Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 EKİM 2000 SALI CUMHURİYET SAYFA
kultur@cumhuriyet.com.tr 15
Liv Ullmann, 'İnançsızlar' ile İngmar Bergman'ın kanatlannın altından çıktığını söylüyor
4
Oraınla çahşmak bir ayrıcabk'
GÜRHANUÇKAN
STOCKHOLM - Yeni bir Ullmann-Bergman
çalışması ürün verdi: "Inançsızlar". ingmar
Bergman'ın kendi yaşantısından yola çıkarak
yazdığı senaryoyu sinema oyuncusu ve yönetmen
LjvUDmann beyazperdeye aktardı. Fılmın baş-
rollennı Lena Endre, Thomas Hanzon, Krister
Henriksson ve Bergman'ı canlandıran Eriand
Josephsson paylaşıyor. Isveçli tıyatro oyuncusu
Endre ıçın Bergman, "Bu rolü kabul etmeseydi
senaryoyu vazmazmm" demişti.
"İnançsızlar'', 1991'de ılk filmi "Sophie"yi
çeken Ullmann'ın 4. filmi. Bu iki film arasına
"KristinLavransdotter"(1995) ile "OzelKonuş-
malar"ı (1998) sokmuştu. Liv Ullmann, ılk kez
"Fersona" (1996) ile ingmar Bergman'ın fil-
minde yer almıştı. Daha sonra Bergman'ın çe-
şitli kadın portreleri çizmesiyle ün kazandı. Bu
filmlerden bazılan şunlar: "Fısıltılar ve Çıghk-
lar" (1972), "Bir Evtilikten Sahneter" (1974),
"Yüz Yüze" (1976), " Yüan Yumurtası" (1977)
ve "SonbaharSonaü" (1978). Isveçli yönetmen
Jan TroeH'in iki filminde de yer aldı ve Broad-
vvay'de 1975'te sahneye konulan tbsen piyesi
"Oyun Evi"nde de başrolü oynadı. Kendi yaşa-
mıyla ilgili iki kitap da yazmış olan Liv Ull-
mann'ın Bergman'dan olan ve halen Oslo'da ya-
şayan Linn (Ullmann) adlı bir kızı var. Linn Ul-
mann halen Norveç 'in en ünlü yazarlan ve ede-
biyat eleştirmenleri arasında. Liv Ullmann Ame-
rikalı Donald Saunders'le 1985'ten beri evli.
ingmar Bergman'la bir ömür süren özel dost-
hik ve sanat ortaklığı konusunda Liv Ullmann şöy-
le konuşuyor:
- tkinci kitabımda benimle söyleşi yapan bir
gazeteciden söz ediyorum. Adam bana sürekli ola-
rak Bergman'la ilgili sorular soruyordu. Oysa ben,
benimle ilgili sorular sormasını ıstiyordum. Evet,
şımdı de bir kez daha Bergman'ın senaryosunu
film yapınca, haliyle yine herkes benden onu
anlatmamı isteyecek. Oysa ben artık onun kanat-
lannın altından çıktığırnı sanıyorum, yani her-
halde çıktım. Birlikte çahşmamız eskiden daha
R
güçtü, çünkü ben o zaman daha duyarlıydım.
Şimdi ise onunla çalışmayı büyük bir ayncalık
olarak kabul ediyorum. Çünkü o eşsiz bir mes-
lek adamı. Onunla önce oyuncusu, sonra senar-
yosunun yönetmeni olarak birlikte çahştım. Ama
sanınm onun için de benimle çahşmak bir ayn-
calık. Ama, örneğin "Özel Konuşmalar" filmin-
den sonra olduğu gibi, New YorkTimes'ta filmı
göklere çıkaran bir yazı yer aldı. Ama her yerin-
de "Bergman"dan geçilmiyordu. Ben bir vırgül
kadar yoktum. Öne kendi İcendime, "Yahu ben
neredeyim" diye sordum. Ama bu şaşkınhğım yal-
>ergman her
zamanki gibi her
şeye kanştı, görüş
belirtti, karşı çıktı
ama bir yandan da
benim başıma
buyruk yaptığım
değişiklikleri takdir
etti. Bir gün kızımıza
telefon edip benden
yakınmış: 'Aklını
oynatmış bu kadın!
Sözümü dinlemiyor'
demiş. O eşsiz bir
meslek adamı.
Onunla oyuncusu
sonra senaryosunun
yönetmeni olarak
çahştım. Benimle
çahşmak onun için
de bir ayncalık.
ruzca 5 dakika sürdü. Onunla olmak, bütün bun-
lann üzerinde, büyük bir şey çünkü.
"lnançszlar" füminde kendinden neler katmış?
Yanıtı şöyle:
- Ben çocuklara senaryoda olduğundan daha
fazla yer verdim. Filmdeki yazar (Bergman) ti-
pini de biraz değiştirdim. Yahuzca dinleyen bi-
ri değıl, karar verip harekete geçen biri olarak ya-
rattım o tıpi. Konudaki tutku kadar, onun kendi-
sini başkalannın ağzından dinlemesi de önemli.
Liv Ullmann, Bergman'ın yazdıklannın bir
kadın tarafindan gözden geçirilmesinin yararlı ol-
duğu düşüncesinde.
- Bergman her zamanki gibi her şeye kanştı,
görüş belirtti, karşı çıktı ama, bir yandan da be-
nim başıma buyruk yaptığım değişiklikleri tak-
dir etti. Bir gün kızımıza telefon edip benden ya-
kınmış: "Akhnı oynatmış bu kadın!" demiş, "sö-
zünıü dinlemiyor!'" Bu fılmın bir sahnesini çı-
karmam için benden ricada bulundu. Sonra da
telefon etti ve "Yok, çıkarma, yanhş ohır" dedi.
Söz konusu sahne, Erland Josephsson'un, Berg-
man'ın sevgili adası Farö'de sahilde yürürkenki
görünüşü. Bu sahne için Bergman, "Sanki inti-
har edecekmişim gibi görûnüyorum" demiş. Oy-
sa Liv Ullmann o sahnenın uzaklara kaçış özle-
mini canlandırdığı görüşünde.
'İzJeyicilerin Lena Endre'nin
ayaklanna kapanmalan gerekirdi!'
Liv Ullmann, "lnançsızlar''ın önceden yapı-
lan tahminlerin aksine Cannes'dan ödülsüz dön-
mesine içerlemiş. Hiç değilse, başroldeki Lena
Endre'nin en iyi kadın oyuncu ödülünü almış
olması gerektiği görüşünde. Bir basın toplantı-
sında bunu şöyle dıle getirdi:
- Filmi izleyenlerin, Lena'nın ayaklanna ka-
panmalan gerekirdi! Onun en iyi kadın oyuncu
ödülüne layık görülmemesi büyük haksızhk! öy-
lesine güzel, başanlı ve yürekli bir oyuncu ki...
Pencerede oturup kişinin boşandıktan sonra ço-
cuklanyla ilgili neler yapması gerektiğini anla-
tırken hepimızi büyüledi. O sahnenin çekimin-
den sonra stüdyoda herkes ağladı. Meryl Streep
de olsa ağlardı. Üstelik Lena aynı sahneyi bir kez
daha yaptı. Filmde o çekimi kullandık. O sahne-
de, yaşama sanatı, ihanet ve hüzün var. Günü-
müzde beyazperdede bu tür içten sahnelere pek
rastlanmıyor. Belki de bu nedenle Cannes'da
ödül alamadı. Günümüzde hep genç, güzel ve ya-
kışıklı oyunculann üzerine odaklanan ve çarpı-
cı hareketlerle dolu filmler göklere çıkanlıyor.
Onlar için, "Çokıyifam" diyorlar.
4
"lnanescdar''ı
izleyenler ise bana yaklaşıp "Çok etkâcndim,
tüyierim diken diken oldu" dediler. Bence bu en
büyük ödül...
Konçalovski, Tolstoy'un 'Savaş ve Banş'ını operaya uyarladı
'Ketutimimüziğin hizmetineadadun'
Küftfir Servisi - Andrei Konçalovski,
Tolstoy'un ünlü başyapıtı 'Savaşve Banş'ı
Prokofiev'in müzikleriyle sahneye koyu-
yor. tlk kez geçen yıl mart ayında St. Pe-
tersburg'da, daha sonra da Londra'da sah-
neledığı 'Savaş ve Banş'ı şimdı de Mila-
no'nun ünlü Scala operasında izleyici kar-
şısına çıkarmaya hazırlanıyor.
Ünlü Rus yönetmen Nikita Mikhal-
kov'un kardeşi Konçalovski, aslında daha
çok Hollyvvood'da çevirdiği 'Ma-
ria'nın Aşkları' veya 'Tango ve
Cash' filmleriyle tanınıyor. Daha
sonra Moskova'da ' GöstericT ve
'Asya veAhmVumurtiayan Tavuk'
gibi yapımlara imza atan yönet-
men, şimdi, başka bir tutkusu olan
müziğin peşıne düştü. Muti ve
Strehler gibi usta şeflenn arasında
saydığı Valery Gergiev'le birlikte
'Savaş ve Banş'ı operaya uyarla-
yan Konçalovski "Ashnda bir an-
da devrim yapıp opera yönetmen-
Bğinegeçtiğimdüsûnülmesin.Sade-
ce,sinemada yönetmenlerin her şe-
ye karar verme ve birtaknn dayat-
malar yapma gibi despot davranış
biçimkrinden srynlmak için ortak-
laşa yapdan opera üzerine yoğun-
laşmaya karar verdim" dıyor.
'Kendine güvenmek şart'
"Prokofie\ 'in 'Savaş ve Banş'mı
sahneye koymak için bir yönetroe-
ninkendinegerçektengüvenmesige-
rekü-" diyen yönetmen ekliyor:
"Ben bu projede sinemacı gözleri-
mikuDanmadnn. \ akn Gergiev'le
uyum içinde kendimi tamamen mü-
ziğin hizmetine adadım."
Konçalovski, Tolstoy'un baş-
yapıtından operaya uyarlanan bu
eserin, az sahnelenmesinin ardın-
da 60 kişilık şarkıcı ve dev koro-
su, dekorlan ve kostümleriyle, ne-
redeyse v
Aida' kadar masraflı bir
yapım olmasının da etkisi olduğunu yad-
sımıyor. Fakat, aynı zamanda Tolstoy gi-
bi birustanın romanını, Prokofiev gibi mü-
zik ustasının bestelenyle sahnelemenin
çok zor bir ış olduğunun da unutulmama-
sı gerektiğini belirtiyor. "Çünkû onla-
nn dûşüncekrine, yapmaya çabşüklan-
na yaraşır bir iş ortaya çıkarmak gerelrî-
yor. Amayinede bir romanıoperaya uyar-
lamanın fümini çekmekten çok daha ko-
.onçalovski bu projede sinemacı
gözlerini kullanmadığını. Valery Gergiev'le
uyum içinde kendini tamamen müziğin
hizmetine adadığını belirtiyor. Yeni filmi
'Marco Polo'nun hazırlıklan içinde olan
Konçalovski, başrolde Leonardo Di
Caprio'yu oynatmayı düşünüyor.
lay olduğunu gördüm."
Gergiev'le birlikte operanın süresini üç
saat 20 dakıkaya indıren Konçalovski,
1800'lü yıllan yansıtacak kostüm ve sah-
ne düzeni yaratmaya özen göstermiş:
tt
Bu
operanın librettosu bir film senaryosu gi-
bi yazıldL Her şeyçok hızla ileıiediği ve ay-
nı anda pek çok mekânda olaylar geçtiği
için Bbrettoda bir akıcıhk yakalamak ger-
çekten güç oldu. Bu yüzden izteyicnün gö-
zü önûnde hızh bir bicimde değişen
sahneler planladun. Savaş sahnele-
rinde, süah ve bol savaşçı fîgüranlar-
la ölümü hissettiren görûntfller kul-
landım. Ashnda ben sahneye at da çı-
karmak istiyordum ama ne yank ki
neLondra'da ne de St Petersburg'da
buna imkân oulabOdim. Belki 2002'de
Nen York'ta Metropoütan'da sahne-
kyeceğhn zaman bu rûyamı gerçek-
leştirebOirim."
'DaDasvari bir soap-opera'
Bir bakıma günümüz Rusya'sını an-
dıran ve ona göndermeler yapan sah-
neleriyle dikkat çeken 'Savaş veBa-
nş'ta Konçalovski, izleyicıye abar-
nh ve yapay biryapım sunmaktan ka-
çınmaya çalışmış."Onlan operanın
içine katmak, duygulannı istedikle-
ri gibi dışavurmalannı sağJamak ve
acak birinşkikurmakistedim. Ope-
ra, ashnda romanın sönük bir yansı-
ması, ama müzUde o kadar canlanı-
yor ve güçleniyor kL. Izleyicünn de
bu heyecamiçinde hissetmesigerek."
Bazı bölümlerde, neredeyse Dal-
lasvari bir soap-opera izlenimi ver-
diğini itirafeden Konçalovski 'ye gö-
re operada altyazı ohnasuım önemi
çok büyük."Bazı izleyici sadece sesi
dinkmekten hoşlanır, ama hemen
herkes mmiaka sahnede ne anlaül-
dığınıbamekistEr. Scala daah>uzı>ok,
ama herkeseübrettonun tümünü da-
ğrtacağE."
Üçüncü 'İstanbul Gidiş-Dönüş Sergisi'
Kühür Servisi - Borusan Sanat Gale-
risi, Türkiye dışında yaşayan sanatçıla-
nmızın yapıtlannın, etkinliklerinin ve
düşüncelerinin tanıtılması amacına yö-
neük olarak iki yıldır Beral Madra'nm
küratörlüğünde 'tstanbul Gidiş-Dönüş'
sergileri düzenliyor.
6 Ekim-25 Kasım tarihleri arasmda
gerçekleşecek yeni sezonun ilk sergisi
bu dizinin üçüncüsü olacak.
Bu yıl düzenlenecek olan sergiye, San
Francisco ve İstanbul'da yaşayan Canan
Tolon, New York ve istanbul'da yaşayan
tpek Duben, Londra'da yaşayan Za-
fer/Barbara Baran davet edıldıler. Sa-
natçılar sergiyi, Borusan Sanat Galeri-
si için özel işler yürüterek gerçekleştiri-
yorlar.
1983'te Berkeley Üniversitesi Mimar-
lık Bölümü'nü bitiren Canan Tolon,
1992'de Uluslararası istanbul Bıenalı'ne
katıldı. 1991 -97 arasında istanbul ve An-
kara Galeri Nev'de, 9O'lı yıllarda Kali-
• Beral Madra'nm
küratörlüğünde düzenlenen
'îstanbul Gidiş-Dönüş Sergisi',
yurtdışında yaşayan
sanatçılanmız Canan Tolon,
Ipek Duben ve Zafer/Barbara
Baran'ın yapıtlannı tanıtmayı
amaçlıyor.
forniya ve San Francisco'da çok sayıda
kişisel sergi açtı. Sanatçı, resimlerinde ve
yerleştirmelerinde organik maddeler (top-
rak, çim, yağ, balmumu) ve sanayi mal-
zemeleri (cam, çelik, tuval bezi) kulla-
nıyor.
Ipek Duben, New York-tstanbul ara-
sında sık gidiş gelişler yapan, yahıız re-
simleri ve yerleştirmeleriyle değil, kuram-
sal çalışmalan, yazarhğı ve eğitimciligi
ile de tanınan bir sanatçı. Duben, Atlan-
ta'da felsefe ve sanat eğitimi aldıktan
sonra Chicago Üniversitesi'nde siyaset
bilimi okudu. Duben'in sanat üretimin-
de ağırlıklı olarak, kadnı kimliği irdele-
melerine dayanan dışavurumcu resim-
ler, desenler ve fotoğrafkullanılarak ger-
çekleştirikniş düzenlemeler yer alıyor.
DGSA'da grafik tasanmı, Goldsmith
College'da fotoğraf ve görsel iletişim
eğitimi alan Zafer Baran 1978'den beri
Londra'da yaşıyor. 1981 'de grafik tasa-
nmı eğitimi görmüş olan Barbara Baran
ile hayatını birleştirdikten sonra, iki sa-
natçının üretimleri arasında English Na-
tional Opera için hazırladıklan posterler
ve 1999'da Ingiltere Posta Idaresi'nin
teknoloji, sanat ve keşifleri konu alan
pul dizisi için yaptıklan 'Fos Talbot' di-
zisi yer alıyor.
istanbul Gidiş-Dönüş Sergileri'ne da-
ha önce Metek Mazıcı, Fatih Aydogdu,
Şükran MoraL Ergin Çavuşoğtu, Cem
Aydoğan, Azade Köker, Osman-Şükran
Aziz, Ahmet Oran gıbı sanatçılar davet
edildi. Londra'da yaşayan Zafer ve Barbara Baran'ın işleri de sergide yer anyor.
Kezban Arca Batıbeki'nin yeni
sergisi bugün açılıyor
• Kültür
Servisi - Kezban
Arca Bâtıbeki
1998'de açtığı
'Angel Heart'
adlı sergisinden
sonra bugün
yine adını bir
fılmden alan
'Oyun-Game'
adlı sergisini
P.G.Art
Galeri'de açıyor.
Pek çok şeyin
gerçek ya da
kavramsal
anlamıyla yer aldığı sergi 4 Kasım'a dek devam
edecek. Resimlerinde bu kez, önceki
sergilerinden farklı olarak renk boyutlan ve
figürlerde farklıhklar ortaya çıkıyor. Batıbeki'nin
büyük kadm fıgürlen yerim Osmanlı
minyatürlerinin fıgürlerine, Karagöz
tiplemelerine, masa oyunlanna, modern
puzzle'lara bırakıyor. Bu sergide kendi oyununun
kurallannı bozduğunu söyleyen sanatçı, açılış
partisini de müzigiyle, jonglörleri, sıhırbazı ve '
pandomimcisiyle bir şenlik yerine '
dönüştüreceğmi belirtiyor. ı
San Sebastian Hlm Festivali'nin
ödültepi açıklandı
• SAN SEBASTtAN(AFP) - Ispanya'da
düzenlenen Uluslararası San Sebastian Film ;
Festivalı ödüllen açıklandı. Festivalde, Meksika
filmi 'La Perdicıon de los Hombres', en iyi fîlme
verilen 'Altın Deniz Kabuğu' ödülünü kazandı.
Arturo Ripstein'in yönettiği film, senaristi Paz
Alicia Garciadeigo'ya da 'en iyi senaryo ödülü' •
kazandırdı. Ingiliz yönetmen Stephen Frears'in ı
başkanlığındaki festival jürisi, genç Iranlı
yönetmen Reza Parsa'ya ise'Fırtına Öncesi' adlı
filmiyle en iyi yönetmen ödülünü verdi. En iyi
erkek oyuncu ödülü 'Tinto Roja' fılmindeki
rolüyle Perulu Gianfranco Brero'ya, en iyi kadm
oyuncu ödülü de 'La Comunidad' filmiyle
Ispanyol oyuncu Carmen Maura'ya verildi.
Antik Palas'ta Sevres
porselenleri
• Kültür Servisi -15. Louis
döneminde güzelliği ile bütün
dünyada ünlenen Sevres
porselenleri Antik Palas'ta
sergileniyor. 15. Louis'ninen
sevdiği gözdesi Madam
Pompadour'un zevkine göre
üretilen ve kendi adı ile anılan özel
renklerin yaratılması ile Sevres
porselenlerine yeni moda getirilmiştir.
Porselenler, 15. Louis'nin sevgılisi
Mme du Barry'nin yatak odasını
süslerken, gözdesi Pompador'a
aşkını simgeleyen bir heykel. zamanın ünlü
kadınlannm resımlendiği bir madalyon ve
Napoleon-Josephıne çiftmın asklannı resimleyen
bir vazo olarak da karşımıza çıkıyor.
Türkiye 2000 Sanat
Festivali'nde bir rekor kınldı
• MTODLETOVVN-OHIO (AA) - ABD'de Ohio
eyaleti Mıddletosvn kentmde yapılan Türkiye
2000 Sanat Festivali'nde resim sanatçısı Yücel
Dönmez, sergilediği yapıtlannın yanı sna
Middletovvn Central Academy ilköğretim
okulunda 98 çocuk ile birlikte yaptığı sanat
çalışmasmda bir rekora imza attı. Kendi
geliştirdiği resim tekniklerinden birini kullanan
Dönmez, öğrencileri yönlendirerek bir saatten
daha az sürede, 45 metrekarelik tek parça bir
resmin bitirilmesıni sağladı. Central Academy
ilköğretim okulu sanat yöneticisi Elisabeth Liby,
resim ile ilgili olarak Guinness rekorlar kitabına
başvuracaklanm, resmin şimdiye dek ilköğretim
öğrencileri tarafindan en kısa zamanda bitinlen
en büyük resım olduğunu açıkladı.
nculan Oda
igi Yarışması'
• Kültür Servisi - Çorum'da klasik Batı müziğini
Anadolu'da yaygınlaştınp sevdirmek,
klasik müzik alanında faaliyet gösteren veya
eğıtimine devam eden genç yorumculan
özendirmek amacıyla 5-8 Ekim tarihleri
arasında 'Genç Yorumcular Oda Müziği
Yanşması' düzenJenecek. Yanşmaya, klasik
müzik alanında faaliyet gösteren veya eğitimine
devam eden genç müzisyenlerden oluşan 9 grup
katılacak. Yanşmanınjürisinde, şef Gürer Aykal,
Michelle Margand, Suna Kan, Ayla Erduran,
Ayşegül Sanca ve Erden Bilgen yer alacak.
Etkinlik, 8 Ekim'de Çorum Kültür Sitesi
önünde saat 11.00'de verilecek açık hava
konserinin ardından Devlet Tiyatrosu'nda saat
15.30'da düzenlenecek kapamş konseriyle
sona erecek.
Sotheby's'de Akdeniz ve
Ortadojju esintileri
• LONDRA (AA) - Ünlü müzayede
organizasyonu SothebyVin 12-13 Ekim'de
Londra'da düzenleyeceği 'Akdeniz ve Ortadoğu
eserleri' açık arttırmasında Osmanlı-Islam
eserleri yine ön plana çıkacak. istanbul, Kıbns ve
Osmanlı tmparatorluğu'nun 1600'lü yıllarda
yapıknış hantalannın 300 ile 600 sterlin arasmda
açış fiyatlanyla satılacağı müzayedede,
Kâtip Çelebi'nin 'Cihannüma' adh
coğrâfi eserinde yayımlanan 20 haritalık
seri de 800 sterlin açış fiyatıyla alıcınm
önüne çıkacak. 18. yüzyıl sonu ve 19. yüzyıl
başlannda yapıknış Boğaz manzaralan da
3 bin ile 18 bin arasında değişen açış
fiyatlanyla müzayedeye giriyor. Bu tablolar
arasmda bulunan, Topkapı Sarayı'run törenlenn
yapıldığı Kubbealtı bölümünü temsil eden,
Fransız ressam Louis François Cassas imzalı
suluboya resmin, bekJenenden çok daha yüksek
fiyata alıcı bulacağı tahmin edilıyor.
Müzayede, ünlü Türk ressam Fikret
Mualla'mn 6 adet yağlı boya ve suluboya eserini
de içeriyor.