Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
8 EYLÜL 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
DEPREM
Prof. Şener Üşümezsoy, Istanbul'da 'büyük deprem beklentisi'nin abartıldığı görüşünü savunuyor
Deprem, l>üiııule fay yarattıCEM ULLTAŞ
Merkez üssü Gölcük olan büyük depremin ardın-
dan Istanbul'dabüyük deprem olabileceği görüşü tar-
tjşma yarattı. IC Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü
Öğretim Üyesi Prof. Şener Üşümezsoy, İTÜ öğretim
üyelerinın Istanbul'da yıkım yaratacak bir deprem
beklentısıne karşı çıktı.
tstanbul Ünıversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Bö-
lümü Ögretim Üyesı Prof. Şener Üşümezsoy, lzmit
depreminın ardından büyük bir tstanbul depremınin
geleceğı varsayımının bilimsel verilere dayanmadı-
ğını savundu. 17 Ağustos'taki büyük depremi yara-
tan Kuzey Anadolu Fayı'nın (KAF) Çınarcık'ın he-
men kuzeyinden tek hat halinde tstanbul'a 70-80 ki-
lometre uzaklıktan geçerek Saros Körfezi'nden çık-
tığını belırten Prof. Üşümezsoy, bu mesafede oluşa-
cak bir depremin, Istanbul'u ancak Gölcük merkez-
li son deprem kadar etkıleyeceğini belirtti.
İTÜ A\Tasya Yerbilimleri Enstitüsü'nden Prof. Ay-
kut Barka'mn İstanbul'a 15 kilometre mesafede Ada-
lar'ın hemen güneyinden geçen aktif faylann Istan-
bul'da bir deprem riski yarattığı tezinin hatalı oldu-
ğunu savunan Prof. Üşümez-
soy, bu mesafede tarihsel ve-
rilere göre sısmik bir hareket-
lilik olmadığını söyledı. Aya-
sofya'nın Istanbul'da çok
kuv\etli bir deprem olmadı-
ğının güçlü bir kanıtı olduğu-
nu ileri süren Prof. Üşümez-
soy. Barka" nın depremden
önce oluşturduğu fay model-
lerinin, depremle bırlikte
çöktüğünü söyledi. Prof.
Barka. 3 ay ile 30 yıl içinde
Istanbul'da büyük bir deprem
beklenilmesı gerektiğini, or-
talama 250 yıllık penyotlann
dolduğunu söylemişti. Prof.
Üşümezsoy'un sorulanmıza
verdiği yanıtlar şöyle:
- Istanbul'u tehditeden ak-
tiffaylann yeri konusunda ne
düşünüyorsunuz?
- Kuzey Anadolu Fayı'nın
(KAF), Marmara Deni-
zi"nden Armutlu-Kapıdağ
Yanmadası'naparalel gıdişi-
ni. aktif olan bu yanı dışında,
pliyosen öncesi dönemde,
kuzeye doğru çatallanan bir
kolu söz konusu. Geçmışteki
kayıtlara göre 1894 depremı-
nin Çınarcık çukurunun ku-
zey yamacından geçtiğı var-
sayılarak bu fayın 100 yıl ön-
ce hareketlendiği ileri sürül-
mekte. Oysa ki bu fayın ve
sismık hareketlerın koordı-
natlanna baktığımızda 40.60
ile 28.70 noktalanna düş-
mekte ki burası da KAF'ın
Körfez'den giden doğu-batı
uzanımının devamında yer
almaktadır. Yanı Çınarcık'ın
batı ucunda, Imrairnın bıraz
açığında yer almaktadır. İs-
tanbul'a yaklaşık 70-80 kilo-
metre mesafede. En güneyin-
den aktif olarak geçen fay.
Boğaz'dan 80 kilometre
uzaklıktadır. 1894 depremin-
den bahsedenler. aktif faym
yerını saptırmaktadır. Çınar-
cık-Yalova hattındaki tanh
boyunca Istanbul'u etkileyen
fay da budur. tstanbul kuzey
sının fayı da morfolojik bir
yapının kenandır, ama bir fay
olup olmadığını bilmemektey iz.
- Marmara'da Adalar'ın hemen güneyinde,Çınar-
cık çukurundan geçen KAF'ın kollan bulunduğu ve
bunlann tehditkâr olduğu savunuluyor...
- Doğan Perinçek'in 1991 "de yaptığı çalışmada
KAF'm en kuzey kolu olan ve lzmit Körfezi' nden ge-
len fayın Marmara Denizi'nin kuzey kesımini kate-
derek buradan Silivri'den Trakya havzasına gırdiği
göstenlmiş. Trakya havzasındaki çökelleri katetmış-
tir, ama bu fay burada susmuştur. Marmara Deni-
zi'nin içindeki çukurluklan oluşturan çökeltilerKAF
C/şümezsoy, lzmit depreminin ardından büyük bir Istanbul depremınin geleceği
varsayımının bilimsel verilere dayanmadığını savundu. 17 Ağustos'taki büyük
depremi yaratan Kuzey Anadolu Fayı'nın Çınarcık'ın hemen kuzeyinden tek hat
halinde Istanbul'a 70-80 kilometre uzaklıktan geçerek Saros Körfezi'nden
çıktığını belirten Prof. Üşümezsoy, bu mesafede oluşacak bir depremin, Istanbul'u
ancak Gölcük merkezli son deprem kadar etkıleyeceğini belirtti.
sisteminin ürünü ise Trakya'da bunun devamını gör-
düğümüz biçımde pliyosen döneminde örtülmüştür.
Körfezde ise körfezin Kuzey Hereke kenannda gör-
düğümüz deniz tabanındaki faylar en üstteki tabaka-
lar tarafından 500 bin ile 1 milyon yıl öncesi uzunje-
olojık zamanlarda örtülerek sönmüştür. 5 milyon yıl
önce oluşan bu faylar KAF ile birlikte oluşmuş olsa
bile artık sönmüş kesimlerdir.
- Gerçekte aktif olan fayın konumu nedir, size gö-
re?
-KAF'ın aktif kesimlen, bugünkü canlı sismik ve-
rilerde de görüldüğü gibi Armutlu-Kapıdağ Yanma-
dası'nın kuzey kenanndan Şarköy'e girip oradan Sa-
ros sistemine girmektedir. Burada ikı tane varsayım-
- Aktif fayuı yeri konusundaki kanıtiannız neler?
- Marmara Bölgesı üç bloktan oluşuyor. Bir tane-
si Istanbul bloku, ikıncisi Armutlu-Kapıdağ Yanma-
dası ve Biga Yanmadası olmak üzere Kuze> batı Ana-
dolu kuşağıdır. Üçüncüsü. Istranca-Trakya kuşağı.
Bu üç kuşak jeolojik zamanda birbirlerine süturlan-
mıştır. Bu üç kuşak arasında en zayıf bölge, Istanbul
bloku ile Armutlu-Kapıdağ bloku arasındadır ve KAF
bu zayıf bölgeden geçmektedir. Oysa Istanbul bloku
içinde KAF'ın aktif kollanndan hiçbiri yoktur. Bu
kollar sürekli güneyde yer almaktadır. Bu anlamdada
lstanbul bloku hem çok rijit ve deprem dalgalannı
hızlı yayan palozoik kayalanndan, kuvarsit. kireç ta-
şı, kum taşı gibı kayalardan oluşmuştur hem de bu
Atina'daki depremden dolayı etkinlikleryapüamayacak
Maria Faranduri
ardım konserleri iptal(stanbul Haber
Senisi - Deprem
felaketine uğrayan
yurttaşlara yardım
amacıyla
Yunanistan Genel Emek
Konfederasyonu (GSEE) ile
Türk-tş, DİSK, Hak-İs ve KESK
konfederasyonlannın ortak bir
dayanışma içinde düzenledikleri
etkinlikler dün Yunanistan'ın
başkenti Atina'da meydana gelen
deprem nedeniyle iptal edildi.
Atina'nın ünlü Anayasa Meydanı
ve Harbiye Açıkhava
Tiyatrosu'nda, "Yıkılan
yuvalan, yaralanan bedeoleri,
kınlan ıımutlan Ege'nin iki
yakasından bir kucak sevgi ile
saraum" sloganıyla verilecek
konserler ileri bir tarihe ertelendi.
Türkiye ve Yunanistan
emekçilerinin depremzedelerle
dayamşma konserlerinde Tûrk ve
Yunan sanatçılar Zülfii Livaneli,
Mflds Theodorakis ve Maria
Faranduri aynı sahneyi
paylaşacaktı.
Yunanlı sanatçı arkadaşlan
Theodorakis ve Faranduri ile
birlikte konser vermeye
hazırlanan Livaneli. Atina'daki
depremin ardından yardım
konserlennın iptal edildiğıni
ancak ileri tarihte yapılacağmı
belirtti. Zülfü Livaneti
dan hareket ederek. İTÜ'deki arkadaşlann kurdukla-
n model her yıl değışmekte ve değişmenin temelin-
de ise gözlemsel veriler değil daha çok spekülatif
varsayımlar yer almaktadır. Üstelik bir sonraki mo-
del, bir öncekini inkâr edecek biçimde olmaktadır.
Modelin dayandığı olgu ise çok hipotetiktir; bir çu-
kur. 1250 metre derinliğındekı Çınarcık çukuru je-
olojik olarak birkaç alternatiften oluşmuş. olabilir. a-
ma bu çukur içindeki aktif fay olduğu ileri sürülen
bölgede de herhangi bir sismik aktivite gözleneme-
mektedir.
yapılarkendi içinde aktif kınk zonlar olmadığmdan
deprem için zayıf bölgeler oluşturmamaktadır. Trak-
ya'daki metamorfik blok ile lstanbul arasında ise ta-
rihten kalan bir kuşak vardır, ama bu palozoik ve me-
zozoik dönemde kaynaşmış olması nedeniyle orada
aktif bir fay kuşağı yer almamaktadır.
- Ortalama derinliği 150-200 metre olan Marmara
Denizi'nde 1250 metre derinliğe ulaşan Çınarcık çu-
kurunun, aktif faylann ürünü olduğu söyleniyor-.
- Kuzeyde görülen fayın yennin bile depremden
sonra değiştirilmesi ve "Denizin 1250 metre derinü-
ğindekiçukurun basinlermde bu fayuı koDan vardır*
diye bir model kurulması ne derece inandıncıdır?
Bunun inandıncıhğını zorlayan diğer bir etken de
KAF' ın lzmit Körfezı'nde yarattığı ana kolun derin-
liği en fazla 150 metrelik bir çökeltiyken. burada yan
kol olarak görülen bu fayın, yani kuzey sınır faylann
oluşturduğu derinliğin ise 1250 metre olarak göste-
rilmesidır. Bu ise tektonik ve jeolojik olarak anlamı
olmayan bir modellemedir.
Bu çukur aslında sedmentlerle dolduğu için çok da-
ha derindir. Körfez içinde 200 metreye inmeyen ana
kola karşılık hemen bunun içinde dayandıklan yegâ-
ne metrik ven Çınarcık basıninin oluşturduğu bati-
metrik haritadır. Uzunluğu 40 kilometre olmayan bir
fayın 1500 metrelik bir atım yaptığı öngörülmekte-
dir. Bu fayı geçmişte Barka, kuzeydoğu gidışli fay-
lann arasına düşey faylar olarak koyarken. bugün dü-
şey komponentı olan doğrultu atımlı faylar olarak
koymuştur. Bunun mantığı da tektonik olarak müm-
kün olmayan bir veridir.
-Neden?
- 40 kilometre uzunluğu olan ve > ankol olarak gös-
terilen bu fayın 1000 metrelik bir atım yapabilmesi
tektonik olarak mümkün de-
ğil. Barka'nın modelmde
KAF üzerinde bir faydan di-
ğer faya hareketlerın olduğu,
San Francisco'da olduğu gibi
modellenebilır. Ama iki fa-
yın birbirine göre yıllık hare-
ketini ve faylardaki bılinen
cıddi deprem kayıtlannı. fay
çözümlerinı bilmemiz gere-
kir. Oy sa böyle bir sistemden
kalkıp, diğer sistemdeki fayı
hareket ettırebilmemiz için,
yani 250 yıldan beri hareket
olmadığına göre hareket ola-
cak diyebilmek için fayın
atım tipini de bilmemiz la-
zım.
Normal doğrultu atımlı bir
fay diğer doğrultu atımlı fay-
lara güç verebilir, ama bura-
daki sistem tam tersı dönü-
yor ve 1000 metrelik düsey
atımlı bir faya düşüyor O
halde 4 metrelik doğrultu
atımlı olan bir fay sistemi,
birdenbire 1000 metrelik dü-
şey atımlı bir fay sistemine
mekanik olarak da güç taşı-
yamaz. Yani itme gücünün
düşme gücüne dönüşmesi
mümkün değil. Bu da basit
mekanik hatadır.
- Bu büyük çukurluğun
oluşumu nasıl gerçekleşti o
zaman?
- Burada oluşan parametre
Çınarcık basinimn daha önce
Marmara'nm içindeki Şar-
köy'ün hemen güneyindeki
çanaklarla biriikte daha ön-
ceki Ege tektonığine bağlı
gerilme tektoniğı ile oluşmuş
çökuntü alanlan olması
mümkündür. Bu, Hellenik
direnci 11 milyon yıldır olan
bir gelişme. Bu anlamda da
bu basinlerin oluşturduğu ça-
naklara Kuzey Anadolu Fayı
sınır yaratmıştır. Kuzey Ana-
dolu Fayı 5 milyon yıldan be-
ri buraya gırmıştir. Daha ön-
ce var olan bu çanaklan sınır-
lamış olabilir. ama bu çanak-
lan yaratmış olması tektonik
olarak olanakh görünme-
mektedir. Burası çok önem-
li... Bu basin bu eski faylann ürünü olarak Trakya
Havzasf nın devamı biçiminde çökmüş olabilir, ama
bu da aktif değıldir. Pliyosen tarafından örtülmüş fay-
lar kuzey aktif olağan faylar değildir.
Bunlar birkaç milyon yıldan beri aktif değildir. Bu
halıyle burada aktif olmayan bir fayı aktif faya bağ-
lamakjeolojik olarak büyük bir çelişkidir. Üstelik de
aktif olup olmadığını bilmediğimiz bir sistemde fay
uzun zamandır hareket etmedi diyerek 4 metrelik bir
atım beklememiz bilimsel bir tavır değildir. Deprem
tehlikesini söyleyebilmek hiç mümkün değildir.
TÜBA ve Avrupa Akademisi üyesi Prof. Şengör, bazı meslektaşlannın aksine daha karamsar tablo çiziyor
^Istanbul'da depremîn eli lodağında'lstanbul Haber Senisi -İTÜ Maden Fa-
kültesi Jeoloji Bölümü Ögretim Üyesi,
TÜBA ve Avrupa Akademisi üyesi Prof.
Celal Şengör. Prof. Aykut Barka'nm kur-
duğu modellerin İzmit depreminde doğ-
rulandığmı söyledi.
Eldeki verilerin Kuzey Anadolu Fa-
yı'nın (KAF) üçe aynldığını söylemek
için yeterlj olduğunu ifade eden Prof. Şen-
gör,
u
Denizalnndakiyansımalı sismik ve-
riler çok açık biçimde bu faylan gösteri-
yor. Bizim derdimiz. şu anda hangisi ak-
tifn'r. onu bulmak. Ama bunlann meveu-
diyeti tabak gibi açıkür" dedi.
Şımdi MTA ve İTÜ'nün. bunlann çok
sağlıklı olarak haritasını çıkarmak ama-
cıyla ortaklaşa araştırma yürüttüklenni
belirten Prof. Şengör, araştırmanın İTÜ
Maden Fakültesi Dekanı Prof. Naci Gö-
rür'ün liderliğinde yapıldığını söyledi.
Araştırmanın bir ayağının Gambrıdge
Üniversitesı, bir ayağının ÎTÜ, bir ayağı-
nın da MTA olduğunu belirten Prof. Şen-
gör şöyle devam etti:
•*Faylar çok açık bir şekilde göriilüyor.
Bufayın üzerinde hiçbir görüş aynlığı yok.
TarihseldepremsellLğe bakınca, 1509 dep-
remi Bolu ik Gelibolu arasım bir seferde
kırmış. Korkunç bir deprem olmuş. Bü-
yüklügünü 8 olarak tahmin ediyoruz. ts-
tanbul'da bin ev yıkılmış. Padişah Edir-
ne'ye kaçmış, 5 bin insan ölmüş, Gelibolu
dümdüz olmuş. Bursa'da. Bolu'da hasar
olmuş. 1754'te lzmit kınlmış. 1766da İs-
tanbuTdanTekirdağ'a kadar büyük hasar
olmuş. tki ay sonra Gelibolu dümdüz ol-
muş. Fayın kuzey kolu üç parça halinde ça-
hşıyor. Şimdi soru şu: Bundan sonraki
depremde ne olacak? Şimdi İzmitgittL Bu
demektir|d Izmit'in boşaltuğı gerilme bu-
rada birikti. 1912"de Gelibolu boşakh. De-
mek ki bunun önü açık. Arkadan itme var,
ama önü açık. Şimdi acaba Bolu-Getibo-
lu arası olduğu gibi mi gidecek yine? Ta-
rihsel depremlere baktığımızda her 250
ydda bir büyük bir deprem olmuş. Bolu ile
Yakjva arası, tstanbulik Tekirdağ arası,ts-
tanbul ile Gelibolu Yanmadası'run ucu.
Üç büyük parça: bu üç büyük parça ba-
ğımsız sallanmışlar. Bir tek 1509 depre-
minde üçü bir aradagitmiş. tekseferde kı-
nlmış.
Burasımn tstanbul parçasını yükleme-
si: Bolu-Yalova arasuun 1754'te yükledi-
ğini görüyoruz. tstanbul-Tekirdağ arası
1766'da kınlmış. Tekirdağ-Gelibolu arası
iki ay sonra kınunış. Şimdiki durumda ise
oıtadakialandır. Şimdi250yılda bir Istan-
bul'dabüyük deprem oluyor. 1766'dan be-
ri büyük bir deprem olmamış. tstanbul
1894'te >ıkılnnş. ama 1766 gibi muazzam
bir yıkım değil. Şimdi biz, 1766'dan sonra
İstanbul'da depremin eli kulağmda diyo-
ruz."
Prof. Şengör. Kuzey Anadolu Fayı'nın
kuzeydeki, Istanbul'a daha yakın olan
kollanndan hangisinin aktif oiduğunun
ve diğer iki kolun rolünü ortadakine bıra-
kıp bırakmadığının tartışmalı olduğunu
söyledi. Sismik hareketliliklerin yerini
çok hassas olarak ölçmenin mümkün ol-
madığını belirten Şengör, ancak Adalar'ın
güneyinden geçen bir fay bulunduğunun
çok kesin olduğunukaydetti. Üstelik Prof.
Şener Üşümezsoy'un aksine. oralarda ke-
sin olarak 4"ten büyük sismik hareketli-
liklerin kaydedildiğini aktardı.
Depremin zamanı ile ilgili olarak Prof.
Şengör."Bu,üçayiçindedeolabilir. Sınır-
lar ekstrem. 3 ay ile 30 yıl. Benim tahmi-
nim ise 2 vdfle10 >ıl arasında" dedi.
147 ögretim üyesi hazırladıkları deklarasyonla Sağlık Bakanı osman Durmus a tepki gösterdi
Sağhk Bakanı Osman Durmoş
tstanbul Haber Senisi - tstanbul Tıp
Fakültesi ögretim üyeleri, deprem
sonrasında Sağlık Bakanı Osman
Durmuş'un davranışlannı
onaylamadıklannı bildirdiler. 147 ögretim
üyesi tarafından imzalanan
deklarasyonda, Durmuş'un
açıklamalannın hekimlik mesleği
onuruyla bağdaştınlamadığı vurgulandı.
lstanbul Tıp Fakültesi anabilim dalian
başkanlan, Sağhk Bakanı Osman
Durmuş'un ve bazı yetkililerin
davramşlannm fakülte mensuplannca
tasvip edilmediğini açıkladılar. Ögretim
üyeleri tarafından hazırlanan
deklarasyonda, ülkemizin karşılaştığı
büyük felaketin pek çok devlet tarafindan
paylaşıldığı ve siyasi sorunlar bir kenara
bırakılarak yardıma koşulduğuna dikkat
çekildi. Bu ginşimlerin ulusumuz
tarafindan tasvip gördüğünün dile
getirildiği ve Durmuş'un açıklamalannın
hayretle karşılandığı \iirgulanan
deklarasyonda şöyle denildü:
" Basta Sağbk Bakanı olmak üzere bir
kısım yetkililerin değişik bir tutum içinde
olduğu ve bu insancıl yardımlara
ihriyacımız olmadığı şeklinde beyanlan,
Türk kamuoyu, Türk basını ve biz
tstanbul Tıp Fakültesi ögretim üyeleri
tarafindan hayretle karşdanmış ve Sağlık
Bakanf nın da mensubu olduğu doktorluk
mesleğinin onunı ik bağdaştırılamamıstır.
Aynca. bu gereksiz da\ ranış ve beyanlann
deprem yörelerinde fedakârane çahşan
Türk sivil yardım dernek ve kurumlanm
rencide erriğini ve deprem yaralarunızm
sanlması için yapılacak olan ekonomik
yardımı ve uluslararası ilişkikrimizi de
olumsuz yönde etkikyeceği görüşlerimm
Türk kamuoyuna saygılarınuzla arz
ederiz." Deklarasyonu lstanbul Tıp
Fakültesi'nden 147 ögretim üyesi
imzalarken izinli olanlann dışında bir kişi
metne katılmadığını belirtti.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Esintiler
llhan Selçuk'un "Yıkılanlartn Değeri?.." yazısı
beni geçmişe götürdü.
Varşova'da resmi gezideydim. Eski Varşova'yı
yürüyerek geçmiştik. Saraylan, konaklan, müze-
leştirilmiş yapılanyla, eskinin güzelliği, bütünlüğü
"olduğu gibi" korunmuştu.
Derken bizi bir salona alıp, yirmi dakika kadar
süren bir belgesel film izlettirdiler. Hrtler'in Polon-
ya'daki Nazi güçleri başkomutanına yolladığı bir
telgraf emri ile başlayan bir belgeseldi bu:
"Varşova'yı hahîadan silin!"
Alev makineleri ile yakılan binalar. Dinamitlenen
kalıntılar. Sanki bir bilimkurgu izliyor gibtydik. Çün-
kü o yerle bir olduğunu gördüğümüz yerlerden az
önce geçmiştik. Olduklan gibi duruyoriardı.
Filmin ilk bölümünü Naziler çekmişti. Gerisini ise
Polonyalılar.
Varşova'nın kurtuluşu. Ülkenin dört bir yanına
dağılmış olan Varşovalıların eksi 27 derece so-
ğukta geri dönüşü. Planlamacılann "modern bir
kent" kurma önerilerine karşı halkın direnişi. Ve ta-
rihsel kentin, taş taş üzerine konularak, "eskinin
tıpkısı" olarak, yeni baştan kuruluşu.
Gerçek "milliyetçiliğin" ne olduğunu anlatabil-
mek için, o filmin bizim TV'de de gösterilmesini is-
tedim. Getirttik. Tam o sırada hükümetten aynltn-
ca, Sayın Demirel'in MHP destekli "milliyetçi" ik-
tidarı engelledi.
* • •
Yıkılanlann aynısını yeniden mi yapmalıyız?
Kuşkusuz ki, hayır! Çünkü bizımkiler ne eski ne
degüzeldi.
Biz yıkılan kentlerimizin daha sağlamını ve gü-
zelini yapmalıyız. Depremi, yanlışın ve çirkinin dü-
zeltilmesi için bir fırsat saymalıyız.
Ne öneriyordu Özgen Acar geçenlerde?
Yıkılanlann yerini bina ile doldurmamayı.. Park-
lar ve spor alanlan yapmayı.. Beton yığınına dö-
nüştürülmüş kentlere nefes aldırmayı...
özgen Acar'ı bir sabah da TV ekranında gör-
düm.
Topkapı Sarayı'ndaki hırsızlık olayı idı konu. Ta-
rihsel degerlerin gönüllü savunucusu olarak konu-
şuyordu.
Bir yanda birkaç bekçi ile korunmaya çalışılan,
dünyanın en göz kamaştıncı müzelerinden birisi..
Öte yanda, her yıl bol keseden dağıtılan binlerce
"imam" kadrosu...
Deprem bazı konularda, topluma ve devlete bir
"şok tedavisi" işlevini görüyor. (Tıpkı kalbi duran
bir hastaya elektrik verilmesi gibi.) Acaba Topka-
pı'daki soygun da, devletteki bir başka çarpıklığın
giderilmesi yolunu açabilecek mi?
• • •
Futbol bugünkü esintilerin iç açıcı tek durağı ol-
du,
Ümitler maçındaki sevincimizı, edepsizleşen i-
ki futb»olcumuz gölgeledi. Beğenilmeyen her ka-
rarında hakeme el kol hareketleri yapan, uzanan
dostluk eline tüküren, kazanılan maçtan sonra ra-
kiplerini kendi seyircisi önünde dövmeye kalkan
iki utanç kaynağı...
Teknik direktörün ve federasyon başkanının sert
tepkileri tesellimizdi. Ama asıl teselliyi ertesi günü
Mustafa Deni2li'nin çocuklan verdiler.
Ve o güzel sonuç, bana bir "günah çıkarma" fır-
satı da yarattı.
İki yıl kadar önceki hazırlık maçlan sırasında Sa-
yın Denizli'yi eleştirmiştim. Hatta istifaya çağır-
mıştim. Zaman onun haklılığını ortaya koydu.
Üstelik de Fatih Terim'in milli takımın başın-
dayken gösterdiği korkaklığın yerini yürekli, bol
gollü bir futbol aldı. Gönülden kutlamak da, bizim
için bir "vicdan borcu" oldu.
Yanlışını kabul etmek insanı güçsüzleştirir mi,
yoksa ona duyulan güveni mi arttınr? Bazı "bü-
yüklehmiz" güçsüzleştıreceğine ınanıyoriar. Ben
ise ikincisine...
Herkesin gördüğü bir yanlışın doğru olduğun-
da diretmek ne anlama gelir?
Halkı aptal yerine koyduğunuz anlamına mı,
yoksa kendinize güveniniz olmadığı anlamına mı?
Kitle orgütleri birlik oldu
Deprem îçin
Sakarya
Koordinasyonu
ADAPAZARI (Cumhüriyet) - Büyük depremden son-
ra kentte bir araya gelen demokratik kitle örgütlerinin
oluşturduğu "Sakary a İçinDeprem Koordinasyenu". dep-
remzedelere teknik. psıkolojik, sosyal ve hukukı konular-
da yardımcı ounaya çalışıyor. Ancak deprem sonrası yar-
dım ve kurtarma çalışmalannda yetersiz kalan devktin,
şimdi söz konusu koordinasyonu engellemeye çalıştığı
ileri sürüldü. Koordinasyon üyelen. her konuda yardımcı
olmaya yönelik girişimlerinin gen çevrildiğıni belırttiler.
TürkMühendis ve Mimar Odalan Bırlığı (TMMOB),
Türk Tabipler Birliği (TTB), Eczacılar Birliğı. Kamu
Emekçileri Sendikalan Konfederasyonu (KESK). İnsan
Haklan Demeği (tHD), Orta Doğu Teknik Üniversitesı
(ODTÜ) gönüllüleri ve yerel gençlık ınisiyatıfinden olu-
şan "Sakarya İçin Deprem KoordinasyomTnun gönüllü-
leri, gelen yardımlan kamyonlarla dağıtmak yerine de-
poluyorlar. Gönüllüler evleri tek tek dolaşarak ihtiyaçla-
n beîirliyorlar. Bu depolama yöntemiyle hem depremze-
delerin uzun sıralarda beklemelerine gerek kalmıyor hem
de ihtiyaçtan fazla ürün alınması engelleniyor. TMMOB
üyeleri bir yandan binalarda teknik kontrolleri yaparken
biryandan dapsıkologlar rehabilitasyon çalışmalannı sür-
dürüyorlar. Kitle örgütlerinin oluşturduğu koordinasyo-
nun, Adapazan Serdivan'da çadırkent kurma çalışmalan
da devam ediyor.
TMMOB'den Haüm Karan. adlı sorunlarda teknik bı-
lirkişi oluşturulması ve çadırkentlerin oluşumunda yer se-
çimi gibi konularda yardım önerilennin reddedıldiğini
vurguladı. Bunun üzücü bir durum olduğunu belirten Ka-
ran, yurttaşlann ise Bayındırlık Bakanlığı'nın Karayolla-
n'ndan ve DSl'den getirdiği mühendislere gü\enmeme-
leri nedeniyle TMMOB'ye başvurduklannı bildirdı. Mev-
cut yaşam şartlan arasında 'görühneyen', ancak 'en fay-
dan' işin 'bina kontroDeri' olduğunu belirten Karan. söz-
lerini şöyle sürdürdü:
"Devleti idareedenlerin ban zaaflan var. TMMOBbay-
rak çekebilir. diye düşünüyorlar. Bay rak çekmeye niyeti-
miz yok. Bir şeyler bozmaya değil sadece yardım etmeye
geldik. Zaten yasal bir kuriıluşuz. Okullan incelemek için
Milli Eğitim Bakanlığı'na baş> urumuz da rcddedildi."