Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17KASIM2000CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Angelopoulos'un Marlon Brando'ya benzettiği Harvey Keitel, Hollywood'la ilgilenmiyor
4
Sadece kendimle yarıpyorıım'
Harvej Keitel festivalin önemli konuklanndan.
ASUSELÇUK
SELANÜC-10 Kasım günü per-
delerini açan 41. Uluslararası Se-
lanik Fihn Festivali'nde ilk ya da
ikinci çahşmalardan oluşan 15
fılm, Altın (36 bin 500 Euro) ve
Gümüş (22 bın Euro) Iskender
ödülleri için yanşıyor. Uluslarara-
sı jüri toplantısında başkan, Po-
lonyalı yönetmen JerzySkotimovre-
ki. son zamanlarda bırçok festi-
valde jüri üyeliğı yaptığını, bir-
çok filrn gördüğünü ve bu işte pro-
fesyonelleştiğınıbelirtti: "Sonka-
üldığmı festivalde 'Fireeater' (Ateş
Yutan) adlı bir Fin fılmine ödüJ
verdik. Fibn çok karamsanu, fa-
kat bir o derece de özgündü. Bu
ödüUe Fınlandrya ve Avrupa sine-
masma bir katkıda bulunduk" di-
yen Skolimovvskı, sınemanın çok
genç bir sanat olduğunu da belırt-
ti. Uluslararası sınemacdardan olu-
şanjün, filmlen değerlendirirken
teknığı ön plana almaksızın yara-
tıcılığı ve kışısel anlatımı dıİckate
alacaklannı irdeledi.
Festival boyunca Selanik'i pek
çok önemli sinemacı ziyaret edı-
yor. Festivalin başkaru Yunanlı yö-
netmen Theo Angelopoulos'un
"Uhs'in Bakışı" filminde başrolü
üstlenen Amenkalı oyuncu Har-
Polonyah yönetmen Jerzy Skotimmvski uluslararasıjürinin başkam.
vey Keitel, bu önemli konuklar-
dan biri. "Ulis'in Bakışı" filmın-
deki rolüyle çok önemli bir dene-
yim yaşadığını belirten Keitel, çe-
kim boyunca brr kımlik arayışına
girdiğini, bir ıç yolculuğa çıktığı-
nı açıkladı: "Aynca Saraybosna,
Mostar ve Vukovar gibi şehirleri
gördüm, benim için tüm burdar
birerayncahksayınr. Yaşamun bo-
yunca 'Ulıs'ın Bakışı' gibiproje-
lerde oynamak isterim. HoUywo-
od beni çok ilgilendirmiyor. Ben
sadece ve sadece kendimle yanşı-
yorum" diye devam eden Keitel,
iyi bir öykünün proje seçmesınde-
kı en önemli etken olduğunu da be-
lirtti. Keitel'ı Marlon Brando'ya
benzeten Theo Angelopoulos, "Çe-
kimin başuıda Harvey Qe aramız-
da bir mesafe vardı, daha sonra
yavaş yavaş yakınlaşük, aramız-
dald mesafe yok oldu. Bu ifişkinü-
zi Elıa Kazan'la Marlon Bran-
do'nunkine benzetiyonım. Kazan,
Brando'ya nasıl bir oyun istediği-
ni söylüyor, Brando ise rolü kendi
yorumunu ekleyerek canlandın-
vormuş" diyerek oyuncusu hakkm-
da dûşündûklerini açıkladı. Yeni
projesinden de söz eden Angelo-
poulos, bir üçleme çekmeyı plan-
ladığını; Yunanistan, Özbekistan,
Rusya, Sıbirya ve ABD'de çalışa-
cağını belirtti. Bu üçlemenin ilk bö-
lümü "La Prairfe qui pleure" (Ağ-
layanÇayır) 1919- 1949yıllanm,
ikincisi "La Troisieeme Aile"
(Üçüncü Kanat) 1953-1971, üçün-
cüsü "LeRetourEternel'' (Sonsuz
Dönüş) ise 1972'den başlayarak
2000'li yıllan kapsayacak.
Festivalin diğer önemli konuğu
ise Fransız Yeni Dalga akımının us-
talanndanAgnesVarda. Festival,
Varda'yı "Altm Iskender" ödûlü ile
onurlandınyor.
Arturo Ripstein V'entura Pons,
Cafer Panahi, Tony Gatiif, Judit
Ekk, Jerry Schatzbergdiğer önem-
li zıyaretçıler.
Festivalin en büyük resmi spon-
soru ERT-Yunan Ulusal Yayıncı-
hk Şırketi. Festival filmlen, Orym-
pion Sinema Kompleksi'ndeki ve
lımanda bulunan Provlita Multi-
medya Kültür Merkezi'ndeki sa-
lonlarda gösteriliyor.
Melekler Evi'nde şeytani kaygılar
CUMHURCANBAZOĞLU
Artık yerlı filmler içm de Hollywo-
od stili tanıtım stratejileri uygulanma-
ya başlandı; vizyon öncesi bir şekilde
ya oyunculann damarlarına basılıp
olay çıkaıtılıyor ya da yönetmen bir şey-
ler yapıp filmi gazete manşetlerine,
televizyonlardaki magazin programla-
nna taşıyor.
37. Altın Portakal Film Festivali jü-
risinin sezonun en iyi ikinci filmı ola-
rak değerlendirdiği Melekler Evi için
de bu senaryo işledi ve başrol oyun-
culan arasında gelişen "O da kiın ki?"
gibi düzeyi hayli aşağılarda seyreden
polemikle filme bir hayli "ısınarak"
bugüne geldik.
Melekler Evi'ne şöyle bir karşıdan
durup bakınca ilk manzara özetle bu,
çekim öyküsü ise daha bu işlere pek
itibaredilmediği seksenlenn sonunda
başhyor; Yeşilçam'ın en sıra dışı ve en
kişisel yönetmenlerinden ÖmerKavur.
uzun yıllar kafasunn bir köşesınde ta-
şıdığı konuyu nihayet çekme vaktinin
geldiğine karar veriyor. Elden ele do-
laşmış senaryo bir de Hızarcı tarafın-
dan derienıp toparlandıktan sonra ha-
zır hale geliyor. Senaryonun gûncel
motiflerle desteklenmesine büyük özen
gösteriliyor. Güneydoğu Anadolu'da te-
rorizmle atbaşı yaşanmış sosyal, kül-
türel ve ekonomık kirliliğin yarattığı
tipler kullanıhyor ve de bir başka gün-
Melekler E vl/
Yönetmen: Ömer
Kavur/ Senaryo:
Ömer Kavur, Feride
Çiçekoğlu, Erol
Hızarcı / Görüntü:
AJi Utku / Muzık:
Cahit Berkay/
Oyuncular: Talat
Bulut, Aytaç
Arman, Hande
Ataizi, Arslan
Kaçar, Haldun
Boysan, Tank
Pabuççuoğlu,
Metin Belgin, Macit
Koper/109dakika.
Omer Kavur,
bukezde
Gûneydoğu
Anadolu'nun
sıra dışı
mimarisinde
cel gerçek olan medyanın da desteği-
ni yakalamak için Hande Ataizi "fe-
nomeni" bir köşesinden konuya iğ-
neyle tutturuluyor...
Başkahramanı Ahmet (Talat Bulut)
Bosna'da savaş muhabiriyken yara-
lanmış (Bunu neden sonra bir sevişme
sahnesinde görülen yara ızinden anlı-
yoruz) ve Türkiye'ye dönüp kendini da-
ha sanatsal işlere adayarak bina fotoğ-
raflan çekmeye başlamış. Açacağı ser-
gide Gûneydoğu mimarisinden de ör-
nekler olsun diye bölgeye gidiyor ve
şans bu ya, bir kervansaray kalıntısın-
da daha ilk karelere basarken ödenme-
miş bir yüzde nedeniyle işlenen cina-
yete tanık oluyor. Bırden savaş muha-
biri tarafi kabanyor ve gizlendiği yer-
den deklanşöre dokunmaya başlıyor.
Oykübuya, kendisini ışıneo kadar kap-
tınyor ki kuşun uçup kervanın geçme-
diği yerde makinenin "kKk" seslerinin
duyulabilecegini ya da objektifin ca-
mının güneşte yansıma yapabileceği-
ni bir an unutuyor ve Harran'da Ame-
rikan filmlerini kıskandıracak bir ko-
valamaca başlıyor.. Sıcağı sıcağına
katıldığı Altın Portakal'dan en iyi ikin-
ci filmden başka en iyi erkek oyuncu
(Bulut), en iyi görüntü yönetmeni (AK
Utku) ve en iyi müzik (Cahit Berkay)
dallannda ödül çıkarmayı başardı Me-
lekler Evi; ancak açık söyleyelim; öy-
künün çok kalem tarafmdan şekillen-
dirilmesi, bölgenin şartlannı hiç bil-
meyenlere bile fantezi gelebilecek sah-
nelerin varhğı, Hande Ataizi'nin fizik-
sel güzelliğinin yerli yersiz perdeye
yansıması, fılmi "Kavur Fflmografi-
a"nde hayli aşağılara çekiyor.
Fibnin bütününde başrol, Kavur'un
en sevdiği öğe mekânda ve her şey ak-
sarken mekân bir anda ön plana çıkıp
anlatımı bir anda toplayabilıyor. Ge-
ce Yokuiuğu'nda yazan daktilosuyla
Kayaköy'e kadar götürüp eski manas-
tıra koyan, Akrebin Yolculuğu'nda bı-
lınmeyen saat kulesini seçen Kavur, bu
kez de Gûneydoğu Anadolu'nun sıra
dışı mimarisinde yaşatıyor tüm fılmi.
Gensi, bir türlü yakalanamayan "Ye-
şil"i anımsatan bir figür yardımıyla
bölgedeki çarpık düzenin milletvekil-
lerine kadar uzanan yanmı ırdeleme-
ye çahşan bir yol filmi.
Melekler Evi, her türlü eksiklikle-
rine rağmen görüntüleri ve çevre dü-
zenlemesiyle, o tatmadan edemediği
mistik havayı yansıtan, araya birtutam
serpiştirijmiş tekke sahneleriyle yine
de "Bir Ömer Kavur Fflmi". Oyuncu
performanslanna gelınce; bu senaryo
ile kadronun yapabileceği fazla bir şey
yok. Örneğin Metin Belgin'in canlan-
dırdığı öyle bir polis amiri ve diya-
loglar var ki; Güneydoğu'da yaşan-
mışlan TV'den "fdm gibi" izleyenle-
ri bile çileden çıkaracak kadar yapay.
Talat Bulut ise karşısında doku uyuş-
mazlığı yaşadığı biriyle oynamasın-
dan mıdir nedir, parlak bir iş çıkara-
mamış. Bizce filmin "görünmeven yü-
dızı'' Kavur yapıtlannın gediklılerin-
den Aslan Kaçar.
Beynin lavrımlarına sanalyokuluk YENİ BASLAYANLAR.
Uzun süredir JenniferLopez'in hatınna ulus-
lararası basının gündeminden düşmeyen Hüc-
re, nihayet bugün bizde de gösterime giriyor. Ba-
tı basınrnın magazin cenahına bakarsanız "se-
zonun en rahatsız edici fihni'', ancak bize göre
bu yapıtı bir "film gibi film" şeklinde değerlen-
dirınek hayli ıddıalı bir yaklaşım. Belki de iro-
nik bir değerlendirmeyle Kuzulann Sessizli-
ği'nin reklam versiyonu diye algılanıak olası.
Konuya geçelim; seri cinayetler işleyen Carl
Stargher (Vincente D'Onofrio) yakayı ele ver-
miştir ve komadadır. Stili de şöyledir; kurban-
larmı suyla dolu bir cam hücreye sokup kimya-
sal sıvıyla öldürmeye bayılır.
Son kurban bilinmeyen bir yerde hapistır ve
sayılı saatleri kalmıştır. FBI ajanı Peter Novak
(Vmce Vaughn). bir başka insanın hareketleri,
deneyimleri üzerine terapi yoluyla bilgi sahibi
olmayı başaran nöropsikolog Catherine De-
ane 'den (Jennifer Lopez) yardım ister. Daha ön-
ce aynı şeyi bir çocuk üzerinde denemiş Deane,
Stagher'in beyninin kıvnmlarına nüfuz edip
esir kızın nerede olduğunu öğrenecektir; ama
Kötülükle dolu bir
beyni görûntüleıie
maddelestirmeye
kalkışarak çok
riskü bir projenin
altına giriyor Hint
asılh Tarsem.
Daha ilk andan.
bolrenk
cümbüşüyle,
modern sanann
suursızbğnun
getirdiği
cüretkârhkla,
' birçok filmden
kazıdığı sahnelerie
seyirciyi
yakalamavı
t- başanyor.
The Cell - Hücre / Yönetmen:
Tarsem / Senaryo: Mark
Protosevich / Görüntü: Paul
Laufer / Müzik: Hovvard Shore
/ Oyuncular: Jennifer Lopez,
Vınce Vaughn, Vincente
D'Onofrio, Marianne Jean-
Baptiste / 2000, ABD yapımı/
107dakika.
bu kez karşısında beş ayn karaktere sahıp bir
psikopatvardır...
Yönetmen olarak yepyeni bir isimle karşı kar-
şıyayız: Tarsem. Kötülükle dolu bir beyni gö-
rüntülerle maddelestirmeye kalkışarak çok risk-
lı bir projenin altına giriyor ve daha ilk andan,
bol renk cümbüşüyle, modern sanann sınırsız-
lığrnın getirdiği cüretkârlıkla, birçok filmden ka-
zıdığı sahnelerie seyirciyi yakalamayı başanyor
Hint asılh Tarsem. Dramatik açıdan elinde son
derece yetersiz bir senaryo (Şu anda Batman 5'i
yazan Protosevich'in ilk yapıtı) olmasına kar-
şın görsel kurgusu, makyajı, özel efektleri, kos-
tümü, elektronik altyapısıyla, geriümiyle son de-
rece parlak bir rüyalar videoklibi izletiyor.
Yönetmenle ılgili birkaç not aktarmakta ya-
rar var; soyadı Dhandwar ancak artistik oüna-
dığından yalnız adını kullanmayı tercih eden Tar-
sem'in öyküsü Hollywood'\'ari ve masalımsı. 26
Mayıs 1961'de Pencap eyaletindeki 100 kişilik
bir köyde doğuyor, Himalayalar'da bir ılkokul-
da okuyor, ilk filmi 12 yaşındayken seyrediyor.
Sonrası meçhul; biyografisine göre Kaliforni-
ya Pasadena'da sinema okuduğu, şu anda rek-
lam ve videoklip sektörünün en aranılan yönet-
menleri arasında olduğu yazılı. Sık sık odalan-
mıza giren Le\i's, Coca-Cola. Lee, Audi, Volks-
wagen, Nike, Microsoft gibi çekici reklamJar
onun. Aynca R.E.M. grubuna yaptığı ünlü Lo-
sing My Retigion videoklibiyle de MTV'den
ödül kazanmış durumda ve New York Modern
Sanatlar Müzesi MOMA'da video yapıtlan yer
alıyor. 40 milyon dolarlık Hücre ilk uzun met-
rajlı denemesi.
Filmin yıldızı Jennifer Lopez'e gelince; Kan
ve Şarap, U Dönüşü, Anaconda gibi filmlerde-
ki yardımcı tiplemelerden sonra 1998'de On
The Air albümüyle (6 milyon adet sattı) müzik
sahnesinde bomba gibi patlayan Lopez, sinema-
da fıyahnı dokuz milyon dolara çıkardıktan son-
ra ilk kez bir başrolde gözüküyor. Sonuç ise
oyunculuk açısından yetersiz; varlığının gişe
hasılatını olumlu etkileyeceği açık, ama Lo-
pez'in metaforlarla dolu bir öyküyü kıvıracak,
zor dönemeçlerle dolu bu görsel gerilimde ken-
dısine farklı bir köşe açacak kadar derin bir yo-
rumu yok Hücre'ye.
Yapıttaki diğer başrolü üstlenen "şjddet" en
belirgin öge; gelen haberlere göre ABD pazan
için makası eline alıp üç dakikalık bir bölümü
kesmek zorunda kahruş Tarsem; Avrupa'ya ise
sansürsüz kopyayı göndermişler. Bize göre öy-
le fazla rahatsız edebilecek sahne yok, ama par-
çalanan ahn çarpıcı görüntüleri Hücre'den bel-
leklerde kalan kareler olacaktır.
Ceytfc Muhabbetl / Road Trip
Yönetmenliğini Todd Philhps'in yaptığı
filmde Breckin Meyer, Sann \Vdliam Scott,
Amy Smart, PauJo Costanzo, DJ Qualls ve
Rachel Blanchard rol alıyor. Bir gençlik
komedisı olan filmin senaryosu da Todd
Phillips ve Scot Armstrong'a ait. Ömrünün en
büyük romantik serüveni uğruna üç
arkadaşıyla birlikte yollara dökülerek New
York'tan Teksas'a uzanan bir yolculuğa çıkan
kolej öğrencisinin öyküsünü anlatan 'Geyik
Muhabbeti'nin yönetmeni, 1998 Sundance
Film Festivali'nde 'Frat House' adh
çalışmasıyla Büyük Jüri Ödülü'nü almışü.
'Roadirip'le belgesel ohnayan ilk
çahşmasını gerçekJeştiren Phillips, genç
oyunculardan kurulu bir kadroyla çahşmış.
Ferell Türklyeden tek davetll
IKSV
Beyaz Saray 'da
Kültür Servisi - Istan-
bul Kültür ve Sanat Vak-
fı, uluslararası alanda
Türkiye'yi bir kez daha
başanyla temsil ediyor.
Istanbul Kültür ve Sa-
nat Vakfı Genel Müdü-
rü Melih Fereti. "Beyaz
Saray Kültür ve Dipkt-
masiKonferana
n
na Tür-
kıye'den tek davetli ola-
rak katılıyor.
28 Kasım'da Washing-
ton'da düzenlenecek
konferansta kültürün
uluslararası ilişkilerüze-
rindeki etkisi irdelene-
cek. Beyaz Saray'da Baş-
kan Clinton ve Madele-
ine Albright'ın kabulüy-
le başlayacak olan kon-
feransın sabah oturumu-
nu da yine Başkan Clin-
ton ve Albright yönete-
cekler.
Dünyanm dört bir ya-
nından devlet adamlan;
kültür, sanat ve basın
GendMüdürMelhFentf
dünyasından öncü kişi
ve kuruluşlann katıla-
cağı konferansta çağdaş
toplum diplomasisinde
ve uluslararası ilişkiler-
de kültürün rolü; kültü-
rel olaylann etkın ve ba-
şanh bir dış politika oluş-
turulmasındaki etkisi tar-
tışılacak.
Trash 'ın gösterisi
Istanbul 'da
KültürServisi-Trash,
vurmalı çalgılar ve dans-
tan oluşan bir gösteriyle
24-25 ve 26 Kasım'da
Mydonose Showland'de.
Koreografisıni Scott ve
MicheUe Peters' ın yaptı-
ğı gösteride BBC'den
Grease'e, Gandi'den Star-
light Express'e uzanan
referanslanyla uluslara-
rası deneyimh 10 dansçı
ve vurmalı çalgı ustası
yer alıyor.
Alışılmadık sahne per-
formanslan, müzik ritim-
leri, ılginç danslan ve tap
dancein örnekleri ile fark-
lı bir şov sunuyor Trash.
Ekip; sopalar, şişeler,
ayakkabı kutulan ve mut-
fak aletleri gibi sıra dışı
araçlarla farklı ritimler
yakalamanın peşinde.
Bir müzik ve sahne
oyunu olan Trash'te sah-
ne, herhangi bir tiyatro-
nunkinden farklı olarak,
seyircinin kendisini ta-
mamlanmamış bir inşa-
at alanındaymış gibi his-
setmesini sağlayan de-
korlarla zenginleştirili-
yor. Çöp kovalan, tıkrr-
tıh dans ayakkabılan, su
şişeleri, betonyerler ve
projeksiyonlar ile bu his
verilmeye çalışılıyor.
Gösten kısa hikâyeler,
episodlar, komik fıkralar
ve sürprizlerle renklendi-
riliyor.
Uzun zamandır kendi-
sine sakladığı fikirlerin
bu gnıpla ortaya çıktığı-
nı iddia eden Scott Pe-
ters, tap dansçısı bir an-
ne ile baterist bir babaya
sahip olduğu için, derin-
lerdeki bırıkıminin,
Trash'i oluşturmasını
sağlayacak yaratıcılığa
dönüşmesıni bir kıvılcı-
mın sağladığını söylüyor.
Scott Peters dansçı ve
bir prodüksiyon şirketi-
nin sahibi. Dünyaca ün-
lü birçok şovun koreog-
rafisini yapmış olan sa-
natçı, BBC, Chaka Khan,
The Clash, rTV, Bennj
HüLTheRoyalGala da ve
'VVestend Musical Pro-
ductions' ile çalıştı.
1
Canf
New York'ta
• Kültür Servisi - Genco Erkal'ın Can Yücel'in
yaşamı ve şiirlerinden yola çıkarak sahneye
koyduğu 'Can' adlı oyun 19 Kasım'da New York'ta
izleyici karşısına çıkıyor. The Kaye Playhouse at
Hunter College'da saat 19.30'da sahnelenecek olan
oyun, geçen yıl Uluslararası Istanbul Tiyatro
Festivali Onur Ödülü'nün yanı sıra Afife Jale,
Muhsin Ertuğrul ve Sadri Alışık 'en başanlı erkek
oyuncu' ödüllerini ahmştı. Genco Erkal'ın rol
aldığı oyunun sahne düzenlemesi de şairin kızı Su
Yücel'e ait.
'Anadolıı'dan Esintilen' sergsi
• İSTANBUL (AA) - Çağdaş Türk-Japon
Heykeltıraşlar Derneği'nce düzenlenen
'Anadolu'dan Esintiler' adlı sergi Istanbul'da açıldı.
Mimar Sinan Üniversitesi (MSU) Osman Hamdi
Bey Salonu'ndaki serginin açılışında konuşan
Değirmendere Belediye Başkanı Ertuğrul Akalın,
"Değirmendere'de kurulacak olan Çağdaş Sanatlar
Müzesi'ne her türlü katkıyı bekliyoruz. 17 Ağustos
depreminde, heykel parkımızdaki 22 heykel sulara
gömüldü. Biz 9'uncu Uluslararası Değirmendere
Zühtü Mürütoğlu Ahşap Heykel Sempozyumu'na
bu eserlerin sahiplerini yeniden davet ederek yeni
heykeller yapmalannı isteyeceğiz" diye konuşru. 16
heykel ve 11 resim çalışmasının yer aldığı sergideki
eserler, 'Çağdaş Sanatlar Müzesi'ne bağışlanacak.
Türk ve Japon toplam 12 sanatçınm eserlerinin
bulunduğu sergi, 24 Kasım tarihine kadar
gezilebilecek.
BUGÜN
• IŞSANAT'ta saat 19.30'da 'Ivo Papazov &
Bulgar Düğün Orkestrası' ile Bahk Ayhan ve
Grubu'nun konseri dinlenebilir. (316 00 00)
• KEREM GÖRSEV JAZZ BAR'da saat
23.00'te "Laid BackProject' konseri izlenebilir.
(231 39 50)
• TARIK Z.\FER TUNAYA'da saat 18.00'de
'Edebiyatuı Sağı Solu Sobe' başüklı söyleşi
gerçekleşecek. (293 12 70)