Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 EYLÜL 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Yargıtay Başkanı, diğer başkanlann aksine irticadan söz etmedi, inanç kavramına değindi
30 ydbk geleneğin chşma çıkbHaber Merkezi - Yargıtay Başkanı Sa-
mi Selçuk'un önceki gün yaptığı konuş-
ma, Türkiye'nın demokratikleşmesine
ilişkin önerileri otuz yıldır yargı temsil-
cileri ve baro başkanlannca dile getirili-
yor.
Otuz yıldır. tüm Yargıtay başkanları
'irtica faaliyederinden' söz edip. Türki-
ye'nin yakın tarihinden örnek verirler-
ken, Sami Selçuk bu konuya değinmedi.
'düşünce ve inanç özgürlüğü' kavramla-
rının içıni açmadı. Selçuk, özellikle i-
nanç kavramına değinirken üstü örtülü
tarikat şeyhlerini ve şıhlannı savundu.
1967 yılında Yargıtay Başkanı İmran
Öktem. adli yılın açılışında yaptığı ko-
nuşmada Türkiye"nin demokratik bir hu-
kuk devleti olduğunu söylemiş ve şöyle
demişti:
"Tarihi boyunca bağımsız yaşamış,
halk ve hürriyetieri için savaşmış olan;
anayasa ve hukuk dışı davranışlan ile
meşruhığunu kaybetmiş bir iktidara kar-
şı direnme hakkını kullanarak 27 Mayıs
1960 devrimini yapan Türk milletinin o
zamanki lideri eski Cumhurbaşkanı Sa-
yın Cemal Gürsel geçen adaktyıh içinde
15 Eylûl 1966'da fani âleme veda etnüş-
tir. Geçen yüın en acı hatırası budur. Ze-
ki, şefkatli. sağduyusu kuvverli. kararla-
nnda isabetli. olduğu gibi görünmesini.
gösterişten uzak kalmasını se\en. sadelik
içinde büyük olan, büyüklüğünü belli et-
mek için bir gayret göstermek lüzumunu
duymayan, Atatürk devrimlerine bağu.
devrimkri korumayı amaç edinmiş. geri-
ciliğin amansız düşmanı, milletine daha
çok ve dürüst çahşmayı daima tavsiye e-
den Cemal Gürsel büyük mümtaz vasıf-
lany la, büyük devrim ve de\ let adamı ola-
rak Türk tarihinde müstesna bir >er al-
mıştır. Devrimci Türk milleti sana min-
nettardır. Hakkın rahmeti üzerinde ol-
sun."
Öktem, şöyle devam etmışti: "Elbet
Medeni Kanun da değişecektir. tleride
daha iyi ve daha mükemmel bir kanuna
yerini terk edecektir. Fakat Medeni Ka-
nun'un Türk sosyal bünyesine getirdiği
devrim hükümleri hiçbirzamaneski şek-
üne dönmeyecektir. Onun devrimci nite-
liği değişnıeyecektir. Değişmekr art dü-
şüncelere. hurafelere. teokratik devlet
esaslanna dayanmayacakûr. Miispet il-
min sosyal adalet prensiplerine dayanan
yeni buluşlan Türk hukukuna temel ol-
makta devam edecektir. Türkiye'de bir
İslam devkti \e hilafet rejimi kurmak
Türk milletini dini esaslara dayanan bir
hukukdüzeninesokmak isteyen vebunun
için gizö ve açık çahşan mistik hezeyan ha-
lindeki bir avuç meczup. ruh hastası ve-
ya dini kazanç metaı haline getirmiş kim-
sekr, saf ve cahil yurttaşın en temiz var-
lığını. itikadını. imanını geçim vasıtası
yapmış olan bezirgânlar -o bezirgânlar
ki dinin emrettiğini yerine getirmezler,
yasak ettiklerini gizli gidî yapartar fakat
dindar görünürier- evet bunlar ve birta-
kım hurafeleri diniesaslar gibigösterme-
ye kalkan ve bu surede halkı uyuşturan
kökü dışandald yurt düşmanlan daima
hüsrana uğrayacaklardır. tster sağda ol-
sun, ister sokla olsun aşın ideoioji ve ko-
yu taassup yurt için. saf ve cahil yurttaş-
lar için her zaman bir tehlike olmakla be-
raber Türk gençliğinin. Türk ay dınının.
Türk hukukçusunun. Türk hâkiminin.
Türk idarecisinin. Türk zabıtasının uya-
ruklığı. tutumu, yurtseverliği. inkılaplara
bağhhğı kara ve geri eğilimi bir kuvvet ol-
maktan çıkarmış. onu yalnız acınacak,
uyanlacak, tedavi ve yardım ve ıslah edil-
mesi gereken bir zavalh haline getirmiş-
tir. Fakat her şeye rağmen Türk hüküme-
ti, Türk zabıtası, cumhuriyet savcıian ve
hâkimler. bütün aydınlar uyanık ounak-
ta devam ermeye mecburdurlar. Yurtta-
şın en küçük gerici kıpırdamasına taham-
nıülü kalmamıştır. Buna Türk sosyal
bünyesinin alerjisi vardır. Koyu taassup
serbest düşünceyevedüşünceselametine.
Seriatcı basın
Konuşmayı
kullanarak
laikliğe
saldırdılar
tstanbul Haber Servisi -
Senatçı basın. Yargıtay Baş-
kanı Sami Selçuk'un yeni ad-
li yılın açılışında yaptığı ko-
nuşmayı kendı anlayışlanna
göre yorumlayarak laikliğe
saldırdılar. Şeriatçı basın.
Türkiye Barolar Birliğı Baş-
kanı Eralp Özgen'ın "Laik-
liğin. demokrasinin, insan
haklanna sa> gının ve hukuk
devkti olmanın ön koşulu o\-
duğuna" ılışkın sözlennden
dolay ı "Ozgen kin kustu" tü-
ründen başlıklarla \erdi.
Selçuk'un konuşması, şe-
riatçı basın tarafından devle-
tin üst düzey yöneticilerine
verilen "bir hukuk dersi"
olarak değerlendırildı. Şeri-
atçı Akit gazetesınde"Zor-
balığa İsyan" manşetiyle
verdiği haberde. "Selçuk'un
konuşmasıyla salonda buiu-
nan Yargıtay Başsav cısı Vu-
ral Sa\ aş başta olmak üzere.
Cumhurbaşkanı. Başbakan
ve 28 Şubat destekçileri du-
rumundaki bütün kesimlere
bir hukuk dersi verdiği" öne
sürüldü. Haberde Selçuk'un
sözlerinin Ankara'da "bir
bomba gibi patladığuıT be-
lırtti. Akit yazan HasanKa-
rakaya "Ayna" adlı köşesın-
de Selçuk'un sözlerini "Zor-
balığa tahakküme isyan etti.
Kısacası, 'Fikirde. düşünce-
de, giyim-kuşamda özgür-
lük' istedi" değerlendırme-
sini yaptı. Karakaya. "Saym
Selçuk'un konuşmasına.
Ece>it'in göstereceği tepkiyi
merak edijordum. Merve
Hanım'a dediği gibi, Bu
adama haddıni bıldinn' di-
yecek. Demedi. Süngüsü mü
düştüacabaT>
dedi.
Yeni Mesaj gazetesi ise
Selçuk'un konuşmasını
"deprem gibi söder" olarak
mtelendirdı. Gazetede, Eralp
Özgen'ın konuşması ise "Bu
dahukukçu" başlığıyla ven-
lerek "Eralp Ozgen de bikfik
ifadelerle >ine mütedeyyin
insanlan bedef gösterdi" de-
nildi. Yeni Şafak gazetesi de
Sami Selçuk'un yaptığı ko-
nuşmasında "tam bir de-
mokrasi ve hukuk dersi ver-
diğini" belirterek, Selçuk'u
"Türkiye'nin yüz akı" ola-
rak değerlendirdi Zaman ga-
zetesinde ise Yargıtay Baş-
kanı Sami Selçuk'un konuş-
ması "Demokrasi çağrısı"
manşetiyle verilerek "Selçuk
tabulann üzerine cesaretle
ghti" denildi. Gazete yazar-
lanndan Hüseyin Gülerce,
"Bize Göre" adlı köşesinde-
ki, "Ders Gibi Konuşma"
başlıklı yazısında, "Sel-
çuk'un konuşmasının Ata-
türkçülük, çağcıl demokrasi.
özgürlük, çoğulculuk, hoşgö-
rü,... ve Türkiye hakkında
verilen bir ders" olduğunu
savundu. Yeni Asya gazete-
si yazarlanndan Ahmet Sait
Sami Selçuk'un yaptığı ko-
nuşmayı ''antidemokratik
temeller üzerine atılmış tüm
baskıcı >-apılan yerinden sar-
san bir deprem'" oiarak de-
ğerlendirdi. Selçuk'un ko-
nuşmasını "Avlanma çağı
bitti" başlığıyla veren Milli
Gazete yazan Şükrii Kam-
berde. Selçuk'un konuşma-
sı ıçın "28 Şubat'la ijice be-
lirginleşen baskıcı ve totali-
ter zihniyete karsı. yukan-
dan gelen baskılara boyun
eğmek istemeyen ve son ild
yıldaki kararlan ile saygınh-
ğını büyük ölçüde zedeleyen
hukuk kurumlannın direni-
şi için bir milat belki de..." y-
orumunu yaptı.
f
DERLER YARGITAYBAŞKANI'NINKONUŞMASINIELEŞTÎRDÎ
6
Selçıık'un söyledilderi
gerçekle bağdaşımyor'ANKARA/tSTANBLL (Cumhuriyet)
- Yargıtay Başkanı Sami Selçuk'un ko-
nuşmalan siyasette değişik tepkilerle kar-
şılandı. CHP Merkez Yönetim Kurulu,
Selçuk'un, partinin son derece önem ver-
diği kamu yaran ilkesini benimsemediği
görûşüne vararak
bu konudaki söz-
lerini "talihsiz-
Bk" olarak değer-
lendirdi. CHP,
Yargıtay Başka-
nı'nın laikliğe
ilişkin görûşlen-
ni "Türldye ger-
çekleriyie bağ-
daşmıyor" bıçı-
minde yorumlar-
ken "cumhurivet,
Başbakan Ecevit l a i k B k w d e m o k .
rasir>
nın birbirinden ayn ele almamaya-
cağmaişaret etti.
Cumhurbaşkanı Süteyman Demirel,
konuşmayı yanıtlamaktan kaçınırken
Başbakan Bütent Ecoit anayasa değişik-
liği konusunda somut önerilerde buluna-
caklannı söyledi. Konuşmanın altına im-
zasını atacağını kaydeden FP Genel Baş-
kanı Recai Kutan'ın ardından Selçuk'a
bir destek de DYP Genel Başkanı Tansu
Çüler'den geldi. Çiller, konuşmayı "de-
mokrasinm miladı" olarak değerlendirdi.
Demirel: Ben tartışmam
Selçuk'un adli yılın açılışında yaptığı
konuşma siyasette değişik yankılar bul-
du. Demirel, düngazetecilerin Selçuk'un
konuşmasına ilişkin görüşünü sormalan
üzerine, "Cevapvermekdurumundade-
ğiHın. Yargıtav Başkanı çok önemli bir
zatür Tflrldye'de. Söyledikleri önemsene-
cek sözlerdir. Ama ben bir taraf oiup tar-
üşma\a girme durumunda değilim. Her-
kes konuşma hakkuıa sahip. Oyle düşü-
nenkri de vardır. öy1e düşünmeyenleri de
vardır" dedi. Demirel. "Sizcehakhkkpa-
yı var mı" şeklındeki soruya ise "Ben
Cumhurbaşkanryım" diye yanıtladı.
Başbakan Ecevit, anayasanın sivilleş-
tirilmesi. demokrasi ve insanhakîan stan-
dardınm yükseltilmesi için yeni yasama
döneminde neler yapılacağının sorulma-
sı üzerine, DSP'nin baştan beri anayasa-
nm yeniden hazırlanması gerektiğini sa-
vunduklannı söyledi.
Ecevlt: önerllerlmlz olacak
Anayasa değişikliklerinin TBMM'de
büyük uzlaşma ile sağlanabileceğini kay-
deden Ecevit, "Bu konuda bizim bazı so-
mut önerierimiz olacak. Fakat bu hem
hükümet ortaklan. hem de olabüdiğince
büyük bir MecHs çoğunluğu>1a bir uzlaş-
ma içinde gerçekİeşebflir. Bununla flgfli
çaksmalan hiç kuşkusuz yapacağc'' de-
di.
Ecevit, daha önceki açıklamalannda
anayasanın dokunuhnazlık ve Meclis so-
ruşturmalanna ilişkin hükümlerinin de-
ğiştirilmesi gerektiğini belirtmişti.
DYP Genel Başkanı Çiller. dün düzen-
lediğı basm toplantısında Yargıtay Başka-
nı Selçuk'un tartışmalı konuşmasını de-
ğerlendirdi. Hukukun üstünlüğü temelin-
de, demokrasinin ve devletin yeniden ya-
pılandınlmasma gereksinım olduğunu
kaydeden Çiller. Selçuk'un konuşması-
nın bu açıdan çok önemli olduğunu be-
lirttti. Çiller, "Busözieri son derece olum-
hı buluyorum vedemokrasi açısından mi-
lat kabul ediyorum, herkesçe de öyle ka-
bul edilmesini temenni ediyorum" dedi.
Selçuk'un, Anayasa Mahkemesi üyeleri-
ni Cumhurbaşkanı'nın atamasmm sakın-
calanna ilişkin sözlerine de katıldiklan-
nı zaydeden Çiller. "Bu fîkirler. Türki-
ye'de mutlaka iktidar nlacaktır. Tam de-
mokrasiyi oluşrurmak için şimdi sefer-
berMkzamanıdır" görüşünü dile gerirdi.
CHP'den lalklik eleytlrlsl
CHP'nin Merkez Yönetim Kurulu
(MYK) toplantısının açılışında konuşan
genel başkan AltanÖ>Tnen, Yargıtay Baş-
kam'nın laiklikle ilgili değerlendirmele-
rini eleştirerek "Bu konudaki görüşleri-
nin kendisi açısından da sonıutlaştınlma-
sı gerektiğini düşünüyoruz" dıye konuş-
tu. Öymen, "CHP olarak bizim gibi kök-
tendinci tslami akunlann zaman zaman
tehdit oluşturduğu ülkekrde laiklik ilke-
sinin sonuna kadar korunması gerektiği
düşüncesindeyiz'* dedi. Öymen, Sel-
çuk'un sözlerinin düşünce özgürlüğü, de-
mokrasi, insan haklan ve anayasa deği-
şikliği ile ilgili kısımlan için. "'.\lnna im-
zamızı atanz. CHP olarak biz daha önce
de bu konulara imza atmıştık zaten. Geç-
nüşteki Meclis zabıtlan bunun tanığıdır"
diye konuştu. Başbakan Ecevit'in, Sel-
çuk'un sözleri doğrultusunda "Bu Mec-
Bs kunıcu meclis gibi çauşarak anayasa
değisikliği yapabilir" dedigıni anımsatan
Oyrnen. uluslararası tahkimle ilgili ola-
rak anayasa değisikliği şapıldığına dik-
kat çekerek "Gerçekten bÖyie bir niyet
obaydı,anayasanm miltervekih' ve bakan-
lann doku-
nulmazuğma
ilişkin 83 ve
100 ik bazı
suçların afft-
nı engelleyen
87.maddeleri
de değiştirile-
biürdi" dedi.
Ecevit'in
açıklamasını
eleştiren Öy-
men, "Bude-
ğeriendirme-
leri beğenryor gibi görünmek mandıncı
değidir" değerlendirmesini yaptı.
CHP'nin 6.5 saat süren MYK toplan-
tısının 4 saatlik bölümünde gündemde ol-
mamasına karşın Selçuk'un önceki gün-
kü konuşması tartışıldı. MYK'de "Yargı-
Altan Öymen.
tay Başkanı'nın Atatürk Türkiyesi'ni
oluşturan değeıier etrannda düşünmesi
gereldyor"görüşündebirleşildi. MYK'de
konuşmaya ilişkin şu görüşler benimsen-
di: "^argıtay Başkanı'nın, CHP'nin sos-
yal demokrat bir parti olarak son derece
önemsediği ve uluslararası tahkim konu-
sunda dayanak akhğı kamu yaran ilkesi-
ni benimsemediği ortaya çıkıyor. Yargıtay
kurumunun başındaki birinin böyle bir
görüşii beyan etmesi talihsizliktir. Çoğul-
cu-özgürlükçü demokrasi tanımunkatd-
mamak mümkün değildir. Bu konudaki
değeriendirmeleri umanz demokrasi ve
insan haklan konusundaki duyarhhkbam
arünasını sağlar.
1982 Anayasası antidemokratik bir
anayasadır. CRP'nin buyasanm değişme-
si konusundaki görüşleri açıknr. Yargıtay
Başkanı'nın laikBkleügiM görüşleriolgun-
laşmamışor. Türkiye gerçekleriyie örtüş-
meyen laiklik tanımını kamuoyuna sun-
mak için bu konuşmayı yaptığı anlaşıhyor.
Selçuk'un göz ardıettiğitemelnokta, Tür-
kiye Cumhurij'e-
ti "laikçilikle şe-
killenmiş teokra-
tik bir cumhuri-
yet" değildir.
"Cumhuriyet,
demokrasi ve la-
iklik altın üç-
gen"dir. Bunlar
birbirinden ayn
düşünülemez.
Türkiye'ye özgü
koşullarda herbi-
rinin önemi ayn- Unık Uras.
dır. Özlem tabii ki eksiksiz demokrasidir.
Burada laikliği de koymak zorunluiuğu
vardır. Yargıtay Başkanı, banşın sağlan-
masını din özgürlüğü temefine oturtuyor.
Türkiye'de çoğuku bürünlük, inanç boyu-
runda değil. ulus olma bih'ncinin temeuni
oluşturan deferier etrannda çerçevelen-
mektedir. Bunu \alruzca inanç boyutuyla
eie alırsanız çağdaş olamazsınız.Yargıtay
Başkanı'nın demokrasi, hak \t özgürhık-
ler ik Bgffi düşüncelerinc kaulıyoruA"
Selçuk istifa etmell1
ÖDP Genel Başkanı UnıkUras ise de-
mokratik anayasa düzenlemesinin Mec-
lis dışı kuruluşlarla da tartışılması gerek-
tiğini kaydederek demokratikleşme için
mücadele eden kuruluşlara yeni anayasa
önerisi için bir inisiyatif oluşturma çağ-
nsında bulundu.
Işçi Partisi Genel Başkanı Hasan Yri-
çın Selçuk'un konuşmasını değerlendi-
rirken "Yargrtay başkanı. tahkimcilerin
irtfcacüaruı ve çetecilerin alkışladığı bir
konuşma yapm^ör" dedi. Yalçın Yargı-
tay Başkanı Selçuk'un bir cumhuriyet hu-
kukçusu gibi konuşmadığım savonarak
"Türkiye Cumhurryeti'nin Yargıtay Baş-
kanhğı gibi bir makann,Ortaçağ savunu-
culttğu için kullanılamaz. Sayuı Selçuk
derhal istifa etmeMr" dedi.
Hukukçu Prof. Dr. Şener Akyol, Sami Selçuk'un dozu aştığını söyledi
^Yargıtay Başkanı tutarsız konuştu'
İstanbul Haber Servisi -
1982 Anayasası'nı hazırlayan-
lardan anayasa hukukçusu
Prof. Dr. Şener AkyoL Sami
Selçuk'u eleştirerek "Yargıtay
Başkanı'nın anayasanın meşru
olmadığı yolundaki görüşleri
hukuken tutarsız ve dozu kaçı-
nlnuş beyanlanür" dedi. İstan-
bul Barosu Başkanı Yücel Say-
man ise Yargıtay Başkanı Sa-
mi Selçuk'un anayasaya ilişkin
eleştirilerine katıldığını belirt-
ti.
1982 Anayasası'nı hazırla-
yanlardan anayasa hukukçusu
Prof. Dr. Şener Akyol da Sami
Selçuk'u eleştirerek "Yargıtay
Başkanı'nın anayasanın meşru
olmadığı yolundaki görüşleri
hukuken tutarsız ve dozu kaçt-
nlmış beyanlardır" dedi.
Prof. .Akyol, aklı başında hiç
kimsenin 1982 Anayasası'nın
bütün hükümlerini savunmadı-
ğı. ancak anayasanın meşru ol-
madığını söylemenin "Anaya-
saya dayarh kurum ve kuruluş-
lann da meşru olmayan bir
anayasaya dayandığını söyle-
mekanlamına gelecegi"ne dik-
kat çekti. "Anayasa dahil siste-
min tümü ik degişmesini" ıste-
menin. ülkemızde yüzyılı aş-
kın süredir "anayasa kavgası"
çıkarmaktan başka işe yaraya-
mayacağını savunan Prof. Ak-
yol şöyle devam etti:
"Bugün yapdacak iş 1982
Anayasası'nı yapıldığı zaman-
daki olağanüstü koşullann bu-
lunmadığı dikkate ahnarak
"olağan koşullarda olağan ya-
sama meclısi tarafindan yeni-
den' oluşturulmasıdır. Geriye
dönük meşruiyet sözleri böyle
bir yenikmeetkinliğine bik göl-
ge düşürür. Anayasanm meşru-
luğuna sataşmanın onu eleşti-
renlerin bik cesaretkrini kıra-
cağım düşünmek ve 'hukuki
düşünmek', 'medyatik profıl
iddiasından uzak kalmak', 'hu-
kuk devleti ilkelerini hukuk ku-
rumlannı çürüterek yaşama
geçirme zorluklannı dikkata
almak' herhakk hepimizin. fa-
kat bu arada birinci derecede
Saym Başkan'a düşen ödevkr-
dendir".
Selçuk'un yaptığı açıklama-
lan "deprem" olarak nıteleyen
Yücel Sayman da yargıya iliş-
kin sorunlann da anayasadan
kaynaklandığını söyledi. Say-
man, Yargıtay Başkanı Sel-
çuk'un yargının bağımsızlığı-
na sahip çıktığını söyledi.
doğruya ve iyiye ulaşmaya engel olur.
Türkkr tarih boyunca kara eğüiımn kö-
tü sonuçlannı gönnüşlerdir. Onlar tarihi
ve ondan ders almasını bilecek kadar ze-
ld ve sağduy uludur. Onlar bflirkr ki; ta-
rihten ders almasını beceremeyen toplu-
luklar tarihte kötü sonuçlar doğurmuş
olan şarüan yeniden yaratarak tarihin
tekerrür etmesine sebep oluıiar. Asırlar
boyunca Türkkr daima şerefü sonuçlar
doğuran şarüan yaratmışlar ve daima şe-
refB sahifekrin tekerrür ermesini başar-
mışlardır. Türk milleti bugün ve yann
müspet ilmin ışığı altında bütün gücü ik
çahşacak daima ikriye, şerefli ve mesut
t>ir istikbak gklecektir. Geriye yalnız \t
ders almak için bakacaknr."
1977 yılında ise Yargıtay Başkanı Cev-
det Menteş, şöyle konuşmuştu:
"Modera Türldye'nin yönetiminin an-
cak cumhuriyetçi ve Atatürkçü düşünce-
den kopmamakla mümkün olacağı iyi bi-
linmelidir. Yine çok iyi büinmelidir ki,
Atatürk Cumhuriyeti sadece bir yönetim
biçimi değil. ulusal varuğımızın yönekü-
ği yeni bir yaşam anlayışı, apayn bir dün-
ya görüşüdür. Tüm Atatürk devrimleri.
uygar, ileri. özgür bir toplum düzeyine u-
laşmay ı. muüu ve gönençli bir toplum ül-
küsünü gerçekkştirmeyi amaçlayan kök-
hl girişinılerdir."
A$ırı Ideolojller
1985 yılında da Yargıtay Başkanı Ni-
hatRenda, yasalann toplumun gerisinde
olduğunu söylemişti. Toplumun gerisin-
de kalan bu yasalara canlılık verenin on-
lan uygulayan hukukçular olduğunu, yar-
gı görevinin önemini de burada gösterdi-
ğini vurgulayan Renda, şöyle demişti:
"Ekonomik ve sosyal içerikli yasalara
canhhk kazandırmak hukukçulann işi-
dir. Somut yasa hükümlerini soyutlaşnra-
rak ondan güzel kararlar çıkarmak hu-
kukçuların işidir. Bu yorumlama işini
anayasadan alıp. yasalara uygulayacaksı-
nız. Anayasa da bir yorum mesetesidir.
Orada bik iyi bir yorumla toplumun ih-
tiyaçlanna cevap veren yargı kararlan ÇH
kabiMr. Bireykr bu öiçüye bağh, deviet bu
amaca yönelik olduğu sürece erdemli ve
güçlü olur. Adalet duygusu ile biünçkn-
miş yasalara ve hukuka saygüı bir top-
lum ancak güçlü bir hukukdüzeninin var
olduğu bir ortamda yeşerir. lç banşın bü-
tün koşuüan iyi ve dürüst bir hukuk dü-
zeninden geçer, bu nedenle toplumda hu-
zur \t güvenliğin. siyasal ortamda, de-
mokrasi ve banşın sağlanmasında adak-
ti gerçeklestirmekk görevli olan yargı teş-
kUanna büyük görevler düşmüştür. Ada-
let hizmetinin amaçlaru y urtta adaleti ve
bu yotia hukukdevletini gerçekleştimıek-
tir."
•DüşOnce suç olamaz'
1988 yılında ise Yargıtay Başkanı Ah-
met Coşar, yaptığı konuşmada. eyleme
dönüşmemış düşüncenin suç olmaktan
çıkanlmasını istemişti.
Aynca, hazırlık soruşturmasında giz-
lilikten vazgeçilmesini önermişti. Coşar.
aynca "Srvil-asker ild başh yargı çağdaş
hukukla bağdaşmaz; hücre cezası kalk-
mah. cezaevleri yeniden düzenlenmeli;
kendilerini İslamcı nostaljiye kapüranla-
n uyarmanuz demokrasi görevimizdir"
demişti.
Coşar, şöyle devam etmişti:
"Laik eğitimden geri anlacak her adı-
mın cumhuriyet rejimini geriye götüre-
ceğinden kuşkumuz ohnadığmı vnrgula-
mak isterim. Aynca, Devlet Güvenlik
Mahkemeleri de değeıiendirilmelidir. Bu
düzenlemede yanhş olan yön, bu mahke-
mede görev yapacak yargıç ve savcüann
arasına askeri yargıç ve savcılann kaül-
masıyla yine bu mankemekrin yargı çev-
resine giren bölgelerde sıkıyönerim Uan
edilmesi halinde bu bölgekrk sınırlı ol-
mak üzere bu mahkemekrin sıkryönetün
askeri mahkemesine dönüştürühnesidir.
Aynca, eyieme dönüşmemiş düşüncenin
suç niteüğinin ortadan kalduihnası ve bu
amaçla eyiem ka\ rammın ölçü ve sınırla-
rmın belirlenmesi. ceza ve tutukevkrinin
insan onuruna ve sağhğnıa yakışır bir ya-
prya kavuşnn-uhnası, hücrecezasının kal-
dırümasu açık ve yan açık cezaevkrinin
çoğaltüması. siyasal suç kavramına açık-
hkgetirümesi ve bunun smırUnnın daral-
ülmasL günümüzde arnk bütün çağdaş
devieüerin terk ettiği hazırlık soruştur-
masuun gizüliğe ilişkin yargüama yönte-
minden vazgeçilmesi ve hazırlık aşama-
sından itibaren avukadann görev yap-
mak üzere devreye sokulmalan gerek-
mektedir."
'Devlet demokratik olmalı'
1998 yılında Yargıtay Başkanı Meh-
met Uygun ise şöyle diyordu:
"Tam bağımsız ve yargıçlan tam gü-
venceti, bütün işlevkrini etkin ve etkisiz
yerine getirebUen bir yargı, demokrasile-
rin mutiak gereğidir. Devlet demokratik
ohnah. devlet hukuka bağh olmalı. devtet-
te hukukun üstünlüğü kesin ve tarüşma-
sız gerçekkşmeh'dir. Bu ilkeler ışığmda
Türk yargısına baknğunızda; tam bağım-
sız ve yargıçlan tam güvenceli bir yargı-
mız var mıdır? Hayır, yoktur. Yargı orga-
nımıza işkvkrini etkin ve eksiksiz yerine
getirebilme olanaklan tanınnuş mıdır?
Hayır. tanmmamıştır. tkn'darda iken hu-
kuka siyaseti sokmak yerine. hukuku si-
yasete egemen kılmak erdemini gösteren
siyasiler. tarihin ebedi saygısına layıkola-
caklar ve hep öyle kalacaklar. Ne mudu
onlara."
Hukukçular
Santi
Selçuk
I Baştarafı 1. Sayfada
girdiğinde devlet dine müdahale edebihneB" diye
konuştu. Prof. Dr. Mümtaz Soysal da bugünkü
Meclis'in Abdullah Öcalan'ın yakalanmasıyla
oluştuğunu belirterek "anayasanm bu Meclis'ten
korunması" gerektiğini kaydettı.
Yargıtay Başkanı Selçuk'un adli yıl açılış konuş-
ması hukukçular tarafindan tepkiyle karşılandı.
Özden. Selçuk'un konuşmasının kurumsal biriçe-
rik taşıması gerektiğini belirterek "Aranda bulun-
duğu söyknen dipnotian yan edebi, yan büimsel
bir çalışma özentisini ortaya koymaktadır" dedi.
Bir eylemin kımlerce alkışlanıp benimsendiği-
nin, onun içeriğinin. amacının. yandaşlık ya da
karşıtlığının en önemli göstergesi olduğunu kay-
deden Ozden. olayın, daha önce barolar ve özel-
likle Anayasa Mahkemesi başkanlan hiçbir şey
söylememişler gibi abartılmasının toplumsal bel-
leğin zayıflığından kaynaklandığını söyledi.
Yekta Cüngör özden sert çıktı
Özden, "1980 olaylan ve 1982 Anayasası döne-
minde susanlann şimdi konuşmalannın pek önem-
li olmadığını" kaydede-
rek "Ben yülardır ana-
yasayı. diğer hukuk ku-
rallannı eleştirdim. de-
ğiştirUmesini istedim, a-
ma bir temsilci ve hu-
kukçu özeniyk değiştiri-
linceye kadar uymak zo-
runda olduğumuzu söy-
ledim. Çünkü kökten-
dincilerin. bölücülerin,
yurtdışındaki sözde
dostlann ekmeğine y ağ
sürmekten başka işe ya-
ran olmazdı" dıye ko- Y e k t a G ü ö r çy^^
nuştu.Atatürk ve arka-
daşlannca demokrasi amaçlanarak kurulan cum-
huriyetin demokrasinin yönetsel adı olduğunu vur-
gulayan Özden, şöyle konuştu: "Laiklik en betir-
gin nitelik ve korunması zorunlu en önemli ilkey-
ken devletin değil, de\ kt adamlığma soy unanlann
suçlanması gerekirken, üstelik, şeriatla tarikat kad-
rolaşması yakmmaları artmışken ve yaygınlaşnuş-
ken devleti laikçilikle suçlamak şeriat özlemcileri-
ne destek olmak gibidir. Uluslararası tahkimden, af
yasasmdan, köktendinci ve bölücü eylemkrin teh-
likelerinden söz etmeyip 1980'in özeUiğini de dışla-
yan konuşmanın bu bÖlümlerine katılamıyonım.
Ancak 1982 Anay asası'ndan sonra onu her zaman
değiştirmek yetkisini taşıyan meclislere söylenme-
si gerekenler unutuhnuştur."
Özden, Selçuk'la arasındaki ilişki bozukluklan
nedeniyle başka şeyler söylemeyı uygun bulmadı-
ğını belirterek "Yaalan. konuşmalan, kankiığı top-
lantılar, katılmay ıp da yerine baskanv ekilinin imza
attığı karaıiardan kimileri Yargıtay 'ın şimdiki baş-
kanının çizgisini gösterecektir, yarınlarda daha iyi
beüi olacaktu-" diye konuştu.
'Devlet gerlatçılara karışmair
TBB Başkanı Özgen, Selçuk'un Türkiye'deki
laikçilik ve teokratik düzenin varlığı konusundaki
düşüncelerine katılmadıklannı söyledi.
Özgen. Anayasa Mahkemesi'nin "Laiklik her
ülkenin kendi koşuilanna göre değerkndirilir" yö-
nündeki karanna katıldıklannı belirterek her reji-
min kendini hertehlikeye karşı koruyacağına dik-
kat çeken Özgen. şöyle konuştu: "Devkt gerekti-
ğinde, kamu düzeni gerektirdiğinde, laik rejimin
korunması gerektiğinde dine de kanşır. Bizim inan-
cımızbu. Eğer iükemizde laiklik aley ntan. şeriat dü-
zenini getirmek isteyen birtakını güçler var ise bun-
lara devktin kanşması kadar doğal bir şe> yoktur.
Devlet laik cumhuriyet rejimini konımak için bun-
lan yasaklayabilir. yasaklamalıdır"
'Karşıdevrime yakın düşünceler'
Prof. Dr. Mümtaz Soysal da Selçuk'un "Kurtu-
hış Savaşı ik övünülemez" sözlerini eleştirdi. Soy-
sal, 1930'lardaki devrimci cumhuriyet anlayışının
bugün de sürdürülmesi
gerektiğine dikkat çeke-
rek "Saym Başkan, bu
konuda zannediyorum
bu karşıdevrim düşün-
cesine yakın sayılabfle-
cek birtakım düşünceler
ileri sürdü" diye konuş-
tu. Eleştirilen yıllardaki
otoriterliğin Türkiye'yi
özgürleştirmek için geti-
rilmiş bir otoriterlik ol-
duğunun vurgulanmadı-
ğını kaydeden Soysal.
"O bakımdan bir hayli
tartışmalı noktalar öne
sürdü. Çünkü Türkiye'de laiklik ile laikçilik arasın-
da bir aynra yapanlar ve laiklik konusunda ısrar
etmeyi laikçilik sayanlar çoğalmaya başladı. Sayın
Başkan biraz Fransa'daki rurucu çevrelerin yaz-
dıkları Idtaplann etkisinde, konuşması sürekli o ki-
taplardan ahntılarla doluydu" değerlendirmesini
kaydetti.
Gerçek anlamda demokratik hale gelmek için
cumhuriyetin devrimcilik ilkesi üzerinde. her şeyi
iyiye. güzele doğru değiştirmek yönünde ısrarlı
olmak gerektiğini %-urgulayan Soysal. "Yoksa bu-
günkü durumlan olduğu gibi kabullenmek, laiklik
uğruna laikliği kökünden yok edecek şeriatçıhğa
prim vermek, onu bir özgürlük konusu olarak gör-
mek yanhştır. Konuşmada öyle bir eğilim sezdiğim
için ben biraz tedirgin oldum" diye konuştu
Daha demokratik bir anayasa yapılması konu-
sunda bu Meclis'ten umutlu olmadığını belirten
Soysal. "Bu Meclis, hem uluslararası tahkim dola-
yısryla hem de Danıştay 'm yetkilerini kısarak Tür-
kiye'deki yargıya dışarıda bulunan güvensizliğin
içeridede paylaşıldığını ortaya koydu. Yargı bağım-
sızhğmda ısrar ediliyorsa bu çeşit yannş yollardan
dönüunesi gerekir" dedi.
Mümtaz SoysaL