Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 KASIM 2000 PERŞEMBE
8 HABERLERİN DEVAMI
GUNCELcÜNEYT ARCAYÜREK
I Baştarafı 1. Sayfada
değişmez genel başkanı Mesut Yılmaz, "Atla de-
ve değil" diye tanımlıyor.
Buna karşın MHP lideri Devlet Bahçeli;
KOB'yi Helsinki Zirvesi kararlarından "daha ge-
ribirbelge" diye niteliyor.
Kıbrıs sorununun çözümünün "bir önşart"
oteırak takdim edilmesini eleştirirken "metinde
altı ısraria çizilen 'kültürel haklar' ve 'köken fark-
lıhklan' ifadelerinin ortaya ilginç bir tablo çıkar-
dığına" işaret ediyor.
KOB'nin azınlık ve Kürt sözcüklerini kullanma-
dan, Güneydoğu'da yaşayanlara "azınlık hakla-
n" sağlanmasını istediğini, "Türkiye'nin etnik
çatışma ve aynşmayı körükleyecek kültürel ya
da etnik haklara sıcak bakamayacağını" söylü-
yor.
Işte Ecevit'in uyumlu dediği hükümette uyum-
suz manzara böylece dışa yansıyor: Mesut Yıl-
maz, -AB'nin isteği doğrultusunda- Kürt-
çe egitim ve TV'lere olanak sağlanmasını ister-
ken Bahçeli, karşı duruyor.
Clç ortağın birleştiği tek konu, KOB metnine
alınan Kıbrıs.
Başbakan, Kıbrıs konusunda kükrüyor; azın-
lık hakları benzeri dayatmalara ses çıkarmıyor.
Ikinci örnek: Af! Üç ortak ayrı telden çalıyor.
Bahçeli'ye göre "affın sınırtarı çok iyi ve dik-
katle belirlenmeli". ANAP ne istediğini kesin çiz-
gileriyle belirmeyen havada.
İlginç gelişme, DSP içinde. Başbakan'ın söy-
leyemediklerini kamuoyuna duyuran Rahşan
Hanım, Adalet Bakanı Türk'le "aracılar kanalı"
ile konuşuyor. Bakan ceza indirimini 12 yılla sı-
nırlandırırken Başbakan'ın hükümet dışından
yardımcısı Rahşan Hanım 10 yılda direniyor. Bir
iki günde kamuoyuna açıklanır duruma gelece-
ğ)i söylenen affı kaçınılmaz görenler, tartışmata-
sannın kapsamına gelince, birbirinden farklı gö-
rüşler öne sürüyor. Hükümetle devletin sağlam
kurumlan arasındaki uyum da giderek biçimte-
niyor. Genelkurmay Genel Sekreteri Tümgene-
ral Aslan Güner, TSK'nin AB'ye üyeliğimize
karşı çıkmasının "mümkün olamayacağını"
açıklarken çok dikkatli bir not ekliyor:
"Bu, 'kayıtsız şartsız mı olmalı' bölümünde
farklı düşünüyoruz. TSK'nin kaygısı üniter dev-
let ve bihiğin bozulmasıdır" diyor.
Bu sözlerden her ulusal konuda olduğu gibi,
AB ve KOB üzerinde Genelkurmay'ın Dışişleri
kanalıyla hükümete "görüşlerini aktardığı" öne
çıkıyor.
Askerlerin AB isteklerinde -ilerde kamuoyuna
açıklayacakları- belirgin kaygıları olduğu anla-
şılıyor.
Fakat..
Genel SekreterTümgeneral'in kısa açıklama-
sı yaşamsal bir noktaya değinmiyor mu? Asker-
lere egemen olan kaygının başında, "KOB'de
Türkiye'nin üniter devlet yapısını bozacak" ki-
mi isteklerin yer aldığı görüşü geliyor.
KOB metninden başka sonuçlar da çıkabilir.
Türkiye'nin tepkisini çekmemek için -Mesut Yıl-
maz'ın kabul etmediği- Kürtlere ilk aşamada ki-
mi azınlık haklarının tanınması istemini ustalık-
la gizlemiyor mu acaba? Bir yazar dostumuz,
"Türkiye'nin bütünlüğüne en küçük yara aldır-
mamak koşuluyla çözüm formülleri üret-
mek"ten söz açıyor. "Türkiye'nin 'bütünlüğüne'
en küçük yara aldırmamak" ifadesinden,
KOB'nin üniter devlet niteliğimize aykırı kimi is-
tekleri içerdiği anlamı çıkmıyor mu? Geçmişten
bugüne daha pek çok örnek bir yana; son gün-
lerdeki gelişmeler Başbakan Ecevit'in çaresiz-
likten durmadan söz ettiği "uyumlu hükümet"
tanımını yalanlıyor. Kuşku yok, "uyumlu" hükü-
met, "uyumsuz" örneklerle yürüyen 57. hükü-
met anlamına geliyor. Uyumsuzluğun uyumu
içinde bir o yana, bir bu yana..
Bakalım daha nereye kadar?
'Kasırga' kapsamında gözaltında bulunan Neslihan Demirel de sorgulanıyor
Bayraktar, aclaııılamu suçladı
tSTANBUL/ANKARA(Cum-
horiyet) - Kasırga operasyonu
çerçevesinde gözaltına alınan ve
sorgulan süren Egebank'ın eski
sahibı Hüseyin Bayraktar'ın da
aralannda bulunduğu 8 kişi için,
2 gûn ek gözaltı sûresi verildi.
Bayraktar, yönetim kurulu üyesi
ve bankanın hissedan Sami Er-
dem'in hem kendisını hem de th-
las Holding'i mağdur ettiğini sa-
vundu. Yahya Murat Demirel'in.
Bayraktar'ın verdiği 67 milyon
dolarlık güvence mektubuyla, el
konulan diğer bankalardan 4 tril-
yon lira kredi aldığı belirlendi.
TMSF'nin 259 trilyon 722 milyar
liranın tahsilini istediği tstanbul
5. Asliye Ticaret Mahkeme-
si'ndeki davada Yahya Murat De-
mirel'in 9 avukatı, 4'ergün aray-
la istifa etti. Demirel'in gözaltın-
dakı kız kardeşi Neslihan Denü-
rd'in sorgusu ise sürüyor. Ege-
bank'ın eski yönetim kurulu üye-
si avukat Aydoğan Semizer dün
polise teslim oldu.
Emniyet Genel Müdürlüğü
Kaçakçılık ve Organize Suçlarla
Mücadele Daire Başkanlığı, An-
kara Emniyet Müdürlüğü'nde
sorgulan devam eden 8 kişi için
dün, 2 günlük ek gözaltı sûresi is-
tedi. Egebank'ın içinin boşaltıl-
masına ilişkin soriışturmayı yü-
rüten Ankara DGM Cumhuriyet
Savcısı Nuh Mete YükseL bu is-
temi yerinde görerek bankanın
eski sahibi Hüseyin Bayraktar,
Genel Müdür Yardımcısı AH Er-
tunç Yalcın, Yönetim Kurulu
üyeleri, thlas Sigorta Genel Mü-
dürü Ayhan Apak, Aydın Dün-
dar, Tuğrul Aladağ, Abdüllatif
Yokhlz, Mehmet Karakaş ve Ce-
mal Birol Meral için 2 gün ek gö-
zaltı sûresi verdi.
Bayraktar, emniyetteki sorgu-
sunda bankanın hissedan ve yö-
netim kurulu üyesi Sami Erdem'i
suçladı. Egebank'ı "Türidye'de
haün sayıhr bir jşadamınm" tav-
siyesiyle aldığını söyleyen Bay-
raktar, ifadesinde şunlan anlattı:
"Bu isadamı, o zaman bana
'Sen iyi bir işadamısuı, iyi de iş-
ler yapıyorsun. Ancak büyüye-
bilmek için bir bankan olsun" de-
dL Bu kişinin tavsryesi üzerine
bankayı aldnn. Ancak işi bilmedi-
ğim için haün sayıhr kişi Sami
Erdem'i bana gönderdi ve 'Sana
yardımcı olsun' dedLBunun üze-
rine, Sami Erdem'i yönetim ku-
rulu üyesi yaptım. Erdem, bunu
yeterü gönneyerek 'Bana hisse
vermezseniz, ben bu işte yokum'
dedLBununüzerineyüzde 10 his-
se verdim."
Bankanın kendisinde olduğu
dönemde, Erdem'in sermaye art-
hrma gerekçesiyle süreklı para
aldığını, bu suretle kendisinden
yaklaşık 50 milyon dolar para
çıktığını belirten Bayraktar; ban-
kaya Ihlas Holding'in ortak ol-
duğu dönemde, Erdem'in aynı
gerekçeyle îhlas'tan da yaklaşık
30 milyon dolar aldığını kaydet-
ti.
Sami Erdem'in, ticari itibanm
zedelediğini öne süren Bayrak-
tar, "Aldığı paralar beni ve ortak-
lanmı oldukça sarstı ve mağdur
etti" dedi.
Egebank soruşturmasıyla ilgi-
li olarak Ankara Mali Şube Mü-
dürlüğü'nün, Yahya Murat De-
mirel'in kızkardeşi Neslihan De-
mirel " in de ifadesini alacağı kay-
dedildi.
Demirel, baüklardan da
kredi almış
Hüseyin Bayraktar'ın, Yahya
Murat Demirel'e 67 milyon do-
larlık güvence mektubu verdiği
Aksoy DGM'de ifade verdi
tstanbul HaberServisi- Işa-
damı Erol Aksoy da Sümer-
bank soruşturması kapsamın-
da îstanbul Dvelet Güvenlik
Mahkemesi tarafından sor-
gulandı.
"Back to back yöntemiyle
Sûmerbank'tan kredi aldık-
lan ya da usulsüz kredi temin
etâkteri" iddia edilen isimler
arasmda adı geçen Iktisat
Bankası Yönetim Kurulu
Başkanı Erol Aksoy, bu ko-
nuda dün Istanbul DGM Sav-
cıhğı'nca sorgulandı. Kendi-
sine çıkanlan davet üzerine
dün 15.20 sıralannda Istan-
bul DGM'ye gelen Aksoy,
soruşturmayı yürüten DGM
Savcısı Ercan Cengiz'e yak-
laşık 1 saat ifade verdi.
"Backtoback" yöntemiy-
le Sümerbank'la 5 milyon do-
larlık usulsüz kredi ilişkisi
bulunduğu iddia edilen Ak-
soy, DGM çıkışında gazeteci-
lere yaptığı kısa açıklamada
"tanık" olarak ifade verdiği-
ni söyledi. DGM kaynaklan
ise Aksoy'un "sanık" olarak
sorgulandığmı ifade ettiler.
tktisat Bankası'ndan yapı-
lan yazılı açıklamada ise Sü-
merbank ile îktisat Banka-
sı'nın karşılıklı "back to
back" işlem yapmadığı belir-
tilerek "îktisat Bankaa'ndan
bu gruba kullandınlnuş her-
hangi bir karşıhkh back to
backkrediolmadığı ve hafiha*
zırda Iktisat Bankası'nın söz
konusu gruptaki riskinin yal-
mzca 1400 ABD Doian oldu-
ğu basma daha önceduyund-
muştur" denildi.
Sümerbank soruşturması
kapsamında gözaltına alınan
ve daha sonra tutukJanan
Hayyam Garipoğlu, Nizam
Garipoğlu, Ali Aydın, Cem
FeridunYeşüile gıyabi tutuk-
lu sanıklar Nadin Nasehve ts-
mail Emen'ın avukatlanmn
müvekkilleri hakkındaki tu-
fukluluk karannın kaldml-
ması yönündeki istemleri îs-
tanbul 6 No'lu DGM tarann-
dan dün reddedıldı.
belirlendi. Demirel'in, bu güven-
ce mektubuyla devletin el koy-
duğu diğer batık bankalardan 4
trilyon kredi aldığı ortaya cıktı.
Demirerin ödemediği bu kredi-
lerin, Egebank'ın borç hanesine
yazıldığı bildirildi.
Demirel'i avukadan terk etti
TMSF'nin 259 trilyon 722 mil-
yar liranın tahsilini istediği tstan-
bul 5. Asliye Ticaret Mahkeme-
si'ndeki davada Yahya Murat De-
mirerin 9 avukatı, 4'er gün aray-
la istifa etti. Fonun, "Banka ka>-
naklannı, bankanın emin şekilde
çahşmasını tehüke>e düşürecek
biçimde kendi lehlerine kullan-
dıklan gerekçesiyle" Egebank
AŞ'nin yönetim ve denetiminden
sorumlu, aralannda bankanın es-
ki sahibi Yahya Murat Demirel'in
de bulunduğu sanıklardan 259
trilyon 722 milyar liranın tahsili-
ni istediği davanıniönceki günkü
oturumunda, Demirel'in avukat-
lan Dilek Alaca ile Sevil Türkel
istifa düekçelerini sundu. Duruş-
maya davalı avukatı olarak Öz-
tem Aydemir katıldı. Aynı dava-
dan 4 gün önce de avukat Deniz
Ketenci'nin yanı sıra diğer avu-
katlar Vblga Gökçe, Selamettin
Ttınç, Çiğdem Çokgezer, Özlem
Ertûrk, Betül ÜmH, Şenay Aksoy
istifa etmışlerdi.
Semizer teslim oldu
Istanbul DGM Cumhunyet
Savcılığı'nın önceki gün hakkın-
da yakalama emri çıkardığı avu-
kat Aydoğan Semizer, saat 15.30
sıralannda mali şube müdürlü-
ğüne teslim oldu. Şube girişinde
gazetecilerin sorulannı yanıtla-
yan Semizer, "Hakaramaya, he-
sap vermeye geldim" dedi.
"Ne ile suçlandığuıızı biliyor
musunuz" sorusuna Semizer,
"Havır, sadece polis tarafından
arandığunı duydum. Çağırnuş-
lar, ben de koşa koşa geldim. Po-
lisin aradıgını duvıınca üpış npış
kendi ayağunla geldim" diye ko-
nuştu.
Ali Balkaner^in sorgusu sürüyor
tstanbulHaberServisi-
Yurtbank'tan usulsüz ola-
rak verilen 28 trilyon lira-
lık krediyle ilgili soruş-
turma kapsamında gözal-
tına alınan bankanm eski
sahibi Ali Balkaner ile 7
eski yöneticinin polisteki
sorgusu sürüyor. Interpol
Şube Müdürlüğü tarafin-
dan bankanın eski yöneti-
cileri Şükrü Karahasa-
noğm, Sami Erdem, Cen-
giz Bicer ve Ismail Emen
hakkında kırmızı bülten
çıkanldı.
Bankalar Yüksek Ku-
rulu müfettişleri, Yurt-
bank'tan usulsüz olarak
28 trilyon liralık kredi ve-
rildiğini tespit ederek
bankanın eski sahibi Ali
Balkaner ve 20 yöneticisı
hakkında soruşturma baş-
latılması için Istanbul
DGM'ye başvurmuştu.
Bunun üzerine DGM
Savcılığı, "çıkar sağla-
mak amacn la toplu teşek-
küldebulunduklan" ıddı-
asıyla Ali Balkaner ve yö-
neticiler hakkında operas-
yon başlatılması için Is-
tanbul Mali Şube Müdür-
lüğü'ne talimat verdi.
Mali şube ekipleri önceki
gece Ali Balkaner'i Yer-
nıköy'deki evınde gözaltı-
na aldılar. Bankanın diğer
yöneticileri de evlerinden
tek tek alınarak mali şu-
beye getirildi. Bu kişiler
arasında Yurtbank'ın eski
yöneticisı Nejat Kökna-
rer ve Sûleyman Ekiz de
bulunuyor.
Bankanın eski yöneti-
cileri Şükrü Karahasa-
noğlu, Sami Erdem, Cen-
giz BİÇCT Ve Ismail Emen
ise kırmızı bültenle aran-
maya başlandı. Daha ön-
ce de tstanbul DGM tara-
fından bankanın eski yö-
neticileri Ahmet Uğurlu
Balkaner, Ali Bülent
Okanlar, Cansel Nadire
Okanlar, Mustafa Cengiz
Oğuz, Mustafa Nihat Yur-
dagül, Haluk Onaran,
Bayram Eser, Birgül Öz-
men, Tülin Türkgüngör
ve Ozcan Taşhoğlu'na
yurtdışına çıkma yasağı
konulmuştu.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
• Baştarafı 1. Sayfada
sına bakıp ins'af dedik...
Affın sosyal-toplumsal bir gereksinim olarak değil
de, cezaevlerinin boşalması için çıkanlmak istenme-
sine bakıp itir'af dedik...
Kimi partilerin işe intikam duygusuyla yaklaşma-
sına bakıp, za'af dedik.
Taraflar anlaşamayıp iş suyadüşünce r'af dedik...
Gelinen noktaya da çarş'af demek, sanınz abart-
ma olmayacak.
Girişte verdiğimız fotoğr'aflan' sıcak gelişmeler ışı-
ğında maddelere yatıralım:
1 - Konunun teknik sorumlusu Adalet Bakanı Hik-
met Sami Türk'ün bir dizi hazırlığı var. Sızan haber-
lere göre Türk, üç seçenekli bir hazırlık yaptı. Adalet
Bakanlığı kaynakiı haberlerin çoğunu yalanlayan Hik-
met Sami Hoca, afla ilgili haberleri ve yorumlan ya-
zanlan affetmiyor. "Doğrvlanmamış bilgileriyazıyor-
sunuz, olmaz" deyip işin içinden çıkıyor.
2- Görünen o ki, Türk'ün zorluğu DSP Genel Baş-
kan Yardımcısı Rahşan Ecevit'in doğrudan devre-
de olması. Rahşan Ecevit salt "vicdan hukukuna" gö-
re af çıksın istiyor. Yaygın deyimle "kader mahkûm-
lan" affedilsin o kadar. Ancak kader nerede başlar
nerede biter belli değil. Şimdilik hasbelkader hesap-
lar yapılıyor.
Gözler dün Başbakan Bülent Ecevit'in DSP grup
toplantısında yapacağı konuşmadaydı. Af konusun-
da bir şeyler söylemesi beklenirken Ecevit, Kıbns
konusunda kimleri affetmeyeceğini açıklamakla ye-
tindi.
3- Türkiye tipi siyasette bir işi sulandırmanın baş-
lıcayolu, olabıldığınce genışletmektir. Af yasasıyla il-
gili olarak muhalefetle başlayan pazarlık, beraberin-
de geçen mayısta rafa kaldınlmış anayasa değişik-
liklerini de getirdi.
Üçlü paket diye bilinen, cumhurbaşkanının iki kez
5 yıllığına seçilmesi, yetkilerinin kısılması ve kıyak
emekliliğin garanti altına alınması konusundaki de-
ğişikliklere bir de 12 Eylül hukukunu yargılama dışı
bırakan geçici 15. maddenin eklenmesi gündemde.
Bu pazaıiık daha çok manşet kaldınr.
Partilerdeki şaşılık
4- ANAP'ın pek çok konuda olduğu gibı aftaki tu-
tumu da son derece derin, anlamlı, açık. Mesut Yıl-
maz'ın değerlendirmesi şöyle:
"Anlaştığımız tek konu, affın yeni bir yasa tasan-
sıyla düzenlenmesidir."
Bu tümcenin Türkçesini aktaralım:
"Şu aşamada anlaştığımız bir durum yok. Herpar-
ti ayn telden çalıyor. önceki yasa üzerinde oynayıp
bir şeyler yapmak da zor görünüyor."
Yılmaz'ın affa fazla kafa yormak isteyeceğini san-
mıyoruz. Çünkü, Katılım Ortaklığı Belgesi'nde yaz-
mıyor.
5- En kararlı parti gibi görünse de son dönemin şa-
şı partilerinin başında MHP geliyor. MHP'nin birgö-
zü iktidarda, bir gözü tabanında. AB'ye uyumdan af-
fa kadar hemen her konuda, tabanın istekleriyle ik-
tidann gerekleri arasında sıkışıp kalmış görünüyor.
6- Konu af olunca Erbakan'dan paraf almadan ol-
maz. Af tartışması FP'de birbirini affetmeyecek ke-
sımlerin arasının biraz daha açılmasına neden oldu.
Yenilikçiierie gelenekçiler farklı bakıyor. Recai Ku-
tan ve saf arkadaşlarının dillendirmediği durum şu:
Erbakan'ın affedileceği bir düzenleme bize yeter.
Recep Tayyip'i boş ver!
Bunu gören yenilikçiler de şu çıkışı yapıyor:
Af karşılığında vereceğimiz ödünler bizi erozyona
uğratır. Zaten tabanla aramız iyi değil!
7- Son olarak cezaevlerine girelim. Hukuksal-top-
lumsal bir konunun siyasal hesaplara alet edilmesi
hiç de insani değil. Cezaevleri açısından asıl önem-
li olan da affın hangi suçlan kapsayacağı. Hüküme-
tin bakışı şu:
"Devlete karşı işlenen suçlan affetmem, ama in-
sanlann birbirine karşı işlediklehni affederim."
Bu bakış da affedılir gibi değil. Aftaki her kısmi dü-
zenleme, Anayasa Mahkemesi'nde genellemeye dö-
nüşür...
balbay@cumhuriyet.coni.tr
Hükümette
AB kavgası
Ecevit: AB ile iliskilerîıııiz sarsılır
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - AB katı-
lım ortaklığı belgesinde
yer alan haklara ilişkin
düzenlemeler, hükümet
ortağı ANAP ve
MHP'yi karşı karşıya
getirdi. ANAP Genel
Başkanı ve Başbakan
Yardımcısı Mesut Yü-
maz AB'nin isteklerini
"arla deve değil" diye
karşılarken MHP Genel
Başkanı ve Başbakan
Yardımcısı Devlet Bah-
çeli'nin kültürel haklar-
la ilgili bölümü "art ni-
yedi ve kabul edilemez"
diye nitelendirmesi, ça-
tışmanın odak noktasını
oluşturdu. Bahçeli'nin
"Karşı tarafin argü-
manlanm konunun esa-
sı olarak takdim etme
pişkinKgini gösterenJer
var" sözleri ANAP'ta
karşılık buldu. ANAP
Grup Başkanvekıli Zeki
Çakan, "AB bizi bakla-
va börekle davet etmedi.
AB'ye gjrmek isteyen bi-
ziz""dedi.
AB katılmı ortaklığı
belgesi ile ilgili tartış-
malar hükümeti böldü.
ANAP kanadı,
MHP'nin "AB'ye gir-
meyi istemediğini, bu
nedenle de Kürtçe TV
tarbşmasını bü\ üttüğü-
nü" savunuyor. ANAP
Grup Başkanvekili Zekı
Çakan ise Kıbns konu-
su dışında Türkiye'nin
gerçekleştiremeyeceği
bir düzenleme görün-
mediğini söyledi. Bel-
genin, önce AB Konse-
yi'nde, ardından da AB
zirvesinde kesinleşece-
ğini ifade eden Çakan,
bu çerçevede Türki-
ye'nin, tavrını da bu
aşamada ortaya koyaca-
ğına işaret etti. AB'nin
Türkiye'yi "baklava bö-
rekle davet etmediğini"
kaydeden Çakan, "Ko-
alisyon ortaklan AB'ye
girme konusundamuta-
bıknr. Ancak bu muta-
bakatsözk değil,icraat-
la da olmah" görüşünü
dile getirdi.
Yılmaz'ın, AB'den
sorumlu Başbakan Yar-
dımcıhğı öncesinde di-
le getirdiği söylemini,
bugün de aynen sürdür-
düğüne işaret eden Ça-
kan, "Eğer koaüsyon
ortağı partiler, AB ko-
nusunda samimilerse
bunun gereği olan icra-
aü da devletin ve miOe-
tin bölünmez bütünlü-
ğüilkesiniönptandatu-
tarak bir an önce ger-
çekleştinnendirkr'' di-
ve konuştu.
' MHP'li TBMM Baş-
kanı Ömertzgi ise Kon-
ya ziyareti sırasında ga-
zetecilenn sorulan üze-
rine Kürtçe yaym tartış-
malannı değerlendirdi.
tzgi, "Kürtçe TVtarüş-
ması yeni değil, ancak
jiîce Mecüs'in iradesini
ben tayin edemem" de-
mekle yetindi.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türkiye, Avrupa Parlamentosu'nun
Türkiye raporunda "sözde soykmm
iddialannın tanınmast, Türk ordusu-
nun Kıbns'ta işgaki olarak nitetendi-
rilmesi ve Kürt yurttaşlar için azınlık
ifadesinin kuflanümasuıa" tepki gös-
terdi. Başbakan Bülent Ecevit, Avru-
pa Parlamentosu'nun aldığı karann
ciddiye ahnacak hiçbir yönünün bu-
lunmadığını belirtirken "Bu tûr so-
rumsuzca davranışlar. AB-Türkrye
arasmdaki iUşküeri sarsacaknheükte-
dir. Bu son dereceyadırganacak veson
derece yakışıksız bir davranışbr. Bi-
zünk hep uğraşılacaknr. Türkiye'nin
jeopoütik konumu, son derece önemli,
son derece duyarh bir konumdur. Biz
güçhl oldukça, o tûr davranışlann et-
kisideortadankaJkacaktır" dedi. Av-
rupa Parlamentosu'nun 1987'de soy-
kınmı tamyan bir karan kabul ettiği-
ni anımsatan Dışişleri Bakanlığı,
"SözdeErmenisoykmmı iddialannın,
kimflerindeki tarûı ve Türkiye komp-
leksinden, diğerierindeki Türkiye ko-
nusunu bir din karşrtfağı bagJammda
tanımbunaközlemindenönceliklekay-
naklandığı ve bu gibilerin öncülüğün-
degeoştirildiğtgörülmektedir" açıkla-
masmı yaptı.
Başbakan Ecevit, koalisyonu oluş-
turan partilerin liderleriyle yapılan zir-
venin ardından yaptığı yazılı açıkla-
mada, "Avrupa Parlamentosu'nun
hiçbir bitimsel temele dayanmayan
sözde soykmm iddiasuun ciddiye ah-
nacakyönüyoktur. Avrupa Parlamen-
tosu'nun bu konuda hükümetimize ve-
ya TBMM'ye çağnda bulunma hakkı
da yoktur. Bu tür sorumsuzca davra-
nışlar AB ile Türkiye Cumhuriyeti
arasındakiflişkilerisarsacak niteKkte-
dir" dedi.
Dışişleri Bakanlığı' ndan dün yapı-
lan yazılı açıklamada da "MoriDon"
raporu olarak bilinen raporla ilgili şu
unsurlara yer verildi:
• Morillon raporunda, bazı doğru
yaklaşımlar bulunmakla beraber,
"Türkiye'nin Kıbns'tan askerlerini
çekmesine, sözde Kürt sorununa çö-
züm getirmesine" ve sonradan ekle-
nen sözde "Ermeni soylanmı"na yö-
nelik talihsiz ifadeler de yer almakta-
du". Türkiye-AB ilişkilerinde Kopen-
hag kriterlerinin çerçevesinin dışına
çıkıhnaması gerektiği ve Helsinki so-
nuçlannın ötesinde bir yaklaşımın ta-
rafimızdan kabul edilemeyeceğı çe-
şitli kereler açıklanmış olmakla bera-
ber, Morillon raporu üzerine bu husu-
sun altının bir kez daha önemle çizil-
mesi gereği duyulmuştur.
• Türkiye-AB ilişkilerinde önemli
bır görev üstlenen Avrupa Parlamen-
tosu'nun ilişkilere gerekli katkıyı sağ-
layabilmek amacıyla, ülkelerin tarih
ve kültürleri konusunda karar almak
ve yargıda bulunmak yerine, gerçek
tarihı verilere dayanan yapıcı gözlem-
lerde bulunması ve bu yönde objektif
kararlar alması kuşkusuz her bakım-
dan daha amaca yönelik ve faydalı
olacaktır.
• Avrupa Parlamentosu'nun söz
konusu çalışmalannda yer alan bazı
ifadeler ve özellikle sözde Ermeni
soykınmı iddialanrun, kimilerindeki
tarih ve Türkiye kompleksınden, di-
ğerlerindeki Türkiye konusunu bir
din karşıthğı bağlamında tanımlamak
özleminden öncelıkle kaynaklandığı
ve bu gibilerin öncülüğünde geliştiril-
diği görüknektedir.
Tarihini de, Türkiye'yi de bilme-
yenlerin katılımıyla belli desteğe ka-
vuşturulan bu girişimlerin Türkiye-
AB ilişkilerini olumsuz etkilemeye
Avrupa'dan ^yakışıksız9
karar
• Baştarafı 1. Sayfada
Türkiye ile AB arasındabir güven
ortamı oluşturulmasının. bu çerçe-
vede Türkiye'nin AB'yi 'kapah bir
Hıristiyanlar kulübü' olarak değil,
ortakdeğerlerin paylaşüdığı birtop-
luluk olarak görmesinin sağlanma-
sı gerektiği belirtilen kararda, bugü-
ne kadar demokratikleşme yönün-
de atılan yasal reform adımlan not
ediliyor.
Kararda, Türkiye'nin 15 Ağus-
tos ve 8 Eylül 2000 tarihlerinde,
BM'nin siyasi, sivil, sosyal ve kül-
türel haklara ilişkin 4 sözleşmesini
imzalamasından duyulan memnu-
niyet dile getinlerek demokratik-
leşme, insan haklan ve azınlık hak-
lan konusunda gelişmelerin müm-
kün olduğunca süratle devamı iste-
niyor.
Eski başbakanlardan Necmettin
Erbakan'ın aldığı cezalann onay-
lanmasının çoğulcu demokrasi ku-
rallanna aykın görüldügü belirtilen
ve devlet memurlannm ideolojik
veya dini nedenlerle işten çıkanl-
malannı öngören girişimlerin endi-
şe verdiği ifade edilen kararda,
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se-
zer'in seçilmesinin, reformlann iyi
yönde ilerletilmesi açısından bir
koz olduğu görüşü savunuluyor.
Kararda, Türk Ceza Kanunu'nun
312. maddesinin gözden geçirilme-
sinin 'manokh' olacagı da öne sü-
rülüyor ve DGMlerin kaldınlması
isteniyor.
Türkiye ile AB arasındaki eko-
nomik ilişkikrin boyut ve önemine
de değinilen kararda, ülkenin jeost-
ratejik ağırlığına dikkat çekiliyor.
Türk uçaklannın Irak'taki ope-
rasyonlannm eleştirildiği kararda,
ölüm cezasının kaldınlması isteni-
yor ve ~Türk hükümetinin. tüm va-
tandaşlann insan haklannı getistir-
meye yönelik çabalanna destek"
mesajı veriliyor.
Türk hükümetine, Kıbns sorunu-
nun çözümüne katkıda bulunması
ve Avrupa tnsan Haklan Mahkeme-
si'nin tüm kararlanna uyması çağ-
nsının da yer aldığı kararda, Türki-
ye-AB üişkilerinüı değerlendirüe-
ceği bir Haroşma forumn' oluştu-
rulması öneriliyor.
Türk hükümetini ve TBMM'yi,
"Türktoplumonunönemlibir bötü-
münü oluşturan Ermeni azuıhğa,
modern Tfirldye'nin kuruhnasın-
dan önceki trajik geçmişini dikkate
aiarak desteği artnrmaya" davet e-
den parlamento, "Kürt meselesine
siyasi, ekonomik ve sosyal içerikH,
Türkiye'nin toprak bütünlüğüne
saygıh özel bir çözüm" getirilmesi-
ni, OHAL'in her yerde kaldınlma-
sım istiyor.
Türkiye'ye maU yardımmönemi-
ni de vurgulayan ve AB Konse-
yi'nden,tam üyeük stratejisinin ge-
reği olan mali işbirliğine acilen içe-
rik kazandırmasını öneren parla-
mento, Türk hükümetinin Avrupa
ortak dış politika ve savunma poli-
tikasına katılım talebinin de düdca-
te alınmasını istiyor. Türk hüküme-
tine, "Kıbns'ın kuzeyindeki işgal
güçterini geri çekmesi" ve çözüm
arayışlanna katkıda bulunması çağ-
nsında bulunulan kararda, Erme-
nistan ima edilerek "Kafkaslar'da-
ki komşularla üişkflerini geüştirme-
si'"de talep ediliyor.
Tasanda, Türkiye'deki sivil toplu-
ma ve eğitime desteğin önemi de
vurgulanarak AB 'nin mali fonlann-
dan yararlanma olanaklanmn ge-
nişletümesi isteniyor.
Avrupa Parlamentosu kararlan
tavsiye nitelikli ve bu kararlann
yapünm gücü bulunmuyor.
çalışanlarca istismar edileceği açıknr.
• Morillon raporundaki sözde Er-
meni soykınmı ile ilgili paragraf, Er-
meni terörünün doğurduğu acılar
Türk kamuoyunda hâlâ yaşarken Av-
rupa Parlamentosu'yla geliştirilmesi
gereken ilışkilerimize zarar vermekte-
dir. Avrupa Parlamentosu 1987 yüın-
da da tarihi dayanağı olmayan sözde
Ermeni soykınmı ile ilgili bir karar al-
mıştı. 1987yılındakiyanlışdeğerlen-
dirmeler ne yazık ki bugün de hâlâ
Morillon raporuna eklenebilmiştir.
• Morillon raporunda gerçeklerden
uzak bir diğer konu da sözde Kürt so-
rununa ilişkin bölümdür. Öncelikle
açıkhğa kavuşturuliıası ve kabul edil-
mesi gereken husus Türkiye'de böy-
le bır sorun bulunmadığıdır. 1923 ta-
rihli Lozan Antlaşması'nda tanımla-
nanlar dışuıda Türlciye'de azınlık yok-
tur ve anayasamıza göre söz konusu
azınlıklar dahil tüm Türk vatandaşla-
n eşit hak, özgürlük ve sorumluluk-
lara sahiptirler.
• Avrupa Parlamentosu'nun Türki-
ye ile ilgili karannda Kıbns konusu-
na atıfta bulunulmasınnı, sadece Tür-
kiye-AB ilişkileri açısından değil,
Kıbns görüşmeleri süreci açısından
da talihsiz bir gelişme olduğunun bir
kez daha vurgulanmasında yarar gö-
rülmektedir. Adada iki eşit halk ve
bunlan temsil eden iki eşit egemen
devlet bulunmaktadır. Kıbns'ta banş
ve istikrann kalıcı ohnasını sağlaya-
cak bir uzlaşı Ada'daki bu iki devlet
tarafından bulunacaktır. Diğer taraftan
karar tasansında Ada'daki Türk kuv-
vetlerini işgal gücü olarak niteleyen ve
bunlann geri çekilmesini talep eden
ifadeleri ise kuvvetle ret ediyoruz.
• Bu karann tavsiye niteliği taşıdı-
ğı bilinmekle beraber, Türk kamuoyu,
Avrupa halklannın sesi olma iddiası-
nı taşıyan Avrupa Parlamento-
su'ndan, önümüzdeki dönemlerde
Türk halkının da sesini ve hassasiyet-
lerini dikkatle göz önünde tutmasını
bekleyecektir.