18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 17KASIM2000CUMA O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R [email protected] "Cumhuriyetci, devrimci ve aydınlan- maya açık olunmadan ve huknkun üs- tönlüğü egemen kıhnmadan azgettşmiş- fikteo kurtutma olanağı yoktnr. Hukuk devieti hukukun ûstfinlûğüne dayanır, hiçbir organ ya da laşi hukuknn üstünde ofaunaz. Kurallar yalnız yönetflenler için değU, aynı zamanda yönetenler içindir- Türkiyeönümüzdeki dönemde bir hu- kuk devîeti ohnayı başarmahdır. Anaya- sanın gözden geçirilip hukuk devletini sözdebmkmayıpyaşama geciren bir ana- yasa ohışturulmas kaçmılmazdır. Oğre- timBiı^'nmuygulaıımaaTûridyeCııın- huriyeti'nin varhgını sonsuza dek koru- mamn tekyoludur."(Cumhuriyet29 Ekhn 2000) Yukanda aldığımız düşünce ve öneri- ler, sayın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Cumhunyet Bayramınuz nede- niyle yayımladığı ûeüden (mesajdan) ak- tanlmıştır. Bu mesajda yeralan hukuk Cumhurbaşkanı'nın Mesajı devieti, hukukun ûstûnlüğü, devnmcılik, aydınlanmaya a$k ohna, Öğretım Birli- ği'nin sağlanması ve benzeri kavram ve ilkeler yaklaşık e.£teyırfaşkın bir sûreden beri Türkiye*rim özlem ve beklentileri arasuıda yer alrruş, ama yaşama geçıril- memıştir. Cumhurbaşkanı'nın bu iletisi bana 1966-67 yıllannda, yani 34 yü önceleri hukuk devieti, hukukun üstünlüğü, in- san haklan konulannda anayasa mahke- mesinin verdiği kararlan anımsattı. Yük- sek mahkeme, cumhuriyetin niteliğini gösteren bu kavramlar hakkında şunlan söylüyordu: "Hukuk devteti demek, in- san hakbrma saygı gösteren ve bu hakla- n koruyucu,ad3 bir huknkdözenikunuı HALİTÇELENK vebuffiidevamettinneyekHidisiniyüküın- lû sayan, biitün davraıuşlannda hukukve anayasaya uyan, bütûn işlenı ve eylenüe- ri yargıdenetimine bağhbulunan bir dev- let demektir."(_) "Kanunlanmızın ana- yasanın açık hükümlerinden önce huku- kun,bflmen ve bütün uygar memfeketJer- dekabuledflenprensipİerİDeuygunolına- a şwttK."(_) "Hukuk devieti, (Hukukun üstünlüğû) teroetifizerineoturur" (*) Sayuı Sezer'in iletısınde yer alan uya- rüarla Tûrkiye'nin en yüksek yargı ku- ruluşunun kararlan arasındakı bu koşut- luk dikkat çekıcıdir. Siyasal ıktıdann hu- kuk devieti anlayışının değerlendirilme- sinde böyle bir karşılaştırmanın aydınla- tıcı olacağı da açıktır. Sayuı Cumhurbaşkanı bu düşüncele- rini sözde bırakmanuş, göreve başladık- tan bu yana kısa sûre içinde uygulama- ya başlamıştır. Hükümetin anayasaya ay- kın olarak dûzenlediği KHK'leri (Ka- nun Hükmünde {Cararname) geri çevir- miş, 195O'li yıllarda başlatılan ve gittik- çe güçlenen irtica eylem vepolitikalan- na karşı çıkmış, anayasanın Oğretim Bir- liğı ilkesınin uygulanması doğrultusun- da çaba göstermış ve de siyasete huku- kun ûstûnde yer veren, hukuk devieti ü- kelerine gereken değeri vermeyen siya- sal ıktıdann hırçın tavuian karşısında hu- kuk devieti ilkelerini savunmada karar- lıhğını sürdürmüştür. Anayasa Mahkeme- si de KHK'ler ve özelleştirmeler konu- sunda verdiğı kararlarla Cumhurbaşka- m'nuı görüşlennin hakhlığını, hukuka uygunluğunu doğrulamıştir. Böylece, "Yöllaryürümekleasuımaz*\ "Anayasayı bir kere delmekle bir şey ol- maz", "Benimmemurum işini bilir". "As- mayahm da besleyetim mi?" gıbı ülkemi- zin içine girdiği çıkmazda önemlı rol oy- nayan görüşlerin geride kalması, Türkı- ye'nin demokratık bir düzene kavuşma- sı yolunda savaşun veren insanlar için sevindirici bir gelişme olmuştur. Demokrasinin, hukuk dılinde hukuk devieti anlamına geldıği göz önûne alı- nırsa Türkiye'de demokratik ve insan hak- lanna saygılı bu- düzenın özlemi içinde bulunan ve bunun savaşımıru veren kişı ve kuruluşlann sayuı Cumhurbaşkanı'na destek vermeleri gerektığine inanıyoruz. (*) Fuat Azgur. Anayasa Nizamı, 1969 Sayfa: 61-62-84 Uluslararası Hoşgörü B ugün yerkürede altı mil- yar dolayında insan yaşı- yor. Bu üısanlan bırbi- rinden ayıran türlü özel- likler var; dil, din, ırk, ulusal ya da toplumsal kökengibi.BenzerözeUiklenolanlaray- n gnıplar oluştursa da, dünyamızda tek tip insandan oluşan bir toplum yok. Gü- nümüzde toplumlar, değişik özelliklen olan bu insanlardan oluşuyor ve yarattık- lan değışık kûltürler içinde yasıyorlar. Bu değişik özellikler kuni kez bir aynş- ma, çatışma ve giderek savaş nedeni olu- yor. Geçmişte bundan ötürû "üstün ırk" kuramlan, ırkçı ve faşist dünya görüşle- h üretüdi, yoğun şiddet eylemleri yaşan- NEVZAT HELVACI Hukukçu, Türkiye insan Haklan Kurumu Başkam dı. Öbûr önemli nedenleriyle birlikte ırk ve din aynmına dayalı çanşmalann ınsan- hğa ağır bir bedel ödettiğinı söyleyebüi- riz. Hoşgörü, değişik özelliklere ve kül- türlere sahıp insanlann birbırlerinden farklı ama eşit olduklannı kabul ederek banş içinde yaşama becerisidir. Bunu sağlamak özel bir çaba istıyor. Bu ne- denle hoşgörü. uluslararası ve bölgesel ku- ruluşlann gündemıne gırdı AvnıpaKon- seyı Bakanlar Komitesı, 1981 yılında "Demokrasiye Karşı Bir Tehdit Otarak Hoşgörûsûzlüğe Üişİdn Biktirge" adıyla bir belge yayımladı. Bu bıldirgede Kon- sey, hoşgörünûn demokratik ve çoğulcu toplumun gerçek temeli olduğunu, hoş- görûsûzlüğün demokrasıye karşı tehdit oluşturduğunu vurguladı; eşitliği tanıma- yan her türlü dünya görüşünü yadsıdığı- nı bildirdi; her türlü hoşgörüsüzlüğü ve bunun yol açtığı şiddet ey lemlenni kuıa- dı. Konsey, 1993 yıluıda Viyana'da ırk- çılık, yabancı düşmanlığı, antisemitizm ve hoşgörüsüzlükle savaşım için bır bil- dirge ve eylem planı kabul etti. 1994 yı- lında "Irkçıük ve Hoşgörûsûzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu" oluşturuldu. Avru- pa İnsan Haklan Sözleşmesi'ne ek 12 numaralı protokolle her türlü aynmcılık yasaklandı. Bu protokol imza aşamasın- dadır. Hoşgörü konusu, Birleşmış Millet- ler'in de ilgı alanı ıçindedir. İnsan Hak- lan Evrensel Bildirgesi'nden başlayarak buçok belgede bu konuya yer verildi. Birleşmış MiUetler, 1995 yıhnı "Hoşgö- rü Yıh" ilan etti. UNESCO bundan yola çıkarak 16 Kasım 1995 tarihinde "Hoç- görii Ükeleri Bikürgesi''ni yayımladı. Bil- dırgenın 1. maddesınde hoşgörünûn an- lamına yer venlıyor. Bu maddenın bir bölümü şoyle: "Hoşgörü, dünyamızdaki kürrürierinzengm çeşitlfliğine,insan ofana niteüğünizi açıldama yollanna ve ifade etme biçimlerinesaygı göstermek,bunla- n kabul etmek ve bunlann değerini bfi- Her dersin bir Vitamin'ı var İşte, Vitamin'lerin bir bölümü karşınızda. Hepsi bu ilana sığmadı ama şöyle açıklayalım; Lise 1, Lise 2, Lise 3'ün tüm dersleri ve üniteleriyle Vitamin, 51 ayrı paketten oluşan besleyici bir koleksiyon. Hangi Vitamin'e ihtiyacınız varsa seçin, eksiğinizi tamamlayın. Hangi dersin, kaç Vrtamin'i var? Kaç ünitesi var? Vrtamin'leri nereterde buluruz? Tüm bu sorulann cevaplan ve Vitamin'lerin faydalan hakkında geniş bilgi Intemet sitemizde. Vrtaminciler arasına siz de katılın. î f^tf l SEBÎT A.Ş. BtR ]g£ DOÖUŞ ORUBU KURULUŞUOUR BİTAV .vitaminciler.corr| Vitamin Oestek Hattı: (0212) 474 55 55 ınekfeHoşgörtbagrv1e,açıkhJda,iktişirn- le, düşünce, vicdan ve inanç özgürtüğüy- Ie beslenir. Hoşgörü, çeşttlüik içüıdeki uyumdur. Hoşgörü, yalnızca ahlaki bir görev değil, aynı zamanda siyasal ve hu- kuksal bir gereklüiktir. Banşı olanaklı la- lan erdem, >*ani hoşgörü, savaş kültürü- nûn banş küJrürüyle yer değiştirmesine lcatlnri» bulunur." Bıldırgenuı ilan edıldiğı 16 Kasım gü- nü, "ühıslararası Hoşgörü Günü" olarak kabul edıldı. Bıldırgede bunun gerekçe- sı şöyle açıklandı "Kamuoyu bflmdni olusturmak. hoşgörüsüziügün tehükete- rini vurgulamak, hoşgörünûn yaranlma- a ve eğitimin desteklenmesinde yeni bir bağhhk ve eylemte yeniden harekete geç- mek icin biz, ciddhet ve va- karia, 16Kasım\ Uluslara- rası Hoşgörü Günüilan edi- yoruz." Bu bildu-gede, Bırleşmış Milletler'ın birçok sözleşme ve belgesine gönderme ya- pıhnış bulunuyor. Bu sözleş- me ve belgelerin tümüne de- ğiıımemiz olanaksız ama ör- nek olarak ıkısını anımsaya- lım Bunlardan bırisı "Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ka]dınlması.Sözteşmesrdır Bu sozleşmenın başlangıç bölümünde, "Irkçıhk ayn- mına dayah üstünlûk ögre- tfleri bilimsd bakımdan yan- hşür. ahlakça kınanması ge- rekir. toplumsal bakımdan haksız ve tehlikelidir ve her- hang bir kuram ve u>gula- mada ırk a^Timcılığmı hak- h gösterecek hiçbir dayanak yoktur" anlamındakı söz- lerle, ırkçılık kesin ve açık birdille reddedıldi. Ikinci- sı "Din ya da lnanca Da\-a- h Her Türlü Hoşgöriisüzlük veAyrunalığm Kaklınlma- a BBdirgesi'dır Çunku dün- yada banş, adalet ve özgür- lük için en ciddi tehdıtlerden bıri de dm ve inanca dayalı hoşgörüsüzlüktür. Bildirge, din ve ınanç özgürlüğüne ılişkin konularda anlayış, hoşgörü ve saygıyı geliştir- meyi ve bu konuda ortaya çı- kan hoşgörüsüzlüğü her bi- çun ve görünüşüyle ortadan kaldırmayı amaçlıyor Avrupa Güvenlik ve Iş- bırlıği Teşkilatı da, Istanbul Şaru'ndakonuya şöyle yak- laşıyor: "Insan haklaruu, düşünce,vkdan,din >e inanç özgürlüğünü de kapsayan temel özgurlüklerin ihlali, fikir açıklamava hoşgörü- süztük, saldırgan nüUhetçi- fik, ırkçılık,şovinizm,yaban- cı düşmanlığı gibi güvenlik tehdirlerinekarşıhk vcrmek- k yükümlüyüz. Etnik aan- lık gnıbu kişilere şiddet uy- gulanmasına karşrvTZ." Kültürel çeşitlilık. dinsel ve etnık aynmcılık insanlar ve toplumlar arasında uyuş- mazhklara neden oluyor, an- cak gerçekte uyuşmazhkla- nn temelinde toplumsal ada- letsiziikler, dünyada yara- ülan değerlenn adaletsiz da- ğılımı, yoksulluk ve sömü- rü vardır. Bu nedenle hoş- görünûn temel ilkeleri ada- let ve eşitliktir. Bu anlam- da hoşgörü, eşitliği ve ada- leti aramak demektir. Elbet- te, karşıhkh anlayış ve işbir- liği önemlidir; şiddetten uzak durmak ve banşı ara- mak esastır. Ama konuya sömürülenın sömürenı hoş- görmesi olarak bakamayız. Şovinizmi, ırk aynmcılığı- nı ve bunlann yararağı şıd- deti hoşgörelim diyemeyiz. Bu nedenle hoşgörünûn sı- run ne ohnalıdu-. hoşgörii- süzü de hoşgörecek miyiz, sorulan önem taşıyor. Bu sorulan değişik biçımlerde de soıabüiriz. Demokrasiler, dıktatörlüğe hak tanımah mıdır? Özgürlükien yok et- me özgürlüğü var mıdrr? Ya da demokratik rejimler, ken- di varlığına yönelecek teh- likeler karşısında, kendisi- nı korumak için ne türlü ve hangi boyutta önlemler ala- bilirler? Bu sorulara yanıt aramak gerekiyor. Ancak yanıtlar bu yazuun smırlan içinde verilmeyecek kadar genıştrr; o nedenle ayn bir yazı konusu olabilır. PENCERE Zavallı Bizler.. Gazetede başlık: "AB Türkiye'ye ev ödevi verdi." Köşe yazarlan da "ev ödevi" deyişini benimse- diler; sık sık "Ev ödevimizi yapalım" diye yazıyor- lar. Canım sıkılıyor.. AB öğretmen.. Bizöğrenci.. Kimi zaman Avrupa'dan bir Frenk diplomatı ge- liyor, burnu bir kanş havada Türkiye'yi "teftiş" edi- yor; sonra bizi azarlıyor: - Ev ödevinizi yapmamışsınız!.. • Bir de içimizde kraldan çok kralcı Mütareke ka- lıntılan van diyorlar kj: - Ulus devlet bitti.. - Amerika ile Avrupa bizi adam edecek... - Türklerden hayır gelmez... Türklere sövmek moda!.. Ama, yeni bir moda değil, eskiden de modaydı; tarih krtaplannı açıp okuyan görür; hele Birinci Dün- ya Savaşı'nın ertesindeTürkleri aşağılamak Lond- ra'dan Istanbul'a kadar seçkinlenn ağızlannda sa- kızlaşmıştı; sıradan enteli, yazan, gazeteciyi bir ya- na bırakın, dünya egemeni Uoyd George'un ağ- zı köpürüyordu; Türkler "ehliyetsiz, lanetli, insan- bğın başına bela" idiler... • 20'nci yüzyıl tarihinde üç dönüm noktası var. "Birinci Dünya Savaşı" ertesinde yeryüzü ege- menleri yeni küresel düzeni ilan ederi<en Türklerin canına okumayı tasariamışlardı; bir Mustafa Ke- mal çıktı; kurtulduk... Ikinci Dünya Savaşı'nda Ismet Paşa Türkiye'yi harbe sokmadı; yakayı sıyırdık... Peki, "soğuk savaş" ertesinde ne oluyor?.. Dünya yeniden kuruluyor. Dışardan ve içerden "TC"ye saldınlan doğal kar- şılamak gerek!.. Yaşadığımız cografya dünya ege- menlerinin satranç tahtası!.. • 1915'te, Birinci Dünya Savaşı'nda, Osmanlı Im- paratorluğu'ndayaşanmış bir kanlı kınmı, 21 'nci yüz- yılda Türkiye Cumhuriyeti'ne ödetmek için hare- kete geçenülketerebakınız!.. Içlerindebirtek "maz- lum" var mı?.. Hindistan?.. Çin?.. Birleşmiş Milletler'de sıralan dolduran yoksul dünya halklan, Ermeni soykınmı savını iteri süre- rek 1915'i 2000'e taştmak gibi bir düşmanlığı ya- şadığımız dünyada yeniden tohumlamaktan çok uzaktadıriar. Karşımızdaki tuzu kuaılar kimler?.. Amerika.. Fransa.. Ingiltere.. Canım, biz bunlan iyi tanıyoruz; Sevr'den tanı- yoruz, Lozan'dan tanıyoruz, Osmanlı'dan tanryo- ruz, Cumhuriyet'ten tanıyoruz... • Diyelim ki bütün istediklerini yaptık; Kıbns'ı ver- "dik, Ege'den elimizi eteğimizi çektik, Kürt asıllı yurt- taşlanmıza azınlık damgasını vurduk, sözde Erme- ni soykınmını tanıdık; bu iş bitermi sanıyorsunuz?.. Sanıyorsanız, çok safsınız!.. ol, DÛZELTME: Dünkü Pencere'de Şükran Kurdakul'un 'Redd-ı llhak' şiirinden aktantan dizeler, düzyazı gibi di- zilmıştir. Düzettir, özür dilenz. İLAN TC KESTEL SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo: 1998/149 Mahkememizde görülmekte olan vasıyetnamenin açüması davasında verilen ara karan gereğınce, Bursa ili, Nilüfer ılçesı, Karaman Mah. nüfusuna ka- yıth olup, Kestel ilçesi, Yeni Mah. Toplu Konutlar Cam- su Blok, Oruçreis Sok. No- 6 adresinde ikamet ederken vefat eden Abdulaziz oğlu Hatice'den olma, Kırcali 1934 d.lu mütevefiFa Rasim Güngör'ün, eşı Şefiye Gün- gör dışında başka mirasçısı varsa mırasçüık belgeleri ile birlikte duruşmanın bırakıldığı 22.11.2000 gününden evvel Kestel Sulh Hukuk Mahkemesi'nm 1998/149 esas sayılı dosyasına müracaat etmeleri rica olunur. 18.10.2000 Basın: 65400 İLAN TC FATİH 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN DosyaNo 2000/603 Davacı lıfan Ergıyen tarafindan davahlar Sosya ve Ire aleyhine açılan izalei şuyu davasında venlen ara karar gereğince, Heybeliada, Ismet Inönü Cad. No: 70 adresinde bu- lunduğu bildirilen davahlar TC uyruklu Kostantin (Ko- ço) Yunan uyruklu Avgarinos, Yunan uyruklu Eleni, Yunan uyruklu Sosya, Yunan uyruklu Mirodyas Kos- tantin, Yunan uyruklu Elza, dahıh davahlar Sosya ve El- za'nm yapılan adres tahkikatına ragmen bulunamadık- lan bildirildiğinden duruşmanın atılı bulunduğu 4.12.20O0 günü saat 10.05'te duruşmada hazır bulun- maları veya kendilenni bir vekil ile temsil ettinnelerine daveti yerine kaim olmak üzere ilan olunur. 6.11.2000 Basın: 65587 İLAN TC KADIKÖY1. SULH HUKUK HÂKtMLİĞl'NDEN DosyaNo: 1999/1285 Davacı SS Armağan Yapı Koop. vekili tarafindan da- valı Zekaı Özcan aleyhine açtığı menfı tespit davasınm yapılan açık yargılaması sonunda, Kadıköy, Içerenköy Tüccarbaşı Istasyon Cad. No: 37/30 adresinde oturan davalı Zekı Özcan'a mahkeme- mizce venlen 14.9.2000 tarihli 1999/1205 esas, 2000/984 sayıh karanmız ve 2.11.2000 tarihli temyiz dilekçesi tebliğ edilemediğinden, 14.9.2000 tarihinde "57.OOO.OOO.-TL> mn 2.3OO.OOO.-TL harç toplamı, 31.5OO.OOO.-TL yargüama gideri ve 5.700.000.-TL ve- kâlet ücreti ile bırükte tahsiline" karar verilmiş oldu- ğundan davalıya mahkeme karan ve 2.11.2000 tarihli davacı vekili Av. Fahrettin Ozan'ın temyiz dilekçesinin ilanen teblıği yenne kaım olmak üzere tebliğ olunur. 2.11.2000 Basın: 65666
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle