18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 16 KAStM 2000 PERŞEMBE O L A Y L A R V E G O R U Ş L E R [email protected] 12 Yıllık Zofünlu Eğitim ve İHL Tartışmaları Mustafa GAZALCI Eğit-Der Genel Başkanı, CHP PM Üyesi Gerçekten de çağı yakalamanın koşullanndan bifî, belki de binncı- si çocuklanmıza daha nitelikli, da- ha uzun süre eğitim vermektir. tle- n, çağdaş ülkelerde (örneğin Bel- çika) 12 yıl zorunlu eğitim vardır. Nüfus yönünden bir 'çocuklarülke- si' olan Türkiye de gereklerini ye- rine getirmek koşuluyla 12 yıllık zorunlu eğitime geçmelidir. Bunun için en azından şu önlem- ler alınmalıdır: 1- Bütçeden eğitime daha çokpay aynlmalıdır. Son 10 yılda genel büt- çeden eğitime aynlan pay yüzde 14'lerden sürekli düşerek yüzde 7 ve 8'e düşmüştür. GSMH'de eğiti- min payı yüzde 2.7'dir. Bütçenin yüzde 2O'si, GSMH'nin de yüzde 8'i eğıtimin olmalıdır. 8 yıllık eğitim için alınan katkı payının 10 yıl daha uza- tılması önerisi yerinde bır karardır. 2- Aynlan bu payla sağlıklı eği- tim yapılabüecek, işliği, laboratu- van, kütüphanesi,rehberlikve sağ- hk birimleri olan yeterli sayıda okul yapılmalıdır. Eğitimin niteliğini dü- şüren, bırtürlü çözülemeyen ikılı eği- time (sabahçı- öğlenci) son verilme- Udir. 3- Nitelikli eğitim, iyi yetişmiş öğretmenle olur. Her şeyden önce iyi öğretmen yetıştirme işı yeniden ele alınmalı, var olan öğretmenleri meslekten kaçırmayacak ücıet öden- melidir. 4- Ders programlan ve kitaplan çağdaş duruma getirilmeli, eğitim Eylül 2000 ta- nhinde topla- nan Milli Gü- venlik Kuru- lu'nun (MGK)irtıca ıle savaşmak için saydığı bir dizi önlem arasında "zorunhı eğfömi 12 yıla çıkarma ve imam hatip Kseleri- ne(tHL) ka çocuklannm ahnmama- a" önerilen de vardı. Bunun üzerine Milli Eğitim Ba- kanı Sayın Metin Bostanaoğhı Niğ- de'de 30 Ekim 2000 tarihınde "Bü- yûk bir aksilik olmazsa 12 yühk zo- runlu eğitimi gelecek yıl uygulama- ya kmabitiriz" açıklamasını yaptı. Bu karar ve açıklama 12 yıllık zo- runlu eğitimle ve ÎHL ile ilgili tar- üşmalan gündeme getirdi: 12 yıllık zorunlu eğitime hemen geçilebılir mi? Bunun için gerekli altyapı var mı? Kaynak bulunabilir mi? Kesıntılı mi, kesintisiz mı ola- cak? TBMM'den yasa çıkar mı? Ortaögreümin yeniden yapılanma- sı ve IHL durumu nasıl olmalı? Bu okullara kız çocuklar alınmalı mı, ahnmamalı mı? Ashnda 12 yıllık zo- runlu eğitim düşüncesi yeni değil. 22-26 Şubat 1999 tanhınde yapılan 16. Milli Eğitim Şûrası'nda (MEŞ) bu karar alındı. 13-17 Mayıs 1996 tarihinde yapılan 15. MEŞ'te de Ço- cuk Hakları Sözleşmesi'ne göre "Uzun vadedezorunlu eğitim 18ya- şını kapsayacak şekflde düzenfcn- metidü-" karan ahnmışü. teknolojisi yeterince kullanılmalıdır. 5- 16. MEŞ kararlan doğrultu- sunda mesleki ve teknik eğitime ağırlık venlmeli, ezberci eğitim bı- rakılarak üretici eğitime geçilmeli, öğrencilerin katılımı sağlanmahdır. 6- 76 çeşit liseye son verilerek li- seler teknik ve genel lıse dıye iki- ye ya da çok programlı liseler ola- rak teke indirilmelidir. 7- Orta ve yükseköğrenım genç- liğinin yurt ve beslenme sorunu kökten çözülmelidir. Çocuklar git- mek zorunda kaldıklan tankat yurt- lannın elinden kurtanlmalıdır. Do- ğu ve Güneydoğu Anadolu Bölge- si başta olmak üzere daha çok ya- tıh okul yapmak gerekir. Yukanda sıralanan önlemler ye- rine getirilerek 12 yıllık zorunlu eğitime geçilmelidir. Dûzenleme nasıl olacak? Sayın Bakan'ın açıklaması 12 yılın nasıl düzenlendığını tam belirtmiyor. Açüdamaya göre lise 4 yıla çıkacak, 8 yıllık ilköğretime eklenerek 12 yıllık zorunlu eğitime gidilecek. Pe- ki okul öncesi eğitim ne olacak? 15. MEŞ'te şu karar alınmıştı: "Yakra bir gdecekte 5-6 yaş okul öocesi eğitimflköğretimbünyesine «hnmah1 Oköğretim kesintisiz 8 yıl- bk zorunlu eğitim oiarak uygutan- mah. 8 yıl sonunda tek diploma ve- ribneli, 9. sınıf liseye ya da mesleki eğitimeyönlendinneyıh oimata,böy- leceilköğretimde zorunlu 2+8+1 sis- temi oluşturuhnabdır'' (1). 28 Şubat 1997 MGK kararlan arasındabulunan 8 yıllık kesintisiz eğitim, 18 Ağustos 1997'deyasalaş- mıştır. Eksiklerine, yazm Kuran kursla- nyla bölünmesine karşın üç yıldır da uygulanmaktadır. Bu 8 yıllık zo- runlu eğitim süresinin de 21. yüz- yılda yetersiz olduğu ortadadır. Sü- reyı 12 yıla çıkanrken insan kişili- ğinin oluşumu yönünden önemi tar- tışılmaz, ülkemizde de çok eksik olan (oranı yüzde 8.9) okul öncesi- ne öncelik tanınması gerekmez mi? llk aşamada okul öncesini ve ilköğ- retım sonrası yönlendirme ve hazır- lık sınıflannı, ikinci aşamada da or- taöğretimi zorunlu eğitimin içine almak hem şûra kararlanna hem de ülkemız gerçeklerine daha uygun düşmez mi? Ortaöğretimde okul- laşma oranı yüzde 54.7'dir. Elbette ortaöğretimde de 16. MEŞ kararla- n doğrultusunda hızla yeniden ya- pılanmaya gitmek zorunludur. tHL durumu: Sayın Milli Eği- tim Bakaru'nın 5.8.2000 tarihinde Ardahan da yaptığı "8+4 fonnülüy- leortaöğretimiyeniden yapdandm- cağız, üseleri genel, mesleki veimam hatip olmak üzere üç gruba ayıra- cağH" ve 1 Kasım 2OOO'de kız ço- cuklannm İHL'ye alınmaması ko- nusuna "Çağdaş kadın üahiyatçıla- ra da ihtiyaç var" (2) açıklamalan- na katılmıyoruz. Bu açıkîamalar 16. MEŞ ve da- ha önceki şûra kararlanna aykın- dır. Ortaöğretimde tHL diye ayn bir kümelendirmeye gerek yoktur. Çok programlı liselerin bir programı imam ve hatiplik için olabtlir. Ay- nca her meslek gibi imam da yük- sekokulu bitirmelidir. İmam hatip meslek yüksekokulu, Islam ensti- tüsü ve ilabiyat fakültesini bitıren- ler imam ve din görevlisi olmalı- dır. Kız çocuklar imam olmayaca- ğına göre onlan o okullara gönder- mek onlan yanlış yönlendirmektir. Nitekim eski îlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neşet Ça- ğatay, MGK'nin karannı yennde bularak Islam dinine göre "Kadın- dan imam ohnaz, hatip olmak için de tHL'ye ghmeye gerek yok. Diya- netin yayuüan, kitaplan var. Okul- larda din kühürü ve ahlak bilgisi dersi var. EHni bflgüeri öğrensin di- ye tHL'ye gitmesine gerek yok laz- lann" demiştir (3). Sayın Bakan'ın ülkemizin ve ço- cuklanmıztn geleceğini ilgilendi- ren bu çalışmalan MGK kararla- nndan sonra değil, MEŞ kararla- nndan sonra hızlandırması gerekir- di. Üstelik hazırlıklann yalnızca MEB bürokratlanyla değil, eğitim- ciler, uzmanlar ve sendikalarla bir- likte yapılması gerekır. Özede 12 yılhk zorunlu eğitime şûrakararlandoğrultusunda vege- rekli attyapryı hazuiamak koşuluy- la geçilmelidir. Ortaöğretimin yeni- den yapUanmas vetHL durumu da yine şûra kararlanna, büünsel eği- tim anlaytşına uygun biçimdeohna- bdır. (1) MEB Mıltı Egılım Şûralan s. 261 (2. 3) 2 Kasım 2000 Cumhunyet gazetesı "Hedefn Ytllık Eğitim " Bir süre önce yitirdiğimiz Behzat Ay'ın 14 Haziran 1999 günlüğünden bir yaprak: "Cumhuriyet'i okuyonım. KESK haklı oia- rak ayağa kalkmış. Sözcülerinden biri şöyie söylüyor 'Cavrt Çağlar'/n bankası Interbank'ı kurtarmak ıçın 1 katrilyon 760 trilyon lıra har- cayan devlet, 2 milyon memunın istediğı yüz- de ellilık zamlamayla oluşacak 800 tntyon li- ralık maliyetten kaçınıyor. Ne denli acı, utanç vericı bir durum! Kor- kunç bir ortamdayız! Tek bir kişinin bankası- nı kurtarmak için devletin cömertliğine ba- kın, milyonlann aylığına zam konusundaki cimriliğine bakın! Çıldırtıcı bir tutum. Ûstelik sosyal demokrat birbaşbakan varşu anda ba- şımızda. Ve kurduğu hükümetin adaletsizlik- lere son vereceğinı söyleyıp duruyor... Hadi canım sen de!" (Türk Dili Dergisi, Sayı 81) Behzat Ay'ın 'Günlük'ü yakında kitap ola- rak çıkacak... Aydın bir yurttaşın gündelik EVET/HAYIR OKTAY AKBAL Hadi Canım Sen de... umutlan, üzüntüteri, saptamalan... Tarihe işte böyle bir not dü- şerek kopmuş dün- yamızdan. Yorumu, çözümü bızlere bıra- karak... ••• Sosyal demokrat başbakan, her gün meydanlan, sokaklan dol- duran ernekçi, memur, öğretmen kalabalıkla- n için bitmem ne der, ne düşünür? Hak ara- mak, gerçek yurttaş dmakbr. Sinmek, suskun kalmak artık geçmişte kaldı... Bir uyanışın, bir kurtuluş öncesinin güzel haberleri bcınlar... Polis copu, tokadı, yumru- ğu, önlemı bir yanda; insanlanmizın hakJannı açık açık ıstemeleri bır yanda!.. Toplumca aydınlığa çıkış yolu işte... Bilinç- li davrantşlar, bilinçli direnişlerie.. Uygarca, in- sanca... Sosyal demokrat, demokratik sol baş- bakan, şu günlerde gericiliğe bir yeni ödün vermek peşin- de... Erbakan'ı af kapsamına sokmak, yeniden polıtıka sah- nesınde etkin olma- sını sağlamak... Bu yüzden Fazıletçılerie an- laşıp, her şeyden önce kendı elıyle seçtırdiğı cumhurbaşkanını en kısasürede Çankaya'dan indirtmenın çaresını bulmak! Bunun çirkin bir oyun, yakışıksız birdüşün- ce olduğu ortadadır. Kişilik sahibi bir insanın devletin başında olması istenmıyon dürüstlük, hukuka bağlılık, görev bilinci yıllardır politika- cılık oynayan kimselerin gözünde demek za- rarlı şeyleri.. • • • Af çtkacak, çıkmalıL Ama nasıl? Eski Baro Başkanı Turgut Kazan 'Milliyetteki yazjsın- da diyor ki: "Yanlışlan tekrariamayalım. Yeni haksızlıklar yaratmayalım. Vıcdanlan kanat- mayaiım. Duvarayazıyazan, bildiıidağıtan gen- cecik insanlan af dışt tutup htrsızı uğursuzu bırakmaya kalktık." Kısacası, "Bazı dostlan kayırmaya çalışmayalım" diyor deneyimli hu- kukçu Turgut Kazan... . • • • Erbakan Bey dört aylığına hapse girmesin diye mi bütün bu çabalar, bütün bu çirkin pa- zarlıklar! Gelsın, Fazılet'in ya da başka bır par- tinin başına geçsin, başlasın atıp tutmaya! Ye- ni bir 28 Şubat olgusuna kadar... Yazar, öğretmen dostum Behzat Ay, ölü- münden az önce Günlük'üne boşuna yazma- mış:_ "Üstelik sosyal demokrat bir başbakan var şu anda başımızda. Kurduğu hükümetin ada- letsizliklere son vereceğinisöyleyip duruyor... Haydi canım sen de!" PENCERE Bir Temiz Soluh... Alpay Kabacalı soruyor, Şükran Kurdakul yanrtlıyor. Söyleşı CK'nin (Cumhuriyet Wtap) 559'uncu sayısında çjk- tı; şu satırlann altını çizmişim okurken... Kurdakul konuşuyor "Şiire çok erken yaşlarda başladım..." "Biliyorsunuz, ben erken yaşta hapse girdim..." "On sekiz yaşım yeni bit- mişti..." "Askerdesûrgûn aiayınday- dım..." "Askerden döndükten son- ra işsizlik sorunu baş göster- di..." "1953te hapse girincehüc- rede, kendime özgü şiire han- gi kaynaklardan yararlanarak ulaşabileceğimi çok düşün- düm..." "önce kâğıt kalem de ver- miyohardı, sonradan verdi- ler..." Ne yaşam değil mi!.. Kimisi diyebilir ki: - Delinin zoruna bak!.. • Delinin zoru bir ömür boyu sürüyor, şiir, kitap, yayınevi, hapis, mahkeme, öykü, sos- yalizm, örgüt, eylem, yazı, hüc- re, demir parmaklık, dergi, par- ti, sözlük, duzeltmenlik, ya- zarlıkla vurgulanan yaşamın ilk sillesini şair ne zaman yi- yor?.. Karşıyaka Lisesi'nde okurken Ceza Yasası'nın 142'nci maddesinden tutuk- lanıp içeri atıidığı için okuldan kovuluyor. Peki, bugün Şükran Kurda- kul neyapıyor?.. Onu Cumhuriyet'in sanat ve kültür sayfasındaki köşesin- de her hafta okuyoruz. Son oiarak TÜYAP19'uncu Istan- bul Kitap Fuan'nda "Onur Ya- zan" seçildi. Kurdakul gerçek bir onur çiçeğidir; tüm ömrün- de şiınn ve eylemin bırlikteli- ğini yaşamış gerçek bir in- S3TI "fîedd-///rıa/f"taderki: "Karanlığı ışıkla parçaladın, doğaya inat ölümü çocukla parçaladın, sonsuz... Kuşku- larne dünyalaryarattı eleştir- mende varmıyız? Bizi bizden başka kim soracak? Sen var mısın arkadaş?" Sahi var mıyız?.. Sen var mısın?.. Ben var mıyım?.. Biz var mıyız?.. Kendi kendimizi sorgulama- nın eşref saatini yeniden ku- rup kent meydanlanna dik- menin zamanı... • Şükran Kurdakul 20'nci yüz- yılın ikinci yansını yaşayarak 'milenyüm'a ulaşt. Vardıgı yer- de geriye dönüp bakbğı zaman inanılmaz bir 'uzunyürüyüş'ün noktalanmamış sürecini ya- şadığının bilincindedir; hayat arkamızda değil önümüzde!.. Uzamla zamanın birbirine ka- nşıp bütünleştiği noktadayız; onurlularla onursuzların he- saplaşmasında ınsanlığın ge- leceğine yatırım yapılıyor... Böyle bir kör noktada şairie- re ne kadar muhtaç olduğu- muzu yeniden anladım. Yazdım, karanlıklararkasın- da susmaya tutuklarken kendi kendimi. Biryalnızlığa yalnızlıkla kar- şı koyan gözlerimde görûnmez bir sabırta Yazdım ekmek kokan e/te- rimi Çağlann kanattığı toprak- lanmda. • Ekmek kokusu, gül koku- su, insan kokusu, yaprak ko- kusu, toprak kokusu, ıhlamur kokusu, çay kokusu, kahve kokusu, onur kokusu, erdem kokusu, sabun kokusu, temiz- lik kokusu, karanfil kokusu, yasemin kokusu, tüm temiz kokular burnumda tütüyor... Bok böceğı gibi kokanlann toplumun gündemine lök gi- bi oturduklan şu günlerde Şük- ran'dan söz açmak temiz bir soluk almak yolunda cankur- taran simkji gibi imdadıma ye- tişti. Denizini arayan bir ırmak gibi Duydum, aktığım geceleri Yaşadım, içime yazdım Soluğuma dar gelen bu odalarda. 7 -'a' % a . ç.-™ 1 Kısa Mcsaj-Bilgi Servisleri Kısa mesaj gönderen herkes e-mail de yollayabilir! IIMo Turkcell Mobil-mail ile kısa mesaj gönderir gibi e-mail de yollayabilirsiniz. Üstelik, bu servisi kullanmak için ek bir teknoloji, özellik, abonelik veya kayıt da gerekmiyor. îşte yapmanız gerekenler: • Cep telefonunuzun mesaj bölümüne girin. • Mesaj gönder bölümüne e-mail göndereceğiniz kişinin e-mail adresini yazın. • Bir boşluk bırakın. • Mesaj metninizi yazm. • Yazdığınız mesajı 5030'a gönderin. Mobil-mail Turkcell'den. Güle güle kullanın. Bu servisimiz bir ay süreyle ücretsizdir! 444 0532 I.YİU oııı.rr TURKCELL C'üııkü iU'risını cok sc\ı deûısnnr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle