18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 0 KASIM 2000 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Gecekondulara ilişkin yasa uzaüldı • ANKARA (Cıımhuriyet Bürosu) - öayındırhk Bakanhğı'nın gecekondu önleme bölgesi olarak seçilen yerlerde 9 Eylül 2000 tarihinde sona eren konut yaptırma veya müteahhitlere tahsislerde bulunması yetkisinin 2O09 yılına kadar uzatılmasını öngören yasa TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. Görüşmeler sürerken Maliye Bakanlığı yetkililerinin tasanda yapılan bir yanlışlığı fark etmeleri üzerine iktidar gruplannca önerge hazırlandı. Konuyla ilgili yetkinin daha önce 4568 sayılı yasayla Toplu Konut Idaresi'ne verildiği anımsanınca Bayındırlık Bakanlığı'nın olmayan bir yetkisinin süresini uzatan tasanya bir geçici madde eklenmesi için önerge verildi. Yılmaz tazminat kazandı • ANKARA(AA)- ANAP Genel Başkanı, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, kendisi hakkında gerçek dışı beyanlarda bulunan işadamı Korkmaz Yiğit'in açıklamalannı yayımlayarak kişilik haklanna hakaret ettiği gerekçesiyle dava açtığı Kanal E'den 2.5 milyar lira manevi tazminat kazandı. Ankara 17. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada, Yılmaz'ın avukatı tarafından hazırlanan dilekçede, davalı televizyonun, "haksız ve gerçeklere aykın kaseti yayımlarken kendisinden beklenen hassasiyeti göstermediği, doğruluğunu araştırmadığı ve ihalede yolsuzluk yapılmış intibaını vererek Türk kamuoyunu, dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz aleyhine yönlendirdiği ve yanhş bir imajın yaratılmasına sebep olduğu" ifade ediliyordu. SODEV'den açıklama • Istanbul Haber Servisi - Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV) yaptığı yazılı açıklamada, MÎT Başkanı'nın Kürtçe televizyon ve ölüm cezasının kaldınlması yönündeki açıklamalannın, demokratikleşme sürecinde önemli bir adım olduğunu belirtti. Bankacıya silahlı saldım • tstanbul Haber Servisi - Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Menkul Kıymetler Müdürü Mehmet Yıldınm, bankanın Fmdıkh'daki genel müdürlük binasında silahlı saldınya uğradı. Mehmet Soylu adlı kişi tarafından kasığından vurulan Yıldınm yoğun bakıma alındı. Olaydan sonra yakalanan Soylu ifadesinde, 1 trilyon lira yatırdığı borsada kâğıtlannın zarar etmesi üzerine bankadan 500 bin dolar kredi aldığını vurgulayarak "Bankanm parasıyla da borsa da zarar ettim. Yıldınm, teminatsız verdiği krediyı geri alabilmek için baskı yapmaya başlayınca kendisini vurdum" dedi. Bojjaz hattında yeni sefer • Istanbul Haber Servisi -Türkiye Denizcilik Işletmeleri (TDİ), 4 Aralık Pazartesi gününden itibaren "Sanyer-Beykoz- Üsküdar-Kadıköy" arasında karşılıklı sefer başlatacak. Yapılan yazılı açıklamada, 4 Aralıİc Pazartesi'nden itibaren cumartesi-pazar ve tayram günleri hariç hçr gün sefer olacağını açıkladı. CHP, 42. gününe giren ölüm oruçlarmı görmezden gelen hükümeti uyardı 'Yarm çok geç olabilir'Haber Merkezi - F tipi ceza- evlerine karşı siyasi tutuklu ve hükümlüler tarafından başlatı- lan ölüm orucu eylemi 42. gü- nüne girerken yurtiçi ve yurt- dışındaki destek amaçlı açlık grev eylemleri de sürüyor. CHP Genel Sekreter Yardımcı- sı Algan HacaJoğlu, yurt gene- lindeki cezaevlerinde başlatı- lan ölüm oruçlan konusunda hükümeti uyararak "Ölüm oruçlan derhal sona ermelidir. Yann çok geç olabilir" dedi. Ankara Barosu Başkanı Sadık Erdoğan da F tipinin mimari bir sorun olmadığına işaret ederek "Öncelikleinfaza ilişkin yeni ve çağdaş yasal düzenle- melere gereksinim vardır'* de- di. CHP Genel Sekreter Yar- dımcısı Hacaloğlu. partisinin ölüm oruçlan ve F tipi cezaev- • CHP Genel Sekreter Yardımcısı Algan Hacaloğlu, "Devletin temel görevi yaşam hakkını korumaktır. Hükümetin çözümüne el atması gereken, bundan daha önemli bir sorun alanı olamaz" diye konuştu. Ankara Barosu Başkanı Sadık Erdoğan da F tipinin mimari bir sorun olmadığına işaret ederek "Öncelikle infaza ilişkin yeni ve çağdaş yasal düzenlemelere gereksinim vardır" dedi. lerine ilişkin görüşlerini açık- ladı. Yaşam hakkının kutsal ol- duğunu vurgulayan CHP Genel Sekreter Yardımcısı Ha- caloğlu, "Devletin temel göre- vi yaşam hakkını korumaktır. Hükümetin çözümüne el atma- sı gereken, bundan daha önem- li bir sorun alanı olamaz" diye konuştu. Adalet Bakanı Hik- met Sami Türk'ü göreve çağı- ran Hacaloğlu, gençlerin ölüm- den kurtanlması için herkesin tüm olanaklarını seferber et- mesi gerektiğini belirtti. Batılı ülkelerin çağdaş cezaevlerinde olduğu gibi "ortak gündüz ya- şam alaru bulunan oda sistemi- ne geçilmesi'' gerektiğini kay- deden Hacaloğlu şu önerileri sıraladı: -Tutukevteri vecezaevleri ay- nlmahdır. - Cezaevleri personeli insan haklan eğitiminden geçirilme- li, çıkar çarklan kınlmalıdır. - Çağdaş bir infaz anlayışıy- la ceza ve tutukevlerinin statü- sünü, yönetim biçimini, kurcü- lanıu. tutuklu ve hükümlülerin haklannı ve sorumluluklannı açıkça belirleyen hukuksal dü- zenlemeler yapdmalıdır. - Adli polis sistemine derhal geçilmelidir. Türkiye İnsan Haklan Kuru- mu Başkanı Nevzat Helvacı da duyarsız yaklaşımlann sürme- si halinde eylemlerin ölümle sonuçlanacağını vurguladı. Petrol-îş Genel Başkanı Mus- tafa Oztaşkın ise hükümetin eylemlerin ölümle sonuçlan- madan harekete geçmesini is- tedi. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Doğu Akde- niz Şubeleri Sözcüsü Göksu Günay da toplu ölümler başla- madan F tipi cezaevlerinden vazgeçilmesini istedi. lzmir Barosu İnsan Haklan Hukuku ve Hukuk Araştırmalan Mer- kezi'nde bir heyet, F tipi ceza- evlerini inceleyerek 42 sayfalık birraporhazırladı. lzmir Baro- su Başkanı Noyan Özkan, ra- poru, Adalet Bakanlığı ve tz- mir Cumhuriyet Başsavcılı- ğı'na vereceklerini belirtti. Destek eylemleri İstanbul'da sanatçı Bilgesu Erenus'un evinde başladıklan ölüm orucuna tiyatro sanatçısı Mümtaz Sevinç'in evinde de- vam eden 4 TAYAD üyesinin eylemi 17. güne ulaştı. Tutuk- lu ve hükümlü yakınlan ile si- vil toplum örgütü üyelerinin başlattıklan açlık grevi eylem- leri, Zeytinburnu'nda 10. gü- nüne, Adana ve Bursa'da 9. gü- nüne, Ankara'da 12. gününe, Alibeyköy CHP'de ise 4. gü- nüne girdi. Bu arada, Aydın E Tipi Cezaevi'nde 3 mahkûm daha ölüm orucuna başladı. Adalet Bakanı Türk, tutuklu ailelerini suçlarken Sincan Cezaevi gazetecilere gezdirildi 'Ftipi4 aydan önce açılmaz'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Ankara Sincan F Ti- pi Cezaevi, Ceza ve Tevkif Ev- leri Genel Müdürü Ali Suat Ertosun ve cezaevi yöneticile- ri tarafından gazetecilere gez- dirildi. F tipi cezaevlerinin 4 aydan önce açılamayacağını vurgulayan Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk. ölüm oruçlannın "kritik aşamaya" geldiğinde tıbbi müdahalenin yapılacağını belirterek tutuk- lulann taleplerinin siyasi bir programın parçası olduğunu iddia etti. Türk, tutuklu ailele- rini suçlayarak "Ailelerin ço- cuklanna yapüacak tıbbi mü- dahaleye karşı çıkmalannı an- layamıyorum. Bu insanlann yürekkrinde acıma duygusu kalmamıs.. Ölüm oruçlannın anlanu, intihardan başka bir şey değUdir" dedi. Türk, önce- ki gün itibanyla açlık grevine katılanların sayısının 385, ölüm orucuna katılanlann sa- yısının da 100 olduğunu bil- dirdi. Sincan F Tipi Cezaevi'ni ga- zetecilere gezdiren Ertosun, cezaevinde bulunan tek kişi- lik odalann gerektiğinde hüc- re olarak kullanılabileceğini açıklayarak "Disiplin suçu iş- leyenlere hücre cezası verilir. Burada rutulanlar. ancak gün- de bir ya da 2 saat dışanya çı- kabflecekler. Bu doğal bir uy- F tipi cezaevlerine karşı siyasi tutuklu ve hükümlüler 3e ailelerinin protestolan sürerken Sincan F Tipi Cezaevi gazetecilere gezdir1klL~ gulaına" dedi. F tipi cezaevle- rinden Sincan, lzmir, Kocaeli, Bolu, Edirne ve Tekirdağ'da- kilerin yapımı tamamlandı. Bu cezaevlerinin geçici kabul- leri yapılmaya başlandı. An- kara, Kocaeli, lzmir, Adana'da F tipi cezaevlerinin inşaatı ise halen devam ediyor. Bu ceza- evleri 2001 Mayıs ayında ta- mamlanacak. t Otel odası gibi' Daha sonra gazetecilere açıklamalarda bulunan Adalet Bakanı Türk. F tipi cezaevle- rine karşı çıkan terör örgütle- rinin, cezaevlerinde egemen- liklerinin sarsılacağını düşün- düklerini kaydetti. "Burası konforlu bir otel odası gibi... Bugünkü hücreleıie karşılaş- tıramazsınız" diye değerlen- diren Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk af çıktıktan sonra da diğer cezaevlerinde, koğuş- lann 2,4, 6 ve 8 kişilik odala- ra dönüştürüleceğini söyledi. Türk, Terörle Mücadele Yasa- sı'nı değiştirerek infaz hâkim- liği getiren ve sivil izleme ko- mitelerine izin veren tasanla- nn yasalaşmadığı sürece ce- zaevlerine nakillerin başlama- yacağını söyledi. Adalet Bakanı Türk, 40 gü- nü aşkın süredir devam eden ölüm oruçlanna başlayan tu- tuklulann kritik aşamaya gel- diği ve her an ölümlerle karşı- laşılabileceği yönündeki bir soruya, "Bizim bu konudaki tavrunızı ortaya koydum sam- yorum, ölüm oruçlan kritik bir aşamaya geldiğinde bbbi müdahale yapüır" yanıtını verdi. Türk, bir başka gazetecinin Türk Tabipleri Birliği'nin has- talara kendi istemleri dışında müdahale etmeyeceği şeklin- deki açıklamasını anımsatma- sı üzerine elini masaya vura- rak "Hiçbir şey insan sağhgın- dan önemli degildir. Tedaviler yapdır" dedi. Afla ilgili bir soruyu da ya- nıtlayan Türk, af konusunda bu hafta içinde görüşbirliğine vanlabileceğini ve en kısa za- manda konunun TBMM'de ele ahnacağını açıklayarak iş- kencecilerin af kapsamı dışın- da tutulduğunu kaydetti. CHP lideri, Başbakanlık tarafından MİT'e yüklenen görevi olağan dışı olarak nitelendirdi Baykal: Gddi krizlerle kuşaükhkIZMİR (Cum- huriyet Ege Bü- rosu) - CHP Li- deri Deniz Bay- kal, MİT'e siya- si partiler arasın- da diyaloğu ko- laylaştırma gibi bir görev yük- lenmesinin ola- ğan dışı olduğu- nu söyledi. Tariş ve tzmir Ticaret Odası' nda görüşmeler yapmak üzere dün Izmir'e gelen Baykal. gaze- tecilerin sorulannı yanıtladı. Af konu- DenizBavkal sundaki bir soru üzerine, ciddi bir ada- let ve hukuk reformu yapılmadan gün- deme getirilen ve iki yıldırTürkiye'nin yarası haline gelen affın, yolsuzlukla mücadele çabalanna zarar verebileceği- ne dikkat çeken Baykal, "Af konusu- nun içeriği hâlâ belli değil. Banka yolsuz- luklannın af kapsamı dışında tutulaca- gı söyleniyor. Âma yolsuzluklara yol açan. bu yolsuzluklardan sorumlu siya- siler ne olacak? Siyasileri bugünkü du- rumda tarhşma konusu yapma imkâru yoktur. Ceiecekte, meclis oluşumu değiş- tiğinde bu yolsuzluklardan sorumlu si- yasilerle ilgili hesap sorma gündeme ge- lebilir. Ancak görevi kötüye kullanma suçu af kapsamı içinde olduğunda bu hesap sorma münikün olamayacakbr. Af zamanlaması yanhş ounuştur" dedi. Baykal, siyasi suçlar ile düşünce suçla- nnın da af kapsamı içine alınması ge- rektiğini savundu. MİT yetkililerinin açıklamalanna iliş- kin bir soru üzerine de Baykal, MlT'in şeffaflaşmasının, toplumla düşünceleri- ni paylaşmasının güzel birhareket oldu- ğunu belirterek, MlT'e siyasi partiler arasında diyaloğu kolaylaştırma gibi bir görev yüklenmesinin olağan dışı oldu- ğunu söyledi. Baykal, "Devlet kuruluş- lannın siyasi partflerin katalizörlüğüne soyunması büyük taroşmalan doğurur ve bu kunıluşlara zaran olur. MÎT, açık- lamasıyla siyasi partiler arasında uziaş- urma görevini üstienmiştir. Kendisine bu görevin Başbakan tarafindan verildiği anlaşıuyor. Türkiye'de kurallar, hukuk, devletyönetimiyle ilgili temel Ukeler çok sık sarsüıyor. Ciddi krizlerle kuşatünuş haldeyiz" diye konuştu. Tariş Genel Müdürlüğü'nde birlik başkanlanyla toplantıya katılan Baykal, daha sonra gazetecilere yaptığı açıkla- mada, Türk tanmmın temel sorununun örgütsüzlük olduğunu söyledi. Tanmın büyük mali sonınlan olduğuna dikkat çeken Baykal, Tariş ve benzer kuruluş- lann önemini vurguladı. TlRMIKI AYDIN ENGİN aengintn doruk.net.tr. Şimdi yine "Şu ölüm oruçlan..." di- ye başlasam, kimileri "Yine mi" diye- cek; kimilerinin "Yoksa ilk ölüm habe- ri mi haber merkezlehne ulaştı" diye yüreği hoplayacak. Üstelik bende de bu konuda şöyle serinkanlı, aklı başında bir yazı dök- türecek hal yok. • • • Adalet Bakanı, şu satırlaryazılırken açıkladı, sıcağı sıcağına sizinle bölü- şeyim: Ölüm orucundaki tutuklu ve hükümlüler için hapishanelerin kapı- sında ambulans ve güvenlik güçleri bekleyecek ve durumu "kritikleşen" mahpuslara anında müdahale edile- cek. Ne kadar insanı birtutum değil mi? Bakanlık ile tutuklu ve hükümlüler birbirlerine "küs" olduklarından her- hangi bir görüşme yapılmayacak. A- ma ölüm orucundakilerin ölmesine de izin verilmeyecek. Özel güvenlik güçleri içeri dalacak, ölüm eşiğine gelmiş tutuklu ya da hükümlü apar topar ambulansa alınıp serum takıla- cak ve ölüm önlenecek. "DeWef"in "yurffaş"larına küsme- Porselen Dükkânmdaki Fil si gibi eşi benzeri görülmemiş bir ga- rabeti bir yana bırakalım. Ölüm eşiğindeki tutuklu ve hüküm- lülere gerekirse zorla müdahale edil- mesine ne dersiniz? Bu yöntem, porselen dükkânına gi- ren filden farklı değil. Ölüm orucundakilere ulaşmak için koğuş kapılarına dayanacak güven- lik güçleri ve sağlık ekipleri, orada kesinlikle bir direnişle karşılacaklar. Bu doğru birtutum mudur, değil mi- dir, tartışmıyoruz. Ama böyle ve sert bir direniş kaçınılmaz. Bunun anla- mı ölüm orucundaki bir kişiyi kurtar- mak için barikatlar kurmuş öteki tu- tuklu ve hükümlülerden en az dört beşinin hacamat edilmesidir. Ulu- canlar, Bergama, Burdur "deneyle- ri" bu konuda kafasında kuşku, tor- tu, döküntü olanları ikna etmek için yetse gerek. Ama ne çare ki devlet tutuklu ve hükümlü yurttaşları ile küs. Konuş- muyor, konuşmayacağını durmadan yineliyor. Onlara dönüp "Yurttaşım niçin ölüme yattın? Ne istiyorsun? Bak istediklerinden şu, şu, şu olmaz; ama şu olabilir" dememekte kararlt. Bunun adının pazarlık filan olmadı- ğını; insancıl, banşçıl birçözümün an- cak ve ancak görüşmekle mümkün olabileceğini devlet kabul etmemek- te ayak diriyor. • • • Istanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman'ın canalıcı bir soru önerisi var. Sayman, herkesin (Bu "herkes"e Adalet Bakanı, Başbakan, bakanlar, milletvekilleri dahildir) kendine şu so- ruyu sormasını öneriyor: - Ya ben yanılıyorsam? Ey Başbakanlar, ey bakanlar, ey Adalet'e bakanlar, ey millete vekillik edenler, ey boş gözler, sessiz dillerle tribüne (ömeğin TV'nin karşısındaki koltuğa) kurulup haber bültenlerini iz- leyip arada bir "cıkh, cıkh, cıkh" de- mekle yetinenler! - Ya siz yanılıyorsanız? Ya tutuklu ve hükümlülerin söyledikleri arasın- da doğru, sizin benimsediklehniz arasında yanhş olanlar varsa?.. ölümün "pardon"u olur mu ? Üstelik korkmayın, ölüme yatanlar, ölmeseler de yine dört duvar arasın- da olacaklar. O yüzden ötümleri ön- lediğiniz zaman, "devlete karşı işlen- miş suçlan" affetmiş olmuyorsunuz. Af pazarlığında, koalisyonunuzun üs- tünde mutabakata vardığı tek konu- dan zerre kadar ödün vermiş olmu- yorsunuz. Siz gene af yasanızla ban- ka hırsızlarını, ırz düşmanlarını, trafik katillerini, töre canilerini, ülkücü ve ülküsüz ölüm makinelerini dört duvar arasından çekip çıkarabilirsiniz. Sizden istenen ölmeye yatmış şu delikanlı ve genç kadınları yaşama döndürecek adımı atın. Ötesini... Ah, ötesini sonra konuşuruz. Siz hele şu eşiğine gelinmiş ölümleri dur- durun. Devlet adamlığı, "devlet teröristle pazahık etmez" diye kasım kasım ka- sılmak değil, yurttaşım, tutuklu ve hü- kümlü de olsa yurttaşım ölüme itme- mekte hüner göstermektir. POLİTtKA GÜNLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA 'Medyanın Zorbalığı' Günümüzde gazeteci olmak gerçekten zor mu- dur? Ignacio Ramonet'in yazdığı, Aykırt Derman'ın Türkçeyeçevirdiği 'Medyanın Zorbalığı' (Om Ya- yınevi) adlı kitap sanırım hepimize ışık tutuyor... Medyatik mesihçilikten yeni imparatorluklara, televizyon haber programlanndan kuşku çağına dek gazeteciler için çok önemli sorulara yanıt ara- nıyor kitapta... Bu sorulara yanıt verirken başka sorular da ak- lageliyor... "Sistem artık gazeteci istemiyor mu?" Aslında sistem onlarla birlikte işliyor, ama gaze- teci artık önemli bir kişi değil, tıpkı kitapta olduğu gibi: "Modern Zamanlar filmindeki Şarlo!" Çağdaş gazeteciliğin ustalarından biri olan Polonyalı Ryszard Kapuscinski şöyle diyor: "Mesleğimiz derinlemesine değişikliğe uğradı. Eskiden, gazeteci bir uzmandı. Meslek alanında birkaç ünlü ada rastlanırdı, gazeteci sayısı da sı- nıhıydı. Bu gazeteci tipi yirmi yıl içinde yavaş ya- vaş kayboldu. Küçük bir grup, bir sınıfa dönüş- tü. Madrid Üniversitesi'nde ders verirken, okullar- dan başlayıp yayın organlannın redaksiyon birim- lerine uzanan çizgide, bir tek bu kentte 35.000 ga- zetecinin çalıştığını keşfettim! ABD'de gazete- lerde çalışan insanlan belirtmek için artık medya işçisi (media workers) terimi kullanılıyor. Buysa, anonimliğin göstergesi. Imzalara gözatmakyeter- li: Hiçbirini kimse tanımıyor. Televizyonda bile bir haber, ekranda sunulmadan önce onlarca elden geçiyor, kesiliyor, parçalanıyor, sonunda kimin elinden çıktığı anlaşılmaz hale geliyor. Sonuçta, haberi kaleme alan muhabir silinip gidiyor. Böyle olması onlariçin önemli, çünkü böylelikle, bu bağ- lamda o haberden kimse doğrudan sorumlu tu- tulamıyor." ••• Peki günümüzde gazeteci olmak ne anlama ge- liyor? Yanıtı şöyle kitapta: "Gazetecilerin yaptığı işin kalitesi düşmekte ve mesleğin büyük hızla güvenilirtiğini yitirmesine pa- ralel olarak sosyal statüleri de güvenilir olmaktan çıkmakta. Gazetecilik mesleğinde gerçek ve müt- hiş bir Taylorizm uygulamasıyla karşı karşıyayız. Günlük gazetelerin olsun, radyolann ve televiz- yonlann olsun yazı birimlerinin bundan böyle na- sıl çalıştığına bakmak gerek: Ünlü kişilerin başya- zılara rmza koyduklannı ya da haber sundukla- rını gözlüyoruz, ne var kı bu 'star'/ar, arkalarında, aslında ayakişi yapan insan düzeyine indirgenmiş yüzlerce gazeteciyi gizliyor. 'Medya sektörü ken- di hesabına', diye açıklıyor Patrick Champange, giderek yeni liberalizme yaklaştı, haberyapımı da gitgide, koltuklannda eğreti oturan, işyehndeki geleceği, başındaki kişinin iki dudağı arasında olan, tüm angaryalara boyun eğen, fason çalışan ve sipariş üzerine haber üreten gazetecilerin yap- tıklan alt çalışmaya indirgendi." •• -• • • • Oazetecîter üzerinde baskı grupları var mı? Kitapta, gazetecilerin, reklamların haberin içe- riği üzerindeki etkisinden ve baskısından kaygı duyduklan yazılıyor. Çokuluslu şirketlerin etkisine değiniliyor... Deniyor ki: "öf e yandan bir de büyük medya gruplannın ve medya sahipleri ile hissedaıiannın baskıları söz konusu. 'Yaklaşık olarak son yirmi yıldan bu yana' diye kaygılanıyor Ryszard Kapuscinski, 'medya- nın denetimi konusunda verilen büyük savaşım- lara tanık olduk; bu savaşıma girişenler, haberin yalnızca bir propaganda aracı olmayıp para da getirebileceğini anlayan çokuluslu şirketlerdi. lle- ride öyle bir durumla karşı karşıya kalacağız ki, tek bir ekonomik grup tüm medyayı denetim altına alıp, dünya üzerindeki altt milyar insanın ne izle- yeceğine ve bunu nasıl izleyeceğine karar ve- recek. Böyle bir durumun gerçekten ortaya çıkma- sına olanak yok elbette, çünkü bu, tröst karşıtı ya- salara aykırı olurdu, ama bugün görünürdeki eği- lim bu yönde. Bu durumda söz konusu olan çe- lişki, haberlerin bir merkez komite tarafından san- sür edilerek seçildiği geçmişte komünist ülke- lerde rastlanan eğilimin benzeri.' Tüm bu baskıiann ve tehditlehn ağırlığı, gaze- tecilerin sahip olduklan ahlak kavramını savun- maya çalıştklan birçok durum söz konusu ol- makla biriikte, bundan vazgeçen, hatta karşı ta- rafla suç ortaklığına giren birçok gazetecinin de var olduğunu gösteriyor." • • • Ne diyorsunuz yukarıdaki saptamaya? Bu konulara da önümüzdeki günlerde değine- ceğiz!.. Bir başka konu da medyatik mesihçilik!.. Toplum zaten kuşkucu, güvensiz!.. Medya inanırlığını da gün gün yitiriyor!.. Kuşku çağında gazeteci inanılır kişi olmak zo- runda değil mi? hikmet.cetinkayat" cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 Ciller hükümete yüklendi 'KenMeriiçin afçıkanyorlar 9 ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - DYP Ge- nel Başkanı Tansu Çil- ler, işadamlanna da uzanan yolsuzluk ope- rasyonlarına tepki gös- terdi. DYP Genel Başkanı Çiller, partisinin dünkü grup toplantısında eko- nomik ve siyasi geliş- meleri değerlendirirken sinirli ifadelerle sık sık ses tonunu yükseltti. Çiller, ad vermeden Me- sut Yıhnaz'ı tanımlaya- rak, bazı siyasetçilerin batık bankalann hesa- bından kaçmalc için ken- dilerini kurtarmak üzere "af sinüdine" yapışma- ya çalıştıklannı savun- du. Görevi suiistimal suçlanmn af kapsamına alınmasına karşı olduk- lannı vurgulayan Çiller, "Bir siyasetçinin kendi- si için af çıkarmak gibi bir lüksü olamaz'" dedi. Çiller, Kürtçe televiz- yon yayınına ilişkin tar- tışmaya ise sert tepki gösterdi. Çiller, "Bu İU- keyi Yugoslavyalüaştır- maya sonuna kadar ha- yır" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle