24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17KASIM2000CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER CHP yöoetimine eleştiri • îstanbul Haber Servisi - Sosyal Demokrasi Vakfi (SODEV) CHP Genel Merkez yönetiminin, başta îstanbul olmak üzere bazı il ve ilçe yönetimlerini eleştirerek demokrasi anlayışı, hukuk ilkeleri ve tüzük hükümleriyle bağdaşmayan yöntemlerle değiştirilmeye çahşıtmasının kabul edilemeyeceğini açıkladı. Osman Karabağ cezaevinde • Îstanbul Haber Servisi - Sümerbankia ılgili yürütülen soruşturma kapsamında gözaltma alındıktan sonra seıbest bırakılan, ancak daha sonra hakkında gıyabi tutuklama karan çıkanlan Osman Karabağ, teslim olduğu DGM tarafindan tutuklandı. Emta Şirketi'nın ortağı Karabağ, Sümerbank'm eski sahibi Hayyam Garipoğlu ve bir kısım sanığın da tutuklu olduğu Kartal Cezaevi'ne konuldu. JobnVVoH Ankara'da • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ABD Başkanı Bill Clinton'ın Hazar Havzası Enerji Kaynaklan Özel Danışmanı John Wolf ve bu göreve yeni atanan Elizabeth Jones, Bakû- Ceyhan ve Trans-Hazar boru hattı projelerindeki gelişmeleri ele almak üzere bugün Ankara'da temaslarda bulunacaklar. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Başbakan Bülent Ecevit tarafindan kabul edilecek olan Wolf ve Jones, temaslan çerçevesinde Dışişleri ve Enerji Bakanlıklan yetkilileri ile de bir araya gelecekler. DİSK''in tarilri hatası' • Îstanbul Haber Servisi - DİSK'e bağlı Nakliyat-Iş Sendikası Genel Başkanı Ali Rıza Küçükosmanoğlu yaptığı yazıh açıklamada, DİSK Genel Yönetimi'nin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşmesini "tarihi bir hata" olarak niteledi. Küçükosmanoğlu, DlSK'in 12 Eylül öncesi birçok yöneticisini, temsilcisini, üyesini MHP'nin örgütlediği faşist saldınlar sonucu kaybettiğini savunarak "DlSK'in tarihi, gelenekleri, ilkeleri sahipsiz değildir" dedi. 'Ambarlı tesisleri felakete getie' • tstanbul Haber Servisi - "Deprem ve yangın" konulu panelde konuşan TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Celal Beşiktepe, Ambarlı Dolum Tesisleri 'nin, olası bir tstanbul depreminde büyük bir risk taşıdığını belirterek,"Ambarlı 'daki dolum tesisleri büyük felakete gebe"dedi.Jeofizik Mühendisleri Odası îstanbul Şube Başkanı Oğuz Gündoğdu da deprem önlemi olarak Marmara Bölgesi'ndeki sanayi bölgelerinin kaydınlması gerektiğini vurguladı. trticai örgüttenme • İZMİR (Cumhuriyet) - IZ-ÖVDER Karşıyaka Şube Başkanı Bayram Bozkurt, Eğitim-Sen 2 No'lu Şube'de dün düzenlediği basuı toplantısında, Karşıyaka'daki Behçet Uz Lisesi'nde öğrencilerin irticai örgütlenmelere yönlendirildiğini öne sürdü. Bozkurt, valiliğe verilen dilekçeye imza atan öğrenci velilerinin okul yönetimince saptandığını ve dilekçede imzası bulunan Alaattin Yavuztekin adındaki velinin kızının, okul yönetimince haksız "tasdikname" ile cezalandınldığını söyledi. Hükümet ortakları hem birbirleriyle hem FP ile çözüm sorunu yaşıyor Af için çifteANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit tarafindan 2 yıl önce altyapı hazırlığı ya- pılmadan gündeme getirilen af için iki yönlü pazarlıklar sürüyor. Ortaklar bir yandan kendi aralanndaki anlaşmazlıkla- n gidermeye çalışırken diğer yandan FP ile pazarlık yürütüyor. Özellikle faşist ka- til Hahık Kıra'nın kapsama ahnması ve kapatılan RP'nin yasaklı lideri Necmet- tin Erbakan'ın durumu nedeniyle afta tı- kanma yaşanıyor. Adalet Bakanlığı'nca hazırlanan 5 ay- n taslak arasında "koşullu sahverme"ye ilişkın taslağın öne çıktığı bildirildi. Si- yasi davalan kapsamayan bu seferki şart- h tahliye formülünün yasalaşması duru- munda aşamalı olarak 25 bin kişinin ce- zaevlerinden çıkması bekleniyor. Liderler zirvesinde affın "infaz ertele- me ve şartta sahverilme" yöntemiyle ger- çekleşmesi konusunda görüş birliğine va- nlırken kapsanun belirlenmesi konusun- daki pazarlıklar sürüyor. Sayılan giderek artan taslaklann teke indirümesi çabala- n da sürüyor. Bütün taslaklarda af tarihi- nin 23 Nisan 1999 tarihinden önceki suç- lan kapsamasuıın öngörüldüğü belirtili- yor. DSP tarafındaki af hazu-lıklanna Yar- gıtay'dan da katkıda bulunulduğu bildiril- di. Hükümet ortaklan arasındaki pazar- lıklann yanı sıra Başbakan Yarduncısı Hüsamettin Ozkan tarafindan FP ile gö- rüşmeler de sürdürülüyor. Pazarlıklar sırasında faşist katil Haluk Kırcı ile Necmettin Erbakan'ın kapsama ahnması konusunda görüş aynhklan ya- şanıyor. Affın genel çerçeve yerine kışi- sel bazda ele ahnmasının hukuki açıdan sıkıntı yarattığı, bu nedenle de geciktiği- ne işaret ediliyor. Adalet Bakanı Türk'ün taslağındaki ara formüle soğuk bakılıyor. Taslaklarda kapsama giren ölüm cezalannın yerine getirilmemesi, birden çok ölüm cezasına çarpurüanlann ise her ölüm cezası için bir yıl daha fazla yatması öngörülüyor. Cerekçe PKK'ye yardım HADEPdavasının temyizduruşması ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - HADEP Genel Başkanı Ahmet Turan Demir ile eski Genel Başkan Murat Boziak'ın da aralannda bulunduğu 18 sanığın Abdullah Ocalan'ın Türkiye'ye iade edilmek istenmesini protesto etmek amacıyla basm açıklaması yaptıklan ve açlık grevi başlatarak terör örgütüne yardım ettikleri gerekçesiyle 3 yıl 9'ar ay ağır hapis cezasına mahkûm olduklan davanın temyiz duruşması, dün Yargıtay'da yapıldı. Sanık avukatlanndan Mehmet Nuri Ozmen, savunmasında, davanın siyasi baskılarla açüdığuıı öne sürerek Bozlak'uı genel başkan sıfatıyla açıklama yaptığını ve açıklamanın suç unsuru içermediğini söyledi. Sanıklann katılmadığı HADEP davasından bir karar çıkmadı. Cumhuriyet Savcısı ise daha önce Ankara 2 No'lu DGM'nin, sanıklan 3 yıl 9 ay ağır hapis cezasına çarptırdığı karann onanması yönündeki tebliğnamesini tekrar ettiğini bildirdi. Samk avukatı Özmen, gazetelerde de yayımlanan açıklamanın suç unsurlan oluşturmadığım, karan veren yerel mahkemenin suç tarihi itibanyla 4454 sayılı Basın ve Yayın Yoluyla Işlenen Suçlara llişkin Dava ve Cezalann Ertelenmesine Dair Yasa'yı da göz ardı ettiğini ifade etti. Özmen, Ankara 2 No'lu DGM'nin karannın önyargılı olduğunu ve hukukla bağdaşmadığını öne sürerek hükmün bozulmasını istedi. Bir başka sanık avukatı Yusuf Alataş da HADEP'le ilgili tüm davalarda en küçük iddianın fırsat sayıldığını ve soruşturmalann bu küçük iddialardan yola çıkarak yürütüldüğünü savunarak "Önce suçlayanın, sonra delilleri bulunız" mantığı ile hareket edildiğıni ileri sürdü. Alataş, HADEP'e bugüne kadar dün görülen davaya benzer birçok dava açüdığuıı söyledi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART Mesut Yılmaz: "Teknolojinin bugün ulaşttğı boyuüar karşısında yasaklar anlamsız kalryor." Bülent Ecevit:" Çağdaş ıletişim teknolojisi sınır tanımıyor. Kuzey Irak ve Avrupa'da Kürtçe yayın yapıhyor. Bunu göz önünde tutarak bir sonuca varmak gerekir." m.kart </ superonline.com.tr Egebank soruşturmasında gözaltına alınan bankanın eski sahibinin tutukluluğu kaldınldı Bayraktar serbest bırakıldı Hüseyin Bayraktar ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Kasırga operasyonu çerçe- vesinde gözaltına alınan Ege- bank'uı Yahya Murat Demi- rel'den önceki sahibi Hüseyin Bayraktar, dün çıkanldığı yedek yargıç tarafindan serbest bırakıl- dı. Egebank soruşturması çerçe- vesinde gözaltına alınan diğer 7 yöneticiyi ise savcı Nuh Mete Yüksel serbest bıraktı. Egebank'ın eski sahibi Hüse- yin Bayraktar, eski yönetim kuru- lu üyesi ve thlas Sigorta Genel Müdürü Ayhan Apak. eski genel müdüryarduncısı ABErtunçYal- çın, yöneticiler Aydm Dündar, • Savcılık ifadesinde, Egebank'ı satın alması için Demirel'e bankadan 67 miryon dolarlık güvence mektubu verümesini bankanın eski genel müdürü Sami Erdem'in "tezgâhladığını" öne süren Bayraktar, "Şevket Demirel'e güvendim ve bankayı Murat Demirel'e sattım" dedi. TuğrulAladağ,AbdüIlatifYoktüz, gösterdiğini belirten Bayraktar. Mehmet Karakaş ve Cemal Birol Meral, dün savcı Yüksel. Hakan Ktzılarslan ve Cengiz Köksal ta- rafindan sorgulandılar. Bayraktar, bankanın Demirel'e satışuıın ya- pıldığı tarihlerde yurtdışında te- davi gördüğünü, ancak satışta imzasuun bulunduğunu söyledi. Egebank'ın satışında Demirerin babası Şevket Demirel'ı güvence ''Şevket Demirel'e güvendim ve bankayı sattun" dedi. Savcı Yüksel, Bayraktar'ı tu- tuklanması istemiyle yedek yar- gıçlığa sevk ederken 7 yöneticiyi serbest bıraktı. Bayraktar yedek hâkimlikteki sorgusunun ardın- dan serbest bırakıldı. Savcılıkça serbest bu-akılan Ali Ertunç Yal- çın ile Mehmet Karakaş ve Cemal Birol Meral ise Istanbul'daki so- ruşturma için yeniden emniyete götürüldü. Hüseyin Bayraktar, Egebank'ın satışı sırasında genel müdür olan Sami Erdem'i. komisyon alarak bankayı kendisinden habersiz ola- rak satmakla suçluyor. Hous- ton'da tedavi gören Sami Erdem ise Bayraktar'ı satış yapmaması için uyardığını, kendi hissesini satmamak istediğinde de tehdit edildiğini söylüyor. Bu arada, De- mirerin şirketlerinden Universal Yatınm Holding'e, faaliyetlerini sürdürebilmesi için kayyum tayin edilmesi kararlaştınldı. IRMIKI AYDIN ENGtN aengin(« doruk.net.tr Bir seçim olur, daha ilk san- dıklar açılırken gazetelerin ha- ber merkezlerine tetefon yağar. Doğaldır. Yurttaş sonucu me- rak etmektedir ve seçimin so- nucunu bir an önce öğrenmek istemektedir. Seçimin ardından hükümet pazarlıklan başlar. Pazariıklann sonuna gelindiği belli olunca haber merkezlerine telefon yağmuru yine başlar. Bu kez merakedilen "Hangiparti, han- gi bakanlığı aldı" sorusunun ya- nıtıdır. Koalisyon hükümetindeki bakanlık dağılımını bir an önce öğrenmek için Cumhuriyet'e telefon edenlerin "sorulan" ile "başka medya kuruluşlan"n\ arayanlann "sorulan" arasında- ki fark oldum bittim beni güldü- rür. Cumhuriyet'e telefon eden- ler sorariar: - Milli Eğitim kimde? Içişleri Bakanlığı hangi partiye veril- miş? Kültür Bakanlığı'na kim geliyor? Aaaa, Dışişleri Bakanı o mu oldu?.. Meslektaşlar arası sohbetler- de, başka medya kuruluşlanna gelen sorulann "farkı"ru fark edersiniz: - Hazine kime bağlanıyor? Halk Bankası Senin, Ziraat Benim, EmlakOnun... Maliye Bakanı kim olmuş? DPT hangi partiye kaldı? Köy Hiz- metleri hangi devlet bakanlığı- na verilmiş?.. Farkı fark ettiniz değil mi? • • • Hükümet kurulur, bakanlann kısa özgeçmişleri, kelle fotoğ- raflan eşliğinde gazetelerin bi- rinci sayfasında boy gösterir. "Farkh" sorulann sahipleri yine "farklı" noktalan merak ederter: Devlet bakanlannı. Bencileyin ve Cumhuriyet okuduğunuza göre sizcileyin ki- şiler, devlet bakanlanna, aslın- da pek bir işi yok da koalisyon içi dengelerde "Sen bu kadar bakanlık aldın, ben de o kadar isterim" pazariıklannın sonucu yaratılmış "bakan koltuklan" olarak bakariar. Oysa "farklı" sorular soran- lar, başbakandan önce devlet bakanlannı merak eder: - Halk Bankası hangipartinin devlet bakanlanndan birine ve- rildi? PekiZiraat, Ziraat Banka- sı kimde? Ya Emlak Bankası? Vakıflar hangi partide kaldı? Kamu bankalannın hükümet- te iskemle kapmış siyaset es- nafının çöplüğü olduğu herke- sin bildiği bir 'sır 1 . Koalisyon pa- zartıklannı sıradan okurdan bi- raz daha aynntılı izleyen Anka- ra gazetecileri, en sıkı çekişme- nin kamu bankası paylaşımın- da yoğunlaştığını bilirler. Son on yılda, bir kamu ban- kası kendisine bağlanmış bü- tün devlet bakanlan kamerala- nn, mikrofonlann önünde, ''Ka- mu bankalannın özelleştirilme- si ile ilgili çalışmalanmız bütün hızıyla sürdürülmektedir" derler ve hiç kuşkunuz olmasın, ka- mu bankalannın değil özelleşti- rilmesini, "özerkleştirilmesini" hedefleyen öneriler bile doğ- madan boğulur. Neden... diye sormanın âle- miyok. Haftalardırdinlediğimiz, okuduğumuz özel banka hırsız- lannın öykülerinde "kamu ban- kalan bağrbiç eksik değil. Kaç tane olduklannı artık bilemez ol- duğumuz "elkonan" özel ban- kalar, sıkıştıkça kamu bankala- nnı kaynak olarak kullanmış. Alınan kamu kaynaklan, daha alınırken geri ödenmemek üze- re alınmış ve elbette geri öden- memiş. • • • Bankacılıksektöründeki "te- mizlik" operasyonlan ne Içişle- ri'nin başına "işini bilen" bir ba- kan geldiği için, ne bu hükümet "ahlaki bir tercih"te bulundu- ğu için yapılıyor. Bankacılık sektörüne çekidüzen vermek, Türkiye'ye kredi açacak, Türki- ye ekonomisinde at koşturma- yı planlan içine almış uluslara- rası finans kuruluşlannın koşul- lanndan biri. Inanmayan IMF ile imzalanan "stand-byanlaşma- s;"nın bankacılığa ilişkin mad- delerini okusun; Dünya Banka- sı'nın kredi koşullanna göz at- sın. Nitekim Dünya Bankası, ka- mu bankalan "koalisyon sofra- s/"ndan kaldırılmadığı için 750 milyon dolariık mali sektör kre- disinin iptal edileceğini bir mek- tupla duyurdu. "Aman kredi el- den gidiyor" telaşına kapılan Ankara, kamu bankalanndaki devlet hisselerinin, ilgili devtet bakanlanndan alınıp Hazine'ye bırakılmasını kararlaştırdı. Kararlaştırdı ve karannı aynı hızla geri aldı. Halk Bankası'nı elinde tutan DSP, Emlak Ban- kası çöplüğüne çöreklenmiş MHP, Vakıflar Bankası'nı yaka- lamış ANAP'lılar el ele verip yanlıştan hemen döndüler ve kargalan bile güldürecek bir formülle işi tatlıya bağladılar: Bundan böyle kamu banka- lanndaki kamu hisseleri hükü- metçe temsil edilecek, ama bu temsil "fıilen" bağlı bulunduk- lan bakan eliyle yürütülecek. lyi mi? Eşek boyandı ve yeni bir eşek olarak bize takdim edili- yor. Eşeğin sırtına binen devlet bakanı ise bundan böyle ba- kanlığı adına değil, hükümet adına orada oturacak. Eşek için değişen hiçbir şey yok? Eşek yerine konan bizler için de değişen hiçbir şey yok... Bizden, "Bankacılık sektö- ründe temiz eller operasyonu sürüyor" diye kendimizi avut- mamız ve mutlu olmamız iste- niyor. Ben mutsuz kalmayı yeğle- yeceğim... POIİTİKA GUNLUGU HİKMET ÇETİNKAYA Hüznün Sonbaharı... Sonbahar ağaçlara vurmuş, kış güneşi geniş bul- variara, kentlerin üzerine düşmüş... Ankara'da son günlerde pek çok konu tartışılıyor... Bankaların hortumlanması, af, AB Katılım Ortaklığı Belgesi, Kıbns sorunu, Yunanistan'la ilişkiler, Ermeni soykırımı iddialan ve Avrupa Parlamentosu'nun 213'e karşı 234 oyla aldığı karar... Bir sonbahar sabahı Ankara'da her zamanki gibi yüreğimizin ıçinden bulutlar geçiyor... Böyle bir günde umutlanmızı ve düşlerimizi ço- ğaltabilir miyiz? Her şeye karşın nar ağacı dalında açan çiçek, ıhla- mur ağactnın yalnızlığı, Fırat kıyısında bir çocuğun gözlerindeki hüzün, kimi zaman umutsuzluğa, kimi zaman da umudun yeşerdiği evrene taşıyor bizi... Anlamını yitirmiş acılar ormanı Tunceli akşamlann- dan Malabadi Köprüsü'ne ındıriyor bizleri; oradan sı- nır boylarındakı nöbet tutan Mehmetçiklere, soğuk sonbahar akşamlannın yaşandığı Yüksekova'yagö- türüyor... Fotoğraflar gri gölgeleri çoğaltıyor... Cezaevlerindeki açlık grevleri, Kürtçe TV tartışma- sı, din bezirgânlannın yoksul nalkın sırtından çıkar sağlaması, yozlaşmış düzenin sonucu ortaya çıkan banka hortumlanması; Karadeniz'deki coşkuyu, lyon- ya'daki sevdayı, Kızıhrmak kıyısındaki öykümüzü alıp kaçınyor... Sahi siz vışneçürüğü sevdaları bilir misiniz? Sahi siz hiç kırlangıçlann öpüşmelerine tanık oldunuz mu? Sahi siz hiç sulara, göçüp giden kuşlara bakarak bir gülü dalından kopanp kokladınız mı? Sahi siz, çocuk- lannızı türkülü çiçekli dallarda, hüznün sonbahann- da hiç kucaklayıp öptünüz mü? Ama siz çocuklannızı işkenceden geçirenlere "Tür- kiye sizinle gurur duyuyor" diye haykırdınız, onlan omuzlaraaldınız!.. • • • İşkenceden geçen, aylarca cezaevinde yatan 'Ma- nisalı çocuklar'm öyküsü beş yıl önce yazılıp çizilmiş- ti... O gözü yaşlı anneyi eski bir fotoğrafta görür gibi oluyorum bugün... Çocuklann bindirildiği 'kara kutu' cezaevi aracı uzaklaşırken bir annenin çığlığını duyar gibi oluyorum yeniden: "Bırakın onu... Bırakın, o daha çocuk!.. O daha kü- çük!.." Yaşamın alacakaranlık sessizliğine benzeyen çırpı- nışı, tarifsiz sıkıntılannı o fotoğraf gözler önüne serer- ken işkencelere, yargısız infazlara alıştınlmış toplu- mun başkaldırışı yansıyordu!.. Deniz'leri, Hüseyin'leri, Yusuflan, Sinan'lan, Ce- sare Pavese'nin "Ölüm gelecek ve senin gözlerine bakacak" adlı şiiriyle yıllar önce buluşturmamış mıy- dı? "Sabahtan akşama dek, uykusuz sağır eski bir pişmanlık ya da anlamsız bir ayıp gibi ardına bırakmayan bir ölüm. Bir boş söz, bir kesik çığlık bir sessizlik olacak gözlerin; böyle görvnür her sa- bah yalnız senin üzerinde kıvrtmtaryansıtırken aynada. '• T- *. "Jü V'huboi.M Hangi gün ey sevgili umut, - * v ı\- n<-. &KVB bizler de öğreneceğiz senin * • ..- yaşam olduğunu hiçlik olduğunu." Yaşam ve hiçlik!.. Sizce nedir bunun anlamı? Sipil Dağı eteklerine yaslanan Manisa'nın yasemin kokan sokaklannda yaşamı kucaklayan çocuklann öy- küsü, Türkiye gerçeğinin kendisiydi... önceki gün Manisa Ağır Ceza Mahkemesi karannı verdi: "14 gence ışkence yapan 10 po//s toplam 85yıl ağır hapis cezasına çarptınlmıştır." Işkence gören çocuklardan Hüseyin Korkut artık büyümüştü... Şöyle konuşmuştu: "Birkaç polisin ceza almasıyla Türiüye'de ışkence bitmeyecek!.." Işkencecı polislerden LeventÖzmez, Halil Emir ve Musa Geçer ise şu açıkiamayı yaptı: "Bu şarkı burada bitmez..." • • • Bir bozkır sabahı... Kaderin kadehınde yaşıyoruz toplum olarak acıyı ve tutkuyu!.. Kürtçe TV'yi tartışyoruz; solculuğun etnik bir kim- liğin değil, emeğin simgesi olduğunu bilmiyoruz!.. Af tartışmalanyla vakit geçirip, duvariara yazı yazan binlerce gencimizi zindanlarda tutup onlan terör suç- lusu sanıyoruz!.. Elbet biliyoruz terörün, tıpkı işkence gibi insanlık suçu olduğunu ama kim terörist kim değil, ayırt ede- miyoruz!.. Oysa. bereketli topraklann kokusu kanın değii, banş çiçeklerinin habercısi olmalı... Var mısınız çoğalmaya, umutlarımızı yeşertmeye; çetelerden anndınlmış, demokratik bir toplum olma- ya!.. Var mısınız kavgasız bir yaşam kurmaya, Manisa'da umut, Idil'de sevgi toplamaya; Çukurova'da doğan güne, Karadeniz'de yeşıle merhaba demeye!.. Ne diyor Ataol Behramoğlu, sakın unutmayın: "Günümüzde ınsan olmanın/Çokağırbedeli var/Ya parçası olacaksın alçaklığınlYa seni parçalahar. Oysa insan olmak/Çoğalabilmektirbaşkalanyla/ln- sansın, birinin canı yanarken/Senin de canın yanıyor- sa. hikmet.cetinkayao cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 CHP'ligençlerden 'bölünme' uyarısı tstanbul Haber Servisi-CHP'nin barajı geçeme- diği 18 Nisan 1999 seçimleri sonrasında bir grup genç tarafindan kurulan "CHP Gönüllüleri". par- tinin geleceğiyle ilgili en büyük tehlikenin genç- ler arasındaki bölünme olduğunu belirtti. Partüi gençler arasındaki gruplaşma ve iç çekişmenin par- tiye zarar verdiğine dikkat çeken CHP Gönüllüle- n. "Genç kavramı. partide angarva isjerle uğraşö- nlan bir grup olarak algılanıyor: bu gençliküzerin- de son derece olumsuz etki yapryor" dediler. Kurulduktan sonra çeşitli etkinliklerle seslerini duyuran ve eğitim düzeyi oldukça yüksek gençler- den oluşan CHP Gönüllüleri, kurumsallaşma sü- recinde yeni dönemin ilk genel kurulunu yaptılar. Genç CHP'liler. önümüzdeki yıl bahar aylannda büyük bir kurultay toplayacaklannı, biliminsanla- n, sivil toplum örgütleri. halk temsilcileri ve poli- tikacılarla birlikte ülkenın politikalannı ana başlık- lanyla tartışacaklannı söylediler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle