19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 OCAK 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 17 Egemenlik MHP'Iİ Devlet Bakanı Abdulhaluk Çay, hükümet ortaklarının Abdullah Öcalan'ın idam dosyasının Avrupa Insan Hakları Mahkemesi'nin kararı doğrultusunda Başbakanlık'ta bekletilmesine ilişkin uzlaşmayı eleştirmiş: "Alınan karar, devletin egemenlik haklanndan bir nevi tavizdir." Abdulhaluk Çay azıcık belleğini zorlarsa eğer; bundan 4-5 ay önce, aralarında MHP grubunun da bulunduğu büyük bir çoğunlukla Meclis'te anayasanın değiştirildiğini ve ulusal yargı denetiminden vazgeçilerek "uluslararası tahkim"in kabul edildiğini anımsayacaktır. Abdullah Öcalan için hükümet ortaklarının verdiği karar öncesi ve sonrası, şehit yakınlannın gösterile- rine tanık olduk. Oysa kamuoyu, di- ğer yanda suskun kalan, gelişme- leri soğukkanlılıkla izleyen geniş bir grubun varlığından habersiz. Gü- neydoğu'da yaşananların emper- yalist güçlerin bir senaryosu oldu- ğuna, bu senaryonun Sevr'i hortlat- mak isteyen ülkelere ve onlann dü- men suyuna giren siyasetçilere rağ- men bozulduğuna inananlarçoğun- lukta. Bir örnek olarak, bölgede şe- hit düşmüş bir görevlinin eşinin duy- gularını yorumsuz aktaralım: "Apo, PKK olayının ne tek se- bebi, ne de tek sonucu. Ortada bü- yük bir oyun oynandı. Eşimin görevi uğruna şehit ol- duğunu bilmek beni intikamdan Suskun kalan çoğunluk uzak tutuyor. Bunu kabullendim. Şehit eşimden bana kalan ço- cuğum için, Apo'nun infazının ge- rekip gerekmediği konusunda ba- zen ben de kararsız kalıyorum. Ama intikam duygusuyla yaşa- mıyorum. Çocuğumuzu kin ve nefret tohumları ile büyütmemi eşim de istemezdi. Onun küçücük kalbinde bu duyguların yeri yok. O, babasına ilişkin kararı kendi- si verecek. Geçmişe değil, gele- ceğe bakıyorum." Şehit eşi, mezarların başında ba- ğınp çağırmanın çözüm olduğuna inanmadığını da ekleyip devam edi- yor: "Bu gösteriler de bir senaryo- nun parçası ve ben onlann ver- diği senaryodaki rolü değil, ger- çekten istediğim rolü oynamak is- tiyorum. Ancak, bu, tepkisiz ka- lacağım anlamına gelmiyor. Man- tıklı ve bir çözüme ulaşacak her türlü grubun, çalışmanın ve uğ- raşının içinde kalmak, eşime kar- şı en büyük sorumluluğum be- nim. Şehit eşi olmanın bir serma- ye olarak kullanılmaması gerek- tiğini düşünüyorum. Ancak, eğer Apo, Imralı'da bir sefahat sürecek olursa ya da ilerde tüm olanları unutmaya, unutturmaya, ona si- yasi bir kimlik vermeye kalkaıiar ya da onu ve yaptıklarını mazur göstermeye çalışırlarsa büyük hata ederler. Çünkü, yaşananlar asla unutulmayacak. Bizler va- rız, ne yazık ki sayımız da hiç az değil ve şehit yakınlannın çok az bir kısmı şu anda ortalıkta gözü- küyor." Medya kuruluşlarının yetkilileri hedeflerini açıklıyorlar: "Habeıieşmede, iletişimde, medya ve eğlencede dev olacağız." Internet desen onlarda. Digital TV, kablolu TV desen onlarda. Gazete, dergi, müzik kaseti, cd, kitap, yayın desen o alanlarda da eksik kalmıyorlar. Buna yeni bir ad da koymuşlar: "Multimedya mağazacılığı." Medya yeni hedefine vardığında; beynimizi, bilincimizi alışveriş sepetine koyup medyanın Multimedya mağazacılığı grossmarketine gireceğiz. Benliğimizi, hiçbir fedakârlıktan kaçınılmayarak hizmetimize açılmış bulunan pınltılı pazarın büyüsüne kaptıracağız: Aynı kitapları okuyacağız, aynı duyguları paylaşacağız, aynı haberleri aynı yorumlaria izleyeceğiz, aynı şarkıları dinleyeceğiz, birbirimize aynı dizeleri okuyacağız, aynı parlatılan medya yıldızlarına hayran olacağız, dünya ve ülkedeki gelişmeleri aynı gözlükle değerlendireceğiz... Ozetle.. verileni alan, verilene inanan, verilene kanan, verilenle yetinen, verilenle mutluluk duyan, verilenle eğlenen, verilenle üzülen multimedya grossmarketinin uysal müşterileri oluvereceğiz. örnek mi istersiniz? Medyanın son günlerdeki yeni oyuncağı geçmiş 100 yılın "en"leri... En kitaplar, en filmler, en yazarlar, en tiyatrocular, en siyasetçiler, en sinemacılar, en besteciler sıram sıram... işin ilgi çeken yönü "yüzyılın en"leri arasına, birkaç istisna dışında, nedense hep cicili bicili paketleriyle medya marketinin raflanna son 10-15 yıldır özenle yerleştirilen isimler giriyor. Gözlerinizi kapatıp çevrenizdeki gelişmeleri birkaç dakikalığına sorguladığınızda; multimedya mağazacılığının hormonlu, yapay, sentetik maiiarı ile kuşatıldığınızın ayırdına varacaksınız... Çocuk Kitapları Sempozyumu "1. Ulusal Çocuk Kitaplan Sem- pozyumu", Ankara Üniversitesi Eği- tim Bilimleri Fakültesi ile TÖMER Dil Öğretim Merkezi'nin ortaklaşa ça- basıyla 20-21 Ocaktarihleri arasın- da gerçekleştirilecek. Başkentli çocuklar, okurlar; sem- pozyumun onur konuğu, Türk şiiri- nin atardamarlarından Fazıl Hüsnü Dağlarca ile kucaklaşacaklar, otu- rumlarda masallar, çocuk yazınının gelişimi ve sorunları en yetkin bilim insanları ve yazarlarca ele alınacak. Sempozyum sekreteri, Eğitim Bi- limleri Fakültesi öğretim üyelerin- den Doç. Dr. Sedat Sever, köşemi- ze çocuk kitaplarının önemini anla- tırken bir noktaya dikkat çekti: "Okullara tavsiye edilen çocuk kitaplannın içeriklerinde gizem- ci temalar ağıriıkta. Bu saptama çoğu eğitimcinin, velinin, yöneti- cinin göremediği bir sorun. Ço- cuklukyıllanndaki uyaranlar, bü- tün yaşam boyu kalıcı oluyor. llk çocukluk yıllannda okunan kitap- taki iletiler çocuğu çağdaş ya- şamdan kopanrsa, o çocuğu çağ- daş yaşama döndürmek üniver- site yıllannda mümkün olmuyor. Çocuk kitabı, aslında çocuğun gelecekteki yaşamını biçimlen- diren bir araç. Bizde çocuk kitap- lan, çocuğu kendi ideolojik amaç- lanna yönlendirmek isteyen grup- lann bundan gelir sağiamaya yö- nelik bir alanı oldu son yıllarda. Doğrusu öncelikli amacımız du- yaıiı insanların bu gerçek karşı- sında harekete geçmelerini sağ- lamak." Çocuklar, çocuk yazını ile ilgilenen- ler, öğretmenler, bugünden not dü- şün. Çocuk Kitapları Sempozyumu, Ankara Üniversitesi Cebeci Kam- pusu ATAUM binasında yapılacak. ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞtPAL Ocak 2000 Kıdem Tazmiııatı Tavanı lş Yasasrnın "Kıdem Tazminatı" başhklı 14. maddesinde, "kı- dem Uzminatlarının yıllık miktarı, Delet Memuriarı Kanunu'na tabi en yüksek devlet memuruna 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yıb içinde ödenecck azami emeklilik ikramivesini geçemez." denilerek, kıdem tazminatlanna ta- van sımr getirilmiştir. - . . . . , 1 Ocak 2000'den geçerli olarak genel aylık katsayısı 12.000'den 13.810'a, taban aylık katsayısı da 77.000'den 88.500'e yükselmiştir. Bu katsayılara ve yürürlükteki göstergelere göre en yüksek devlet me- muru olan Başbakanlık Müsteşan'nın bir yıllık çalışması karşılığı ala- cağı emeklilik ikramiyesi, kıdem tazminatmın tavanını oluşturur. Başbakanlık Müsteşan'nın emekli aylığı 6, emeklilik ikramiyesi 5 ödeme toplanundan oluşmaktadır. 1) Genel gösterge ikramiyesi: Başbakanlık Müsteşan'nın genel aylık göstergesi (1. derece 4. kade- me) 1.500'dür. Genel aylık katsayısı ile bu gösterge çarpılarak genel gösterge ikramiyesi hesaplanır. 2) Ek gösterge ikramiyesi: Başbakanlık Müsteşan'nın ek göstergesi 8.000'dir (sekizbin). Ek gös- terge genel katsayı ile çarpıldığında, ek gösterge ikramiyesi bulunur. 3) Kıdem ikramiyesi: Başbakanlık Müsteşan'nın kıdem aylık göstergesi (kıdemi 25 yıl ve daha fazla olanlann) 500'dür. Bu göstergenin genel katsayı ile çarpımı kıdem ikramiyesi tutannı verir. 4) Taban ikramiyesi: Taban aylık göstergesi bütün memurlar için 1.000 olarak belirlen- miştir. Bu aylığa uygulanan katsayı 1 Ocak 2000'den geçerli olarak 88.500'e yükseltilmiştir. Taban aylık göstergesi ile taban aylık katsayısı çarpılarak, taban ay- lık ikramiyesi hesaplanır. 5) Özel tazminat ikramiyesi: Başbakanlık Müsteşan'nın ek göstergesi 8000'dir. Ek göstergesi 7.600 (dahil) ile 8.400 (hariç) arasında olanlann. 2000 yılında emekli ikramiyelerine uygulanan özel tazminat oranı, 3 Nisan 1997 günlü Resmi Gazete'nin "Mükerrer" sayısında yayımlanan 570 sayılı Yasa Hükmünde Kararname uyannca, yüzde 130'dan (yüzotuz) yüzde 200'e (ikiyüz) çıkanlmıştır. Bu tazminatın göstergesi 9.500'dür. Bu gösterge ile genel katsayı ve yüzde 200 tazminat oranı çarpılarak özel tazminat ikramiyesi bulunur. 6) Makam Tazminatı: Emekli aylığına yansıyan makam tazminatı, emekli ikramiyesinin hesaplanmasında göz önüne alınmaz. Başbakanlık Müsteşan'na bir hizmet yılı için ayn ayn hesaplanan bu beş ödeme toplandığında, kıdem tazminatı tavanı da bulunmuş olur. KATSAYILAR VE GÖSTERGELER Genel Katsayı Taban Katsayı Genel Gösterge Ek Gösterge Kıdem Göstergesi Taban Gösterge 13.810 88.500 1.500 8.000 5 0 0 1.000 Özel Tazminatı (%) %200 Makam Tazminat Göst. 15.000 BAŞBAKANLIK MÜSTEŞARI'NIN İKRAMİYESİ (KIDEM TAZMİNATI TAVANI) 1) Genel Gösterge İkramiyesi 2) Ek Gösterge İkramiyesi 3) Kıdem Aylık İkramiyesi 4) Taban Aylık İkramiyesi 5) Özel Tazminat İkramiyesi 6) Makam Tazminatı 20.715.000 110.480.000 6.905.000 88.500.000 262.390.000 0 Toplam Ikramiye 488.990.000 Ocak 2000 katsayı ve göstergelerine göre, kıdem tazminatı tavanı 488 mil- yon 990 bin liraya yükselmiştir. BEYOĞLU 1. ASLtYE HUKUK HÂKİMLİĞl'NDEN 1999/489 Davacı Maliye Hazinesi vekili tarafından açılan gaiplik ve tescil da- vasında; Beyoğlu, Kalyoncukulluğu Mah., Akkiraz Sokağmda bulunan 18 pafta 447 ada, 29 parsel sayılı taşınmazın 1 /2 hisse sahibi Andon oğlu Luka Kordiç ve 12 hisse sahibi Andon oğlu Pandeli Kordiç'in hayat ve mematı belli olmadığı, uzun seneden beri gaip olduklanndan hazine ve- kili M.K.'nun 530. maddesi gereğince gaipliğine karar verilmesini iste- nilmiş olmakla, gaipler hakkında malumatı olan kişilerin mahkememi- zin 1999 489 esas sayılı dosyaya bilgi vermeleri, gaipler hayatta ise ad- reslerinin bildirilmesi ilan olunur. 6.12.1999. Basın: 967 HAYVANLAR ÎSMAIL GÜLGEÇ KIM KIME DUM DUMA BEHÎÇAK . • • • ' • V J r ^ ^ ı r * * * ? . •;„• • • • . - • • ' : / * ' • • • ^ » • - behicak(a turk.net \ HARBİ SEMtH POROY semihporoy(a yahoo.com TARtHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN 17 Ocak SCO7T GÜNEYfOJTBUNÛA! 191Z'D£BU6ÜN, ÛAJUİ İN6İLİZ KAŞİF £Og£BT FALCON SCOrrVSEKİgİ GÜNE/tCUTUP NO£- 7ASINA ULAÇT7. FAXAr ONLAKIACI 8İHSÛHP. RİZ BEXZIYO#Dü: KÜÇÜK g/g ÇAUR VEDALSA_ LAUAN NOZVBÇ BAY&IĞI!AMUHOSEN, ONIAR- OAH BİH AY ÖNC£ KUTŞA UlAŞUtŞT/. BÜrÜK BİR MOGAL ÇÖ/OJA/TİJSLI IÇİNOE HEMEN DÖ- NÜÇE GBÇrİLER. ANCAK, GÜNEY YA&UKÜ- RESİNİN YAZMEVSİMİ OLM4SMA AXg?M HAVA ÇARTLARI £OU OEZEGE KÖTÛLEÇ- MfŞTİ. YÜZBAft SCJDTT; AEKACAÇlAg/ EVANS, WILSON, BOU/&ZS VE OATES İLE DÖNÜŞ YOLUA/Ü AŞAMı'yACAKLAR VE DONA/SA/C yAŞAMLA&fM İrİBECEZLEİ SOLOA,SCDTTrtAHKAMÇUVZI T.C. DİYARBAKIR İŞ MAHKEMESİ HÂKİMLİĞl'NDEN '•••-• - . . EsasNo: 1998/157 . ^ *. . •• Karar No: 1999/324 Davacı SSK Genel Müdürlüğü vekili tarafından davalı Faruk Aşiri aleyhine mahkememizde açmış olduğu alacak davasının yapılan açık yargılaması sonucunda: Açılan davanın kısmen kabulü ile 34.122.550.- TL tutanndaki zarann sarf ve ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 41.425.000.- TL yargılama gideri ile 1.228.411.- TL nisbi ilam harcının davalıdan alınarak davacı kuruma verilmesıne dair karann, tüm aramalara rağmen bulunamayan ve adresi de tespit edilemeyen davalı Faruk Aşiri'ye işbu ilanın gazetede yayımlandığı ta- rihten itibaren 8 gün için temyiz edilebileceği belirtilen süre içerisinde temyiz edilmediği takdirde karann kesinleşecegi, karann tebliği yeri- ne kaim olmak üzere ilan olunur. Basm: 64388 GÖRÜŞ SEDEF KORAY Sivil Toplumu DeğerlendiriPkenESSEN - Günümüzde tüm dünyada ve özellikle bu- günkü Türkiye'de, yaşadığımız siyasi ye ekonomik kirti- lık ile deprem felaketinden de olacak, siyil toplumun me- ziyetleri neredeyse tartışmasız kabul görüyor. Kökenini Antik Yunan ve Batı Roma uygarlığının filozoflanna ka- dar götürebileceğimiz sivil toplum kavramı, son onyıl içirı- de adeta tüm dunyada yeniden keşfedildi. Bilindiği gi- bi, Batı'nın gelişmekte olan ülkeleri değerlendirirken öne çıkardığı temel unsurlardan biri de sivil toplumun gelişi- midir. Nedir bu sivil toplum? Kimlerden oluşur? Bugün bu terimi kullandığırnızda aklımıza ilk olarak yüce amaçlar ye toplumun iyiliği için çalışan, en azından iyi niyerJere sahip kuruluş ve Kİşıler gelıyor. Son yıllarda Türkiye de dahil, dünyanın gelişmekte olan ülkelerindeki sivil top- lum örgütlerinin sayısı hızla artmakta. özellikle Batı'nın sözü geçen kuruluşlara yönelttiği ilgi, gelişmekte olan ül- kelerdeki bu grupların genel olarak -çevre korumacıhğı, insan hakları, kadın hakları, özgür seçimler için, yolsuz- luğa karşı, vb. amaçlar adına- toplum yaranna çalışan kuruluşlar olmasından kaynaklanmaktadır. Oysa genel anlamıyla sivil toplum "bir toplumun ör- gütlû olması" şeklinde de anlaşılabilir. Ancak bu örgüt- lenmenin her zaman devletten tamamıyta bağımsız bir şekilde yürümediâi de, Batı'daki örneklenyle birlikte or- tadadır. Türkiye'de çoğu kez düşündüğümüzden farklı olarak, sivil toplum gerçekten de yalnızca sivil toplum örgütlerinden (ya da demokratik kitle örgütlerinden) oluş- mamaktadır. Sivil toplum içine, geçmişten ve tarihten ge- işveren örgütleri, di^er çıkar gruplan ve Amerikalı siyaset bilimcilere göre yüce amaçlar için çahşmadığını bildiğimiz mafya da sivil top- lumun bir parçasıdır. Aslında maryayı. bizim dışımızdaki bir örgütlenmey- miş gibi o kadar uzakta aramamıza da gerek kalmıyor. Almanya'da bile Helmut Kohl liderliâinde 16 yıl iktidar- da kalan Hıristiyan Demokrat Parti CDU'nun (bu parti- nin ülke çapında üye sayısı 600 bini geçiyor) kara para hesaplarına sahip olduğu ve mafyayı aratmayacak ölçü- de, rüşvet almadığı kimsenin kalmadığı geçen günlerde ortaya çıktı. Genel anlamıyla sivil toplumu temsil ettikterine inanı- lan sivil toplum kuruluşlannı ikiye ayırmak mümkün: Yer- li finansman kaynağına sahip olan ve varolabilmek için yabancı finansmana ihtiyaç duymayanlar ile eliter yapı- ya sahip, büyük ölçüde dış finansmana muhtaç örgüt- ler. Birinci gruba örnek, dini cemaatler ve işçi sendıka- ları gibi toplumun geleneksel yapılarından gelen ve güç- lü bir tabana sahip örgütlen ikinci grubu ise, popüler bir biçimde sivil toplum orgütü olarak adlandınlan, toplum adına hareket ettiklerinı belirtmelerine rağmen yaygjn bir tabanları bulunmayan örgütler oluşturuyor. Örneğin bir sivil toplum örgütü olarak tanıdığımız AKUT, yaşadı- âımız depremlerden sonra yeni yeni gerçek bir sivil top- [ijm örgütü olma niteliğini kazanmaktadır. Küreselleşmeyle beraber tüm dünyada sivil toplumun kutsal amaçlara ve iyi niyetlere sahip kişilerden oluştu- ğu düşüncesi yaygınlaştı. Halbuki geniş anlamıyla sivil toplum, toplum yaranna herhangi bir maddi karşılık bek- lemeksizin çalışanların dışında, örneğin silah tüccarları- nın lobi gruplarından da oluşmaktadır. Sivil toplum Yu- goslavya örneöinde Qjduöu gibi savaşı desteKİeyebilir. Türkiye'de Abdullah Öcalan ın idam edilmesini isteyen baskı gruplan da sivil toplumun bir parçasıdır. Aslında sivil toplum örgütlerinin temsil iddiasında bu- lunduklan kamu yaran da Batı'da tartışmaya açıktır. Eko; nomi derslerinde de hep verilen bir örnek, "ucuz enerji mi, çevre temizliği mi" ikilemidir. (Aslında çevreye dost enerjinin son aşamada ucuz enerji olduğu kabul edilir, ama uzun vadeli düşünmeyenler için bu soru gecerlilik taşır.) Aynca sivil toplumun, kamu yarannı temsiredeme- yecek kadar karmaşık bir yapıya sahip farklı çıkar grup- lanndan oluştuğunu ıddia edenler çok haksız değiller. Bır- çok sivil toplum örgütü materyalist olmayan prensip ye deöerfer adına çalışsalar da, sivil toplumun asıl büyük çogunjuğu ekonomik çıkariar adına ve söz konusu gru- bun nüfuzunu arttırmaya yönelik olarak hareket etrrtek- tedir. Bu doğal bir durumdur ve buna en iyi örnek, Av- rupa Birliği'nin başkenti Brüksel'de temsil edilen, arala- nnda acımasız bir rekabet olan çok çeşitli binlerce ku- ruluştur. Sivil toplum örgütlerinin hükümete karşı çalıştıklan ül- kelerde hükümet ve bu kuruluşlar arasında hiçbir orga- nik bağ bulunmazken, demokratik ve demokratikleş- mekte olan ülkelerde hükümetlerin bu tür öraütleri sık sık fınansal olarak da destekledikleri görüluyor. Amerika Bir- leşik Devletleri ve Avrupa Birtiği buna örnek. Hatta güç- suz bir devlete sahip ülkelerde sivil toplumun da güç- süz olduğu, buna karşılık güçlü devletlenn güçlü sivil top- lum örgütleriyle daha kolay ılişki kurabildigi ve onlardan yararianabildiği genel kabul aörüyor. Yanı sanılanın ak- sine güçlü bir sivil toplum, devletin gücünün azalması anlamına gelmiyor, aksine, devletin ve kuaımlannın mes- ruluğunu arttıraığı söylenebilir. Güçlü bir sivil toplum her zaman demokrasinin güven- cesi olmadığı gibi (buna örnek olarak II. Dünya Savaşı öncesi Almanyası verilebilir), Japonya örneğinde oldu- ğu gibi demokrasiler de her zaman güçlü bir sivil toplu- ma dayanmamaktadır. Sivil toplum "kavramının Batı ta- rafından yüceleştirildiği ve bir krıter olarak gelişmekte olan ülkelerin önüne konulduğu çok açık. Ancak şunu da unutmamak gerekir: Birincisi, sivil toplum yajnızca dar anlamıyia şiyîl toplum örgütleri demek deöıldir. Ikincisi, Almanya gibi birçok Avrupa demokrasisinde devletin si- vil toplum üzerinde gözle görülmese de hissedilir bir de- netimi bulunmaktadır ve bu ikisi birbirinden kopuk de- ğildir. Sivil toplumu ille de devletin küçülmesi olarak al- gılayanlar, Avrupalı uzlaşma toplumlarında devletin var- lığının çok farklı yerlerde ve şekıllerde hissedikdiğini, dev- letin asıl gücünün bundan kaynaklandığını kavrayama- yanlardır. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 SOLDAN SAĞA: 1/ Ağaçsansa- rı da denilen. postu değerli bir hayvan. 2/ Büyük erkek kardeş... "Para- 4 sı olmayan, zü- ğürt" anlamm- da argo sözcük. 3/Yerölçümün- de, yükseklik farklannın be- lirlenmesinde uygulanan yön- tem. 4/ Utanı- lacak şey, ayıp... Kısa kıllı bir av köpeği cin- 1 si. 5/ lki direkli bir çe- şit yelkenli şemi... Es- ki Mısır'da güneş tann- sı. 6/ Adlan sıfat yap- makta kullanılan bir ya- pım eki... Kuran'ı ba- şından sonuna kadar okuma. 7/ Fizikte kul- lanılan iş, enerji ve ısı 8 birimi... Kırmızı renk- 9 te değerli bir süs taşı. 8/ Doğu Karadeniz'in kıyı bölgesinde yetişen bir koyun türü. 9/ Bütün eski Yunan mimarlığına örnek olan ev bi- çimi. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Türk müziğinde bir makam. 2/ lcraat... Bit, tahtaku- rusu gibi asalak böceklerin yumurtası. 3/ Binalann ön- lerinde üstü örtülü, önü açık yer... Bir film ya da oyun- da aniden yaratılan komik durumlar. 4/ Siirt'in bir ilçe- si... Radyum elementinin simgesi. 5/ "Yeme" anlamın- da eski sözcük... "Haktan bana — oldu / Hak kapısın açar oldum" (Yunus Emre). 6/ Keselilerden, Avustral- ya'da yaşayan bir hay\an... "Hayır" anlamında kullanı- lan söz. II Kiraya verilerek gelir getiren mülk... Duyu- ru. 8/ Tamir etmek. 9/ Dere, çay... Akım şiddeti birimi kiloamperin kısa yazılışı... Söz. lakırdı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle