Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
25 KAS1M 2000 CUMARTESJ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Türk
toplumunun
sopunları
• ANKARA
(Cumhııriyet Börosu) -
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Vural Savaş,
irtica, bölücülûk ve çıkar
amaçlı suç örgütlerinin
Tûrk toplumunun
başındaJa 3 bela
olduğunu söyledi.
Ankara Kavaklıdere
Lions Kulübü'nûn 10.
Olağan Toplantısı'na
katılan Savaş, bazı
kesimlerin çağdaşlık ve
batılılaşma adına
toplumu Atatûrk'ûn
çizdiği yoldan
saptırmaya çalıştıklannı
ifade ederek, bu
kesimlerin getirdiği
önerilerin Türkiye'yi
AB'ye taşımayacağını
belirtti. Tûrk Hukuk
Kurumu Başkanı Yekta
Güngör Özden de yapüğı
konuşmada, Tann'nın
Türk ulusuna en büyük
armağanının Atatürk
olduğunu söyledi.
MÜ
Hastanesi'nde
protesto
• İstanbul Haber Servisi
-MÜ Hastanesi'nde
hizmetli olarak çalışan
yaklaşık 50 kişi, hastane
bahçesinde oturma
eylemi yaparak 5 kişinin
işten çıkanlmasını
protesto ettı. Grup adına
basın açıklaması yapan
Tez- Koop îş Sendikası 2
No'lu Şube Başkanı
Hulusi Oğulcan,
Gastroenteroloji
Enstitüsü'nde çalışan 5
kişinin "toplusözleşmeye
aykın bir şekilde işten
atıldığını" vurguladı.
Savunma
bütçesi
(ANKARA
(Cmnhuriyet Bûrosu)-
Milli Savunma
Bakanlığı'nın2001 yılı
bütçesine ilişkin
görüşmelerde
Genelkurmay
Başkanlığı'nca
hazırlanan belgeler
nedenıyle "ordunun
siyasete müdahalesi"
tartışıldı. Milli Savunma
Bakanlığı'nın 5 katrilyon
126 trilyon 585 milyar
liraük2001 yılı bütçesi,
dün TBMM Plan-Bütçe
Komisyonu'ndaki
görüşmelerin ardından
kabul edildi.
Denktaş
İstanbuTda
• İstanbul Haber Servisi
- Ankara'daki temaslannı
tamamlayan KKTC
Cumhurbaşkanı Rauf
Denktaş, özel uçakla
istanbul'a geldi.
Denktaş, KKTC'nin 17.
kuruluş yıldönümü
nedeniyle Türk Rotary
tarafindan Caddebostan
Büyük Kulüp'te
düzenlenen sempozyum
ve kutlama etkinliğine
katıldı.
Düzettme
• İstanbul Haber Servisi
- Gazetemızın 24 Kasım
2000 tarihli sayısuıda
"Yangında sabotaj
kuşkusu" başlığıyla
yayımlanan haberde ölen
kişilerin adında
kanşıklık olmuştur.
Çerkezköy'den arayan
Ali Rıza Acar, haberde
yangında ölen kızı Nazlı
Acar'ın 4 aylık hamile
olduğu ifadelerinin yer
aldığını belirterek
"Kızım bekârdı ve
hamile değildir. Hamile
olan, soyadını
bilmediğim ve evli olan
Nazmiye adlı kadındı.
Düzeltilmesini rica
ederim" dedi. Düzeltir,
özür dileriz.
Sezer'inyetkisi hsıtlanıyor• Hükümetin
tasansı
Cumhurbaşkanı'-
nınkamudaki
ağırlığına aşm
derecede
sınırlama
getirmesi ve
anayasaya aykın
yönleriyle
tartışılıyor.
ANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) -
Cumhurbaşkanının atama yetkilerini sı-
rurlayan tasan, önemli makamlar ile de-
netim organlannı Çankaya Köşkü'nün et-
ki alanından uzaklastırması ve anayasa-
ya aykın yönleriyle tartışma yarattı. TB-
MM Anayasa Komisyonu üyeleri, düzen-
lemenin anayasanın 104. maddesindeki
hükümlere aykınlık içerdiğine dikkat çe-
kerken Anayasa Mahkemesi'nin benzer
bir yasaya 1993 yılında verdiği iptal ka-
ran da iktidar tarafindan dikkate alınma-
dı. ANAP'lı Anayasa Komisyonu üyesi
Işm Çdebi, cumhurbaşkanının devreden
çıkanlması sonucu kamü yönetiminde
yozlaşma ve yolsuzluğun egemen olabi-
leceğini belirterek "Şeffaihk ve açıkhğı
sağtemamız gerekirken Cumhurbaşka-
nı'nın yetkilerini tarbşan aıriayışı kınıyo-
rum"dedi.
Cumhurbaşkanının atama yetkisini 9
makamla sınırlı tutan tasan; Emniyet Ge-
nel Müdûrü, Gelirler Genel Müdürü, tef-
tiş kurullan, müfettişler gibi önemli ma-
kamlan başbakarun, il emniyet müdürle-
ri gibi tartışmah atamalan bakanlann
onayına bırakması nedeniyle "kutasrye-
tifik" gerekçesinin ötesinde hûkûmler
içeriyor.
Anayasa Mahkemesi kararının dikka-
te alınmaması tarUşmanın diğer ayağını
oluştunıyor. Anayasa Mahkemesi, eski
Cumhurbaşkanı Turgut özal'ın Hâkim-
ler ve Savcüar Yüksek Kurulu'na ilişkin
atama yetkisini sınırlayan yasa halr|nn<fa
27 Nisan 1993 tarihinde verdiği iptal ka-
rannda "yüksek bürokratlann cumhur-
başkanınm maasaa içeren kiari bir ta-
sarrufla atanabüeceğini'' hükmetmişti.
Sanıklar Özmen ve Yüksel, 'derin devlet' gerekçesine sığınarak iddialan reddetti
UMUT davası dosyaları birleştirüdiANKARA(Cumhuri>etBûrosu)-Ga-
zetemiz yazarlan Uğur Mumcu ile Prof.
Dr. Ahmet Taner Kışlalı suikastlannın da
aralannda bulunduğu 22 olaya ilişkin
açılan davannı geçen 4 oturumunda ko-
nuşmayan Ferfaan Özmen ve Necdet
Yüksel, savunmalannda "derin devlet''
gerekçesine sığınarak iddialan reddetti.
Müdahıl Güldal Mumcu, eşi Uğur
Mumcu'nun suskun ve korkaklar gibi
bin kez değil, bir kez öldüğûnü vurgula-
dı. Kışlalı suıkastı nedeniyle yargılanan
Rüştü Aytufan'ın davasıyla 17 sanığın
yargılandığı ilk UMUT davası birleşti-
rildi.
Kışlalı ve Prof. Dr. Yuda Yürüm su-
ikastlanna katüdıklan belirtilen, arala-
nnda Rüştü Aytufan'ın da bulunduğu 4
sanığın yargılanmasuıa, Ankara 2 No'lu
Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde
(DGM) devam edildi. Kışlalı'nın aracı-
na bombayı yerleştirdiği belirtilen Rüş-
tü Aytufan savunmasında, kendisine em-
niyette işkence yapıldığını öne sûrerek
tüm ifadelerini reddetti. Aytufan'm
tran'a turistik gezi amaçlı gittiğini söy-
lemesı üzenne Eken, "tran'aniyebuka-
dar ilgi gösteriyorsun da Kanarya Ada-
lan'na gitmiyorsunyadaKıbns'agitmi-
yorsun?" diye çıkıştı. Savcı Hamza Ke-
Roth Diyarbakır'da
'însan haklan
evrenseldir'
DİYARBAKIR (Cumhuriyet
Bûrosu) - Almanya Federal
Meclisi Insan Haklan ve Insani
Yardım Komisyonu Başkanı
Claudia Roth, insan haklan
konusunda eleştiri yapmanın o
ülkenin içişlerine kanşmak
anlamına gelmediğini belirterek
"İnsan haklan evrenseldir.
Eleştm bir ctostiuk hizmetidir"
dedi. Claudia Roth ve
beraberindeki 6 milletvekili,
Dedeman Oteli'nde
çeşitli sıyası partderin
Diyarbakır il ve merkez ilçe
başkanlanyla görüştü. Basına
açüc yapılan görüşmede Roth,
bölgenin yeniden yapılanması
ve geliştirilmesi gerektiğini
belirtti. Diyarbakır"ın bölgenin
merkezi olduğunu ifade eden
Roth şöyle konuştu:
"Almanya ve Avrupa'nın
kalkmma yardımlannı ne
şekilde kuİlanabinriz,
bunu tarbşmamız lazım. Bu
konuda görüşlerinizi almak
amaoyla görüşmek istedim. 20
yıldan beridir bölgede
yaşanan bir gerçek var.
Başbakan Yardımcısı
Mesut Yılmaz ile aynnbh bir
görüşme yapök. Mesut
Ydmaz'ın vurguladığı gibi insan
haklan konusundaki çabalar
evrenseldir. İnsan haklan
konusunda eleştiri yapmak, o
ûJkenm içişlerine kanşmak
iifilamına gelmez. Bu bir
dosdukhizmetidir.
Hûkümetimiz ve
pariamentomuzun eUndeki
kaynaklaıia, bu bölgede tekrar
banşçü bir yaşam, demokrasi ve
istikrar için çaba göstermeyi
arzu ediyoruz. Türkrve'nin
AB'ye girmesini istiyoruz. AB
içinde de Tûrkiye'nin ûye
ohnasmı istemeyen güçler
olabüir. Ama biz istiyoruz.
Zannedersem Türldye AB'ye
üye olacaknr."
-mr.
Korkmaz Yiğit, kardeşi Gfirbûz Yiğit ile avukat Rıfat Saban, dün tstanbul DGM'de ifade verdl
Korkmaz Yiğitifade verdi
tstanbul Haber Servisi - Sü-
merbank'a ilişkin soruşturma
kapsamtnda ifadelen alınması
kararlaşnnlan 40 kişi arasında
bulunan, Bank Ekspres'in eski
sahıbi Korkmaz Yiğit, kardeşi
GürbüzYigh ile avukat Rıfot Sa-
ban, İstanbul DGM 'de ifade ver-
di. tşadamı Yaşar KeçeM ise ifa-
de vermek üzere geldiği
DGM'de gözal-
nna alındı Aynı
soruşturma kap-
samında, gıyabi
tutuklama kara-
nyla aranırken 3
ra transferinin olmadığını söy-
ledi. Bu arada, Yığit'in kardeşi
Gürbüz Yiğit ile avukat Rıfat Sa-
ban'ın da aynı soruşturma kap-
samında ifadelen alındı.
Sümerbank soruşturması kap-
samında ifadelen aİınacak40 ki-
şi arasında yer alan işadamı Ya-
şar Keçeü de saat 15.00 sırala-
nnda DGM'ye gelerek, soruş-
merbank'tan alınan 5 miryon do-
larhk kredi olayına ilişkin sorgu-
lanacagı öğrenildi. Sümerbank
soruşturması kapsamında önce-
ki gün de Özel Şimşek Okulla-
n'nın sahibi Ahmet Şimşek ile
Esbank'm eski sahibi Yavuz
Zeytinoğra, İstanbul DGM
Cumhuriyet Savcıhğı'nda ifade
vermişti. Sümerbank soruştur-
ması kapsa-
• Bank Ekspres'in eski sahibi Korkmaz Yiğit, DGM'den
aynlırken Kanal 6 televizyonu'nun satışıyla ilgili ifade
verdiğini belirterek. Sûmerbank'la hiçbir para
transferinin olmadığını söyledi.
gün önce yakalanan bankamn
eski genel tnûdûrü Cengiz Biçer
de DGM'de tutuklandı.
İstanbul DGM'ye dün sabah
saat 09.20 sıralannda gelen
Korkmaz Yiğit'in ıfadesi, soruş-
turmayı yüriiten Cumhuriyet
Savcısı Ercan Cengiz tarafindan
ahndı. Yiğit, DGM'den aynlır-
ken, Kanal 6 Televizyonu'nun
satışıyla ilgili ifade verdiğini be-
lirterek, Sümerbank'la hiçbir pa-
turmayı yüriiten savcı Ercan
Cengiz'in yanına çıktı. Ancak
Ercan Cengiz, Keçeli'nin polis
tarafindan sorgulanması gerekti-
ğini belirterek Keçeli'yi sorgu-
lamadı. Cengiz, daha sonra Ke-
çeli'nin gözalnna alınması için
DGM'ye Mali Şube Müdürlü-
ğü'nden bir ekip çağırdı.
DGM'ye saat 16.20 sıralannda
gelen mali polis ekibi, Keçeli'yi
gözaltına aldı. Keçeli'nin, Sü-
bulundugu 34 kişi daha ifade ve-
recek. Aynı soruşturmada
DGM'ce hakkında gıyabi tutuk-
lama karan çıkanlan ve 3 gün
önce yakalanan Cengiz Biçer,
Mali Şube Müdürlüğü'ndeki
sorgusunun tamamlanmasının
ardından DGM'ye sevk edildi.
îstanbul Nöbetçi 1 Nolu
DGM'de gıyabi tutukluhığu vi-
cahiye çevirilen Biçer cezaevine
konuldu.
leş'in istemi doğrultusunda 17 sanıklı 1.
UMUT Davası ile Aytufan'ın dava dos-
yasının, "örgüt ve olaylann aynı oluşu"
nedeniyle birleştirilmesine karar verildi.
Mumcu, Kışlalı, Prof. Muammer Ak-
soy ve Doç. Dr. Bahriye Üçok'un öldü-
rülmesi olayını da kapsayan dava, dün
öğleden sonra görüldü. Oturuma, samk
ve müdahil avukatlaruun yanı sıra mü-
dahiller Ceyhan Mumcu, Beyhan Gür-
son ve Mumcu'nun eşi
Güldal Mumcu katıldı.
Daha öncekı 4 oturum-
da savunma yapmayan
özmen, savunmasını yap-
tı. özmen savunmasmda,
emniyetin hazırladığı bir
senaryoda kendisuun yok-
edici olarak göstenldığini
belirterek "Ben gerçek
kahnunan değüun, sanal
kahnunanım. Suçsuzhı-
ğumu, derin ve büyük bir
senary-onun kurbanı seçik-
diğimi havtarmak istiyo-
rum" diye konuştu.
Suikastlardaki ikinci
isim olduğu belirtilen
Necdet Yüksel de öz-
men'in savunmasına ben-
zer savunma yaparak id-
dialan reddetti.
Güldal Mumcu, görgü-
ye dayalı bildiklerini, da-
ha önce DGM Savcısı ÜV-
kü Çoşkun'a, TBMM'de
kurulan araşnrma komis-
yonlanna açıkladığını
söyledi. Mumcu, eşinin
suskun ve korkaklar gibi
bin kez değü, bir kez öldü-
ğûnü vurgulayarak
a
Top-
hunumuz Uğur Mum-
cu'nun düşüncelerini, öz-
gürtükvebağıınsıznkaşkı-
nı unutmadı, unutmaya-
cak da" dedi. Mumcu,
"Çağlar boyunca aydm-
Unma yolunda üerleyen-
ler, yok edümeye çahşüsa
ve hatta yok edilseier bfle,
çağdaşlannın özverfli,kor-
knsuz ve ydmaz çabalan
sonucunda daima kazan-
mışlar, onlan engeUemek
isteyen güçler ise sonunda
tarih önünde gün ışığına
çıkanhnış w pıahkiîm nU
muşlanhr" diye konuştu.
Mahkeme Başkanı
Eken, itirafçı Abdülaziz
Tunç'un talimatla ifadesi-
nin alınmasına, Ceyhan
Mumcu'nun soruşturma-
nın genişletilmesi istemi-
nin gelecek duruşmada
değerlendirihnesine karar
verildiğini açıklayarak du-
ruşmayı erteledi.
mmda, arala-
nnda înter-
bank
J
ın eski
sahibi Cırit
Çağlar'ın da
IRMIKI AYDIN ENGÎN aengin(S doruk.nettr.
Dipnot Başlıktan anlaşılmı-
yor. Ama ben baştan söyleye-
yim. Avrupa Birliği'nin yol ha-
ritası diye önümüze sürdüğü
belgede Kıbns ve Ege soaın-
lannın yer alması üstüne bir
yazı okuyacaksınız.
Ama fazla ciddiye almayın.
Dış politikanın çetrefıl soaınla-
n üstüne çetrefil bilgiler gerek-
tiren bir yazı döktürmek kim,
ben kim? Zaten ben böyle bir
konu üstüne yazmak filan da
istemiyorum. Ben aslında...
Anladınız.
Ben aslında, bir kez daha,
sürüp giden ölüm oruçlarını,
dört gün önce başlayan ölme-
ye yatmış delikanlılan ve genç
kadınları yazmak istiyorum.
Yalnızca bu konuyu yazmak
istiyorum. Beş gün önceki Tır-
mık"\n sonundaki cümleyi ha
bire yinelemek istiyorum.
Anımsadınız mı o cümleyi?
-... ölüme yatan yurttaşlara
karşı suskuniuk duvariannın
ardına saklanılamaz. Bir çö-
zûm vardır. Mutlaka vardır.
Ölümden 'daha iyi bir çözüm'
mutlaka vardır.
Çözüm Görüşmeyle Bulunur
Bu cümleyi durmadan yine-
lemek istiyorum. Ta ki...
"öyleyse Ege ve Kıbns so-
runu nerden çıktı, ne ilgisi var"
diye soranlara yanıt:
Var.
• * •
Meslektaşımız Mithat Be-
reket, önceki gün NTV'de, In-
giltere'nin eski dışişleri bakan-
lanndan Malcolm Rifkind ve
CHP'nin onursal başkanı Er-
dal Inönü ile kısa söyleşiler
yaptı.
Kıbns ve Ege sorunlannın
Tûrkiye'nin yol haritasına da-
hil edilmesinin nedenlerini ve
olası sonuçlannı sordu. Avru-
pa Birliği'nin neden bu iki so-
runa çözüm bulunması için ıs-
rar ettiğinı açıklamalannı iste-
di. Diplomasi labirentlerinde
kaybolmadan dolanmaya
alışkın politikacı Malcolm Ris-
kind, "Ingiliz serinkanlılığı" ile
yanıtladı:
- Ne var bunda? Avrupa
Birliği daha önce de Macaris-
tan ile Romanya arasındaki
benzeri bir sınır anlaşmazlığı-
nın görüşmeleryoluyla çözül-
mesini istemişti ve iyi etmişti.
Çünkü sorun banşçıl yoldan
bir çözûme ulaştı.
Bu ilk bakışta suya sabuna
dokunmadan soruyu geçişti-
rirgibi görünen diplomatik ya-
nıt, çok yalın bir öneriyi içeri-
yor: "Çözüm görüşmelerden
geçer!.."
Şu okuduğunuz satırlar ya-
zılırken Çankaya'da "devlet
doruk'u toplandı. Kıbns ve -
biraz da- Ege sorunu ele alın-
dı; AB'ye karşı alınacaktutum
üstüne karar üretildi. Üretilen
karan açıklamak da -neden-
se- Rauf Denktaş a düştü:
Kıbns sorununa banşçıl çö-
züm bulmak için Birleşmiş
Milletler patronajında sürdü-
rülen görüşmelerin 6. turuna
katılmanın -artık- anlamı
yok(muş).
Baştan söyledim, dış polrti-
ka uzmanı filan degilim. Özel
bir ilgi alanım da değil. Ama
görüşmelerin kesilmesinin
gerginlik ve daha kötüsü "çö-
zümsüzlük" anlamına geldiği-
ni bilecek kadar meslek dene-
yimim var.
Kıbns konusunda 25 yıldır
tam bir "çözümsüzlük'ü ba-
şanyla(!) sürdüren, belki deta-
rihe "Kıbns sorununun çözü-
me ulaşamadan sürmesini
sağlayan politikacı" olarak ge-
çecek Rauf Denktaş için "çö-
züm görüşmelerden geçer"
yargısının bir anlamı olmaya-
bilir.
Ama başka çare yok ki. Kıb-
ns sorununa da, bütün anlaş-
mazlık ve uzlaşmazlık sorun-
lanna da tek çare: banşçıl çö-
züm görüşmeleri.
• • •
Işleri kanştırmanın, karma-
şıklaştırmanın, içinden çıkıl-
maz kılmanın, uzun uzun ka-
nrtlar, tanıtlar, gerekçeler sa-
yıp dökmenin anlamı yok: Çö-
züm görüşmelerden geçer!
Bu kadar yalın.
Amerika'nın ünlü nükte us-
tası Mark IVvain'e nüfus sa-
yım memuru sormuş:
- öğreniminiz?
Üstat saymaya başlamış:
- llkokulu Mississippi'de bi-
tirdim. LJseyi de öyle. Sonra
Princeton Unh/ersitesi'nde In-
giliz edebiyatı okudum. Ayn-
ca Yale'de vlctoria dönemi
düzyazılan üstüne master
yaptım. Doktoramı ise...
Sayım memuru, elindeki kâ-
ğrttaki "Okuma yazma biliyor"
kutusunun içine bir çarpı ko-
yup yürümüş.
Bu kadar yalın. Çözüm gö-
rüşmelerden çıkar. Banşçıl çö-
züm tabii...
• • •
ölmeye yatmış çocuklaria
ilgili çözüm arayanlar -varsa
eğer- çözümü, suskuniuk du-
vannın ardına gizlenmekle bu-
lamayacaklannı biranlasaJar...
Çocuklar orada, Aydın'da,
Bartın'da, Buca'da ölmeye
yatmışlar.
Görüşmenin öteki tarafı ne-
rede ve neye yatmış acaba?
ÜĞÜPOLJIİKA GÜNLÜĞÜ
HÎKMET ÇETtlNKAYA
SuskunluK...
Gazetelerin manş3tlerini
kuşatan haberier Tûrki-
ye'nin içinde bulundJğu sosyo-ekonomik durumu
yansıtıyor; işadamından medya patronuna, sıyaset-
çiden bürokratına, emekçiden esnafa değin uza-
nan zincirin halkalannm koptuğunu gösteriyor...
Tüm bunlara karşm yaşam sürüyor...
Emekçi kesim başKent Ankara'yı mesken tutmuş,
150-200 milyon aylıKlayaşayamayacağını milletve-
kilinden bakanına dek herkese anlatmaya çalışıyor,
amadinleyen yok!..
Bostancı Pazan'nda seyyar satıcılık yapan öğret-
menleri, memurlan görünce insan ister istemez so-
ruyor
"24 Kasım Oğretmenler Günü'nû kutlayan millet-
vekili ve bakanlar bu acı görüntüler karşısında ne
düşünüyohar?.."
Yaşam ölüme tutsak bir ustura ağzında!..
Onlar, çocuklannın geteceklerinden kaygılı!..
Kimi zaman dipsiz avuntulann içinde gıdıp geliyor-
lar, kimi zaman renk renk açan çiçeklerde umutları-
nı çoğaltmak istiyorlar--
Sınlsıklam olmuş bir gecenin içinde umuda yolcu-
luğa çıktığınız an çaresizliğin çrUeriyle karşılaştığı-
nızda yaşanan acılara tanık olmuyor musunuz?
Gözyaşı döken bir annenin bakışlarında cezaevle-
rindeki açlık grevlerini görüp, siyaset cambazlan-
nm af türkülerini işitince içinizde bir şeyler kopmu-
yormu?
Tam 'Kara Çarşamba' atlatılmış derken, ardından
bir türtü topartanamayan borsa, hangi zaman dilimı
içinde birilerini zengin etti?
Böyle bir yöntem dunyanın kaç ülkesinde var?
Herşey içiçe...
Karanltğın içinde bocalayan birtoplum dengeleri-
ni yitirmiş...
Haluk Kırcı'yı mı, yoksa Necmettin Erbakan'ı mı
af kapsamına alacağız!..
17 yaşında cezaevine düşen ve 17 yıl hapis ceza-
sı alan çocuklanmız kimsenin umurunda değil!..
Bir çocuk düşünün, bir baba, bir anne, bir öğret-
men, bir memur, bir işçi, bir esnaf!..
Onlar, kıramadıklan umutsuzluğun içinde suskun-
lar... Onlar titrek haykınşlar içinde durgunlar... On-
lar erişemedikleri mevsimlerin içinde yaşamı çoğal-
tamadıklan için kırgınlar...
•••
Af mı gelecek, yoksa ceza indirimi mi?
Kimse bir şey bilmiyor!..
288 milyon lira maaşla geçinmeye çalışan öğret-
men Bostancı Pazan'nda seyyar satıcılık yaparken
24 Kasım Oğretmenler Günü'nü içimize sindirelim
mi, sindirmeyelim mi?
Bakın bunun yanrtı çok açık:
Sindirelim!..
Peki, üstümüze üstümüze gelen hüzün bulutla-
nndan nasıl kaçacağız?
Kurtuluşyok!..
Hani çok eski zamanlardan çalınan acılar var ya yü-
reğimize şafak vakti; işte öyle bir durumdayız bu-
gün...
Dost bildiklerimizden bile kazık yiyoruz!..
Dost bildiklerimizin kaypaklığı karşısında şaşınyo-
ruzJ..
Dost bildiklerimizin yalan dolu sözlerine bir anda
kanıyoruz!..
Ihanetin karanlığında ikiyüzJüler görüyoruz!..
Tüm bunlar olup biterken de soaıyoruz:
"Gökyüzünün tohumlan ne zaman büyüyecek,
söyler misiniz?"
Sonra unutuyoruz her şeyi!..
Yaşamın gerçekten ihanetierle örüldüğünü bilmi-
yor gibi davranıyoruz...
Brf Hanım'ın bakışlan bizleri Aydın E Tipi Ceza-
evi'rje doğru götürürken içerideki çığlıklan duymu-
yoruz...
Kızılay Meydanı'nda san saçlı mavi gözlü çocu-
ğun elindeki pankarta ilk baktığımızda yüreğimiz bur-
kuluyor:
'Baba bana kitap, defter, kalem al!'
Anlıyoruz ki, yalnızlık terk edilmişliğin içinde sade-
ce bir haykınştır...
Sonra bilinmez düşler kuruyoruz...
Artık geceler karanlıkbr ve gökyüzünde ayışığı da
yoktur!..
• • •
Puştluğun ilk resmini küflü aynalarda yakalıyoruz!..
Açlık ormanında boy veren çocuklar görüyoruz...
Bizler bir tiyatronun sahnesinde oyuncular gibi-
yiz...
Hortumcularla, dintacirteriyle, hayaliciterte, sözde
Kemalistlerle, sahte Atatürkçülerie, numaracı cum-
huriyetçilerle, üçkâğıtçılarla, düzenbazlarla iç içeya-
şıyoruz!..
Umutlanmızı kırdılar bir bir!..
Yaşamımızı yok ettiler!..
Bilmem Oktay Rrfat'ın dizeleri bu yazının sonuna
yakışır mı:
"Kesici, delici ve yakıcı silahlannı çevirmişler üs-
tümüze, uzun gölgeli kaygılanyla korkak, toplan, ha-
vanlan, obüsleri, bazukalan gibi öldürücü..."
Çocuklar açlık ormanında büyüyor...
Bizse suskunuz!..
Susuyorsak öfkemizi gözlerimizle belli etmek
için!..
Eğer bir gün suskunluğunu bozarsa bu toplum, ne
yapacaksınız bilemiyorum!..
hikmetcetinkaya(a cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
Cumhuriyet
k ı t a p I a r ı
Hikmet Çetinkaya
ALACA BİR OFKE
Ey benım aydınlık günlen bekleyen Turkıyem!
Ey benmı ölüme alfaş tutan halkım
1
Ey benim şafağın yolunu açan suskun ak$amlann hûznünü
yaşam bıçimı sanan ınsanım
1
Ey benım özgürlüklen Erbakan Hoca'nın takkesuıde arayan
romantik aydınun
1
.
^ Cumhuriyet Çağ Pazartama A.Ş Turkocağı Cad No 39/41
^ kitap kulubü (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel- (212)514 01 96