Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 10 ARALIK 2000 PAZAR
14 l L J 1 \ kuttur@cumhuriyet.com.tr
ALLEGRO EVÎN tLVASOĞLU
Bu yd Zehra'nın konıığu Topsoe
îstanbul Devlet Operası'nın değerii soprano-
su Zehra Yddız, 9 Aralık 1997 tarihinde Alman-
ya'nın Heidelberg kentindeki Fidelio temsilinden
sonra 10 Aralık sabahı komaya gırmiş ve iki gün
içinde bu dünyadan aynlıp gitmişti. Onun kısa-
cık yaşamöyküsünü kitapîaştırma çahşmalanna
başladığımızda eşı Süha Yıknz'a son Fidelio tem-
silinin fotoğraflan ve eleştin yazılan yeni yeni ge-
liyordu. Zehra'nın o hiç göremediği bu fotoğraf-
lar da kitabımızın son bölümünü oluşturdu. Ar-
dından Süha Yıldız onun adına bır vakıf kurdu.
Başlıca amaç, her yıl 12 Aralık gecesinde bir bü-
yûk etkinlik yaparak Zehra'yı anmak ve geliriy-
le vakfı zengınleştirmek. Dolayısıyla genç sanat-
çılara Zehra'nın o yaşlarda yakalayamadığı fır-
satlan sunacak bİT koza oluşturmak. Bu yılki 12
Aralık (Salı) gecesi AKM'de yıne bir konser dü-
zenleniyor. Bu kez ünlü Danimarkalı soprano
Etisabeth Meyer-Topsoe, Ingılız şef Andrew Gre-
envvood yönetimindeki îstanbul Devlet Opera ve
Bale Orkestrası ile bir konser verecek. Her yılki
gibi Zehra da sahnede olacak. Işıltılı sesındeki
ölümsüzlüğü duyuracak.
Bugün tstanbul'a gelen konuk soprano Ehsa-
beth Meyer-Topsoe ile elektronık posta yoluyla
bir söyleşi yapük. Özellikle Rkhard VVagner ve
Richard Strauss operalanyla ûnünü duyurmuş
bır sanatçı. Aynca ses rengini içeren tüm Italyan
operalan, oratoryolar, requıemler ve birçok çağ-
daş yapıt, dağarcığında yer almakta.
tsveç Kraliyet Operası Okulu'nda egitım gör-
dükten sonra özel olarak Vagn Thordal ve îsveç-
li ünlü soprano Birgit NUsson'la çalışmış.
- Ailenizde hiç başka müzikci var mıdır ya da
müzik gefeneği?
ELJSABETH MEYER - TOPSOE - Evet, an-
nemın büyük- büyükbabası Danimarka Kraliyet
Konservatuvan'nda hoca ımiş. Aynı zamanda
bestecı ve orgcu olarak ün yapmış. Onun oğlu,
yani benim büyükbabam, Kraliyet operasında
komo çalarmış. Büyükannem bir kemancı ıdi.
Teyzem, Ebe Brems, 1930'lardan 5O'lere dek
mezzosoprano olarak Danimarka, Viyana ve
Londra'da sahneye çıkmış bir operacıydı. Onun
sesinden yapılan çift CD'li bir albüm bugünler-
de piyasaya çıkıyor. Teyzem benim ilk öğretme-
nim oldu.
- Şarta söylemeye nasıl başladığmızı anımsıyor
musunuz? Daha doğrusu şarta söyteyebfldiğinizi
nasıl keşfettiniz?
TOPSOE - Okulda bir öğretmenım sınıfta ar-
kadaşlanmla şarkı söylerken bana dikkat etmiş,
koroda söylememi istedi. Galiba 12 yaşınday-
dım. Ardından küçük roller verdiler. Eğlenceliy-
di. Pıyano çalmaktan daha hoş bir şeydi bu. Se-
sirni nasıl keşfettiğimi bilmiyorum. Ama galiba
iyi bir ses çıkıyordu şarkı söylemeye kalkıştı-
ğımda!
- Şannhkynhmria yfmimfyp hafofhgmp MMn
kendinize örnek olarak seçtiğmiz bir sanatçı var
mıydı?
TOPSOE - Ilk idealim benden daha büyük sı-
nıfta olan bir kızdı. Ardından birkaç yıl kımseyi
ömek almadan kendi kendime şarkı söviedim. Son-
ra bir gün Birgit Niisson'un plağını dinledim.
Aman tannm, ışte o zaman şarkı söylemenin ne
demek olduğunu anladım.
'Llrlk- dramatlk sopranoyum'
- Evet, NDsson (d: 1918) îsveç'in efsane sopra-
DOSU. Bfldiğim kadanyla hem Verdı hem de VVag-
ner roDeriyle ünlenmiş, 1955'te Bayreuthta söy-
ledikten soragünün önde gelen VVagner soprano-
su olarak büyük Ugi toplanuş. Hatta 1960'h yü-
larda ona rakip olabüecek tek bir VVagner sopra-
nosu yokmuş, denir. Üstelik çok uzun yıllar sah-
nede kalmayı başaranlardan birisi. 1980'li ydlar-
da 60 yaşının üstünde olduğu halde sahnedeydi.
Sizin Üişküüz nasıl başladı ve gelişti?
TOPSOE - Üniversıte yıllanmdı. Acaba mü-
ziğe üniversitede mi devam etsem, yoksa bir ope-
ra okuluna mı geçsem diye kararsızlık içindey-
dim. Neredeyse çocuklugumdan beri plaklannı
dinlediğim Nılsson'u da üst üste birkaç yıl Tivo-
lı'de canlı olarak sahnede izliyordum. Ona yak-
laşıp kendimi dinletmeye ve geleceğim için onun
fikrıni almaya karar verdim.
O yaz Kopenhag'a geldığınde hangı otelde kal-
dıgını öğrendim. Kendisine bir mektup yazıp re-
sepsiyona bıraktım. Mektupta onu rahatsız etti-
ğim için binlerce özür dilıyordum. Bana cevap ver-
mezse onu suçlamayacağımı, umutsuzluğa filan
kapılmayacağımı, büyük sanatçılann kimbüir her
gün kaç mektup aldıklannı vb. yazdım. Ama be-
nim gibi kararsız, genç bir şancıya yol göstere-
bilir miydı acaba? Neyse yine Tivoli'deki temsi-
ünı hayranlıkla izledim ve yaz tatiline gittim. Dö-
nünce evde Niisson'un mektubunu buldum. Son
derece nazikti. Hiç öğrenci kabul etmedığini ya-
zıyordu. Ama ben sadece onun fıkrinı sorduğu-
ma göre beni bir kez dinleyebilecekti. Ham-
burg'daki Elektra temsilinin provasmdan önce
orada olmamı istiyordu. 1979 Ağustos ayında
Hamburg'da ilk kez buluştuk. Düşünebiliyor mu-
sunuz, otel odama hoşgeldin çiçekleri yollamış!
Son derece sevecen, ıyi kalpli, sıcacık, büyük bir
insan! Hemen temsile ve arkasından partiye da-
vet edildım. Dünyanın her yerinden gelen hay-
ranlan, eski arkadaşlan ve operacılarla tanıştım
o gece. Temsü yorgunluğuna aldırmadan herkes-
le ilgileniyor, herkesın keyfinı soruyordu. Işte
Birgit: Çok özel bir insan. O günden sonra yakın
dost olduk. Benim yaşam çizgimi yönlendirdi. Ai-
lemi tanıdı. Hâlâ haftada en az bir kez telefonla-
şınz veya faks yollanz birbirimize. Benim yaşa-
mımda çok önemli yeri var. Ama hiçbir zaman
kimseye şu veya bu rolü almam için baskı yap-
madı. Ben onu ikinci bir annem olarak sevdun.
- tsveç dışında ilk kez Birgit Nilsson yartşma-
sında ödül kazanan sanatçı olmak ne demek?
TOPSOE - Danimarkalı olduğum halde Is-
veç'te eğitim gördüğüm için bu ödüle hak kazan-
dun. Aynca Nilsson'ın 1998'de 80. yaşgünükut-
lamalan çerçevesindekı gala konserinde onur ko-
nuğu olarak Stockholm Kraliyet Operası'nda Aş-
kölümü'nü söyledim.
Tannm, bu kadar heyecanlandığım bir dinleti-
mi ammsamıyorum. Kameralar kalbımin boğa-
1 fjfodern yapıtların notalannı okuduğumda garip bir
mutluluğa kapıhyorum. Hiç kimse söyleyeceğim şarkılann
sesini bilmiyor diye. Ne güzel bir duygu, anlatamam. tlk kez
benden duyacaklar! En önemli yönü bu yapıtların
bestecisiyle konuşup tartışabilmek. Verdi ya da Strauss ile
tamşmış, konuşmuş olabilmek nasıl bir duyguydu acaba?'
zımda attığını resimleyecek sandım.
- Opera dağarcığında dramatik soprano sesini
gerektiren VVagner ya da R. Strauss roOerini söy-
lerken bir yandan da İtaryan dağarcığmı söyiemek-
tesiniz. Nasıl başarryorsunuz bu ayn biçemleri
birleştinneyi?
TOPSOE - Benim sesım link-dramatik sopra-
no türünden. Yabıızca Elektra veya Brünnhilde
gibi dramatik rolleri söylemiyonım. Aynı zaman-
da Italyan belcanto'sunu da söyleyebilıyonım.
Sesımın rengı açısından her iki biçemi de kolay-
lıkla yapabılıyorum.
- VVagner'in Ring'inde birçok kez rol almışsı-
nız. Nasıl bir şey bu dört ayn gece süren operalar
zincirinde, bir VVagner ortak paydası içinde, kon-
santrasyonu elden bırakmadan değişik karakter-
leri canlandırabUmek?
/ i i « i n ı n O '
TOPSOE - "RheingokTda Freıa; Walkûre"de
Sieglinde,
u
Götterdanunerung
n
da Dntte Norne
rollennı üstlendim. Ses renginın gereğı, sürekli
karakter değışıklığıne uğruyorsunuz. Ancak bu
uzun süreç içinde yepyeni, değişik harika bir dün-
yaya dalıyorsunuz ve VVagner'in o müthiş, mü-
kemmel düş evrenine bir yolculuk başhyor.
Tap-dance tutfcumdu'
- Opera dünyasındaki kadın şancılann birço-
ğuaikkurmaktaıuözeüiMeçocukdoğıırmaktan
kaçınmışlar, doğum yapmanın seslerinezararve-
reeeğini düşünmüşlerdir. Sizin kurtıhı düzen bir
afleniz var. Hem de iki yetişkin kamız.
TOPSOE - iki dünyayı yan yana yürütebilmek
için gerçekten kutsanmış olmak gerekiyor. Bu-
Günümüzde AyatrmibertoiiübezemedenvoksunohıUKinakanmanıtsaftğmı kanıtfayor.
101yaptylaÎstanbul
Kültür Servisi - Engin Ye-
nal'ın hazırladığı, MnratGer-
men'ın fotoğraflannı çekti-
ği, Kr Kent: îstanbul 101 Ya-
pı adlı kitap Yapt Kredi Ya-
ymbn'ndan çıktı. Kıtapta En-
gin Yenal'ın seçimiyle, îs-
tanbul kentinin karakterini
oluşturmuş olan yapılar ör-
güsü arasından simgesel ol-
ma özellıklenyle aynlan 101
yapı yer alıyor. Yapılar, ken-
ti kuşatan Suriçi, Sultanah-
met çevresi, Haliç'ten Marma-
ra Denizi'ne, Surdışı'na ve
son olarak Galata ve Pera'ya
uzamyoT ve îstanbul'un snıı-
rmı çizerek adeta bir harita
çıkanyor. 101 yapı, binalann
tarihsel ve biçimsel olarak sı-
nıflandınlmasının ötesinde
îstanbul'a kazandırdıklan
özellikler, birbirleriyle olan
uzamsal, yaşamsal ve duy-
gusal ilişkileri göz önünde
bulundurularak, bir bütünlük
oluşturacak biçimde kurgu-
lanmış.
Kentsel biüncin gelişme-
sinde büyük önem taşıyan
kentkitaplanna masalsı anla-
ttm dihyle yeni birboyut kat-
mayı amaçlayan 101 Yapı, ki-
şinin çevresiyle ve yapılarla
olan birebir ilişkisini ortaya
koyan ve bu yapılann tarih
içindekı işlevıyle'bugünkü i§-
levini karşılaştıran bir tavrr
içinde okuyucuya sesleniyor.
Süreç içinde işlevsellik-sim-
gesetiik ortaklığı içinde buhı-
nan, çoğu artık kullanılma-
yan ya da işlevini değıştirmiş
olan, ancak simgeselliİderiy-
le Îstanbul kentinin karakte-
rini çızcn 101 yapt, başanlıfo-
toğrafîk belgeleriyle de yep-
yeni bir çalışma sunuyor.
nun bana hiç de ucuza mal olmadığını söyleye-
bilirim.
- Satane dışında neter vaparsınız?
TOPSOE -Öncelıkle aile sorunlanyla ugraşı-
nm! Onlann dışında ise çok okurum, müze ge-
zerim; konserler, tiyatrolar ve filmleri kaçırma-
maya çalışmm. Bır de tabn kı fıtness yapanm.
- Eşiniz de müzik dünyasından mı?
TOPSOE - Hayır, eşim bu- yargıçtı. Ama Al-
manya'ya taşındığımızda mesleğini bıraktı. As-
lında o da bir sanatçı: Dokuz kadar roman. beş
tiyatro oyunu yazıp yayımladı. Aynı zamanda sa-
nat eleştirmeni. Annesi 1950'li yıllarda Dani-
marka'da en başanlı gazeteci seçilen ilk kadın ol-
muş. Onun da babası Kuzey Avrupa'nın en ünlü
şairlerinden Gottfned Benn.
- Ya kniannız, onlann mürikk arası nasü?
TOPSOE - Evet, büyük kızım (17) her çeşit mü-
zik dinlemeyı seviyor ve pıyano çalıyor. Küçü-
ğü ise (14) yalnız günün modası olanı dinliyor.
Her ikisi de şarkı söylüyor ve annelerinden on-
lara bır hastalık gibi geçen "tap-dance" yapıyor-
lar. Ben bu dansı Stockholm'deki opera okulun-
da öğrenmiştim ve bır tutku halinde sürdürdüm.
- Sopranolar hep kaprisli olur, ne yapacaklan-
nı, ne isteyeceklerini bilemezkr denir. Sizin kap-
risleriniz var mıdır? Ya da temsile çıkmadan ön-
ce sinirti olur musunuz?
TOPSOE - Şancılann çabucak kınlabilir, çok
duyarlı bir enstrümanlan var. Üstelik bunu beden-
lerinde taşıyorlar. Her yere birlikte gidiyor sizin-
le. Yağmurda, firtınada, sıste, sigara dumanında,
diğer insanlann yanında, partilerde, tatillerde o
çalgı hep sizin bedeninize yapışık. Biraz ayınp
da korunaklı bir yere alayım dıyemezsiniz. Eğer
prova yaptığınız oda tozluysa, cereyanlı bir sah-
nedeyseniz ya da buz gibi bir kuliste! Evet, işte
o zaman hepimiz "kaprisK" olabiliriz. Sahneye
çıkmadan önce eğer kendimi iyi hissediyorsam
hiçbir zaman sinirli ohnam. Bu, savaşa hazuım
demektir. Ama bir sorun varsa gerçekten de si-
nirli olabüirim.
'Bernsteln yönetsln Isterdlm*
- Pek çok opera sanatçısının kaçuıdtğı bir işle-
vi yerine getirip çağdaş operaya değer veriyorsu-
nuz. Nasıl çahşıyorsunuz bu yapıüan?
TOPSOE - Modern yapıtların notalannı elime
alıp okuduğum zaman garip bir mutluluğa kapı-
hyorum. Hiç kimse söyleyeceğim şarkılann se-
sini bilmiyor, diye. Ne güzel bir duygu, anlata-
mam. Ilk kez benden duyacaklar!
-Moderayaprtknçahşıri&enldasikterkadarzevk
alıyor musunuz?
TOPSOE - Aslında ıkı ayn dünya. Benim için
en önemli yönü bu yapıtlann bestecisiyle konu-
şup tartışabilmek. Düşünebiliyor musunuz.. Ver-
di ya da Strauss ile tamşmış, konuşmuş olabil-
mek nasıl bır duyguydu acaba?
- GeKn sizi düşsel bir temsüde oynamaya davet
edeyim! tdeaUnizdekinımlesahneyipaylaşniakis-
terdiniz? Orkestra şefiniz kim ohnah ya da ide-
aünizdeki opera evi neresi olabiür?
TOPSOE - Bu çok zorlayıcı bır soru. Ama Le-
onardBernstein'ın yönetiminde herhangi bir ope-
raevınde söylemeyi ısterdım. Sahneyı de lsveçli
tenor Jussi Björüng (1911-1960) ile paylaşmak.
-Bundan önceKontrapunktfirmasıtarafindan
yayunlanmış iki CD'niz de ödüller kazanrruş. Ye-
ni CD anlaşmalarmız var mı?
TOPSOE - Evet, şu sıralarda Danimarka Rad-
yosu ile bir anlaşma yapmak üzereyim.
- Opera tarihine dönüp baköğıruzda, kendini-
ze göre bir rol seçebühor musunuz? "Işte ben bu
rol ıçın yaratılmışun" dediğiniz oldu mu?
TOPSOE - însan önce yaratılmamış olduğu
rollen bellemeli bence. Birçok rol ıçın, kesmlik-
le benim için değil, diyebümeli. Ben sesime ya-
kışan ve iyi taşıdığıma inandığım birkaç rolden
söz edebilirim. Güllü Şövalye'deki Marschallin,
Tannhaüser'deki Elisabeth ve Uçan Hollanda-
h'dakı Sentagıbı
- Istanbul'dan sonra hangi prodüksüiyonda rol
alacaksınız?
TOPSOE - Sevilla'da, Maestro Ralf VVeikert
yönetiminde Güllü Şövalye. 3 Ocak 2001 'de baş-
layan bir prodüksiyon.
evini@boun.edu.tr
Y A P 1 Y 0 R L A R ?
Ingmar Bergman
yeniden tiyatroda
U Juila
Roberts, füm
başına aldığı 20
milyon dolarla,
Hollywood 'dakı
en güçlü ve en
çok kazanan
aktris ilan
edildi. Julia
Roberts, istediği
her ücreti fılm
şirketlerine
kabul
ettirmesiyle
bilmiyor.
• Cllnt
Eastwood,
artık emekliye
aynlacağım söyledı.
Ilerleyen yaşına
rağmen oyunculuğu ve
yönetmenliği ile
Hollywood'da
ağırlığmı koruyan
EastNvood, en son
Venedik Fihn
Festivali'nde 'Yaşam
Boyu Altm Aslan
Ödülü' almıştı.
• Eros
RamazOttl, Brimey
Spears'm düet teklifinı
reddetö. Ramazotti,
Spears'ın, kendısınin
müzik kalitesine
ulaşması için en az on
yıl geçmesi gerektığını
ve belki on yıl sonra
kendısiyle düet
yapmayı kabul
edebileceğıni söyledi.
• Glenn Close'un
yeni filmı '102
Dahnaçyalı'run
çekimleri tamamlandı.
Filmin galasuıdan elde
edilen gelır, çocuklara
yardım ıçm
harcanacak.
Kampanyaya York
Dükü de destek verdi.
• ıngmar
Bergman,
hafta Stockhohn'deki
'Dramaten
Tiyatrosu'nda
sahneleyeceği
Friednch von
Schıller'in 'Mary
Stuart'ıyla sanat
yaşamınageri
dönüyor. 82 yaşındakı
sinema ve tiyatro
yönetmeni Bergman,
sahne ve fihn
çalışmalannı
bıraktığını açıklamıştı.
• Arnold
Schvvarzenegger.
son fılmi 'The 6th
Day' adh bilimkurgu
fibninin çekimlerini
tamamladı. Füm, 15
Aralık'ta Amerika'da
vizyona girecek.
• Lenny Kravitz,
Mıamı'de soyulan bir
bankanın müdüriinün
polise verdıği tarife
tıpatıp uyunca
yanlışlıkla banka
soyguncusu diye
karakola
götürüldü ve
banka müdürüyle
yüzleştirildi.
Soyguncunun
Kravitz
olmadığının
anlaşılması
üzerine polislerin
özür dıleyerek
serbest bu-aktığı
şarkıcı, dava
açacağını
söyledi.
• stephen
Baldwin
'Zebra Lounge'
adlı bir erotik-korku
filminde oynayacak.
Baldwin'in, Kristy
Swanson, Cameron
Daddo ve Brandy
Ledford'la başrolleri
paylaştığı filmin
konusu, tanıştıklan bir
çift tarafindan daha
sonra öldürülmeye
çalışılan bir kan-
kocayla ilgıli.
• Wlll Smith,
müzik kanyerine bir
süre ara vereceğini
açıkladı. Önümüzdeki
yıl sadece sinemaya
ağırlık vereceğini
söyleyen Smith, önce
Muhammed Ali'nin
biyografısmı, daha
sonra da 'The Hunted'
adlı gerilim fılmini ve
'MenmBlack2'yi
çekecek. Smith, sadece
'MeninBlack2'nin
soundtrack'i için
stüdyoya girecek.
• Bruce Willls
Brad Pıtt, Russel
Crowe ve Johny Depp
bir araya gelerek bir
albüm çıkanyorlar.
Albümden elde
edilecek gelir,
hayvanlan koruma
derneğı 'The VVildlife
VVaystation'a ,.
bağışlanacak.
• Cattierine
Zeta-Jones, Tmst'
adlı yeni filminde
psıkıyatr
kocasınm bir
hastasıyla ilişkı
kurduğunu
öğrenen avukaü
canlandıracak.
Aktris, erkek
kardeşi Lyndon
Jones ve David
Foster ile
birlikte filmın
yapımcılığını da
üstlenecek.
• Ang
Lee'nın
yönettıği
'Crouching
Tıger, Hıdden
Dragon' adlı
fihn Amerika'da
gösterune gırdı.
Başrollerinde Michelle
Yeoh ve şarkıcı Coco
Lee'nin oynadığı
fıbnde, eskı Çuı'de
'Çing' hanedanlığı
zamanında yaşayan iki
kadının öyküsü
anlatıhyor.
• Scott Glenn,
yeni aksıyon fılmi
'Vertical Limıt'te,
dünyanın en yüksek
dağlanndan biri olan
'K2'de kız kardeşini
kurtarmak zorunda
kalan bir dağcıyı
canlandınyor.
• Billy Crystal,
'Akademı Ödülleri'nin
sunuculuğu için Jim
Carrey, Jay Leno ve
David Letterman gibi
isimleri önerdi.
Crystal, şu anda Mia
Roberts ve Catherine
Zeta-Jones ile çekeceği
bir fihn projesi
üzennde çalışıyor.
• Christina
Aquilera, 'Bılboard
2000 Müzik
Ödülleri'nde 'Yılın
Kadın Sanatçısı'
seçildi. Aynı törende
Tony Braxton da 'En
Iyi Hip-Hop Müzik'
ödülûnü aldı.