23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 EYLÜL 1999 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA DEPREM Prof. Şener Üşümezsoy, Istanbul'da 'büyük deprem beklentisi'nin abartıldığı görüşünü savunuyor Deprem, l>üiııule fay yarattıCEM ULLTAŞ Merkez üssü Gölcük olan büyük depremin ardın- dan Istanbul'dabüyük deprem olabileceği görüşü tar- tjşma yarattı. IC Maden Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Şener Üşümezsoy, İTÜ öğretim üyelerinın Istanbul'da yıkım yaratacak bir deprem beklentısıne karşı çıktı. tstanbul Ünıversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Bö- lümü Ögretim Üyesı Prof. Şener Üşümezsoy, lzmit depreminın ardından büyük bir tstanbul depremınin geleceğı varsayımının bilimsel verilere dayanmadı- ğını savundu. 17 Ağustos'taki büyük depremi yara- tan Kuzey Anadolu Fayı'nın (KAF) Çınarcık'ın he- men kuzeyinden tek hat halinde tstanbul'a 70-80 ki- lometre uzaklıktan geçerek Saros Körfezi'nden çık- tığını belırten Prof. Üşümezsoy, bu mesafede oluşa- cak bir depremin, Istanbul'u ancak Gölcük merkez- li son deprem kadar etkıleyeceğini belirtti. İTÜ A\Tasya Yerbilimleri Enstitüsü'nden Prof. Ay- kut Barka'mn İstanbul'a 15 kilometre mesafede Ada- lar'ın hemen güneyinden geçen aktif faylann Istan- bul'da bir deprem riski yarattığı tezinin hatalı oldu- ğunu savunan Prof. Üşümez- soy, bu mesafede tarihsel ve- rilere göre sısmik bir hareket- lilik olmadığını söyledı. Aya- sofya'nın Istanbul'da çok kuv\etli bir deprem olmadı- ğının güçlü bir kanıtı olduğu- nu ileri süren Prof. Üşümez- soy. Barka" nın depremden önce oluşturduğu fay model- lerinin, depremle bırlikte çöktüğünü söyledi. Prof. Barka. 3 ay ile 30 yıl içinde Istanbul'da büyük bir deprem beklenilmesı gerektiğini, or- talama 250 yıllık penyotlann dolduğunu söylemişti. Prof. Üşümezsoy'un sorulanmıza verdiği yanıtlar şöyle: - Istanbul'u tehditeden ak- tiffaylann yeri konusunda ne düşünüyorsunuz? - Kuzey Anadolu Fayı'nın (KAF), Marmara Deni- zi"nden Armutlu-Kapıdağ Yanmadası'naparalel gıdişi- ni. aktif olan bu yanı dışında, pliyosen öncesi dönemde, kuzeye doğru çatallanan bir kolu söz konusu. Geçmışteki kayıtlara göre 1894 depremı- nin Çınarcık çukurunun ku- zey yamacından geçtiğı var- sayılarak bu fayın 100 yıl ön- ce hareketlendiği ileri sürül- mekte. Oysa ki bu fayın ve sismık hareketlerın koordı- natlanna baktığımızda 40.60 ile 28.70 noktalanna düş- mekte ki burası da KAF'ın Körfez'den giden doğu-batı uzanımının devamında yer almaktadır. Yanı Çınarcık'ın batı ucunda, Imrairnın bıraz açığında yer almaktadır. İs- tanbul'a yaklaşık 70-80 kilo- metre mesafede. En güneyin- den aktif olarak geçen fay. Boğaz'dan 80 kilometre uzaklıktadır. 1894 depremin- den bahsedenler. aktif faym yerını saptırmaktadır. Çınar- cık-Yalova hattındaki tanh boyunca Istanbul'u etkileyen fay da budur. tstanbul kuzey sının fayı da morfolojik bir yapının kenandır, ama bir fay olup olmadığını bilmemektey iz. - Marmara'da Adalar'ın hemen güneyinde,Çınar- cık çukurundan geçen KAF'ın kollan bulunduğu ve bunlann tehditkâr olduğu savunuluyor... - Doğan Perinçek'in 1991 "de yaptığı çalışmada KAF'm en kuzey kolu olan ve lzmit Körfezi' nden ge- len fayın Marmara Denizi'nin kuzey kesımini kate- derek buradan Silivri'den Trakya havzasına gırdiği göstenlmiş. Trakya havzasındaki çökelleri katetmış- tir, ama bu fay burada susmuştur. Marmara Deni- zi'nin içindeki çukurluklan oluşturan çökeltilerKAF C/şümezsoy, lzmit depreminin ardından büyük bir Istanbul depremınin geleceği varsayımının bilimsel verilere dayanmadığını savundu. 17 Ağustos'taki büyük depremi yaratan Kuzey Anadolu Fayı'nın Çınarcık'ın hemen kuzeyinden tek hat halinde Istanbul'a 70-80 kilometre uzaklıktan geçerek Saros Körfezi'nden çıktığını belirten Prof. Üşümezsoy, bu mesafede oluşacak bir depremin, Istanbul'u ancak Gölcük merkezli son deprem kadar etkıleyeceğini belirtti. sisteminin ürünü ise Trakya'da bunun devamını gör- düğümüz biçımde pliyosen döneminde örtülmüştür. Körfezde ise körfezin Kuzey Hereke kenannda gör- düğümüz deniz tabanındaki faylar en üstteki tabaka- lar tarafından 500 bin ile 1 milyon yıl öncesi uzunje- olojık zamanlarda örtülerek sönmüştür. 5 milyon yıl önce oluşan bu faylar KAF ile birlikte oluşmuş olsa bile artık sönmüş kesimlerdir. - Gerçekte aktif olan fayın konumu nedir, size gö- re? -KAF'ın aktif kesimlen, bugünkü canlı sismik ve- rilerde de görüldüğü gibi Armutlu-Kapıdağ Yanma- dası'nın kuzey kenanndan Şarköy'e girip oradan Sa- ros sistemine girmektedir. Burada ikı tane varsayım- - Aktif fayuı yeri konusundaki kanıtiannız neler? - Marmara Bölgesı üç bloktan oluşuyor. Bir tane- si Istanbul bloku, ikıncisi Armutlu-Kapıdağ Yanma- dası ve Biga Yanmadası olmak üzere Kuze> batı Ana- dolu kuşağıdır. Üçüncüsü. Istranca-Trakya kuşağı. Bu üç kuşak jeolojik zamanda birbirlerine süturlan- mıştır. Bu üç kuşak arasında en zayıf bölge, Istanbul bloku ile Armutlu-Kapıdağ bloku arasındadır ve KAF bu zayıf bölgeden geçmektedir. Oysa Istanbul bloku içinde KAF'ın aktif kollanndan hiçbiri yoktur. Bu kollar sürekli güneyde yer almaktadır. Bu anlamdada lstanbul bloku hem çok rijit ve deprem dalgalannı hızlı yayan palozoik kayalanndan, kuvarsit. kireç ta- şı, kum taşı gibı kayalardan oluşmuştur hem de bu Atina'daki depremden dolayı etkinlikleryapüamayacak Maria Faranduri ardım konserleri iptal(stanbul Haber Senisi - Deprem felaketine uğrayan yurttaşlara yardım amacıyla Yunanistan Genel Emek Konfederasyonu (GSEE) ile Türk-tş, DİSK, Hak-İs ve KESK konfederasyonlannın ortak bir dayanışma içinde düzenledikleri etkinlikler dün Yunanistan'ın başkenti Atina'da meydana gelen deprem nedeniyle iptal edildi. Atina'nın ünlü Anayasa Meydanı ve Harbiye Açıkhava Tiyatrosu'nda, "Yıkılan yuvalan, yaralanan bedeoleri, kınlan ıımutlan Ege'nin iki yakasından bir kucak sevgi ile saraum" sloganıyla verilecek konserler ileri bir tarihe ertelendi. Türkiye ve Yunanistan emekçilerinin depremzedelerle dayamşma konserlerinde Tûrk ve Yunan sanatçılar Zülfii Livaneli, Mflds Theodorakis ve Maria Faranduri aynı sahneyi paylaşacaktı. Yunanlı sanatçı arkadaşlan Theodorakis ve Faranduri ile birlikte konser vermeye hazırlanan Livaneli. Atina'daki depremin ardından yardım konserlennın iptal edildiğıni ancak ileri tarihte yapılacağmı belirtti. Zülfü Livaneti dan hareket ederek. İTÜ'deki arkadaşlann kurdukla- n model her yıl değışmekte ve değişmenin temelin- de ise gözlemsel veriler değil daha çok spekülatif varsayımlar yer almaktadır. Üstelik bir sonraki mo- del, bir öncekini inkâr edecek biçimde olmaktadır. Modelin dayandığı olgu ise çok hipotetiktir; bir çu- kur. 1250 metre derinliğındekı Çınarcık çukuru je- olojik olarak birkaç alternatiften oluşmuş. olabilir. a- ma bu çukur içindeki aktif fay olduğu ileri sürülen bölgede de herhangi bir sismik aktivite gözleneme- mektedir. yapılarkendi içinde aktif kınk zonlar olmadığmdan deprem için zayıf bölgeler oluşturmamaktadır. Trak- ya'daki metamorfik blok ile lstanbul arasında ise ta- rihten kalan bir kuşak vardır, ama bu palozoik ve me- zozoik dönemde kaynaşmış olması nedeniyle orada aktif bir fay kuşağı yer almamaktadır. - Ortalama derinliği 150-200 metre olan Marmara Denizi'nde 1250 metre derinliğe ulaşan Çınarcık çu- kurunun, aktif faylann ürünü olduğu söyleniyor-. - Kuzeyde görülen fayın yennin bile depremden sonra değiştirilmesi ve "Denizin 1250 metre derinü- ğindekiçukurun basinlermde bu fayuı koDan vardır* diye bir model kurulması ne derece inandıncıdır? Bunun inandıncıhğını zorlayan diğer bir etken de KAF' ın lzmit Körfezı'nde yarattığı ana kolun derin- liği en fazla 150 metrelik bir çökeltiyken. burada yan kol olarak görülen bu fayın, yani kuzey sınır faylann oluşturduğu derinliğin ise 1250 metre olarak göste- rilmesidır. Bu ise tektonik ve jeolojik olarak anlamı olmayan bir modellemedir. Bu çukur aslında sedmentlerle dolduğu için çok da- ha derindir. Körfez içinde 200 metreye inmeyen ana kola karşılık hemen bunun içinde dayandıklan yegâ- ne metrik ven Çınarcık basıninin oluşturduğu bati- metrik haritadır. Uzunluğu 40 kilometre olmayan bir fayın 1500 metrelik bir atım yaptığı öngörülmekte- dir. Bu fayı geçmişte Barka, kuzeydoğu gidışli fay- lann arasına düşey faylar olarak koyarken. bugün dü- şey komponentı olan doğrultu atımlı faylar olarak koymuştur. Bunun mantığı da tektonik olarak müm- kün olmayan bir veridir. -Neden? - 40 kilometre uzunluğu olan ve > ankol olarak gös- terilen bu fayın 1000 metrelik bir atım yapabilmesi tektonik olarak mümkün de- ğil. Barka'nın modelmde KAF üzerinde bir faydan di- ğer faya hareketlerın olduğu, San Francisco'da olduğu gibi modellenebilır. Ama iki fa- yın birbirine göre yıllık hare- ketini ve faylardaki bılinen cıddi deprem kayıtlannı. fay çözümlerinı bilmemiz gere- kir. Oy sa böyle bir sistemden kalkıp, diğer sistemdeki fayı hareket ettırebilmemiz için, yani 250 yıldan beri hareket olmadığına göre hareket ola- cak diyebilmek için fayın atım tipini de bilmemiz la- zım. Normal doğrultu atımlı bir fay diğer doğrultu atımlı fay- lara güç verebilir, ama bura- daki sistem tam tersı dönü- yor ve 1000 metrelik düsey atımlı bir faya düşüyor O halde 4 metrelik doğrultu atımlı olan bir fay sistemi, birdenbire 1000 metrelik dü- şey atımlı bir fay sistemine mekanik olarak da güç taşı- yamaz. Yani itme gücünün düşme gücüne dönüşmesi mümkün değil. Bu da basit mekanik hatadır. - Bu büyük çukurluğun oluşumu nasıl gerçekleşti o zaman? - Burada oluşan parametre Çınarcık basinimn daha önce Marmara'nm içindeki Şar- köy'ün hemen güneyindeki çanaklarla biriikte daha ön- ceki Ege tektonığine bağlı gerilme tektoniğı ile oluşmuş çökuntü alanlan olması mümkündür. Bu, Hellenik direnci 11 milyon yıldır olan bir gelişme. Bu anlamda da bu basinlerin oluşturduğu ça- naklara Kuzey Anadolu Fayı sınır yaratmıştır. Kuzey Ana- dolu Fayı 5 milyon yıldan be- ri buraya gırmıştir. Daha ön- ce var olan bu çanaklan sınır- lamış olabilir. ama bu çanak- lan yaratmış olması tektonik olarak olanakh görünme- mektedir. Burası çok önem- li... Bu basin bu eski faylann ürünü olarak Trakya Havzasf nın devamı biçiminde çökmüş olabilir, ama bu da aktif değıldir. Pliyosen tarafından örtülmüş fay- lar kuzey aktif olağan faylar değildir. Bunlar birkaç milyon yıldan beri aktif değildir. Bu halıyle burada aktif olmayan bir fayı aktif faya bağ- lamakjeolojik olarak büyük bir çelişkidir. Üstelik de aktif olup olmadığını bilmediğimiz bir sistemde fay uzun zamandır hareket etmedi diyerek 4 metrelik bir atım beklememiz bilimsel bir tavır değildir. Deprem tehlikesini söyleyebilmek hiç mümkün değildir. TÜBA ve Avrupa Akademisi üyesi Prof. Şengör, bazı meslektaşlannın aksine daha karamsar tablo çiziyor ^Istanbul'da depremîn eli lodağında'lstanbul Haber Senisi -İTÜ Maden Fa- kültesi Jeoloji Bölümü Ögretim Üyesi, TÜBA ve Avrupa Akademisi üyesi Prof. Celal Şengör. Prof. Aykut Barka'nm kur- duğu modellerin İzmit depreminde doğ- rulandığmı söyledi. Eldeki verilerin Kuzey Anadolu Fa- yı'nın (KAF) üçe aynldığını söylemek için yeterlj olduğunu ifade eden Prof. Şen- gör, u Denizalnndakiyansımalı sismik ve- riler çok açık biçimde bu faylan gösteri- yor. Bizim derdimiz. şu anda hangisi ak- tifn'r. onu bulmak. Ama bunlann meveu- diyeti tabak gibi açıkür" dedi. Şımdi MTA ve İTÜ'nün. bunlann çok sağlıklı olarak haritasını çıkarmak ama- cıyla ortaklaşa araştırma yürüttüklenni belirten Prof. Şengör, araştırmanın İTÜ Maden Fakültesi Dekanı Prof. Naci Gö- rür'ün liderliğinde yapıldığını söyledi. Araştırmanın bir ayağının Gambrıdge Üniversitesı, bir ayağının ÎTÜ, bir ayağı- nın da MTA olduğunu belirten Prof. Şen- gör şöyle devam etti: •*Faylar çok açık bir şekilde göriilüyor. Bufayın üzerinde hiçbir görüş aynlığı yok. TarihseldepremsellLğe bakınca, 1509 dep- remi Bolu ik Gelibolu arasım bir seferde kırmış. Korkunç bir deprem olmuş. Bü- yüklügünü 8 olarak tahmin ediyoruz. ts- tanbul'da bin ev yıkılmış. Padişah Edir- ne'ye kaçmış, 5 bin insan ölmüş, Gelibolu dümdüz olmuş. Bursa'da. Bolu'da hasar olmuş. 1754'te lzmit kınlmış. 1766da İs- tanbuTdanTekirdağ'a kadar büyük hasar olmuş. tki ay sonra Gelibolu dümdüz ol- muş. Fayın kuzey kolu üç parça halinde ça- hşıyor. Şimdi soru şu: Bundan sonraki depremde ne olacak? Şimdi İzmitgittL Bu demektir|d Izmit'in boşaltuğı gerilme bu- rada birikti. 1912"de Gelibolu boşakh. De- mek ki bunun önü açık. Arkadan itme var, ama önü açık. Şimdi acaba Bolu-Getibo- lu arası olduğu gibi mi gidecek yine? Ta- rihsel depremlere baktığımızda her 250 ydda bir büyük bir deprem olmuş. Bolu ile Yakjva arası, tstanbulik Tekirdağ arası,ts- tanbul ile Gelibolu Yanmadası'run ucu. Üç büyük parça: bu üç büyük parça ba- ğımsız sallanmışlar. Bir tek 1509 depre- minde üçü bir aradagitmiş. tekseferde kı- nlmış. Burasımn tstanbul parçasını yükleme- si: Bolu-Yalova arasuun 1754'te yükledi- ğini görüyoruz. tstanbul-Tekirdağ arası 1766'da kınlmış. Tekirdağ-Gelibolu arası iki ay sonra kınunış. Şimdiki durumda ise oıtadakialandır. Şimdi250yılda bir Istan- bul'dabüyük deprem oluyor. 1766'dan be- ri büyük bir deprem olmamış. tstanbul 1894'te >ıkılnnş. ama 1766 gibi muazzam bir yıkım değil. Şimdi biz, 1766'dan sonra İstanbul'da depremin eli kulağmda diyo- ruz." Prof. Şengör. Kuzey Anadolu Fayı'nın kuzeydeki, Istanbul'a daha yakın olan kollanndan hangisinin aktif oiduğunun ve diğer iki kolun rolünü ortadakine bıra- kıp bırakmadığının tartışmalı olduğunu söyledi. Sismik hareketliliklerin yerini çok hassas olarak ölçmenin mümkün ol- madığını belirten Şengör, ancak Adalar'ın güneyinden geçen bir fay bulunduğunun çok kesin olduğunukaydetti. Üstelik Prof. Şener Üşümezsoy'un aksine. oralarda ke- sin olarak 4"ten büyük sismik hareketli- liklerin kaydedildiğini aktardı. Depremin zamanı ile ilgili olarak Prof. Şengör."Bu,üçayiçindedeolabilir. Sınır- lar ekstrem. 3 ay ile 30 yıl. Benim tahmi- nim ise 2 vdfle10 >ıl arasında" dedi. 147 ögretim üyesi hazırladıkları deklarasyonla Sağlık Bakanı osman Durmus a tepki gösterdi Sağhk Bakanı Osman Durmoş tstanbul Haber Senisi - tstanbul Tıp Fakültesi ögretim üyeleri, deprem sonrasında Sağlık Bakanı Osman Durmuş'un davranışlannı onaylamadıklannı bildirdiler. 147 ögretim üyesi tarafından imzalanan deklarasyonda, Durmuş'un açıklamalannın hekimlik mesleği onuruyla bağdaştınlamadığı vurgulandı. lstanbul Tıp Fakültesi anabilim dalian başkanlan, Sağhk Bakanı Osman Durmuş'un ve bazı yetkililerin davramşlannm fakülte mensuplannca tasvip edilmediğini açıkladılar. Ögretim üyeleri tarafından hazırlanan deklarasyonda, ülkemizin karşılaştığı büyük felaketin pek çok devlet tarafindan paylaşıldığı ve siyasi sorunlar bir kenara bırakılarak yardıma koşulduğuna dikkat çekildi. Bu ginşimlerin ulusumuz tarafindan tasvip gördüğünün dile getirildiği ve Durmuş'un açıklamalannın hayretle karşılandığı \iirgulanan deklarasyonda şöyle denildü: " Basta Sağbk Bakanı olmak üzere bir kısım yetkililerin değişik bir tutum içinde olduğu ve bu insancıl yardımlara ihriyacımız olmadığı şeklinde beyanlan, Türk kamuoyu, Türk basını ve biz tstanbul Tıp Fakültesi ögretim üyeleri tarafindan hayretle karşdanmış ve Sağlık Bakanf nın da mensubu olduğu doktorluk mesleğinin onunı ik bağdaştırılamamıstır. Aynca. bu gereksiz da\ ranış ve beyanlann deprem yörelerinde fedakârane çahşan Türk sivil yardım dernek ve kurumlanm rencide erriğini ve deprem yaralarunızm sanlması için yapılacak olan ekonomik yardımı ve uluslararası ilişkikrimizi de olumsuz yönde etkikyeceği görüşlerimm Türk kamuoyuna saygılarınuzla arz ederiz." Deklarasyonu lstanbul Tıp Fakültesi'nden 147 ögretim üyesi imzalarken izinli olanlann dışında bir kişi metne katılmadığını belirtti. HAFTAYA BAKIŞ AHMET TANER KIŞLALI Esintiler llhan Selçuk'un "Yıkılanlartn Değeri?.." yazısı beni geçmişe götürdü. Varşova'da resmi gezideydim. Eski Varşova'yı yürüyerek geçmiştik. Saraylan, konaklan, müze- leştirilmiş yapılanyla, eskinin güzelliği, bütünlüğü "olduğu gibi" korunmuştu. Derken bizi bir salona alıp, yirmi dakika kadar süren bir belgesel film izlettirdiler. Hrtler'in Polon- ya'daki Nazi güçleri başkomutanına yolladığı bir telgraf emri ile başlayan bir belgeseldi bu: "Varşova'yı hahîadan silin!" Alev makineleri ile yakılan binalar. Dinamitlenen kalıntılar. Sanki bir bilimkurgu izliyor gibtydik. Çün- kü o yerle bir olduğunu gördüğümüz yerlerden az önce geçmiştik. Olduklan gibi duruyoriardı. Filmin ilk bölümünü Naziler çekmişti. Gerisini ise Polonyalılar. Varşova'nın kurtuluşu. Ülkenin dört bir yanına dağılmış olan Varşovalıların eksi 27 derece so- ğukta geri dönüşü. Planlamacılann "modern bir kent" kurma önerilerine karşı halkın direnişi. Ve ta- rihsel kentin, taş taş üzerine konularak, "eskinin tıpkısı" olarak, yeni baştan kuruluşu. Gerçek "milliyetçiliğin" ne olduğunu anlatabil- mek için, o filmin bizim TV'de de gösterilmesini is- tedim. Getirttik. Tam o sırada hükümetten aynltn- ca, Sayın Demirel'in MHP destekli "milliyetçi" ik- tidarı engelledi. * • • Yıkılanlann aynısını yeniden mi yapmalıyız? Kuşkusuz ki, hayır! Çünkü bizımkiler ne eski ne degüzeldi. Biz yıkılan kentlerimizin daha sağlamını ve gü- zelini yapmalıyız. Depremi, yanlışın ve çirkinin dü- zeltilmesi için bir fırsat saymalıyız. Ne öneriyordu Özgen Acar geçenlerde? Yıkılanlann yerini bina ile doldurmamayı.. Park- lar ve spor alanlan yapmayı.. Beton yığınına dö- nüştürülmüş kentlere nefes aldırmayı... özgen Acar'ı bir sabah da TV ekranında gör- düm. Topkapı Sarayı'ndaki hırsızlık olayı idı konu. Ta- rihsel degerlerin gönüllü savunucusu olarak konu- şuyordu. Bir yanda birkaç bekçi ile korunmaya çalışılan, dünyanın en göz kamaştıncı müzelerinden birisi.. Öte yanda, her yıl bol keseden dağıtılan binlerce "imam" kadrosu... Deprem bazı konularda, topluma ve devlete bir "şok tedavisi" işlevini görüyor. (Tıpkı kalbi duran bir hastaya elektrik verilmesi gibi.) Acaba Topka- pı'daki soygun da, devletteki bir başka çarpıklığın giderilmesi yolunu açabilecek mi? • • • Futbol bugünkü esintilerin iç açıcı tek durağı ol- du, Ümitler maçındaki sevincimizı, edepsizleşen i- ki futb»olcumuz gölgeledi. Beğenilmeyen her ka- rarında hakeme el kol hareketleri yapan, uzanan dostluk eline tüküren, kazanılan maçtan sonra ra- kiplerini kendi seyircisi önünde dövmeye kalkan iki utanç kaynağı... Teknik direktörün ve federasyon başkanının sert tepkileri tesellimizdi. Ama asıl teselliyi ertesi günü Mustafa Deni2li'nin çocuklan verdiler. Ve o güzel sonuç, bana bir "günah çıkarma" fır- satı da yarattı. İki yıl kadar önceki hazırlık maçlan sırasında Sa- yın Denizli'yi eleştirmiştim. Hatta istifaya çağır- mıştim. Zaman onun haklılığını ortaya koydu. Üstelik de Fatih Terim'in milli takımın başın- dayken gösterdiği korkaklığın yerini yürekli, bol gollü bir futbol aldı. Gönülden kutlamak da, bizim için bir "vicdan borcu" oldu. Yanlışını kabul etmek insanı güçsüzleştirir mi, yoksa ona duyulan güveni mi arttınr? Bazı "bü- yüklehmiz" güçsüzleştıreceğine ınanıyoriar. Ben ise ikincisine... Herkesin gördüğü bir yanlışın doğru olduğun- da diretmek ne anlama gelir? Halkı aptal yerine koyduğunuz anlamına mı, yoksa kendinize güveniniz olmadığı anlamına mı? Kitle orgütleri birlik oldu Deprem îçin Sakarya Koordinasyonu ADAPAZARI (Cumhüriyet) - Büyük depremden son- ra kentte bir araya gelen demokratik kitle örgütlerinin oluşturduğu "Sakary a İçinDeprem Koordinasyenu". dep- remzedelere teknik. psıkolojik, sosyal ve hukukı konular- da yardımcı ounaya çalışıyor. Ancak deprem sonrası yar- dım ve kurtarma çalışmalannda yetersiz kalan devktin, şimdi söz konusu koordinasyonu engellemeye çalıştığı ileri sürüldü. Koordinasyon üyelen. her konuda yardımcı olmaya yönelik girişimlerinin gen çevrildiğıni belırttiler. TürkMühendis ve Mimar Odalan Bırlığı (TMMOB), Türk Tabipler Birliği (TTB), Eczacılar Birliğı. Kamu Emekçileri Sendikalan Konfederasyonu (KESK). İnsan Haklan Demeği (tHD), Orta Doğu Teknik Üniversitesı (ODTÜ) gönüllüleri ve yerel gençlık ınisiyatıfinden olu- şan "Sakarya İçin Deprem KoordinasyomTnun gönüllü- leri, gelen yardımlan kamyonlarla dağıtmak yerine de- poluyorlar. Gönüllüler evleri tek tek dolaşarak ihtiyaçla- n beîirliyorlar. Bu depolama yöntemiyle hem depremze- delerin uzun sıralarda beklemelerine gerek kalmıyor hem de ihtiyaçtan fazla ürün alınması engelleniyor. TMMOB üyeleri bir yandan binalarda teknik kontrolleri yaparken biryandan dapsıkologlar rehabilitasyon çalışmalannı sür- dürüyorlar. Kitle örgütlerinin oluşturduğu koordinasyo- nun, Adapazan Serdivan'da çadırkent kurma çalışmalan da devam ediyor. TMMOB'den Haüm Karan. adlı sorunlarda teknik bı- lirkişi oluşturulması ve çadırkentlerin oluşumunda yer se- çimi gibi konularda yardım önerilennin reddedıldiğini vurguladı. Bunun üzücü bir durum olduğunu belirten Ka- ran, yurttaşlann ise Bayındırlık Bakanlığı'nın Karayolla- n'ndan ve DSl'den getirdiği mühendislere gü\enmeme- leri nedeniyle TMMOB'ye başvurduklannı bildirdı. Mev- cut yaşam şartlan arasında 'görühneyen', ancak 'en fay- dan' işin 'bina kontroDeri' olduğunu belirten Karan. söz- lerini şöyle sürdürdü: "Devleti idareedenlerin ban zaaflan var. TMMOBbay- rak çekebilir. diye düşünüyorlar. Bay rak çekmeye niyeti- miz yok. Bir şeyler bozmaya değil sadece yardım etmeye geldik. Zaten yasal bir kuriıluşuz. Okullan incelemek için Milli Eğitim Bakanlığı'na baş> urumuz da rcddedildi."
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle