24 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
10EKİM2000SALJ CUMHURİYET SAYFA HABERLER Genç, hafktan destek istedi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Emniyet Genel Müdürü Turan Genç, dün uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadele konusunda tçişleri Bakanlığı'nda düzenlenen basın toplantısında Türkiye'nin, uyuşturucu ticareti yapanlar için gûvenli yol olmaktan çıktığını ve uyuşturucu trafığinin Kuzey Karadeniz ve Doğu Akdeniz rotalanna kaydığuu belirtti. Genç, 'Uyuşturucu konusunda ulaşamadığımız noktalarda halkın desteğine ihtiyacunız var' dedi. Çffler'i sımr kampanyası • İstanbul Haber Servisi- Internette faaliyet gösteren MiniDEV adlı siteden yapılan açıklamada, sözde Ermeni soykınmı yasa tasansı nedeniyle, "Türk vatandaşı olmayan Ermenilerin sınır dışı edilmelerini" öneren DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in, bu sözlerine karşılık sınır dışı edilmesi amacıyla kampanya başlatıldığı duyuruldu. Yalova, Öngör'ü kalıııletti • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ozelleştirmeden sorumlu Devlet Bakanı Yüksel Yalova, dün Türk-ABD îş Konseyi Eşbaşkanlan Akın Ongör ve Nancy Kassebaum Baker başkanlığındaki heyeti kabul etti. Yüksel Yalova Türkiye'nin özelleştirme konusunda şu ana kadar elde ettiği başanlan ile övünmeye hakkı olmadığını söyledi. AçMama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Gazetemizin 6.10.2000 tarihli sayısında yayımlanan "DSP'de MHP Kadrolan" başlıkh haberde adı geçen Bolvadin Milli Eğitim Müdürü Kemal Kumru, haberdeki bazı bılgılenn yanlış olduğunu ileri sürerek şu açıklamayı yapn: "Kemal Kumru'nun Mustafa Yeni'nin kardeşi olan Kütüphane Müdürü Ahmet Yeni'ye Vakıfbank'tan kredisine kefil olduğu, bunun karşıhğı olarak da Kemal Kumru'nun Milli Eğitim Müdürlüğü'ne getirildiği belirtilmektedir. Ancak ben bugün ve geçmişe dönük 20 yıl olmak kaydıyla Ahmet Yeni dahil soy ismi Yenı olan hıçbir kimseye kefılliğim yoktur. Kemal Kumru, Milli Eğitim Müdürlüğü'ne 19.11.1999 tarihinde, Halil Hilmi Yeni, şube müdürlüğüne 18.06.1999 tarihinde, Halk Kütüphanesi Müdürü Ahmet Yeni de bulunduğu göreve 20.07.1991 tarihinde gelmişlerdir. Mustafa Yeni, 14.09.2000 tarihinde Bolvadin DSP Üçe Örgütü Başkanlığı'na seçildiği için bu insardan seçimden önce göreve getırmesi mümkün değildir." Düzettme • Gazetemizde dün "Çevre Kirliliğine KHK'li Davetiye" başhğıyla yayımlanan haberin bir bölümünde ÇED Yönetmelıği'ndeki değişikliklerle, enerji yatınmına ait çekincelerin askıya ahndığı tarih 31 Aralık 2000 olarak yeT almıştır. Doğrusu 31 Aralık 2002 olacaktır, düzeltiriz. Tayyip Erdoğan'ın yeni parti için çalışmalannı tamamladığı iddia edildi FP'de yol aynnıına doğruANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi'nde görülen kapat- ma davasında son aşamaya gelinirken, FP'de gruplar arasuıda ortaya çıkan ay- nlıklar dennleşiyor. Yenilikçilerin dava- nın sonuçlanmasıru beklemeden parti- den aynlmalannı isteyen Tayyip Erdo- ğan'ın yeni partinin kuruculannın yanı sıra il ve ilçe yöneticilerini dahi belirle- diği bildirüdi. RP davası sonuçlanma- dan birkaç ay önce FP'yi kurduran Er- bakan ve ekibinin bu kez taktik değiştir- diği ve yeni oluşum netleştirildiği halde resmi başvuru için Anayasa Mahkeme- si'nin karannı beklemekten yana olduk- Bank Ekspres davası • Oğuzhan Asiltürk'ün Grup Başkanvekili Bülent Annç için, "Hoca'nın elini öptü, aday gösterdik, yeniden seçildi" sözleri FP'deki yenilikçiler-gelenekçiler kavgasını tekrar su yüzüne çıkardı. Asiltürk'ün sözlerine Kutan da tepki gösterdi. lan kaydedildı. tl başkanları toplantısın- da Grup Başkanvekili BülentAnnç için, "Hoca'nın elini öptü, aday gösterdik, ye- niden seçUdi" dıyen Asiltürk, partiyi ka- nştırdı. Annç, "Bunlar delisaçması" di- ye tepki göstenrken FP Genel Başkanı Recai Kutan Asiltürk'ü telefonla araya- rak basına yansıyan açıklamalanrun ger- çek olup olmadığını sordu. FP yönetıminin son gelişmelerle ilgi- li olarak RP'nın kapatıhnası sürecinde yaşananlardan farklı bir tavır izleme eği- liminde olduğu bildiriliyor. Parti yöne- timinin yeni partıyle ilgili hazırlıklar ta- mamlandığı halde karar kesinleşmeden resmi bir başvuruda bulunmayı düşün- medıği belirtiliyor. Yeni partiyle ilgili çalışmalann Erbakan'a yakınlığıyla bi- linen Teoman Rıza Güneri öncülüğünde yürütüldüğü kaydedildı. Demirel yargı önündeİstanbul HaberServisi- Ka- sırga operasyonu kapsamında tutuklanan Egebank'ın eskı sahibi Yahya Murat Demirel, hakkında Bank Ekspres'i do- landırdığı ıddiasıyla 7.5 yıla kadar hapis cezası ıstemıyle açılan davanın görülmesıne yann başlanacak. İstanbul 2. Ağır Ceza Mah- kemesi'ndeki davada, Demi- rel dışında bankanın eski yö- neticıleri ŞükrüEsat Erkuş ve AH Ertunç Yalçm da sanık ko- numunda bulunuyor. İstanbul Cumhuriyet Baş- savcılığı'nca hazu-lanan iddi- anamede, Bank Ekspres'in "hikfl harekederie hataya dü- şürüldüğü, gerçekte var ohna- yıpkâğrtuzerindegözükenha- yaH sirketlere kredi vermesi sağianarak 8 trflyon 314 mfl- yar Kra zarara uğratıldığı" be- İirtilerek saruklar hakkmda 7.5 yıla kadar hapis cezası is- tenmişti. ÇtZMEDEN YUKARI AMA' IŞE SİlRAVİdBll-İP ır£/\£At ri4rvl 3 0 BİN EJRN 3BW1^^B^E^BMHRB^B^B^B^B^B^E^E^B£ ; ' — ..&•»-. .S.a J i A A & B H K «?jF nr^^B^B^B^B^I | MUSAKART M^MflV"^ j^B^B^B^H B^HBV m.kart(a superonline.com.tr Kapatma davasında sonuç ne olursa olsun partide bölünme yaşanacağına ke- sin gözüyle bakıhrken, partinin kapatıl- ması durumundaayn bir parti ile yola devam edecek olan yenilikçilerin kapat- ma karan verilmezse olağanüstü kong- re için harekete geçecekleri ileri sürül- dü. Yenilikçilerin davanın sonucunu beklemeden partiden kopmalannı iste- yen Tayyip Erdoğan'ın bir süreden beri sürdürdüğü yurt gezilerinde yeni parti ıle ilgili çalışmalannı büyük ölçüde ta- mamladığı belirtildi. Erdoğan'uı yaptır- dığı anketlerin sonuçlannı değerlendire- rek il ve ilçe yönetimlerini belirlediği kaydedildı. Alânya'daki il başkanla- n toplantısmdan basına yansıyan açıklamalan ne- deniyle partide yeni bir tartışma yaratan Asiltürk, yenilikçilerin yam sıra Kutan'ı da kızdırdı. Asil- türk'ün genel merkezi bil- gilendinneden il başkan- lan toplantısı düzenleme- sine kızan Kutan, toplantı- ya katılmamıştı. Kutan'ın dün yurtdışmda bulunan Asiltürk'ü telefonla araya- rak basına yansLyan haber- lerin doğruluk derecesini sorduğu öğrenildi. Asil- türk'ün ise açıklamalan- nın çarpıüldığını öne sür- düğü belirtildi. Annç'tan Asiltürk'e tepki Bülent Annç da Asil- türk'ün basına yansıyan "Armçgekn,>anhş>apöğı- m söyledL Biz de kendisine görev verdik" şeklindeki sözlenne sert tepki göster- di. Annç, "Oğuzhan Bey'i aradnn ancak yurtdışmda olduğu için görüşemedim. Bu sözlerin konuşulmuş ol- maması Uzun. Bunlar de- B saçması şeyierdir. Bunla- n söytemek için bir insa- nın deli ofanası gerekir. Oğuzhan Bey atalh bir in- sandır. Söylemediğini ka- bul ediyorunT dedi. Demirel ailesi Bankalar Yasası'nı inceliyor Yahya'yı kurtarmaplam ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Demirel ailesinın Yanya Murat Demirel" i kurtarmak için Bankalar Yasası hükümleriyle ilgili araştırma yapüğı öğrenildi. öncelikle zimmet suçlamasıyla dava açılması önlenmeye çalışılıyor. Bu yapılamazsa, zarann ödenerek, verilecek cezada indirim sağlanması hedefleniyor. Banka zararmm ödenmesinin zimmet suçunu ortadan kaldırmayacağı, yalnızca verilecek hapis cezasının azaltılabileceğı belirtildi. Bankalar Yasası'nın adli suç ve cezalara ilişkin 22. maddesi, "kovuşturma yapdmadan önce zarann tamamryla ödenmesi durumunda 12 yıllık hapis cezasmı 6 yıla ya da hüküm grymeden önce ödeme yapıhrsa 9 yıla indirümesi" olanağı sağlıyor. Egebank'ı ahnasmm üzerinden 1.5 yıl geçtikten sonra batıran Yahya Murat Demirerin, Şevket Demirel grubu şirketlerine kredi aktanmı, batan bankalardan Bank Ekspres ve Interbank'ın sahibi Cavit Çağlar'a kredi kullandınmı, paravan sirketlere kredi aktanmı, off-shore hesaplara aktanlan mevduatlann kredi olarak yeniden Türkiye'ye girişinin sağlanması, el konulacağı haberinin alınır alınmaz torbalarla paralann ve belgelerin kaçuılması gibi yöntemlerle bankamn içini boşalttığı ortaya çıkıyor. Bankalar Yasası 'na göre, Egebank'm Yönetim Kurulu Başkanı olan Yahya Murat Demirel, denetim ve sorumluluğu altındaki bankaya ait para ve varlıklan zimmetine geçirmek suçundan 6 yıldan 12 yıla kadar ağır hapis cezası ve banka zararmm tazminine mahkûm edilebilir. Bankalar Yasası'nda, bu suçun bankayı aldatacak ve fıilin açığa çıkmasını sağlayacak her türlü hileli faaliyette bulunarak işlendığı ortaya konulursa, Murat Demirerin en az 12 yıl ağır hapis ve banka zarannın 3 katı kadar ağır para cezasına çarptınhnası öngörülüyor. Ancak, aynı maddede, "Zarann kovuşturma yapdmadan önce tamamryla ödenmiş oiması haünde cezalann yansı, ödeme hükümden önce gerçekkştirilmiş ise 3te 1 oranında üıdirilir*' deniliyor. Devlet Bakanı Hüsamettin Özkan'dan açıklama 'Yenikrediaçdmadı' Gazetenizin 8 Ekim 2000 tarihli nüshasında Halk Bankası tarafından açılan kredilerle ilgili olarak "Raporlar Ozkan'ı valanhyor" başhklı bir haber yayımlanmıştır. Oysa, haberde konu edilen Yüksek Denetleme Kurulu Raporu ile Hürriyet gazetesine gönderdiğim açıklama arasında bir çelişki bulunmadığı gibi, aksıne tam bir uyum söz konusudur. Şöyle ki: 1. Haberde 56 ve 57. nükümetler döneminde söz konusu firmalara kredi kullandınlıp kullandınlmadığı konusunun tarafımdan açıklanmadığı ileri sürülmektedir. Oysa, açıklamamda, kredilerin açıldığı tarihler belirtilmiştir. 56 ve 57. hükümetler döneminde bu firmalara hiçbir kredi açılmamıştır. 2. Haberde, kredilerin sorunsuz olduğunu ifade ettiğim izlenimi verilmekte ise de; açıklamamda aynen, "Firmalara proje bazında açılan 5 yıl vadefa' kredilerin 1998 ve 1999 yıDannda yenilenememesi nedeniyle krediler nakde dönüşmüştür. Bûnun üzerine firmalarla tahsilat protokolü yapdmış ve bu protokoDer doğrulrusunda kredilerin geri tahsili başlaülmışûr" denilmektedir. Açıklamamda, kredilerde sorun ohnadığı şeklinde bir ifade bulunmamaktadır. 3. Haberde, "Özkan'm açıklamasmda firmalara açtlan 5 yıl vadeli kredilerin yenilenememesi nedeniyle krediler nakde dönüşmüştür, denmesine karşm YDK Raponı'ndaki şu böhlm dikkat çekryor" denılmektedır. Oysa YDK Raporu'ndan almtı yapılan bölüm, Hürriyet gazetesine yaptığım açıklamanın teyidi niteliğinde olup, banka yönetim kurulunun 9 Kasım 1998 tarih ve 38/64 sayılı karan, mevcut kredilerin geri dönüşünü sağlamaya yönelik bir protokol karandır. Bu karara dayalı olarak firmalara yeni kredi açılmamıştır. 4. Haberde, bankayla ilgili YDK raporlannın görüşühnesinin TBMM KIT Komisyonu'nda engellendiği ileri sürühnekte ise de, YDK raporlarmm ne zaman görüşüleceğinin tamamen TBMM'nin iç işleyişine bağlı bir konu olduğu açıktır. Saygılanmla. Hüsamettin Ozkan Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı. IRMIKIAYDBV ENGtN aengin(a doruk.net tr Ne tuhaf siz bu satırlan okur- ken orada üç göksel dinin kut- sal topraklannda, Filistin'de bir yeni savaş daha başlamış ola- bilir. Israil Başbakanı Ehud Ba- rak'ın verdiği süre dün geceya- nsı doldu. Yaser Arafat'ın ya- nıtı ne oldu bilmiyorum. Arna Barak'ın ültimatomuna boyun eğse kendi halkınca lanetlene- cek; boyun eğmese üstün tek- notojinin bütün olanaklanm kul- lanan Israil ordusu Filistin hal- kının ve bölgedeki destekçile- rinin üstüne ölüm yağdıracak. Binyıllardır kana doymayan topraklarda "eğreti bir barış" için bile umut artık çok az. Neden? 1947'de, 2. Dünya Savaşı'nın hemen ardından, 6.5 milyon Yahudinin, Alman faşizmince gaz odalannda, toplama kamplannda yok edi- lişinin "vicdan diyeti"ni öde- mek isteyen Batı, Birieşmiş Mil- letler'den bir karar çıkardı. Ka- rar Yahudi halkının, Tevrat'ın müjdelediği "vaaf edilmiş top- raklar" üstünde bir devlete ka: vuşmalannı öngörûyordu. Ülusiararası Yahudi lobisinin güçlü propagandası işlemeye başladı. Pek pariak bir slogan, Avrupa ve Amerika başkentie- Amcaoğullan Birbirini Boğazlarken rinde çınlamaya başladı: "Vatansız halka, halksız top- raklan verin!" Tevrat, bu topraklann Fira- vun'dan kaçan Musa kavmine vaat edildiğini haber veriyor. Doğru. Ama vaat edilmiş topraklar- dan kovulup dünyanın dört bir yanına dagılan Yahudilerden sonra da o topraklar "halksız" değildi. 3000 yıl boyunca Filis- tin, irili ufaklı Arap köy ve kasa- balanyla ve topraklannı terk et- meyen birkaç Yahudi köyüyle doluydu. Ve o tapraklarm üstünde Ku- düsyükseliyordu. Bütün dinle- rin kutsal kenti; bütün dinlerin öteki dinlerden kıskandığı, sa- hiplendiği Kudüs. Bütün dinlerin kutsal tapına- ğı: Kudüs. Bugün bölgeyi bir kez daha savaş sınınna getiren (belki de saatler önce başlamış savaşa yol açan) uzlaşmazlığın tek ne- deni degil, ama simgeleşmiş nedeni de Kudüs. Bir devlet kurmanın sancıla- n içindeki Filistinli Araplar için "başkent" Kudüs'ten vazgeç- mek, elli yıllık bir direnişin top- tan inkân ve Muhammed'in buyruğunun çiğnenmesi anla- mına gelir. Yahudileriçin "başkent" Ku- düs'ten vazgeçmek, dinden çıkmakla özdeş. Hıristiyanlar için Isa'nın haçı- nı sırtında taşıyıp eğri büğrü so- kaklannda yürüdüğü ve sonun- da çarmıha gerildiğı kutsal kent Kudüs'te salt Musevi ya da salt Müslüman egemenliği yeni bir Haçlı seferine yol açabilecek kadar kabul edilemez bir küfür. ••• Şu tabloya bakın: Hıristiyan: Yahudilere düşman. Çünkü Isa'yı Romalılara onlar ihbar et- ti. Isa'nın çarmıha gerilmesinin baş suçlusu Yahudiler. Müslümanlara düşman. Çünkü o kutsal topraklan -son- radan- Müslüman barbarlar iş- gal etti ve hâlâ büyük bölümü- nü ellerinde tutuyoriar. Kosko- ca Haçlı ordularını geri püskür- ten, kutsal topraklan kirleten hep onlar. Müslüman: Hırıstıyanlara düşman. Kılıç zoruyla, Kuran buyruğuyla (ci- hat) fethettikleri bir kenti onlar- dan geri almak için taa Avrupa- lardan kopup gelmtş Haçlı or- dulanyla çarpıştılar. O günlerde serpilip boy atan düşmanlık ek- silmeksizin -belki artarak- sü- rüp gidiyor. Musevilere düşman. Kılıç zo- ruyla kazanılmış kutsal kenti hi- le ve desise ile geri aldılar. Ça- ğın en ileri teknolojisiyle ve ABD ve Avrupa'nın Yahudi lo- bilerinin bitmez tükenmez pa- rasal destekleriyle Müslüman- lan yendiler. Kenti geri almakla kalmadılar, şimdi de Müslü- manlan bu kutsal kentten kov- manın hesaplan içindeler. Üs- telik onlar varlıklı ve güçlü. Müslüman Filistinli ise artık yoksul ve çaresiz. Musevi: Hıristiyanlara düşman. Çün- kü Tevrat'ı reddedip yeni bir di- ni (Isa dini) benimsediler. Be- nimsemekle kalmadılar, bu kut- sal kentte hak iddia ediyorlar. Oysa bu topraklar, bu kent Ya- hudilere vaat edilmiş. Tevrat bunu boyle buyuruyor. Burası Yahudi kenti ve salt Yahudi kenti. Müslümanlara düşman. Çünkü Tevrat'ı reddedip yeni bir dini (Muhammed dini) be- nimsediler. Önceki iki kitabı (Tevrat ve Incil) ilga ettiklerini açıkladılar. Dahası Yahudi hal- kına vaat edilmiş bu kutsal top- raklardan ve kutsal kentten çe- kip gitmiyoriar, zor kullanıyor, suikastlarta, gerilla savaşı ile, "intifada" ile direniyoriar. ••• Ve düşman kardeşlerin hep- si, yan yana, iç içe, karşı karşı- ya, diş dişe, omuz omuza bu kentte yaşıyorlar. Kudüs, insanoğlunun üç bü- yük dininin buluştuğu harikula- de bir dinler ve ırklar ve halklar mozaiği olabilecekken kinin, nefretin ve düşmanlığın zehirii tohumlannın yeşerdiği bir kent. Tarihin ne tuhaf cilvesi. Mu- sa dinine inanmış Yahudi kav- mi ile Muhammed ümmeti Fi- listinli Araplar "amcaoğlu". Hepsinin kökü Sami ırkı. Buna Tevrat da tanık, Kuran da. Ay- nı soyun çocuklan, amcaoğul- lan bugün ölümüne düşman. POLİTtKA GÜ1NLÜĞÜ HtKMET ÇETİNKAYA Belgrad'dan Kudüs'e Bir kareli deftere yazdıklanmı okudum dün sa- bah... Sanki dört duvar arasında isyana hazır gibiydim... Ve kendi kendime sordum: Kırmızı bir toprak saksıda güneşi arayan çiçek, dünya kayasının yosunlu yamacı üzerinde, öJdü- rülmek üzere olan siyah ya da Filistin'de kurşunla- ra hedef olan babayla çocuk yaşamın bunca renk- leri arasında neden yer almıyordu? Zamanın bilinmeyen diliminde Adonis'in esir pa- zariannda dolaşıyordum sanki. Belgrad'da bir ak- şamüstü karmakanşık düşler bahçesinde avunu- yor, acının kaybolan fotoğraflanna bakıyordu... Aşk ve düş parantezleri arasına bedenini koyan kadın, kırmızı bir güneşi yakalamaya çalışıyor, kar yüklü gergin dallarda umutlu umutsuzluğun resmi- ni çıziyordu... Kızıl nar çiçekleri sonbaharda açan1 .. ^ Sonbaharda bıter aşk, tıpkı banş gibi!.. Fikret Bila'nın pazar günü Milliyet'teki yazısı, be- ni yıl|ar önceki sisli Belgrad akşamına taşırken ne- dense mavi sabahlarta kucaklaşan Prag sabahı- nın çocuksu avuntularını anımsadım... Belgrad'da yaşanan olaylan 'halk ihtilali' olarak değeriendiren anlı şanlı medyamız, Sırp ırkçılığı- nın bugün nereden nereye geldiğinin neden bilincin- de değildi ve şu soruyu sormuyordu: "Bundan sonra Kosova'da ne olacak?" Bir kareli deftere yazılanlar Franz Carl Weis- kopf'un dizelerinde kaybolan yeşıl senn ağaçlannı bize gösterirken şöyle seslenebilirdi: "Söyle arkadaş, çıçek açacak mı gelincik yakın- da?" • • • Gelinciğin çiçek açması bu mevsimde zorduri.. Bir halk ayaklanmasını demokrasiyle birteştirip ırkçılığı unutturmak ise yeni dünya düzeninde çok kolay!.. Yıllar önce bir Belgrad akşamında Prag'ı düş- lerken sokaklann fırtına sessizliği içinde kaybol- dum... Keskin ve sivri oklarıyla saf saf dizilmiş rtisan- cılaryoktuo yıllar... Bir sonbahar yağmuru altında ıslanırken Weis- kopfun gitarın tellerinden sesleniyor, sanki Julis Fucik'le buluşup konuşuyor, ardından annesinin yanağına öpücük konduruyordu: "Erkekler mezariarından kalkıyor ' Kanlı ölümüne yorgun •> Ve arkalannda dunjyor savaş. Ruhlan parça parça, Gövdeleh yaşlı. . l » Herşeysoğuk , Hâlâ çepeçevre ' '• Ama banş!" 'Prag bahan'rv genç kuşaklar anımsar mı? Özgen Acar. bugün 'Kavşak' köşesinde makinist Havel (Vaclav)'dan söz ediyor... Bugün makinist Havel, ikinci kez Türkiye'ye ge- liyor... O, bir ünlü yazar!.. Ama şimdi Çek Cumhuriyeti Devlet Başkanı... Franz Kafka adını taşıyan ünlü köprü, güçsüztut- kuları, eşsiz güzellikleri Prag'ın pusiu sabahjyla öpüştürürken 2000 yılında bir başka soruyu daak- la getiriyor: "Çekoslovakya neden ikiye bölündü?" "* Dört duvar arasından kurtulupdışanya atıyorum kendimi... Karşı tepelerde köhnemiş ağaçlar eski bir $ar- kıyı anımsatıyor... Tüm zamanlardan akan o kederii ırmakJar, çocuk çığlıklanyla biıieşiyor; hüznün keyfi olan yalnıziık, düşlerin yağmurlu bir serinliğinde buluşuyor... Yüreklerin tahta evcıklerie donandığı bir günün kapalı kapılannı açabilir miyiz acaba? Çiçekleri, ko- kulan, ışığı, özgürlüğü, banşı tüm evrene yayabihr miyiz? Batı Şeria'da, Musevilere göre Hz. Yusufun, Fı- listinlilere göre ise bir Arap şeyhinin mezannın bu- lunduğu anıt neden ateşe verilir? Neden çocuklar öldürülür, söyler misiniz? • • • Bir sonbahar esintisinde savaşlann zalim örtûsü- nü kaldıramayan dünya, bir halk ayaklanmasını 'ctevr/mie kanştınyor... Gökyüzünde kırık yıldızlar arayan bir çocuk; Ma- kedonya'da fırtınalı bir gecede yapayalnız bir ka- dın... Yıllar öncesi Belgrad'dan Prag'a geçecektim... Eski kareli deftere bakınca hatıriadım... Ve bir de şiiri var Filistinli Mahmut Derviş'in... Puslu bir İstanbul sabahında okuyorum: "Kekikten ve kararmış taştan/O elleriçin/Bu çığ- lıkJ Unutulmuş veyapayalnız/Ahmediçin./Geiip ge- çen bulutlar/Yurtsuz ve yabancı koydu beni/Veyal- ' nız dağlarcesaret ediyor/Beni bağnna basmayaJKı- raç bir topraktaJDoğuyonımyineo eskiyaralardan/ Sokuluyorum toprağa/Bütün aynntılannı görünce- ye dek/Doğuyorum yine/Denizin taştığı yıl/Kül ol- muş kentlerden/Kendimi yapayalnız bulduğum." Gökyüzü gri yalnızlığın, hüznün içinde sakin.. Biz toplum olarak değişen dünyada savaşlan, bö- lünmeleri neden algılayamıyoruz? Sanki dört duvar arasında isyana hazır gibiyim!.. hikmet.cetinkaya(a cumhuriyetcom.tr Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 > Cumtajrtyef ^ kitap kulübü îffîmmi Ç&ifrıkety& ÇAİININ TANIĞI ÜÇ YAZAR 2 BASI KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT KAMPURI 4 BASI SANCIU YILLAR KUŞATlllHJ SOKAKLAR 4 BASI ZU POSTUNDA KURT ZAMBJUC SANA DA BULAfTI KAI 2 BASI DİN BARONUNUN KAZLAM 2 BASI A$IK KADINLAR SOKAİI 2 BASI JERİAT PAZARI SEVDANIN ADRESİ BELÜ DEÜl GÖZLERİN POYtAZ Cumhunyet Kitap Kulubu Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No-39/41 (34334ı Cağaloğlu-lstanbul Teh 514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle