25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 KASIM 2000 PERŞEMBE 8 HABERLERİN DEVAMI GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK I Baştarafı 1. Sayfada değişmez genel başkanı Mesut Yılmaz, "Atla de- ve değil" diye tanımlıyor. Buna karşın MHP lideri Devlet Bahçeli; KOB'yi Helsinki Zirvesi kararlarından "daha ge- ribirbelge" diye niteliyor. Kıbrıs sorununun çözümünün "bir önşart" oteırak takdim edilmesini eleştirirken "metinde altı ısraria çizilen 'kültürel haklar' ve 'köken fark- lıhklan' ifadelerinin ortaya ilginç bir tablo çıkar- dığına" işaret ediyor. KOB'nin azınlık ve Kürt sözcüklerini kullanma- dan, Güneydoğu'da yaşayanlara "azınlık hakla- n" sağlanmasını istediğini, "Türkiye'nin etnik çatışma ve aynşmayı körükleyecek kültürel ya da etnik haklara sıcak bakamayacağını" söylü- yor. Işte Ecevit'in uyumlu dediği hükümette uyum- suz manzara böylece dışa yansıyor: Mesut Yıl- maz, -AB'nin isteği doğrultusunda- Kürt- çe egitim ve TV'lere olanak sağlanmasını ister- ken Bahçeli, karşı duruyor. Clç ortağın birleştiği tek konu, KOB metnine alınan Kıbrıs. Başbakan, Kıbrıs konusunda kükrüyor; azın- lık hakları benzeri dayatmalara ses çıkarmıyor. Ikinci örnek: Af! Üç ortak ayrı telden çalıyor. Bahçeli'ye göre "affın sınırtarı çok iyi ve dik- katle belirlenmeli". ANAP ne istediğini kesin çiz- gileriyle belirmeyen havada. İlginç gelişme, DSP içinde. Başbakan'ın söy- leyemediklerini kamuoyuna duyuran Rahşan Hanım, Adalet Bakanı Türk'le "aracılar kanalı" ile konuşuyor. Bakan ceza indirimini 12 yılla sı- nırlandırırken Başbakan'ın hükümet dışından yardımcısı Rahşan Hanım 10 yılda direniyor. Bir iki günde kamuoyuna açıklanır duruma gelece- ğ)i söylenen affı kaçınılmaz görenler, tartışmata- sannın kapsamına gelince, birbirinden farklı gö- rüşler öne sürüyor. Hükümetle devletin sağlam kurumlan arasındaki uyum da giderek biçimte- niyor. Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgene- ral Aslan Güner, TSK'nin AB'ye üyeliğimize karşı çıkmasının "mümkün olamayacağını" açıklarken çok dikkatli bir not ekliyor: "Bu, 'kayıtsız şartsız mı olmalı' bölümünde farklı düşünüyoruz. TSK'nin kaygısı üniter dev- let ve bihiğin bozulmasıdır" diyor. Bu sözlerden her ulusal konuda olduğu gibi, AB ve KOB üzerinde Genelkurmay'ın Dışişleri kanalıyla hükümete "görüşlerini aktardığı" öne çıkıyor. Askerlerin AB isteklerinde -ilerde kamuoyuna açıklayacakları- belirgin kaygıları olduğu anla- şılıyor. Fakat.. Genel SekreterTümgeneral'in kısa açıklama- sı yaşamsal bir noktaya değinmiyor mu? Asker- lere egemen olan kaygının başında, "KOB'de Türkiye'nin üniter devlet yapısını bozacak" ki- mi isteklerin yer aldığı görüşü geliyor. KOB metninden başka sonuçlar da çıkabilir. Türkiye'nin tepkisini çekmemek için -Mesut Yıl- maz'ın kabul etmediği- Kürtlere ilk aşamada ki- mi azınlık haklarının tanınması istemini ustalık- la gizlemiyor mu acaba? Bir yazar dostumuz, "Türkiye'nin bütünlüğüne en küçük yara aldır- mamak koşuluyla çözüm formülleri üret- mek"ten söz açıyor. "Türkiye'nin 'bütünlüğüne' en küçük yara aldırmamak" ifadesinden, KOB'nin üniter devlet niteliğimize aykırı kimi is- tekleri içerdiği anlamı çıkmıyor mu? Geçmişten bugüne daha pek çok örnek bir yana; son gün- lerdeki gelişmeler Başbakan Ecevit'in çaresiz- likten durmadan söz ettiği "uyumlu hükümet" tanımını yalanlıyor. Kuşku yok, "uyumlu" hükü- met, "uyumsuz" örneklerle yürüyen 57. hükü- met anlamına geliyor. Uyumsuzluğun uyumu içinde bir o yana, bir bu yana.. Bakalım daha nereye kadar? 'Kasırga' kapsamında gözaltında bulunan Neslihan Demirel de sorgulanıyor Bayraktar, aclaııılamu suçladı tSTANBUL/ANKARA(Cum- horiyet) - Kasırga operasyonu çerçevesinde gözaltına alınan ve sorgulan süren Egebank'ın eski sahibı Hüseyin Bayraktar'ın da aralannda bulunduğu 8 kişi için, 2 gûn ek gözaltı sûresi verildi. Bayraktar, yönetim kurulu üyesi ve bankanın hissedan Sami Er- dem'in hem kendisını hem de th- las Holding'i mağdur ettiğini sa- vundu. Yahya Murat Demirel'in. Bayraktar'ın verdiği 67 milyon dolarlık güvence mektubuyla, el konulan diğer bankalardan 4 tril- yon lira kredi aldığı belirlendi. TMSF'nin 259 trilyon 722 milyar liranın tahsilini istediği tstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkeme- si'ndeki davada Yahya Murat De- mirel'in 9 avukatı, 4'ergün aray- la istifa etti. Demirel'in gözaltın- dakı kız kardeşi Neslihan Denü- rd'in sorgusu ise sürüyor. Ege- bank'ın eski yönetim kurulu üye- si avukat Aydoğan Semizer dün polise teslim oldu. Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı, An- kara Emniyet Müdürlüğü'nde sorgulan devam eden 8 kişi için dün, 2 günlük ek gözaltı sûresi is- tedi. Egebank'ın içinin boşaltıl- masına ilişkin soriışturmayı yü- rüten Ankara DGM Cumhuriyet Savcısı Nuh Mete YükseL bu is- temi yerinde görerek bankanın eski sahibi Hüseyin Bayraktar, Genel Müdür Yardımcısı AH Er- tunç Yalcın, Yönetim Kurulu üyeleri, thlas Sigorta Genel Mü- dürü Ayhan Apak, Aydın Dün- dar, Tuğrul Aladağ, Abdüllatif Yokhlz, Mehmet Karakaş ve Ce- mal Birol Meral için 2 gün ek gö- zaltı sûresi verdi. Bayraktar, emniyetteki sorgu- sunda bankanın hissedan ve yö- netim kurulu üyesi Sami Erdem'i suçladı. Egebank'ı "Türidye'de haün sayıhr bir jşadamınm" tav- siyesiyle aldığını söyleyen Bay- raktar, ifadesinde şunlan anlattı: "Bu isadamı, o zaman bana 'Sen iyi bir işadamısuı, iyi de iş- ler yapıyorsun. Ancak büyüye- bilmek için bir bankan olsun" de- dL Bu kişinin tavsryesi üzerine bankayı aldnn. Ancak işi bilmedi- ğim için haün sayıhr kişi Sami Erdem'i bana gönderdi ve 'Sana yardımcı olsun' dedLBunun üze- rine, Sami Erdem'i yönetim ku- rulu üyesi yaptım. Erdem, bunu yeterü gönneyerek 'Bana hisse vermezseniz, ben bu işte yokum' dedLBununüzerineyüzde 10 his- se verdim." Bankanın kendisinde olduğu dönemde, Erdem'in sermaye art- hrma gerekçesiyle süreklı para aldığını, bu suretle kendisinden yaklaşık 50 milyon dolar para çıktığını belirten Bayraktar; ban- kaya Ihlas Holding'in ortak ol- duğu dönemde, Erdem'in aynı gerekçeyle îhlas'tan da yaklaşık 30 milyon dolar aldığını kaydet- ti. Sami Erdem'in, ticari itibanm zedelediğini öne süren Bayrak- tar, "Aldığı paralar beni ve ortak- lanmı oldukça sarstı ve mağdur etti" dedi. Egebank soruşturmasıyla ilgi- li olarak Ankara Mali Şube Mü- dürlüğü'nün, Yahya Murat De- mirel'in kızkardeşi Neslihan De- mirel " in de ifadesini alacağı kay- dedildi. Demirel, baüklardan da kredi almış Hüseyin Bayraktar'ın, Yahya Murat Demirel'e 67 milyon do- larlık güvence mektubu verdiği Aksoy DGM'de ifade verdi tstanbul HaberServisi- Işa- damı Erol Aksoy da Sümer- bank soruşturması kapsamın- da îstanbul Dvelet Güvenlik Mahkemesi tarafından sor- gulandı. "Back to back yöntemiyle Sûmerbank'tan kredi aldık- lan ya da usulsüz kredi temin etâkteri" iddia edilen isimler arasmda adı geçen Iktisat Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Erol Aksoy, bu ko- nuda dün Istanbul DGM Sav- cıhğı'nca sorgulandı. Kendi- sine çıkanlan davet üzerine dün 15.20 sıralannda Istan- bul DGM'ye gelen Aksoy, soruşturmayı yürüten DGM Savcısı Ercan Cengiz'e yak- laşık 1 saat ifade verdi. "Backtoback" yöntemiy- le Sümerbank'la 5 milyon do- larlık usulsüz kredi ilişkisi bulunduğu iddia edilen Ak- soy, DGM çıkışında gazeteci- lere yaptığı kısa açıklamada "tanık" olarak ifade verdiği- ni söyledi. DGM kaynaklan ise Aksoy'un "sanık" olarak sorgulandığmı ifade ettiler. tktisat Bankası'ndan yapı- lan yazılı açıklamada ise Sü- merbank ile îktisat Banka- sı'nın karşılıklı "back to back" işlem yapmadığı belir- tilerek "îktisat Bankaa'ndan bu gruba kullandınlnuş her- hangi bir karşıhkh back to backkrediolmadığı ve hafiha* zırda Iktisat Bankası'nın söz konusu gruptaki riskinin yal- mzca 1400 ABD Doian oldu- ğu basma daha önceduyund- muştur" denildi. Sümerbank soruşturması kapsamında gözaltına alınan ve daha sonra tutukJanan Hayyam Garipoğlu, Nizam Garipoğlu, Ali Aydın, Cem FeridunYeşüile gıyabi tutuk- lu sanıklar Nadin Nasehve ts- mail Emen'ın avukatlanmn müvekkilleri hakkındaki tu- fukluluk karannın kaldml- ması yönündeki istemleri îs- tanbul 6 No'lu DGM tarann- dan dün reddedıldı. belirlendi. Demirel'in, bu güven- ce mektubuyla devletin el koy- duğu diğer batık bankalardan 4 trilyon kredi aldığı ortaya cıktı. Demirerin ödemediği bu kredi- lerin, Egebank'ın borç hanesine yazıldığı bildirildi. Demirel'i avukadan terk etti TMSF'nin 259 trilyon 722 mil- yar liranın tahsilini istediği tstan- bul 5. Asliye Ticaret Mahkeme- si'ndeki davada Yahya Murat De- mirerin 9 avukatı, 4'er gün aray- la istifa etti. Fonun, "Banka ka>- naklannı, bankanın emin şekilde çahşmasını tehüke>e düşürecek biçimde kendi lehlerine kullan- dıklan gerekçesiyle" Egebank AŞ'nin yönetim ve denetiminden sorumlu, aralannda bankanın es- ki sahibi Yahya Murat Demirel'in de bulunduğu sanıklardan 259 trilyon 722 milyar liranın tahsili- ni istediği davanıniönceki günkü oturumunda, Demirel'in avukat- lan Dilek Alaca ile Sevil Türkel istifa düekçelerini sundu. Duruş- maya davalı avukatı olarak Öz- tem Aydemir katıldı. Aynı dava- dan 4 gün önce de avukat Deniz Ketenci'nin yanı sıra diğer avu- katlar Vblga Gökçe, Selamettin Ttınç, Çiğdem Çokgezer, Özlem Ertûrk, Betül ÜmH, Şenay Aksoy istifa etmışlerdi. Semizer teslim oldu Istanbul DGM Cumhunyet Savcılığı'nın önceki gün hakkın- da yakalama emri çıkardığı avu- kat Aydoğan Semizer, saat 15.30 sıralannda mali şube müdürlü- ğüne teslim oldu. Şube girişinde gazetecilerin sorulannı yanıtla- yan Semizer, "Hakaramaya, he- sap vermeye geldim" dedi. "Ne ile suçlandığuıızı biliyor musunuz" sorusuna Semizer, "Havır, sadece polis tarafından arandığunı duydum. Çağırnuş- lar, ben de koşa koşa geldim. Po- lisin aradıgını duvıınca üpış npış kendi ayağunla geldim" diye ko- nuştu. Ali Balkaner^in sorgusu sürüyor tstanbulHaberServisi- Yurtbank'tan usulsüz ola- rak verilen 28 trilyon lira- lık krediyle ilgili soruş- turma kapsamında gözal- tına alınan bankanm eski sahibi Ali Balkaner ile 7 eski yöneticinin polisteki sorgusu sürüyor. Interpol Şube Müdürlüğü tarafin- dan bankanın eski yöneti- cileri Şükrü Karahasa- noğm, Sami Erdem, Cen- giz Bicer ve Ismail Emen hakkında kırmızı bülten çıkanldı. Bankalar Yüksek Ku- rulu müfettişleri, Yurt- bank'tan usulsüz olarak 28 trilyon liralık kredi ve- rildiğini tespit ederek bankanın eski sahibi Ali Balkaner ve 20 yöneticisı hakkında soruşturma baş- latılması için Istanbul DGM'ye başvurmuştu. Bunun üzerine DGM Savcılığı, "çıkar sağla- mak amacn la toplu teşek- küldebulunduklan" ıddı- asıyla Ali Balkaner ve yö- neticiler hakkında operas- yon başlatılması için Is- tanbul Mali Şube Müdür- lüğü'ne talimat verdi. Mali şube ekipleri önceki gece Ali Balkaner'i Yer- nıköy'deki evınde gözaltı- na aldılar. Bankanın diğer yöneticileri de evlerinden tek tek alınarak mali şu- beye getirildi. Bu kişiler arasında Yurtbank'ın eski yöneticisı Nejat Kökna- rer ve Sûleyman Ekiz de bulunuyor. Bankanın eski yöneti- cileri Şükrü Karahasa- noğlu, Sami Erdem, Cen- giz BİÇCT Ve Ismail Emen ise kırmızı bültenle aran- maya başlandı. Daha ön- ce de tstanbul DGM tara- fından bankanın eski yö- neticileri Ahmet Uğurlu Balkaner, Ali Bülent Okanlar, Cansel Nadire Okanlar, Mustafa Cengiz Oğuz, Mustafa Nihat Yur- dagül, Haluk Onaran, Bayram Eser, Birgül Öz- men, Tülin Türkgüngör ve Ozcan Taşhoğlu'na yurtdışına çıkma yasağı konulmuştu. G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada sına bakıp ins'af dedik... Affın sosyal-toplumsal bir gereksinim olarak değil de, cezaevlerinin boşalması için çıkanlmak istenme- sine bakıp itir'af dedik... Kimi partilerin işe intikam duygusuyla yaklaşma- sına bakıp, za'af dedik. Taraflar anlaşamayıp iş suyadüşünce r'af dedik... Gelinen noktaya da çarş'af demek, sanınz abart- ma olmayacak. Girişte verdiğimız fotoğr'aflan' sıcak gelişmeler ışı- ğında maddelere yatıralım: 1 - Konunun teknik sorumlusu Adalet Bakanı Hik- met Sami Türk'ün bir dizi hazırlığı var. Sızan haber- lere göre Türk, üç seçenekli bir hazırlık yaptı. Adalet Bakanlığı kaynakiı haberlerin çoğunu yalanlayan Hik- met Sami Hoca, afla ilgili haberleri ve yorumlan ya- zanlan affetmiyor. "Doğrvlanmamış bilgileriyazıyor- sunuz, olmaz" deyip işin içinden çıkıyor. 2- Görünen o ki, Türk'ün zorluğu DSP Genel Baş- kan Yardımcısı Rahşan Ecevit'in doğrudan devre- de olması. Rahşan Ecevit salt "vicdan hukukuna" gö- re af çıksın istiyor. Yaygın deyimle "kader mahkûm- lan" affedilsin o kadar. Ancak kader nerede başlar nerede biter belli değil. Şimdilik hasbelkader hesap- lar yapılıyor. Gözler dün Başbakan Bülent Ecevit'in DSP grup toplantısında yapacağı konuşmadaydı. Af konusun- da bir şeyler söylemesi beklenirken Ecevit, Kıbns konusunda kimleri affetmeyeceğini açıklamakla ye- tindi. 3- Türkiye tipi siyasette bir işi sulandırmanın baş- lıcayolu, olabıldığınce genışletmektir. Af yasasıyla il- gili olarak muhalefetle başlayan pazarlık, beraberin- de geçen mayısta rafa kaldınlmış anayasa değişik- liklerini de getirdi. Üçlü paket diye bilinen, cumhurbaşkanının iki kez 5 yıllığına seçilmesi, yetkilerinin kısılması ve kıyak emekliliğin garanti altına alınması konusundaki de- ğişikliklere bir de 12 Eylül hukukunu yargılama dışı bırakan geçici 15. maddenin eklenmesi gündemde. Bu pazaıiık daha çok manşet kaldınr. Partilerdeki şaşılık 4- ANAP'ın pek çok konuda olduğu gibı aftaki tu- tumu da son derece derin, anlamlı, açık. Mesut Yıl- maz'ın değerlendirmesi şöyle: "Anlaştığımız tek konu, affın yeni bir yasa tasan- sıyla düzenlenmesidir." Bu tümcenin Türkçesini aktaralım: "Şu aşamada anlaştığımız bir durum yok. Herpar- ti ayn telden çalıyor. önceki yasa üzerinde oynayıp bir şeyler yapmak da zor görünüyor." Yılmaz'ın affa fazla kafa yormak isteyeceğini san- mıyoruz. Çünkü, Katılım Ortaklığı Belgesi'nde yaz- mıyor. 5- En kararlı parti gibi görünse de son dönemin şa- şı partilerinin başında MHP geliyor. MHP'nin birgö- zü iktidarda, bir gözü tabanında. AB'ye uyumdan af- fa kadar hemen her konuda, tabanın istekleriyle ik- tidann gerekleri arasında sıkışıp kalmış görünüyor. 6- Konu af olunca Erbakan'dan paraf almadan ol- maz. Af tartışması FP'de birbirini affetmeyecek ke- sımlerin arasının biraz daha açılmasına neden oldu. Yenilikçiierie gelenekçiler farklı bakıyor. Recai Ku- tan ve saf arkadaşlarının dillendirmediği durum şu: Erbakan'ın affedileceği bir düzenleme bize yeter. Recep Tayyip'i boş ver! Bunu gören yenilikçiler de şu çıkışı yapıyor: Af karşılığında vereceğimiz ödünler bizi erozyona uğratır. Zaten tabanla aramız iyi değil! 7- Son olarak cezaevlerine girelim. Hukuksal-top- lumsal bir konunun siyasal hesaplara alet edilmesi hiç de insani değil. Cezaevleri açısından asıl önem- li olan da affın hangi suçlan kapsayacağı. Hüküme- tin bakışı şu: "Devlete karşı işlenen suçlan affetmem, ama in- sanlann birbirine karşı işlediklehni affederim." Bu bakış da affedılir gibi değil. Aftaki her kısmi dü- zenleme, Anayasa Mahkemesi'nde genellemeye dö- nüşür... balbay@cumhuriyet.coni.tr Hükümette AB kavgası Ecevit: AB ile iliskilerîıııiz sarsılır ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - AB katı- lım ortaklığı belgesinde yer alan haklara ilişkin düzenlemeler, hükümet ortağı ANAP ve MHP'yi karşı karşıya getirdi. ANAP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Mesut Yü- maz AB'nin isteklerini "arla deve değil" diye karşılarken MHP Genel Başkanı ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bah- çeli'nin kültürel haklar- la ilgili bölümü "art ni- yedi ve kabul edilemez" diye nitelendirmesi, ça- tışmanın odak noktasını oluşturdu. Bahçeli'nin "Karşı tarafin argü- manlanm konunun esa- sı olarak takdim etme pişkinKgini gösterenJer var" sözleri ANAP'ta karşılık buldu. ANAP Grup Başkanvekıli Zeki Çakan, "AB bizi bakla- va börekle davet etmedi. AB'ye gjrmek isteyen bi- ziz""dedi. AB katılmı ortaklığı belgesi ile ilgili tartış- malar hükümeti böldü. ANAP kanadı, MHP'nin "AB'ye gir- meyi istemediğini, bu nedenle de Kürtçe TV tarbşmasını bü\ üttüğü- nü" savunuyor. ANAP Grup Başkanvekili Zekı Çakan ise Kıbns konu- su dışında Türkiye'nin gerçekleştiremeyeceği bir düzenleme görün- mediğini söyledi. Bel- genin, önce AB Konse- yi'nde, ardından da AB zirvesinde kesinleşece- ğini ifade eden Çakan, bu çerçevede Türki- ye'nin, tavrını da bu aşamada ortaya koyaca- ğına işaret etti. AB'nin Türkiye'yi "baklava bö- rekle davet etmediğini" kaydeden Çakan, "Ko- alisyon ortaklan AB'ye girme konusundamuta- bıknr. Ancak bu muta- bakatsözk değil,icraat- la da olmah" görüşünü dile getirdi. Yılmaz'ın, AB'den sorumlu Başbakan Yar- dımcıhğı öncesinde di- le getirdiği söylemini, bugün de aynen sürdür- düğüne işaret eden Ça- kan, "Eğer koaüsyon ortağı partiler, AB ko- nusunda samimilerse bunun gereği olan icra- aü da devletin ve miOe- tin bölünmez bütünlü- ğüilkesiniönptandatu- tarak bir an önce ger- çekleştinnendirkr'' di- ve konuştu. ' MHP'li TBMM Baş- kanı Ömertzgi ise Kon- ya ziyareti sırasında ga- zetecilenn sorulan üze- rine Kürtçe yaym tartış- malannı değerlendirdi. tzgi, "Kürtçe TVtarüş- ması yeni değil, ancak jiîce Mecüs'in iradesini ben tayin edemem" de- mekle yetindi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye, Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye raporunda "sözde soykmm iddialannın tanınmast, Türk ordusu- nun Kıbns'ta işgaki olarak nitetendi- rilmesi ve Kürt yurttaşlar için azınlık ifadesinin kuflanümasuıa" tepki gös- terdi. Başbakan Bülent Ecevit, Avru- pa Parlamentosu'nun aldığı karann ciddiye ahnacak hiçbir yönünün bu- lunmadığını belirtirken "Bu tûr so- rumsuzca davranışlar. AB-Türkrye arasmdaki iUşküeri sarsacaknheükte- dir. Bu son dereceyadırganacak veson derece yakışıksız bir davranışbr. Bi- zünk hep uğraşılacaknr. Türkiye'nin jeopoütik konumu, son derece önemli, son derece duyarh bir konumdur. Biz güçhl oldukça, o tûr davranışlann et- kisideortadankaJkacaktır" dedi. Av- rupa Parlamentosu'nun 1987'de soy- kınmı tamyan bir karan kabul ettiği- ni anımsatan Dışişleri Bakanlığı, "SözdeErmenisoykmmı iddialannın, kimflerindeki tarûı ve Türkiye komp- leksinden, diğerierindeki Türkiye ko- nusunu bir din karşrtfağı bagJammda tanımbunaközlemindenönceliklekay- naklandığı ve bu gibilerin öncülüğün- degeoştirildiğtgörülmektedir" açıkla- masmı yaptı. Başbakan Ecevit, koalisyonu oluş- turan partilerin liderleriyle yapılan zir- venin ardından yaptığı yazılı açıkla- mada, "Avrupa Parlamentosu'nun hiçbir bitimsel temele dayanmayan sözde soykmm iddiasuun ciddiye ah- nacakyönüyoktur. Avrupa Parlamen- tosu'nun bu konuda hükümetimize ve- ya TBMM'ye çağnda bulunma hakkı da yoktur. Bu tür sorumsuzca davra- nışlar AB ile Türkiye Cumhuriyeti arasındakiflişkilerisarsacak niteKkte- dir" dedi. Dışişleri Bakanlığı' ndan dün yapı- lan yazılı açıklamada da "MoriDon" raporu olarak bilinen raporla ilgili şu unsurlara yer verildi: • Morillon raporunda, bazı doğru yaklaşımlar bulunmakla beraber, "Türkiye'nin Kıbns'tan askerlerini çekmesine, sözde Kürt sorununa çö- züm getirmesine" ve sonradan ekle- nen sözde "Ermeni soylanmı"na yö- nelik talihsiz ifadeler de yer almakta- du". Türkiye-AB ilişkilerinde Kopen- hag kriterlerinin çerçevesinin dışına çıkıhnaması gerektiği ve Helsinki so- nuçlannın ötesinde bir yaklaşımın ta- rafimızdan kabul edilemeyeceğı çe- şitli kereler açıklanmış olmakla bera- ber, Morillon raporu üzerine bu husu- sun altının bir kez daha önemle çizil- mesi gereği duyulmuştur. • Türkiye-AB ilişkilerinde önemli bır görev üstlenen Avrupa Parlamen- tosu'nun ilişkilere gerekli katkıyı sağ- layabilmek amacıyla, ülkelerin tarih ve kültürleri konusunda karar almak ve yargıda bulunmak yerine, gerçek tarihı verilere dayanan yapıcı gözlem- lerde bulunması ve bu yönde objektif kararlar alması kuşkusuz her bakım- dan daha amaca yönelik ve faydalı olacaktır. • Avrupa Parlamentosu'nun söz konusu çalışmalannda yer alan bazı ifadeler ve özellikle sözde Ermeni soykınmı iddialanrun, kimilerindeki tarih ve Türkiye kompleksınden, di- ğerlerindeki Türkiye konusunu bir din karşıthğı bağlamında tanımlamak özleminden öncelıkle kaynaklandığı ve bu gibilerin öncülüğünde geliştiril- diği görüknektedir. Tarihini de, Türkiye'yi de bilme- yenlerin katılımıyla belli desteğe ka- vuşturulan bu girişimlerin Türkiye- AB ilişkilerini olumsuz etkilemeye Avrupa'dan ^yakışıksız9 karar • Baştarafı 1. Sayfada Türkiye ile AB arasındabir güven ortamı oluşturulmasının. bu çerçe- vede Türkiye'nin AB'yi 'kapah bir Hıristiyanlar kulübü' olarak değil, ortakdeğerlerin paylaşüdığı birtop- luluk olarak görmesinin sağlanma- sı gerektiği belirtilen kararda, bugü- ne kadar demokratikleşme yönün- de atılan yasal reform adımlan not ediliyor. Kararda, Türkiye'nin 15 Ağus- tos ve 8 Eylül 2000 tarihlerinde, BM'nin siyasi, sivil, sosyal ve kül- türel haklara ilişkin 4 sözleşmesini imzalamasından duyulan memnu- niyet dile getinlerek demokratik- leşme, insan haklan ve azınlık hak- lan konusunda gelişmelerin müm- kün olduğunca süratle devamı iste- niyor. Eski başbakanlardan Necmettin Erbakan'ın aldığı cezalann onay- lanmasının çoğulcu demokrasi ku- rallanna aykın görüldügü belirtilen ve devlet memurlannm ideolojik veya dini nedenlerle işten çıkanl- malannı öngören girişimlerin endi- şe verdiği ifade edilen kararda, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se- zer'in seçilmesinin, reformlann iyi yönde ilerletilmesi açısından bir koz olduğu görüşü savunuluyor. Kararda, Türk Ceza Kanunu'nun 312. maddesinin gözden geçirilme- sinin 'manokh' olacagı da öne sü- rülüyor ve DGMlerin kaldınlması isteniyor. Türkiye ile AB arasındaki eko- nomik ilişkikrin boyut ve önemine de değinilen kararda, ülkenin jeost- ratejik ağırlığına dikkat çekiliyor. Türk uçaklannın Irak'taki ope- rasyonlannm eleştirildiği kararda, ölüm cezasının kaldınlması isteni- yor ve ~Türk hükümetinin. tüm va- tandaşlann insan haklannı getistir- meye yönelik çabalanna destek" mesajı veriliyor. Türk hükümetine, Kıbns sorunu- nun çözümüne katkıda bulunması ve Avrupa tnsan Haklan Mahkeme- si'nin tüm kararlanna uyması çağ- nsının da yer aldığı kararda, Türki- ye-AB üişkilerinüı değerlendirüe- ceği bir Haroşma forumn' oluştu- rulması öneriliyor. Türk hükümetini ve TBMM'yi, "Türktoplumonunönemlibir bötü- münü oluşturan Ermeni azuıhğa, modern Tfirldye'nin kuruhnasın- dan önceki trajik geçmişini dikkate aiarak desteği artnrmaya" davet e- den parlamento, "Kürt meselesine siyasi, ekonomik ve sosyal içerikH, Türkiye'nin toprak bütünlüğüne saygıh özel bir çözüm" getirilmesi- ni, OHAL'in her yerde kaldınlma- sım istiyor. Türkiye'ye maU yardımmönemi- ni de vurgulayan ve AB Konse- yi'nden,tam üyeük stratejisinin ge- reği olan mali işbirliğine acilen içe- rik kazandırmasını öneren parla- mento, Türk hükümetinin Avrupa ortak dış politika ve savunma poli- tikasına katılım talebinin de düdca- te alınmasını istiyor. Türk hüküme- tine, "Kıbns'ın kuzeyindeki işgal güçterini geri çekmesi" ve çözüm arayışlanna katkıda bulunması çağ- nsında bulunulan kararda, Erme- nistan ima edilerek "Kafkaslar'da- ki komşularla üişkflerini geüştirme- si'"de talep ediliyor. Tasanda, Türkiye'deki sivil toplu- ma ve eğitime desteğin önemi de vurgulanarak AB 'nin mali fonlann- dan yararlanma olanaklanmn ge- nişletümesi isteniyor. Avrupa Parlamentosu kararlan tavsiye nitelikli ve bu kararlann yapünm gücü bulunmuyor. çalışanlarca istismar edileceği açıknr. • Morillon raporundaki sözde Er- meni soykınmı ile ilgili paragraf, Er- meni terörünün doğurduğu acılar Türk kamuoyunda hâlâ yaşarken Av- rupa Parlamentosu'yla geliştirilmesi gereken ilışkilerimize zarar vermekte- dir. Avrupa Parlamentosu 1987 yüın- da da tarihi dayanağı olmayan sözde Ermeni soykınmı ile ilgili bir karar al- mıştı. 1987yılındakiyanlışdeğerlen- dirmeler ne yazık ki bugün de hâlâ Morillon raporuna eklenebilmiştir. • Morillon raporunda gerçeklerden uzak bir diğer konu da sözde Kürt so- rununa ilişkin bölümdür. Öncelikle açıkhğa kavuşturuliıası ve kabul edil- mesi gereken husus Türkiye'de böy- le bır sorun bulunmadığıdır. 1923 ta- rihli Lozan Antlaşması'nda tanımla- nanlar dışuıda Türlciye'de azınlık yok- tur ve anayasamıza göre söz konusu azınlıklar dahil tüm Türk vatandaşla- n eşit hak, özgürlük ve sorumluluk- lara sahiptirler. • Avrupa Parlamentosu'nun Türki- ye ile ilgili karannda Kıbns konusu- na atıfta bulunulmasınnı, sadece Tür- kiye-AB ilişkileri açısından değil, Kıbns görüşmeleri süreci açısından da talihsiz bir gelişme olduğunun bir kez daha vurgulanmasında yarar gö- rülmektedir. Adada iki eşit halk ve bunlan temsil eden iki eşit egemen devlet bulunmaktadır. Kıbns'ta banş ve istikrann kalıcı ohnasını sağlaya- cak bir uzlaşı Ada'daki bu iki devlet tarafından bulunacaktır. Diğer taraftan karar tasansında Ada'daki Türk kuv- vetlerini işgal gücü olarak niteleyen ve bunlann geri çekilmesini talep eden ifadeleri ise kuvvetle ret ediyoruz. • Bu karann tavsiye niteliği taşıdı- ğı bilinmekle beraber, Türk kamuoyu, Avrupa halklannın sesi olma iddiası- nı taşıyan Avrupa Parlamento- su'ndan, önümüzdeki dönemlerde Türk halkının da sesini ve hassasiyet- lerini dikkatle göz önünde tutmasını bekleyecektir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle