Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 5 OCAK 2000 SALJ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Kapayalçın'm
davası
Yapgıtay'da
• ANKARA (AA)-
Ankara 9. Asliye Ceza
Mahkemesi, eski Ankara
Büyükşehir Belediye
Başkanı Murat
Karayalçın'ın "görevini
kötüye kullandığı"
gerekçesiyle yargılandığı
davada "görevsizlik"
karan vererek, dosyayı
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcılığı'na gönderdi.
Soruşturma
çok, ceza yok
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - tçişleri Bakanı
Sadettin Tantan, DSP
Bursa Milletvekili Ali
Arabacrnın soru
önergesini yanıtlarken,
1995 yılından bu yana
işkence ve kötü muamele
nedeniyle 9 bine yakın
polis hakkında idari ve adli
yönden işlem yapüdığını
açıkladı. Tantan, kötü
muamele nedeniyle 84,
işkence nedeniyle ise 10
personelin hüküm
gıydiğini bildirdi.
Demirel panele
katHdı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bûrosu) - Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel, Türk
Parlamenterler Birliği
tarafından düzenlenen
"Avrupa siyasi
kuruluşlannda
parlamenterliğin
boyutlan" paneline katıldı.
Panelde konuşan Demirel,
"Avrupa'nın bir yayılma
hareketi değil, gönüllü bir
topluluk olduğunu, bu
topluluğun içindeki en
önemli meselenin de
ülkelerin kendilerine
düştüğünü" söyledi.
• STRASBOURG(AA)-
Avrupa İnsan Haklan
Mahkemesi'ne (AİHM),
1999 yılında gelen şikâyet
başvurulan sıralamasında
Rusya'nm ilk sırada yer
aldığı açıklandı. Italya 881
başvuruyla ikinci, Fransa
868 başvuruyla üçüncü,
Polonya 691 başvuruyla
dördüncü ve Türkiye 655
başvuruyla beşinci
sıralarda yer aldı.
Açıklamaya göre 1999
yılında insan haklan
ihlallenyle ilgili şikâyet
başvurulan bir önceki yıla
oranla önemli ölçüde
artarak 5 bin 981'den 8 bin
396'ya çıktı. En fazla
mahkûm olan ûlkeler
sıralamasında Italya 44
davayla ilk sırada yer
alırken, Tûrkiye 18 davayla
ikinci, Fransa 16 davayla
üçüncü. îngiltere 12
davayla dördüncü sırada
yer aldı.
Kayıp trilyon
davası
• ANKARA (AA)-
Kapahlan RP'nin son
Genel Başkanı Necmettin
Erbakan, eski Genel
Başkan Yardımcılan
Şevket Kazan ve Ahmet
Tekdal'ın da aralannda
bulunduğu 79 kişinin,
1997 yılı Hazine yardımını
71 il teşkılatına makbuz
karşılığı dağmlmış gibi
göstererek "kamu
kurumunu dolandırdıklan
ve bu yolla Siyasi Partiler
Yasası'na aykın
davrandıklan"
gerekçesiyle 8'eryıla
kadar hapis cezası
istemiyle yargılanmalanna
devam edildi. Ankara 9.
Ağır Ceza Mahkemesi'nde
görülen davanın dünkü
duruşmasına sanık
Süleyman Erim ve sanık
avukatları katıldı.
Mahkeme Başkanı, sanık
avukatlannın
soruşturmanın
genişletilmesi taleplerinin,
değerlendirilmesi amacıyla
incelemeye alınmasına
karar verildiğini
açıklayarak duruşmayı
erteledi.
Başkanlık Divanı, genel uzlaşma sağlanmasını bekleme karan aldı
MHR, DemîreFe yınnuşadıANKARA (Cumhuriyet Bûrosu) - MHP.
anayasa değişikliğıyle Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'ın görev süresinin
uzatılmasına, "bütün partiler arasmda
uzlaşma sağlanması" koşuluyla destek
verme karan aldı. Siyasi partilerin böyle
bir uzlaşmaya gitmesinin zorluğunu da
hesaplayan MHP, kendi cumhurbaşkanı
adaylannı gözden geçirdi. MHP'de
Milli Savunma Bakanı Sabahattin
Çakmakoğhı'nun adı ön plana çıktı.
MHP Başkanlık Divanı, dün Genel
Başkan ve Başbakan Yardımcısı Devfet
Bahçeii başkanJığında toplandı.
Başbakan Ecevit'in Cumhurbaşkanı
Demirel'in görev süresinin uzablması
yönündeki önerisini divan üyelerine
sunan Bahçeii, konuyla ilgili olarak
Ecevit ve DYP Genel Başkanı Tansu
Çfller ile yapüğı görüşmelere ilişkin
bilgi verdı. Cumhurbaşkanlığı seçimine
ilişkin ortaya aülan tüm formüllerin
değerlendirildiği toplantıda, anayasa
değişikliğinin olması ve olmaması
durumunda uygulanacak politikalar
gözden geçirildi.
Toplantı sonrasuıda açıklama yapan
MHP Genel Başkan Yardımcısı Yahnici,
cumhurbaşkanı adaylannın belli olacağı
16 Nisan tarihine kadar bir anayasa
değişikliğinin yapılması gerektiğini
belirterek, aksi takdirde mevcut sürecin
işleyeceğine dikkat çekti. Hükümet
ortaklannın milletvekili sayısınuı
anayasa değişikliğine yetmediğini,
bunun için parlamento içinde genel bir
uzlaşma sağlanması gerektiğini
anımsatan Yahnici, MHP'nin bir
uzlaşma sağlanılması durumunda
üstüne düşen görevi yapacağını ve
uzlaşmacı tavnnı sürdüreceğinı söyledi.
Yahnici, "Üzerinde nriaylan formül,
Kapatma davası
FP sözlü
savunma
yapacak
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Yargıtay Cumhu-
nyet Başsavcısı Vural Sa-
yaş'ın FP'nin kapatılması
istemiyle açtığı davada bu-
gün Cemil Çiçekpartısı adı-
na sözlü savunma yapacak.
Savaş'ın kapatma gerekçe-
leri arasında saydığı "parti-
nin başörtüsü eyiemİerine
destek verdiği'' iddialanna
"konunun insan haklan me-
sefcs" olduğu teziyle karşı-
lık verilecek. FP'lilerin,
Merve Kavakçı'nın türban
gösterisini "bireysd" olarak
değerlendirecekleri belirtil-
di.
Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı Savaş'ın FP'nin
kapatılması istemiyle açüğı
davada Anayasa Mahkeme-
si'ne geçen hafta yaptığı
sözlü açıklamalann ardın-
dan bugün de FP'liler sözlü
savunma yapacak. FP'nin
sözlü savunma hazırlıklan-
nı yürüten hukukçulanndan
Cemil Çiçek, Mehmet An
Şahin, Şeref Malkoç ve
Mustafa KamaJak çalışma-
lannı tamamladı. Belırlenen
tezlerin Anayasa Mahkeme-
si'nde Çiçek tarafından di-
le getınlmesı bekleniyor.
ÇİZMEDEN YUKARI MUSAKART
&tRAKT\M,
AVUKAT
UAZVA
OLÜRSA
36Tyi bulabilecek dunımdaysa
sorunsuz olarak anayasa değişikliği
yapdacak ve daha sonra adaylann
betirlenmesi aşamasına geçilecektir. Bu
noktada, cumhurbaşkanlığı seçiminin
sorun olmayacağuıı düşünüyonım.
Seçim, istikrarü zemini bozucu bir
anlatn taşunamahdır" dedı.
Yahnici, bir soru üzerine, uzlaşmaya
destek verme kararlannın "MHP'nin
bir başka partinin çıkardığı adaya oy
vereceği > a da kendi adayuıı
çıkannayacağT anlamına gelmediğini
de kaydetti.Toplantıda, anayasa
değişikliği yapılamaması
durumunda MHP'nin
kimleri aday
çıkarabileceği de
değerlendirilirken, Milli
Savunma Bakanı
Çakmakoğlu ön plana
çıktı.
ANAPveFP^nmtavn
MHP kurmaylan, diğer
partilerin
cumhurbaşkanlığı
konusundaki tavnnın net
olarak ortaya konması
gerektiğini belirtirken şu
değerlendirmeyı yaptılar:
"FP'de genel başkan ayn,
parti yöneticileri ayn
açıklama yapryor. Orada
bir görüş birtiği
oluşrurulabilmiş değfl.
ANAP ise bambaşka bir
poBtika izhyor. ANAP
Genel Başkanı Yılmaz,
görfinüşte Demirel'e
destek veriyormuş gibi
gözükürken, perde
gerisinde Yümaz'ın
Köşk'e çıkanlması
yönünde haorhk yapıldığı
görûlfiyor. Yoksa
partisinde kalmayı
düşünen bir genel başkan,
parti içinde keadisinden
sonra teşkilaü topaıiayıp
götûrecek isimkrin
tarbşılmasma herhalde
izin vermez. ANAP'ta
şimdiden Yılmaz Köşk'e
çıkacak. sonrasmda neler
yapılması gerekiyor'
tartışmalan yapıbyor ve
basına da bu yönde
pnmpalamalar var. Bu
noktada ANAP'm tavn
çokönemn."
Komisyonun hazırladığı taslak rapor Parti Meclisi'nde eleştirelere neden oldu
CHP'de, tüzük örgüte havaleANKARA (Cumhurivet Büro-
su)-Tüzük değişıklığiyle ilgili ça-
lışmalannı yaklaşık üç buçuk ay-
di sürdüren CHP, konuyu örgütün
tamşmasına açü. Merkez Yönetim
Kurulu'nun hazırladığı "'tüzük ön
taslagTnı görüşen parti meclisi
(PM), metnin gerekçesini "huku-
kffiği, yasalhğı ve syasiliği ohnadı-
ğı" savıyla metınden çıkardı. Ilke
ve kurallann yer aldığı bölümün,
"taraşma metnT olarak örgütün
değerlendirmesine sunulmasına
karar verilirken, "MYK ve PM
üvekrininsa\isınmduşurülmesive
seçimde başansu olan yönetimin
istifa etmesine ilişkin hükümkr"
de bu metne eklendi. PM 11-12
Şubat'ta yapacağı toplantıda. ör-
gütün görüşleri doğrultusunda tü-
züğü yeniden ele alacak ve kurul-
taym tarihini belirleyecek.
Tüzük değişikliği çalışmalannı,
MYK'nin9-10Ekim 1999tarihle-
rinde Bolu'da gerçekleştirdiği top-
lantısındabir tüzük komisyonu ku-
rulmasıyla başlatan CHP yöneti-
mi, aradan üç buçuk ay geçmesine
karşın somut bir ilerleme kayde-
demedi. Genel Sekreter Tarhan
• MYK'nin hazırladığı ön taslağın gerekçesini reddeden Parti
Meclisi, ilkelerin yer aldığı bölümün 'tartışma metni' olarak örgüte
gönderilmesine karar verdi. Örgütün görüşleri alındıktan sonra Parti
Meclisi, 11-12 Şubat'ta yapacağı toplantıda tüzüğü yeniden
tartışacak ve tüzük kurultayının tarihini belirleyecek.
Erdem başkanlığında. MYK üye-
len Algan HacaJoğhı, Orhan Vefi
YıMınm,MetinArifagaoğta ve 1b-
rahinı Tez'den oluşan tüzük komis-
yonunun çahşmalannı, geçen haf-
ta sah günü gerçekleştirdiği top-
lantısında ele alan MYK, hazırla-
dığı taslak metni PM'ye sundu.
Taslağın, her toplumda koşullann
sık sık değişmesi nedeniyle polin-
kalann da yeniden ele ahndığma ve
değiştinldıgıne yer veren ve
CHP'nin de bu değişimlere ayak
uydurması gerektiği iletisini içe-
ren gerekçesi. PM üyelerinin bü-
yük bölümünün eleştirilerine ne-
den oldu.
Gerekçede yer alan bugünün
problemlerini sınıflararası müca-
dele düzleminde görmenin ve çöz-
menin, eski siyaset yöntemleriyle
ele almarun olanakh olmadığı de-
ğerlendirmesinin de CHP'nin ya-
pısına ve ilkelerine aykın oldugu
vurgulandı. Aralannda, Mehmet
Mogultay, Abdulkadir Ateş, Oya
Arash \e Onder Sav'ın da bulun-
duğu PM üyelen, gerekçenin hu-
kuki ve siyasi olmadıgını dile ge-
tirirken, tüzük gerekçesi niteliğini
taşımadığını ancakprogram ilkele-
ri olabileceğını beîirttiler. Murat
Karayalçm tarafından verilen ve
metnin PM karan olarak değil, tar-
tışma metni olarak örgüte taruştı-
nlmasına ilişkin önerge kabul edil-
di. Buna göre, tüzük ön taslağının
"ilkeier ve kuraDar" bölümünün
örgüte gönderilmesine bu haftadan
itibaren başlanacak. Örgüte 15-20
gün inceleme ve taruşma süresi ta-
nınarak, bu sürenin sonunda ken-
di önerilerini ve değerlendinnele-
rini genel merkeze göndermeleri
istenecek. PM'nin büyük bölümü,
tüzük kurultayının gecıktinlmesi-
nin partinin yapması gereken diğer
işleri de geciktireceğıni gerekçe
göstererek, sonbahara icaİTnaHan
yapılmasından yana görüş beUrti-
yor. PM, örgüte gönderilmesine
karar verilen ilkeler bölümünü be-
nimserken, bu bölüme MYK'nin
üye sayısının 14'e; PM'nin üye sa-
yısının 40'a indirilmesi, seçimde
başansızhğa uğrayan yönetimin is-
tifa etmesi ve partinin tüm yönetim
kademelerinde kadınlara yüzde 25
kota tanınmasına Uişkin hükümler
eklendi.
Örgüte gönderilen metınde ayn-
ca, CHP'nin en küçük yerleşim bi-
rimi olan mahalle ve köylerde bi-
le örgütlenmeye gitmesi. parti ge-
nel merkez yöneticileri, il başkan-
lan, partili U belediye başkanlan-
nın de\let, kamu iktisadi teşebbüs-
leri, belediyeler ile banka ve finans
kurumlannda yönetici olamaya-
caklan vurgulanryor. Partinin tüm
kademelerindeki yöneticileri ve
milletvekillerinin seçildıkleri za-
man eş ve çocuklannı kapsayan
mal bildiriminde bulunması gerek-
tiği belırtilirken, genel merkez yö-
neticileri ve milletvekillerinin ülke
geneunde belediye başkan ve mec-
üs üyeleri görevli olduklan yerde
kamu kesimiyle çıkar ilişkisine gi-
remeyecekleri behrtiliyor. Aynca,
üst birimlerin alt birimleri görev-
den almasının miimkün olamaya-
cağı ilkesi getiriliyor.
CHP Genel Başkanı Altan Öy-
men. dün gazetemiz yazan Uğûr
Mumcu'yu anma törenlerine ka-
tılmak için gittiğı Trabzon'da, tü-
zük çalışmalanyla ilgili olarak
şunlan söyledi: "Siyasetin temiz
haiegehnesiniistiyonız, Bunun için
baa kuraDar ko\ duk. Bunlan ör-
gütümüzk de görüşerek tüzük ça-
hşması ile yerine oturtacağız. Bun-
dan sonra CHP'nin merkez yöne-
tûninde yer alacak olanlar, mal be-
yanmda buhınacaklar. Kamu ku-
nımlan ile çıkar üişkisi içinde ola-
mayacaklar. Bankalann yönetim
kuruDarmda \vr alamavBcaklar.'
IRMIKIAYDEN ENGtN aengin(o doruk.nettr
Hani, eskiden Avrupa gazetelerinde,
Türkiye'yi konu alan karikatürierde,
Türic'ü kafasında fesle çizeıierdi; biz de
"Şu Avtvpalılara bakın, bizi hâlâ kafası
fesli sanıyortar" diye homurdanırdık...
Galiba "fes'e razı olmakta yarar var.
Dün, Berlin'in en çok dinlenen radyo-
lanndan "Multi-Kulti"deki meslektaş-
larla buluştuk. Selam faslının ardından
"Cesetler31'e çıktı haberin var mı En-
gin" diye sordular.
Avrupa Birliği'ne aday üye olarak ka-
bul edildiğimiz günlerin ardından, Tür-
kiye yeniden birinci sayfalara, radyo ve
televizyonlarda ilk haberlere konu olu-
yor: Cesetlehe!
Bırakın sokaktaki adamı, mesleği ha-
bercilik, gazetecilik olanlann bile gözün-
de tuhaf bir fotoğraf oluştu: Sanki Tür-
kiye'nin çeşitli kentlerinde kepçeler,
grayderler, kazrna kürekli işçiler ha bire
çukur kazıyorlar ve her iki çukurdan bi-
rinde elleri ayaklan bağlı, ağır işkence-
lerden geçirildikten sonra öldürülmüş
bir ceset çıkıyor. Sanki Türkiye'nin gün-
lük uğraşı çukur kazmak ve ceset çıkar-
mağa dönüşmüş.
Bu fotografın saçmalığını, tıpkı fesli
Türk karikatürierinde oldugu gibi, anlat-
maya çabalıyorsunuz. Itirazlar, en azın-
To be' mi, 'Not to be' mi?
dan ikna olmamışlığı gösteren dudak
bükmelerle karşılaşıyorsunuz.
Çok üstelerseniz, "Eeee, bir iki hafta
içinde 31 cesedin normal olduğunu
söylemeyeceksin herhalde. Üstelikres-
mi açıklamalar, Türk medyasındaki ha-
beher, henüz bulunmamış yüzlerce ce-
setten söz ediyor" diyorlar. Ister iste-
mez susuyorsunuz.
Gecenin ilerleyen saatlerinde, kafalar
yeterince dumanlandıktan sonra bir Al-
man meslektaş -bence- haklı bir kara-
mizah denedi. "Bugünlerde, Türkiye'de
yüzlerce kentte Hamlet oynanıyor. A-
ma Hamletten tek bir sahne" dedi ve
ekledi, "To be or not to be!" Yani "01-
makya da olmamak!"
It oğlu ftin kara-şakası acıtıcıydı ama
isabetliydi de.
Gerçekten de galiba "To be or not to
be" noktasındayız. Çok karmaşık bir
"geçiş ve seçiş" sürecinin göbeğinde-
yiz.
Bir yanda Avrupa Birliği'ne (AB) hazır-
lanıyor Türkiye. Bir Avrupa ülkesine dö-
nüşmenin telaşı, çabası, hazırlığı ve ina-
dı var. Yasalar, yönetmelikler, kurumlar,
alışkanlıklarAvrupa ölçütlerine göre ye-
niden elden geçirilecek, yeniden düzen-
lenecek ve ister istemez atılan her adım-
da Türkiye'nin çehresi değişecek.
Değişimin yönü: Daha fazla demok-
rasi, daha fazla yurttaş hakkı, daha faz-
la bireysel özgürtük, daha fazla toplum-
sal özgürlük. Hukukun üstünlüğünün
pekişmesi ve geri dönüşsüz bir etkinli-
ğe erişmesi. Dahası, ağırlıklı olarak
Müslümanlann yaşadığı bir ülkede,
"kulluktan yurttaşlığa" yeni bir sıçrama
daha.
Doğası gereği zor ve sancılı bir süreç.
Kişisel ve siyasal tercihlerini bu yönde
yapanlar için gerçekten "To be ornot to
be".
Buna karşılık, nüfusunun büyük bir
çoğunluğu Müslüman, bu çoğunluğun
bir kesimi de bağnaz Müslüman olan
bir ülkede, "kul yasalannm değil, gök-
selyasalann egemen oldugu" bir siya-
sal sistem kurmak için çukuriara ceset
gömecek kadar gözü kararmış "kökten-
dinci terör örgûtlen" kol geziyor. Siste-
min beslediği, gözyumduğu, el sürmek-
ten çekindiği, oy kaygısına düşmüş si-
yaset esnafının desteklediği "karanlığın
güçleri" hızla radikalleşmekte. Şeriat
esasına dayalı bir "Islam cemahiriyesi"
kurmaya kararlı, Ortadoğu'nun hemen
her kesiminde "müttefikler" bulmuş, Ta-
liban'a hayran, Iran mollalanna hayran,
Mısır'ın "Müslüman kardeşler"\ne hay-
ran, Suudi ülkesinin Vahabi karanlığına
hayran, Lübnan'ın, Şam'ın Hamas'ına,
Emel'ine hayran, Ortadoğu'nun dört kö-
şesinde örgütlü Hizbullah'a hayran, gö-
zü dönmüş, silaha ve şiddete tapan iri-
li ufaklı köktendinci çeteler.
Yani bu bağlamda da Türkiye "To be
or not tobe" dönemecinde.
Türkiye'nin Susurluk'u ile, Hizbullahı
ile, İBDA-C'si ile, ortaçağ karanlığını he-
def bellemiş bin bir tarikatı ile Avrupa
Birliği'ne katılmasının olanaksızlığını
görmek için dâhi olmak gerekmiyor. Bu
insan ve örgüt malzemesinin de içinde
yer aldığı bir Türkiye'yi AB'ye taşımak
mümkün değil.
Ama AB üyeliğinin gerektirdiği ann-
mayı sağlayacak ne siyasal güçter, ne
adalet aygıtı, ne hukuk sistemi, ne ör-
gütlü bir yurttaşlar kitlesi var ortada.
Gerçekten "To be or not to be" dö-
nemecindeyiz.
Nedersiniz "tobe'rn, "nottobe'mi?
POLİTtKA GUNLUGU
HİKMET ÇETİNKAYA
Yedi Yıl Sonra...
Yağmurlu bir Istanbul sabahı...
Uğur Mumcu öldürüleli tam yedi yıl oldu...
Cumhuriyet'in merkez binasının bahçesi yine
dün sabah dolmaya başlamıştı...
Yıllardır sorduğumuz şu:
"Katiller nerede?"
Yanrtını birtürlü alamıyoruz...
Gökyüzünü kuşatan kül rengi bulutlar, gri biray-
dınlıkla birlikte anılanmızın üzerine sessizce dü-
şüyor...
Acı ve hüzün!..
Umut ve umutsuzluk!..
Suskunluğun ortasındaki küme küme insanlar
zamanın o bilinen diliminde ölümle yaşamın ara-
sındaki inceyolda buluşuyorlar...
Resimler geçiyor gözlerimizin önünden...
Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Turan Dur-
sun, Çetin Emeç, Musa Anter, Uğur Mumcu,
Onat Kırtiar, Ahmet Taner Kışlalı...
Onat gözlerini yumuyor, Uğur hınzır bir gülüm-
seyişle bize bakıyor...
Bir çocuk gül ağacının çevresinde dolaşıyor...
Sonsuz ve isimsiz bir deniz, feodal zaman su-
lannı çalıyor...
Çılgın bir büyücü, kan ırmağından geleceğin
şarabını çıkanyor...
Bozkır ortasında ırmak, kuyu dibinde gökyüzü
ve özgürlük...
Bunca faili meçhul cinayet neden çözülemiyor
bunca zamandır?
Mezar evler açılıyor, ölüler naylonlara sanlı top-
raktan çıkanlıyor; vahşetin ortaçağ karanlığına bir
kez daha tanık olunuyor...
Kan gölünden beslenen vampirler, tüm bu olup
bitenlere susan birtoplum, Madrid'de teröre kar-
şı yürüyen bir milyon insana baktıkça acaba ne
düşünüyor?
• • •
1995 yılıydı ve din pazarlamacılan Istanbul'u
mesken tutmuştu...
Her gece bir televizyonda ithal malı din pazar-
lamacıları konuşuyor, bizim 'demokratik medya-
mız' da bu kişilere kucak açıyordu...
Pakistan asıllı Ingiliz yurttaşı Asaf Hüseyin'i
bugün anımsayanlar var mı?
Asaf Hüseyin'i, Türkiye'ye 'Istanbul Organi-
zasyon' adlı bir şirket getirmiş, bir özel televiz-
yon da ona 'demokrasi ve banş' adına sımsıkı sa-
nlmıştı...
Asaf Hüseyin'in kitaplan Türkiye'de Pınar ve Iz
yayınevlerince yayımlanmıştı...
Asaf Hüseyin sosyologdu ve şeriatçı örgütler-
le ilgili araştırmalar yapıyordu...
Ama işin ilginç yani.. onu Ingiltere'de kimse ta-
nımıyordu...
O tarihte Kraliyet Uluslararası llişkiler Enstitü-
sü'nde, Doğu ve Afrika Etüdleri Enstitüsü'nde ça-
lışan tanınmış bilim insanlanna sormuştuk:
"Kirndir bu Asaf Hüseyin ? " \'-"
Yanıt
"Biz Asaf Hüseyin7 tanımayız. Bu kişinin adını
ilk kez sizden duyduk..."
O dönemde Recep Tayyip Erdoğan belediye
başkanıydı; Hüseyin Asaf için toplantılar düzen-
ledi:
"SiyasiIslam ve Fundamentalizm..."
Asaf Hüseyin bakın ne diyordu beş yıl önce Is-
tanbul'da:
"Islamiyet terörist bir eylem değildir..."
Doğruydu!..
Ancak, ardından şunlan ekliyordu:
"Ancakzulme karşı tarih yazarken kan döküle-
bilir. Islamı diriltmek için kan dökmek lazımsa
bu yapılmalı..."
• • •
Dün sabah gül ağacının çevresinde dolaşan
çocuk yedi yıl önce henüz doğmamıştı...
Yağmurlu bir Istanbul sabahı...
Bozkır ortasındaki ırmak akıyor bugün de...
O kuyu dibindeki gökyüzü ve özgürlük nerede?
Uğur Mumcu'nun katilleri bulunamadığı süre-
ce Türkiye'de faili meçhul cinayetlerin aydınla-
nacağına ınanmıyorum...
Susuriuk'tan Hizb-i Kontra'ya dek uzanan ci-
nayetler zincirinin halkaları çözülmedikçe ne hu-
kuk devletinden ne de demokrasiden söz edilir...
Ne diyordu Onat:
"Şimdi sessiz duruyoruz kıyısında bir düşün-
cenin/unutmak için unutuşun kolay ülkesinde-
yiz/balıklar geçiyor kınşık bir deniz sofrasın-
dan/ve elleri fenerle benim arkadaşlarım/dur-
madan düşünüyorum ne kadar çok öldükyaşa-
mak için."
hikmetcetinkaya(g cumhurryetcom.tr
Faks numaramız: 0212/ 513 90 98
GÖZLERİN POYRAZ
Cumhuriyet
k ı t a p l a r ı HBonetCeMmM
Gazetecı-Yazar Hıkmet Çetınka>a'nın içindeki fırtınalı
evrende geliştirdiğı. duygu denızınde damıttığı yazılan.
Bir solukta okunacak. kımi zaman bir nisan yağmuru
altında. bazan poyraz yelının soğuk sa\iırganlığında ya da
karanlık bir gecenın >alnızlı|ında yeniden okunacak, yer
yer okunacak bir kitap bu kıtap
Cumhurrret Çag Pazarlama A.Ş. Türkocağ^ Cad. No:39/41
p kulûbû ı34334)Cağaloğiu-istanbul Tel- (212)514 01 96^ kitap kulû