Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURfYET 3EKİM2000SALJ
14 iJ. U J \ kultur@cumhuriyet.com.tr
PORTAL DİKMEN GÜRÜN
'Yaraühş'ya da
4
Uyku Miizesmden'
• 'Genesis', insanı şaşırtan
ve tiyatronun zengin, çok
zengin dünyasının
kapılannı bir kez daha
sonuna kadar açan bir yapıt.
Zaman zaman iten, zaman
zaman şok eden, zaman
zaman da sıkan, ama her an
düşündüren bir yapıt.
Societas Raffaello Sanzio, özellikle
1997'den bu yana hemen her oyunuyla
dünya sahnelerinde fırtına gibi esen bir
topluluk. Gitmediğı ülke, kanlmadığı fes-
rival yok gibi. Ama, onca esintiye kar-
şın, topluluk Roma'da Argentina ve Mi-
lano'da Giorgio Strehler gibi prestijli
tiyatrolara ancak geçen günlerde gir-
miş. Yeni Zelanda'dan Hollanda Festi-
vali'ne, BaenosAires'ten Avjgnon'a ka-
dar uzandıktan sonra... Sırada Paris Son-
bahar Festivali ve Moskova Tiyatro
Olimpiyatlan var. Uluslararası Istanbul
Tiyatro Festivali, topluluğun öncelikle
katılmak ıstedıği bir etkinlik. Bakalım
zaman ve koşullar ve ortam ne göste-
'Genesis' adh oyunda N'Diaga Diop, SUvano Voltolina, Flavio Urbinati başanlı bir oyunculuk sergilhor.
Gerek 1997'de perde açan "Gnifio
Cesare" gerekse geçen yılın ilk günle-
rinde başlamasıyla birlikte çeşitli tartış-
malara da yol açanu
Genesis" ve 2000'de
perde açan "D Combattimento", yazar
ve yönetmen Romeo Castellucci'nin
zengin iç dünyasının bilimsel bakışı,
araştırmacı yönüyle buluşması sonucu
ortaya çıkmış olan dişlı yapıtlar. Bütûn
bunlann temelinde yatan çok önemli
bir unsur da sanatçının felsefe, tarih,
plastik sanatlar ve tabii ki tiyatro ile
olan derin ve güçlü bağlan.
Genç, konuşkan ama aynı zamanda
salrin, son derecede zeki, bilgili ve de
altı (6) çocuk babası bir sanatçı Romeo
Castettucd. Eşi Claudia Castelluci de
yaphğı çalışmalann önemli destekçile-
rinden biri. Sanki 6 çocukla uğraşan ve
aynı zamanda metin araştırmalannda,
düzenlemelerde ımzası olan o değil. Al-
çakgönüllü ama kendinden emın bir ki-
şi. Altı çocuk, ama altısı da mükemmel
birer oyuncu. Yaşlan belki de 12 ile 4
arasında değişıyor. Sahne üstûnde hep-
si birer profesyonel... Ekip, yaşamlan-
m ve çalışmalannı küçük bır sahıl ka-
sabasında sürdürüyor.
İnsanhk Müzcsi
"Genesis" (Yaratılış) Kutsal Kitap'ta
dünyanm yaratılış öyküsünûn anlatıldı-
ğı ilk bölümden yola çıkan biryapıt. Ne
var ki Castelluci bu yapıtında doğumu
sorguluyor, ölümü sorguluyor, Tann'yı
sorguluyor, bilimin uzantıîannı sorgu-
luyor ve de hepsini içıne alan insanı, in-
sanın ınsanla hesaplaşmasını sorgulu-
yor. "Genesis" Kutsal Kitap'ta yaratı-
lış öyküsünûn ilk bölümüdür, ama Ro-
meo Castelluci 'nin sahnesınde Kıya-
met'in son bölûmü olarak belirlenir.
Robert de Niro, dört yapımla bu sezon en çok izleyeceğimiz oyunculardan biri
'Özgün birkomedyen tipiyanıttımy
KöMrServia-RobertdeNi-
ro, 'binbir sıırat' ve her rolün
adamı olarak bilinir. Filmlerin-
de her zaman bırbınnden fark-
h rollerde izlediğimiz De Ni-
ro'nun bir diğer özelliğiyse,
içine sınen bir rol olduğunda,
bunun başrol veya yan rol olup
olmadığma bakmadan kabul
etmesi. Belki de bu yüzden
Robert de Niro dendiğinde in-
sanın aklına herhangı birrol ve-
ya belli bir tanım gelemiyor.
30yılük kariyeri boyunca Tak-
si Şoförö', 'Ava' gibi fîlmJe-
rin yanı sıra 'Baba', 'Casino'
gibi birbirinden farklı filmler-
de canlandırdığı karakterlerle
Amerikan sinemasının en
önemli oyunculanndan biri.
Çahşmaktan asla yümayan De
Niro, aralannda Marton Bran-
do ile başrolü paylaştığı da-
hil, dört yapımla bu sezon en
çok izleyeceğimiz oyuncular-
dan biri.
Bu filmlerin içinde en çok
ilgi çekecek olanı, 'AııstinFb-
wers' fılminin yönetmeni Jay
Roacb'un 'Meet the Parents'
filmi olacak kuşkusuz. Buly
Crystal'le başrolü paylaştığı
'Anahyse Tbis'le (Anlat Baka-
hm) komedyen olarak da ne ka-
dar başanlı olduğunu kanıtla-
yan De Niro'nun bu yeni ko-
medisi de merakla bekleniyor.
"tlk başlarda çok çekingen-
dim. Çünkü onun gibi profes-
yonel bir oyuncuva bir sahne-
deneyapacağmı söylemek ba-
na çok garip getöT diyor Ro-
ach ve ekhyor "AmaRoberfm
rahatvekomedyenliğeyatkın
birritimleherşeyeadapteola-
bilmesi işjınizi kotavUşürdı.''
BenStiBer'la başrolü paylaş-
tığı 'Meet The Parents'ta kö-
R.obert de Niro
çahşmaktan asla
yılriııyor ve her
zaman farklı
rollerde oynamayı
tercih ediyor.
pekleri kedilere tercih edenle-
re güvenilmeyeceğini savunan
veya sigara içen ya da bahçe-
cilik hakkında bir şey bilme-
yenlerle arkadaş olunamaya-
cağına inanan psikopat bir ba-
bayı canlandınyor. Stiller ise
böyle takıntılı bir babanın kı-
zına âşık olan ve kendini ona
sevdirrnek zorunda kalan bir
damat adayı.
- Artık komedi fılmlerine
ağniık veriyorsunuz. Kendini-
ze yeni bir yol mu seçtiniz?
ROBERT DE NİRO - Bu
aslında ilk komedifilmimde-
ğil ki... 'Midııight Rnn' veya
'King of Coraedy' gibi, eski-
den çektiğim filmler de ko-
mediydi. Bu benim özel iste-
ğimle tasarlanmış bir şey de-
ğil. Sadece ardı ardına bu tarz-
da iyi senaryo geldi ve ben de
o karakteri sevdiğim ıçın oy-
nadım. Yann beni bir aşk fil-
minde de görebilirsiniz. Yönet-
meninbakış açısı ve duyarlı ya-
pısı bana o kadar benziyordu
ki bu filmi yapmak benim
açımdan çok eğlenceli oldu.
Birlikte çok uyumlu çalıştık.
Ciddi komedyen
-Sizidiğerkomedyenlerden
ayıran özellikler nedir?
DE NİRO - Esprilerimi yu-
muşak birtonla, ama ciddi bir
havayla yapıyorum. Aslında
benpek çok komedyenin yap-
mayı istemeyeceği rolleri ka-
bul ediyorum ve kendıme ait
bir komedyen tipi yaratmaya
çalışıyorum.
-Sizindebirkramzvan FBm-
deki gibi, damadınız 'asabi'
birRobertDeNiro'ylayüzyü-
ze mi gelecek?
DE NİRO - Gerçekten de
kızım yeni evlendi ve dama-
dımlatanıştım, ama birbirimi-
zi çok sevdik. Çocuklanmı ko-
rumak gibi bir içgüdüm var-
dır, ama asla filmdeki kadar ta-
kıntılı bir baba olamam. Ney-
se ki bu filmdeki gibi takıntı-
lı kayınpederim de olmadı.
- Bu yıl dört ayn fîlmle izJe-
yid karşjsma çıkryorsunuz. Si-
zi bu kadar çokçahsmaya iten
sebep nedir?
DENIRO-Çalışmayı sevi-
yorum. Bir gün gelecek, daha
sakın ve ağır bir tempoda ça-
lışmam gerekecek. O zamana
kadardurmaksızın devam ede-
ceğim. Şu günJerde yönetmen-
lık yapmayı düşünüyorum.
Hatta şu anda bır fiJm üzeri-
ne çalışmaya bile başladmı.
-Ydlann gecmesiylehavati-
nızda ne gibi değişiîdikler oi-
du?
DE NİRO - Kadın oyuncu-
lar, yıllar geçtikçe daha zor
şartlarla iş bulabiliyorlar, çün-
kü yapım şirketleri her zaman
yeni, genç ve güzel oyuncu
anyorlar. Benim böyle bir der-
dim yok. On yıl önce nasılsa
şimdi de kendimi öyle hisse-
diyorum. Ama artık tanıya-
madığım yeni nesilden oyun-
cular ve yönetmenler var. Bir
de tabiı artık sınemanın s'sin-
den bile anlamayanyapun şir-
ketleri her tarafa yayıldı.
- Peki özel yaşantuuzda de-
ğişiklikvarnu?
DE NTRO - Dıyebilırim kı
artık dünyayı daha iyi anlaya-
bilıyorum. Eskiden benim için
çok önemlı gibi gözüken şey-
lere bu kadar değer verme-
mem gerektığini anladım.
- Siz pek fazla başkalan ile
konuşmavi sevmiyorsunuz.Bu
yüzden insanlan korkuttuğu-
nuz bile oluyor.
DE NİRO- Röportaj yapma-
yı sevmem. Yaşantımdaki çok
özel anılan ve olaylan hiç bil-
mediğim ya da yılda bir kez
karşılaştığım kişilerle paylaş-
maktan hoşlanmam. Beni ya-
kmdan tarayanlar da bunu iyi
bilir. Bu huyumu bimıeyen-
ler, soğuk tavırlanmdan ötürii
belki de benden çekiniyorola-
bilirler.
Eğer çevremde görmek
istemediğim biri varsa onu
kendime yaklaştırmamak için
giyindığım bir kıyafet bu. Yıl-
lar sonra artık bu kadar sert ve
sevımsiz ohnayı başarabilme-
yi öğrendim. Kendi sağlığım
için...
Üç bölümden oluşan ("Yaraünş",
"Auschwitz," "HaWl ik KabiT) oyun
Castelluci 'nin güçlü imgeleriyle ve alı-
şılmışın dışına taşan estetik anlayışıy-
la insanı şaşırtıyor. Yönetmenin Ardı-
ud'nun tiyatrosundan etkilendiği kesin.
Belki de oyunun altbaşhğının "Uvku
Mûzesinden" olmasının bır nedeni de
bu: (u
Her şey bizi u\ıınıa\a zorlarken,
istekli ve biUnçü gözkrie uyanmakvene
işeyaradıklannı bihnez ohnuş ve bakış-
lan içimize çevritanişgözlerie, düşgörü-
yormuş gibi bakmak zordur" Artaud)
"Genesfa" ikonlan kıran, sert imgeler-
le zenginleştirilmiş bir yapıt. Bu imge-
ler dünyasmda söz ve ses arasında ku-
rulan ilişki de dikkat çekici. Önemli
olan sözün neyi aniattığı değil, nasıl
kullanıldığı.tt
Genesis''teseslersözün üs-
tüne çıkıyor. Ileti, seslerbileşimi ve ha-
reketli resimlerle aktanlıyor. Ses, ışık,
resim... Ama, bu Romeo Castellucci'nin
salt biçim üzerinde yoğunlaştığı anla-
mına gelmiyor. Sahneden seyirciye uza-
nan yoğun bir anlatım.
Üç saat süren ve insanı adeta yoran
(bunu şikâyet anlamında söylemiyo-
rum) u
Geneas"in ilk bölümü 19. yüz-
yıl sonunda, ilginç bır törenle başlar.
Sanayileşmenin hızkazandığı birdönem.
Bir deri bir kemik denecek kadar zayıf
ve çok uzun boylu, siyah giysiler için-
deki protokol şefı (Şeytan), MarieCn-
rie'nin evinde Kutsal Kitap'tan bölüm-
leri tbranice okumaktadır. Okuma gide-
rek hızlanan bir ağıta dönüşür. Bu sah-
nede dikkat çeken; protokol şefınin de-
forme olmuş elJeri, seslere dönüsen söz-
ler ve yanında duran masadan yükselen
ışık huzmesidir. Işığı yayan, masanın
üzerinde duran radyumdur. Işık ve rad-
yasyon... Bir başka resünde iki dar de-
mir çubuk arasından geçmeye çalışan
protokol şefi, bunu yavaş yavaş soyuna-
rak çınlçıplak kaldığı anda gerçekleşti-
rebilir. Çubuklar arasında debelenirken
yukanda da Marie Curie'nin çubukları
bir sutankı içinde fokurdamakta ve çev-
resine ışık saçmaktadır. Şeytanın demir
çubuklar arasından zorlanarak geçişi
ana rahmınden çıkışı mı simgelemekte-
dir? Acı içinde yaşanan bir oluşum sü-
recidir bu. Sahnenin önüne geriuiûş olan
ince perdeye yansıyan gölgeler ve çığ-
hklar ise bu kaotik doğuşun uzantılan-
dır. Izleyen tabloda cam bir kafes içine
bir köpekle birlikte duran, daha doğru-
su o kafes içine sıkıştınlmış olan ve ke-
miksiz adam gibi eğilip bükülen bir
Adem, azötede tozlann arasından çıka-
rak bağırmaya çalışan ama sesi çıkma-
yan özürlü bir Havva yer alır. Bu arada,
siyah, iri yan adam (Tann) gökyüzüne
beyaz bir toz üflemekte (belki de bulut-
lardır bunlar), toprak inip kalkarak bir
canlı gibi nefes alıp vermektedir... Scott
Gibbons'un müzigı ise sanki bir yer sar-
sıntısmın uğultusunu yansıtır. tnsanı
oradan oraya sürükleyen güçlü bir bö-
lüm...
îkinci bölüme sanki san, solgun bir
sessizük hâkimdir. Auschwitz: gaz oda-
lanna önce çocuklann gönderildiği ce-
hennem. Altı çocuk (Casttelluci'nin ço-
cuklan) gaz odalannda sessiz bir oyun
içindedirler. "AIis Harikalar Diyann-
da"ki oyuncak tre^ı süren küçük oğla-
nın yakasında takıh kocaman san yıldız
ve "ohnayandoğumgünfin kutiamşı"...
ölüm... Tarihin sorgulanışı, inancın sor-
gulamşı, bilimin sorgulanışı. Ürkütücü
birbölüm Auschwitz, ama o denli de ger-
çek ve gerçek dışı... Tıpkı Habil ile Ka-
bil sahnesi gibi. Bu sahnede Kabil, Ha-
bil'i sakat koluyla boğarak öldürür ve
de dünyada işlenen ilk cinayettir bu. As-
lıııda sevginin gücüdür ölüme yol açan.
Ancak istemeden işlediği bu cinayetten
sonra Kabil dünyada ölümlü ve ölüm-
süz arasındaki ölçütleri belirler.
"Genesjs", az önce de belirttiğim gi-
bi, insanı şaşutan ve tiyatronun zengin,
çokzengin dünyasının kapılannı bir kez
daha sonuna kadar açan bir yapıt. Za-
man zaman iten, zaman zaman şok eden,
zaman zaman da sıkan, ama her an dü-
şündüren bir yapıt.
İtalyan Kültür'de Vittorio Gassman andıyor
KültürServisi-ttalyanKültürMer-
kezf nın, ekım ayında geçen yıl yaşa-
nunı yitiren ünlü italyan oyuncu Vit-
torio Gassman anısına düzenlediğı
etkinlik bugün başlıyor. 1922 yıluun
eylül aymda dünyaya gelen Gass-
man'ı doğum yıldönümünde anma
amacıyla düzenlenen 'VhtorioGass-
' man'a Saygı' etknıliğı çerçevesinde
dört gün boyunca dört ayn film gös-
terilecek.
Gassman klasik tiyatrolarda Vis-
contl Sarvini ve Squarzina ile çalış-
tı. Bir dönem de kendi kurduğu tiyat-
ro ile çalışmalanna devam etmesine
karşın tam bir sinema âşığı olan Gass-
man, 1946 yılında geçtiği sinemada
170'ten fazla fdmde rol aldı. Mario
Moniceffi'nın 'I Soiiti tgnoti' fıhnin-
deki rolüyle italyan sinemasında ko-
medi türiinde yeni birçığır açan Gass-
man, en çok aranılan oyunculardan bi-
riydi.
Etkinlik çerçevesinde bugün saat
19.00'da GiuseppeDeSantis'myönet-
tiği sosyal tabanlı tutkulu ve girift bir
melodram olan politik savaşlarla do-
lu RisoAmaro gösteriliyor. Gassman,
fîlmde güzel suç ortağı Sihana Man-
gano'yla hırsızlık yapan bır ha> dudu
canlandınyor.
İtalyan sinemasının örnekferi
Yann ise popüler italyan sınema-
smın en önemli örneklerinden biri
olan 'L'Annata Brancaleone' göste-
riliyor. Mano Monıcelli'nın yönetti-
ği film, fantastik ve komik öğeler ta-
şıyor. Hollyvvood'a ortaçağ'ın gözün-
den göndermeler yapan ve ortaçağın
bakış açısından günümüz Hollywo-
od'uyla dalga geçen filmde Gass-
man'a Cark) Pisacane ve Catherine
Spaak eşlik ediyor.
Çarşamba günü, 6O'lı yıllann Ital-
yası'nı sosyolojik açıdan ele alan bir
kült fdm denemesi 'D Sorpasso' iz-
lenebilir. DmoRisi'nin yönettiği film-
de, bir üniversite öğrencisiyle 40 yaş-
lannda bir adamın Roma'da karşıla-
şıp aynı arabayla Italya'yı gezintile-
ri çerçevesinde, o dönem ttalyası'nda
yaşanan toplumsal değişimler göz-
ler önüne seriliyor. Jean-Loius Trin-
ognant'la başrolüpaylaşan Gassman,
iyi yönleri kötülerin arkasmda kahruş
bencil bir kişiliğe bürünüyor.
Bu etkinlikte belki de en çok dik-
kat çekecek olan film ise cuma günü
gösterilecek olan 'ISoiitiIgnoti'. Ma-
rio Monicelli'nin imzasım taşıyan
füm, ttalyan sınemasının komedi tar-
zının en önemli örneklerinden biri.
Hemen her oyuncunun unutulmaz
karakterler çızdıği filmde, hırsızlık ko-
nusunda uzman birliderin önderliğin-
de hırsızlığm inceliklerini öğrenmek
için şehri arşınlamaya çıkan bir grup
genç haydudun öyküsü anlatıhyor.
Marcello Mastroanni, Ctaudia Car-
dinale. Toto (Antonio de Curtis) gibi
ünlü isimlenn göze çarpnğı filmde ilk
kez komik bir rolü üstlenmesine kar-
şın Gassman, Nastrod'Argento ödü-
lünü kazanmıştı. (293 98 48) Etkinlikte Vittorio Gassman'ın çeşitli döoemlerden dört filmi gosteriliyor.
YAZIODASI
SELtıM İLEBİ
Sanat Eğitimi
Annesi bana diyor ki: "Kitap okusun istiyo-
nım. Hiç kitap okumuyor..."
Genç bir kadın. Kitap okuması istenen oğul on
üç yaşında.
Genç kadın benden, birde, 'okunacak' kitap-
lann listesini istedi. Böyle bir iiste hazırianabilir
mi?
O yaştayken okuduklanmı anımsamaya çaJtş-
tım. Halide Edib'lerde, Reşat Nuri'lerdeydim,
Yakup Kadri'nin Hep O Şarkı'sını okuyordum.
Hep O Şarkı'yı. Bir Kadın Düşmanı'nı, Kalb
Ağnsı'nı saJık versem, delikanlıda okuma özle-
mi uyandırabilecek miyim? Sanmam. Bu güzel
yaprtlan tat alarak okuyabilmek için geçmiş do-
nemlerin dünyasından haberii olmak gerekir.
Şiir? Şiirden nefret ediyormuş. Etmese de bir
şey pek değişmeyecek: Çağdaş Türk şiirinin bi-
rikimsel çizgisini izlemeden okunacak Attilâ İJ-
han, GOIten Akın, Ahmet Oktay... Benimkisi boş
hayal.
Epey konuştuk, çözüm bulamadık.
Sorun yalnızca 'kitap okuma' sorunu mu? Genç
insan 'sanat 'ı nasıl benimseyecek? Yetişmekte
olan kişi için sanat eğitimi nerede, ne zaman
başlar? Uygar, düzenleri kültüre saygılı ülkelerin
politikalannda bu sorun ciddiyetle ele alınmıştır.
Ülkemizdeyse, sanat, özellikle has sanat baş-
lı başına bir düşman sayıldığından, toplum dtşı
bırakılmak istenmekte. Sanat eşittir veba.
Sanat eserinin eleştirel perspektifınden ölesi-
ye korkulmuştur bizde. Sanat eserinin efeştirel
perspektifi 'topluma karşı' kabul edilmiştir.
O kadar ki, değişik hükümetler bu konuda ken-
di politikalannın denetleme mekanizmasını ha-
rekete geçirirken birtakım kitle-iletişim organla-
n da denetmen kesilmiştir.
Sözgelimisol eğilimli (...)gazetesi/dergisi, 'bi-
reyci' yaftasını yapıştırdığı (...)'nın sanatındahiç-
bir olumlu, sanatlık değer taşıyan nitelik görme-
meye kesenkes karar vermiştir.
Hemen birisinde, muhafazakâr, millfyetçi (...) ga-
zetesi/dergisi, karşrt görüşteki sanatçılan 'vatan
haini' ilan etmekten kaçınmamıştır...
Hastalık yıllarca sürdü.
Bunun sonucu olarak sanat eğitimi ortadan
kalkmış, daha doğrusu kaldırılmıştır. Yurttaş sa-
nat eserinden artık en küçük bir tat almıyor. Oy-
sa on üç on dört yaşındaki taraftar, Galatasaray'ın
maçı için Bursa'dan Istanbul'a geldiğini söyiü-
yordu geçen akşam. Televizyon karşısında otu-
rurken dalıp gittim: Hangi ressamımızın sergisi
için o taraftan bir kentten başka bir kente heye-
canla yol aldırtabiliriz?
Dahası, günümüzde farklı bir denetim söz ko-
nusu:
Yurttaş sanat eserini alımlarken kişisel düşün-
ce, birikim ve duyuştan yoksun. Neredeyse zor-
la, baskıyla kabul ettirilmiş şablonlar tek ölçüt.
Şu filmi seyredeceksin! Şu kitabı okuyacaksın!
Şu şarkıyı dinleyeceksin! Uzat uzatabildiğin ka-
dar... •»*
Alımlaytcının yerini şartlandınlmış kişi almıştır.
Şartlandınlmış kişi -belki- ölçüp biçiyor, ama
eserin özüne varamıyor. Eseri özümseyemiyor.
Bugün o noktaya gelindi ki, has sanat, öğre-
nilemeyecek bir yabancı dil gibi.
Tekrar başa döneyim. Mütareke yıllannın tarih-
sel çerçevesinden habersiz okura Sodom ve
Gomore ne verebilir? Peki ama, mütareke yılla-
nndan habersiz bir okurdan Türkiye ne umabi-
lir?!
Sadece seyredilmiş, 'kavranılmamış' oyunlar,
filmler. Sadece okunmuş, okunur gibi yapılmış
kitaplar. Sadece ezberlenmiş, hayatın kılgısında
duyumsanmamış şiirier. Sadece piyasa ederi
araştınlan resimler...
Oysa sanat eseri toplumu güzele açmak için
var, bireye aydınlık getirmek için. . -
Takvimdeh Btrakan:
"Bir tek mobilya, bir tek eşya, ne kitap ne de
bir aile fotoğrafı bu felaketten kurtulamazdı."
Jorge Semprun, Hoşça Kal GüzelAydınlık, Can
Yayınlan, 2000.
Tuncer Cücenoğftrnun 1
Boyaaf
oyunu Rusya'da başladı
• KüMr Servisi - Oyun yazan Tuncer
Cücenoğlu'nun 'Boyacı' adlı oyunu Rusya'mn
en önemli tiyatrolanndan 'Rostov Maksim Gorki
Akademik Dram Tiyatrosu'nda 22 Eylül'de
yapılan ilk gösterimle Rus halkı ile buluştu.
Yöneönenliğini tiyatro oyuncusu,
yönetmen ve aynı zamanda tiyatronun genel
sanat yönetmeni olan Nikolay E. Sorokin'in
yaptığı oyun, 1200 kişilik salonda yapılan
ilk iki gösterisinde büyük beğeni topladı.
Oyunu Rusça'ya, Rusya Uluslararası Tiyatro
Enstitüsü Genel Sekreteri Valery Khasanov
çevirdi. Tiyatro 1954 yılında oynanan, Nâzım
Hikmet'in 'Ferhat ile Şirin' oyunundan sonra
'Boyacı' ile yine bir Türk yazannın oyununa
yer veriyor. Oyun, sezon boyunca Rostov'da
sergilenecek ve 1-10 Aralık tarihlerüıde
Moskova ve diğer bazı kentlerde de sergilenmeye
devam edecek.
üpfa'da kütturel buluşma
• KûMr Servisi - Yönetmenliğini
Hakan Altekin'in yaptığı 'Keşfin
Kıyısmda' adlı belgesel fıhnin çekimleri
tamamlanmak üzere. Film ekibi, Ibsu ve
Karkamış Barajı göllerinin etkilenme
alanlannda yapılan kazı çalışmalannı
görüntülüyor. Ana sponsorluğunu
HP'nin üstlendiği belgeselin yapnncüığmı
Atlas Multimedya yapıyor. Icat ve keşif
olgulanna dayanan belgeselde kazılar sonucunda
elde edilecek bulgulann filme alınmasıyla
gelecek nesillere aktanlacak kültürel bir
belgelendirme çalışması oluşturmak
amaçlamyor.
BUGUN
• AFM KEREM GÖRSEV JAZZ BAR'da saat
22.30'da tlhan Erşahin Group'un konseri
izlenebılir. (231 39 50)
• DULCINEA'da saat 23.00'te DJSbuff üe
Vınce VVitson izlenebılir. (245 10 39)