parçalanması" projesinin sorumluluğunu
üstlenen ve bunu gerçekleştiren, tarihimızdeki ünlü
ve sabıkalı 'Vesayef rejimi'nm bir kopyasına dönüş-
memelidir.
Zira, Gorbaçov'un "glasnost, demokratizasyon
ve perestroika" devrimci girişiminde ortaya çıkan
karmaşadan yararianarak Sovyetier Biriiği'nin par-
çalanmasında ve Gorbaçov'un sonunun belirlen-
mesinde Doğu Avrupa ülkelerinin oynadığı etkin ve
olumsuzrole benzer bir rolü bu kez, Türkiye'nin Ko-
penhag Kriterleri'ne göre yeniden yapılanmasında
ülkemizi kuşatmışolan "petro-dolarzengini kökten-
dinci Islam ülkelen" üstlenmeye hazır görünüyorlar.
Bütün bunlara bakarak şu sonuca ve hükme va-
nyoruzki;
Bu işler sıradanlığı kaldırmaz.
Gorbaçov'un ve Rusya'nın başına gelen budur.
Duman operasyonu
4.3 trifyonluk koçok
sigara ekgeçirildi
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Gümrük-
lerde sürdürülen operas-
yonlarda ıkı yenı kaçak-
çılık ortaya çıkanldı.
Gümrük muhafaza gö-
revlilerince "Duman"
kod adlı sigara operas-
yonunda Makedonya ve
Çin'de üretilen taklit ve
kalitesiz sıgaralan Tür-
kiye'ye kaçak yollardan
sokan bir şebeke ortaya
çıkanldı.
"Ehıman" kod adlı
operasyonda, Makedon-
ya ve Çin'de üretilen ka-
litesiz ve sağlıksız siga-
ralann Türkiye'ye sahte
beyanla sokulduğu be-
lirlendi. Gperasyonlar-
da, kalitesiz sigaralann
gümrüklerden geçirilir-
ken çocuk oyuncağı,
ayakkabı ve vantilatör
olarak beyan edildiği,
yurda sokulan sigarala-
nn da "Marlboro" ve
"Benson Hedges" mar-
kalanyla piyasaya sürül-
düğü belırlendi. 4 ope-
rasyonda, toplam 4.3
trilyon lira tutannda 9
bin 200 baks kaçak si-
gara ele geçirildi.
îstanbul Gümrü-
ğü'nce gerçekleştirilen
"Samba" kod adlı ope-
rasyonda da 20'lik 4
konteyner kalitesiz kah-
venin yurda sokulması
engellendi.