Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17KASIM2000CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
CHP yöoetimine
eleştiri
• îstanbul Haber Servisi -
Sosyal Demokrasi Vakfi
(SODEV) CHP Genel
Merkez yönetiminin, başta
îstanbul olmak üzere bazı
il ve ilçe yönetimlerini
eleştirerek demokrasi
anlayışı, hukuk ilkeleri ve
tüzük hükümleriyle
bağdaşmayan yöntemlerle
değiştirilmeye
çahşıtmasının kabul
edilemeyeceğini açıkladı.
Osman Karabağ
cezaevinde
• Îstanbul Haber Servisi -
Sümerbankia ılgili
yürütülen soruşturma
kapsamında gözaltma
alındıktan sonra seıbest
bırakılan, ancak daha
sonra hakkında gıyabi
tutuklama karan çıkanlan
Osman Karabağ, teslim
olduğu DGM tarafindan
tutuklandı. Emta
Şirketi'nın ortağı Karabağ,
Sümerbank'm eski sahibi
Hayyam Garipoğlu ve bir
kısım sanığın da tutuklu
olduğu Kartal Cezaevi'ne
konuldu.
JobnVVoH
Ankara'da
• ANKARA
(Cumhuriyet Bürosu) -
ABD Başkanı Bill
Clinton'ın Hazar Havzası
Enerji Kaynaklan Özel
Danışmanı John Wolf ve
bu göreve yeni atanan
Elizabeth Jones, Bakû-
Ceyhan ve Trans-Hazar
boru hattı projelerindeki
gelişmeleri ele almak
üzere bugün Ankara'da
temaslarda bulunacaklar.
Cumhurbaşkanı Ahmet
Necdet Sezer ve Başbakan
Bülent Ecevit tarafindan
kabul edilecek olan Wolf
ve Jones, temaslan
çerçevesinde Dışişleri ve
Enerji Bakanlıklan
yetkilileri ile de bir araya
gelecekler.
DİSK''in tarilri
hatası'
• Îstanbul Haber Servisi -
DİSK'e bağlı Nakliyat-Iş
Sendikası Genel Başkanı
Ali Rıza Küçükosmanoğlu
yaptığı yazıh açıklamada,
DİSK Genel Yönetimi'nin
MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli ile
görüşmesini "tarihi bir
hata" olarak niteledi.
Küçükosmanoğlu,
DlSK'in 12 Eylül öncesi
birçok yöneticisini,
temsilcisini, üyesini
MHP'nin örgütlediği faşist
saldınlar sonucu
kaybettiğini savunarak
"DlSK'in tarihi,
gelenekleri, ilkeleri
sahipsiz değildir" dedi.
'Ambarlı tesisleri
felakete getie'
• tstanbul Haber Servisi -
"Deprem ve yangın"
konulu panelde konuşan
TMMOB Yönetim Kurulu
Üyesi Celal Beşiktepe,
Ambarlı Dolum
Tesisleri 'nin, olası bir
tstanbul depreminde
büyük bir risk taşıdığını
belirterek,"Ambarlı 'daki
dolum tesisleri büyük
felakete
gebe"dedi.Jeofizik
Mühendisleri Odası
îstanbul Şube Başkanı
Oğuz Gündoğdu da
deprem önlemi olarak
Marmara Bölgesi'ndeki
sanayi bölgelerinin
kaydınlması gerektiğini
vurguladı.
trticai
örgüttenme
• İZMİR (Cumhuriyet) -
IZ-ÖVDER Karşıyaka
Şube Başkanı Bayram
Bozkurt, Eğitim-Sen 2
No'lu Şube'de dün
düzenlediği basuı
toplantısında,
Karşıyaka'daki Behçet Uz
Lisesi'nde öğrencilerin
irticai örgütlenmelere
yönlendirildiğini öne
sürdü. Bozkurt, valiliğe
verilen dilekçeye imza
atan öğrenci velilerinin
okul yönetimince
saptandığını ve dilekçede
imzası bulunan Alaattin
Yavuztekin adındaki
velinin kızının, okul
yönetimince haksız
"tasdikname" ile
cezalandınldığını söyledi.
Hükümet ortakları hem birbirleriyle hem FP ile çözüm sorunu yaşıyor
Af için çifteANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DSP
Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit
tarafindan 2 yıl önce altyapı hazırlığı ya-
pılmadan gündeme getirilen af için iki
yönlü pazarlıklar sürüyor. Ortaklar bir
yandan kendi aralanndaki anlaşmazlıkla-
n gidermeye çalışırken diğer yandan FP
ile pazarlık yürütüyor. Özellikle faşist ka-
til Hahık Kıra'nın kapsama ahnması ve
kapatılan RP'nin yasaklı lideri Necmet-
tin Erbakan'ın durumu nedeniyle afta tı-
kanma yaşanıyor.
Adalet Bakanlığı'nca hazırlanan 5 ay-
n taslak arasında "koşullu sahverme"ye
ilişkın taslağın öne çıktığı bildirildi. Si-
yasi davalan kapsamayan bu seferki şart-
h tahliye formülünün yasalaşması duru-
munda aşamalı olarak 25 bin kişinin ce-
zaevlerinden çıkması bekleniyor.
Liderler zirvesinde affın "infaz ertele-
me ve şartta sahverilme" yöntemiyle ger-
çekleşmesi konusunda görüş birliğine va-
nlırken kapsanun belirlenmesi konusun-
daki pazarlıklar sürüyor. Sayılan giderek
artan taslaklann teke indirümesi çabala-
n da sürüyor. Bütün taslaklarda af tarihi-
nin 23 Nisan 1999 tarihinden önceki suç-
lan kapsamasuıın öngörüldüğü belirtili-
yor.
DSP tarafındaki af hazu-lıklanna Yar-
gıtay'dan da katkıda bulunulduğu bildiril-
di. Hükümet ortaklan arasındaki pazar-
lıklann yanı sıra Başbakan Yarduncısı
Hüsamettin Ozkan tarafindan FP ile gö-
rüşmeler de sürdürülüyor.
Pazarlıklar sırasında faşist katil Haluk
Kırcı ile Necmettin Erbakan'ın kapsama
ahnması konusunda görüş aynhklan ya-
şanıyor. Affın genel çerçeve yerine kışi-
sel bazda ele ahnmasının hukuki açıdan
sıkıntı yarattığı, bu nedenle de geciktiği-
ne işaret ediliyor.
Adalet Bakanı Türk'ün taslağındaki
ara formüle soğuk bakılıyor. Taslaklarda
kapsama giren ölüm cezalannın yerine
getirilmemesi, birden çok ölüm cezasına
çarpurüanlann ise her ölüm cezası için bir
yıl daha fazla yatması öngörülüyor.
Cerekçe PKK'ye yardım
HADEPdavasının
temyizduruşması
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - HADEP
Genel Başkanı Ahmet Turan Demir ile eski
Genel Başkan Murat Boziak'ın da aralannda
bulunduğu 18 sanığın Abdullah Ocalan'ın
Türkiye'ye iade edilmek istenmesini protesto
etmek amacıyla basm açıklaması yaptıklan ve
açlık grevi başlatarak terör örgütüne yardım
ettikleri gerekçesiyle 3 yıl 9'ar ay ağır hapis
cezasına mahkûm olduklan davanın temyiz
duruşması, dün Yargıtay'da yapıldı. Sanık
avukatlanndan Mehmet Nuri Ozmen,
savunmasında, davanın siyasi baskılarla
açüdığuıı öne sürerek Bozlak'uı genel başkan
sıfatıyla açıklama yaptığını ve açıklamanın suç
unsuru içermediğini söyledi. Sanıklann
katılmadığı HADEP davasından bir karar
çıkmadı. Cumhuriyet Savcısı ise daha önce
Ankara 2 No'lu DGM'nin, sanıklan 3 yıl 9 ay
ağır hapis cezasına çarptırdığı karann onanması
yönündeki tebliğnamesini tekrar ettiğini
bildirdi. Samk avukatı Özmen, gazetelerde de
yayımlanan açıklamanın suç unsurlan
oluşturmadığım, karan veren yerel mahkemenin
suç tarihi itibanyla 4454 sayılı Basın ve Yayın
Yoluyla Işlenen Suçlara llişkin Dava ve
Cezalann Ertelenmesine Dair Yasa'yı da göz
ardı ettiğini ifade etti. Özmen, Ankara 2 No'lu
DGM'nin karannın önyargılı olduğunu ve
hukukla bağdaşmadığını öne sürerek hükmün
bozulmasını istedi. Bir başka sanık avukatı
Yusuf Alataş da HADEP'le ilgili tüm davalarda
en küçük iddianın fırsat sayıldığını ve
soruşturmalann bu küçük iddialardan yola
çıkarak yürütüldüğünü savunarak "Önce
suçlayanın, sonra delilleri bulunız" mantığı ile
hareket edildiğıni ileri sürdü. Alataş, HADEP'e
bugüne kadar dün görülen davaya benzer birçok
dava açüdığuıı söyledi.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
Mesut Yılmaz: "Teknolojinin bugün ulaşttğı boyuüar karşısında yasaklar anlamsız kalryor."
Bülent Ecevit:" Çağdaş ıletişim teknolojisi sınır tanımıyor. Kuzey Irak ve Avrupa'da Kürtçe
yayın yapıhyor. Bunu göz önünde tutarak bir sonuca varmak gerekir."
m.kart </ superonline.com.tr
Egebank soruşturmasında gözaltına alınan bankanın eski sahibinin tutukluluğu kaldınldı
Bayraktar serbest bırakıldı
Hüseyin Bayraktar
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Kasırga operasyonu çerçe-
vesinde gözaltına alınan Ege-
bank'uı Yahya Murat Demi-
rel'den önceki sahibi Hüseyin
Bayraktar, dün çıkanldığı yedek
yargıç tarafindan serbest bırakıl-
dı. Egebank soruşturması çerçe-
vesinde gözaltına alınan diğer 7
yöneticiyi ise savcı Nuh Mete
Yüksel serbest bıraktı.
Egebank'ın eski sahibi Hüse-
yin Bayraktar, eski yönetim kuru-
lu üyesi ve thlas Sigorta Genel
Müdürü Ayhan Apak. eski genel
müdüryarduncısı ABErtunçYal-
çın, yöneticiler Aydm Dündar,
• Savcılık ifadesinde, Egebank'ı satın alması için
Demirel'e bankadan 67 miryon dolarlık güvence mektubu
verümesini bankanın eski genel müdürü Sami Erdem'in
"tezgâhladığını" öne süren Bayraktar, "Şevket Demirel'e
güvendim ve bankayı Murat Demirel'e sattım" dedi.
TuğrulAladağ,AbdüIlatifYoktüz, gösterdiğini belirten Bayraktar.
Mehmet Karakaş ve Cemal Birol
Meral, dün savcı Yüksel. Hakan
Ktzılarslan ve Cengiz Köksal ta-
rafindan sorgulandılar. Bayraktar,
bankanın Demirel'e satışuıın ya-
pıldığı tarihlerde yurtdışında te-
davi gördüğünü, ancak satışta
imzasuun bulunduğunu söyledi.
Egebank'ın satışında Demirerin
babası Şevket Demirel'ı güvence
''Şevket Demirel'e güvendim ve
bankayı sattun" dedi.
Savcı Yüksel, Bayraktar'ı tu-
tuklanması istemiyle yedek yar-
gıçlığa sevk ederken 7 yöneticiyi
serbest bıraktı. Bayraktar yedek
hâkimlikteki sorgusunun ardın-
dan serbest bırakıldı. Savcılıkça
serbest bu-akılan Ali Ertunç Yal-
çın ile Mehmet Karakaş ve Cemal
Birol Meral ise Istanbul'daki so-
ruşturma için yeniden emniyete
götürüldü.
Hüseyin Bayraktar, Egebank'ın
satışı sırasında genel müdür olan
Sami Erdem'i. komisyon alarak
bankayı kendisinden habersiz ola-
rak satmakla suçluyor. Hous-
ton'da tedavi gören Sami Erdem
ise Bayraktar'ı satış yapmaması
için uyardığını, kendi hissesini
satmamak istediğinde de tehdit
edildiğini söylüyor. Bu arada, De-
mirerin şirketlerinden Universal
Yatınm Holding'e, faaliyetlerini
sürdürebilmesi için kayyum tayin
edilmesi kararlaştınldı.
IRMIKI AYDIN ENGtN aengin(« doruk.net.tr
Bir seçim olur, daha ilk san-
dıklar açılırken gazetelerin ha-
ber merkezlerine tetefon yağar.
Doğaldır. Yurttaş sonucu me-
rak etmektedir ve seçimin so-
nucunu bir an önce öğrenmek
istemektedir.
Seçimin ardından hükümet
pazarlıklan başlar. Pazariıklann
sonuna gelindiği belli olunca
haber merkezlerine telefon
yağmuru yine başlar. Bu kez
merakedilen "Hangiparti, han-
gi bakanlığı aldı" sorusunun ya-
nıtıdır.
Koalisyon hükümetindeki
bakanlık dağılımını bir an önce
öğrenmek için Cumhuriyet'e
telefon edenlerin "sorulan" ile
"başka medya kuruluşlan"n\
arayanlann "sorulan" arasında-
ki fark oldum bittim beni güldü-
rür.
Cumhuriyet'e telefon eden-
ler sorariar:
- Milli Eğitim kimde? Içişleri
Bakanlığı hangi partiye veril-
miş? Kültür Bakanlığı'na kim
geliyor? Aaaa, Dışişleri Bakanı
o mu oldu?..
Meslektaşlar arası sohbetler-
de, başka medya kuruluşlanna
gelen sorulann "farkı"ru fark
edersiniz:
- Hazine kime bağlanıyor?
Halk Bankası Senin, Ziraat Benim,
EmlakOnun...
Maliye Bakanı kim olmuş? DPT
hangi partiye kaldı? Köy Hiz-
metleri hangi devlet bakanlığı-
na verilmiş?..
Farkı fark ettiniz değil mi?
• • •
Hükümet kurulur, bakanlann
kısa özgeçmişleri, kelle fotoğ-
raflan eşliğinde gazetelerin bi-
rinci sayfasında boy gösterir.
"Farkh" sorulann sahipleri yine
"farklı" noktalan merak ederter:
Devlet bakanlannı.
Bencileyin ve Cumhuriyet
okuduğunuza göre sizcileyin ki-
şiler, devlet bakanlanna, aslın-
da pek bir işi yok da koalisyon
içi dengelerde "Sen bu kadar
bakanlık aldın, ben de o kadar
isterim" pazariıklannın sonucu
yaratılmış "bakan koltuklan"
olarak bakariar.
Oysa "farklı" sorular soran-
lar, başbakandan önce devlet
bakanlannı merak eder:
- Halk Bankası hangipartinin
devlet bakanlanndan birine ve-
rildi? PekiZiraat, Ziraat Banka-
sı kimde? Ya Emlak Bankası?
Vakıflar hangi partide kaldı?
Kamu bankalannın hükümet-
te iskemle kapmış siyaset es-
nafının çöplüğü olduğu herke-
sin bildiği bir 'sır
1
. Koalisyon pa-
zartıklannı sıradan okurdan bi-
raz daha aynntılı izleyen Anka-
ra gazetecileri, en sıkı çekişme-
nin kamu bankası paylaşımın-
da yoğunlaştığını bilirler.
Son on yılda, bir kamu ban-
kası kendisine bağlanmış bü-
tün devlet bakanlan kamerala-
nn, mikrofonlann önünde, ''Ka-
mu bankalannın özelleştirilme-
si ile ilgili çalışmalanmız bütün
hızıyla sürdürülmektedir" derler
ve hiç kuşkunuz olmasın, ka-
mu bankalannın değil özelleşti-
rilmesini, "özerkleştirilmesini"
hedefleyen öneriler bile doğ-
madan boğulur.
Neden... diye sormanın âle-
miyok. Haftalardırdinlediğimiz,
okuduğumuz özel banka hırsız-
lannın öykülerinde "kamu ban-
kalan bağrbiç eksik değil. Kaç
tane olduklannı artık bilemez ol-
duğumuz "elkonan" özel ban-
kalar, sıkıştıkça kamu bankala-
nnı kaynak olarak kullanmış.
Alınan kamu kaynaklan, daha
alınırken geri ödenmemek üze-
re alınmış ve elbette geri öden-
memiş.
• • •
Bankacılıksektöründeki "te-
mizlik" operasyonlan ne Içişle-
ri'nin başına "işini bilen" bir ba-
kan geldiği için, ne bu hükümet
"ahlaki bir tercih"te bulundu-
ğu için yapılıyor. Bankacılık
sektörüne çekidüzen vermek,
Türkiye'ye kredi açacak, Türki-
ye ekonomisinde at koşturma-
yı planlan içine almış uluslara-
rası finans kuruluşlannın koşul-
lanndan biri. Inanmayan IMF ile
imzalanan "stand-byanlaşma-
s;"nın bankacılığa ilişkin mad-
delerini okusun; Dünya Banka-
sı'nın kredi koşullanna göz at-
sın.
Nitekim Dünya Bankası, ka-
mu bankalan "koalisyon sofra-
s/"ndan kaldırılmadığı için 750
milyon dolariık mali sektör kre-
disinin iptal edileceğini bir mek-
tupla duyurdu. "Aman kredi el-
den gidiyor" telaşına kapılan
Ankara, kamu bankalanndaki
devlet hisselerinin, ilgili devtet
bakanlanndan alınıp Hazine'ye
bırakılmasını kararlaştırdı.
Kararlaştırdı ve karannı aynı
hızla geri aldı. Halk Bankası'nı
elinde tutan DSP, Emlak Ban-
kası çöplüğüne çöreklenmiş
MHP, Vakıflar Bankası'nı yaka-
lamış ANAP'lılar el ele verip
yanlıştan hemen döndüler ve
kargalan bile güldürecek bir
formülle işi tatlıya bağladılar:
Bundan böyle kamu banka-
lanndaki kamu hisseleri hükü-
metçe temsil edilecek, ama bu
temsil "fıilen" bağlı bulunduk-
lan bakan eliyle yürütülecek.
lyi mi?
Eşek boyandı ve yeni bir
eşek olarak bize takdim edili-
yor. Eşeğin sırtına binen devlet
bakanı ise bundan böyle ba-
kanlığı adına değil, hükümet
adına orada oturacak.
Eşek için değişen hiçbir şey
yok?
Eşek yerine konan bizler için
de değişen hiçbir şey yok...
Bizden, "Bankacılık sektö-
ründe temiz eller operasyonu
sürüyor" diye kendimizi avut-
mamız ve mutlu olmamız iste-
niyor.
Ben mutsuz kalmayı yeğle-
yeceğim...
POIİTİKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Hüznün Sonbaharı...
Sonbahar ağaçlara vurmuş, kış güneşi geniş bul-
variara, kentlerin üzerine düşmüş...
Ankara'da son günlerde pek çok konu tartışılıyor...
Bankaların hortumlanması, af, AB Katılım Ortaklığı
Belgesi, Kıbns sorunu, Yunanistan'la ilişkiler, Ermeni
soykırımı iddialan ve Avrupa Parlamentosu'nun 213'e
karşı 234 oyla aldığı karar...
Bir sonbahar sabahı Ankara'da her zamanki gibi
yüreğimizin ıçinden bulutlar geçiyor...
Böyle bir günde umutlanmızı ve düşlerimizi ço-
ğaltabilir miyiz?
Her şeye karşın nar ağacı dalında açan çiçek, ıhla-
mur ağactnın yalnızlığı, Fırat kıyısında bir çocuğun
gözlerindeki hüzün, kimi zaman umutsuzluğa, kimi
zaman da umudun yeşerdiği evrene taşıyor bizi...
Anlamını yitirmiş acılar ormanı Tunceli akşamlann-
dan Malabadi Köprüsü'ne ındıriyor bizleri; oradan sı-
nır boylarındakı nöbet tutan Mehmetçiklere, soğuk
sonbahar akşamlannın yaşandığı Yüksekova'yagö-
türüyor...
Fotoğraflar gri gölgeleri çoğaltıyor...
Cezaevlerindeki açlık grevleri, Kürtçe TV tartışma-
sı, din bezirgânlannın yoksul nalkın sırtından çıkar
sağlaması, yozlaşmış düzenin sonucu ortaya çıkan
banka hortumlanması; Karadeniz'deki coşkuyu, lyon-
ya'daki sevdayı, Kızıhrmak kıyısındaki öykümüzü alıp
kaçınyor...
Sahi siz vışneçürüğü sevdaları bilir misiniz? Sahi siz
hiç kırlangıçlann öpüşmelerine tanık oldunuz mu?
Sahi siz hiç sulara, göçüp giden kuşlara bakarak bir
gülü dalından kopanp kokladınız mı? Sahi siz, çocuk-
lannızı türkülü çiçekli dallarda, hüznün sonbahann-
da hiç kucaklayıp öptünüz mü?
Ama siz çocuklannızı işkenceden geçirenlere "Tür-
kiye sizinle gurur duyuyor" diye haykırdınız, onlan
omuzlaraaldınız!..
• • •
İşkenceden geçen, aylarca cezaevinde yatan 'Ma-
nisalı çocuklar'm öyküsü beş yıl önce yazılıp çizilmiş-
ti...
O gözü yaşlı anneyi eski bir fotoğrafta görür gibi
oluyorum bugün...
Çocuklann bindirildiği 'kara kutu' cezaevi aracı
uzaklaşırken bir annenin çığlığını duyar gibi oluyorum
yeniden:
"Bırakın onu... Bırakın, o daha çocuk!.. O daha kü-
çük!.."
Yaşamın alacakaranlık sessizliğine benzeyen çırpı-
nışı, tarifsiz sıkıntılannı o fotoğraf gözler önüne serer-
ken işkencelere, yargısız infazlara alıştınlmış toplu-
mun başkaldırışı yansıyordu!..
Deniz'leri, Hüseyin'leri, Yusuflan, Sinan'lan, Ce-
sare Pavese'nin "Ölüm gelecek ve senin gözlerine
bakacak" adlı şiiriyle yıllar önce buluşturmamış mıy-
dı?
"Sabahtan akşama dek, uykusuz
sağır eski bir pişmanlık
ya da anlamsız bir ayıp gibi
ardına bırakmayan bir ölüm.
Bir boş söz, bir kesik çığlık
bir sessizlik olacak gözlerin; böyle görvnür her sa-
bah
yalnız senin üzerinde
kıvrtmtaryansıtırken aynada. '• T- *. "Jü V'huboi.M
Hangi gün ey sevgili umut, - * v ı\- n<-. &KVB
bizler de öğreneceğiz senin * • ..-
yaşam olduğunu hiçlik olduğunu."
Yaşam ve hiçlik!..
Sizce nedir bunun anlamı?
Sipil Dağı eteklerine yaslanan Manisa'nın yasemin
kokan sokaklannda yaşamı kucaklayan çocuklann öy-
küsü, Türkiye gerçeğinin kendisiydi...
önceki gün Manisa Ağır Ceza Mahkemesi karannı
verdi:
"14 gence ışkence yapan 10 po//s toplam 85yıl ağır
hapis cezasına çarptınlmıştır."
Işkence gören çocuklardan Hüseyin Korkut artık
büyümüştü...
Şöyle konuşmuştu:
"Birkaç polisin ceza almasıyla Türiüye'de ışkence
bitmeyecek!.."
Işkencecı polislerden LeventÖzmez, Halil Emir ve
Musa Geçer ise şu açıkiamayı yaptı:
"Bu şarkı burada bitmez..."
• • •
Bir bozkır sabahı...
Kaderin kadehınde yaşıyoruz toplum olarak acıyı ve
tutkuyu!..
Kürtçe TV'yi tartışyoruz; solculuğun etnik bir kim-
liğin değil, emeğin simgesi olduğunu bilmiyoruz!..
Af tartışmalanyla vakit geçirip, duvariara yazı yazan
binlerce gencimizi zindanlarda tutup onlan terör suç-
lusu sanıyoruz!..
Elbet biliyoruz terörün, tıpkı işkence gibi insanlık
suçu olduğunu ama kim terörist kim değil, ayırt ede-
miyoruz!..
Oysa. bereketli topraklann kokusu kanın değii,
banş çiçeklerinin habercısi olmalı...
Var mısınız çoğalmaya, umutlarımızı yeşertmeye;
çetelerden anndınlmış, demokratik bir toplum olma-
ya!..
Var mısınız kavgasız bir yaşam kurmaya, Manisa'da
umut, Idil'de sevgi toplamaya; Çukurova'da doğan
güne, Karadeniz'de yeşıle merhaba demeye!..
Ne diyor Ataol Behramoğlu, sakın unutmayın:
"Günümüzde ınsan olmanın/Çokağırbedeli var/Ya
parçası olacaksın alçaklığınlYa seni parçalahar.
Oysa insan olmak/Çoğalabilmektirbaşkalanyla/ln-
sansın, birinin canı yanarken/Senin de canın yanıyor-
sa.
hikmet.cetinkayao cumhuriyet.com.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
CHP'ligençlerden
'bölünme' uyarısı
tstanbul Haber Servisi-CHP'nin barajı geçeme-
diği 18 Nisan 1999 seçimleri sonrasında bir grup
genç tarafindan kurulan "CHP Gönüllüleri". par-
tinin geleceğiyle ilgili en büyük tehlikenin genç-
ler arasındaki bölünme olduğunu belirtti. Partüi
gençler arasındaki gruplaşma ve iç çekişmenin par-
tiye zarar verdiğine dikkat çeken CHP Gönüllüle-
n. "Genç kavramı. partide angarva isjerle uğraşö-
nlan bir grup olarak algılanıyor: bu gençliküzerin-
de son derece olumsuz etki yapryor" dediler.
Kurulduktan sonra çeşitli etkinliklerle seslerini
duyuran ve eğitim düzeyi oldukça yüksek gençler-
den oluşan CHP Gönüllüleri, kurumsallaşma sü-
recinde yeni dönemin ilk genel kurulunu yaptılar.
Genç CHP'liler. önümüzdeki yıl bahar aylannda
büyük bir kurultay toplayacaklannı, biliminsanla-
n, sivil toplum örgütleri. halk temsilcileri ve poli-
tikacılarla birlikte ülkenın politikalannı ana başlık-
lanyla tartışacaklannı söylediler.