Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Cumhuriyet |
Intivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yönetmenr Orhan Erinç
Genel Yayın Koordinatörü: Hikmet
Çetinkaya • Yazuşleri Müdürü: tbrahim
Yıldız '• Sorumlu Müdür. Fikret llkiz
# Haber Merkezı Müdürü- Hakan
Kara • Görsel Yönetmen: Fikret Eser
tstihbarat Cengiz Yıldınm 0 Ekonomı: Öziem
Yiizak 0 Kültür: Handan Şenköken 0 Spor:
Abdülkadir Yücelman • Makaleier. Sami
Karaören • Düzeltme. Abdullah Yazıci •
Fotoğraf. Erdoğan Köseoğlu • Bilgi-Belge'
Edibe Buğra • Yurt Haberlen: Mebmet Faraç
Yayın Kurulu: Ilhan Selçuk
(Başkan), Orhan Erinç,
Hikmet Çetinkaya, Şükran
Soner, tbrahim Yıldız, Orhan
Bursalı. Mustafa Balbay,
Hakan Kara.
Ankara Temsilcisi- Mustafa Balbay Atatürk Bulvan No:
125,Kat:4,Bakanlüdar-AnkaraTel:4195020(7hat), Faks:
4195027 • lzmır Temsilcisi: Serdar Kızık, H. Ziya Blv.
1352 S. 2'3 Tel: 4411220, Faks. 4419117 • Adana Temsilcisi:
Çetin Yiğenoğlu, Inönü Cd. 119 S. No:l Kat:l, Tel: 363
12 11, Faks: 363 12 15
Müessese Müdürü. Üstün
Akmen # Koordınatör:
Ahmet Korulsan #
Muhasebe Bfilent Yener
# tdare: Hüseyin Gürer
• Satış: Fazilet Kuza
MEDYA C: • Yöoetım Kurulu
Başkanı - Genel Müdür Gülbin
Erduran # Koordınatör Reha
Işıtman • Genel MûdürYardımcısı
SevdaÇoban Tel 514 07 53 -
5139580-5138460-6l.Faks 5138463
j « Basan: Yem Gün Haber Ajansı. Basın ve Yayıncılık A Ş
TırkoagıCad39 41 CağalogJu 34334 tsunbui PK 246 - Sırkecı 34435 Istanbul
Tel. (0212151205 05(20 hal)
Faks (0 212)513 85 95 www.cumhuriyet.com.tr 31OCAK2000 lmsak:5.40 • Güneş:7.lO Öğle: 12.25 tkindi: 15.01 Akşam: 17.25 Yatsı: 18.49
Dunyanm3
boyuthı baritası
• CHICAGO(AA)-
Dînya'nm üç boyutlu (3D)
kritasını çıkarmak için
bıgün uzaya firlatılacak
Eıdeavour uzay mekiği,
ıtayda en uzun objeyle
ddaşan ilk araç olacak.
Uıay mekiğine bağlanan 50
ıretrelik bir anten direğinin
uaında bulunan radar,
Dinya'nın üç boyutlu
haritasını. 13bin5OOdiske
. sıhştınlmış bilgi olarak
kaydedecek. Jet Propulsion
Laboratuvan bilim
adımlanndan Diane Evans.
buprojeileDünya'nın
yeıiden keşfedilecegini
beiirtti. Uzay mekiğinin
harita için götüreceği
racann 13 ton ağırlığında
olcuğu açıklandı.
Bün adamlarna
teşvik
• ANKARA (AA)-
TtBÎTAK'ın. Türkiye'nin
bilımsel yayınlardaki
sıralamasını yükseltmek
anucıyla verdıği teşvik
priıni uygulamasından
geçen yıl Fen Bilimleri
Endeksi (Science Citiation
Index) tarafından taranan
dergılerde yer alan yayınlan
nedeniyle 5 bin 584 bilim
adamı yararlandı. Programa
göre, bu sayının 8 bine
ulaşması bekleniyor
Program çerçevesinde geçen
yıl bilim adamlan taranan
dergilerdeki 2 bin 475 yayın
için TÜBİTAK'tan toplam
145 milyar 178 milyon lira
teşvik aldılar.
Herkiü, Hades'e
karşı
• İSTANBUL (AA) - Yunan
mitolojisinin yenilmez
kahramanı Herkü', "Disney
on ice-Hercules*" adh buz
ûzerinde sahnelenen bir
gösteriyle Istanbullularla
buluştu. Gösteride, yan tann
Herkül'ün kötûlük tannsı
Hades'le mücadelesi konu
alınıyor. Mydonose
Showland'de sahnelenen
gösterinin Türkçe
seanslannda Herkûl'ü
Tarkan, Herkûrün kız
arkadaşı Meg'i ise Meltem
Cumbul seslendiriyor. 13
Şubat tarihine kadar sürecek
gösterinin biletleri, 2 buçuk
milyon lira ile 25 milyon
lira arasında satılıyor.
için uçacak
• İZMÎR (AA) - Hayvan ve
bitki çeşitliliği ile coğrafî
açıdan birbirine çok benzer
özellikleri bulunan Fethiye
ve Rodos'taki Kelebekler
Vadisi'nin korunması için
Türk ve Yunan ilgililerin
ortak çalışma dosyası
oluşturacağı bildirildi.
Fethiye'deki Kelebekler
Vadisi ile ilgili çalışma
grubunun sözcüsü Bilge
Contepe, Yunanistan 12
Adalar Valisi'nin davetlisi
olarak gittiği Rodos'taki
Kelebekler Vadisi için
Belediye Başkanı Michalis
Kardinas'ın AB'den kredi
aldığını anlattığını söyledi.
Contepe, "Kardinas ile
birlikte, Fethiye Kelebekler
Vadisi dosyasının
Rodos'takrvadinin
dosyasıyla birleştirilerek
AB'ye götürülmesini
kararlaştırdık" dedi.
1. TED Eğitim
Kurultayı
• ANKARA (AA) - Türk
Eğitim DerneğYnin (TED),
kuruluşunun 72. yildönümü
dolayısıyla düzenlediği 1.
Eğitim Kurultayı Ankara'da
başladı. Kurultayın
açılışında konuşan TED
Genel Başkanı Baran
Asena. TED'nin en önemli
hedefinin 72 yıldır yaptığı
çağdaş insan yetiştirmenin
ötesine geçerek, eğitimde
önder hale gelmek olduğunu
beiirtti. Asena, iki gün
sürecek olan kaırultayın bir
başlangıç olduğunu söyledi.
Prof. Yarman, nükleer enerjinin olduğu yerde 'kirli ve kanlı' siyasetin olduğunu söyledi
'Nükleer satıtral zorunhıtuk değiP
ÇYDD Başkanı Sa>lan Prof. Tolga Yarman
TİRYAKİLERE UYARI
'Sigara cinsel
gücünüzü azaltır'
tstanbul Haber Servisi - Prof.
Tolga Yarman, nükleer enerjinin
her zaman 'askeri şemsiye'
altında yer aldığını belirterek
"Nükleer santral teknik bir
zorunluluk değil, siyasal bir
tercihtir. Ama Akkuyu'da
nfikleer santral vapümaması
teknik bir zorunluluktur" dedi.
Kadıköy Belediyesi ve Çağdaş
Yaşamı Destekleme Derneği
Ümraniye Şubesi'nce dün
düzenlenen 'Nükleer Enerji
Reaktörteri' konulu konferansta
konuşan Galatasaray ve Işık
Üniversıtesi Öğretim Üyesi
Prof. Tolga Yarman. nükleer
enerjinin olduğu yerde 'kanlı ve
kirli siyaset'in olduğunu ifade
etti. Prof. Yarman, nükleer
enerjinin dünyadaki gelişimini
şöyle anlattı:"1940'lann sonu
1950'lerin başında nükleer enerji
Baü ülkelerine çok cazip
geimişti. Çünkü bu ülketer enerji
açısından 'kurak' ülkelerdL
Nükleer enerji de temiz, ucuz ve
güvenli bir enerji türü olarak
göriilüyordu. Fakat, 1973 ve
1979 yıllannda, başta Arap
ülkeieri ohnak üzere petrol
üreten ülkeler petrol fiyatlannı 3
doiardan 35 dolara kadar
yükselttiler. Bu durum Baü
ülkekrini sarstı ve 1980'krin
ortasuıda nükleer enerji
'duraksama' donemine girdi"
1973 ve 1979yıllanndaki
'petrol krizleri'nden sonra Batı
ülkelerinin 'tasarruf enerjisi'ni
öğrendiğini söyleyen Yarman,
1986'da yaşanan Çemobil
fariası'nın da nükleer enerjiye
bakışı değiştirdiğinı beiirtti.
Yarman, nükleer enerjinin artık
temiz, güvenli ve ucuz
olmadığını vurgulayarak,
Amerika'da nükleer santral
yapılmadığını ve Avusturya'da
yapımı tamamlanmış bir nükleer
sanrralın halkoylaması
sonucunda faaliyete
gecmediğini anımsattı. Nükleer
santral satın almarak nükleer
enerjiye sahip olunamayacağını
belirten Yarman, "Türkiye,
nükleer silah yapunının
yayguuaşmasına engel olmak
için hazırlanan NPT
anaaşmasını imzalamışûr. Bu
nedenle nükleer santral kursa da
nükleer silah yapamaz" dıye
konuştu. Yarman. kamuoyundan
gelen tepkilerden sonra
Akkuyu'da nükleer santral
kurulacağına inanmadığını
söyleyerek Akkuyu'nun deprem
riski açısından uygun olmadığını
ve Akdeniz'deki turizmi de
olumsuz yönde etkileyeceğini
savundu. Nükleer sanrralın
toplumun tercihi olması
gerektiğini belirten Yarman,
Dünya Bankası'nm Türkiye'ye
gönderdiği bir yazıda "enerji
yedek kapasitesi çok yüksek,
yapımına başlanmamış
santrallan kapanp, veniden bir
talep tahmini yapın" dedığini
anımsattı. Çıkar gruplan ve
dönen büyük paralar nedeniyle
siyasi iktidann tercihının
nükleer enerji olduğunu belirten
Yarman. "Bugün kurulacak bir
nükleer santral ancak 10 yıl
sonra enerji üretimine
başlayabilir. Bu durumda 10 yıl
karanhkta mı kalacağtz?" diye
sordu. Yarman, alternatif enerji
kaynaklan olarak su gücünden
daha fazla yararlanılması
gerektiğini, güneş ve rüzgâr
enerjileri açısından da
Türkiye'nin büyük bir
potansiyeli olduğunu vurguladı.
Dış Haberfer Servisi -
Kanada hükümeti, tütün
endüstrisini tiryakilere gö-
recekleri zaran hatırlat-
mak amacıyla, bütün si-
gara paketlerinin üzerine
tümörlerin ve sigara yü-
zünden rengi değişrniş ci-
ğerlerin renkli fotoğrafla-
nnı basmaya zorlayan ya-
sa tasansı hazırlıyor.
Sağlık Bakanı Allan
Rock'un önerisiyle hazır-
lanacak yasa, sigara pa-
ketlerinin yüzde 50 sine,
bu tür uyan fotoğraflanrun
basılmasını öngörüyor. Ya-
sa çıktığı takdirde, paket-
lere aynca bazı "fiuidı"
uyan mesajlan da yazıla-
cak. Uyan mesajlanndan
biri şöyle hazırlanmış:
"Sigara sizin seksüel
yöndengüçsüz düşmenize.
dnsel organmızm havabn-
ma şiddetinin düşmesine,
hatta hiç ereksnon oiama-
manıza bile yol açabilir."
Bu mesajın yanına da
külü uzamış ve "aşağıdoğ-
ru eğümiş" bir sigara res-
minin basılması düşünülü-
yor. Yasayı hazırlayanlar,
uyan mesajlannm ve fo-
toğraflann tiryaki sayısı-
nı azaltmada çoketkili ol-
duğunu düşünerek yasa
tasansını en kısa zaman-
da hayata geçirmeyi iste-
se de sigara üreticileri eğer
yasa kabul edilirse ilk de-
fa böyle bir zorlamayla
karşılaşacaklannı söylü-
yorlar. Yasa çıksa da çık-
masa da paketlerin akıbe-
tinin Kanada'da ilginç tar-
tışmalara yol açabileceği
belirtiliyor.
Winslet'ın
arayışları
Kate Winslet, Trtanic'
Hlminden sonra Esther
Freud'un bir romanından
uyarlanan 'Marrakech
Espress'te, 70'lerde iki
çocuğuyla mistisizm ara\ ışına
giren, Fas'a giden bir kadını
canlandırdL Ardından Jane
Campion'un 'HoU>
Smoke'unda roi alarak
sofizmden sonra İnduizme
yöneldi. Philip Kaufmann'ın
yöneftiği •Quill' adlı filmde ise
Manjuis De Sade'ın son
günlerinde çamaşırcısı,
hayranı \e sırdaşı rolünde
karşımıza çıkacak.
Sonra da Zola'nın
romanından uyarlanan
filmde, Marcel Carne'nin eski
versiyonunda Simone
Signorefnin canlandırdığı,
tepeden tırnağa mazoşist bir
karakteri oynayacak.
e-posta : tan (a prizma. net. tr
Içimizdeki elektrik dışarıdaki alanlardan da etkileniyor
Elektıvmanyetik ldrüHğedikkat
SAADETUSLU
Bilgisayardan cep telefonlanna,
iletişim radarlanndan televizyonla-
ra kadar hayatımızın içine giren pek
çok aletin yaydığı elektromanyetik
alan sağlığımızı tehdit ediyor. Insa-
nı bir antene benzeten Doç. Dr. Ca-
hit Canbay. "Insanın içindeki elekt-
riğin dışarıdaki alanlardan etkilen-
memesi mümkün değü. m^^^mmm
Ama bunları iyi tanıma-
ta ve önlemler almalıyız"
dedi.
Yıldız Teknik Üniver-
sitesi Elektronik ve Ha-
berleşme Mühendisliği
Bölümü öğretim üyesi ^ ^ ^ ^ ^
Doç. Dr. Cahit Canbay,
konuya gereken önemin verilmeme-
sinden yakındı.
Elektromanyetik kiriiligin çöp, ha-
va kirliliği, gürültü gibi somut ola-
rak algılanamadığına dikkat çeken
Canbay, "Avrupa ne zaman, stan-
dartlara uyulması konusunda bazı
yapönmlar istedi, işte o zaman ko-
nu değer kazandı. Ancak hassash e-
tin başkalan tarafından uyanlma-
dan getirilmesi daha doğru olmaz
mrydı" diye konuştu. Insana bir an-
ten gibi baktığını söyleyen Doç. Can-
bay, insanın elektriksel özelliği bu-
lunduğunu beiirtti. İnsanın içindeki
elektriğin dışandaki alanlardan etki-
lenmemesinin mümkün olmadığını
ifade eden Canbay, bu etkileşimin
frekanslara bağlı olarak değişeceği-
ni kaydetti. Cahit Canbay, frekans-
lan ve etkilerini şöyle anlattı:
Alçakfrekanslar: Yüksek gerilim
hatlan. F.LF-VLF denilen iletişim
• Doç. Dr. Cahit Canbay, _
elektromanyetik kirliliğin çöp, hava
kirliliği, gürültü gibi somut olarak
algılanamadığına dikkat çekti ve konuya
gereken önemin verilmemesinden yakındı.
sistemleridir ve 50-60 Hz arasında-
dır. Yüksek gerilim hattının hemen
altında yerleşen kişiler arasında ya-
pılan çalışmada. 6-7 yıllık bir süre-
nin sonunda hastalıklarda artış göz-
lendi. Göz hastalıklan, sinirlilik ha-
li. eklem hastalıklan, başağnsına
sıklıkla rastlamrken kanser vakala-
n 16'ncı yıldan sonra görülmeye
başlıyor. Yine yüksek gerilim hatla-
nnda çalışan 336 teknik eleman üze-
rinde yapılan bir incelemede ise ça-
lışma hayatına başlamadan önce gö-
riilmeyen ya da az görülen belirtiler-
de cidiü bir artış olduğu gözlendi.
Yüksek frekans: FM frekanslan-
dır. 300-500 MHz civanndadır. 900
MHz olan cep telefonlan da bu grup-
taele alınır, ancak etkileri üzerine ke-
sin çalışmalar henüz yapılmadı.
'Önlem alınmaü'
Frekanslann etkisi kan basıncım,
hücreleri etkilediğine dikkat
çeken Doç. Cahit Canbay, et-
kileri uzun zamanda görülen
magnetik alanlann iyi tanın-
masmı ve önlem ahnmasını
istedi. Canbay, kişilerin ala-
bileceği bazı önlemleri şöy-
le sıraladı:
-Yüksek geriihn hattı altın-
da kesinlikte hiç khnse oturmamah,
150 metre yakınında yerleşim olma-
malı.
- Vericilerin, yüksek gerilim hat-
lannın kurulacağı alanlar uzmanlar
tarafından belirlenmeli. Örneğin
Çamlıca'da herkes keyfine göre di-
rek dikmiş. Bu insan sağlığına oldu-
ğu kadar, iletişim kalitesi için de
yanlış bir uygulama.
- Kişiler evlerinde kullandıklan
elektronik aletlerin standartlara uy-
gun olup ninıaHıgına bakmablar.
Almantdevizyt)nunda\a>Tinlanan''VVettenI>ass_.''("'Bahse
gir-")adlı şovprogramı, ÂBD'den gelen birçok ünlü sanatçıyı
konuk ediyor. Leipzig kentinde gerçekleşen televizyon
şovunun önceki günkû konuklan ünlü aktris Pamela Anderson ve top model Naomi CampbeU'dL Anderson
program sırasında tuhıştuğu bahsi kaybedinee. stüdyodaki seyircilerin ve milyonlann gözJeri önünde bir arabayı
yıkamak zorunda kaldı. Carnpbell ise bahsi kazandı ve zaferini dansçı Michael Flattieyüe'yle step dansı yaparak
kutladı. "Wetten Dass~" Almanya'nm en başarüı şov programı olarak kabul ediliyor.
\
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
'Media' Düpedüz, İdeolojik Yayın' Yapıyor
Gece yansını geçtik mi? Dışarda deniz, soğuk bir
kxlosun öfkesiyle sahili dövüyor; çıplak ağaç dal-
lannda, rüzgânn iç ürperten ıslıklan: sahici kış! Şöy-
le böyle otuz yıldır tanıdığım romancı, ortamın büs-
bütün kararttığı şeyler söylüyor: "-... artık, gençlik
yıllannda yapmayı aklımdan bile geçirmediğim
şeylerle uğraşryorum; hikâyeler ya da romanlar
yazacak yerde; televizyonda, ya da radyoda ça-
lışmak, başlıca işim oldu!" Daha sonra, lodosun
öfkesini ve denizin uğultusunu dinleyerek düşün-
düm; aynı dramı, yalnız o mu yaşıyor? Üç aşağı beş
yukan, pekçoğumuz aynı 'çıkmazın' içinde değil mi-
yiz? Aksine heves etmek, yazan parasızlığa sürük-
lemiyor mu?
Sanatçı, toplumsal diyalektiğin çeşitlemelerini iş-
ledikçe -isterse 'bireysel düzey'öe olsun- günümüz-
de artık, Media'nın ilgisi dışındadır; sanki bu basın,
o basın değil: -Halide Edip'ten Yâkup Kadri'ye,
Mahmut Yesari'den Akagündüz'e; Reşat Enis'ten
Reşat Nuri'ye- onca romancının; -Namık Kemal'den
Nâzım Hikmet'e, Faruk Nâfız'den Hâlit Fahri'ye-
onca şairin, 'hayatlan ve eserleriyle' katıldığı, basın!
Artık onu birinci derecede para ve piyasa 'değerie-
ri' ilgilendiriyor; ardından, o ünlü 'üçgenin (şehvet,
şöhret, şiddet) güncel fınldaklan! O kadar böyie ki bu,
artık edebiyatımızın 'demirbaş' kalemleri de sessiz
kalamıyor; seslerini yükseltiyorlar.
Şimdi ister misiniz, onlardan ikisinin, bu yürekler
acısı tutumu ve durumu, nasıl saptadıklanna, netür-
lü değerlendirdiklerine bir göz atalım?
'Ufuk açmıyor, kapatıyor...'
A daietAğaoğlu, ancak '/caram/za/7'sayılabilecek
r \ 'ortamı', ne kadaraçıkveseçikgözlerönüneser-
miş:
"-...tüketiciliğin, sabşın egemen olduğu toplum-
larda -bu arada, büsbütün bizde- edebryatçı ve
eserleri, olumlu ya da olumsuz şu açılardan öne
çıkabilmekte, olay haline getirilebilmekte..."
"...a/ Romanlann, şiirierin politik oluşu; b/ Gör-
sel sanattarla ve müzikle ilişkisi; şiirierin şarkı sö-
zü olması, roman ve hikâyelerin film yapılması:
sinemayta ilişki. d Tarihe bağlanma, geçmtşte olup
bitenleri bugüne taşımadaki kışkırbcılık; d/ Anı-
lar, hayat hikâyeleri; e/ Dedikoduya göz kırpar gi-
bi yapan, günlükler, mektuplar; f/ Şimdilerde en
büyük olay olmanın, medyayı kışkjrtmanın yolu,
best-seller olmak! Oyle ki çok satarsa kitabınız,
birdenbire son yüzyılın en yön veren kişisi olu-
veriyorsunuz. Peki, krtabı el altından okunabi-
len, satışı hiç olmayan Nâzım Hikmet'le, bugü-
nün önde gelenini yan yana gören, gösteren de-
ğerler ne? Gelin bunu soralım." (Hürriyet, 20 Ocak
2000.)
Tahsin Yücel (Prof. Dr.) ise basını eleştirisini, son
derece 'objektif bir kritere dayandırmış; ne yapma-
sı gerektiğiyle, ne yaptığını mukayese ediyor:
"...geniş kitielere seslenen günlük basının -te-
levizyon ya da gazete- amacının dünyamızı ge-
niştetmek, ufkumuzu açmak, bizim ötemizde ne-
ler olup bittiğini göstermek olması gerekirken; o,
olgulan ve bunların sonuçlarmı saptırmaktan
başka bir şey yapmryor nedense..."
"...bize yepyeni bir dünya sunması gerekirken,
dünyalanmızı ele geçiriyor; değerleri indirgiyor,
olgulan daralüyor..." (Cumhuriyet, 20 Ocak 2000)
İyi de, neden? Sorunun, bana sorarsanız, hayli
'matrak' bir cevabı var 'Soğuk Savaş' boyûnca
'sosyalist' dergi ve gazetelere, her zaman 'ide-
olojik yayın yapma' suçunu yükleyen; bu iddia ile
nice gazete ve derginin hayatım zehir eden, ni-
ce gazeteci ve dergiciyi mahkeme mahkeme sü-
ründüren, 'oligarşi' (Bürokrasi + Burjuvazi), artık
maskesini atmış, artık açıktan açığa Media'nın
'ideolojik yayın yapmasını' istiyor; istiyor da lâf
mı canım, düpedüz dayatyor sebep bu! Hemen
tamamı menfaat gruplannın 'kontrolünde' olan ga-
zetelerin, televizyon ve radyo istasyonlarının, başka
türtü yapabilmesi, sizce mümkün müdür?
Üstelik oyun, 'demokrasi'nin kurallanna göre oy-
nanıyor. ft
Kim kimin 'borazanı'? "t
Tahsin (Yücel) ne demiş: "... (Meöia) olgulan ve
bunlann sonuçlanm saptırmaktan başka bir
şey yapmryor, nedense, bize yepyeni bir dünya!
sunması gerekirken, değerleri indiıgiyor, olgular
n dararbyor." Bu, 'ideolojikyayıncılığın'tam tartfi sa-
yılamaz mı? 'Soğuk Savaş'ın en belâlı döneminde,
Stalin'ci 'totaliteriik'; ya da II. Dünya Savaşı'nın o
karanlık günlerinde, Hitler'ci 'totaliteriik' başka tür-
lü mü yapıyordu?
Bugün de, öyle: gazete ya da televizyon, bir hol-
dingin 'malı' oldu mu, ister istemez, onun 'boraza-
n/'dır: yukardan bir telefon, her şeyi halleder: sözün
gelişi, Yerii Mallar Haftası'na dair bir haberi, o daki-
ka yayından alıkoyabilir: çünkü haber, 'ecnebi'rim
mallannı pazarlayan, onunla ortak bir menfaat gru-
bu için, 'sevimsiz' sayılabilir; hele, reklâm piyasasıy-
la içli dışlı bir Media'nın -sinemadan edebiyata, te-
levizyondan müziğe, bilgisayardan öğretim ve eğiti-
me dair- 'objektif' haber ulaştıracağına inanabilir
misiniz? Yılın en güzel filmi, elbette, Media holdin-
ginin öteki mallannı 'pazarlayan', üstelik fılmin de
yapımcısı olan firmanın, 'sponsoru' bilinmez hangi
şirketler grubuyla ortak yaptığı, film olacaktır; kısa-
cası, sermaye baskısı, emeğin önüne 'yeni dünya-
lar açılmasından' hiç hazzetmez, 'sonuçlan bir gü-
zel saptınr', 'değerleri iyice indirger, olgulan büsbü-
tün dara/tır'; sonra da bunu, 'liberalliğin' nimetleri
diye yutturmaya çalışır. Eşit ifade imkânı, yasal ola-
rak sağlanmış bile olsa, pratikte yoktur ki! Borç ha'ç
gerçekleştirebildiğin filmi, tekel konumundaki ecne-
bi dağıtımcı beğenmeyip dağrtmazsa, hangi sinema-
da gösterebilirsin? Ne demokrasi kalır ortada, ne li-
berallik!
O yüzden, TRTyi otarihte 'evcilleştiremeyen' Tur-
gut Ozal, ûzerinde 'sorumluluk' taşıdığı halde, bu tür-
den bir Media'nın başını çekmiş; düpedüz yasa/dı-
şı birTV kanalını 'alenen ve resmen' faaliyete geçir-
mişti. 'Sistem' için en büyük fetih', halkın 'beyin
yönetimini' sağlayabilmek için, Media'nın 'evcil-
leştrilmesi'dir, yâni toplumcu diyalektiği -top-
lumu insana yakışır bir düzene kavuşturma ide-
allerini- ona terkettirip; doğasal diyalektiğe -yâ-
ni, 'kuvvetli'nin egemen olacağı, 'şehvet/ser-
vet/şiddet' üçgenine- indirgemesidir. Ülkemizde,
o gün bugündür, bu vâdide, az mı yol aldılar?
Ama yine de yetmez, ikinci 'büyük fetih', benzer,
o derece etkileyici bir alanda, eğitim/öğretim alanın-
da, gerçekleştirilmiş olmalıydı. Olmadı mı?
http://vvww.prizma.net.tr/AILHAN
http://www.bilgiyayınevi.com.tr./ailhan
Faks/0-212/26019 88