25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
21KASIM2000SALI CUMHURtYET SAYFA [email protected] enter MEHMET SUCU Microsoft'tan kolay okuma yazılımı icrosoft, intemette yayımlanan kitaplan bügisayar ekranında rahat okumayı sağlayacak yeni bir yazılım geliştirdi. Microsoft'un "Cleartype" teknolojisinin ûrünü olan ve "Reader" (okuyucu) adı verilen yazılım, bügisayar ekranındakı pikserierin her birine birden fazla renk verilmesi esasına dayanıyor. Bu yöntemle ekrandaki metinler çok daha kolay okunabilir hale geliyor. Ancak Reader ile okunacak metinlerin, Microsoft formatında yazılmış olması gerekiyor. ABD'nin en büyük kitabevlerinden "Barnes & NoMe" da, Microsoft formatında yazılmış iki bın kitabı internete koyacağını, aynca bunlara her hafta 150 yeni eser ilave edeceğını duyurdu. internete konulan kitaplann bir kısmının bedava ındirilebileceği bildiriliyor. Ancak kitaplar, esas itibanyla ınternette para karşılığı satılacak ve ısteyenler bunlan kendi bilgisayarlanna yükleyebılecek. Microsoft'un gırişiminı destekleyen kuruluşlar arasında Barnes & Noble'un kardeş şirketı "eBook", Time- Warner'in yayın bınmi "iPubüsh" yaru sıra "Penguin Books" ve "Simon & Schuster" Yayınevi de bulunuyor. Sanal kimlikler ve sanal aşklaranal aşklar her zaman küçümsen- di. Her zaman bir kaçış yolu ola- rak nitelendi. Ama ya madatyo- nundiğeryüzü. Belki hepihnaledi- len, küçümsenen bu birliktelikle- rin ardmda başka şeyler de var. Işte bu 'sahip- siz'yazı bu konuya değiniyor. Sanal aşklar, sanal kimliklerin birlikteliği- dir. Sanal kimlik nedir? "Gerçekte ohnayan künBk" anlamına gelse de, sanal kimlikler bazen kişilerin gerçek kimlikleriyle özdeş ola- biliyor. Yaşadığımız hayat aslında bize yûklenen ve "0" yaşımızdan itibaren öğretilen rollerin oy- nandığı bir oyun değil mi? Bu roller aldığunız eğıtimlerle pekıştınlmış ve hâlâ pekiştirilmek- te değil mi? lyi vatandaş, iyi aile babası, iyi evlat, iyi yö- neticı gibi yakıştırmalar bizim oynamamız ge- reken rollerin sınırlannı çizmiyor mu? Biz bazen kendimizi bizim dışımızda oyna- nan bir oyunun parçası olarak hissederiz ve bu- nun doğurduğu iç tepkiler bizde sanal kimlik- lerin oluşmasına yol açar. Kışilik bölûnmesi olarak küçümsenen ve sı- nıflandınlmaya çahşılan bu tepki aslında in- san benliğinin kendini koruma refleksleridir ve "beyaz atta prens", "hayaDerin kadmı", bu sa- nal kımliklerimizin ihtiyaç duyduğu simge- lerden başka bir şey değıldirler. Sanal kimlik kavramına ikınci bir yaklaşım- da daha bulunmak gerekiyor. Aslında sanal kimlik denildiğinde ilk aklımıza gelen şey in- ternet oluyor. Ancak düşünûldüğünde "sanal kimlik'" kavramı intemetin bir türevi değil, sa- dece interaet sayesinde ortaya çıkma firsaü bulan bir olgu. Yani internet, sanal kimlikleri yaratan değil, ortaya çıkmasını sağlayan bir araç sadece. Bu yazının amacı, intemette yaşanan aşkla- nn benzersiz olduğunu kanıtlamak değil. So- nuçta msanlar aynı insanlar ve ilişkilerin nite- liğinı belirleyen yine onlar. Ancak söylemek istediğim, intemetin insa- na verdiğı sınırsız özgürlük duygusu ve fan- tezileri gerçekleştirmek için mükemmel bir araç olduğu hissi. Başlangıçta ve bazen asla bu- nun farkma varamıyorsunuz. Ancak bu duy- gu, davranışlan ister istemez etkiliyor. Ve siz bakıyorsunuz ki gerçek hayatta oynadığınız rollerden sıynbruş, gerçekte olmak istediğiniz insan oluvermişsiniz. Ve siz önce kendinize, sonra da karşınızdakine karşı dûrûst olduğu- nuz sürece ilişki gerçekten dûrûst ve çıkarsız bir hale geliyor. Arnk olduğunuz gibı kabul edil- diğiniz duygusuyla karşınızdakini olduğu gi- bi kabul etmeye başhyorsunuz. Anlattığınız düşûnceleriniz ve duygulannız o kadar içten, bir o kadar bakır ve el değmemiştir. Gerçek yaşamda olamayacak kadar hızlı bir yol alrnışsınızdır kısacık bir zaman içinde. Karşınızdaki kesinlikle doğru kişidir, çün- kü siz onunla konuşmaya devam etmektesınız. Sabahlara kadar bırlıkte aslında hiç yaşanma- mış bir yaşamı paylaşmaktasınızdır. Yıllardır baskı altma aldığınız dürüst tepkiler vermeye başlarsınız. Onunla birlıkte olmaktan ne kadar çok hoş- landığınızı, onunla bırlikte kendinızi çok iyi his- settiğinizi anlatırsınız. Bu duygulannız karşı- Ben özgürüm (!) lıklıdır ve aranızda önceleri beklentisiz bir dostluk doğar ve sonra bu yavaş yavaş sevgi- ye dönüşür. Siz belki de evlisinizdir ve belki karşınızdaki kişi gerçekte asla birlikte olmayı düşünmeyeceğiniz yaşta ve sosyal statûde ola- bilir. Ve hatta siz tstanbul 'da ve sevgiliniz Bre- zilya'da olabüir. Ne fark eder ki.. ihtiyacınız olan, sanlmak için bir beden değildir. Aradı- ğınız ve istediğiniz, sizi sizin kadar iyi anla- yan binne karşı duyduğunuz sevgınin, o zaman ve mekân tanımaz sıcaklığıdır. Bir elmanın bir yansı siz, diğer yansı tf o*dur. Size "Bu rüyadan hiç uyanmasak" der. siz de ona "Bu bir rûya değü" dersiniz, rüya için- de bir gerçekliği yaşadığınızı bilerek. Birlik- te idealinizdeki evi bulur ve içüıi eşyayla do- natırsınız. Kocaman bir koltuğun üzerinde bir- birinizin saçlannı okşar ve kûçük sevgı öpü- cükleri kondurursunuz dudaklara. Bilgisaya- nn soğuk ve soluk ekraru karşısında o öpücü- ğû hissedersiniz dudaklannızda ve gerçek olan hiçbir öpücûk bu kadar derinden sarsmamış- tu" sizi daha önce. Sonra; "Sana tuhaf gelecek beUd ama" der- siniz, "Seniseviyorum"... Ekrandaki cevap mutlulukların en güzelini yaşatır size. "Ben de seni seviyorum.'' Sonra ne mı olur? Bilmem... Bu sorunun binlerce cevabı var. Bu yazının konusu inter- net üzerinde yaşanan sevgilenn nasıl başlayıp nasıl bittığini ırdelemek değil. Sanal sevgıleri bir masaya yatırıp psikolojik tahlıller yapmak hiç değil. Sadece intemette yaşanan "sanal aşklann" gûnümüzde yaşanan birçok aşktan çok daha gerçek olduğunu an- latmak. Belki hayaönızın aşkını internet üzerin- de bulabilirsiniz. Belki de bulamazsınız. Ama eğer o doğru kişiyi bulursanız, sakın "Yann bir başkasım bulurum" kolaycılığına kaç- maym. Bulamayabilirsiniz. Ona sahip çıkın, ne pahasına olursa olsun! Son günlerin çok konuşulan bir reklamı intemette değişik bir şekilde dolaşıyor. Kovboy şapkah bir mankenin 'R' harflerini bastıra bastıra söylediği "şarkı''nın sözleri değişik kişilerin ağzından söylendiğinde bakın ne hale geliyor. Murat Pemlrel Bir banka vardı ya, kayıtlarda Ben soydum. Bir çek vardı ya karşıhksız, hesaplarda Ben çektim. Kasa dolu değilmiş, öyle değilmiş Ben gördüm. Hırsız deme değilim, arsız deme değilim Ben özgürüm, sadece özgürüm... - Bir sonraki soygunda nerede karşüaşacaklar?... a) Ziraat Bankası b) Halkbank c) Vakıfbank. Fatlh Terlm Bir ülke vardı ya uzaklarda Ben gittim. Bir kupa vardı ya vefasız müzelerde Ben aldım. îtalya çizme gibi değilmiş, öyle değilmiş Ben gördüm. Fatih deme değilim, imparator deme değilim Ben özgürüm, sadece özgürüm... - Bir sonraki görevine ne olarak devam edecek? a) Haber spikeri b) Yorumcu c) Mehmet Ağar'ın yardımcısı Nurl Ergln Bir kodes vardı ya uzaklarda, Ben girdim. Birkaç mahkûm vardı ya savunmasız, koğuşlarda Ben kestim Âlem delikanh değilmiş, öyle değilmiş Ben gördüm. Çete deme değilim, mafya deme değilim Ben özgürüm, sadece özgürüm... - Bir sonraki vahşeti nerede yapacaklar?.. a) Bilecik b) Eskişehir c) Adana. Banu Alkan Bir reklam vardı ya TV'lerde Ben oynadım. Bir şarkı vardı ya notasız, listelerde Ben söyledim. Başkası star değihniş, öyle değihniş Ben gördüm. Aptal deme değilim, zeki deme değilim Ben Afroditim, sadece Afroditim... Ha ha haaa... - Bir sonraki olayı ne olacak? a) 20 yaş iddiası b) Siyah saç c) Beyin ameliyatı. Yurttag Bir sabit ücret vardı ya 2 milyon, faturalarda Ben verdim. Bir baz istasyonu vardı ya sağlıksız, her yerde Ben öldüm. Hazır kart smırsız değilmiş, öyle değihniş Ben gördüm. Keriz deme değilim, sazan deme değilim Ben özgürüm, sadece özgürüm... - Bir sonraki kazığı nerede yiyecek? a) Melodi vergisi b) Batarya vergisi c) Radyasyon vergisi. Suçlular önceden saptanacak Ingiltere'de, bilim adamları tarafından geliştirilen özel bir sistemle suçlar daha işlenmeden tahmin edilecek. Uzmanlar, suçlulann, suçu işlemeden önce sergiledikleri tüm davranış biçimlerini bir bilgisayara yüklüyor. Bilgisayarda aynı zamanda, güvenlik kameralan tarafından çekilen yüzlerce görüntü de bulunacak. Bu sısteme bağlı olarak çalışan güvenlik kameralanndan herhangi birisi, kayıtlarda var olan davranış biçimlenni gösteren bir kişiyi tespit ettiğinde, derhal polise haber verecek. Böylece "potansiyelsuçlu", daha suçu işlemeden yakalanacak. Ingihz hükümeti, Bristol Üniversitesi'nden Dr. Tom Troscianko başkanlığmda yürütülen projeye büyük ilgi gösteriyor ve gerekli desteği sağlıyor. Dr. Troscianko, sistemin başanlı olacağından emin olduğunu belirtti. Londra'nın Newham semtinde devreye sokulan benzer bir güvenlik sistemiyle 1998'den bu yana suç oranında yüzde 35'lik bir azalma görüldü. Bu sistem de, güvenlik kameralannda görünen kişilerin yüzlerini, kayıtlarında bulunan suçlulara ait yüzlerle karşüasûnyor. Uyum saptandığında alarm çahyor. Gören ve duyan bilgisayarlar Gören ve duyan bilgisayarlann ger- çekleştirilmesi yolunda önemli bir adım atılarak insanın beyin yapısını tak- lit eden elektronık devreler geliştiril- di. Dünyanın en önemli araştırma mer- kezlerinden Massachusetts Instıtute of Technology (MIT) ve Bell Labora- tuvarlan araştırmacılan, beyrtin zekâ merkezi olarak görev yapan korteksin biyolojik devrelerini taklit eden elekt- ronik bir devre geliştirdiklerini açık- ladılar. Beyin devrelerini taklit eden elekt- ronik bir devre geliştiren MIT ve Bell Laboratuvarlan araştumacılan, gele- cekte nesneleri görerek tanıyan cıhaz- lar gelistirilmesine uğraşıyor. Nöromor- foloji alanındaki bu son gelişmeyle, si- nir sistemleri gibi davranan cihazlar ya- ratılabilecek. Evlerde bulunacak ve polis merke- zi ile doğrudan hat bağlantısı bulunan bekçi bilgisayarlar, eve giren çıkanlan kontrol edebilecek ve programlan- dığında ev sahibi ile hırsızı birbirin- den ayırt edebileceğı belirtiliyor. DUZYAZI ORHAN BİRGİT Minareye Kılıf Arama Ustaları.. Bu kadar birbirinden önemli gündem zengın- liği içinde, dünkü "Hürriyet" gazetesınde yer alan bir haciz haberi, bence halkı enayi yerine koymayı meslek edinmiş kimselerin bilinçaltla- nnı ortaya koyma açısından yeterince ilginçtir. lş Bankası, yaklaşık 22 trılyon lıralık kredi ala- cağını tahsil etmek amacıyla, istanbul Tak- sim'deki beş yıldızlı Ceylan Intercontinental Ote- li'ne haciz koyduruyor. Banka avukatları, yanlannda icra müdüriüğü yetkilileriyle geldikleri oteldekı taşınır mallan tes- pit ediyor ve tek tek listelerine yazıyorlar. Ödenmemiş borcu garantiye almanın tek yo- lu, borçlunun malvarlığı ustune haciz koymak- tan geçmiyor mu? Banka avukatları da bu çö- zümü uygulamak istiyorlar. Ama, uğraş alanlan içinde Bank Kapital sa- hipliğinden, enfrastrüktür yatınmlar müteahitli- ğine kadar 31 şirketin bulunduğu Ceylan Hol- ding'in sahipleri, Tunzm Bakanı Erkan Mum- cu'yu devreye sokarak alacaklı bankanın ham- lesini durdurabileceklerinı sanıyorlar. Turizm Ba- kanı'na telefonda söylenenler, üstü kapalı birşan- taj havası da taşımaktadır: "Oteli boşaltmaya başladılar. Içeride yüzler- ce turist var. Binlerce turistle de yapılmış se- zonluk angajmanlar var. Otelin boşaltılması, Türk turizmi adına çok kötü bir imaja yol açar. Türkiye 'yiyaralar. Lütfen yardımcı olun." Erkan Mumcu'nun devreye girdiğı ve bankanın Genel Müdürü Ersin Özince'yi aradığı, genel müdü- rün de haciz edilen eşyaların -şimdilik- yerinden kaldınlmasından vazgeçerek yediemin olarak otel yönetimine teslim edilmesini bildirdiği an- laşılıyor. Özince, dün yaptığı açıklamada "Halkın bize güvenerek emanet ettiğı mevduattan sorumlu- yuz. Bu güveni korumak için alacaklanmızı gü- vence altma almakzorundayız" diyor ve "turiz- mi baltalama" şantajını yüz geri ederek Ceylan- lar'dan alacaklannı tahsil için karaıiı olduklannı vurguluyordu... Sanınm batık bankaların sahiplen ve yöneti- cileri, sektörde işe başladıklan ilk gun, oturduk- lan masanın arkasına halkın kendilerine güve- nerek emanet ettiği mevduattan sorumlu ol- duklannı bir özdeyiş gibi yazıp assalardı, ne kendilerini bugünkü ayıplı duruma düşürürler- di, ne ülke ekonomisini batağa sürükler, hele bin- lerce insanın her akşam yataklanna yatarken hak- lannda beddua etmelerine^ol açarlardı. Şimdi her birisi, Tiırgut Ozal'ın mevzuatımı- za armağan ettiği "ekonomik suça, ekonomik ceza" gibi hem yukte hem de parada hafif bir önlemin arkasında durumu kurtarmaya hazırla- nıyor. Yok efendtm, boşaltılan bankalardaki para ödenirse hapis cezasından kurtulunmalıymış. İlk bakışta insana hiçte fena gelmeyen bir öneri, Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı taslak. Hortumlanan trilyonlann halkın parası olduğu var- sayımı ile hareket ederseniz bir tur kurtarma operasyonu gibi de algılayabilirsiniz. Diyelim ki af yasası çıkmış. Devletin 'a' ban- kasından hortumlanmış alacak için bildirdiği tu- tar üzerinde, pişkin borçlumuzun itirazını nasıl karara bağlayacaksınız? Borcun kesin tutan, ancak mahkeme kararları ile kesinleşecektir. O kesinleşme için de, çok alıştığımız bilirkişi yön- temlerı devreye gırmeyecek mi? Fikret Bila, dünkü "Yön" köşesinde Banka- cılık Üst Kurulu'nun başlattığı operasyonlann tam sonuç verebilmesi için, 6183 sayılı Amme Ala- caklannın Tahsil Usulü Kanunu'ndayaptlması ge- rekli değişiklikler için Zekeriya Temizel'in hü- kümete başvurduğunu anlatıyordu. Başvuru- nun, vatandaşın parasına el koyan banka sa- hiplerinin bu varlıklarını geniş ölçüde yurtdışın- da bloke etmiş olmalan gerçeğinden yola çık- tığı anlaşılıyor. Çıkanlması düşunülen af yasasına, hortum- lanan paraların geri alınabileceği varsayımı ile hortumcuyu özgür bırakma gibi bir hüküm koy- ma yerine, hükümet, 6183 sayılı yasada Ban- kacılık Üst Kurulu'nun istediği değişiklikleri ger- çekleştirme çalışmalannı bir an önce başlatma- lıdır. Yani dün Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se- zer'in Istanbul'da söylediği gibi, "Yolsuzluğu yapanın yanına kârbırakmayan saydam önlem- ler alınmalı, türedi zenginler ülke ekonomisine egemen olmamalıdır." Ankara'daki sahtekâr.. Cuma günü, başkentte bir adamın adımı ve- rerek bazı hanım okurtarla sözde röportaj yap- maya kalkıştığını duyurmuştum. Sayın Ismet Sezgin başta olmak üzere, baş- ka bazı dostlar ya da okurlarımdan öğremiyo- rum ki, bir sahtekâr, benim adıma "Çağdaş Ka- dın Demeği" isimli sözde bir dernek hakkında telefonlasorularyönelttikten sonra, hanım mu- hataplanna 300 milyon liralık bir ödül kazandık- lan müjdesini vererek banka hesap numarala- nnı istiyormuş. Bu numaralan öğrendikten sonra ne tür bir da- lavere yapacağı benim uzmanlık alanım dışın- da olduğu için, kendilerine adımı veren kişi ile görüşmemelerini, mümkünse en yakın polis ka- rakolunu durumdan haberli kılmalannı okurla- nma bir kez daha duyuruyorum. Çünkü, tele- fondaki sahtekâr da onların küçük hesaplarını hortumlamak isteyen bir dolandıncı olmalı. Faks:0212-677 07 62 E-mail:obirgit(a e-kolay net. , İLAN TC SARIYER 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2000/376 Karar No: 2000/470 Mahkememizden verilen 17 8 2000 tarih ve 2000,376 esas, 2000/470 sayılı karan ile davanın kabulüne, Isparta, Merkez, Kutlubey, cilt 022/04, sayfa 5. sıra 227 sayılı yerde nüftısa ka- yıtlı Süleyman \e Sıddıka'dan oima 1.1.1929 d.lu Mehmet Nunttın'ın ısmının Mehmet Nuret- tin olarak düzeltılmesıne karar venlmıştır. Mah- keme hükmü yerine geçmek üzere ılan olunur. Basın: 66657
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle