Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 11 EKİM 2000 ÇARŞAMBA
HABERLER
ı
*sermayeye dev
tanıtmi
IANKARA (AA) -
konomıden Sorumlu
vlet Bakanı Recep
al, Türkiye'ye yabancı
sennaye girişinin artması
konusunu, Dünya Bankası
Başkanı James
Wolfensohn ile Prag'da
yaptıklan görüşmede ele
aldıklannı belirterek
"Türiciye'de çok büyûk
boyutlu uluslararası bir
yabancı sermaye tanıtım
toplantısı yapmayı
kararlaşnrdık. Dünya
Bankası Başkanı
Wolfensohn da bizzat
gelip destek yerecek"
dedı. Bakan Önal,
Türkiye'ye yabancı
sermaye ilgisinin
olduğunu, ancak tanıtımda
bir atılım yapılması gerek-
tiğini söyledi.
TOBB'den kamu
yönetimi raporu
• ANKARA (ANKA) -
Tûrkiye Odalar ve
Borsalar Birliği (TOBB),
kamu yönetiminin
katıluncı, demokratik,
insan haklanna saygılı,
yolsuzluklardan annmış
veyurttaş
gereksinimlerine duyarlı
biçimde yenıden
yapılandınlmasını ıstedi.
TOBB tarafindan
hazırlanan "AB'ye Tam
Üyelik Sürecinde Kamu
Yönetiminin Yeniden
Yapılandınlması"
raporunda, kamu
yönetiminin
yapılandınlmasına ilişkin
şu öneriler sıralandı:
Başbakanlığın ışlevlerinin
sınıriandınlmah. Bilim ve
teknoloji bakanlığı
kurulmalıdır. Hazine,
Maliye Bakanlığı
bûnyesine alınmalı. Dış
Ticaret ve Gûmrük
müsteşarlıkJan
birleştirilerek bir dış
ekonomik ilişkiler
bakanhğı kurulmalıdır.
Sanayi ve Ticaret
Bakanlığı ikiye •>' " ••
bölünmeli. "V»»"n-
Sakarya'da
öğretmen açığı
• ADAPAZARI
(Cumburiyet) - Milli
Eğitim Müdûrü Aziz
Ersoy'la birlikte basın
toplantısı düzenleyen
Sakarya Vali Yardımcısı
tbrahim Özçimen,
özellikle Marmara
depreminden sonra tayin
isteyenler nedeniyle
öğretmen açığı
oluştuğunu belirtti. Kentte
11 Eylül öncesi 1500 olan
öğretmen açığının kısa
sürede binin altına
düştüğünü bildıren
Özçimen, ataması yapılan
öğretmenlerin göreve
başlamalannın
gecikmesinin sıkıntı
yarattığuu söyledi. Son
atamalarla sınıf
öğretmenliği açığının
kapandığını anlatan Vali
Yardımcısı, en büyük
sıkıntılanmn Ingilizce,
rehberlik ve iş tekniği
öğretmenliği olduğunu
bildirdi.
Hoça ve Üney
baro başkanı
• BURSA/SAMSUN
(Cumhuriyet) - Bursa ve
Samsun barolan başkanlık
seçimleri sonuçlandı. 4
listenin yanştığı Bursa
Barosu seçimlerinde
Ramazan Hoça 388 oyla
başkan seçildi. Samsun
Barosu seçimlerinde de
ArifYılmazÜney
yeniden başkan seçildi.
Şiddetl yağış
• Haber Merkezi - Aydın
ve Çanakkale'nin
Gelibolu ilçesinde önceki
gece geç saatlerde
başlayan ve sabaha kadar
sûren şiddetli yağış
nedeniyle çok sayıda ev ve
işyerini su bastı. Itfaiyenin
yaptığı çalışmalar sonucu
sular boşaltıldı. Aydın'da
Cumhuriyet Mahallesi
Işıklar Çay Bahçesi
yarunda inşaat halindeki
tek katlı ahşap ev de
yanında belediye
tarafindan açılan
kanalizasyon çukurunun
üstünün kapatılmaması ve
dolan aşın suyun toprağı
yumuşatması sonucu
çöktû.
Sanyer, Bahçeköy'de toplam 12 bin dönüm alanı kapsayan Bilezikçi Çiftliği, 1977 ve 1986
yüında gerçekleştirilen iki ayn kanuıfaşnrmayla Istanbul Üniversitesi'ne devredilmişti.
Universite, 1977 tarihli kanmlaşnrmanm tapu kaydını ihmalkârhk sonucu yapormamış.
Bedrettin Dalan döneminde haznianan 175000 ölçekli planlaria da bölge konut alanı ola-
rak yapılaşmaya açumıso.
BilezikçiÇiftliğiFİGENATALAY
Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi,
AJarko'nun, Danıştay tarafindan
Istanbul Üniversitesi'nde kalmasuıa
karar verilen Sanyer Bahçeköy'dekı
Bilezikçi Çiftliği ile ilgili
başvurusunu 'kabul edOebilir' buldu.
Dışişleri Bakanlığı'ndan YÖK'e
gönderilen yazıda, Alarko'nun
"dostane çözüm''önerdiği belirtilerek
"Alevhimize açılmış kamulaştırma
davalannın genetiıkle ihlaJ kanui fle
soDuçlanmakta olduğu bir
gerçektir"denildı ve "dostane çözüm
mebiağı''nın kendilerine bildirilmesi
istendi. Istanbul Üniversitesi Rektörû
Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, yasalar
çerçevesınde bıtmış bir davada
anlaşmanın söz konusu olmadığmı
söyledi.
Sanyer, Bahçeköy'de toplam 12 bin
dönüm alanı kapsayan Bilezikçi
Çiftliği, 1977 ve 1986 yılında
gerçekleştirilen iki ayn
kamulaştırmayla Istanbul
Üniversitesi'ne devredilmişti.
Universite, 1977 tarihli
kamulaştırmanın tapu kaydını
ihmalkârlık sonucu yaptırmanuş,
Bedrettin Dalan döneminde
hazırlanan 1/5000 öiçekli planlarla da
bölge konut alanı olarak yapüaşmaya
açılmıştı. Alarko da, bu plaîüara
dayanarak çiftliğın yaklaşık dört bin
dönümlûk bölûmünü Tûrkiye'de
yaşayan yabancılar için villa, okul,
golf sahası vb. üe değerlendinnek
üzere satın almıştı.
İstanbul Üniversitesi de 1977
yılmdaki kamulaştırmayı gerekçe
göstererek tapuya şerh konulmasını,
alanın kendilerine bırakılmasını
istemişti. Universite ile Alarko
arasında dava konusu olan tartışma,
Danıştay 6. Mahkemesi'nin Bilezikçi
Çiftliği'nin ÎÜ Orman Fakûltesi'nce
eğitim ve araştırma alanı olarak
kullamlmasına olanak sağlayan
karanyla sona ermişti.
Alarko 'dostane - ? ..
çözüm' Istiyor
!
Alarko Yıltaş Yıldız Turistik Tesisleri
AŞ 27 Arahk 1995 tarihinde Avrupa
insan Haklan Komisyonu'na
başvurdu. Avrupa insan Haklan
Mahkemesi, 30 Mayıs 2000 tarihinde
"adı geçen şirketin orman smırtan
içinde buhınan arazflerinin
kamulaşörma bedefinin yetersizüği
nedeniyje yapüğı şMyetT kabul
edilebilir buldu.
stanbul Üniversitesi, Bilezikçi Çiftliği'nin mülkiyeti
konusunda Alarko'nun açtığı davalan Bölge İdare
Mahkemesi ve Danıştay'da kazandı ama Avrupa İnsan Haklan
Mahkemesi, Alarko'nun başvurusunu 'kabul edilebilir' buldu.
Alarko 'dostane çözüm' istiyor. ÎÜ Rektörü Prof. Kemal
Alemdaroğlu,'Tûrkiye'deki yasalar çerçevesinde bitmiş bir
davada anlaşma söz konusu olamaz' dedi.
KKNTKAŞ4M
BölgeİdareMahkemes'ndm sonm Danıştay da Alarko Holdmg'mtöm&uretkktti
Bilezikçi Çiftliği üniversitenin
Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Siyasi
lşler Genel Müdürlüğü'nden
YÖK'e, oradan da Istanbul
Üniversitesi Rektörlüğü'ne gönderilen
yazıda, "kabul edilebttfaük
karan
r>
sonrasında bakanlığa başvuran
Alarko Yıltaş Yıldız AŞ yetkililerinin,
Tûrkiye aleyhine verilebilecek bir
ihlal karannı ıstemedikleri ve
başvurulannın Avrupa insan Haklan
Sözleşmesi'nde öngörûlen dostane
çözüm yoluyla sona erdinlmesıne
"SSBK"
olumlu yaklaştıklannı bildirdikleri
belirtildi. Yazıda, şu görüşlere yer
verildi:
"Dostane çözüm, Avrupa İnsan
Haklan Sozieşmesi'nin 38. maddesine
göre bir başvuruyu sonuçlandıran
yöntemler arasmda yer almaktadır.
Mahkeme önünde aîeyhte
sonuçianabiiecek baa davalarda
dostane çözüme gktibnesi ihlal
karanmn kesinleşmiş bir mahkûmiyet
karan nitettgi kazanmasını ve şikâyete
konu olan olayla birlikte aleni hak
geknesini önlemekte, tazminat olarak
ödenecek mebiağlann ve yarguama
masraflannın daha düşük düzeyde
kahnasmı sağlayabihnektedir.
AİHM'de aJeyhimize açılmış
davalarda dostane çözüm yöntemine
tarafumzdan da olumlu
yaklasılınaktadır. Aleyhimize açılmış
kamulaşarma davalaruun genelKkle
ihlal karan ile sonuçlanmakta olduğu
bu-gerçektir."
Yazıda, ilgili makamlann da dostane
çözüm önerisine olumlu yaklaşmalan
haline "dostane çözüm meMağTnın
bakanlığa bildirilmesi istendi.
Istanbul Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Kemal Alemdaroghı, * -, ~ £ *
Alarko yöneticilerinin *
AlHM'ye başvurmasını çok
yadırgadığını vurgulayarak "Bu
durum, Türkiye'deki yargı sistemini
Avrupa tnsan Haklan Mahkemesi'ne
şikâyet »nr«mmı taşır. Baa dinci
kesimler Türkiye'yi şikâyet ediyor
ama Türkiye'yi sevea, her yönüyle
savunan Alarko yetkUilerinin bu
başvurusunu gerçekten yadırgadnn.
tshak Alaton ve Uzeyır Garih'i çok
saygm kişiler olarak tanıyorum. Belki
onlarm da bu başvunıdan haberi
ohnayabitir''dedi.
Yasalar çerçevesinde blttl
Dışişleri Bakanlığı'nın, "dostane
çözüm'' önerisıni benimsediğinden
değil, prosedür gereği bu yazıyı
gönderdiğini belirten Prof. Dr.
Alemdaroğlu, şunlan söyledi: '
"Rektörlük olarak yasalar
çerçevesinde bitmiş olan bir davada
anlaşmamız mümkün olamaz.
Alarko'nun dostane çözüm önerisi bizi
bağlamaz. YÖK'e ve Dışişleri
Bakanhğı'na da bu görüşlerimizi
belirten yazrvı gönderdik.''
IÜ Rektörü, ADIM'de aîeyhte bir
karar çıkması halinde de,
sonucun kendilerini değil, Dışişleri ve
Maliye bakanlıklannı ılgilendirdığinı
söyledi.
Din Gör-Sen Genel Başkanı Ahmet Yıldız, lojman kiralannı protesto edeceklerini söyledi
Camflerde kültıir etldııliğî
CANERÖZTÜRK
Dünyada din görevlilerinin
kurduğu ılk sendika olan Tûrki-
ye Din Görevlileri Sendikası
(Din Gör-Sen) Genel Başkanı ve
Eyüp Şevki Bey Camii tmamı
Ahmet Yıküz, günümüzde yal-
nızca ıbadet yerleri olarak bili-
nen camilerin bir dönem kûltür
ve sanat etkinliklerine de ev sa-
hipliği yaphğını söyledi. Yıldız,
Hz. Muhammet döneminde gü-
reş müsabakalannın yapıldığı
camilerde yeniden kültûr ve sa-
nat faaliyetlerinin yapılabilece-
ceğini belirtti. Yıldız, cami loj-
manlan kiralannı protesto etmek
için ilk eylemlerini Taksim'de
yapacaklannı bildirdi.
Din Gör-Sen Genel Başkanı
Yıldız, Türkiye'nin idari yapı-
sından kaynaklanan sonmlar ne-
deniyle örgütlendiklerini, üye sa-
yılannın 2 yıl içinde 10 bini bul-
duğunu söyledi. Din Gör-Sen'in
20 kentte şubesinin bulunduğu-
nu bildiren Yıldız, sendikalan-
nın diğerlen gıbi "hakaramaör-
gütü" olduklannı vurguladı.
Ahmet Yıldız, ilk eylemlerini
kasım ayında Taksim'de gerçek-
leştirmeyı planladıklannı söyle-
di. Vakıflar Genel Müdürfö-
ğü'nün khni cami ımamlanndan
aylık ücreti 600 milyon liraya
ulaşan lojman kirası istediğını
anlatan Yıldız, bu durumun dü-
zeltilmesi için son kez Vakıilar'a
biryazı yazacaklannı, anlaşama-
malan durumunda Taksim'e çı-
kacaklannı ifade etti. Yıldız, me-
mur sendikalan KESK, Kamu-
Sen ve Memur-Sen'in de kendi-
lerini desteklemesini bekledik-
lerini belirtti.
Yıldız, bugün sadece ibadet
etmek amacıyla inşa edılen ca-
milerde Hz. Muhammet döne-
minde spor karşılaşmalan da ya-
Ahmet Yıldız, idari yapıdan kaynaklanan sorunlar nedeniyle örgiitlendikJerini söyledi
pıldığını, hatta Hz. Muham-
met'ın bile burada koştuğunu
söyledi. Hz. Muhammet döne-
minde kültür ve sanat merkezi
olma özellığını taşıyan camiler-
de zamanla bu tür şeylerin yapıl-
madığını belirten Yıldız, "Esld-
den cami sadece namaz lahnan
yer değfldT dedi. Yıldız, cami-
lerde "yurtsevgisi'', "çevresoru-
nu" gibi konularda şiir yanşma-
lan yapılabileceğini anlatO.
"Din hizmetüün cemaat tara-
findan verümesi" görüşüne kar-
şı çıkan Yıldız, böyle olması du-
rumunda camılenn Almanya'da
olduğu gibi radikal Islami örgüt-
lerin elıne geçecegını, imamlann
da bu örgütlenn savunuculuğunu
yapacağım söyledi. "Devletin
imamı oimayu radikal gruplarm
imamı oimaya terdh ederim" di-
ye konuşan Yıldız, Diyanet'in
ancak gruplaşmalann sona er-
mesınden sonra yeniden yapılan-
dınlabileceğini savundu.
GÖRÜŞ
HUSEYİN BAg
Pehi, Ne Yapmalı?
Eceyit hükümetinin hukukla ikjisi kuşkulu KHK'le-
rinin birbiri ardından Köşkten dönmesi, başta Sayın
Başbakan olmak üzere hükümet çevrelerini iyice çi-
leden çıkarmıştı. Sayın Sezer'in 'Cumhurbaşkanlığt-
na seçilmesinde hata yapıldı' diyenlerden, her türiü
demokratik teamül ve hukuktan acınacak ölçüde
yoksun birtakım serdengeçti sıyasetçi ise işi, Yeni-
çeri geleneklerini anımsatan 'alaşağı edelim' yön-
temlenne kadar götürmûşlerdi. Kısaca anayasayı del-
mekte kararlı Ecevıt ile onu deldırmemeye yeminli
Cumhurbaşkanı arasında köprüler iyice atlmışa ben-
ziyordu. Sayın Cumhurbaşkanı'nın son KHK'yi de,
'anayasaya aykın' bularak geri göndermesi Sayın
Ecevit'i öytesine öfkelendirmiş olmalıydı ki, o ünlü ne-
zaketini ve soğukkanlılığını unutarak Sayın Cumhur-
başkanı'nı, 'bu davranışıyla devletı2 milyardolan aş-
kın krediden yoksun bırakmakla' suçlamıştı. Bunun
gerçeklerle ne ölçüde bağdaştığı, hete bu tür bir bas-
kının bir başbakana yakışmayacak biçemi bir yana,
Sayın Ecevit bununla acaba devletin milyar dolariık
dış krediler alması gibi duaımlarda 'anayasa' deline-
bilır demek mı istemişti?
Degılse eger, bunca önemli saydığı bu konuyu
KHK yenne niçın rahat çoğunluğa sahip olduğu Mec-
lis'te çözmemıştır sorusu yanıtsız kalmaktadır. Yok-
sa, Amerikan Temsılciler Meclisi'nde kabul edilmesi
gün sayan Ermeni soykınmı tasansı karşısında eko-
nomiden siyasete eli kolu bağlı olduğundan kamu-
oyunun beklediği gerçek, canalıcı ve somut tepkile-
ri gösteremeyeceğinin bılinciyle, durdukyerde, Köşk
knzi çıkararak, yangına körükle giden çevresinın de
yardımıyla, halkın dıkkatinı yapay krizlerle karartıp
Amerika karşısındakı çaresizliğini gizlemenin bin kez
denenmış, ne var kı her zaman istenilenin aksi yön-
de sonuç vermiş bir yöntemin tuzağına mı düşmüş-
tü? Nitekim Anayasa Mahkemesi hükümete çeşitli
konularda kanun hükmünde düzenleme yapma yet-
kisi veren yasayı ıptal ederek soruna son noktayı
koymuş ve hükümetın zerrece hak etmediği ağır eleş-
tirilenne karşın anayasa tanımayanlara ınatla dırenen
Cumhurbaşkanı'nı haklı çıkarmıştır. Aynca bu olay,
Sayın Ecevıt'ın hukuk danışmanlannın, özellikle de
Fazilet Partisi'nin uzmanlanyla kıyaslandığında, dü-
pedüz sınıfta kaldıklannı da ortaya koymuştur.
Dün yere göğe koyamadıklannı bütünüyîe unutup
uysal, ûyumlu hükümet politikasının gereklerine gö-
re 'icabında' anayasayı (ne kadar içimize sindirme-
sek de) hafifçe rafa kaldırabilen, dişe göre cumhur-
başkanı özfemlerinı yitırdıkleri için bugün Sayın Se-
zer'in 'Cumhurbaşkanı seçilmesinde hata yapıldı'
diyenlere, bu sağlıksız degeriendırmelerini ters yöne
çevirmelerini salık veriyoruz.
Bugüne kadar benimsediği anti-sosyal, bütünüy-
le dışa bağımlı, küreselcı ve neo-liberal politikalara
bakılırsa kendisı ne denlı aksini iddia etse de, Sayın
Ecevit'in ne yazık kı, Demokrat ve Sol olduğu, artık
çocuklan bıle uyutması kuşkulu bir eski masaldır. Bu
yüzden 'asıl hatalı' olan, uzun süredır ilk kez hukuka
ve yasalara ıçtenlikle bağlı, çağdaş, bağımsız bir
cumhurtsaşkanından çok, belki de, ülkeyi yakın ta-
rihte eşine benzerine rastlanmayan ölçüde iç ve dış
sermayeye bağımlı kılan, sosyal olan ne varsa silip
süpüren, köy-kent ninnisinin ardında, IMF'nin direk-
trfteri doğrultusunda hayvancılıktan tanma köylünün
betoııtaran;dargelırlinin, memurun, işçinin geçimini,
saglığı ve sosyal haklannı IMF'nin yokedici eline tes-
lim eden, kamunun mallannı haraç mezat yok paha-
sına gümüş tepsi içinde iç ve dış sermayenin talanı-
na sunan, aşın sağın yanı sıra tarikatçı cumhuriyet
düşmanlannı içine sindiren, onlara üzüm üzüm üzü-
ten, başlan sıkıştığında yargıyı etkilemekte zerrece
sakıncagörmeyen, bıryandan IMFnin memurunafır-
ça çekıp bağımsızlık göstenleri yaparken, aynı gün
onun agababalannın dayatmalanna harfîyen uyula-
cağını açıklayan, Kopenhag knterlerinin yerine geti-
rilmesınin ekonomiye ilişkin yanlanndaki acul davra-
nışına karşın insan haklan ve demokratikleşmede
ayağını sürüyen ve tüm bu davranışlanyla halkın gü-
venini har vurup harman savuran Sayın Ecevitten
başkası değildir. Siyasal yazgtlan iki kişinin dört du-
dağı arasında olan ve Tann şahittir, demokrasinin
esamisinın okunmadığı hem demokratik hem sol 'ki-
şiye özel' partisınin saygıdegervekilleri bütün bu oJup
bitenler karşısında sus pustur. O kadar ki, bir ara na-
sılsa ortaya çıkan ve kendilerine 'çile çiçeklen' adını
veren bir iki çıtkınldım sözde 'muhalifi' ise 'muhale-
fetlerini' genedikle ağlaşarak yaptıklanndan, kolay-
hkla anlaşılacağı üzere o yönde hemangı bir umut
yoktur. Ecevit ve partisı 'karizma' kökenli bir partidir.
Karizmanın ömrü ise sonsuz değildir. Halkın büyük
çoğunluğunun yaşamsal gereksınmelerine karşı inat-
lasürdüriılen antı-sosyal polıtikalanna karşın ne den-
li güç olursa olsun kanzma daha fazla tutunamaz ve
zaman içinde kaçınılmaz sonuna ulaşır. Uygulamak-
ta olduğu politikalaria 'Umudumuz Ecevit' efsanesi-
nin yaldrzlan iyice dökülüp gerçek politik akidesi her-
kesin kafasına dank ettiği an, halk ona ve partisine
bunca gecikmeyle de olsa, hak ettiği dersi verecek-
tir. Gerçek bir altematif olarak görülmese de,
CHP'nin, ara dönemde, halkın umudu olma fırsatına
bu denli yakın olmasına karşın son gelişmelerie bu
fırsatı değeriendirmesı son derece kuşkuludur. Eze-
li mağlup ne ki asla 'güreşe doymayan' Deniz Bay-
kal'ın kendisi gitmekJe birlikte, 'Tahta Atiannda uy-
gun zamanı kollayan 'delegelerini' oyuna sürerek,
partıyi, kötü yönetimi, saftoron stratejileriyle tarihin-
de ilk kez pariamento dışında bırakmasına karşın ye-
niden başkanlık koltuğuna oturtulması bir trajedidir.
Beş yüz delege-asker ve Pirüs zaferinin ardından
çark ederek 'muzafferkumandanın' yanında yeralan
'muhalifleri' bu davranışlanyla, yüreklerine taş basıp
Atatürk'ün kurduğu partilennı 'barajın' altında bıra-
karak cezalandıran mılyonlarca seçmenin iradesine,
ihtimal kısa bir süre sonra onlaria yeniden sandıkta
karşı karşıya geleceklerini bütünüyîe unutarak mey-
dan okumuştur. Bu kez, geçen seçimlerde partiye,
herşeye karşın yine de %8.5 oy verenlerin de, ordu-
sunu perişan eden bir kumandanı tarihte eşine ben-
zerine rastlanmayan bir aymazlıkla bir kez daha ya-
ralarmı sarmaya uğraşan bir ordunun başına getiren-
lere, partilerini hiziplerin kol gezdiği arenaya dönüş-
türüp ülke sorunlannı görmezlikten geldıklen, ülke-
nin yazgısını halkın acılanna duyarsız, irticayı ciddi-
ye almayan, aşın sağın kadrolaşarak devlet örgütün-
de dal budak sarmasına göz yuman, orta sınıfı yo-
keden enflasyonla savaşımı ucundan tutan, her fır-
satta sözde demokrat görünerek aslında oy kaygı-
sıyla dinci kesimlerin sırtını srvazlayan; eğitimi, s ^ -
lığı 'zenginlerin' ulaşacağı yerieretaşıyanlann çoktan
tarihe havale edilmesi gereken yöntemlerine bırak-
tıklan için iyice öfkelenen seçmenlerin diğer öfkeli
seçmenlere katılarak önümüzdeki seçimlerde bu kez
çok daha sert ve ölümcül yanıtı verecekterinden kim-
senin kuşkusu olmamalıdır. O zaman, umanz herkes
seçımlerin, salt asker-delegeler, akıl ve izanlannın
önünde koşan hırslannı gemleyemeyen parti batıran-
larla, liderliğe soyunup dakka bir çark ederek havlu
atan sözde muhaliflerie kazanılamayacağını ve
CHP'ye oy veren milyonlarca seçmenin ezici çoğun-
luğuyla asker-delege ya da burunlannın ucunu gör-
meyen dünyadan habersiz saftoronlar olmadığmı
goreceklerdir.
Peki ne yapmalı? >: