Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16 KASIM 2000 PERŞEMBE
HABERLER
DUNYADA BUGUN
ALİ StRMEN
Küptçe Televizyon
Önce MHP'nin haklı olduğunu söyleyerek baş-
layalım.
Evet AB Türkiye'ye karşı art niyetlidir. Türkiye ne
pahasına oiursa olsun AB üyesi olmak zorunda
değiidir. Bu gerçeği keşke baştan Avrupa'ya be<li
etseydik de bize bakışlan ve KOB bu biçimde ge-
lişmeseydı.
Gelinen noktada Türkiye'deki kimilerinin fazla
heveskâı olmasının da dahli var.
Eski Yugoslavya'da yaşanan bunca olaydan
sonra, Kıbns'ta iki ayn yapının varlığının kabulü zo-
runludur. Bunun aksine bir davranış, yeni ve deği-
şik türiü etnik temizliklerin, dünyanın çok kritik bir
bölgesinde yeniden yaşanmasına yol açar.
Buraya kadar söylenenler, ister MHR ister baş-
kalan tarafından dile getirilmiş olsunlar, doğrudur.
Ama burada duaıp başka bir gerçeğe de bak-
mak gerek.
Türkiye AB üyeliği olsun olmasın, kimi sorunla-
nnı kendi varlığı için çözmek zorundadır.
Devletın üniter yapısını bozmadan, Kürt sorunu-
nun çözümü yolunda adımlar atılması zorunludur.
Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz'ın Kürtçe
yayın yapan bir televizyon istasyonu kurulması
önerisinin yaşama geçirilmesi veya bir kanalda be-
IİFIİ zamanlarda Kürtçe yayın yapılması doğru bir
adım olacaktır.
•••
Gelişen teknolojinin vardığı aşamada, Türkiye
dışından Kürtçe yayın yapan TV'leri durdurmak
mümkün değil.
Kürtçe TV'yi yasaklamamız, MED TVyi engelle-
medi.
Yasak, birşeyi çözmüyor. Birzamanlarkasetya-
sağı, kasetlerin satışını engellemedi, arttırdı. Yasak
döneminde 1 milyon satanlar, şimdi beşte bire ka-
dar düştüler.
Kürtçe TV'yi yasaklayarak ulusal birlik, kültürel
bütünlük falan sağlanamaz.
Artık bu gerçekleri gömnenin zamanı gelmiştir.
Türkiye bu sorunu çok daha önce, KOB kendi-
ne ulaşmadan önce çözmüş olmalıydı.
Burada bir yanlış anlamayı da baştan engellemek
gerek: Bütün demokratik önlemlere karşın terörü
durdurmak mümkün değil. Ispanya'nın bütün de-
mokratik açılımlarına, terör ile karşılık veren ETA,
bu olgunun en çarpıcı örneği.
Bu yüzdendir ki ekonomik durumun düzeltilme-
si, demokratik açılımlann yapılması terörü bıçak gi-
bi keser sananlar yanılmaktadırlar.
Ekonomik gelişmenin etnik kimlik sorununu tüm-
den ortadan kaldıracağını söyleyenler, Belçika'ya
bakmalıdırlar.
•••
Ama bu gerçekler, Türkiye'nin kendi demokra-
likleşmesinin önündeki engelleri kaldırmaması için
de bir neden oluşturamaz, oluşturmamalıdır.
Biz gerçekten çağdaş demokrasi ölçütlerine uy-
gun bir ülkede yaşamak istıyoruz.
Bunu Avrupa için değil, kendimiz için istemeliyiz
ve istemekteyiz de.
Bundan böyle Avrupa'dan Türkiye'ye gelecek
olan önerileri de demokratikleşme ve hakkaniyet
mihenk taşına vurmak zorundayız.
Bize hiçbir şey vemneden her şeyi isteyenlerin,
istenenleri yaptıktan sonra da üyeliğimizi kolayca
kabul edeceğini de sanmayalım.
Dünyanın koşullanna kapımızı kapatıp kendi içi-
mizde büzülmemiz de yanlıştır, Avrupalı efendile-
rin bütün isteklerini yerine getirmemiz de.
Unutmayalım, Avrupa hem bir değerler hem de
çıkarlar bütünüdür. Bütün değerlerine uyduğunuz
zaman da çıkarlann hesabı ortadan kalkmayacak-
tır.
ingiltere ve Fransa 1856 Paris Antlaşması'yla
Osmanlı'nın toprak bütünlüğünü ve varlığını ga-
ranti altına alıyor, onu Avrupa devletleri arasında
sayıyordu. Ama koşullar biraz değişip ortaya Al-
manyafaktörü çıkınca, antlaşmanın üstünden alt-
mış yıl bile geçmeden, Çarlık Rusyası'na yardım
için Osmanlı'nın üstüne çullandılar ve önüne idam
fermanını koydular.
Gerçekçi olalım.
MGK ve Genelkurmay'm katılımıyla hükümet için AB çalışması hazırlanıyor
Bürokrasklen AB raporuAyHANŞÎMŞEK
ANKARA-AB'nin küttürdhak-
lar, MGK'nin sivflleşmesi, ölûra ce-
zasuun kaiduılmasr istemleri için
son karan verecek hükümete sunul-
mak üzere, MGK ve Genelkur-
may'ın da katılımıyla bir rapor ha-
zırlandığı öğrenildi.
AB'nin Türkiye'ye ilettiği katı-
lım ortaklığı belgesine yıl sonuna
kadar verilecek 'yanrt' konusunda
askeri ve sivil bürokrasinin çalışma-
ları ilerlerken genel eğilimler de net-
lik kazanmaya başladı. Edinilen bil-
gilere göre Ankara AB ev ödevini
'körü körüne' yerine getirmeyecek,
ulusal programdaki önceliklerini
anayasal ilkeler ve ulusal çıkarlar
çerçevesinde belirleyecek.
Dışişleri Bakanlığı'nın anadilde
eğitim konusunda AB üyesi ülke-
lerdeki durumu mercek altına aldı-
ğı, bu çalışmanın sonuçlanna atıfta
bulunularak Türkiye'nin AB ülkele-
İBDA-C davası
EnUş^eölüm
cezası istemi
İstanbul Haber Servisi - Şeriatçı
terör örgütü lBDAyC'nin lideri
"Salih Mirzabeyoğhı" takma adlı
Salih tzzet Erdiş'ın "Anayasal dü-
zeni silah zoruyİa değiştirmeye te-
şebbüs etmek* suçundan ölüm ce-
zasına çarpnnlması istendi.
Yasadışı Islami Büyük Doğu
Akıncılan (İBDA-C) davasına dün
istanbul 6 No'lu DGM'de devam
edildi. Oturuma tutuklu sanıklar
Erdiş, Sadettin Ustaosmanoğlu ve
Mehmet Fazıl Aslantürk ıle tutuk-
suz olarak yargılanan sanık Hüsnü
Göktaş katıldı. Duruşmada esas
hakkındaki görüşünü bildiren
DGM Cumhunyet Savcısı Cengiz
Haaosmanoğhı, Erdiş'm, terör ör-
gütü IBDA/C'nin liderliğini yaptı-
ğını belirtti. Savcı, Erdiş'in ama-
cının anayasal düzeni cebirle de-
ğiştirip dini esaslara dayalı federal
yapıdâ bir Islam devleti kurmak
olduğunu kaydetti Savcı sanık Er-
diş'in, TCY'nin 146/1. maddesi
uyannca "mevcut anayasal düzeni
silah zoruyia değiştirmeye teşebbüs
etmek" suçundan ölüm cezasına
çarptınlmasuu istedi.
• AB'nin Türkiye'ye ilettiği katılım ortaklığı belgesine yıl sonuna kadar verilecek 'yanıt'
konusunda askeri ve sivil bürokrasinin çalışmalan ilerlerken genel eğilimler de netlik
kazanmaya başladı. Dışişleri Bakanlığı'nın anadilde eğitim konusunda AB üyesi ülkelerdeki
durumu mercek altına aldığı, bu çalışmanın sonuçlanna atıfta bulunularak Türkiye'nin AB
ülkelerinde olmayan bir standardı kabul etmeyeceği öğrenildi.
rinde olmayan bir standartı kabul et-
meyeceği öğrenildi.
Avrupa 'daki uygulamalara işaret
ederek TSK üzerinde sivil detıeti-
min arttınlmasını isteyen AB'ye,
Genelkurmay Başkanhğı'nın Baş-
bakanlık'a bağlı olmasının NA-
TO'da kabul gördüğü yanıtının ile-
tilmesi bekleniyor.
Çahşmalara başlandı
MGK'de sivil üye sayısuun arttı-
nlması konusunda ise derin bir gö-
rüş aynlığı bulunmuyor. AB Genel
Sekreterliği bünyesinde, hükümete
sunulmak üzere, MGK Genel Sek-
reterliği, Genelkurmay Başkanlığı,
Dışişleri Bakanlığı ve ilgili kurum
ve kuruluş temsilcilerinin de katılı-
mıyla hazırlanacak raporun çahş-
malarma başlandı. Üç AB belgesi
temelinde hazırlanan raporda ilk
olarak AB'nin katılım ortaklığı bel-
gesiyle ilettiği beklentiler, birliğin
80 sayfalık ilerleme raporunda yer
verilen görüşler ile açıklanarak
AB'nin belgede 'gerçekte neyi kas-
tettiği' ortaya konuyor.
Ardından bu beklentiler lnsan
Haklan Koordinatör Üst Kuru-
lu'nun hazırladığı ve hükümetin re-
ferans belgesi olarak kabul ettiği
'Demokrasi Takvimi' raporu ile kar-
şılaştınlıyor. Rapor, AB ile uyum
sürecinde gelinen noktanın 'fotoğra-
finın çekUmesini' amaçlıyor. Gele-
cek hafta hükümete sunulması bek-
lenen raporun 'Mûlahazalar' bölü-
münde MGK, Genelkurmay ve di-
ğer kuruluşlann çeşitli başlıklarda-
ki görüşleri ve çekincelerine yer
veriliyor.
Dışişleri kaynaklanndan edinilen
bilgilere göre hükümete sunulacak
çalışma teknik nitelikte olacak, ol-
gusal bilgilere dayanacak ve yorum
içermeyecek. Ancak 'Mûlahazalar'
bölümünde ilgili kurum ve kuruluş-
lar, AB'nin beklentilerini karşıla-
mak için yapılanlar hakkında bilgi
verirken görüş ve çekincelerini de
iletecekler. Duyarlı konularda hü-
kümetin ulaşacağı sonucun ardın-
dan AB Genel Sekreterliği, ulusal
belgede siyasi kriterlerin yazımına
geçecek.
Anadilde eğitiın
Üst düzey bir yetkili, Cumhuri-
yet'e yaptığı değerlendirmede, ka-
tılun ortaklığı belgesinde en büyük
hassasiyete yol açan konunun
'anadilde eğitim' olduğunu belirtir-
ken "AB'de birçok konuda uyum
yok. Farklı uygulamalar var. Biz
bunlan da incelivoruz. AB üyesi ül-
kelerde geçertiolamayan standartia-
nn bizden istenmesi kabul edilebüir
değüdir" dıye konuştu.
Ulusal programda Türkiye'nin
kendi belirleyeceğj önceliklerin yer
alacağını belirten yetkili, "Bunlar
AB'nin ödevieri, ber şeyi kabul ede-
ceğiz, körü körüneyerine getireceğiz
diye bir şey yok. Hükümetin bugüne
kadar hiçbir taahhüdü de olmamış-
br. Anayasal ilkeler ve ulusal çıkar-
lanmız çerçevesinde ne gerekirse
onu yapacağu" dedı.
İĞNELİ FIRÇA ZAFER TEMOÇİN
F tipi cezaevlerinin kapatılması için başlatılan açlık grevi 27. gününe girdi
OKhıı orucıma adnn adnn
ALPERTURGUT
F tipi cezaevlerinin ka-
patılması için yurt gene-
lindeki 18 cezaevinde
816 tutuklu ve hükümlü-
nün katılımıyla sürdürü-
len ve 27. gününe giren
açlık grevi 3 gün sonra
ölüm orucuna dönüştü-
rülecek.
Erzurum ve Siirt ceza-
evlerinde "hücreuygula-
masına" geçildığını öne
süren tutuklu ve hüküm-
lüler, Adalet Bakanlı-
ğı'na ve sağlık kuruluş-
lanna yazdıklan dilekçe
ve mektuplarla yaşamsal
önemi olan B-l vitamini
istediler.
Kamuoyuna seslenen
tutuklu ve hükümlü ya-
kınlan ise "ölümlerin
kapıda" olduğunu vur-
gulayarak "Evtotiannn-
zın sağhk durumu kötü-
leşti. Cezaevlerinden kan
kusmaya başladıklannı
belirten haberier geliyor.
Talepleri bir an önce ka-
bul edilmezse 20 Ka-
sun'da btder de tophı ola-
rakölüme yatacağtz" de-
dıler.
Tutuklu ve hükümlü
yakınlan, daha önce ya-
şanan ölüm orucu ve sü-
resiz açlık grevi eylemle-
ri ile son dönemde Ulu-
canlar ve Burdur'da
meydana gelen cezaev-
leri olaylan nedenıyle
çok sayıda siyasi tutuklu
ve hükümlüde sağlık
problemleri bulunduğu-
nu açıkladılar.
Fiziksel rahatsızlıklan
bulunan tutuklu ve hü-
kümlülerin de süresiz aç-
lık grevine katıldığını
vurgulayan aileler, şöyle
konuştular "Olümler ka-
pıda, cezaevlerinden sü-
rekli olarak evlatianmı-
zm durumunun kötüleş-
tiği, şuuıianmn kapan-
maya başladığı ve kan
kustuklan habeıieri geli-
yor"
Adalet Bakanı Türk, rüşvet ve yolsuzluğun ülkelerin ulusaj sınırlannı aşan bir boyut kazandığını söyledi
'Yolsuzhığa karşı ıdııslararası işbirBği yapdsm
9
Adalet Bakanı Türk
'Rüşvet ve yolsuzluk
sosyal adaleti sarsıyor'
İstanbulHaber Servisi-Adalet Bakanı Hüanet
Sami Türk, rüşvet ve yolsuzluğun etkilerini özet-
le şöyle sıraladı:
• Rüşvet ve yolsuzluk oiaylaı «yla devlet bütçe-
si zarar görüyor.
• Kamu kaynaklan soyuluyor.
•Hukuk devletû demokrasi ve insan haklan
için büyük bir tehdit oluşturuyor.
• Yolsuzluk, sosyal adaleti temelinden sarsı-
yor.
•Serbest piyasa ekonomisi ve onun temelinde-
ki rekabet bu olaylaıdan yara abyor. Rekabet, bu
olaylaıia yerini haksız rekabete bırakıyor.
• Toplumsal servet, rüşvet veren veya men-
faat sağlayan kişiler lehine e! değiştirebiüyor.
•Ekonomik gelişme engelleniyor.
•Kural dışı ış yapanlar avantaj sağhyor.
•Demokratikkurumlann işleyişt rüş\%tveyol-
suzluklarla tahrip ediliyor.
•Yolsuzlukla, ahiaki değerler erozyona uğra-
tılıyor.
• Toplumsal düzen bozuluyor.
• tnsanlann kamu kurumlanna ve demokra-
tik kurallara olan güveni azalıyor.
•Böylenkk toplumsal dengeler ahüst ohiyor.
İstanbul Haber Servisi -
Adalet Bakanı Hikmet Sa-
mi Türk, rüşvet ve yolsuz-
luğun, toplumlann gelişme-
si önünde büyük bir engel
oluşturduğunu, ahiaki de-
ğerleri erozyona uğrattığı-
nı, toplumsal düzeni bozdu-
ğunubelirtti. Rüşvet ve yol-
suzluğun ülkelerin ulusal sı-
nırlannı aşan bir boyut ka-
zandığını ifade eden Bakan
Türk, "Rüşvetveyolsuzhık-
la mücadeİe edebflmek için
arbk günümüzde muüak
uluslararası işbirliği şartnr''
dedi.
Adalet Bakanlığı'nın iş-
birliğiyle Avrupa Konseyi
tarafından düzenlenen "Rüşvet ve
Yolsuzlukla Mücadelede Uzman
Servisler 5. Avrupa Konferansı",
dün Büyük Tarabya Oteli'nde baş-
ladı. Rüşvet ve yolsuzlukla müca-
delede yaptırunlar konusunun, uz-
manlarca her yönüyle ele alınaca-
ğı konferansa 41 Avrupa Konseyi
üyesi ülkeden 68 uzman ile 10göz-
lemci ülkeden uzmanlar katılıyor.
îçişleri Bakanı Sadettin Tan-
tan'uı da katıldığı konferansın açı-
hş konuşmasını yapan Adalet Ba-
kanı Türk, uluslararası ıhalelerde
ve diğer uluslararası işlerde çoku-
luslu suç işlendiğinin görüldüğünü
Avrupa Konseyi tarafindan düzenlenen konferansta yolsuzlukla mücadele tarûsıkh. (Fotoğraf: HATİCE TUNCER)
belirterek "Bu durum, rüşvet ve labümektedir. Rüşvet amacı>la bi- aOlabilmektedir.*"
yoisuzluğun başta Avrupa Konse-
yi, Avrupa Iktisadi İşbirliği Teşki-
laü olmak üzere çeşitli uluslarara-
sı kuruluşlar tarafindan daözel bir
önemle ele ahnmasını zorunhı lal-
mışbr" dedi. Nüfuz ticaretı konu-
suna da değinen Türk. "Nüfuz ti-
careti, bir Idşinin haksız menfaat
sağlanması yolunda kendi konu-
munu kullanmasıdır" dedi. Bakan
Türk sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rüşvet ve yolsuztukla mücade-
le edebibnek için artık günümüzde
mutlak uluslararası işbirliği şartnr.
Yolsu/.lukta muhasebe oyunlan,
sahte fatunı ve makbuzlar kullanı-
lanço dışı kara paralar yabancı ül-
kelerdeki ihakler için kullaıulabil-
mektedir. Rüş^ et veyolsuzluk sade-
ce kamu ihalelerinde değil, birçok
toplumsal olayda da karşımıza çı-
kabflmektedir. Hatta spor müsaba-
kalannda dahi hakemlerin elde
edildiği söylenebümektedir. Siyasi
partilerin fınansmanlan va da se-
çim kampanyalaruun finansman-
lannda yolsuzluk, rüşvet konusu
olan para ve diğer menfaatlann
devrej'e girdigi öne sürülebilmekte-
dir. Maalesef çeşitli ülkelerde bu-
nun örnekleri çok tanınnuş de\1et
adamlarnun isimleriyle de ortaya
Rüşvet ve yolsuzlukla mücade-
le konusunda özel yöntemlere ih-
n'yaç bulunduğunu kaydeden Türk,
bu çerçevede mahkeme karan ile
telefon dinlenmesi, video kayıtla-
n gibi yöntemlerin uygulanmak
zorunda olduğunu vurguladı.
Avrupa Konseyi Huİcuki İşbirli-
ği Direktörü Marie-Odile VVıeder-
kehr de rüşvetin, Avrupa Konse-
yi'nin ilkelerinin tümüne zarar ver-
diğini belirterek yıllık konferans-
larda konunun uzmanı olan polis,
hâkim ve savcılann bir araya gele-
rek öneri ve düşüncelerini anlat-
tıklannı vurguladı.
Basbakan Ecevit
'KıbrısRumlara
teslim edilemez'
ANKARA (Cumhurryet Bürosu)- Başbakan Bü-
lent Ecevit, Kıbns'ı çıkmaza sürükleyenlenn bazı
Avrupa ülkeleri olduğunu vurgulayarak "Eğer Kıb-
ns'ı kendi haline bıraksalar sorun kalmazdı. Eğer
Baüb ülkelerin oyunlannagelsek Saraybosna'dan,
Kosova'dan daha ağır koşullar altmda, Kıbnsh
Türklerin büyük felaketierle karşüacaklannı biB-
yoruz" dedi. Ecevit, BM Genel Sekreten Kofı An-
nan'ın son açıklamalanmn da "ortahğı büsbütün
bulandınnğuu'' söyledi.
Ecevit, partisinin dünkü grup toplantısında ön-
celikle KKTC'nin 17. kuruluş yıldönümünü kut-
ladı. "Bugün KKTC'de, dünya ister kabul etsin is-
ter etmesin, iki ayn bağunsız devlet var. Biri Kıbns
Rumlanmn devleti, biri de Kıbnsh Türkler'in dev-
leti. Bu gerçeği görmezdengeienkre rağmen bu ger-
çekvarhğmı sürdürüyor vesürdürmeyedevam ede-
cektir" dedi. Bazı Batı ülkelerinin Kıbns'ta geçmi-
şin acılannı yeniden canlandırmaya uğraştığını
vurgulayan Ecevit, "Eğer Baüh ülkelerin oyunla-
nna gebek, Saraybosna'dan^Kosova'dan daha ağu*
koşullar alûnda Kıbnsh Türklerin büyük felaket-
lerle karşdaşacaklaruu buiyoruz. Buna izui verme-
yiz." dedi.
Türkiye'nin AB adaylığının kesinleştiği Helsin-
ki doruğunda, adaylıkla
Kıbns konusu arasında
bağlantı kurulmasının ka-
bul edilemeyeceğini vurgu-
ladıklannı belirten Ecevit,
"Kararhhğunızı bDerek bi-
ze adayhk hakkuu verdiler.
Bize bu açıdan gerekli gü-
venceler de verildL Kopen-
hag ölçütlerine, kritenerine
evet, dedik. Ama başka hiç-
bir öiçüt kabul edemeyece-
ğunizi söyledik. Verilen söz-
lerden şimdi geri dönülü- B ö l e n t E c e v i t
yormuş gibı bu* ızlenım or-
taya çıkü. Biz kesinlikk buna raa olmayız, izin ver-
meyiz." diye konuştu.
Kıbns'ı çıkmaza sürükleyenlerin bazı Avrupa
ülkeleri olduğunu kaydeden Ecevit "Eğer Kıbns'ı
kendihaline bıraksalar Kıbns'ta bir sorun kalmaz-
dL Birkaç gün önce BM Genel Sekreteri Saym Ko-
fı Annan'ın kendi devimiyle 'sözlü ıfadeleri' şün-
di ortahğı büsbütün bulandnrh. Tezgâhlanmak is-
tenen oyun artik ortada. Kıbns'ta bir ortak devlet
ohnabynnş, tek bir vatandaşhk olmahymış. Rum-
lara büyük miktarda toprakbırakümahynuş,. O da
yetmezmiş, Rumlar'a büyük miktarda toprak bı-
rakümahymış. O da yetnıezmiş,çoksayıda Rum ku-
zeye geçip yerieşebûmeuymiş. Kıbnsh Türkler'in
tek güvencesi olan Türk askeri de Kıbns'tan çekfl-
meBjTiüş. Bunlar bir araya geldiginde görühlr ki ba-
zı etkin çevreler Kıbns'ta, konfederasyon şöyte dur-
sun, fedarasyona bfle razı degilkr. Fakat butasanm-
lann hiçbiri Türk tarafinca kabul edilemez." diye
konuştu.
Devlet Bakanı Yücelen
'Kürtçe TV1 ctyda
hazırlanır'
ANKARA (Cumhurryet Bürosu) - TRT'den so-
rumlu Devlet Bakanı Rüştü Kazun Yücelen, koalis-
yon liderleri arasuıda tartışılan Kürtçe radyo-televiz-
yon yaymı konusunu değerlendirdi. Yücelen, Kürt-
çe yayın karannın Bakanlar Kurulu'nun yetkisinde
olduğunu belirterek "Eğer
böyle bir karar ahnırsa biz 1
ayiçinde öyle biryayını hazır-
lanz" dedi.
Devlet Bakanı Yücelen,
Başbakanlık lnsan Haklan
Koordinatör Üst Kurulu'nun
toplantısının ardından basına
açıklamalarda bulundu. Top-
lantıda AB Katılım Ortaklı-
ğı Belgesi (KOB) ve lnsan
Haklan Evrensel Beyanna-
mesi 'nin yıldönümü olan 10
Aralık kutlamalannı görüş-
tüklerini belirten Yücelen,
"Siyasi kriterlerin kısa ve orta vadeli öncefiklerini gö-
rüşmüş ve bu öncefiklerde Türkhe'nin yerine getire-
meyeceğj bir husus ohnadığı teyit edihniştir'' dedi.
Bakan Yücelen