Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 15 KASIM 2000 ÇARŞAMBA
HABERLER
Meral hastaneye
kaMırıMı
• ANTALYA (AA) - Türk-
Iş Konfederasyonu Genel
Başkanı Bayram Meral.
yüksek tansiyona bağlı
olarak başlayan burun
kanaması şikâyetiyle SSK.
Antalya Bölge Hastanesi'ne
kaldınldı. Türk-tşe bağlı
Yol-Iş Sendikası'nın Genel
Sekreterler Toplantısı için
Belek'te bulunan Meral,
kahvaltı sırasmda
rahatsızlandı. K.ulak burun
boğaz servisindeki uzman
hekimler tarafından
muayene edilen Meral'in
burnundaki kanama
durduruldu. Hastane
Başhekimi Nebi Yılmaz,
Meral'in önceden beri
yüksek tansiyon şikâyeti
bulunduğunu ve zaman
zaman burnunun kanadığını
söyledi.
Türk-İş ile Şeker-
İç'm kavgası
büyüyop
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Şekerlş
Sendikası Genel Başkanı
Ömer Çelık, Başbakan
Bülent Ecevıt ıle Türk-lş
Genel Başkanı Bayram
Meral arasında imzalanan
protokolle K.öy Hizmetleri.
DSİ, Tanm ve Köyışlen
Bakanlığı ve Orman
Bakanlığı'nda çalışan
toplam 49 bın işçiye kadro
olanağı sağlanmasının
kendilennı memnun
etmediğinı vurgulayarak bu
protokolle Meral'in
"kişisel" hareket ettiğini
savundu. İmzalanan
protokolün anayasanın
eşitlik ilkesine aykın
olduğunu belirten Çelik,
Meral'e seslenerek "Köy
Hizmetleri'ne sağlanan
haklan Şeker-tş işçısine de
sağlayamıyorsan ıstifa et" *
dedi.
Picasso'nun
tablosu ele
İMARDtN(AA)-
Mardin'in Nusaybın
ilçesinde dün düzenlenen
operasyonda, ünlü ressam
Pablo Picasso'nun "Çıplak
Kadın' tablosu ele geçirildi.
Emniyet Müdürlüğü
Organize Suçlar ve
Kaçakçılık Şubesi ekipleri.
Nusaybin ilçesinde
gerçekleştirilen
operasyonda, Irak'tan
getirildigi bildırilen
Picasso'nun 83 x 67.5
santimetre ebadındaki
'Çıplak Kadın' adlı
tablosunu ele geçirdı.
Kimliği açıklanmayan 4
kişinin gözaltuıa alındığı
olayla ilgili soruşturmanın
sürdürüldüğü belirtüdi.
Öcalan'a
ziyaretçi
• MUDANYA(AA)-
Imrah Adası'ndaki
cezaevinde kalmakta olan
Abdullah Öcalan'ı dün,
AÎHM'den gelen 8 kişilik
bir heyet ziyaret ettı. 'Imralı
9' motoruyla sabah saat
07.00'de Mudanya'dan
aynlan heyet. yaklaşık 8
saat tmralı Adası'nda kaldı.
Heyetin, bugün
Mudanya'dan aynlacağı
ögrenildi.
Türkiye, AİHM'de
mahkûm oldu
• STRASBOURG (AA) -
Türkiye, AlHM'de 'yaşam
hakkını çığnetnek'ten
mahkûm oldu. Bekir Taş
tarafından açılan da\ aya
bakan mahkeme.
şikâyetçinin oğlu Muhsin
Taş'ın 1993 yılında Cizre'de
gözaltuıa aluıdıktan sonra
kaybolmasında Türkiye'yi
suçlu buldu. Mahkeme,
Muhsin Taş'a işkence
yapıldığı iddiasını ise kabul
etmedi. AİHM. Türkiye'yi
Muhsin Taş'ın yakınlarına
tazminat ödemeye mahkûm
etti.
Demirerin Egebank'ı cebinden kuruş çıkmadan usulsüz kredilerle aldığı ortaya çıktı
Kasırga'da 13 yeııi gözalüANKARA/tSTANBUL (Cumhuriyet)
- Egebank'ın içinin boşaltılması işlemi-
nin soruşturulduğu "Kasırga" operasyo-
nu kapsamrnda gözaltına aknan aralann-
da Hüseyin Bayraktar'ın da bulunduğu
5 kişinin sorgulaması sürerken, bankanın
eski yönetim kurulu üyesi 4 kişi de istan-
bul'dan Ankara'ya getirildi. Hüseyin
Bayraktar'ın Egebank'ın sahıbı olduğu
dönemde Yahya Murat DemireTin para-
van şirketlerine 76 milyon dolar kredi
verdiği belirlendi. Demirerin 17.5 mil-
yon dolar da başka bankadan kredi ala-
rak cebinden hiç para çıkmadan Ege-
bank'ı satın aldığı anlaşıldı. Böylece
Bayraktar bankasından verdiği krediyle
Egebank'ı Demirel'e satmış oldu. Ege-
bank ile ilgili soruşturma kapsamında
dün de bankanın eski genel müdürü Şük-
rû Esat Erkuş ve eski genel müdür yar-
dımcısı AK Ertunç Yalçın'ın da aralann-
da bulunduğu 13 kişi Istanbul'da gözal-
tına alındı.
Egebank'ın eski sahibi Hüseyin Bay-
raktar, eski yönetim kurulu üyeleri thlas
Sigorta Genel Müdürü Ayhan Atak, Ay-
dın Dündar, Tuğrul Aladağ ve Ali Er-
tunç un emniyetteki sorgulan sürüyor.
Bayraktar' ın bankayı devretmeden önce
Demirel'e ait DEMPA, DEMPAZAR,
ERA Faktoring ve ERA Tekstil adlı şir-
ketlere usulsüz 7 ayn kredi verdiği belir-
lendi. tstanbul Mali Şube ekipleri, dün
de Egebank'ın eski Genel Müdürü Er-
kuş, Eski Genel Müdür Yardımcısı AB
Ertunç Yalçın. eski yönetim kurulu üye-
si Pembe Jale Oktay, banka eski görev-
lilennden Yıldız Arkadaş, Fettan Kont,
Aydın Aydemir, Atilla Ersoy,Şakir Gülen,
Muzaffer Aygün, Ozkul Arkadaş, Omer
Özbay,Ogün Oztürk ile llhan Okay'ı gö-
zaltına aldı. Aydoğan Semizer hakkında
yakalatma ertın çıkartıldı.
Soruşturmanın bu yanıyla ilgili olarak
bankanın eski Genel Müdürü Sami Er-
dem'in ısmi öne çıktı. Amerika'da bulu-
nan Erdem, bankanın Demirel'e saüşın-
da da önemli rol oynadı. Erdem, 30 mi-
yon dolan peşin olmak üzere toplam 97
milyon dolara Demirel'e satılan banka-
nın kendisine ait yüzde 10'luk hissesini
ayn bir anlaşmayla 18 milyon dolara dev-
retti. Hakkında çok sayıda iddia bulunan
Erdem için bankanın devir işlemleri sı-
rasında "emniyeti suiistinıal ettUderi" be-
lirtilerek eski Devlet Bakanı Hikmet U-
luğbay döneminde Şişli Cumhuriyet Sav-
cılığı'na suç duyusurunda bulunuldu.
Egebank soruşturması kapsamında
bankanm eski ortaklanndan thlas Hol-
ding'in bankanın hortumlanmasmdaki
rolü de soruştuluyor. îhlas Holdıng Yö-
netim Kurulu Başkanı EnverÖren' i tem-
silen banka işlemlerinde imza yetkisi
kullanan ve önceki gün gözaltma alınan
Ayhan Apak'ın sorgusu sürüyor. Apak,
halen thlas Sigorta Genel Müdürü olarak
görev yapıyor.
Son kullanma tarihi degistirilmis
Buffalo sanıklan
tutuklandı
• DGM, şebekenin lideri olduğu belirtilen
Ishak Romano'nun mallanna ihtiyati tedbir
koydu. Ambalajlar üzerindeki imalat ve son
kullanma tarihleri değiştirilen etlerin sağhğa
uygunluğuna dair düzenlenen belgelerin de
sahte olduğu belirlendi.
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Ankara
DGM Cumhuriyet Baş-
savcılığı'nca yürütülen
"Buffalo" operasyonu
çerçevesinde gözaltına
alınan 18 kişiden tshak
Romano'nun da arala-
nnda bulunduğu 9 kişi
tutuklandı. DGM, şebe-
kenin lideri olduğu be-
lirtilen Romano'nun
bütün mallanna ihtiyati
tedbır koydu. Şebeke-
nin kaçak etleri iç piya-
saya ambalaj üzerinde-
ki üretim ve son kullan-
ma tarihlerini değiştire-
rek sürdüğü bildirildi.
Bu yolla eskr tarihlere
ait işlenmiş etler de ta-
ze et gibi satılmış oldu.
Et kaçakçıhğı soruş-
turmasını yürüten
DGM Savcısı Tafert Şalk
ile savcılar Şemsertin
Özcan, Hakan Kızılars-
lan ve CengizKöksal ta-
rafından önceki gün
yaklaşık 9 saat sorgula-
ardından 9 kişiyi de ser-
best bıraktı.
Sonışturmayı yürü-
ten Ankara DGM Baş-
savcılığı, çetenin lideri
tshak Romano'nun tüm
menkul ve gayri men-
kullenne ihtiyati tedbir
koydu. Romano'nun
ttalya'da deırurlı olduğu
belirlenen ve kaçakçı-
lıkta kullandığı gemisi-
ne de Türk sulanna gir-
diğinde el konulacak.
Aynca, Romano'nun
tüm banka hesaplan, ar-
sa ve konutlanna da ted-
bir konuldu.
Hindistan ve Pakis-
tan'dan getirilen kaçak
etlerin iç piyasaya sü-
rülmeden önce amba-
lajlan üzerindeki üretim
ve son kullanma tarihle-
rinin değiştiriidiği belir-
lendi. Böylece, şebeke-
nin bu yöntemle eski ta-
rihli etleri tazeymiş gibi
sattığı ortaya çıktı.
İĞNEU FIRÇA ZAFER TEMOÇtN
gfçn
iığasSk'edlb™Ş
te' Raporda, Sümerbank'ın Hayyam Garipoğlu'na satışı da geniş şekilde işleniyor
di. Savcılık sorgulanmn
önceki gün geç saatler-
de bitmesi nedeniyle
yargıçlık sorgulan düne
kaldı. Emniyetteki 18
kişi dün sabah saatlerin-
de mali şube ekiplerin-
ce DGM'ye getirildi.
Zanlılann sorgusunu
yapan nöbetçi Ankara 2
No'lu DGM Yedek Yar-
fıcı Ramazan Aksan,
shak Romano, Mardin
Gümrük Müdür Vekili
Mahmut Arslan, güm-
rük memuru Yavuz Yü-
dınm ile Ozkan Ergün,
Mustafa Murt, Ünsal
Güngör, Müslüm Ko-
çak, Abdülkadir Ozbey,
Sevda Öktem Kara-
ca'yı "teşekkül halinde
kaçakçılık" ve "resmi
evrakta sahtekâriık"
suçlamalanyla tutukla-
dı. Aksan, sorgulanmn
MaM «losyasj MASAK'taANKARA(AA)-Hesap uzman-
lan ve maliye müfettişleri, Sümer-
bank'm fona devredihneden ön-
ceki sahibi Hayyam Garipoğ-
lu'nun Nesm MaÛd'ye olan bor-
cunu, Malki'nin mirasçılanna
bankadan kredi açılmış gibi gös-
tererek ödediğini, bu kredi için de
kayıtlara gider yazıldığını belirle-
di.
Hesap uzmanlan ve maliye mü-
fettişlerinin hazırladığı Nesim
Malki dosyası, ay başmda Mali
Suçlan Araştınna Kurulu'na
(MASAK) teslim edildi. Dosya
kapsamında Bursa'da öldürülen'
Nesim Malki'nin ölümünden ön-
ceki ve sonraki iş ilişkilerinin in-
celendiği raporda, Sümerbank'uı
özelleştirilmesi sırasında yaşa-
nanlar da detaylı şekilde işlendi.
Halen Tasarruf Mevduatı Sigorta
Fonu bünyesinde bulunan Sümer-
bank'ın geçen günlerde tutukla-
nan eski sahibi Hayyam Garipoğ-
lu ile Malki arasındaki ilişkinin
de araşhnldığı rapora göre, Gari-
poğlu Sümerbank ihalesini aldık-
tan sonra kaynak arayışına girdi.
Malki'den de para istedi.
Yüzde 50 ortaklık şarû
Malki ise Garipoğlu'na Sümer-
bank AŞ'ye yüzde 50 oranında or-
tak ohna şartıyla para verebilece-
ğini belirtri ve taraflar anlaştı. Bu
çerçevede, Malki özelleşrirme pe-
şinat bedelinin yansı olan 25 mil-
yon 864 bin 111 dolann TL karşı
lığmı Demirbank Istanbul ve tş
Bankası Bursa şubelerinden,
Özelleşrirme tdaresi'ne yatu-dı.
Rapora göre, Malki'nin ölü-
müyle birlikte Tunca Grubunun
yönetımi Erol Erkohen'e geçti.
Erkohen, Garipoğlu'na Sümer-
bank ortaklığından çekilecekleri-
ni belirterek ödemiş olduklan pa-
ranın geri verilmesini istedi. Para-
lar Malki'nin mirasçılan ve ortak-
lanna geri verilirken her iki taraf-
ça ortak bir peçeleme işlemi ya-
pıldı. Bu işleme göre, Malki'nin
mirasçılan ve ortaklanna geri
ödenen her bir tutar, geri ödeme
tarihi itibanyla Sümerbank tara-
fından kredi verilmiş gibi göste-
rildi. Açılan kredileri ise Garipoğ-
lu üstlendi ve ödedi. "Yasaldaya-
naktan yoksun olan bu işlem ge-
çerli değildir.Alacağın tahsili,borç
afannuş gibi gösterümiştir'' deni-
len raporda, daha sonra Erol Er-
kohen'in şu ifadelerine yer veril-
di:
"Demirbank, daha önce ahnan
kısa vadeli kredilerin tahsili için
hacizler koydu. Bunun üzerine
Hayyam Garipoğlu'nu çağırarak
Tunca Grubu olarak ortakhktan
aynlmak istediğimizi, bunun için
paranuzuı nakden ödenmesini is-
tedik. Avukat Aydoğan Semizer,
bu konuda bize sözleşme hazuia-
dL Arahk 1995'te paramızı aldık.
Ancak Garipoğlu, bu parayı Sü-
merbank AŞ'den çektiği için ken-
dini kurtarmak amacıyla bizhn
grup şirketlerine ihracat kredisi
verilmiş gibi gösterdi."
SlFIR oralcalislar@yahoo.com
Adalet Bakanı Hikmet Sami
Türk'le bir konuşmamız sıra-
sında "terörisftanımınınyan-
lış kullanıldığını ve bu yüzden
yanlış bir kamuoyu yaratıldığı-
nısöylemiştim. "Terörist"söz-
cüğü konusunda yaratılan
yanlış kamuoyunun, şimdi Af
Kanunu'nu da olumsuz yönde
etkilediği görülüyor.
Gazeteler, teröristlerin af
kapsamı dışında olacağını
söylüyorlar. Peki kimdir terö-
rist? Yasaya göre; Ceza Yasa-
sı'nın "terör suçlan" diye ta-
nımladığı maddelerden mah-
kûm olanlar. Örneğin ben,
Öcalan ve Burkay'la yaptığım
söyleşi nedeniyle Terörie Mü-
cadele Yasası'ndan mahkûm
oldum. Dosyam Yargıtay'da
iken "Erteleme Yasası" çıktığı
için hükmüm kesinleşmedi.
Yeni çıkanlması düşünülen
Af Kanunu kapsamına, yasa
önünde "terörist" sayıldığım
için girmeyeceğim. Ama, Ha-
luk Kırcı, adi cinayet suçlusu
sayıldığı için ve MHP'lilerin de
gayretiyle serbest kalacak.
Haluk Kırcı, siyasi suçlu sayıl-
madığı, adam öldürmekten
yargılandığı için ve Af Kanunu
Terör Suçlusu Ne Demek?
aynca onu da kapsayacak dü-
zenlemelerle hazırtandığı için
çıkacak, ama Eşber Yağmur-
dereii sırf bir konuşma yaptı-
ğı için "terörist' sayılacak ve af
kapsamı dışında tutulacak.
Onümde bir genç kcın mek-
tubu duruyor. Hakkında
TCK'nin 168. maddesinden
dava açılmış. Üzerinde bir not
yakalandığı için "terör örgütü
üyesi" olmaktan yargılanıyor.
Devlet güvenlik mahkemesi
beraat karan vermiş ancak
Yargıtay aleyhine bozmuş. Bu
süreç içinde her an "terörist"
olduğu gerekçesiyle mahkûm
olması söz konusu.
Mektubunda şunlan yazıyor
"Ortada 'suç' denebilecek
hiçbir şey yokken, hakkımda
alınmış uydurma ifadelerle da-
va açıldı. DGM beraat verdi.
Yargıtay aleyhime bozdu. O
kadar zor durumdayım ki, an-
latması çok zor. Somut birsu-
çum olsa hiç üzülmeyeceğim.
Fakat pisi pisine cezaevine
düşmek hayatımı altüst ede-
cek. İki kardeşim var, ikisi de
öğrenci. Ikisinin de ekonomik
sorumluluğu benim üzerimde.
lyi bir işim var. Çalıştığım şir-
kette 'değerli ve verimli' dene-
bilecek çok az kişiden birisi-
yim. Genel müdürüm, işyerin-
deki geleceğimin çok iyi oldu-
ğunu herfırsatta belirtiyor. Şir-
ketim tarafından Ingilizce ve
TSE eğitimlerine yollandım.."
"Ben hayata dört elle sanl-
mışken, her geçen gün daha
güzel günler için mücadele
verirken, beni harcamalanna
izin veremem. Özgürlüğümü
bu kadar kolay alamazlar. Ai-
lemin, Yargıtay'ın aleyhimde
bozma karanndan haberiyok.
Onlann ömürboyu bu endişe-
yi taşımalanna, benim de yü-
reğimin dayanacağını zannet-
miyorum. Sizden şimdilik tek
isteğim, yazın hep yazın. Emi-
nim benim gibi, bu ülkede
yüzlerce insan var. Harcanan-
lann birkısmı, hiç olmazsa bir
bölümü kurtulsun."
"Çok yoruldum ve çok yıp-
randım. Umudumu yitirmedim
ama gücümü kaybetmek üze-
reyim." Ismi bende saklı bu ka-
dın okurum, eğer mahkeme
Yargıtay kararına uyarsa ve
mahkûm edilirse "terörist" da-
cak. Onun yargılandığı madde
şimdi af kapsamı dışında.
•••
Siyasi tutuklu ve mahkûmla-
rın bir kısmı cezaevlerinde aç-
lık grevindeler. Yıllardır ceza-
evlerindeki kötü koşullar, F ti-
pi cezaevinin her an uygulan-
maya konması endişesi, sağ-
lık sorunlannın çözüme kavuş-
turulmaması, uğradıklan ölüm-
le biten saldınlar, yaralamalar,
onlann şikâyetlerinden bazıla-
n.
Daha önce birçok kez vur-
guladım, bir kez daha vurgula-
mak istiyorum. Cezaevlerinde-
ki yaklaşık 12 bin siyasi tutuk-
lu ve mahkûmun, bir diğer de-
yişle terör suçlusunun yüzde
9O'ı, afiş yapıştırmak, yasak
yayın bulundurmak, duvariara
yazı yazmak, pankart asmak,
yataklık etmek gibi hiçbir şid-
det içermeyen eylemlerden
yargılanıyoriar ya da mahkûm
edildiler. Büyük çoğunluğunu
da 15-25 yaş arası gençler
oluşturuyor.
Zaten kanun önünde eşitlik
ilkesine aykın olarak onlara
farklı bir infaz hukuku uygula-
nıyor. Diğer mahkûmlann iki
misli oranında hapis yatıyortar.
Bu da yetmiyormuş gibi şimdi
af kanunu kapsamı dışında tu-
tuluyorlar. Af Kanunu çıkmalı
ve herkes bu kanundan yarar-
lanmalı, ama öncelikle de "fe-
rör suçlusu" adı verilen siyasi
tutuklu ve mahkûmlar yarar-
lanmalı. Çünkü onlann suçlan
"devlete karşı suçlar" kapsa-
mında.
Affının daha kolay olması
söz konusu. Eğer anayasal en-
gel söz konusuysa, onun da
çözümü ceza indirimine git-
mek.
Bilmeyenlere bir kere daha
tekrar ediyorum: Düşünce
suçlulan ve siyasi suçlular, "te-
rör suçlusu" sayılarak af kap-
samı dışında bırakılırsa aftan
beklenen hiçbir yararsağlana-
maz.
GLOBALPOLİTİKÜLTÜR
ERGİN YILDIZOĞLU
Bir Semptom Olarak
ABD Seçim Sonuçları
Başkanlık seçimleri bir yılan hikâyesine döndü,
uzayıp gidiyor. Ne zaman ve nasıl sonuçlanacağı hâ-
lâ belli değıl. lyi de, bu garip durum acaba neden
ortaya çıktı? Geçmişte, Jefferson, üncoln, Rırt-
herford B. Hayes gibi adaylar da genel çogunluk
oyunu alamamalanna karşın "electoral college"
sistemi sayesinde başkanlık kottuğuna oturmuşlar.
Ama bu sefer bir sorun var! Şimdilik bu sorunun so-
rumluluğu, olağanüstü bir istatistiksel olasılığın ger-
çekleşmesıne yükleniyor. Seçmenin oyu nasılsa
"tam ortadan" bölünmüş...
Belki de bu açıklama doğrudur. Ama bana, ayak-
lan daha bir yere basan başka bir açıklama daha var
gibi geliyor: 1990'larda ABD siyasal yaşamında ve
ideolojik/düzleminde, "piyasa popülizmi" üzerine
kurulan konsensüs dağılmaya başladı. Seçim so-
nuçlannı izleyen kargaşa bu durumun bir dışavuru-
mu, bozulan konsensüsün bir semptomu. Beni, şu
üç olgu, bu ikinci açıktama doğrultusunda düşün-
meye itti; birincisi, seçmenin ağırlıklı olarak işçi sı-
nıfı özellikli yüzde 49'u sandık başına gitmedi. Ikin-
cisi, marjinal bir solcu aday, Ralph Nader 2.6 mil-
yon gibi düşük bir oyla Demokrat Partı adayının ke-
sin bir zaferini engelleyebıldi. Daha önceki seçim-
lerde de marjınal adaylar vardı. Sağcı Ross Perot
ve Pat Buchanan, Nader'in bu seçimlerde aldığın-
dan çok daha fazla oy almışlardı ama seçim sonuç-
lannı etkileyemediler. Üçüncüsü, 1990'larda, iki dö-
nem üst üste iktidarda kalan demokratik yönetim,
görünüşte ABD halkına 1970'lerden bu yana görme-
dikleri düzeyde istikrarlı bir ekonomik büyüme, dü-
şük ışsizlik oranı, teknolojik bir devrim, borsadaki bir
patlamaya bağlı olarak muazzam tüketim olanakla-
n sunmuştu. Buna karşılık seçimlerde oy veren, ağır-
lıklı olarak orta sınıf özellikli, hali vakti yerinde seç-
men, bu refah döneminın mimarlanndan Al Gore'u
ödüllendirmedı. "Vallahi bilmem ki, adam da biraz
kaba saba..." gibi düşüncelere daldı. Ama sızlıktan,
Cumhuriyetçi aday serbest piyasanın, servetinin
temsilcisi, "esas meşhurköfteci", "büyükusta"Re-
agan'ın "ikincigelişi", "halkadamı"G.W.Bushfay-
dalanamadı. Seçmenin kararsızlığı bir bakıma, her
iki aday arasında bir fark bulmakta çektiği zorluk-
tan.da kaynaklandı. Ama, adaylar siyasi olarak bir-
binne bu kadar yakın olmasına karşın, seçmenin
kararsızlığının pratikteki sonucu, 1990'lann konsen-
süs yönetımin yenne ıstikrarsız, son derecede par-
tizan bir yönetim olarak şekilleniyor. Dün konsensü-
sün temelini oluşturan siyasi benzeşme bugün kon-
sensüsün bıttiğini gösteren bir sonuç doğurdu.
Reagan dönemıyle başlayan, 1990'larda kesin
egemenliğini kuran "piyasa popülizmi" (bu kavra-
mı, bu Thomas Frank'ın bu yılın başında yayımla-
nan One Market Under God-Extreme Capitalism,
Market Populism, and the end ofeconomic democ-
racy - Tannnın altında bir piyasa, aşın kapitalizm, pi-
yasa popülizmi ve ekonomik demokrasinin sonu -
başlıklı kitabından aldım) şu varsayımlar üzerinde
duruyordu: Gerçe^c demokrasi ancakpiyasa güçle-
ri tümengellerinden kurtulduğu, para istediğiniyap-
makta serbest kaldığı zaman gerçekleşebilir. Bor-
sa, yeni teknoloji, intemet bu demokrasinin alanı ve
kaynağıdır. Serbest piyasa halkın iradesini, seçim-
lerden daha iyi yansıtır. İntemet ve teknoloji, dev-
letlerin, sendika ağalannın, bürokratlann egemen-
liklerini kırar, bireyı özgürieştirir. Piyasaya katılan öz-
gürieşir. Piyasa halkın sesidir, piyasaya ınanmayan-
lar, aydınlanma geleneği tarafından beyinleri yıkan-
mış seçkincilerdir. Doğu Bloku'nun yıkılması pi-
yasanın tek ve kaçınılmaz yaşam biçimi olduğunun
kesin kanıtıdır.
Böylece 1950'lerde ABD'de kurulan refah toplu-
mu, adaletli gelir dağılımı, parlamenter demokrasi
ideolojisine dayanan konsensüs, yerini piyasa de-
mokrasisine dayalı bir konsensüse bıraktı. Dün, SS-
CB varken kaprtalist sistemi şiddetle eleştirenler bu-
gün teknolojının, serbest piyasanın hayranlan ara-
sına katıldılar. Dünün Stalinist kazmalan, bugü-
nün, postmodernist "kültürel eleştırmenlerine" dö-
nüşerek III. Yol hükümetlerine, reklam ve medya şir-
ketlerine, dev şirketlere, işverenlerin örgütlerine,
sendikalanna danışmanlık yapmaya başlayarak "pi-
yasa popülizmi" ideolojisinin yeniden üretilmesini
üstlendiler. Artık "herkes" mutluluğunu piyasanın,
geleceğini teknolojinin eline teslim ediyor. "Özgün
bir birey" olmanın tadını çıkanyordu. Her konu ken-
di bacağından asılırdı, ama hepsi birlikte serbest pi-
yasa buzluğunun çengellerine asıldığında aralann-
da hiçbir fark kalmadığını, homojen et yığınlanna dö-
nüştüğünü, özgür ve özgün bireylersürüsünün, as-
lında dayanılmaz tekdüze bir tüketiciler kitlesi oluş-
turduğunu nedense kimse görmek istemiyordu.
Ne var ki bu konsensüsün simgesel evreni ne ka-
dar iyi örülmüş olursa olsun, sistemin gerçeğinin, sık
sık ve inatla geri gelmesinin, bulduğu her çatlaktan
içeri girerek konsensüsü sorgulamasının önü alına-
madı, alınamazdı da. Gelir dağılımı sürekli bozuldu,
şirket müdürleriyle işçiler arasındaki ücret farkı
1990'da 85 kattan 1999'da 475 kata çıktı. Serbest
piyasa uluslararası bir belaya dönüşmeye başladı.
Doğal felaketler hızla artarken serbest piyasanın bi-
yosferi tehdit etmesi, şirketlerin denetime diren-
mesi, giderek daha çok göze batıyordu. Nihayet Se-
attle da "Gerçek" "Kapitalizm öldürür" sloganla-
nyla sokaklara döküldü. Arkasından "yeni ekono-
mi"nin borsada yarattığı balon delindi. Seçmen,
kendısini yönetmeye aday olanlara güvenini hepten
yitırdi. En yaşamsal konulann seçimlerde asla gün-
deme gelmediğini herkes apaçık gördü. Konsensü-
sün kurumlanyla temsilcileri çınlçıplak ortada kaldı-
lar. Böylece, belirsizlik oylan ortadan böldü, seçim
sistemin daha önce kilitlenmeleri engellemek üze-
re kurgulanan bir özelliği, "electoral college" ise
kilitlenmenin kaynağı haline geldi.
'Diyarbakırda terör azaldı'
DİYARBAKIR
(Cumhuriyet Bürosu) -
Olağanüstü Hal Bölge
Valisi Gökhan Aydıner.
bölgede terör olaylann-
da geçen yıla oranla
yüzde 80'lik bir düşüş
yaşandığını söyledi. Ay-
dıner. bölgeye yapılan
yatınmların tasarruf
kapsamına alınmadığı-
na dikkat çekerek bu yıl
içerisinde 11 kentteki 4
bin 410 projeye 407.4
trilyon liralık kaynak
aktanldığını bildirdi.
Göreve gelişinin 1. yı-
lı nedeniyle Güneydoğu
Gazeteciler Cemiye-
ti 'nde bir basm toplantı-
sı düzenleyen OHAL
Bölge Valisi Gökhan
Aydmer, OHAL kapsa-
mına giren 11 kentteki
yatınmlar ve terör olay-
lanna ilişkin değerlen-
dirmelerde bulundu.
İçinde bulunduğum.uz
yılın ilk 10 aymda 11
kentte 206 terör olayı
meydana geldiğiai be-
lirten Aydmer, bu olay-
larda 351 teröristin öl-
dürüldüğünü, 221'inin
de yakalandığmı bildir-
di.