29 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 EYLÜL 1999 ÇARŞAMBA OLAYLAR VE GORUŞLER 15 Mayıs 1919: Metropolit Âğlıyordu-1 Hüsnü A. GOKSEL 0 zmir limanında demirlı bulunan I devriye gambotu "Hınr Reis"in nöbetçi subayı Deniz Üsteğmen Hasan Efendi, 6 Mayıs 1919 gü- nü. geminin seyırdefterine şu no- tu yazdı: "Piyemonte ttalyanKru- vazörü hareket erti. İki Amerikan savaş gemisi daJgakıran önünde demirledi.'' Bu ikı satınn içeriğini açıklamak için biraz gerilere gıtmek gerekiyor. Italya ttilaf Devletleri safinda savaşa girmeden önce. 1915 Nisan ayında yapılan Lond- ra Antlaşması ile Itilaf Devietleri, Türki- ye'nin yenilip parçalanması durumunda. Antalya \e çevresinden ttalya"ya toprak verilmesıni kararlaştırmışlardı. Büyük Britanya Hükümeti, Yunanistan'a da ay- nı vaatte bulunmuştu. Ancak savaş son- rası paylaşımında kendisinden gizli pa- zarlıklar yapıldığını öğrenen Italya, da- ha fazla pay istemeye başladı. Bu istek- ler içinde, Adriyatik kıyılannda Fiume. Ege'de Izmir vardı. 2 Mayıs 1919 günü Jtalyanlar Fiume'ye bir savaş gemisi, İz- mir'e küçük bir filo gönderdiler. Bunun üzenne Ingiltere Başbakanı UoydGeor- ge, ABD Başkanı VVilson'a şu telgrafı gönderdi: "Mr. Yenizelos'tan aldığun bir haber, Yunanlılara karşı vıldırma politi- kasına yeniden başlayan Türkkrin ttal- yanlarla Anadolu konusunda bir anlas- maya vardıklannı göstermektedir. Mr. Venizelos İzmir'e bir savaş gemisi gön- dermemia istiyor. Kendisi de bir savaş gemisi göndermeyi ÖDeriyor. Benim görü- şüm üçümüzün de îzmir'e birer savaş ge- misi göndermemiz gereği yönündedir." Başkan VVIlson sert bir yanıt verir bu telgrafa: "Ben en büyük kruvazörümûz olan George \\ashington'u gönderebfliriın. Ancak. bu çok kötü bir sonuç verebilir ve bu sonucun savaş obnasını hiç istemem." 5 Mayıs 1919 günü lstanbul Garnızon Komutanı Korgeneral Wilson, hüküme- tine Italyanlann Güney Anadolu'da ken- di işgal bölgelerini genişlettiklerini, Iz- mir'i de işgal niyetinde olduklan bilgi- sini verir. Ertesi gün Lloyd George, Baş- kan VVilson'dan. "İtalyanlar Anadolu'yu elkrine geçirirlerse kendilerini oradan ÇH karmaıun zorolacağT gerekçesi ile bu- nu önlemek üzere Yunan ordusunun lz- mir'de karaya çıkmasına ızin vermesini ıster. Bu istek onaylanır. ChurchiD.anılannda "VVflson.Oemen- ceau. Lloyd George ve Venizelos gibi ni- telikli devlet adamlannın böylesine bir aceleyle. böyle vanlış bir işe nasıl giriştik- lerini, bugüne kadar anlamış degüim" dı- yor. Biz yine "Hızır Reis"e dönelim. Seyir defteri, şu notlarla sürüyor: 9Mayısl919:"85Numarat"ingilız destroyeri limana demirledi. lOMayıs 1919: Dört bacalı Amerikan kruvazörü limana demirledi. Yunanlıların "Limııos'' zırhhsı limana demirledi. 11 Mayıs 1919: Bir Amerikan dretno- tuyla dört muhrip ve bir Ingiliz destro- yeri gelip limanademirledi. Düşman kuv- vetleri toplaşıyorlar. 12 Mayıs 1919: Bir Ingiliz kruvazörü limana demirledi. 13 Mayıs 1919: Bir Ingiliz dretnotu dalgakıran önüne, öbürü limana demir- ledi. 15 Mayıs 1919 Perşembe günü Izmir'de hava açık ve güzeldi. Kolordu Başheki- mi, Kaymakam (Yarbay) Doktor Şiikrü Bey daha bir iki ay önce lstanbul'dan ya- nına aldırabildiği eşi, kızı ve iki oglu ile kahvaltı yapıyordu. Tedirgindi-, huzur- suzdu. Bir gün önce Amiral Cahhrope Iz- mir Valisi'ne ve Kolordu Komutara'na ver- diği ikinci notasmda, "Mondros Müta- rekesi'nin Yedinci Maddesi gereğiııceYu- nan askeri birtikJerinin, İtflaf Devte&ri adı- na, 15 Mayıs 1919 günü sabah 07.00'den itibaren tzmir'i işgale başlayacaklannı. esef verici olaylara meydan vermemek üzere Osmanlı kıtalannın ofchıklan yer- de kalmalannıJ* bildirmışti. tki gün ön- ce de 13 Mayıs öğleden sonra papazlar, Rum ve Yunanlı gazeteciler, cemaatin bütün üyeleri ve mahalle heyetleri Met- ropolithane'de olağanüstü bir toplantıya çağnlmışlardi. Halk Ayafetini Kilise- si'nde toplanıyordu. Saat 04.00'te Yu- nan Konsoloshanesi'nden Mavrudisge!- di ve Yunan Başbakanı \'enizekıs'un me- saj mı okumaya başladı: *Yunanistan, Ba- nş Konferansı tarafindan tzmir'i işgale me- mur edildi. Vsıriarca beklenen emelimiz gerçekleşmiştir.- Bu karar konferansı ida- reedenlerin vkdanında lzmir'in Yunanis- tan'a ilhakının yer bulmasından sonra verilmiştir..." Mavrudis heyecandan titri- yor, yanında duran Metropolit Hrisosto- mos âğlıyordu. Salonun içınden başla- yan "Zito" haykınşlan dalga dalga şeh- re yayılıyor, yerli Rumlar birbirleri ile kucaklaşıyordu. Dr. Şükrü Bey. o gün okul kamesini ala- cak olan büyük oğlu Muammer'ı de ya- nına alarak, kapının önünde bekleyen fayton arabası ile Konak'taki San Kışla'ya. görevinin başına gitti. Ondan aynlan Mu- ammer okuluna gittiği zaman "TerfH Umumi" ilan edildiğini, yarti herkesin sınıfını geçtığini öğrendi. Karne falan verilmiyor, öğrenciler hiç bekletilmeden evlerine gönderiliyordu. Bunu babasına bildirmek için kışlaya gittiğinde, babası- nın odasında Kolağası Hüseyin Necati Bey'in oglu ve kendisüun yakın arkada- şı olan "KamiTi gördü, yarah idi. Kamil de o gün karnesini alacaktı. Babası ilebir- likte kışlaya gelirlerken Yunan işgal kuv- vetlerinin Efzun taburu yollannı kesti. Kolağası Hüseyin Necati Bey süngülene- reköldürüldü. Babasının ölüsü üzerine ka- panan oğlu Kamil de sırtından süngülen- mişti. Şükrü Bey oğlunu hemen eve gön- derdi. O sabah erkenden, limanda bulunan Averof ve Limnos harp gemilerinin de- niz piyadeleri hazırlık için karaya çıktı- lar. Midilli'deki Birinci Yunan Tümeni'ni getiren nakliye gemileri saat yediye doğ- ru körfezin ağzında görüldüler. Saat 08.40'ta Tümen Komutanı Albay Zafi- riu'nun planı uyannca birlikler karaya çıkmaya başladılar. Ilk olarak Syria ge- misi nhtıma yanaştı. Çavuş Elefterios KatsuBs, geminin yanaşmasını bile bek- lemeden karaya atladı ve Türk toprağına ilk ayak basan Yunan askeri olarak çok alkışlandı. Efzun alayının birinci taburu, tantanalı birtörenle tanir Metropolit'i Hri- sostomos tarafindan takdis edildi, Met- ropolit Yunan bayrağını öptü, tuz serpti, sevincinden âğlıyordu. Onbinlerce yerli Rum, çıkanları Yunan bayraklan ile çi- çeklerle, alkışlarla,m vto" bağnşlan ile se- lamlıyordu. Yürüyüş kolu, önde alay san- cağı ve koskoca bir Yunan bayrağı ile Kordon boyunca. Hükümet Konağı, Kış- la, Güzeryalı yönünde, Karantina'ya doğ- ru yürüyüşe geçti. Hükümet Konağı'nda Türk bayrağı indinlmiş. yerine Yunan bayrağı çekilmişti. Yürüyüş kolunun baş tarafı kışla hizasuıı geçip tramvay yolu- na saptıktan sonra birtabanca sesi duyul- du. Gazetecı Hasan Tahsin Bey. Kurtu- luş Savaşı'nın ilk kurşununu ateşlemiş- m û. Efzun Alayı'nm sancaktan devrildi. Ha- san Tahsin Bey'in hemen oracıkta sayı- sız süngü ve kurşunla delik deşik edilen ölüsü denize atıldı. Efzun taburu mevzi- lenerek kışlayı tüfek ve makineli tüfek- lerle taramaya başladı. Bir süre sonra Ko- lordu Komutanı An' NadirPaşabüyük bir sınğın ucuna bağlanan bir muhabere bay- rağı ile kapıda göründü. Kolordu teslim oluyordu. Ali Nadir Paşa sonradan olayı şöyle an- latıyor: Kışla kapısına çıkar çıkmaz as- kerlik ve hükümet şeref. haysiyet ve na- musunu ayaklar alüna aian hakaretlere baş- ladılar. Bizzat ben de dahil olduğum hal- de, subaylar süngü ile dipçikle dövülerek kalpaklan alınıp yırtıldı, çiğnendi. Para- lan, saatleri, yüzükleri, tabancalan türlü tahkir ve küfürlerle ellerinden alındı, ka- fıle elleri yukarda olmak üzere "Zho" dı- ye bağırtıhyordu. Kalpaklannı verme- dikleri ve "Zıto" diye bağırmadıklan için Kolordu Askerlik Dairesı Başkanı Kur- may Albay Sükynman Fethi Bey, Kurbay Albay Ali Bey, Kolordu Başhekimi Yar- lfclüi .J-..-. bay Şükrü Bey. Kurmay Başkan Vekili Binbaşı Abdütanedt Bey, süngü darbele- ri ile şehit edildiler. naaşlan denize atıl- dı ve bir daha hiç bulunmadı. Nonnan Davies, 1997'de uluslararası "best seDer" olan "Europe" başlıklı ta- rih kitabında bu olay için şunlan yazıyor: "Son Osmanlı ParİamentDsu anlaşmayi onaylamayınca Paris'teki Müttefikler Yüksek Konseyi, Yunanistan'ı Anado- lu'da düzeni sağlamay a davet etti. Onlar bunu gerçekleştiririerken Kemal Paşa'yı hiç hesaba katmamışlardL7 " Aradan üç yıl geçmış, 1922 Temmuz ayına gelinmişti. Bu süre içinde her ne ka- dar Türk ordulan ikisi Inönü'de, biri de Sakarya'da olmak üzere üç meydan sa- vaşı kazanmışlarsa da Yunan Ordusu to- parlanıp ilerliyordu hep. Polath'ya ka- dar gelmişlerdi. Top seslerinin işitildiği Ankara'da Meclis'in ve Hükümet'in Kay- seri'ye taşınması tartışılıyordu. Bu üç yıl içinde ttilaf Etevletlen birkaç kez taraflara ateşkes ve banş önerilerin- de bulunmuşlardır. Bunlar Türklerin sa- vaş gücünün tükendiği varsayımı ve Yu- nan ordusunun planlanan amaca eriştiği inancı ile yapılan girişimlerdir. 4 Eylül 1922 tarihîi olan sonuncusu ise bozguna uğrayan Yunan ordusundan kalanlann canını kurtarmak için önerilmiştir. Tür- kiye bunlann hiçbirine olumsuz yanıt vermemiş olmakla beraber, öne sürdüğü vazgeçilmez koşullar nedeni ile bir sonuç sağlanamamıştır. Bunlann aynntılanna girmek bu yazının kapsamı dışında ka- lır. Ancak Atatürk'ün 5 Temmuz 1921 gü- nü Itilaf Kuvvetleri Başkomutanı Gene- ral HarringtDn'un "askerce konuşahm" içerikli mektubuna verdiği yaruttaki şu sa- tırlar bu vazgeçilmez koşullann ne oldu- ğunu açıkça gösteriyor: "Ulusal istekle- rimiz sizce bilinmektedir. Liusal toprak- lanmızm baştanbaşadüşmanlanmızdan kurtaniması ile llusal Antsınırlannuziçin- de, siyasai maliye, iktisat, askerlik. ada- let ve kültür yönlerinden tam bağımstdı- ğunız ilke olarak kabul ediliyorsa görüş- melere hazırolduğumuzu bUdiririm." Bu koşullar 20 Ekım 1921 'de Fransa ile im- zalanan Ankara Anlaşması'nın da teme- lini oluşturmuştur. Lozan'da ödün veril- meyen bu koşullardan Türkiye Cumhu- riyeti doğmuştur. Cumhuriyet'in 76. yı- lının içinde, Cumhuriyet Hükümeti'nin can kurtaran simidi gibi sanldığı "Tah- kim Yasaa" bibnem ki bu bağımsızhk ko- şullannın arasına nasıl sıkıştınlabilir? Yoksa bu "tahkim'', Lozan'da LordCur- zon'un tsmet Paşa'ya söylediği "Her is- tediğiniakün,ama yann para istemeye gei- diğinde, bu aldıklannın hepsini teker te- ker geri vereceksin" sözlerini mi doğru- luyor? Sakarya utkusundan sonra aylar geç- tiği halde, ordunun bir eylem göstereme- miş olması dış ülkelerde olduğu gibi, Türkiye'de, hafta Büyük Millet Meclisi içinde de birçok kişiye Türkiye'nin sa- vaş gücünün tükendiği, askerlik yerine, siyasal çözümler arama zamanmın gel- diği inancuu veriyordu. Başbakan Rauf Bey bile, sık sık gizlice soruyordu Ata- türk'e: "Hiç otmazsa gerçek durumu ba- na söyle. Ordu ne durumdadır? Gerçek- ten sakünva geçemeyecek mi?" Ordunun savaş gücü olmadığı konusun- da, muhalefetteki tkinci Grup milletve- killerinin 19 Temmuz 1922 günü Milli Sa- vunma Bakanlığı Bütçesi'nin konuşuldu- ğu gizli otunımda söyledikleri bazı söz- ler, ordunun savaş gücü olmadığı konu- sundaki düşüncelerini açıklamaya yeter. Büyük Utku'dan sadece 40 gün önce bu söylenen sözler tarihin yargısına bırakıl- dığı için, burada konuşanlann adına de- ğinmeden birkaç örnek vereceğim: "Bir de kumanda beyetinebakınızefendüer. Bu haör meselesi degildir. Çünkü beş yüz mihon lira erimişrir. Kral Konstantin Haçlı Komutanı gibi Lzmir'de karaya çık- b. Lşak'a geldL 10 Temmuz'dataarruzyap- ü. Müstahkem mevzüerdtn ordumuzu geri atölar. Fakat ne oMu ? Kral Konstan- tin'e bir zafer sağtandı", -Hiçbir şey ka- zanmadık. Komuta Heyeti ve Genei Kur- mav bu hatayi vapn. İlkenin önemli top- raklan ayak altinda kaldı. Meclis'in az- mi ohnasavdı. düşman belki Kızdırmak'ta büedövüşecekti". "Sakarya Savaşı sonuç olarak ne verdi? Yunan ordusu köyleri- mizi yakıp, sapasağlam çeküipgitti. Mec- lis'in kendisine komutanlık verdiği zat o zaman, düşmanı iki yandan sıktşnnyo- ruz, nerdeyr seatacağediyordu.Ortada hiç- bir şey yoktur. Yaz geldL kış da gelecek, yine bir işyapılnıavacaknr". "EUibeş, mil- yon lira istiyorlar. Bu ordu böyieon ay kal- dıktan sonra bu parayi niçin verelim? Yu- nan ordusunun Se\ r hattmdan geri ceki- leceği zaten söyleniyor. Bize de böyle bir kanı geliyor. Böyle ise bu eüi mihonu ni- yeverelim?'", "Gerekiyorsa yüz müyon da veririz. Fakat bize vaat ediyortar mı ki bu yüz milyonu aldıktan sonra düşmanı iki ay içinde atacaklar". ™Bu ülkenin top- raklan daha ne kadar zaman dayanabi- lir bu orduyu beslemeye?". "*Ben vekâle- tini aldığım milletimin beş parasını ver- mem, ne olursa olsun", "Bu parayı aup ne yapacaklar? On dokuz ay adam mı besleyecekler vuni","Yine eski komutan- lar. yine eski Genetkurmay". "Anlaşüı- yor ki bizim komuta heyetimiz veĞe- nelkurmayımız bu badireyi gerek iktisa- dugerek askeri. başarmak için gerekenye- teneğe sahip degüdir." (Devamı yann). PENCERE Halc'SessizÇoğunluk'mu? Güngör Uras'ın 6 Eytül günü Milliyet'te yayımlanan yazısı şu başlığı taşıyordu: "Ekonomi çökmüş, ilgilenen yok!.." ' t Aynı gün Cumhuriyet'\eW\ köşesinde arkadaşımız Türkel Minibaş çöküntünün göstergelerini veriyordu: "Ekonomi son altıayda 'eksi 5.8'lik negatif büyüme gerçekleştirdi. Enflasyonda durum; toptan eşya fiyat- lanndakiyıllıkartış şimdiden yüzde 53.7, tüketici fiyat- Ianndayüzde65.4'eyükseldi. Yılsonundayüzde 75'e ulaşabilir. Bütçe açığı 9 katrilyon liradan 12-13 katril- yona tırmanabilir." 5 Eylül günü Cumhuriyet'ten bir de haber: "Türkiye Kamu-Sen Araştırma Merkezi'nin yaptığı hesaplamalara göre dört kişilik bir ailenin temel tüke- tim harcamalannı karşılayahilmesi için ayda 351 mil- yon gerekli..." • Peki, böyle bir ortamda muhalefet ne yapıyor? Bir bakıma Türkiye'de muhalefet kalmadı. Bu olgu- nun çeşitli nedenleri var. En başta siyasal partilerin hal- kın gözünde sıfırianması olgusu açık seçik yaşanıyor. Halk artık şöyle düşünüyor: - Başa o parti geçmiş, bu parti geçmiş, ne farkı var?.. Albirini, vur ötekine!.. Muhalefetteki Fazilet Partisi'nin iktidara geçmesi şimdilik olanaksız!.. Doğru Yol Partisi'nin lideri Tansu Çiller'in adı yalancıya çıktı. Meclis'in tümü son af ya- sasından sonra saygınlığını büsbütün yitirdi. Ülke IMF'nin avucunun içinde!.. Hangi parti hükümet kurar- sa kursun, bu tezgâhtan geçecek, değil mi!.. Öyleyse Türkiye'de umırt yok!.. Iktidar koşullan dışardan sap- tanıyor. • Üstelik "Bir ucu Hindistan sefaletinde, öteki ucu Hollanda refahında yaşayan" Türkiye'de ekonomi çö- kerken "gayri meşru zeminlerde" akıl durduracak zen- ginleşmelerin haddi hesabı yok!.. Yoksulluğa mahkûm edilen geniş halk yığınlarının umutsuzluğu yanında ül- kenin ciddi bir muhalefetten yoksun olmasının sakın- calan saymakla bitmez!.. Muhalefetsiz çok partili rejim Nasrettin Hoca'nın kar helvası gibidir; icat edenin de beğenmesi olanak- sızdır. Çıkış yollannın tıkanması ve umutlann yitirilme- si, halkı irtica çekimine teslim eder ya da beklenmedik patlamalara yol açar. • Ayrıca açık seçik görülüyor ki sol kanattan yoksun bir parlamento oluşmuştur. DSP'nin sağa teslimiyet içinde yanaşması iktidar sü- recini belki uzatabilir; ama, ülkeyi sağın da sağına kay- dınr. CHP'nin Meclis dışında kalması hükümetin için- de ve Meclis Genel Kurulu'nda DSP'nin yalnızlığını perçinledi. Bu durumda geniş halk tabanının sesi se- dası çıkamıyor. Ekonomik düzenin çarkı sessiz çoğun- luğun aleyhine çalışıyor. "Sessiz çoğunluk" sürgit sessiz kalamaz. Meclis 'seçilmişler'öen oluşmuyor; siyasi parti lider- lerinin saptadığı 'atanmışlar' genel kurul sıralarını dol- duruyorlar; geniş halk kitlelerinin sessiz çoğunluğu- nun şimdilik işitilmeyen sesine kimse kulak vermiyor... Bu gidiş nereye?.. tetildeyim, aklım Dünya'da!Dünyanın seçkin markaları, bu yıl da Dünya Gençlik Merkezi'nde sizi bekliyor. Yaz tatili sürüyor, ama çocuklar şimdiden Dünya'yı düşünmeye başladı bile. Dünya Gençlik Merkezi bu yıl da çocuklar için rengârenk kalemler, cıvıl cıyıl defterler ve binbir çeşit okul çantasıyla yeni öğretim yılına hazır. Siz de Dünya Gençlik Merkezi'ne gelin, çocuğunuzun okul heyecanını sevince dönüştürün. • FRANSIZ OKULLARI İÇİN SEYES DEFTER ÇEŞİTIERİ AKMERKEZ VE CARREFOUR MAĞAZALARINDA. DÜNYA GENÇÜK MERKEZİ'NDE BULABİLECEĞİNİZ TÜM MARKALAR Adventures • Aki Athletics • Alpha • Arizona Cats • Basic • Busquet • Chipie • Clo Clo • Club International • Cotton Blue • Creeks • Dallas Covvboys • Dilbert • Dr. Martens • Friends Forever • Hamelin • Harley-Davidson • Juypal • Kangool • Loo Loo • Mary Chart • Mıckey & Mini • Morgan • Naf Naf • NBA chicago Bulls • NBA Lakers • NFL • Palmiro • Poivre Blanc • Roadsign • Romantic • Sad Sam • School Days • Schott • Sensazioni • Seven • Simple Spirit • Snoopy • Tasmanian • United • Walt Disney • VVarner Bros. GENÇLİK MERKEZİ A K M E R K E Z • C A R R E F O U R • C A P I T O L • C A R O U S E L • G A L L E R I A • A N T A L Y A 2 0 0 0 • M İ G R O S B E Y L İ K D Ü Z Ü * M İ G R O S A N K A R A • Z A F E R P L A Z A B U R S A
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle