23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 OCAK 2000 PAZARTESİ CUMHURİYET EKONOMİ / SAYFA ekonomicg cumhuriyet.com.tr 13 Kaynak sıkıntısı altındaki bazı belediyeler oranlarıyüzde 300'ün üzerinde arttırdı HACERGEMİCİ Mayıs ayı sonunaka- dar ödenmesi gere- kençöpvergisioran- lan belediye mec- lislerinin keyfi uygu- laması ile karşı kar- şrya. Hükümetin 2000 yılı için öngördüğü yüzde 26.05'lik zam- mı, 1994yılındaçıkan bir tebliğe dayanarak delen bazı belediyeler çöp vergisinde yüzde 300-400'ü bulan artışlara gittiler. Her ne kadar belediyeler yeniden de- ğerlendirme adı alttnda söz konusu zam- mı 8 Ocak 1994'te yayımlanan Bakanlar Kurulu tebliğine dayandırsalar da vergi- ciler uygulamanın yasal ülmadığını ve yurttaşlann vergı idare mahkemelenne baş- vurarak bu haksız uygulamadan kurtula- • Hükümetin 2000 yılı için öngördüğü yüzde 26.05'lik zammı, 1994 yılında çıkan bir tebliğe dayanarak delen bazı belediyeler çöp vergisinde yüzde 300-400'ü bulan artışlara gittiler. Vergiciler uygulamanın yasal olmadığını ve yurttaşlann vergi idare mahkemelerine başvurarak bu haksız uygulamadan kurtulabileceklerini dile getiriyorlar. bileceklerini dile getiriyorlar. Son yıllann en büyük kaynak sıkınü- nı yaşayan belediyeler çöp vergisine kur- tuluş gibi sanlırken yurttaşlar uygulama- yı "Deli Dumrul" vergisine benzetiyor- İar. Mahallenin ve evin durumunda hiç- bir değişiklik olmadan belediyelerin "Biz yeniden değeriendirdik ve grubunuzu yükselttik'* gibi bir sonuca gitmesinin mantık dışı olduğunu kaydeden yurttaş- lar, bu uygulamaya birilerinin dur deme- si gerektiğinin altıru çiziyorlar. Konuyla ilgüi olarak gazetemizi arayan BîkmetDal- gıç adlı bir yurttaş, belediyelerin çöp ver- gisi adı altında adeta haraç almaya çalış- tıklannı belirterek "Bir yıl önce oturdu- ğum evde, mahaDede ne değişiklik oMu da vergi>i yüzde 300-400 arttırdılar. Bu nasıl bir keyfiyettir ki künse durduramı- yor" diye konuştu. 'Uygulama yasal değJT Belediyelerin son lOydınen büyük kay- nak sıkıntısını yaşadığını kaydeden ve bu nedenle ellerindeki tüm olanaklara sanldığını belirten Istanbul Serbest Mu- hasebeciler ve Mali Müşavirler Odası Başkanı Yataya Ankan ise söz konusu uygulamanın yasal olmadığını ileri sür- dü. Arıkan, bu tebliğin uygulanabilmesi için dairenin veya semtin bazı değişiklik- lere uğraması gerektiğinin altıru çizerek "Bekdryeyakiaşık2ınilyonliraohn2Sige- reken vergryiyeniden değeriendirmeyap- bm diye 7'ye çıkardı ise yurttaş ödemesi gerekli olan 2 mihonu yaürmaİL Beiedi- yeden kalan 5 mflyon lira için ödeıne em- ri geldiğinde de 7 gün içinde vergi idare mahkemesine dava açabilir. Yüzde yüz kazanır. Bekdiyeier bu kadar küçük ra- kamlar için kiinse mahkeme ile uğraş- maz diyerek alaDanna estiği gibi davra- nıyoriar" diye konuştu. FP'ü belediyeler başı çekiyor Bu arada yeniden değerlendirme adı al- tında hiçbir hizmet götürülmeyen mahal- lelerinin gruplannı yükselterek çöp ver- Bu öyle bir "güç" ki; yaşadığımız depremler sonrasında, çok kısa sürede yaklaşık 400 TRİLYON \ Türk Lirası 750.000.000 Dolar gibi büyük bir tutarı sigortalılarına ödemiştir. Bu başarının arkasında Türkiye'dekı tüm seçkin sigorta şirketleri ve reasürans şirketleri ile dünyanın büyük sigorta şirketlerinin oluşturduğu, risklerin paylaşımı esasına dayanan güç birliği vardır. Bu gücün oluşumunu sağlayan sigorta ve reasürans şirketlerine, çağdaş ve bilinçli tüm sigortalılarımıza teşekkür ediyoruz. Geleceği yitirmemek için her alanda sigortanın gerekliliğine olan inancın dalga dalga artmasını diliyoruz. gisinde yüzde 300-400 oramnda artışa giden belediyeler arasında Fazilet Parti- Ü belediyelerin ağırlıkta olduğu dikkat çe- kiyor. Başta Fatih, Bayrampaşa ve Gün- gören olmak ûzere birçok FP'li belediye kendilerini "Biz yasadışı bir şey yapnu- yonız. Ortada tebtiğvar* diye savunuyor- lar. Meclis karan ile yeniden değeriendir- meye giden belediyeler arasında yer alan Fatih Belediyesi'nin yetkilileri de yüzde 300'ün üzerindeki bu artışın nedeni ola- rak yeniden değerlendirmeyi göstererek Bakanlar Kurulu'nun 1994 yılında bu yetkiyi belediye meclisine verdiğini ifa- de ediyorlar. Fatih'te bundan böyle mes- kenlerin iki dereceye bölündüğünü dile getiren belediye yetkilileri, "0-99 metre- kare ve üzerindekiler diye meskenler ild- yeavnldL 0-99 metrekare evi olan bugün için 7 milyon 352 bin lira, 99 metrekare- nin üzerinde evi olan da 9 miryon 167 bin Hra ödeyecek" dıyorlar. Yasa hazır Bireysel emeklilik fonu kuruluyor ANKARA (AA) - Gönüllü sigortaülık temeline dayalı bireysel emeklilik fonu kurulînasına ilişkin yasa taslağı üzerindeki çalışmalar tamamlandı. Taslağın en geç iki hafta içinde Bakanlar Kurulu'na getirilmesi bekleniyor. Zorunlu sigortalılığın yanında, isteğe bağlı ikinci bir emeklilik imkânı getiren taslağa ilişkin olarak sigorta şirketleriyle görüş alışverişi bitirilerek taslağa son şekli verildi. Sosyal Güvenlik Yasası'mn ikinci bölümünü oluşturan bireysel emeklilik fonu taslağmın hazırlanmasındâ, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Hazine ve Devlet Planlama Teşkilan (DPT) bürokratlan görev alıyor. Yetkililer, Uluslararası Para Fonu'na (IMF) sunulan 'Nîyet Mektubu'nun kalemlerinden biri olan ve sosyal güvenlik reformunun ikinci aşama reformlan arasında yer alan bireysel emeklilik fonunun en kısa sürede TBMM'de yasalaştınlarak yürürlüğe sokuhnası gerektiğini belirtti. Bireysel emeklilik ~ fonunun, tasarnıf sahibine ikinci bir emeklilik imkânı sağlamasımn yanı sıra borsada yatınm miktannı arttırarak borsanm derinlik kazanmasına da imkân vereceği ve şirkeüere uzun vadeli borçlanma imkânı getireceği ifade ediliyor. ..: ." , i! Tütkiye Sigorta \e Reasürcuıs Şitketleri Birliği AIG Sigorta A.Ş. • Akdeniz Sigorta A.Ş. • Aksigorta A.Ş. • Akhayat Sigorta A.Ş. • American Life Hayat Sigorta A.Ş. • Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi Anadolu Hayat Sigorta A.Ş. • Ankara Anonim Türk Sigorta Şirketi • Assitalia Le Assicurazioni D'ltalia SPA İst. Şb. • Axa Oyak Sigorta A.Ş. • Axa Oyak Hayat Sigorta AŞ. Başak Sigorta A.Ş. • Başak Hayat Sigorta A.Ş. • Batı Sigorta A.Ş. • Bayındır Sigorta A.Ş. • Bayındır Hayat Sigorta A.Ş. • Birlik Sigorta A.Ş. • Birlik Hayat Sigorta AŞ. Commercial Union Sigorta A.Ş. • Commercial Union Hayat Sigorta A.Ş. • Demir Sigorta AŞ. • Demir Hayat Sigorta A.Ş. • Destek Reasürans TAŞ.» Doğan Hayat Sigorta A.Ş. Ege Sigorta A.Ş. • EGS Sigorta A.Ş. • Emek Sigorta A.Ş. • Emek Hayat Sigorta A.Ş. • Garanti Sigorta A.Ş. • Garanti Hayat Sigorta A.Ş. • Genel Yaşam Sigorta A.Ş. Generali Sigorta A.Ş. • Güneş Sigorta A.Ş. • Güneş Hayat Sigorta A.Ş. • Güyen Sigorta TAŞ. • Haik Reasürans TAŞ. • Hajk Siaorta TAŞ. • Halk Yaşam Sigorta TAŞ. Hür Sigorta A.Ş. • Inter Sigorta A.Ş. • Işık Sigorta AŞ. • İhlas Sigorta A.Ş. • İhlas Hayat Sigorta A.Ş. • İnan Sigorta TAŞ. • Istanbul Reasürans AŞ. • İsviçre Sigorta A.Ş. İsviçre Hayat Sigorta A.Ş. • Kapital Sigorta A.Ş. • Koç Allianz Sigorta A.Ş. • Koç Allianz Hayat Sigorta A.Ş. • Magdeburger Sigorta A.Ş. • Merkez Sigorta A.Ş. Miffi Reasürans TAŞ. • Ray Sigorta A.Ş. • RumeS Sigorta AŞ. • Rumdi Hayat Sigorta AŞ. • Sonko Sigorta A.Ş.* Şeker Sigorta AŞ. • Seker Hayat Sigorta A.Ş. • Teb Sigorta AŞ. Ticaret Sigorta AŞ. • T. GenefSigorta AŞ. • T. Nippon Sigorta AŞ. •foprakSigorta A.Ş. • Toprok Hayat Sigorta AŞ. • Universal Sigorta AŞ. • Universal Hayat Sigorta AŞ. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Teknolojik Yeterlilik ve Nükleep Enerji Ülkemizde nükleer enerji üretimine geçilmesi gündem- dedir. Enerji bürokrasisi bir an önce nükleer santralın yapımına başlanmasını istiyor. Ihale şimdilik ertelense de konu güncelliğini koruyor. Nükleer enerji üretimi, başta Cumhuriyet olmak üzere kimi yayın organlannda oldukça kapsamlı bir biçimde tartışıldı ve tartışılıyor. Bu çerçevede dile getirilen nükleer santralın ulusal tekno- lojik gelişmeye olumlu katkı yapacağı görüşünün irde- lenmesı gerekiyor. • • • Ulusal teknolojik gelişme bir bütündür. Bir ulusun teknoloji konusundaki yeterliliği, birbirine ilişkin iki düz- lemde belirlenir. Birinci düzlem, ulusal üretim yapısının en yeni teknolojileri özümseme becerisidir. Türkiye, kimi konularda, üretim yapısı, nitelikli işgücü ve işin ör- gütlenmesi yönleriyle en son teknolojileri satın alma ve bunlan kullanmada oldukça başanlıdır, denilebılir. An- cak, yeni teknolojileri özümsemenin düzenli, kurumsal ve etkin bir yapıya kavuşturulduğu söylenemez. Türki- ye en kolay üretilebilecek aşı ve serumlan bile dışa- lımla sağlıyor; kuduz, verem ve srtma gibi hastalıkla- nn hâlâ kökünü kazıyamıyor; büyük kentlerinde bile kendi teknolojik donanımıyia gıda ve ilaç denetimi ya- pamıyor. Toplumu yönetenler, özellıkle Çernobil son- rasındaki tutumlanyla ileri teknolojinin olumsuz sonuç- lan karşısında tam bir duyarsızlık örneği sergilediter; Marmara depremi sonrasında yaşananlarda, sanayi ve konut yerieşimınde yer seçimi, yapt teknolojisi ve tasa- nmı konulannda teknolojik geri kalmışlığın gostergele- ridir. Kısaca Türkiye, teknoloji konusunda en ilkel ile en gelişmiş olanın dengesiz bileşimini yaşıyor. İkinci düzlem ise ileri teknolojtyeyeni buluşlarla kat- kı yapılmasıdır. Bu amaçla, büyüklü küçüklü üretim bi- rimleri, araştırma ve geliştirmeye önem verir; kamu ve özel araştırma laboratuvarlan ve kuruluşlan bu doğrul- tuda çalışır ve üniversrteler işlevlerinin önemli bir bölü- münün bilimsel araştırma olduğu bilinciyle davranır ve tüm bunlar bir ulusal ve bütüncül düzenleme ile çalışır- sa, ulusal teknoloji üretimi söz konusu olabilir. Türtdye bu noktalarda ve bu nedenle de ileri teknolojiye katkı yapma bakımından çok ama çok yetersizdir. İki düzlem arasındaki bu büyük kopukluğun yada uçu- rumun giderilmesi, Türkiye'nin bilim ve teknoloji politi- kalannın ana sorunudur. Nükleer enerji üretimi, eger ulusal teknoloji yeterliliğinin güçlenmesi yönünden de- ğeriendirilecekse, öncelikle bu çerçevede, yani Türki- ye'nin ileri teknolojiye yapabileceği olası katkı açısın- dan, düşünülmelidir. Nükleer enerji üretimine geçilmesi hangi ulusal kay- naklan harekete geçirecektir? Ömeğin, bu işin gerek- sinimi olan mühendis ve teknisyen ne kadardır? İşin ta- sanmı nasıl ve kimlertarafından yapılmaktadır ya da ya- pılacaktır? Kullanılacak yapım malzemesi, araç ve ge- reçler, hangi kaynaklardan ve nasıl karşılanacaktır? Kı- saca, yapım ve üretimde çalışacak işgücü; işin ta- sanmı ve üretim girdileri ne ölçüde yeriidir ya da ulu- saldır? Nükleer enerji teknolojisinin çözümsüz kaldığı nükleer atık sorununa nasıl çözüm bulunacaktır? Bu sorulara açık ve sağlıklı yanrtlar verilmedikçe, nükleer enerji üretiminin Türkiye'nin ulusal teknoloji gücünü art- tıracağını varsaymak bir yanılgı olur. ••• Önemle vurgulanması gereken bir nokta da, nükleer' enerji teknolojisinin henüz gelişme aşamasında oldu- ğudur. özellikle atığın zararsız bir biçimde saklanması olanağı çok sınırlıdır. Nükleer enerjinin teknolojik olarak bundan 15-20 yıl, giderek 50 yıl sonra güvenilir ola- bileceği kestirimleri yapılmaktadır. Nükleer teknoloji he- nüz emekleme aşamasındadır. Bu nedenle nükleer tek- nolpjide öode giden ülkelerin, ABD'den Almanya'ya, Fran- sa'dan Japonya'ya neredeyse tamamı, teknoioji yete- rince geliştinlinceye dek, yeni nükleer santral yapımını durdurmuş bulunmakta; varolan santrallarda program- lı bir biçimde kapatılmaktadır. Türkiye nükleer enerji üretimine geçmekle, gelişmiş ülkelere göre tersine bir yola gırmiş olacaktır. Geliş- miş ülkelerin büyük ortaklıklan, ellerincleki kullanama- dıklan nükleer üretim kapasrtesrni değerlendirme ola- nağı elde edecek; çalışanlanna iş bulacak; kârlannı arttıracak ve kendi ülkelerinde yapamadıklannı Türki- ye'de deneyeceklerdir. Gerek yapım ve gerekse işlet- me sürecine Türkiye'nin katkısı yok denecek düzeyde kalacaktr. Sonuçta ülke, gelişmiş ülkelerin nükleer ener- ji ortaklıklannın deney alanı olarak bir işlev üstlenecek- tir ki bununla bir ulusal teknoloji atılımı yapılamaz. Yal- nızca ileri teknolojiye sahip ortaklıklann kendi yeteıiilik- lerini geliştirmelerinin bir aracı olunur. ••• Hiç kuşkusuz Türkiye ulusal teknoloji yeterliliğini ge- liştirmeiidir. Bu amaçla bir ulusal yenileşme ve tekno- lojik gelişme programı, eğitimden üretime uzanan tüm boyutlanyla, yaşamageçırilmelidir. Nükleer ener- ji yalnız ve ancak bu tür bütüncül bir programm bir alt öğesi olarak ve gelecek yıllar için ele alınabilir. e-posta: yakup@metu.edu.tr Off-shore mağdurları Aııkara\la toplanıyor ANKARA/tZMİR(AA)-Merkez Banka- sı Tasarnıf Mevduat Sigorta Fonu'na dev- redilen Yurtbank'ın 'off-shore' hesaplanna para yatıran tasarnıf sahipleri, sorunlanna çözüm bulabilmek amacıyla yann Anka- ra'da toplanıyor. Gençlik Parkı'nda saat 10.00'da bir araya gelmesi beklenen yakla- şık bin kişi, off-shore hesabına yatırdıklan paralannı geri alabil- mek için hükümet yet- kilileri nezdinde giri- şimlerde bulunmayı amaçhyor. Büyük bölümü kü- çük tasarnıf sahiplerin- den oluşan tertip komi- tesince yapılan duyuru- da, emekli ikramiyele- rini ya da kıdem tazmi- natlannı, yanhş yönlen- dirmeler sonucu Yurt- bank Off-Shore hesabı- na yatıran çok sayıda kişinin zor durumda olduğu behrtildi. Yurtbank Off-Shore hesaplanna para ya- üran mudi sayısının 5138 olduğu kaydedilen duyuruda "Hertürtûmevduata devlet göven- cesi olduğunu açüda>'an Sayın Başbakan'dan v-anhmbekfiyonız.Türknesuurlaniçindeki bir bankanın bizteri dobndırnıasuu devieti- miz izin vermemeMdir" denildi. Bu arada Yaşarbank'ın eski sahiplerine ia- de edilmesi veya satümasını beklediklerini, • Yurtbank'ın off-shore mağdurları yann Ankara'da bir araya gelecek. Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Atıl Akkan ise Yaşarbank'a haksızlık yapıldığını vurgulayarak bankaya talip olduklannı açıkladı. aksi halde Egeli işadamlan olarak buna talip olduklannı söyledi. Akkan, Tasarruf Mev- duan Sigorta Fonu'na de\Tedilen Yaşarbank'm diğer 4 bankadan farklı değerlendirilmesi ge- rektiğini ifade ederek bu bankanın içinin bo- şaltılmadığını vurguladı. Akkan, 4 bankanın Bankalar Yasası'mn 13. maddesinin3'üncünkrasmagöre fona dev- redıldığını, Yaşarbank'ın ise aynı maddenin 4'ün- cü fikrasına göre devre- dildiğine dikkati çekerek "Yaşarbank'ıfonadev- redenler de bu bankayı diğerlermdeııayntuttn- lar. Onlar da Yaşar- bank'ın içinin boşaKd- madığını kabıri etti" de- di. Yaşarbank'ın yakla- şık 200 müyon dolar za- ran olduğunu ve bunun da banka müşterilerine açılan ve geri dönme- yenkredilerdenkaynaklandığını bildiren Ak- kan, bu zararm giderilmesi için YaşarHolding'e sûre tanınmadığına işaret etti. Akkan, Yaşarbank'ın öncelikle Yaşar Hol- ding'e satümasını istediklerinı aksı halde gru- bun da hissedar olacağı Egeli ışadamlannın ve TOBB'un oluşturacağı bir şirketle banka- yı satın alacaklannı, bankanın fona devredil- mesiyle oluşan maliyet ve harcamalan da fa- iziyle ödemeye hazır olduklannı vurguladı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle