18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
-3EKİM2000SALI CUMHURİYET SAYFA JtiJvOIM OJVUL / ekonomi(g cumhuriyet.com.tr 13 İSDBVIİR'e destek üpürrterezam • İSKENDERUN(AA)- Iskenderun Ticaret ve Sanayi Odası (ÎTSO) Başkanı Halil Şahin, Iskenderun Demirçelik Fabrikası'nın (ISDEMİR) enerji tasarrufu gerekçesiyle geçici olarak kapatılmasının bölgedeki diğer sanayi tesislerini de olumsuz etkileyeceğini belirterek, üretim için katkıya hazır olduklannı bildirdi. Öte yandan ISDEMİRürünlerine yüzde 1.5 ile 3 oranmda zam yapıldı. ÇfeKUR efde kaldı • KAYSERİ(AA)- Çinko Kurşun Metal Sanayi (ÇtNKUR) AŞ'nin, alacaklı Türk- lsveç şirketi Glencore'un isteği üzerine, bağlı olduğu Incesu lcra lflas Müdürlüğü'nde gerçekleştırilen ikinci satışmda da alıcı çıkmadı. ÇlNKUR'a ikinci sahşta da alıcı çıkmayınca, satıştan düşürüldü. Özelleştirme tdaresi tarafından Iraniı işadamlanna satılan ÇtNKUR'da ödenmeyen borçlar ve elektriğinin de kesilmesi nedeniyle 1999'da üretim durmuş, 379 işçi işsiz kalmıştı. Ulusfararasi Tlcanet Fuan • ANKARA (AA)- Türkiye, ihracatta "hedef pazar" olarak belirlediği Güney Afrika Cumhuriyeti'nde düzenlenen "Uluslararası Ticaret Fuan 2000"de fuann "misafir ülkesi" olarak yer alacak. Dış • Ticaret Müsteşan Kürşad Tüzmen, "Afhka'nın en önemli fuarlanndan biri" olarak nitelendınlen bu fuann açılışım yapmak ve bazı temaslarda bulunmak üzere, "onur konuğu" olarak Güney Afrika'ya gitti. IW heyeti yine gefiyor ^ ^ • ANKARA (AA)- Uluslararası Para Fonu (IMF) Türkiye Masası , Şefi Carlo Cottarelli başkanlığındaki heyet TBMM'ye sunulan bütçe rakamlannı ve öngörüleri , görmek amacıyla bu ayın , ikinci yansında ", Türkiye'ye geliyor. Edinilen bilgiye göre, 2001 Mali Yıh Bütçesi .- tasanmn 17 Ekim'e kadar TBMM'ye sunulmasının ardından, Cottarelli muhtemelen 20 Ekim'den sonra Ankara'ya gelecek. Tetlas iscisi • ANKARA (ANKA)- Denizcilikten Sorumlu Devlet Bakanı Ramazan Mirzaoğlu, Petlas'uı özelleştirilmesi sonucu işten çıkanlarak mağdur edilen 498 kamu işçisinin çeşitli kamu kuruluşlanna yerleştirildiğini söyledi. OYPA üci yaşında I Ekonomi Servisi - Türkiye'de perakendeciliğin gelişimüıi başlatmış olan OYPA Mağazalan, kuruluşunun ikinci yüını kutladı. "Mutlu Ahşveriş" ilkesiyle hizmet veren OYPA Türkiye'deki 25 mağazasmda birçok reyonda servis sunuyor. OYPA müşterileri "OYPA Gülen Karf'la gıda ve temizlik ürünleri ödemelerini faizsiz dört taksitle yapabiliyor. Azime Erçel toprağa verildl • ANKARA (AA)- Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel'üı önceki gün îstanbul'da vefat eden annesi Azime Erçel'in cenazesi dün toprağa verildi. Öğle namazının ardından Azime Erçel için cenaze namazı kılındı. Devlet Bakanı Recep Önal, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanı Zekeriya Temizel ile DTP Genel Başkan Vekili Ismet Sezgin cenaze töreninde Cazi Erçel'i yalnız bırakmadı. Dünya Bankası'na göre Türkiye, yoksullan ekonomiye sokma çabasma girmeli 20 yılda4 çarpık' büyümeEkoDomi Servisi -Dünya Ban- kası, Türkiye'nin son 20 yılda kaydettiği ilerleme performan- sını "çarpık" ve "dengesk" ola- rak nitelendirerek sağlanan başa- nlara karşrn çok önemli eksiklik- lerinin sürdüğünü bildirdi. Dünya Bankası tarafından ha- zırlanan "Türkiye: Ekonomik Reformlar, Yaşam Standardı ve Toplumsal Refah* raporunda son 20 yılda Türkiye'nin sosyal gös- tergelerinde önemli bir iyileşme olduğuna işaret ediidi. Raporda şu görüşlere yer verildi: " Yetişkinlerin hâlâ yüzde 20'si okuryazar değüdir. Bu alanlarda okuryazarfakoranlan ortalama- nın sadece üçte ikisidir. Yaşam beklentisi ise daha zengin kesi- me kıyasla 10 yıl daha düşüktür. Ancakflerlemeyekarşm, ûlke hâ- lâ yoksul ve ekonomikbakundan zayıfnüüısunun büyük çoğunlu- ğunu ekonominin genel akışı içi- ne sokma noktasında zorlu bir görevie karşı karşıyadır. Yoksui- hığun veekonomikzayıflığın azal- Chhibber'dan yeni kredi vaadi Dünya Bankası Türkiye Temsücisi Ajay Chhibber, "Türkryedoğnıyok]a,ek0nonıisige- j dy 5 di. Chhibber, değişik alanlardaki projeler için yaklaşık 1 milyar 250 milyon dolarlık kredi ve- rilmesi hazıriığı içinde olduklannı bildirdi. Dünya Bankası ve Hazine Müsteşarhğı ta- rafindan ortaklaşa düzenlenen, "Türkiye'de EkonomikReform, Yaşam Standartlan veSos- yal GûvenfikÇabşmalan" adlı seminerde ko- nuşan Chhibber, Dünya Bankası'nm Türki- ye'ye mali yardımda bulunmak istediğine işa- ret etti. Chhibber, geçen 10 yıl göz önüne alın- dığında, Türkiye'nin önünde "makro ekono- mik göstergeJerin yüksehiknesi, üren'min art- nnlması ve ekonomik firsatlar arasındaki eşh- gyKgm kaidınlmasıilesosvalkonulann" yeral- dığını söyledi. Chhibber, sosyal projeler için 250 milyon dolar, sosyal yardun projesi için 100 milyon dolar, temel eğirim projesi için 300 milyon do- lar, tanm reformunun yerine getirilmesi pro- jesi için 600 milyon dolarlık kredi hazıriığı içinde olduklannı kaydeftı. tılmasında sağlanan ilerleme, önemliofanakla beraberistikrar- sız obmuştur" Bütçeye yük oluşturduğu öne sürülen tanmsal sübvansiyonla- nn büyük çiftçinin lehine oldu- ğu belirtilen raporda, eğitim sis- teminin en yoksul kesimlere ula- şamadığı vurgulandı. Rapordayeralan Türkiye eko- nomisine ilişkin bazı saptama- lar şöyle: • Istihdam yaratma noktasın- da ciddi bir sorunla karşı karşı- yadır. • tsrihdam sorununun çözül- mesi daha hızlı milü gelir büyü- mesini gerekli kılmaktadır. • Üretkenlik artışı esastır. Tür- kiye'de sektörler içinde üretken- lik artışı çok düşük ohnuştur. • Tanm dışı emek talebi üze- rindeki kısıtlamalann kaidınl- ması da önemlidır. • Gelir dağılımındaki denge- sizlik büyük. Ülkenin farklı böl- geleri arasında da gelir uçurumu var. Eşitsizlik, Peru ve Rusya gi- bi yüksek derecede eşitsiz bazı ülkelerde gözlenen düzeylere ya- kındır. • Mutlak yoksulluk düşük, ekonomik zayıflık yaygındır. • Kamu harcamalan ekono- mik olarak zayıf kesimlere daha çok yöneltilmelidir. • Sosyal yardım programlan dağmık ve bağlantısızdîr. • Sistemin geniş kapsamnıa karşm sosyal güvenlik sistemi en zayıfhane halklanna ulaşamı- yor. Sosyal sigorta sistemi mali bakımdan sürdürülecek durum- dadır ve devlet bütçesinden kar- şılanması gereken büyük açık- lar vermektedir. • Tanmsal sübvansiyonlar sis- temi bütçe üzerinde önemli bir yüktür ve daha zengin bölgele- rin ve daha büyük çiftçilerin le- hinedir. • Eğitim sistemi kapsamlı ol- makla beraber, en yoksul kesim- ler için yeterince erişim sağla- mamaktadır. GAP üretiyor,firsatçılarçalıyor DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - GAP Projesi kapsammdaki Atatürk, Karakaya, Kralkızı ve Karkamış barajlanndaki hidroelektrik santrallannda toplam 167.4 milyar kilovatsaat elektrik enerjisi üretildiği bildirildi. Yaklaşık 10 milyar ABD Dolan tutannda olan bu üretimin, 41.8 milyon ton fuel oil ya da 32.3 milyar metreküplük doğalgaz ithalatına eşit olduğu ifade ediidi. Başbakanlık Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) Bölge Kalkınma tdaresi jRa^kanlıgj-'nın verilerine,,, göre, proje alanında bulunânve enterkonnekte sisteme girerek enerji üretimine başlanan "Karakaya, Atatürk. Kralkızı ve Karkamış" hidroelektrik santrallannda, son verilere göre tesislerin açılışından haziran ayı sonuna kadar toplam 167.4 milyar kilovatsaat elektrik enerjisi üretildi. Bu üretimin 99.9 milyar kilovatsaati Karakaya'dan, 67.2 milyar kilovatsaati de Atatürk Barajı'ndan elde ediidi. 1999 yıhrun sonunda üretime başlanan Kralkızı Barajı'ndan 0.1, Karkamış Barajı'ndan da 0.2 kilovatsaatlik elektrik üretimi sağlandı. GAP barajlanndan toplam 167.4 milyar kilovatsaat elektrik enerjisi üretilirken yalnızca Diyarbakır'da kaçak kuBanım yüzde 75.7 oldu. Su kuyularına bile kaçak elektrik döşediler DtYARBAKlR (Cumhuriyet Bürosu) - Türkiye Elektrik Dağıtımı Müessesesi (TEDAŞ) DiyarbakırMüdürü MehmetEmin Zekey, Diyarbakır'da kaçak elektrik kullanımının yüzde 75.7 ve zarannın 28 trilyon 500 milyar lira olduğunu bildirdi. Son 9 ay içinde 2 bin 640 kaçak kullanıcı tespit ertüderiru belirten Zekey, kırsal alanda kışm köylülerin hayvanlanna soğuk su içirmemek için su kuyulanna bile rezistans döşediklerine dikkat çekti. TEDAŞ Diyarbakır Müessese Müdürü Mehmet Emin Zekey, dünyada elektrik kaybı standardının yüzde 7 olduğunu, ancak Türkiye'de TEDAŞ kayıplannın yüzde 10 olarak kabul edildiğini söyledi. Zekey, Diyarbakır'da yapılan araştırmalar sonucu elektrik kaybı oranının 1998 yılında yüzde 75.7 olarak saptandığına dikkat çekerek şöyle konuştu: "Bununyüzde 10'uTEDAŞkayıpİan diye çıkanldıktan sonra geri kalan yüzde 65.Tsinin TEDAŞ'a parasal kaybı 13 trilyon 500 mflyar ohnuştur. 1999 yıh sonunda yine yapılan araşormadaelektrik kayrn yüzde 79.4 olarak beürtenmiştir. Bunun da yüzde 10'u TEDAŞ kaybı olarak düşüldükten sonra ortaya çıkan maddi kayıp 28 trilyon 500 miryardır. Bu durumu, en geride kalmış ülkelerde bile göremezsmiz." Kaçak elektrik kullanımının bölge halkının yoksuiluğuyla ilgili ohnadığını ifade eden Zekey, son iki buçuk aydan bu yana Diyarbakır'daki elektrik kaybının yüzde 65'lere düşürüldüğünü, yıl sonuna kadar da yüzde 50'lerin altına düşürmeyi hedefledik- lerini belirtti. Kentte "anormal" ölçülerde kaçak elektrik kullanıldığını anlatan Zekey, "Diyarbakır'daki elektrik ka\ bu fakir birkac vatandaşunızuı biriki lamba yakma mesetesi değiL Her türlü elektrikli aletier kıülanıkuğı gibi soğutmada ve ısrtmada da kullanılrvor" diye konuştu. Karakaya ve Atatürk barajlanndan elde edilen elektrik üretiminin 10 milyar ABD Dolan'na eşit olduğu belirtildi. Bu üretime 41.8 milyon ton fuel oil ya da 32.3 milyar metreküp doğalgaz ithalatırun alternatif kaynak olabileceği ifade ediidi. Türkiye'de 2000 yılının ilk 6 aylık döneminde üretilen toplam hidroelektrik üretimi ise 17.6 milyar kilovatsaat olarak gerçekleşti. Bu üretim içinde GAP barajlannın payı, 7.8 milyar kilovatsaatlik üretim ile yüzde 39.7 oldu. Aynı dönem içinde Türkiye'de termik ve hidroelektrik olmak üzere üretilen toplam 61.2 milyar kilovatsaatlik elektrik üretimi içinde GAP'm payı ise yüzde 11.4 olarak gerçekleşti. DEVLET BANKALARININ ÖZELLEŞTİRİLME SÜRECİ -2 : HALK BANKASI Kriz dönemlerinde bile KOBFlerin can simidi BANUSALMAN ANKARA - Türkiye'de 809 şubesiyle Ziraat Bankası'ndan sonra en yaygm örgütlenmeye sahip olan Halk Bankası, Türk ekonomisinde önemli yere sahip küçük ve orta ölçekli işletmele- re (KOBÎ) fınansal destek sağlar- ken yeni yannmlarm da önünüaçı- yor. Asya ve Rusya bunalımla- nnın ardmdan tüm özel banka- lar kredileri keserken Halk Ban- kası, mali bünyesini olumsuz et- kileme pahasına kredi vermeyi sürdurerek "üretim ekonomisi- nin" ayakta kalması için destek sağladı. Halk Bankası'nm özel- leştirilmesiyle kârlıhk esas ola- cağı için bu tür işlevleri yerine ge- tirecek banka kalmayacak. HalkBankasfnın 1999yüıra- poruna göre vergi sonrası bilan- ço kân 88.2 trilyon lira. Rapor- da, "Ancakbankamızmesaskâr- hlığı, desteklediğimiz yadnmlar, süraurülenistihdanı,üretimveib- racata yapılan katkıdır" denile- rek Halk Bankası'nm ticari kâr- lılıktan çok toplumsal kârlılığı esas alan kamu görevi ortaya ko- nuluyor. Akrif büyüklüğü 1999 yıluıda 7 katrilyon 147 trilyonli- ra olan Halk Bankası'nm senna- yesi 250 trilyon lira. Özel banka- İann kredi kullanımlannı kesti- ği 1999 yılında Halk Bankası, ekonomiye 204 trilyon lira fi- nansman sağladı. Sanaymin ürün kalite ve standardını geliştirme, çevreye zarar vermeden insan sağlığını koruyucu teknoloji ye- nileme, küçük sanayi siteleri ve organize sanayi bölgelerinin in- şası için geçen yıl 243 trilyon li- ra özel fon sağladı. Esnaf ve sa- natkârlann finansman gereksi- nimlerinin karşılanması ve ülke ekonomisine olan katkılannın arttınlması amacıyla kooperatif- lere kullandınlan kredi tutan da 327 trilyon liraya yükseldi. Halk Bankası, böylece 884 esnaf ve sa- natkârlar kredi kefalet koopera- tifi aracılığıyla 1 milyon esnafa finansal destek sağladı. "Senis Araa-Kamyonet Ye- nflemeKredisi,lhracat-TesisKre- disi, LPG Sistemine Dönüşüm Kredisi" de kullandıran Halk Bankası, geçen yıl ilk kez yürür- lüğe koyduğu "ISO 9000 Kalite Standartlan Belgesi Kredisi, Fu- ar ve Sergilere Kaolma Kredisi, KOBİ Yüksek Teknoloji Kredi- si'' aracılığıyla da 83.5 trilyon li- ra sanayi kredisi verdi. KOBl'le- rin yeni teknoloji içeren makine SO BAŞKANIZAFER ÇAĞLAYAN 'Böyle özeüeştirme olmaz' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Zafer Çaglayan, Türkiye'de KOBİ'lerin ve esnafm destek gör- düğü Halk Bankası'ndan başka bir banka bu- lunmadığma dikkat çekerken derke^3'e5'eböhîp,Ahrnet'eMehmet'e veriptabelabankalarhalindegeriabnma- smdan bahsediiiyorsa böyle özeBeştirme ohnazobun" dedı. Çaglayan, Halk Ban- kası'nm özelleştirilmesine yönelik bir kaygısını, "KOBt'Ierm, küçük sanayid- nin kullandıgı kredOere birİleri göz dik- mişler, birtakım gruplann da bunda tezgâhı var mıdır diye de düsünmeden edemiyorum" diye dile getirdi. Çaglayan, "banka özeueştinnesT kelımesi- nin son derece yanlış olduğunu, "bankalann toplumsallaşûnlmasr gerektığınden söz eder- ken tt KOBtwesnafindestekgördüpbaşfcahiç- bir banka yok.D4ğer bankalar, zatenketoüa- a oba kendi başma sürer. Ashnda bankalann bu amacla çahşjyor olmalan gerekryx)r. Bugün maalesef Türkiye'de holding bankalan olarak çakşryoriar.Içterinin nasıl boşamldığını görüyo- ruz" diye konuştu. Bankalann mutlak suretle yüzde 50'den fazlasının halka açık ounası gerektiğini, bunun, denetiminin çok daha şeffaf ouııa- sını sağlayacağını savunanÇaglayan, Halk Bankası'nın üretim kesimine desteğını sür- dürebilmesi için bir kısmının Türkiye Oda- lar ve Borsalar Birliği ile Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu'na, birkısmı- nm da halka arz ya da blok satışla satılabilece- ğini, bir kısmırun da Hazine'de kalabileceğini söyledi. "Sanayide üretim devam ediyorsa, bu Halk Bankası'nm kıt kaynaklarla yönetimin yürüttüğü faaliyetler sayesindedir" diyen Çag- layan, 1994 ve 1999 bunalımlannda da bunu gördüklerini vurguladı. abmlan, işletme sermayesi gerek- sinimleri, sanayi siteleri ve orga- nize sanayi bölgelerinin finans- manı için de 304 trilyon lira fon kredisi kullandıran Halk Banka- sı, proje bazmda kredi olanağı da sunuyor. Halk Bankası. bankacılık hiz- metlerinde hızla ılerleyen tekno- lojiye de uyum sağlama konu- sunda önemli adımlar atü. Ban- kanın otomasyon sisteminin alt- yapısı hazır duruma getirildi. Halk Bankası, girişimci bilgilen- dirme merkezleriyle de KOBÎ'le- re, kadın ve genç girişimcilere, esnaf-sanatkârlara her türlü ya- rınm ve proje için danışmanlık, bilgi desteği veriyor. Halk Bankası'nın 1999 yıh ra- poruna göre, banka geçen yıl 526.2 milyon dolar dışalıma, 560 milyon dolar da dışsatıma aracı- lık etti ve 2 miryardolarlık dış ti- caret hacmine ulaştı. Banka'nın yamızca sabit kıy- metlerinin değeri 83 trilyon lira olarak görülüyor. Halk Banka- sı'nm personel, kredi değerlen- dirme, maaş ve yönetim yapısı ko- nusunda verimliliğin arttınlma- sı için düzenlemeler yapılabile- ceğine dikkat çekihyor. Halk Ban- kası'nın, Rusya krizinde tüm özel bankalar kredileri keserken ma- li bünyesini zayıflatma pahasına "reel ekonomivi" desteklediği anlatılıyor. İŞÇİMNEVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Yazısı Arkadan CHP Kuruttayı haberlernı okumaktan bıkkınlık nok- tasına geldiğiniz bir aşamada, bitmiş bir kurultayın ar- dından yazı yazmak da neyın nesi? CHP'nin, il ilçe örgütlerinin, genel merkezin düzen- lediği söyleşi, panel, etkinliklere son yıllarda belki de en çok katılmış gazeteci olarak CHP kurultayı üzeri- ne yazı yazmamam bir kaçış, ayıp olabilirdi. Duygusal bir taraflılık içinde olmamaya çaba gös- tererek, çok fazla dolaşan, toplumsal etkinlikiere ka- tılan bir gazeteci olarak, hâlâ Türkiye'nin en örgütlü, en dinamik partisinin CHP olduğunu söyleyebilirim. CHP'lilerde örgüt bilincinin, Türkiye'de bilinen bütün sivil toplum örgütleri, sendikalann üstünde de oldu- ğunu savlayabilirim. Bir dönemin DİSK'İ ve TlP'i dı- şında, bugünkü sol örgütlenmelere de fark atar. Kök- lü bir örgütlülük ve sayısal büyüklüğü anlamında de- ğil sadece, bağlılık anlamında. Dikkatinizi çekmiş olabilir. CHP Kurultayı'nı anlatan bütün gazeteciler bu kurultayın içinin boş olmasıpa karşın, büyük bir dinamizmden örgüt ağırlığının his- sedilmesinden söz edemeden geçemediler. ',! Gelin görün ki CHP'den, CHP'lilikten ne anlaşıldt- ğına gelince işler sarpa sanyor... ! Partililiğı kulüpçuluk olarak algılayan. körü körüne bağlı sağcı partili ile solcu partili arasında elbette sçr- gulamadan kaynaklanan doğal bir aynşmanın CHP, soldaki bütün partilerde olması, eşyanın tabiatıha uyan sağlıklı birdurum. Ancak 12 Eylül sonrası CHP"F|e işler iyice sarpa sardı. Solda yerini bulamayan h^r fraksiyon, çizgiden solcunun gönlündeki çerçevfeyi CHP'ye taşımaya çaltşması en içtenlikli olanı. 12 Ey- lül sonrası dünya ölçeğinde ideolojilerin ve en başta da sosyal demokrasinin çizgisinin yamulması en be- lirleyicisi. Bir de ideolojilerin kaybolması yerine örı plana çıkan alt kimliklerin, ezilmışliğin, kımlik arayı^- iannın yansımaları var ki.. J Avrupa'da esen, sosyal demokratları iktıdara taşj- yan yeni sol rüzgân, en yozlaşmış biçimi ile CHP'ye yansıdı. Gelişmiş Avrupa ülkelerinde, küresel rüzgâr attında, tek ideoloji dayatmasında, yıpranmış sağ i(f- tidarlann yüzünü yenilemek üzere, sosyal demokrat adı altında merkez sağ kimliği ile sol partilerin iktidâ- ra gelmesı doğaldı. Gelir dağıhmının en çok yamuj- duğu ülkelenn başındagelen Türkiye'de, köklü ve de sol tabana dayalı bir partıde söylemini bile taşımak, kabul ettirmek çok zordu. ! Kişisel yargımı sorarsanız CHP'yi çökerten, %8'l^- re düşüren, görünen ve sayılan sayısız nedenler ara- sında en belirleyici olanı, ilk SODEP dönemi dışında, günümüze kadar partinın değişen lıder ve kadrolan- na bağlı olmaksaın, tüm yönetimlerinin parti çizgisi, programı, uygulaması denince, Batı'nın yeni solunun kötü kopyalan olma çabalarıydı. Bu merkez sağ prog- ramı, CHP'li tabana, hele de seçrnene anlatmaya da- hi cesaret edebilen çıkamadığı için de, CHP kelime- nin tarn anlamı ile bir kavram kargaşası içinde boğuj- du, kilitlendi kaldı. CHP'nin geleneksel Kemalıst, laikçi Cumhuriyet değerlerini, aydınlanmayı her şeyin üstünde tutan kimliği içinde, ekonomik programlara gelince "yatıp kalkıp Özal'a şükredelim" diyebilen, liberalizmin en kuralsız çizgisindekı ekonomistlerı uzman olarak sok- tuğunuzda, 2.Cumhuriyet çizgısinı baş tacı ettiğiniz- de, ideolojik saldırı nıtelığindeki özelleştırmelere, tah- kime bile "evet" dediğınızde, partı içinde her şey çor- baya döner. Gönlünde bütün yoksunluklan ileCHP'yi benimse- miş, kendi önceliklerine göre çözüm, umut bekieyen seçmen, partili, bu çorbanın içinde kendini özgürhiş- settiği ve de örgüt içinde yandaşlarını bulabildiği için hâlâ partilidir. Âma partinin koalisyon ortaklıklannda, pariamento çalışmalannda, sonradan parlamento dı- şına düştüğündeki etkinliklerinde kendini bulamaya- cak, tepkisini, Oymen'in deyimi ile "arkadaş grupla- nnda", açıkçası hiziplerde arayaçaktır. CHP'nin tek özelliği başka partilerde olan liderdik- tatoryasının, burada sökmemesidir. Ashnda aynı kül- türden geten siyasetçi, CHP içinde de aynı baskıcı eği- limler içindedir. CHP'nin kurultaylar, hizipler partisi damgasını yemesine neden olan gelışmeler de, diğer partilerdeki baskıcı eğilimler ile ıster taban, isterse ta- vanda partililerin kapıkulu olamamalanndan kaynak- lanan çatışmalardır. Elbette seçmenleri, üyeleri, delegeleri, siyasette öne çıkan kadrolan, ideolojiyi, sosyal demokrat kim- liği, değerleri doğru dürüst sorgulayabılseler, yükse- len değerler, parti içinde de çorba gıbi oimuş kavram kargaşasında önlerinı görebılseler bu dinamizm, bu demokratik yapılaşma çok sağlıklı bir sonucu doğu- racak. Ama özellikle ve de öncelikle lider ve önder kad- rolann çıkar, iktidar hırsı ile de, bukalemun gibi her renk- ten renge girmeleri, daha çok da hiç renk vermeme- leri, karmaşayı iyice arttınyor. Sonunda diğer partilerden farklı olarak çok başlı, ama niçin karşı karşıya oldukları pek de anlaşılamı- yan hizipler kavgasını, partiyi çökertmese de küçül- ten, umut olabiieceği bir aşamada toparlanmasını en- gelleyen bir konuma getiriyor. Son kurultayda bire bir olanlara gelince... Birkaç cüm- le ile, bktek CHP'de seçim kaybetmenin sorgulama- sı yapılabildiğinden istrfa etmek zorunda kalan, ama bunu içine sindiremeyen Baykal, köşesine çekilme- di. Kendini ve kadrosunu güvencede goremeyen Öy- men, çevresinın de telkini ile Baykal'ın guçlenmesini önlemek üzere seçimli kurultayı yeğledi. Delegelerin Baykal ağırlıklı olduğu gerçeği atlandı. Doğrusu söy- lemi ile parti tabanını en çok yansıtan Güneş'ti. Şu aşamada, CHP'deki ideolojik kavram karmaşasın<jla söylemin ne anlamı olurdu ki... Yine de CHP en çok kavga eden, en parçalanmiş, en hizipçi, ancak Türkiye'de örgüt dinamizmi en yük- sek siyasi parti, toplumsal örgütlenme olma niteliâi- ni korumakta... J u_ sukransonerfr' yahoo.com Rekabet Kurulu'na basvuracak Petrol-îş: TÜGSAlg peşkeş çekildi BURSA(AA)-TÜG- SAŞ Gemlik Gübre Sa- nayii A.Ş'nin Özelleş- tirme tdaresi Başkanh- ğı'nca(ÖİB) 96 milyon dolarafekfen Holding'e bağlı Toros Gübre ve Kimya Endüstri A.Ş'ye satılmasının ardmdan. fabrikada örgütlü Petrol- tş Sendikası Rekabet Ku- rulu'na başvuracağı bil- dirildi. Petrol-Iş Sendikası Bursa Şube Başkanı Nu- ri Han. hükümeti, IMF politikalan doğnıltusun- da sanayinin yanı sıra ta- nm kesiminde de yıkıma yol açacak politikalar üretmekle eleştirdi. Han, Türkiye'deki toplam güb- re üretiminin yüzfle 45'ini karşılayan Geıiı- lik'teki fabrikanın, özel- leştirme ışleminin ardın- dan tekel durumuna gfe- leceğini ılen sürdü. ! Gemiık Gübre Sanayii A.Ş'nin değerinin ç6k altında satıldığını, sade- ce menkul değerlerinin 40 milyon dolan. top- lam değerinin ise 140 milyon doları bulduğu- nu belirten Han. fabrika bünyesinde oluşturulan amonyak tesislerine ise 380 milyon dolar har- candığını kaydetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle