Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2SOCAK2000SAU CUMHURİYET SAYFA
H i J v v / 1 1 \^fİTJJ. / ekonomiCŞ cumhuriyet.com.tr 13
ŞİRKETLERDEN
• ROCHE Yalova Tigem
' Çadırkent'te yaptırdığı
'R-Oche Çocukevi'ni
Sosyal Hizmetler Çocuk
Esirgeme Kurumu'na
devretti. Çocukevi, 3
prefabnke kreş, bır tuvalet
ve duş konteynerinden
oluşuyor.
• MAVİJEANS'in
Sonbahar - Kış
koleksiyonunda yûzde 15-
30 arasmda değişen
indirimler başladL Basic
modelleri dışındaki
ürünler için geçerli olacak
olan indirim, 2000 Yaz
Koleksiyonu vhrinlere
girince sona erecek.
• www.lcangurum.com.tr
adresinde buluşan 20
firma, Türkiye'nin en
büyük sanal alışveriş
merkezini ohışturdu.
Migros Sanal Market,
Arçelik, HP, Divan,
Vakko, Setur, Casio,
Fenerbahçe ve
Galatasaray'ın da
aralannda bulundufu
mağazalara, tüm dünyadan
24 saat sipariş veriliyor.
• İPEKKÂĞlTveNValt
Disney işbirtiğiyle
hazırianan değişik
karakterleri ile tûketkilere
farklı seçenekler sunan
'Selpak Disney Serisi'ne
çizgi film kahramanı
Tarzan da eklendi.
• YAPIKREDİ
Factoring ihracatçılara
2000 yılında 200 milyon
USD'lik destek veriyor.
Bu destekle ihracatı
'finanse edecekuygun '"""
maliyetli finansman,
ihracatın hizmetine
sunulmuş olacak.
• SAĞLIKVEEĞİTtM
VAKFTıun Adapazan
Emirdağ ÇadırkentTnde
kurduğu Çocuk Merkezi,
15 Ocak'ta açıldı. 4-12 yaş
arasındaki çocuklara
eğjtim, rehberlik ve
danışmanlık hizmetleri
verilecek.
• DHL WORLDWIDE
EXPRESS Japonya'daki
hizmet ağını ve araç
Fılosunu genişletmek
amacıyla 125 milyon
dolarlık yatınm yapıyor.
DHL, Singapur'da da bir
dağıtım ve toplama
merkezi kuruyor.
• UNITELdogal
fetaketlerde arama ve
kurtarma alamnda
gösterdiği başanlan
nedeniyle AKLT'a
İridium telefonlan ile
smırsız iletişim desteği
sağiadı. Uydu tetefonlan
AKUT Başkanı Nasuh
Mahruki've tesHm edildi.
• METRO
GROSMARKET Metro
Clup kart sahibi
müşterilerine bir dizi ek
hizmet sunuyor. Kart
sahibi müşteriler, sağlık
hizmetleri, indirimli tatil
olanaklan, ferdi kaza
sigortası hizmetlerinden
yrrarlanabiliyorlar.
L< DANONESA'nın
1997'den bu yana verdiği
'Danone Lluslararası
Beslenme Ödülü'nü
demirin emilimi
çabşmasıyla tsveçli
Profesör Leif Haüberg
kazandı.
Şeffaflık Örgütü'ne göre yolsuzluklar en çok enerji, inşaat ve savunma ihalelerinde
Rüşvetin iilkesi yokEkonomi Servisi - IMF ve
Dünya Bankası gibi uluslara-
rası kuruluşlann hükümetlere
kamu harcamalannı kısıtlama-
lanna yönelik dayattıklan po-
litikalan, meyvelerini sosyal
çöküntüler ve yolsuzluklar şek-
lüıde vermeye devam ediyor. Uluslararası
Şeffaflık Örgütü tarafindan yapılan araştır-
ma, gelişmekte olan ülkelerde enerji, savun-
ma ve inşaat sektörûndeki ihalelerin rüsvet-
le kazanıldığma dikkat çekildi. Ankete ka-
tdanlann yüzde 65'ine göre gelişmekte olan
ülkelerde rüşvet ve yolsuzluklann bu den-
li artmasının önemli bir nedeni, kamu ça-
lışanlanna yönelik uygulanan düşük ücret
politikalan. Ankete kaülanlann önemli bir
bötümü de kamuda çalışanlann dokunulmaz-
lıklannın bulunmasının rüşvet almada önem-
• Ankete katılanlann yüzde 65'ine göre
gelişmekte olan ülkelerde rüşvet ve
yolsuzluklann bu denli artmasının önemli
bir nedeni, kamu çalışanlanna yönelik
uygulanan düşük ücret politikalan.
li rol oynadığmı vurguladılar.
Ingiltere'de yayunlanan FinancialTîmes
gazetesinde yer alan habere göre, Ekono-
mik Kalkınma ve Işbirliği Teşkilat (OECD)
tarafindan geçen yıl imzalanan Yolsuzluk-
la Mücadele Anlaşması etküi olmadı. Ulus-
lararası şirketlerin yüzde 38'inin böyle bir
anlaşmadan haberi olmadığı ve yüzde
19'unun da çokuluslu şirketlerin "tüm dün-
yayayayümak için her şeyiyapabilecek" an-
layışta olduğu belirtildı.
Anket, Uluslararası Şeffaflık Orgütü ta-
• Gelişmekte olan ülkelerde özelleştirme
ihalelerini kazanmak için ABD, Fransa ve
Japonya başta olmak üzere kimi ülkelerin
diplomatik ve siyasi yollardan baskı
kurduğuna dikkat çekildi.
rafindan araştırma şirketi Gallup'a yapün-
lırken. her ülkeden ortalama 55 kişi olmak
üzere 800 kişiyle görüşme yapıldı. Anke-
te katılanlann üçte biri uluslararası şirket-
lerin, üçte biri ulusal şirketlerin yöneticile-
ri ve geri kalanlar da bankacüar, avukatlar,
ticaret odalan başkanlan ve muhasebecüer-
den oluştu.
Uluslarararası Şeffaflık Örgütü, ABD,
Fransa ve Japonya başta olmak üzere ihra-
catçı ülkelerin diplomatik ve politik yollar-
dan gelişmekte olan ülkelere baskı kurdu-
ğuna dikkat çekti. Gelişmek-
te olan ülkelerdeki kamu hiz-
metlerinin özelleştirme ihale-
lerini kazanmak için dış ülke-
lerin konsolosluklanndaki ti-
caret ataşelerinin kullandığı
belırtılerek "Getişmis sanayi
ülketeri, kendi şirketleriııin ihaleleri kazan-
ması için diplomatikvepolitikkanattankul-
lanıyoriar'* açıklaması yapıldı. Uluslarara-
sı Şeffaflık Örgütü yetkilisi Frank Vögt
ABD'li şirketlerin ihaleleri kazanması için
ABD hükümetinın gelişmekte olan ülkeler-
de güçlü dipiomatık baskılar kurduğunu
söyleyerek "ABD dışında diğer OECD ül-
keîeri tarafindan da böyle baskılar yapıkh-
ğuu düşünüyoruz. Bu durum rüşvete karşı
gerçekleştirilen düzenlemeierin hayatageç-
mesini engeUiyor" diye konuştu.
TEA5 ve TEDAŞ ÇAUŞANLARI, İŞLETME HAKKI DEVİRLERİNİN PERDE ARKASINI RAPORLAŞTIRDI
Enerjide tekelleşme korkutuyor
HAZAL ATEŞ ÇAKIR
Enerji Bakanlığı'na bağlı TE-
DAŞ ve TEAŞ çalışanlan, elektrik
dağıtım ve üretim sisteminin "iş-
letme hakkı devri" ile özel sektöre
devredilmesinin ardından ortaya çı-
kacak sorunlan raporlaştırdı.
Milletvekillerine gönderilen ra-
porda, devletin 4 milyar dolar ciro-
ya sahip enerji sektörünü kâr eder
bir şekilde özel şirketlere devret-
mesi eleştirilerek "Şrketierin her tür-
lûgarantisi devtettarafindan sağtan-
dığı için. görev bölgelerinde 30 yıl-
hk bir tekel oiuşturuluyor'' denildi.
thale sürecınde de bazı usulsüz uy-
gulamalann gündeme geldiği kay-
dedilen raporda, "Yandaş firmalar
hiçbir masraf yapmadan
ve ihaieye gümeden ortak
edilmislerctir" görüşü sa-
vunuldu.
Bu şirketlerin çok yük-
sek gösterilen kayıp-ka-
çak oranlanna göre verdik-
leri tekliflerin gerçeği yan-
sıtmadığı vurgulanarak
u
Bu nedenle devletin ka-
sasuıa girmesi gereken 22 trilyon da
haksız kazanç otarak şirketlerin ka-
sasana gjriyor" denıldı.
Özel sektör lehine hazırianan de-
vir şartnamelerinin devlet ve şir-
ketler arasında telafısi mümkün ol-
mayan ihtilaflara neden olacağı be-
lirtilen raporda uluslararası tahkimin
de yabancı şirketlerin lehine işleye-
ceği kaydedildi. AKTAŞ, Kayseri,
ÇEAŞ ve KEPEZ uygulamalan ile
ilgili sorunlann anımsatıldığı ra-
porda, bu sorunlann artarak devam
edeceği ifade edildi. Görev bölge-
lerinde elektrik dağıtım faaliyetle-
riyle ilgili objektif kriterlerin belir-
lenmediğine işaret edilen raporda,
"Elektrikler hiç yanmasa dahi şir-
ketin kân hiç değjşmeyecek. Bu du-
rumda görevi alan şirketler hiçbir
risk taşımaksızın işletmecüik yap-
maktan başka sonımluhık aimaya-
cak" denildi. Işletme hakkı devre-
dilen bölgeler için ABD Dolan ba-
zmda belirlenen ışletme hakkı de-
vir bedelinin Elektrik Eneriısi Fo-
nu'ndan yatınlacağının öngörüldü-
ğü anımsanlanraporda,"Fatura ke-
süip kesümejecegı, KDV yükümhı-
lüğü. enerji hasılatmdan indirim ya-
pıup >apılnıayacağı. kredi olarak
anüan devir bedelinin Fon'dan ge-
rekseşirketinblancolanndanasrigös-
terilecegi gibi hususlara açıklık ge-
tirilmemiştir" göriişüne yer verildi.
Devir bedeli olarak alınan bu para-
ikM'illetvekillerinegönderüett raporda
IVM tekelleşmeye dikkat çekUirken, özel
sektör lehine hazırianan devir
şartnamelerinin devlet ve şirketler
arasında telafısi mümkün olmayan
ihtilaflara neden olacağı beürtUdi
run görev alan şirketler tarafindan
libor+yüzde 15 gibi yüksek bir fa-
izle dış kredi oJarak bulunmakta ol-
duğu kaydedilen raporda, sözleş-
menin yürürlüğe girmesiyle birhk-
te elekttik enerjisinin saöş fiyatının
şu andaki baz fıyaön yüzde 40 da-
ha zamlı satıhnasına yol açacağı
bildirildi. Işletme ve yatınm gide-
ri aynmının da yapıhnadığı kayde-
dilenraporda,şirketlerin taahhütle-
ri içinde bulunması gereken bazı
giderleri yannm harcamalan olarak
göstererek bunu da tarifeye yansı-
tacaklan anlatıldı.
Devir işlemleri ile birükte TE-
DAŞ'ta toplanacak personelin na-
sıl değerlendirileceği konusunda
da bir çalışma bulunmadığına işa-
ret edilen raporda, şirkete geçecek
personelin sosyal güvenliği konu-
sunda da açıklık bulunmadığı vur-
gulandı.
Raporda, devlet lehine teklif ve-
ren firmalann ihalelerde elendiği
kaydedilerek
a
Bu firmalara bakan-
lık tatimatıyla thale Üst Kurulu ta-
rafindan zoraki olarak ortak en>
poze edümiş ve yandaş firmalar bu
işterehiçbirmasrafyapmadan >« iha-
leyegirmeden ortakedflmi^lerdir. Bu
durumu kabul etmek Lstemeyen fir-
malar bakanhktarafindan sözleşme
imzalamamakla tehdit edilnıiştir.
Telafısi mümkün olmayan hukuld
boşluklar var" görüşü ifade edildi.
Elektnk dağıtım siste-
minin işletme hakknıın
de\Tİnden elde edilme-
sı düşünülen toplam 2.4
milyar dolann 1.2 mil-
yar dolannın şirketler-
den peşin ahnacağı kay-
dedilen raporda,
u
Bu-
oun 500 milyon dolannı
devlet şirketlere işletme
hakkıkân obrak gerivereceknr" de-
nildi. Görevh şirketlerin, kayıp-ka-
çak oranlanna göre teklif verdikle-
ri kaydedilen raporda, çok yüksek
gösterilen bu oranlann gerçeği yan-
sıtmadığı ifade edildi.
Raporda,
K
Şirketkrin30ydsoauıı-
da taahhüt ettikleri kayıp-kaçak
oranlan yüzde 10-13 arasında degiş-
mektedir. Yukanda açıklamadıgH
mız hususlar gözönüneahndığında
şirketler kendilerinin taahhüt etmiş
olduklan kayıp-kaçak oranuun al-
dna en fazla 3 yılda inebüirier ki bu
da yüzde 2'lik bir fark demektir. Bu
fark bugünkü fiyatlarla 22 trihon li-
ra demektir" açıklaması yapıldı. Devirşartnamelerinin özri şirketleregöre hazniandığı befirtiliyor.
Hükümetler, Biyogüvenlik Protokolü için bir araya gelirken sokaklarda protestolar yaşandı
Genetikgıdada ûcarisavaşbaşladı
• Sivil toplum kuruluşlan eksi
20 derecede zirvenin yapıldığı
Montreal sokaklannda
"Genetik olarak değiştirilmiş
yiyecekleri tabaklanmızda
istemiyoruz" diyerek
tepkilerini dile getirdiler.
Ekonomi Servisi-Genetik olarak değiş-
tinlmiş organizmalann ticaretiyle ilgili
uluslararası kurallann oluşturulması için
dün Kanada'nm Montreal kentinde hükü-
metler düzeyinde görüşmeler başlarken, ge-
netik olarak değiştirilmiş gıdalara karşı
yüzlerce protestocu sokaklarda gösteriler
düzenledi.
Greenpeace başta olmak üzere pek çok
örgüt, biyolojik çeşitliliği ve insan sağh-
ğını tehdit eden, genetik olarak değiştiril-
miş ürünlerin üretimi ve ticaretine karşı çı-
karak, eksi 20 derecedeki Montreal so-
kaklannda "Genetikolarakdeğiştirflmiş yi-
yecekleri tabaklanmızda istemiyoruz
r>
di-
yerek tepkilerini dile getırdıler.
Türkiye'den de çeşıtli bakanhklarda üst
düzey yetkililerin katıldığı toplantüarda,
"Bryogüvenlik Protokohı"nün hayata ge-
çirihnesi planlanıyor. Toplantüarda, gö-
rüş aynhklan nedeniyle ülkeler üç gruba
aynlıyor. ABD'nin başını çektiği Miami
Grubu, Kanada, Avustralya, Ariantin, Şi-
li ve Uruguay ohnaküzere transgenikürün-
ler ihraç eden ülkelerden oluşuyor.
Miami Grubu, bu ürünlerin ticaretiyle
ilgili herhangi bir düzenleme yapüması-
na karşı çıkıyor. Grup, protokolün imza-
lanması halinde de "pek etküi ohnavan"
bir anlaşmamn yapılması yönünde baskı
yapıyor. Bir diğer grup da sayüan 100'e
ulasan gelişmekte olan ülkeler, Biyolojik
Güvenlik Protokolü'nün imzalanmasını
istiyorlar.
Bu grup, hükümetlerin ne ihraç ettiğini
bilme ve nüfusu tehdit eden ürünlen ihraç
etmeme haklannı oluşturmaya çaüşryor. Av-
rupa Grubu'nun da gelişmekte olan ülke-
ler gibi bu teknolojiye karşı şüpheci tavır
Kanadah çevrecikr genetik müdahale ile ûretflen gıdalan protesto ettiler. (REUTHRS)
sergilediği kaydedihyor.
1992 yıunda 175 ülke, Birleşmiş
Milletler çerçevesinde yapılan gö-
rüşmelerde biyolojik çeşitlilikle il-
gili kararlaraldı. Buna görehükümet-
lerin genetik olarak değiştirilmiş or-
ganizmalarla ilgili uluslararası dü-
zenlemeler gerçekleştirmesi gereki-
yor. Ancak şimdiye kadar yapılan
birçok resmi ve gayri resmi toplan-
tıda, bu konuda henüz herhangi bir
uzlaşmaya vanlamadı.
Bu arada New York Times'ın ha-
berine göre ABD hükümeti, Pennsyl-
vania Universitesi'nde gerçekleşti-
rilen gen terapi araştırma programı-
nı kapatn. Haberde, 18 yaşında birhas-
tanm, bu program çerçevesinde ha-
yatmı kaybettiği belirtildi.
Tesis Trakya'da
ABD 'li
şirket
tohum
üretecek
Ekonomi Servisi - Amerikan
şirketleri, Türkiye'de tohumlannı
denemek için adım atmaya başladı.
Bayraktar Grubu'na bağlı Doysan
Yağ Sanayii ile yağ, yağlı tohumlar,
hububat ve diğer tarım ürünleri
üreticisi Amerikan Archer Daniels
Midland Company ortakhğı ile
ADM Doysan Yağ Sanayi ve
Ticaret A.Ş. adı altında yeni bir
şirket kuruldu.
Her iki şirketin yüzde 50'lik paya
sahip olduğu ortaklık anlaşması,
ADM International Yönetim
Kurulu Başkanı Brain F. Peterson
ile Doysan AŞ Yönetim Kurulu
Başkanı Mustafa Bayraktar
tarafindan imzalandı. Lüleburgaz
yakınlannda 60 bin metrekaresi
kapah, toplam 132 bin metrekarelik
alandaki tesisleriyle yılhk 150 bin
ton ayçiçeği, soya, kânola tohumu
işleme ve 35 bin ton paketli rafine
bitkisel yağ üretim kâpasitesine
sahip olan ADM Doysan, kendi
markalannın yanı sua Migros ve
Şok markalannı da üretmeye devam
edecek. 20 milyon dolar sennaye ile
kurulan şirket, Istanbul'da faaliyet
gösterecek. Şirketin genel
müdürlük görevini ise Faik Genç
sürdürecek.
İŞÇİNİN EVRENİNDEN
ŞÜKRAN SONER
Dikkatinize!••
Dikkatinizden kaçmamıştır. Hizbullah'ın insanlık adı-
na açıklanması çok zor, uzun işkenceler sonrası insa-
nı domuz yerine koyan vahşi cinayetlerinin kurbanlan-
na ilişkin toplu mezarlardan ölüsü çıkanlar, bir ucundan
siyasal Islama buiaşmış kişiler. Bir anlamda kendi dün-
yalannda davadan dönenlere uygulanan infazlara ta-
nık oluyoruz.
Henüz faili meçhul kapsamındaki karşrtlanna yöne-
lik siyasal cinayetlerine ulaşılmış değil. Hani şu devlet
içinden, yurtdışından, gizli örgüt güçlerince PKK ve so-
la karşı kullanıldıklan, kurduruluş nedenleri arasında yer
aldığı öne sürülen eytemlerinden henüz tek haber bile
sızmış değil.
Başta Cumhurbaşkanı Demirel, konuya ilişkin açık-
lamayapan tüm yetkililer, devletin Hizbullah'ın arkasın-
da olmasının söz konusu olamayacağına ilişkin güven-
ce veriyoriar. Ancak devlet içinde kimi görevlılerin bu-
laşıklığını yadsıyamryor, varsa onaylanamayacağını vur-
guluyorlar.
Onaylamamak sözle olur mu? Bu ilişkilerin açığa çi-
kanlması, hesap sorulması gerekmiyor mu? Hizbullah
operasyonunda devletin hedefi ne?
PKK'nin, askerin ağırlıklı başansı ile etkinliğini yrtir-
mesinden sonra, PKK'nin karşısında işlevi kalmamış,
"kendi kûpüne zarar veren sirke" konumuna düşmüş,
cinayetlerini çılgınlık ölçülerine vardırmış, artık kendi
başma devlet için, hatta teröre bulaşmak istemeyen si-
yasal Islam için bile tehdit oluşturan Hizbullah'ı, kilit
kadrolannı yakalayarak işlevsiz kılmak mı?
Yoksa daha cesur bir adımla Hizbullah'ı kuruluşun-
dan başlayan, günümüze uzanan bütün eylemleri, ci-
nayetleri, ilişkileri ile açığa çıkarmak mı? Böyle bir he-
saplaşma Demirel'in deyimi ile "varsa" devlet içindeki
bağlantılannı da ortaya çıkarmayı gerektirse bile. Böy-
le bir hesaplaşma kim bilir ne kadar çok sayıda, sade-
ce Güneydoğu'da değil, Türkiye çapında faili meçhul
siyasal cınayetin failinin ortaya çıkması anlamına gelir.
Kim bilir ne kadar çok Türkiye'yi sarsmış siyasi cinaye-
tin katili, iç ve dış güçlerle ilişkileri ortaya çıkanlabilir?
Türkiye'de gerçekten demokrasiye, hukuk devletine
geçiş kararlılığının önemli bir ilk adımı atılmış olabilir...
Kamyon bir özel araca çarptığında, devletin sivil kol-
luk gücü konumuna gelmiş koruculann başı ile bir dev-
let gorevlisi, bir çete reisi, aracın içindeki devletin malı
olması gerekli silahlardan da anlaşıldığı üzere, yeni bir
suç eyleminin yolunda, suçüstü yakalanmışlardı. Böy-
lesine kanıtiı bir suçüstü olayının üzerine, Türkiye'de ger-
çek demokrasi, hukuk devletine geçiş için bir sorgula-
maya, hesaplaşmaya araç olabileceği yolunda umut-
lanmıştık.
Bununla da yetinmemiş, bu ülkenin milyonlarca va-
tandaşı olarak bu devletin çetelerden anndınlması ey-
lemini ne kadar çok istediğimizi kanrtlamak üzere "sü-
rekli aydınlık için bir dakika karanlık" eyleminde kenet-
lenmiştik. Onca kanıta, Meclis araştırma komisyonla-
nna karşın suçlu olduğu, ilişkileri bilinen pek çok önem-
li insan, "Türkiye seninle gurur duyuyor" sloganlan ile
aklanmaya çalışıldılar. Belki kamu vicdanında aklana-
madılar, ama sıyasette seçim kazandılar. Toplum için-
de önemli yerierde, önemli çıkar ve para sahibi olarak
yaşamlartnı sürdürüyorlar. SÖzün özü güvenilen dağla-
ra kar yağdı. Devlet içine sızmış çetelerle hesaplaşma,
kamyon çarpması olayıyla bağlantlı kanıtlar üzerinden
yapılamadı. ,
Hizbullah ile ilgili henüz karamsar olmak için belki çok
erken. Ama ilk belirtiler çok da umut vermiyor.
Dün Hizbullah örgütünün kendi iç hesaplaşması için-
deki insanlan domuz yerine koyan cinayetlerinin ceset-
lerinin ortaya çıkmış olmasının dehşeti içinde, Uğur
Mumcu'yu öldürülmesinin 7. yıldönümünde biraz da-
ha bilinçlenmiş, bilenmiş olarak farklı duygularla andık.
Kamyon çarptığında da öyle olmuştu. Uğur'un ne ka-
dar büyük bir öngörü ile, araştırmacı, yürekli gazeteci-
liğin meyvelerini toplamış, hukukçu birikimini de katmış
olarak bize yol gösterdiğini, yıllar öncesinden toplumu,
devleti uyarmaya çalıştığını yazılanndan, konuşmalann-
dan alıntılarla anımsadık.
Belleğimizi Uğur'un uyanlan ile tazeledikçe, devletin
vurdumduymazlığını, toplum olarak uyanmazlığımızı
daha bir çıplak görüyoruz. Uğur'la ilgili pek çok haber,
anma toplantısında, "uyanlan göz önünde tutulsa, so-
nımlulargereken önlemleri alsaydı, ne kadarçok cina-
yet önlenmiş olurdu" diye hayıflanmak çok fazla ışe ya-
ramıyor. Olsa olsa gerçekleri biraz daha çıplak görmek
anlamını taşıyor.
Demokrasi, hukuk devleti, insan haklannın bu ülke-
de yerieşmesi için, Uğur Mumcuda dahil, 1970'ler ön-
cesi başlamış, darbeler öncesi çok yoğunlaşmış, dar-
beler sonrası her nasılsa bir süre için bıçak gibi kesilip
sonra hep kritik dönemlerde yoğunlaşan faili meçhul si-
yasal cinayetlerin bir bir katillerinin bulunması gereki-
yor.
Konu tek başma hukuk, adaletin işletilmesi hiç değil.
Ondan çok daha önemlisi, yeni terör örgütlerinin kurul-
ması, kurdurulması, faili meçhul cinayetlerin işlenme-
si, azmettirilmesi için ülkedeki ortamın elverişsiz kılın-
ması.
Uğur Mumcu, öldürülmeden önce neredeyse nasıl
öldürüleceğini bile sezinlemişti. Son yüz yüze görüş-
memizde, Ankara'daki evinde hem Apo-devlet içinde-
ki kimi güçler bağlantısını gündeme alan bitiremediği
yazı dizisinin notlanndan, belgelerinden söz etmişti;
hem de evden çıkarken sevgili kansı Güklal ve çocuk-
lannın canlannı güvenceye âmak için arabasının kon-
tak anahtannı çevirinceye kadar sokak kapısından dı-
şanya çıkmalanna yasak koyduğundan.
Kontak anahtannı çevirmesiyle patlayan bomba ile
bedeni parçalandı. Bize uyanma, bilinçlenme yolunda
yazjlan, söylemleri kaldı. Tabii birimizin, birkaçımızjn, bir-
çoğumuzun uyanması, bilinçlenmesi yetmiyor. Örgüt-
lü, kitiesel, sonuç alıcı karşı duruş gerekiyor.
sukransonerta yahoo.com
Dünya Bankası'ndan
taruıı reformuna övgü
AISKARA/VVASHING-
TON (AA) -Dünya Banka-
sı'nm tanm sektörü refor-
mu ile ilgili çahşmasmda,
Türkiye'nin de aralannda
bulunduğu, Arjantin, Mek-
sika gibi ülkelerin tanm
reformundan olumlu etki-
lenecekleri savunuldu.
Çahşmaya göre ülkele-
rin zenginleşmesi için, ta-
nm ve tanmla ilgili sek-
törlere sübvansiyonda bu-
lunmamalan ve tanm sek-
törûndeki uyumsal çalış-
mayı gerçeklestirmeleri ge-
rekıyor.
Clkelerin, fiyat kontro-
lü ve benzeri sebeplerle ta-
nmın iç ticari koşullanm
zorlaştıncı politikalar uy-
gulamamalan gerekiyor.
Doğrudan gelir desteği-
nin de vurgulandığı bu öne-
rilerde, tanm reformunun,
serbest piyasa koşullan
içinde ve ekonomideki di-
ğer reformlarla birükte gö-
türühnesi gerekiyor.
Önerilerde, tam olarak
yapısal dönüşümü sağla-
yabihnek açıstndan, diğer
yapısal reformlar olmadan
tek başına tanm sektör re-
formunun bir etkisinin bu-
lunmadığı vurgulanıyor.
Yine önerilere göre ta-
nm reformundaki fiyat ve
vergi mekanizması serbest
piyasa kurallan içinde iş-
lemeü. Tanm reformunun
ürünlerdeki fiyat istikran-
nı da sağlayacağını behr-
ten Dünya Bankası yetki-
lileri, reform ile tanm sek-
töründekilere gerçek an-
lamda birtanmsal desteğin
sağianacağmı ve verimli-
liğin de artacağını vurgu-
luyorlar.