27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA ft CUMHURİYET 22 EKİM 2000 PAZAR JLAYLAR V E G O R U Ş L E R olay.gorus@cumhuriyet.com.tr EVET/HAYIR OKTAY AKBAL -» Türkiye Düşmanlan "Demokrasl Diye Mye' ** Yekta Güngör ÖZDEN Hukukçu 'Demokratikteşme ülkemizde bir masala, bir serüvene dönüşmüş- tür." Halrt Çelenk ın, 'DemokrasiDi- ye Diye' adlı, şu günlerde çıkacak yeni kitabının girişinden bırcümle... "BirmasaJ, bir serûven". Attmış yıldır hepimizin içinde yaşadığı... Istanbul Hukuk Fakültesi'nin der- gisi, 'Gugu/fiubirzamanlar. Hukuk adamlan kendileriyle böyte eğleni- yorlardı daha ögrencıyken... Hu- kuk nasıl "guguk" o\ur? Insanlann yaşamıyla bu denli ıçlı dışlı yaşam- sal bir olgu aiaya alınabilir mi? Sözfükler en ktsa, en dogru -aca- ba en doğru mu?- tanımlamayı ya- par Toplumu dûzenleyen ve dev- (etyaptınmıyla güçlendirilmiş bu- lunan kurallann, yasalann tümü." Demokrası ve demokratıkleşme içın de sözlüklerde yazılı olan tanım şu: "Siyasal denetimin doğrudan doğruya halkın ya da düzenti ara- lıktaria halkın özgürce seçtiği tem- silcilerin elinde bulunduğu, top- lumsal ve ekonomik dunımu ne olursa olsun tüm yurttaşlann eşit sayıldığı yönetim biçimi." Halit Çelenk, niye son kitabına 'Demokrasi Diye Diye' adını koy- muş? Elli yıldır hukukla demokra- siyi, demokrasıyle hukuku birlikte savunan, birlikte yaşama, daha doğru?ıj kitaplara, yaalara geçiren bir hukuk ac*ımı kitabına başka bir ad verebilir miydi? Halit Çelenk bir hukuk adamı... Büyük bir hukukçu... Hem uygula- macı, hem kuramcı... Bu yüzden önemli, bu yüzden "te/c" ve "yal- nız"... Gerçek bir hukukçu olmak bir bakıma yalnız kalmaktır. Toplu- mu sarsan olaylarda, akıl dışı hak- sızlıklarda, zaman zaman içine düş- tüğümüz zalim, acımasız kanşıklık- larda hukuk adına konuşan, sava- şan bir kişı, bir aydın, bir devrim- ci... Prof. Bahri Savcı, benim anlat- mak istediklerimi, yrilar önce Çe- lenk'in '12 Eyiül ve Hukuku' kita- bına yazdığı önsözde belirtmiş: "Halit Çelenk'i bir gûn, sağlığını dagöğüsleyerekbirmahkemesa- lonunun savunma yerinde görür- sûnüz; ertesigûn, bir başka kent- te hukuk ve araçlan ûzerine bilirn- sel saptamalan çözüm yollan ara- yan birpanelin konuşmacılan ara- sında bulursunuz; ikisi arasında da, gazete-dergi-kitap sayfalann- da düşün kompoze ettiğine tanık olursunuz. Ama Halit Çelenk her zaman düşün üretenler arasında- dır." Herkes hukukçu olabilir! Dört yıl üniversite öğrenimi, birkaç yıl staj, tamam! Elinizde diploma ya da avukatlık belgesi! Yasalan öğren- diniz, ezbertedmiz, duruşmalardada başanfı oldunuz... Ama sız şimdi hukuk adamı mısınız, yoksa yürür- lükteki yasalan uygutayan, o yasa- lann içinde yitip gitmiş biri misiniz? Insan haklan ve demokratikleş- meyi bir bütün olarak görmek, bu yolda her çareye başvurarak her derdı mıhnetı göze alarak uğraş vermek pek az hukukçunun yük- lendiği bfrsorumyuktur. Yanlış ya- salara, hukuk adına işlenen hukuk- suzlüklara karşı çıkmak, gerçek hu- kuk adamlannın işidir. Ama böyle- leri ne kadar az! Hukuk adına işte- nen suçlar ise ne kadar çok!.. Yaşam boyunca unutulmaz olay- lar, unutulmaz anlar vardır. Sinme- yeceğıniz, saklanamayacagmz, ka- çamayacağınız görevler; "hayır" demenin çok zor, çok tehlrkelı, ama ayr» zamanda onurlu olduğu zaman parçalanL Halit Çelenk böyte an- lann insanı... Stefan Zweig'ın "yıldzlann par- ted$" anlann adamı... Çoğu zaman datüm umutlann yerie bıredıldiği, karanlıklann çevremizı sardığı an- larda gerçek hukukun aydınlığını yaratan, yaşatan... Ölüm-kalım savaşının, yoktan varolma- nın, karanhktan aydınlığa çıkmanın ayır- dmda olmayanlarla olmak istemeyenler, değerini bilmedıgımız kazanımlanmızı tü- ketmekte yanşıyorlar. Laık Türkiye Cum- huriyeu'nin gücündenve geleceğinden çe- kinen kimi sözde dostlann, içimizde kış- kırtmalara gırişip kanşüdıklan körükle- yerek, aynlıklar yaratmaya çalışaıak; dı- şarda sapkınlan besleyip koruyarak, bölü- cü ve yıkjcılan destekleyerek, AB üyeli- ğımizi oyun ve ödûnlerle savsaklayıp en- gellemeye ağırlık vererek önümüzü kesme- ye çabaladıklan açıktır. Ekonomik, top- lumsal, siyasal ve hukuksal sorunlan çöz- meye uğraşan Tûrkiye'nin ıktidar ve mu- halefet boşluğunu gidermeden, toplumsal banşı saglamadan, özeüikle etnik ve kök- tendincı terörü aşmadan düzlüğü çıkması olanaksızdır. Müdafaa-i Hukuk ruhu, Ku- vayı Millıye ateşiyle başanya ulaşan Ulu- sal Kurtuluş Savaşı'mn anlam ve amacıru özûmseyıp Türk Devrimi ve Atatürk ilke- lerinı ıçtenlıkle benimsemek bağımsızük, özgürlûk ve ulusal egemenlik temelinde, çağdaş uygarlık dûzeyinde kendimıze ya- raşır yeri almanın koşuludur Insan hakla- nndan kaynaklanan tüm olgulan edinerek, Cumhuriyetimızın demokratık nitelikleri- ni us, bilgi ve bilimle dokuyarak kapitaliz- min ahlaksal ve kutsal hıçbır sınır tanıma- yan el atmalanyla dayatmalanna karşı ko- yabılıriz Yapay sorunlarla ugraşmak, çözüm ara- makta gecıkmek ve tembelliğe düşmek, dayanı^mayennekarşıtiığjveçatışmayıyeğ- lemek, anlayış ve hoşgörü yerine kaülığı ve karalamayı yararb bulmak, kendı ken- dinı yıkmakla birdir. Banş, karşılıklı sev- gı, saygı ve güvenle yenılmeyecek güçlük yoktur. Bunun en uygun, en etkın, en ger- çekçı aracı da hukuktur Yeterli bügıden yok- sun, kültürsûz, inançsız, bağnaz ve aymaz kişılenn çıkarcılarla bırleşerek kotardıkla- n kötülükler, insanı şaşkınlıklar içinde kıv- randıran nice aykmtıklar sürüp gıdıyor Umursamazhkla ilgisiz kalınan durumlar artınlarak yınelenıyor. Toplumsal doku- nun bozulduğu kuşkusunu verecek ölçü- de saptanan tutarsızlıklar, başka sorunla- ra neden oluyor. Bıkkınlıktan ve alışılmış- lıktan kaynaklanan kamksama, tepkısız- lik toplumsal mikroplan yüreklendinyor. Boşluklann doldurulmaması, eskiyen ku- rallann yetersız kalması, yenılenmemesi, çaiışanlann düş kınklığına, gençlenn, alın ten ve göz nuruyla emek verenlerin umut- suzluğa düşmesı, partizanlığın koyulaş- ması, kadrolaşma, kaytrma ve ayncahkla- nn hiçbir şeye aldınş etmeden yaygınlaş- ması ûrkütücü behrtilerdir. Istiklal Marşı söylenmeyen, Atatûrk'ün fotoğraiı bulunmayan, adı anılmayan, Türk bayrağı asılmayan ya da atılan, şehitlerden söz ecülmeyen, Türk bayrağı üzennde na- maz kılınan toplantılar; Istıklal Marşı söy- lenirken ayağa kalkmayan, yanşmaya çı- karken ayyıldızı göğsüne takmayan spor- cular, açüış ve temel atma törenlennde el- lerini kaldırarak dua eden başbakanlar, ba- kanlar, yöneticiler, Kuran'ı Kenm ve dua okunarak başlayan sözde bıhmsel toplan- tılar, kimi vakıf ve derneklenn çağdışı ya- yınlan. Hemen anımsadığımız birkaç ib- retlik ömek. "İrticaîsermayenin ileriei iş- levi vardır'' ve "Kürt kökenli yurttaşlan- mızm tanınması, farkhhklannııı korumave güvence altma ahmnası, kültürel vesiyasal yöntemlerie ve Kürt kimliğme yöneük ku- cakbyıa tavırveadımhrh..." diye yazabi- len ve daha tehlıkelı, daha kötü örnekle- riyle adlannı anmak ıstemediğün yazarlar Yurtdışında bıle kin kusmaktan kaçınma- yankımı sözde sanatçılar Bırlıktehğı, yurt- taşlığı, kaynaşmışlığı unutup tarihm de- rinliklennde kalan soy kökeaıne bakarak "azmhk olduğnmı" ilen sürebüen bilim adamlan. Bu tür çelişkı, aykınlık, hatta saçmalıklan seıgıledikçe, ınsan haklan ve demokrasıden söz ettikçe ılenci ve demok- rat olduğunu sanan kimi zavallılar. Türki- ye'nın gerçek düşmanlan ışte bunlar, içi- mizde bannan sapkınlardır Koktendinci, bölücü, yıkıcı, çıkarcı amaçlan ıçın hiçbir koşul gütmeden hemen bırlesen çete. Dış desteklı terör olaylannda kımlerin yan ya- na olduğunabakmakyeterde artarbile. Dü- şünce özgüriüğü kalkanına sığınarak nite- liğini eylemiyîe açıklayan düşüncesızler, yurttaşlıklannı, varlıklannı yadsımakta- dırlar. Buniara göre Atatürk 'e, Atatürkçülüğe, laik cumhuriyete, Atatürkçülere, Ulusal Kurtuluş Savaşı'na, Türk Devrimi'ne, Türk- lüğe ne kadar saldınrsanız, ne kadar şen- attan, Kürtçülûkten, bölücülük ve yıkıcı- lıktan, küreselleşmeden. tahkımden yana ve ne kadar Lozan'a karşı olursanız o ka- dar ılericı. demokrat, özgürlükçü ve önde- sıniz. Bunlann karşı olduklannı savunur, yandaş olduklanna karşı çıkarsanız o ka- dar gericisiniz. Onlar ıçın her şeye çatmak serbest, sizin içm deferlen savunmak suç- tur. Bu tür kışüer kimi kavram, kurum ve adlann sendromuna tutulmuşlardır. Bun- iara "paranoyak" denılmesıni yadırgamak güçtür. Neye karşı, neye yandaş oldukla- nnm bihncinde de değıldırler Yazıp söy- leyerek ılgı çekıp tanınmak, ad yapmak ıs- terler Boşluklan, terbiyeye aykın tutum- lan ıçın ölçü bulmak olanağı da yoktur. Bir şey bildiklenni sanırlar. bilgiçlik taslarlar, dinlemek alışkanlığım edınmemışlerdır. Bilımı, sporu, sanatı bıle kötüye kullamr- lar. Düşmanlığın azı çoğu olmaz. Nasıl in- sanın en büyük düşmaru kendisi ise, bizim de en sakıncalı düşmanımız bızden görü- nüp karşıtlığını sınsıce sürdürenlerdır, biz- den omiayı ıçlenne sindıremeyenlerdir. Laik cumhunyete karşı saltanat ve hılafe- ti, Türk Devnmı'ne karşı bağnazlığı ve yobazlığı, kişiUkli bireyliğe ve yurttaşüğa karşı kul kölelıkle tebaayı, ulusa karşı üm- meti ve cemaati, ulusal egemenlığe karşı mutlakiyet ve meşrutıyetı, bağımsızlığa karşı bağımlılığı, özgürlüğe karşı tutsak- lığı, eşıthğe karşı aynmcılıgı, usa karşı ınancı, gerçeğe karşı varsayımı, bilime kar- şı dini, aydınlığa karşı karanlığı savunan- lardır. Çıkan için her ödünü venp her kö- tülüğü ışleyen arsızlar, yüzsüzler, yalancı, yağrnacı ve döneklerdir. Her yerde, her katta bulunabılen, her Jalık ve biçime gi- ren, her kapıyı çalan, her köşede karşımı- ea çıkan, her kalıba dökülen, umulmadık ilışkıler kuran becenklılerdır('). Sorum- suzlar, değerbıtaıezler, kendını bılmezler- dır. Hanı derler ya "Maskeli dostnn oteca- ğna maskesizdüşmanmoisun.'* Türkiye düş- manlannm çoğu maskeli dostlardır. llke- sız, kararsız, tutarsız, ün ve şan düşkünü. özvenden kaçan, her şeyde kışısel yarar arayan, bencıl, güvenihnez kımıleri. Kimi gün kışi, kimi gün topluluk, kımı gün ya- bancı devlet olarak kuyumuzu kazmaya çalışanlar. Nıce olay örnek verilebdır. Banş ve dostluktan yanayız. Şu dizeler- le bağlayalım lyi insan, îyi yurttaş. Ne tende kan, ne gâzde yaş! Bugünlerde herkes aynı şeyi soruyor:1 -' —o ^ ^ - - « .^».w.. - - . - . . TELSIM'E GEÇTIGIMDE, YENİ CEP NUMARAMI DUYURMAK İÇİN NEYAPACAĞIM? 1.Y0L -I.. oEski hattınızdan "telesekreter" servisine girin. Telefon numarası değişikliğinizi belirten sesli bir mesaj kaydedin. Örneğin, "Ben Ahmet Işık. Yeni cep telefonu numaram şudur: (Numarayı söyleyin)". Eski hattınızı "telesekreter" servisine yönlendirin. (Artık sizi eski numaranızdan arayanlar, Telsim numaramzı bu mesajınızdan öğreneceklerdir) Dilerseniz, bir süre sonra eski hattınızı . . iptal ettirebilirsiniz. 2.Y0L Eski hattınızdan "yönlendirme"ye girin. * ** Eski hattınızı Telsim numaranıza yönlendirin. (Artık sizi eski numaranızdan arayanlara, otomatikman Telsim numaramz düşecektir.) Dilerseniz, bir süre sonra eski hattınızı iptal ettirebilirsiniz. TELSIM'E HOŞ GELDİNİZ. PENCERE GeçmişiTaıHheGömmek... PKK'den önce ASALA vardı. Ermeni terör örgütü, yurtdıştnda görevii Türk diplomatlarını birer birer öldürüyordu. lcabına bakıldı. ASALA yerinı PKK'ye bıraktı; Anadolu'da te- rör on beş yıl sürdü; otuz bin can yitirdik.. Ama PKK'nin de işini bitirdik.. Silahlar sustu. Silahla bir yere varamayacaklannı anlayanlar, işi politikaya ve diplomasiye döktüler; bu yön- temle bir yere varabileceklerini sanıyorlar. Varabilirlermi?.. • ABD Cumhurbaşkanı Clinton sözde Ermeni soykınmı tasarısının Temsilciler Meclisi'nden geçmesini son anda engelledi. Clinton'un ağıriığını Türkiye'den yana koyma- sının bir anlamı var. Başkan, Tûrkiye'nin kara kaşı kara gözü için yapmadı bunu; Amerika'nın çıkarian için yaptı... Clinton neye inanıyor?.. "1915'te Ermeni soykınmı yapıldı mı?.." so- rusuna ABD Başkanı'nın yanrtı nedir?.. Hiç önemli degil!.. Yaşadığımız günün gerçegi, geçmiş zaman söylencelerinden daha ağır basar. Tarihsel zamandan üretılen kin ve intikam tez- gâhını güncel dünyamızda Türkiye Cumhuriye- ti'ne karşı sılah gibi kullanmak yöntemi ise ne ba- nşa katkı yapar, ne de insanlığa sığar... * - - f r' •- llginç olan nokta ne?.. * *"" * Vaktryle PKK'ye göz kırpan ne kadar "medya gûlü" varsa, bu kez de "Ermenisoykınmı" suç- lamalanna sıcak bakmaya başladı. Rastlantı mı?.. Yoksa "Ermenisoykınmıyoktur; 1915'tekisa- vaş koşullannda karşılıklı etnik kınmlar vardır" demek de "resmi tarih" mi oluyor?.. Peki, bu "resmi tarih" ne?.. • Turgut Özakman'ın "Vahidettin, M. Kemal ve Milli Mücadele "adını tasıyan başyaprt değe- rindekı kitabından aktanyorum: "Resmi tarih (...) okunması zorunlu, ana çiz- gilerden oluşan, pedagojik amaçlı, yönlendiri- ci ilk ve orta öğretim ders kitaplan"na denir. Türkçe ya da yabancı dilde yayımlanmış 'ta- rih' yapıtlarının yanında bunların oranı yüzde 1.3'ü geçmiyor; bütün dünyada baş döndürücü bir hızla kitaplar çıkıyon özel tarih yayınlan ora- nı da yüzde 98.7... "Resmi tarih " devede kulakL 1915'te yaşanan Ermeni-Türk karşılıklı kınmı- nın yalnız Doğu Anadolu'da olduğunu biliyoruz; aklı başında hiç kimse "soykınmı" lafını ağzına alamaz. * Yurtseverlik ayıp bir şey değildir. " J ' ' Insan olana daha çok yakışır.. ' Ayıp olan, tarihte yaşanmış kanlı bir olayın kin davasını bugüne taşıyıp banşı kundaklamaktır; insan olana yakışmaz bu... 'Yurtseverlik' çağdaşlığın "olmazsa olmaz" koşullanndan binsidir. Ermeniler, Türkler, aydınlar, sıradan insanlar ve hangi ulustan olursa olsun yurtseverler için insanlık, tarihte yaşanmış kanlı olayı tarihe gömerek kucaklaşmaktan geçer. Cumhuriyet k i t a p 1 a r ı Der.:Işık Kansu - Mehmet Açıktan AHMET TANER KIŞLALFNEV ARDEVDAN Bu kitap, yurtseverlik öğretmeni Ahmet Taner Kışlalı'nın katlediİışimn bınncı yılmda, sadece paylaştığımız acının küçülmesinı kolaylaştıraiak amacıyla değıl, Ahmet Taner Kışlalı sevgısımn aradan geçen süre ıçınde nasıl harelendığının bir göstergesı olarak yayımlanmakta Çağ Pazariama A.Ş Türkocağı Cad. Na39/41 (34334)Cağaloğlu-lstanbul Tel: (212)514 01 96 ÖNCÜ BAŞOĞLAN Üe ENGÎN ÇÎÇEKLİYURT evlendiler. MUĞLA, 21 EKİM 2000 Çalışma arkadaşımız SELÇUK KAYA Üe SERMÎN ÖZTÜRK 21 Ekim 2000 tarihinde evlendiler. Mutluluklar dileriz. CUMHURİYET ÇALIŞANLARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle